19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Haberal’ın önderliğinde kurulan Diyalog Grubu, AKP’ye karşı seçenek oluşturmaya çalışıyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Y eni oluşum arayışı Karaoğlan imzalamış ? ANKARA (ANKA) Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde geçirdiği beyin kanamasının ardından tedavisi sürdürülen Bülent Ecevit’e ilişkin DYP lideri Mehmet Ağar’ın ilginç bir anısı var. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmasının ardından 1976’da kaymakam adayı olarak göreve başlayan, İznik ve Selçuk ilçelerinde kaymakam vekili olarak, Torul ve Delice ilçelerinde kaymakam olarak görev yapan Ağar, ‘‘Ben kaymakam olduğumda ilk kararnamemizi imzalayan Başbakan Ecevit’ti’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal önderliğinde kurulan ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de desteklediği Diyalog Grubu, AKP hükümetine karşı seçenek oluşturmaya çalışıyor. Diyalog Grubu, AKP’ye karşı yeni bir oluşum oluşturmak, bunun olmaması durumunda ise seçmenin sandığa gitmesini sağlayarak AKP karşısındaki partilerin güçlendirilmesini hedefliyor. Kulislerde olası erken seçim senaryolarının hız kazanması, yeni oluşumcuları da hareketlendirdi. Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’ın önderliğinde kurulan, DYP, MHP, ANAP ve DSP yönetici Erdoğan’ın Öfkesi... Başbakan Erdoğan, Almanya’nın başkenti Berlin’de çok kızmış, öfkelenmiş... Urania Kültür Merkezi’nde, paralarını ‘‘yeşil sermaye’’ye kaptıran yurttaşlar, Başbakan’a ‘‘Biz bu paraları sizin arkadaşınız olan kişilere verdik, ama dolandırıldık, siz de bize sahip çıkmadınız’’ deyince tartışma çıkmış... Peki, Başbakan gurbetçilere ne yanıt vermiş tartışmada? İşte yanıtı: ‘‘Duygu sömürüsü yapmayın... Paraları verirken bana mı sordunuz?’’ Aynı toplantıda ‘‘sıkmabaşlı’’ Alman yurttaşı bir kadın, Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’i şikâyet etmiş Erdoğan’a... Demiş ki: ‘‘Büyükelçiliğe gittiğimde başım kapalı (sıkmabaşlı oysa) olduğundan sorun yaşıyorum...’’ Başbakan bu kez kükremiş: ‘‘Olmaz böyle bir şey. İsteyen istediği şekilde giyinir...’’ Büyükelçi İrtemçelik araya girmiş: ‘‘Bizler pasaport yönetmeliği ve Dışişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda hareket ediyoruz.’’ Erdoğan: ‘‘Getirin o talimatı. Sen şu şekilde giyineceksin diye talimat olmaz...’’ Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Erdoğan, üç buçuk yıldır iktidarda, ama tüm dünyada uygulanan ‘‘pasaport’’ düzenleme kurallarından haberi yok... ??? Suudi Arabistan’dan İran’a; Türkiye’den Almanya’ya; Pakistan’dan Mısır’a; İngiltere’den ABD’ye dek tüm dünya ülkelerinde pasaportlara yapıştırılan fotoğrafın özelliği aynıdır: ‘‘...Cepheden çekilmiş şapkasız ve güneş gözlüksüz olmalıdır. Kadınlar için; çehrenin tam olarak görülmesine mani olmayacak şekilde, başın saç diplerinden itibaren bir örtü (çarşaflı fotoğraflar kabul edilmez) ile bağlanmış olarak çekilmiş olacaktır.’’ Başbakan’ın öfkesi salt bununla da kalmıyor. Ne zaman ‘‘yeşil sermaye’’, ‘‘yeşil holding’’ denilse irkiliyor, kaşları çatılıyor. Dolandırılan yurttaşlar ‘‘Bizi soyup soğana çevirenler sizin arkadaşlarınız’’ deyince, birden Kasımpaşalı tavır takınıyor... Oysa her şey yolunda... Fethullahçı Zaman gazetesi ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, her türlü bilgiyi (yalan yanlış) alıp kamuoyunu aydınlatırken(!)... İçişleri Bakanı Aksu ve Adalet Bakanı Çiçek, ‘‘Danıştay’’ ve ‘‘Cumhuriyet’’e karşı olan saldırılarda ‘‘süprizler var’’ demiyor... Bakın, CHP lideri Deniz Baykal da bir çağrı yapıp partisinin ‘‘merkez sağ’’a açılacağını muştuladı. Zaten son iki yılda CHP’den istifa eden milletvekillerinin çoğunluğu AKP’ye, ANAVATAN’a geçmedi mi? Deniz Bey haklı. Açılmalı ‘‘merkez sağ’’a. Bir ara ‘‘Moon tarikatı’’na, ‘‘yeni sol’’a, sonra da ‘‘Anadolu solu’’na sığınmıştı. Şimdi ise ‘‘merkez sağ’’a kucak açacak. ‘‘Merkez sağ’’ çok iyidir. ‘‘Merkez sağ’’, ‘‘kanlı Maraş’ı’’, Mehmet Ali Ağca’yı, Abdullah Çatlı’yı, ‘‘devlet içinde örgütlü silah gücü’’ yaratmıştır. İyi iyi, çok iyi!.. Milli eğitim zaten ‘‘merkez sağ’’ sayesinde önce ‘‘milliyetçimukaddesatçı’’lara teslim edilmiş, sonra Fethullahçılar bu işi sürdürmeye başlamıştı. ??? Yargı, polis kimin denetiminde? Valiler, kaymakamlar hangi tarikat şeyhine yakın? Fethullahçı okullar, yurtlar, dershaneler, hastaneler, finans kurumları. Nakşi sermayenin önlenemez yükselişi. Süleymancıların giderek palazlanması... Sol nerede peki? Kendi halinde. Uyur uyanık. Sessiz ve sakin... Baykal ise solu kucaklamak yerine ‘‘merkez sağ’’a göz kırpıyor. Almanya ağırlıklı olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde saf Müslümanların 8 milyar Avro’sunu tokatlayan ‘‘yeşil holding’’lerin keyfi yerinde... Onlardan hesap soran yok!.. Almanya’nın en büyük televizyon kuruluşlarından ARD’ye bağlı WDR (24 Mayıs 2004), ‘‘yeşil holding’’ YİMPAŞ’ın saf Müslümanlardan toplanan Avro’ları AKP’ye aktardığını öne sürmemiş miydi? YİMPAŞ’ta görev yapan, AKP’nin Devlet Bakanı Beşir Atalay değil mi? AKP Genel Merkezi’nden çıkmayan YİMPAŞ Başkanı Dursun Uyar, Erdoğan’a uzak bir isim mi? Berlin’de yurttaşlar Erdoğan’a soruyor: ‘‘Bizi soyanlar sizin arkadaşlarınız...’’ Başbakan öfkeleniyor, yanıt veriyor: ‘‘Parayı verirken bana mı sordunuz?..’’ Ah benim canım Türkiyem!.. ??? ‘‘Vakit’’ gazetesi saldırılarını sürdürüyor. Yeni Şafak da aynı yolda, Fethullahçı Zaman da... Üç dinci gazete, Berlin’de ‘‘yeşil holding’’ler tarafından dolandırılan saf Müslümanların Başbakan Erdoğan’a serzenişlerini niye yazmıyor, yazamıyor? ? Süleyman Demirel’in de destek verdiği grubun öncelikli hedefi, AKP hükümetine karşı alternatif bir oluşuma gitmek. Ancak bunun gerçekleştirilememesi durumunda ilk genel seçimde sandığa gidecek seçmen sayısını arttırarak mevcut partilerin AKP karşısında daha fazla güçlenmesi amaçlanıyor. si ve eski milletvekilleri, Hüsamettin Özkan’ın yakın çevresinde bulunan siyasetçilerin yer aldığı Diyalog Grubu, AKP hükümetine karşı seçenek oluşturmayı hedefliyor. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in de destek verdiği grubun yönetiminde Kamran İnan, Ufuk Söylemez, İstemihan Talay ve İlhan Aküzüm yer alıyor. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Yaşar Okuyan da grubun toplantılarına katılıyor. Diyalog Grubu, son dönemde çalışmalarına hız vererek her hafta toplantı yapılmasına karar verdi. Grubun öncelikli hedefi, AKP hükümetine karşı alternatif bir oluşuma gitmek. Ancak bunun gerçekleştirilememesi durumunda 3 Kasım seçimlerinde sandığa gitmeyen ve ilk genel seçimde de sandığa gitmeyi düşünmeyen seçmenin sandığa gitmesini sağlayarak mevcut partilerin AKP’ye karşı seçimden güçlü çıkmasının sağlanması planlanıyor. Diyalog Grubu, kendini ‘‘Vatanın ebedi varlığını ve yüce Türk milletinin bölünmez bütünlüğünü esas alan, büyük Atatürk’ün milliyetçilik anlayışı çerçevesinde buluşan, Cumhuriyetin bekasına, millet iradesinin üstünlüğüne, insan haklarına saygılı, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine gönülden inanan yeni oluşum’’ olarak tanımlıyor. Yeni parti tartışması Grup içinde Süleyman Demirel’in ya da Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in başkanlığında solu ve sağı toparlayacak yeni bir oluşum önerileri tartışılırken, yeni bir partinin sorunu çözmeyeceğini dile getirenler de bulunuyor. Bunun yerine, ilk seçimlerde AKP’ye karşı sağ ve soldaki partilerin ittifak yapması gerektiği dile getiriliyor. Bu nedenle CHP lideri Deniz Baykal’ın ‘‘partinin kapılarını merkez sağdan isimlere açacağı’’ yönündeki sözleri Diyalog Grubu’nda olumlu bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Diyalog Grubu, son toplantısında çeşitli konularda alt komisyonlar oluşturarak ülke genelinde çalışma kararı aldı. Buna göre, grup üyeleri ülkenin çeşitli yerlerinde toplantılar yaparak destek arayacak ve yeni bir oluşum için zemin yoklayacak. Kasasındaki 70 trilyonu aşan para bulunan DSP’de liderlik mücadelesi yaşanması bekleniyor Başkan eşlerinin İstanbul gezisi ? ANKARA (AA) CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, değişik il ve ilçe belediye başkanlarının eşlerinin İstanbul gezisini Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi veren Ersin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Koordinasyon Merkezi’nin davetlisi olarak 5 günlüğüne İstanbul’a gelen ve Hilton Oteli’nde ağırlanan belediye başkanları eşlerinin masraflarını ödeyen firmaların sahiplerinin kim olduğunu sordu. Ersin, ‘‘Söz konusu firmalar, son 3 yılda hangi belediye ve kamu kuruluşlarından ihale aldı?’’ diye sordu. ‘Ecevit sonrası’ hesapları ? Ecevit’in, Zeki Sezer’e haber vermeden Büyükerşen ismi üzerinden başlattığı ittifak girişiminin parti içinde kavgaları yoğunlaştıracağı belirtiliyor. Önümüzdeki süreçte, DSP yöneticilerine parti içinden ve dışından ‘‘ittifak’’ baskılarının yoğunlaşması bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkent kulislerinde DSP’nin ‘‘Ecevit sonrası’’ geleceğine ilişkin senaryolar öne çıkmaya başlarken kasasında 70 trilyondan fazla para bulunan partide iç kavganın yoğunlaşacağına da dikkat çekiliyor. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in önümüzdeki süreçte parti içinden ve dışından ‘‘ittifak’’ konusunda sıkıştırılacağı vurgulanıyor. DSP’nin başına Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in geçmesi ve bütünleşme adresinin de kasasında yüklü bir miktar para bulunan bu parti olması yönündeki arayışlar dikkat çekici boyutlara ulaştı. Kulislerde, eski Başbakan Bülent Ecevit’in beyin kanaması geçirip Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde tedavi altına alınmasından önce solda ittifak konusunda attığı adımlarla ilgili olarak çeşitli değerlendirmeler yapılıyor. Ecevit, ‘‘ittifaklar yapılırken demokratik sol veya sosyal demokrasinin özgünlüğünün gözden uzak tutulmaması gerektiğine’’ dikkat çekerken sosyal demokrat ve demokratik sol partiler arasında ittifakın lideri olarak Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i önermişti. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın da Ecevit’i ziyaret ederek solda birlik çağrısına ‘‘evet’’ dediklerini bildirdi. Ecevit’in DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’e ‘‘haber vermeden’’ başlattığı girişim parti yönetiminde sıcak karşılanmadı. Ecevit’in ‘‘DSP’de genel başkan değişikliği için bir girişimde bulunmadığı, Büyükerşen’i ittifakın başbakan ada Karaoğlan hâlâ komada ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) tedavi gören eski Başbakan Bülent Ecevit’in sağlık durumunda herhangi bir değişiklik olmadı. Ecevit hakkında dün sabah saatlerinde GATA’dan yapılan açıklamada, ‘‘Sayın Ecevit’in durumu, dün (önceki gün) yapılan açıklamada olduğu gibi devam etmektedir’’ denildi. GATA’nın daha önceki açıklamasında, Ecevit’in koma durumunun devam ettiği kaydedilerek ‘‘Yaşam destek ünitesine bağlı olarak solunum ve dolaşım fonksiyonları stabil olup genel destek tedavi ve bakımı sürdürülmektedir’’ denilmişti. ‘‘sağa’’ açtıkları mesajları vermesi ‘‘CHP’siz’’ arayışları öne çıkarıyor. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın yanı sıra DİSK önderliğindeki 10 Aralık Platformu da gelişmeleri yakından izliyor. DİSK’in haziran ayı içinde geniş katılımlı bir toplantı yaparak karar sürecine girmesi bekleniyor. Kulislerde, Zeki Sezer’in genel başkanlığı bırakmak ve partiyi kurultaya götürmek gibi bir planı olmadığı konuşuluyor. DSP Genel Başkanı Sezer ile Genel Sekreter Ahmet Tan’ın Rahşan Ecevit’e yakınlığına dikkat çekilirken ‘‘dışarıdan’’ hazırlanan senaryolara karşı direnileceği, delegenin de bunlara ‘‘evet’’ demeyeceği değerlendirmeleri yapılıyor. Türk ve Tuğluk Kuzey Irak’ta ? DİYARBAKIR (AA) Demokratik Toplum Partisi Eşbaşkanları Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk Irak’a gitti. DTP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Sedat Yurttaş, yaptığı açıklamada, Eşbaşkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk ile Dışişlerinden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür’den oluşan heyetin önceki gün uçakla Irak’ın kuzeyine gittiğini söyledi. Heyetin 28 veya 29 Mayısta Irak’ın Süleymaniye kentinde yapılacak olan Sosyalist Enternasyonal Toplantısı’na katılacağını ifade eden Yurttaş, ‘‘Heyet, toplantıda Celal Talabani ve Mesut Barzani ile de görüşecek’ dedi. DSP’lilerin GATA önündeki hüzünlü bekleyişi devam ediyor. (Fotoğraf:AA) yı’’ olarak gündeme getirdiği değerlendirmeleri yapıldı. Önümüzdeki süreçte, DSP yöneticilerine parti içinden ve dışından ‘‘ittifak’’ baskılarının yoğunlaşması bekleniyor. DSP’den kopup YTP macerasını yaşayan ve daha sonra CHP’ye geçen bazı eski milletvekillerinin ‘‘CHP’de dışlandıkları için çok rahatsız’’ olduklarına dikkat çekildi. Bu kesimlerin, DSP’de bir yönetim değişikliği gerçekleştirilmesi ve bu partinin solda ittifakın çatı partisine dönüştürülmesi formüllerine sıcak baktığı vurgulanıyor. CHP içindeki rahatsız bazı milletvekillerinin de bu formüle olumlu yaklaşabileceği kaydediliyor. Yeni senaryolarda, DSP’nin kasasındaki para da önemli bir etken olarak ortaya çıkıyor. Ecevit, 2004 yılı temmuz ayındaki kurultayda aktif siyasetten çekilirken yeni yönetime 76 trilyon lira bırakmıştı. DSP’nin kurultaya taşınması ve partinin başına Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ya da üzerinde uzlaşma sağlanabilecek yeni bir kişinin geçmesine ilişkin senaryolar yüksek sesle dile getiriliyor. İttifak baskısı DSP’ye ‘‘dışarıdan’’ da ittifak baskılarının yoğunlaşması bekleniyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ittifak arayışlarına soğuk bakması ve kapılarını FUAT GEÇEN’E DESTEK VERDİ VEKİLLER BİRBİRİNE GİRDİ PKK saldırısında 3 asker yaralandı ? ELAZIĞ (AA) Elazığ’ın Karakoçan ilçesi yakınlarında terör örgütünce askeri konvoya düzenlenen saldırı sonucunda bir üsteğmen ile iki asker yaralandı. Bingöl’ün Kiğı ilçesinden Karakoçan’a gelmekte olan askeri konvoya, Çitak ve Pilavtepe köyleri arasındaki yol güzergâhında saldırı düzenlendi. Konvoya uzun namlulu silahlarla ateş açan teröristlerle çıkan çatışmada, biri üsteğmen üç asker yaralandı. Çömez’den AKP yönetimine ‘yolsuzluk’ mektubu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Hatay’daki yolsuzluk iddialarını gündeme getirdiği için kesin ihraç istemiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk edilen Hatay Milletvekili Fuat Geçen’e destek verdi. Kurul Başkanı Hakkı Köylü’ye bir mektup yazan Çömez, ‘‘Lütfen hakkı teslim edin, hata yapmayın’’ dedi. Çömez, Müşterek Disiplin Kurulu Başkanı Köylü’ye bir mektup yazdı. Yolsuzluğun bir insanlık suçu olduğunu, ancak bu suça karışanların ortaya çıkartılmasının ise son derece zor olduğunu belirten Çömez, mağdur olanların genellikle olaya tanıklık edemediğini, kirliliğe bulaşanların ise hep görünmez olduklarını vurguladı. Çömez, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Toplumu tümden esareti altına alan bu hastalıkla mücadele etmenin tek ve etkin bir yöntemi yok. Bunun için en büyük sorumluluk biz siyasetçilere düşüyor. Bizler, yolsuzluklara sıfır tolerans ilkesinden asla taviz vermemeli ve toplumu cesaretlendirmeliyiz.’’ Geçen hakkında başlatılan disiplin işleminin partinin tüzelkişiliğine ve kamuoyundaki itibarına zarar vermesinden endişe ettiğini belirten Çömez, Geçen’in yolsuzlukla mücadele konusunda önemli bir hassasiyetinin olduğuna, ortaya konan iddiaların da bu hassasiyetten kaynaklandığına işaret etti. Çömez, ‘‘Eğer süreçte parti disiplinine aykırı bir tutum ortaya çıktıysa bunun da Türkiye’de ne yazık ki denetlenebilen, şeffaf bir yönetim anlayışının hâlâ tam olarak tesis edilememiş olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ümit ederim her zaman temiz siyaseti savunan ve bunun mücadelesini veren bizler, yöneten ve denetleyen demokrasinin tüm kurum ve kurallarının tam olarak işlediği bir ülke tesis ederiz’’ dedi. Aydın AKP’de jeotermal enerji tartışması TEVFİK AKBAŞ hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 AYDIN Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin, il özel idareyle Doğan Jeotermal Enerji Şirketi arasında imzalanan 200 milyon dolarlık jeotermal enerji protokolünün, il daimi encümeni tarafından iptal edilmesinin ardında, AKP Aydın milletvekilleri Semiha Öyüş ile Ahmet Rıza Acar arasındaki siyasi sürtüşmenin yattığını öne sürdü. Yılmazköy’deki jeotermal enerjinin, ısıtma, soğutma, sera ve termal turizmde kullanılması amacıyla 10 Mayıs 2006 tarihinde imzalanan protokol, hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle il daimi encümeni tarafından iptal edilmişti. AKP’li Belediye Başkanı Ortekin de, iptalin ardında milletvekilleri arasındaki siyasi sürtüşmenin yattığını öne sürerek ‘‘Bu iptal kararı kimin hayrınadır bir türlü anlayamadım. Bu iptal kararında ülkenin ve Aydın’ın hangi menfaatları gözetilmiş? Her Aydınlı vatandaş gibi ben de açıklama bekliyorum’’ dedi. AKP Aydın Milletvekili Ahmet Rıza Acar’ı jeotermal konusunda tek başına hareket etmekle suçlayan Öyüş ise sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Aydınlılar anlaşmanın en küçük detayına kadar bilgi sahibi olmadı. Kaşla göz arasında ihale ve ek anlaşmanın yeterince şeffaf olmadığını düşünüyorum. Bu görüşümde de ısrarcıyım. Bizler Aydın’ın menfaatlarını her şeyin üzerinde tutmak koşuluyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletin vekili olarak görev yükümleniyoruz. Aydın’ın çıkarlarına kim ve kimler konumları ne olursa olsun, köstek olanların karşısındayım. Bu iş kimin tekelinde, merak ediyorum.” Semiha Öyüş, 200 milyon dolarlık ihalenin yeterince şeffaf olmadığını da belirtti. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle