19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 MAYIS 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI A A PB A A A A A PB 27 29 26 27 29 31 33 30 31 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB Y Y Y PB PB PB Y A 22 21 19 19 26 25 26 18 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB A A A A PB PB Y 33 27 31 35 34 32 22 23 20 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun doğusu, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, Orta ve Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzey ve batısı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Yağışlar; Orta ve Doğu Karadeniz ile İç Anadolu’nun doğusunda etkili olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo PB 15 Helsinki Y 9 Stockholm Y 16 Londra Y 18 Amsterdam Y 15 Brüksel Y 19 Paris PB 25 Bonn Y 19 Münih Y 23 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y PB PB Y PB PB B B Y 19 26 31 22 26 26 26 28 23 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y A B PB A Y Y A A 19 32 28 38 31 31 30 35 34 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada zararlarını telafi etmenin yollarını kim arayacak? Müslümanlığı önkoşul gören bu hükümet! Oysa hükümetin, Müslümanın Müslümanlığı araç olarak kullanarak, üstelik ‘‘Başbakan’ın adını vererek, arkadaşı olduğunu’’ söyleyerek trilyonluk, katrilyonluk vurgunu yapanların üzerine gittiğini, gideceğini açık dille kamuoyuna duyurduğu işitilmedi. Bu konuda çözüm yolları arayan Meclis Komisyonu da derin uykuda! Bu sessizliğin, dolandırılan gurbetçilerin dertlerini RTE’nin görmezden gelmesinin bir gerekçesi, bir nedeni vardır elbet. Bir zamanlar ‘‘Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz’’ diyen, geçmişi unutulmaya bırakılmış, medyaya göre Türk siyasetinde büyüklerin büyüğü, bir bileni, düşünürü, AKP’den bizi kurtaracağı sanılan tek insan, Ispartalı böyyük Süleyman Demirel’den sonra... ...RTE de ‘‘Bana Müslümanların Müslümanı dolandırdığını söyletemezsiniz’’ diye düşünüyor olabilir. Velakin Müslüman, Müslümanı soyuyor. ??? Müslümanın Müslümanı dolandırmayacağı yargısını yüreğine ve kafasına yerleştirmiş bir insanın, bir Başbakan’ın, RTE’nin; kuşku yok, tasarruflarını Müslüman dolandırıcılara kaptıran Müslüman gurbetçilerin yakınlarını ‘‘Bu paraları verirken bana mı sordunuz’’ diye terslemesi de herhalde Müslümanlık gereği. Bu söze gurbetçilerin gösterdiği büyük tepkiye Başbakanlık korumalarının Müslümanlığı rencide edeceği sanısıyla müdahalesine RTE’nin sessiz kalmayı yeğlemesi de herhalde Müslümanlık gereği. Yurtdışında pasaport nasıl alınır veya merkezin talimatıyla türbanlı başa pasaport verilir mi verilmez mi? Bilmiyor. Olabilir. Fakat bir Başbakan’ın kalabalıklar önünde devleti Berlin’de temsil eden (Devlet bakanlığı yapmış Mehmet Ali İrtemçelik gibi devleti ve diplomasiyi; yasalar, talimatlar önünde nasıl davranılacağını bilen, değerli) bir büyükelçiyi paylarcasına sorgulamaya girişmesi... ...Verilen bilgilere inanmadığını gösterircesine bu konuda gerekeni yapacağını söyleyince yükselen alkışlar karşısında büyükelçiye sahip çıkacağı yerde onu yalnız bırakan bir tutum takınarak suskun kalması... ...Bir başbakan gibi konuyu inceleyeceğini söyleyerek tepkileri geçiştireceği, yatıştıracağı yerde; kuşku yok, devlet anlayışı RTE’den fersah fersah ileride olan yüksek bir bürokratı izleyicilerin alkışları arasında arenada aslanların önüne atılan tutsaklar gibi yalnız bırakması... Davranış ve içerik açısından da, etik açısından da savunulması olanaksız bir dizi davranış! ??? RTE’nin tutumunu Emniyet Genel Müdürlüğü ve Büyükelçilik resmen yalanladı. Sözcü İsmail Çalışkan pasaport tanziminde dikkat edilecek hususları içeren genelgenin 1984’ten beri yenilendiğini açıkladı. Büyükelçilik ise genelgeyi öğrensin, bilgisi olsun diye RTE’ye verdi. Sonra... RTE mahcup oldu mu? Büyükelçiden özür diledi mi? Genelgeyi eline aldı ve: Sustu! ??? Türban denilince yöneticilerimizde sinirsel titreşimler baş gösteriyor. Tedavisi olanaksız bir rahatsızlık. Bu konuyu kurallara bağlayan yüksek yargı organlarımızın, ayrıca AİHM’nin verdiği ilaçlar da yetmiyor. Berlin’den yansıyan manzara, bu rahatsızlığın, türban denilince baş gösteren sinirsel titreşimlerin eseri mi? Kuşkusuz, manzaranın devletle, devlet adamlığıyla uzak yakın ilgisi yok. Reklama inceleme Haber Merkezi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nca, gazetemizin televizyonlarda da yayımlanan ve büyük ilgi gören ‘‘Tehlikenin Farkında mısınız?’’ başlıklı reklamı incelemeye alındı. Bakanlığın incelemeye gerekçe olarak, ‘‘Tehlike kelimesi ile İslam dini ya da bu dinin çeşitli argümanlarının ima edilmekte olduğu, bu durumun İslami değer yargılarına önem veren toplum kesimi tarafından farklı algılanabileceği’’ iddiasıyla yapılan başvuruları göstermesi dikkat çekti. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nün 22 Mayıs 2006 tarihli resmi yazısına göre gazetemizin ‘‘Tehlikenin Farkında mısınız?’’ başlıklı reklamı bakanlığa yapılan başvurular üzerine Reklam Kurulu’nca incelemeye alındı.ƒ Bakanlık, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4822 sayılı Kanun ile değişik 16. maddesi ile Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümleri çerçevesinde incelemenin halen sürdürüldüğünü bildirdi. Bakanlığın yazısında, incelemeye gerekçe olarak gösterilen başvurulardaki iddialara da yer verildi. ‘‘Çeşitli televizyon kanallarında yayımlanan, ‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ başlıklı reklamlarda vurgulanmak istenen esas noktanın, Cumhuriyet gazetesinin içinde bulunduğu maddi sıkıntı mı yoksa rejim mi olduğunun izleyiciye bırakılmış olduğu ve bu temanın tahrik edici bir şekilde işlendiği’’ iddiasına atıfta bulunulan bakanlık yazısında, bir diğer iddiaya da şöyle yer verildi: ‘‘Yine aynı reklamda açıkça belirtilmeyen ‘tehlike’ kelimesi ile İslam dini ya da bu dinin çeşitli argümanlarının ima edilmekte olduğu, bu durumun İslami değer yargılarına önem veren toplum kesimi tarafından farklı algılanabileceği nedeniyle, bu içeriği haiz bir reklamın da anayasanın 24. maddesinde yer alan ‘Herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir... dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kimse kınanamaz ve suçlanamaz’ ifadelerine aykırılık teşkil edeceği iddiası yer almakta olup...’’ Yazıda her iki iddiaya yer veren bakanlık, Ticari Reklam ve İlanlara İlişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik’in ‘‘Temel İlkeler’’ başlıklı 5. maddesine atıfta bulundu. İncelemenin, söz konusu maddenin (i) bendinin, ‘‘Reklamlar, kamu düzenini bozucu nitelikte olamaz; şiddet hareketlerine yol açıcı, göz yumucu, özendirici veya destekleyici unsurlar içeremez, yasadışı veya kınanacak davranışları cesaretlendiremez’’ hükmü ile (j) bendinin, ‘‘Reklamlar, dil, din, ırk, mezhep, felsefi düşünce ve cinsiyete dayalı ayrımcılık üzerine kurulamaz, ayrımcılığı destekleyemez, kötüleme içeremez, istismar edemez’’ hükmü çeçevesinde değerlendirildiğini bildiren bakanlık, gazetemiz yetkililerinden reklamla ilgili yazılı görüş istedi. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Azarlama paniğin sonucu’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’i pasaport başvurularında uygulanan türban genelgesi için azarlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a muhalefetten tepki yağdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Başbakan’ın türban konusu gündeme geldiğinde, bütün ölçüleri bir kenara bıraktığını söylerken CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi ile DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, ‘‘Başbakan, büyükelçiyi bu şekilde küçük düşürerek cumhuriyeti rencide ediyor’’ dedi. Başbakan Erdoğan’ın Büyükelçi İrtemçelik’i devletin genelgesine uyduğu için azarlaması muhalefetin tepkisine neden oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, gelmiş geçmiş hiçbir hükümet döneminde böyle bir manzarayla karşılaşmadığını söyledi. Öymen, Erdoğan’ı bu tavrından dolayı kınarken ‘‘Başbakan’ın devlet adamlığı konusunda öğreneceği çok şey var’’ dedi. Büyükelçilerin, bulundukları ülkede devleti, dolayısıyla başbakan ve cumhurbaşkanını da temsil ettiğini belirten Öymen, ‘‘O nedenle Başbakan’ın büyükelçimize yönelik saygıyla bağdaşmayan tavır sergilemesini kabul edemeyiz. Büyükelçimize İslami Holdinglerin tuzağına düşen Almanya’daki Türkler Erdoğan’ı protesto etti. saygı göstermek Başbakan’ın görevi’’ dedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in kısa bir süre önce ‘‘Türban vatandaşların yüzde 1.5’inin sorunu’’ açıklaması yaptığını kaydeden Öymen, Erdoğan’ın ise ülkenin bir numaralı sorunuymuş gibi ön plana çıkarttığını vurguladı. CHP’nin bir diğer genel başkan yardımcısı Selvi de, bugüne kadar Başbakan’ın kavga etmediği kesim kalmadığını belirterek ‘‘Böyle bir başbakan elbette olamaz. Gittiği her yerde umduğunu bulamadıkça sinirleniyor, kendisine hâkim ola mıyor, bir devlet adamına yakışmayacak fevri tavırlar gösteriyor’’ diye konuştu. Güçlü ülkelere ve sermayeye boyun eğen Başbakan’ın devleti temsil eden bir büyükelçiyi insanların gözü önünde azarlamasının kabul edilemeyeceğini vurgulayan Selvi, ‘‘Başbakan, sayın büyükelçiyi küçük düşürerek cumhuriyeti rencide ettiğinin farkına varamıyor. Bu, şaşkınlığın, paniğin, sıkışmışlığın telaşı içinde olan olaylar’’ görüşünü dile getirdi. Başbakan’ın aynı toplantıda, İslami holdingler tarafından do landırılan yurttaşlara da, ‘‘Paranızı verirken bana mı sordunuz?’’ diye çıkıştığına da dikkat çeken Selvi, ‘‘Bir başbakanın her kim olursa, sebep ne olursa olsun bana mı sordunuz deme hakkı yoktur. Sorunların çözümünden, erk sahibi olan hükümetler sorumludur’’ dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir, Erdoğan’ın İrtemçelik’e çıkışmasına tepki göstererek ‘‘Başbakan, orada vatandaş ve soydaşlarımızın önünde devlet başkanımızın temsilcisini zor bir duruma düşürmektedir’’ dedi. Devamında da şu yorum geliyor: ‘‘AKP, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırıyor...’’ Önce şu noktanın altını çizelim: AKP reformcu bir parti olmadı ki, reformlardan vazgeçsin! Peki ne oldu? AKP, kendi iktidarını güçlendirmek ve partinin iç gündemini Türkiye’nin gündemi haline getirmek için tüm istemlerinin üzerini demokratikleşme ve özgürlükler şalıyla örttü. Medyamız AKP’nin her yaptığına ‘‘reform’’ adını koyduğu için doğal olarak dış basın da bundan etkilendi. Yakın geçmişte yapılan önemli yasa değişikliklerini anımsayalım; hemen tümünün bir yanı ya türbandır ya imam hatip! Hani arkadaşları bırakıversen; çayır ve mera yasasının içine bile örtüyü yerleştirip, ‘‘Nasıl tarlaların çayırla örtülmesi iyiyse, kadınların da örtünmesi iyidir’’ maddesi ekleyecek! ??? Önceki gün Brüksel’den gelen haber yukarıda aktardığımız mantıkla örtüşüyordu. 12 Haziran’da yapılacak Ortaklık Konseyi toplantısı için hazırlanan ‘‘Tutum Belgesi’’ne göre, AB Türkiye’yi ağır bir dille eleştirecek. Türkiye’de reformların yavaşladığını ilan edecek, hızlanmak gerektiğini, daha önce çıkan reform yasalarının da uygulanması için ciddi davranmanın şart olduğunu vurgulayacak. AB’nin dikkat çektiği konulardan bazıları şunlar: Sivilasker ilişkilerinde düzelme yok. İfade özgürlüğüyle ilgili düzenlemeler AB standartlarının gerisinde. Dini azınlıklar mülkiyet ve temsil hakkından yoksun. Güneydoğu’da PKK terörüne karşı güç kullanımı dengesiz. Güney Kıbrıs’a limanları bir an önce açın. Genel anlamda reformlar yavaşladı, hızlandırın. İktidarının ilk aylarında AKP, AB katlarından gelen her şeyi çok ciddiye alır, gereği için çaba harcardı. Çünkü karşılığında kendisinin de çok önemli bir beklentisi vardı: Türbanın özgürlükler kapsamında değerlendirilmesi. Ne var ki, AKP’nin bu stratejik hedefi tutmadı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, son olarak 2005 sonbaharında türban konusunu kesin bir ifadeyle kapattı. ??? Türban kararından sonra AKP’de ciddi bir yol haritası değişikliği yaşandı. AKP, AB sürecinden alacağını almış, daha fazlasının zor olduğunu görmüş durumda... Yeri geldikçe, AKP ile AB’nin Türkiye’ye karşı anlaştığını vurguluyoruz. İki taraf da bu gidişten memnun..du. Ancak, AB’nin Türkiye’den her şeyi isteyip çok az şey verme politikası toplum katında da büyük ölçüde anlaşılmış görünüyor. Bu nedenle AKP’nin, ‘‘AB bu yasayı mutlaka istiyor. Çıkarmasak olmaz. Türk toplumunun yüzde 70’i AB’den yana’’ şarkısı alt sıralara düştü. Tüm bunlarla birlikte AKP, dış politikada verdiği ödünlerin gerekçelerini inandırma gücünü de yitirdi. Gücü azaldıkça ödün verme cüretini yitiriyor. Bu cüret azaldıkça, AB bozuluyor! Gelinen noktada sorun artık AKP iktidarı değil... AKP’nin karşısına konacak hareket... Başkentte metrekareye 34 arayış düşüyor. Bu arayışların öncelikle toplumla bütünleşme yanına bakıyoruz, ciddiyetle izliyoruz! ankcum?cumhuriyet.com.tr Türban genelgesi Aksu’nun çıktı ? Baştarafı 1. Sayfada revliler bize, ‘Babaanneniz gibi bağlayacaksınız ve şuradan da biraz saçınız görünecek’ diyorlar’’ şikâyeti üzerine tartışmaya neden olan genelgeyi Başbakan’a sundu. İrtemçelik, Erdoğan’ın, ‘‘Ben böyle bir genelge olduğunu zannetmiyorum, ihtimal de vermiyorum. Bu nedenden, büyükelçiden bu genelgeyi bir göreceğim. Böyle bir uygulama söz konusu olamaz’’ sözleri üzerine, toplantının sonrasında genelgeyi Başbakan’a gösterdi. Cumhuriyet’in Berlin’den telefonla ulaştığı İrtemçelik, ‘‘Gayet tabii kendisine sundum. İlgiyle inceledi. Herhangi bir yorumu olmadı’’ dedi. Erdoğan’ı kızdıran genelgenin 2000 yılında Abdülkadir Aksu’nun, DSP, MHP ve ANAP’ın koalisyon hükümetinde içişleri bakanı olarak görev yaptığı dönemde büyükelçilikler ve konsolosluklara gönderildiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü de ‘‘Pasaport tanziminde dikkat edilecek hususlar’’ konusunda bir genelgenin 1984 yılında yayımlandığını, genelgenin de bugüne kadar yenilendiğini açıkladı. Genelgede pasaportlarda yer alacak fotoğrafların kişinin son durumunu tespit eden ‘‘cepheden çekilmiş, şapkasız, güneş göz ‘Vatandaş Başbakan’dan icazet mi alacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Berlin’de İslami holdinglere para kaptırdığı için şikâyetçi olan gurbetçi yurttaşı ‘‘Para yatırırken bana mı sordun’’ diye azarlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bazı İslami holding yöneticilerini milletvekili olarak Meclis’e taşıdığına dikkat çekiliyor. Halen AKP Mersin Milletvekili olan Saffet Benli, parlamentoya girmeden önce APİTAŞ adlı İslami holdingde Denetleme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Mersin’de yerleşik APİTAŞ’ın sadece Almanya’daki yurttaşlardan 35 trilyon lira topladığı dile getiriliyor. 1990’lı yılların başında kurulan ve REFAHYOL hükümeti döneminde güçlenen İslami holdingler gurbetçilerin trilyonlarını ‘‘hortumladı’’. TBMM’de kurulan İslami Holdingleri Araştırma Komisyonu raporuna göre, Avrupa ülkelerinde yaşayan gurbetçilerden ‘‘yüksek kâr payı dağıtma’’ vaadiyle 78 holding ve buna bağlı yüzlerce şirket aracılığıyla ‘‘kesin rakam saptanamamakla birlikte’’ yaklaşık 5 milyar Euro toplandı. Komisyona bilgi veren mağdur yurttaşlar kendilerinden din istismarı yapılarak para toplandığını ‘‘Camide soyulduk’’ sözleriyle ifade ettiler. AKP ve CHP’nin ortak önergesiyle kurulan TBMM Araştırma Komisyonu raporunda holdingzedelerin mağduriyetinin giderilmesi için bir yasal düzenleme yapılması önerilmesine karşın şu ana kadar bu yönde bir adım atılmadı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında bir kişinin başbakan olmasının o kişiye, vatandaşa ‘‘saygısızlık etme’’ hakkını vermediğini ifade etti. Yurttaşın sorunlarını anlatıp Başbakan’dan çözüm beklediğine dikkat çeken Öymen, ‘‘Başbakan ‘Bana mı sordun’ diyor. Her vatandaş parasını nasıl değerlendireceği konusunda Başbakan’a telefon edip icazet mi alacak? Vatandaş, mağduriyetinin giderilmesini istiyor. Başbakan bu soruna sahip çıkıp gerekli tedbirleri alacağını söylemek yerine, vatandaşı azarlıyor’’ Marmaris’te şiir yasağı ? Baştarafı 1. Sayfada moğlu’nun ‘‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’’ adlı şiiri sakıncalı bulundu. Marmaris Sabancı Lisesi’nin etkinliğinde okunmak üzere bir öğrenci tarafından başvurusu yapılan şiir, İlçe Milli Eğitim Müdürü Züleyla Aldoğan başkanlığında kurulan ve üç edebiyat öğretmeninin yer aldığı komisyona takıldı. Aldoğan, Sabancı Lisesi Müdürlüğü’ne gönderdiği resmi yazıda, Behramoğlu’nun söz konusu şiiri dışın da kalan eserlerin dinletide okunmasında bir sakınca bulunmadığını bildirdi. Aldoğan, anılan sakıncanın nedenlerini belirtmezken yazısında sadece ‘‘Müdürlüğümüz komisyonunca incelenmiş olup Ataol Behramoğlu’nun ‘Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var’ isimli şiiri dışındaki şiirlerin okunmasında bir sakınca görülmediği’’ görüşüne yer verdi. Müdürlük yetkilileri sorularımızı yanıtlamaktan kaçındı. lüksüz olması, kadınlar için çehrenin tam olarak görünmesine mani olmayacak şekilde saç diplerinden itibaren bir örtüyle bağlanmış olarak çekilmiş fotoğrafın kabul edileceği, sahibine benzemeyen, eskiden çekilmiş, renkleri birbirine karışmış, solmuş, çarşaflı, peçeli olan, yüz hatları tanınmayacak şekilde saç ve sakalı karışmış fotoğrafların kabul edilmeyeceği’’ belirtiliyor. Erdoğan’ı kızdıran genelgenin ise 1984 tarihli ilk genelgenin 2000 yılında yayımlanmış, aynı içeriğe sahip, yenilenmiş hali olduğu belirtildi. İrtemçelik görevini yapıyor Erdoğan’ın, devletin resmi genelgesini uygulayıp sadece görevini yerine getiren İrtemçelik’e yönelik söylemi ve tutumu yadırganırken Almanya’daki Türk vatandaşlarının veya Türk asıllı Alman vatandaşlarının, Berlin Büyükelçiliği’ne türbanla girmesinin sorun yaratmadığı da belirtildi. Büyükelçiliğin, hizmet almak için gelen vatandaşlara, kılık kıyafet kanununa aykırı olmamak kaydıyla, giyim konsunda herhangi bir koşul getirmediği dile getirildi. Genelgeye uygun çekilmemiş fotoğrafların bulunduğu bazı evrak nedeniyle vatandaşla rın çeşitli sınır kapılarında sorun yaşadığı ve bu sorunların da büyükelçiliklere iletildiği öğrenildi. Bazı sınır kapılarında, kadınların başörtülerini açması istenirken açmaması durumunda sınırdan alınmadığı yönünde şikâyetlerin geldiği belirtildi. Bu nedenle de genelgeye uygun standartlarda fotoğraf istendiği zaman, vatandaşların başka yerlerde mağdur duruma düşmemek için bu durumu anlaşıyla karşıladığı dile getirildi. Almanya’daki Milli Görüş’e yakın çevreler, Türkiye’den yapılan ziyaretler sırasında düzenlenen toplantılarda sürekli türban konusunu gündeme taşıyıp büyükelçilik personelinin ve konsoloslukların türban takanlara zorluk çıkardığını ileri sürüyor. Dışişleri Bakanı veya Başbakan’ın katılacağı toplantılarda önceden organize olan gruplar, çeşitli provokasyonlar ile türban konusunu gündeme taşıyor. Erdoğan, İrtemçelik’in yazılı talimat doğrultusunda hareket ettiklerini söylemesi üzerine ‘‘O genelgeyi göreceğim. Bakacağız, ona göre de inşallah çözümünü buraya emredeceğiz. Böyle bir şeyin olması bir defa mümkün değil. Onun için de böyle bir genelge varsa, bu genelge nasıl yazılıp gönderilmişse, aynı şekilde iptali de gönderilir’’ demişti. İlahiyat din öğretmeni yetiştiremeyecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlahiyat fakülteleri bünyesindeki ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümlerinin eğitim fakültelerine bağlanması kararlaştırıldı. YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında, YÖK binasında toplandı. Alınan bilgiye göre, toplantıda, ilahiyat fakültelerinin ilköğretim okulları için din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni yetiştirmeyi amaçlayan bölümlerinin eğitim fakültelerine bağlanması kararlaştırıldı. Türkiye’deki 20 üniversitede ilahiyat fakültesi bulunuyor, ancak bunların 10’unda ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümü yer alıyor. Karar doğrultusunda, bu bölümler aynı üniversitelerin eğitim fakültelerinin bünyesine alınacak. Söz konusu bölümlerin bulunduğu üniversiteler ile 2005 yılı öğrenci kontenjanları şöyle: ‘‘Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (100), Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (50), Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (50), Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (40), Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (40), Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (40), Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (60), Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (20), Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (40) ve Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (40).’’ Sözel türü puanla öğrenci alan bu bölümlerin geçen yılki giriş puanları 357 ile 369 arasında değişiyor. Anadolu imam hatip lisesi, imam hatip Lisesi, çok programlı liselerin imam hatip lisesi programları, Anadolu imam hatip lisesi programı, açık öğretim lisesinin imam hatip lisesi programı ve imam hatip okulu mezunları bu bölümlere yerleştirilirken ilgili ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları 0.8 ile çarpılıyor. Ayrıca, buna ek olarak YÖSS puanlarına ilgili ağırlıklı ortaöğretim başarı puanının 0.24 ile çarpılmasından elde edilen ek puanlar da katılıyor. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle