19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstihdam sorunu çözülemediği için nitelikli işgücü, çözümü yurtdışına gitmekte arıyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Diplomalı işsiz ordusu Mumcu, TOBB’ye davet edilmedi ? ANKARA (ANKA) Anavatan Partisi, Genel Başkan Erkan Mumcu’nun TOBB 61. Genel Kurulu’na davet edilmediğini bildirdi. Parti Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Mumcu’nun TOBB’un 61. Genel Kurulu’na davet edildiği halde katılmadığı şeklinde bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerin gerçekleri yansıtmadığı ifade edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksekokul ve üniversite mezunu işsiz sayısı AKP iktidarıyla birlikte katlandı. 2002’de 21 bin 523 olan diplomalı işsiz sayısı, 2003’te 46 bin 625’e, 2004’te de 76 bin 724’e yükseldi. Bu rakam 2005’te 57 bin 892’ye geriledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan’ın soru önergesini yanıtlarken, Türkiye’de işsiz yüksekokul ve üniversite mezunlarının sayısıyla ilgili bilgi verdi. Başesgioğlu, Türkiye İş Kurumu kayıtlarına göre yıllar itibarıyla yüksekokul ve üniversite mezunu işsiz sayısının 2002 yılında 21 bin 523, 2003’te 46 bin 625, 2004’te 76 bin 724, 2005’te ise 57 bin 892 olduğunu bildirdi. 2003 ve 2004 yıllarında ku Bozkırda Bir Kent... Öğle saatleri... Mustafa Balbay’la birlikte Ankara’dan Konya’ya doğru yol alıyoruz... Konya TÜYAP Birinci Kitap Fuarı bir hafta önce açılmıştı... Konya gelişmiş bir kent. Bir tek gecekondu yok. Ovaya yayılmış Konya. Son on beş yıldır adını ‘‘yeşil holdingler’’le duyurdu. Dincilerin kalesi. Nakşiler, Nurcular egemen ekonomiye. Bir dönem Refah Partisi’nin kalesiydi. Şimdilerde AKP her yeri ele geçirmiş. Muhafazakâr yapı son yıllarda ‘‘dinciliğin’’ merkezi olmuş. Hizbullah 2000 yılında ‘‘mezar evler’’le adını duyurmuştu Konya’da. Şimdilerde İBDAC adını duyuruyor. Pek çok soruya yanıt aramaya çalışıyorum Konya’ya giderken... Güzelim Anadolu kenti neden bu hale geldi? Dinciler Konya’nın tarihi ve kültürel yapısından yararlanmasını bildiler. Sağ iktidarlar döneminde işlerini yola koydular. 1980 öncesi Nurcular ekonomiyi ele geçirdiler. Böyle olunca da kentin sosyal ve ekonomik yapısı hızla değişmeye başladı... Erbakan döneminde ivme kazanan bu yapı şimdilerde Erdoğan’ın desteğinde... Konya’da dinciler ikiye ayrılıyor: ‘‘Varsıllar ve yoksullar.’’ Varsıllar yüzme havuzlu villalarda oturuyorlar, son model otomobillere biniyorlar. Yoksullar ise esnaf çoğunlukla. Ekonomik olarak kalkınmamışlar. Varsılların tümü ya Fethullahçı ya da Nakşi. Giyim kuşamları ‘‘marka’’. Devlet okulları ‘‘tarikatlar’’ın elinde. Atatürkçü, yurtsever, demokrat öğretmenler baskı altında. ??? Eğitimİş Sendikası Konya Şube Başkanı Veysi Demir’le konuştum uzun uzun... Demir, bazı okullarda laik, demokratik Cumhuriyete aykırı, eğitim ve öğretimde birlik ilkesinin tartışılır duruma geldiğini söyledi. Demir, ilginç bir saptamada bulundu: ‘‘Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü kutlamalarında Atatürk’ü bilinçli olarak unutanlar, Kutlu Doğum Haftası’nı bahane ederek okulları Cumhuriyet ve laiklik karşıtı medreseye dönüştürdüler. Saidi Nursi’nin ölüm yıldönümünde okulların panolarına afişler astılar. Gazeteciler görüntülemek isteyince panoları indirdiler.’’ Yeşil holdinglerin merkezi Konya... Saf Müslümanlardan yurtiçi ve yurtdışında toplanan 8 milyar Euro’nun büyük bölümü Konya’ya aktı... Bu paralar kimin cebinde şimdi? AKP iktidarı ‘‘yeşil holdingler’’e bir şey yapmıyor. Başbakan Berlin’de ‘‘Bizi dolandırdılar’’ diyen yurttaşları ‘‘Verirken bana mı sordun?’’ diye azarlıyor... Öğle saatlerinde Konya’dayız... Konya yemekleri yapan bir lokanta. Masaların çoğunluğunda turistler oturuyor... Lokantada bira yok... Sonradan öğreniyorum, Konya’da birkaç yerde alkollü içki servisi yapılıyor... Konya’dan Türkiye’ye baktığımız zaman, laik demokratik Cumhuriyetin altının nasıl oyulduğunu görebilirsiniz... Adana Seyhan Belediye Başkanı Aziz Öztürk, trilyonlar harcayarak yaptırdığı yüzme havuzunda haremselamlık uygulamasını başlattı... Adana’da tepkiler yoğunlaşıyor... Çağdışı bir uygulama değil de nedir bu? Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan alçakça saldırıyı bile ‘‘AKP’ye karşı bir eylem’’ olarak nitelendiren bir kafa, ‘‘Ilımlı İslam’’ yolunda adım adım ilerliyor... Faili meçhuller ülkesinde ilk kez Alparslan Arslan adında bir katil zanlısı olmasına karşın arkasındaki güçler nedense ortaya çıkarılamıyor... ??? Hani ‘‘derin’’ bir soruşturma açılacaktı? Hani ‘‘Şemdinli’’ en kısa sürede ‘‘aydınlatılacak’’tı? Benim merak ettiğim ‘‘Ergenekon’’ adlı yapı... Eğer böyle bir ‘‘yapı’’ varsa devletin istihbarat birimleri neden çözmüyor bu ‘‘yapı’’yı? Arslan’ın eylemine yardımcı oldukları öne sürülen Muzaffer Tekin savcılık tarafından salıverildi... Başbakan ne demişti: ‘‘Derin ilişkiler...’’ Konya’yı gezerken bunları düşünüyorum... Konya TÜYAP Birinci Kitap Fuarı beklenen ilgiyi görmedi. Cumhuriyet Kitap Kulübü ise dolup taştı. Yazarların önünde kuyruklar oluştu... Fazilet Kuza, harika bir stant yaptırmış Cumhuriyet Kitap Kulübü’ne. Göreve geldiğinden beri de canla başla çalışıyor... YÖK diplomaların yarısını geçersiz saydı ruma kayıtlı işsiz üniversite ve yüksekokul mezunu gençlerin sayısında artış meydana gelirken, 2005 yılı itibarıyla düşüş görüldüğüne işaret eden Başesgioğlu, ‘‘Kurum kanalıyla 2003 2004 yılları arasında; 341’i ABD, 844’ü Avrupa ülkeleri, 374’ü Türk cumhuriyetleri ve 602’si çeşitli ülkeler olmak üzere toplam 2 bin 161 yüksekokul ve üniversite mezunu gencimiz yurtdışına ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), yurtdışında üniversite eğitimi gören ve 2005 yılında denklik için başvuran 5 bin kişiden yalnızca 2 bin 600’ünün diplomasını tanıdı. YÖK’ün ret gerekçelerinin başında sahte diploma geliyor. En çok sahte diploma, Asya ve Balkan ülkelerinden ve özellikle tıp alanında geliyor. 2005’te denklik istenen tıp diplomalarının ancak yüzde 4’ü denklik alabildi. Yurtdışından gelerek denklik başvurusunda bulunan tıp mezunları, YÖK’ün düzenlediği TUS ayarındaki sınavda, hasta bakıcı bilgisinin ötesine geçemiyor. YÖK yetkililerine göre, yurtdışından doktor getirme konusu, dikkat gerektiriyor. gitmiştir’’ dedi. Nitelikli beyin gücü göçünün önlenmesi ve tersine çevrilmesinde hükümet, üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğini kaydeden Başesigoğlu, nitelikli işgücünün ülke içinde verimliliğini sağlayarak, yurtdışına kaçışının önlenmesinin ancak böyle bir koordinasyonun oluşturulması ve sürdürülmesine bağlı olduğunu vurguladı. Son yıllarda istihdam yapısının tarım sektöründen sanayi ve hizmetler sektörüne doğru yönelmesi ve tarımın toplam istihdamdaki payının düşmesinin, hem daha kalifiye işgücünün istihdam edilmesini kolaylaştırdığına, hem de toplam verimliliği arttırdığına işaret eden Başesgioğlu, şunları kaydetti: ‘‘Ülkemizde son yıllarda toplam üre TMY’de değişiklik çalışmaları ? ANKARA (AA) TBMM Adalet Alt Komisyonu, Terörle Mücadele Yasası’nda yapılacak değişiklik konusunda çalışmaya başladı. CHP’nin üye vermediği alt komisyon, AKP’li 5 üyeyle Genelkurmay, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve üniversite öğretim üyelerinin katılımıyla ilk kez toplanarak tasarıyı görüşmeye başladı. AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü’nün başkanlığını yaptığı alt komisyon, Halil Özyolcu, Ahmet Çağlayan, Mustafa Nuri Akbulut ve Haluk İpek’ten oluşuyor. tim ve verimlilik, istihdama nazaran daha fazla artmıştır ve bunun en önemli nedenleri, teknolojik gelişmeler ve daha kalifiye işgücünün istihdam edilmesidir. Tarım sektörünün göreceli büyüklüğünün azaltılması ve ortaya çıkan atıl işgücünün kalifiye işgücüyle daha yoğun teknoloji gerektiren sektörlere aktarılması, hem nihai üretim artışının sağlanması hem de kalifiye işgücü istihdamının sağlanması ve farklı arayışlara girmesinin önlenmesi açısından önemli ve ülkemiz açısından önceliklidir.’’ Beyin göçünün önlenmesi ve nitelikli işgücünün istihdamının sağlanması amacıyla TÜBİTAK’ın özellikle başarılı bilim adamlarına ve öğretim üyelerine yönelik ‘‘ussal projeler’’ hazırladığını belirten Başesgioğlu, ‘‘Bu sayede bilim adamlarımız yurtdışına yönelmek zorunda kalmayacaklar’’ dedi. CHP’Lİ TANDOĞDU: ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Hükümet sağlıkta çöktü ? CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu, yanlış uygulamalarıyla sağlık harcamalarını arttıran AKP’nin IMF talimatıyla bu harcamaları kısmaya çalıştığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, IMF talimatıyla sağlık harcamalarında ‘‘kısıntıya’’ giderken CHP Ordu Milletvekili Sami Tandoğdu, bizzat hükümetin uygulamaları nedeniyle sağlık harcamalarının arttığını belgeleriyle açıkladı. Tandoğdu, Tıp Kurumu Genel Sekreteri Ali Rıza Üçer ile TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, SSK İlaç Listesi ve Uygulama Talimatı’nın 11 Nisan 2005’te değiştirildiğini anımsattı. Tandoğdu, bu değişiklikle bu tarihten önce kısıtlamaya tabi olan bazı ilaçlar üzerindeki kısıtlamanın kaldırıldığını, sadece uzman doktorların yazabildiği ilaçların, bütün pratisyen hekimler tarafından da yazılabilmeye başlandığını ifade etti. İlaçta kısıtlamaların kalkmasıyla SSK’nin aldığı ilaçların kullanım miktarında ve fiyatlarında değişiklikler olacağını ve bunun da yüklü bir zarara yol açacağını tespit ederek durumu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’na anlattığını kaydeden Tandoğdu, yazılı soru önergeleri verdiğini anımsattı. Tandoğdu, bakanın verdiği yanıtların, daha önce kendisinin ‘‘yüklü kamusal zarar oluşacağı’’ uyarılarını haklı çıkardığını bildirdi. Çalışma Bakanlığı’ndan gelen yanıtlara göre, uygulama talimatı değişmeden önceki ilaç fiyatı ile değişiklik sonrası fiyat karşılaştırmalarından örnekler veren Tandoğdu, 6 kalem ilaçta, 2004’te yaklaşık 8 trilyon lira olan harcamanın, 2005’te 13 kat artarak yaklaşık 100 trilyon liraya ulaştığını söyledi. Bazı ilaç fiyatlarından örnekler de veren Tandoğdu, ‘‘Pariet’’ adlı ilacın 2004’te 400 kutu tüketildiğini ve bunun karşılığında SSK’nin harcamasının 19 bin 38 YTL olduğunu; 2005’te bu ilacın tüketiminin kutuda 207 kat artarak 82 bin 713’e ulaştığını ifade etti. Tandoğdu, artan harcamaların yükünün vatandaşın üzerine bineceğini, katkı paylarının artacağını, primlerin yükseleceğini kaydedtti. Dördüncü yargılandı ? İstanbul Haber Servisi Selanik’teki Atatürk Evi’nde bulunan ‘Şeref Defteri’ne yazdığı yazıyla gündeme gelen Mehmet Fethi Dördüncü’nün, daha önceki bir dilekçesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada ifadesi alınan Dördüncü, yazdığı mektubu gereğini yapması için Kadir Topbaş’a, bilgi için de Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk’e postayla gönderdiğini söyledi. Dördüncü, varsayımlardan yola çıkılarak hazırlandığını ve gerçekdışı olduğunu öne sürdüğü iddianameyi kabul etmediğini belirtti. [email protected] TRT’de kadrolaşmaya protesto ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında sanatçılar, bilim adamları, sivil toplum örgütü temsilcileri ve TRT çalışanlarının da yer aldığı yüzlerce kişi, AKP iktidarıyla birlikte kurumda başlayan değişim ve dönüşümü protesto edecek. 7 Haziran Çarşamba günü İstanbul Radyosu önünde buluşacak yurttaşlar ‘‘TRT’de sansüre ve baskıya hayır’’ diyecek. Konuyla ilgili düzenleme komitesinden yapılan açıklamada, bütçesinin yüzde 70’i halk tarafından karşılanan TRT’nin kamu hizmeti yapmak zorunda olduğu anımsatıldı. Toplumun tüm kesimlerinin TRT ekranlarından ve radyolarından seslerini duyurma hakları bulunduğu vurgulanan açıklamada, TRT’yi yönetenlerin de bu anayasal görevini yerine getirmek durumunda oldukları belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi: ‘‘TRT yapımcıları programlarını özgürce yapmak istiyor, TRT muhabirleri AKP propagandasına alet olmak istemiyor, TRT sanatçıları sanatlarını özgürce icra etmek istiyor, TRT izleyicileri her kesimin sesini din, dil, mezhep, cinsiyet, sınıf ve siyaset farkı gözetmeksizin ekranda ve radyolarda görmek, duymak istiyor.’’ Meclis’te gece mesaisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu, bu hafta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in ‘‘Mezarda emeklilik getiriyor’’ gerekçesiyle veto ettiği Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalar Yasası için gece çalışması yapacak. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, Genel Kurul’un salı 15.0021.00 saatleri arasında, çarşamba ve perşembe ise gündemdeki konular bitinceye kadar çalışacağını söyledi. Fatsa, Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigortalar Yasası’nın bu hafta çıkarılacağını belirtti. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CHP’li Bihlun Tamaylıgil, Başbakan Erdoğan’ın İslami holdingzedeleri azarlamasına tepki gösterdi ‘Parayı eski arkadaşları topladı’ AYŞE SAYIN ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, İslami holdinglere para kaptıran yurttaşları ‘‘sahtekârlıkla’’ suçlayıp ‘‘Para yatırırken bana mı sordunuz’’ diye azarlamasının yankıları sürüyor. TBMM’de kurulan İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Bihlun Tamaylıgil, paraların ağırlıklı olarak ‘‘Milli Görüşçüler’’ tarafından camilerde toplandığına dikkat çekerek ‘‘Bunlar Başbakan’ın eski siyaset arkadaşları, hatta bazıları hâlâ beraber olduğu arkadaşları’’ dedi. Tamaylıgil, Erdoğan’ın İslami holdinglere para kaptıran yurttaşlara yönelik tavrını eleştirirken, AKP hükümetinin sorunun çözümüne yönelik ‘‘samimiyetsiz’’ bir tavır sergilediğini söyledi. AKP’nin, iktidara geldikten sonra Meclis’te 2 yıl bu konuda araştırma komisyonu kurulmasını engellediğini, ancak bu holdinglerle ilgili yasal girişim baş latılınca komisyon kurulmasına vize verdiğini belirten Tamaylıgil, Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in gerek komisyon kurulurken, gerekse komisyon raporu görüşülürken bu konuda yasal düzenleme sözü verdiğine dikkat çekti. Tamaylıgil, komisyonun hazırladığı raporun 3.5 ay Meclis’te görüşülemediğini anımsattı. Tamaylıgil, ‘‘Mağdur vatandaşların sorununun çözümü için yeni yasal düzenleme önerisinin yer aldığı komisyon raporunun Meclis’te görüşülmesinden bu yana aşağı yukarı 2 ay geçti. Ama hükümetten bu konuda bir çalışma yapıldığına dair işaret yok. Şener çıkıyor, yasal düzenleme yapılması gerektiğini dile getiriyor, Başbakan ‘‘Bana mı sordunuz’’ diyor. Başbakan ‘Gömleği çıkardım, değiştirdim’ diyerek sorumluluktan kurtulamaz. Tüm iyi niyetimize rağmen, Başbakan böyle bir tavır sergileyince, acaba çözüm ‘siyasi olarak engellenmek mi isteniyor’ sorusu akla geliyor.’’’’ dedi. Başbakan Erdoğan’a hakaret davası Dış Haberler Servisi Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Demirci, Berlin’de düzenlenen toplantıda, yeşil sermayezedelerin mağduriyetini dile getirirken mikrofonun açık olduğunu unutup kendisine ‘‘Sahtekâr’’ diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret devası açacağını söyledi. Başbakan Erdoğan, sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle Berlin’de yapılan toplantıda, holdingzedelerin mağduriyetini dile getiren ve ‘‘1 milyon holdingzede var’’ diyen Demirci’yi provokatörlükle suçladıktan sonra, mikrofonun açık olduğunu unutup Devlet Bakanı Ali Babacan’a, ‘‘Çağırın şu sahtekârı, derdi neymiş anlayalım’’ ifadesini kullanmıştı. Kendisine milyonların önünde hakaret edildiğini belirten Demirci, ‘‘Kimse bana sahtekâr diyemez. Ben orada şahsım değil, 1 milyon holdingzede adına söz almıştım. Hem şahsım hem de holdingzedeler adına Berlin’de hakaret davası açacağım. Aynı zamanda Türkiye’de de dava açacağız’’ dedi. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle