19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB PB PB PB 22 23 25 26 27 28 30 28 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB PB PB PB PB A 20 20 20 22 24 26 26 21 27 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A B B B B PB PB B 29 27 29 31 26 28 21 21 21 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın kuzeyi, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı Trakya’da değişmeyecek, diğer yerlerde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 12 Helsinki Y 10 Stockholm Y 14 Londra Y 20 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 22 Paris Y 25 Bonn PB 29 Münih PB 24 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB PB PB PB PB PB B PB PB 28 26 26 27 23 21 22 23 28 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y Y PB B Y Y Y PB PB 12 30 13 29 22 25 15 27 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Ülkenin hemen bütün kurumları, yargısı, siyasal partileri, sivil toplum kuruluşları, kısacası sivilasker bütün kesimleri bu saptamayı benimserken; iktidarın başı RTE, basit bir terör eylemiyle karşılaşılmış gibi olayın kısa zamanda çözüleceğini söyleyerek saldırıyı önemsemeyen bir tavırla karşıladı. AKP’ye göre Danıştay’a saldırı, Cumhurbaşkanı’nın ifade ettiği gibi, ‘‘laikliği çeşitli biçimlerde yorumlayarak içini boşaltıp demokrasiyi, dolayısıyla devlet biçimini yıkmaya çalışan’’ bir hareketin öncüsü bir eylem değil. Arada sırada, o da kerhen söylemek zorunluluğunu duyduğu için laik demokratik rejime konuşmalarında yer veriyor RTE. Ne ki, ‘‘Ülkenin geleceğine art niyet besleyenlerin, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne ve kurumlarına yönelik saldırılarının, ulusumuzu ve devletimizi yıldıramayacağına’’ olan inançtan yoksun görünüyor. Sezer laik demokratik Türkiye’ye savaş açanlara sesleniyor: ‘‘Aydınlık Türkiye’yi kimse yolundan döndüremeyecek.’’ Bu gerçeği RTE de konuşmalarında çoğu kez söylüyor ama; Sezer’in söylemine ters düşen içerikte konuşarak. AKP liderine göre ‘‘aydınlık Türkiye’ye’’, ancak İslam kurallarıyla yönetilerek varılabilir. ??? AKP dışında devletin bütün kurumlarının Sezer’in ifade ettiği yolda laikliğe ödün verilemeyeceği ve ancak bu yoldan aydınlığın, çağdaşlığın yakalanabileceği kuralını RTE ile çevresindekiler istedikleri kadar terse çevirmeye çalışsın... İktidara sert tepki gösteren, Danıştay önünden Kocatepe Camisi’ne uzanan hareket... Halkın doğal tepkisiyle taçlanan bir halk hareketi eylemi! Bu harekete Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün yorumu yeni bir boyut kazandırdı. Başbakan, Org. Özkök’ün açıklamasını dilediği kadar yadsımaya çalışsın. Halkın laiklik karşıtı gelişmelere ve bu gelişmenin kaynağındaki AKP iktidarına karşı gösterdiği reaksiyonu takdir ettiğini açıklayan Özkök, halkı uyarıyor. Ancak bu reaksiyonun, ‘‘...Bir tek güne, bir tek olaya bir reaksiyon olarak kalmamasını... Daimilik kazanmasını ve devamlı olarak herkes tarafından takip edilmesini...’’ istiyor. Kuşkusuz Genelkurmay Başkanı’nın bu açıklaması tepkilere yeni bir bakış getiriyor: Gereksinildiğinde gerçekleşen askersel müdahalelerin geride kaldığından hareketle halka, eylemlerine süreklilik kazandırmasını salık veriyor. Kuşkusuz altı çizilecek bir koşulla. Yeri ve zamanı geldiğinde askerin halkın tepkisini destekleyen görüşlerini kapalı kapılar arkasında değil, kamuoyu önünde açıklaması koşuluyla... ??? Karşı yönden esen rüzgârlar ise olayı terse çevirme çabasında. On binlerce insanın AKP iktidarına, yöneticilerine gösterdiği yoğun tepkiyi örneğin TBMM Başkanı Arınç, ‘‘marjinal birkaç kişinin olayı’’ diye niteleyebiliyor. RTE, daha önceki söylemlerinden beslenen son olayları bizzat kendisinin hazırladığını kabul etmiyor. Beslediği karga laik rejimin gözünü oyuyor. Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu’nun laik rejim üzerinde kaygılarını ve iktidarın tutumunu eleştiren son konuşmasını ‘‘Bu açıklamaları hep dinliyoruz. Bugün de bir yenisini yine dinledik. Birbirinden farklı şeyler değil’’ diye yorumlayan bir Başbakan’la laik Cumhuriyeti birlikte koruyabileceğinizi düşünebilir misiniz? Başbakan: Sorumluluk mevkiinde olanlar neyi tavsiye edeceğini iyi bilmeli GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Erdoğan’dan Özkök’e tepki ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, Danıştay 2. Dairesi’ne yönelik saldırıya karşı gösterilen tepkileri, ‘‘Duyarlılık takdir edici... Ancak bu bir tek güne, tek bir olaya bir reaksiyon olarak kalmamalı, daimilik kazanmalı’’ sözleriyle değerlendiren Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ü eleştirdi. Erdoğan, ‘‘Geleceğe yönelik olarak bu tür eylem ve tepki içinde olmayı beklemek, bunlara yönelik olarak tavsiyelerde bulunmak asla doğru bir yaklaşım değildir. Biz sorumluluk mevkiinde olan insanların neyi nasıl tavsiye edeceğimizi çok iyi bilmemiz gerekir. Söylenen her sözün bir bedeli vardır’’ dedi. Başbakan Erdoğan, dün resmi temaslarda bulunmak üzere Mısır’a gitti. Erdoğan, Esenboğa Havalimanı’nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin Danıştay saldırısı, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün açıklamaları, cenaze töreninde bakanlara yönelik tepkilere ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan, ‘‘Atılan bu kurşun tüm kurumlarımıza yöneliktir. Kimse ‘bu şuna atılmıştır, şuna atılmamıştır’ diye bir kötümserlik ya da iyimserlik göstermesin’’ dedi. Hükümet olarak bu olayı yakın takibe aldıklarını belirten Erdoğan, ellerinde çok ciddi bulgular olduğunu söyledi.Danıştay’daki saldırının ardından yayın organlarında çok sayıda farklı yorumlar çıktığını belirten Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün açıkladığı belirtilen ifadelerin de yakıştırma olduğunu söyledi. Erdoğan, cenaze töreninde hükümet üyelerine yönelik tepkilerle ilgili olarak, teröristlerin amacının propaganda yapmak olduğunu, bu tür eylemlerin de buna hizmet edebileceğini belirtti. Cenaze töreninde hükümet üyelerinin insani ve İslami bir görevi yerine getirmek için orada bulunduklarını kaydeden Erdoğan, onlara gösterilen bu tepkileri doğal karşılamadığını söyledi. Erdoğan, ‘‘Böyle bir günde yapılan bu tür eylemler cenazeye saygısızlıktır. İnsani amaçlarla atılmış bu adımlara o insanların yaklaşım tarzını göstermektedir. Bunu tasvip etmek asla mümkün değildir. Biz varsa yoksa demokrasimizi, laikliği, sosyal bir hukuk devleti olan ülkemizde hukuku nasıl güçlü hale getiririz, bunun gayreti içinde olmalıyız’’ dedi. Kocatepe Camisi’nde yurttaşlar tarafından yuhalanan ve protestolara hedef olan ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu da Erdoğan gibi Genelkurmay Başkanı Özkök’ün açıklamalarına tepki gösterdi. Mumcu, şu görüşleri dile getirdi: ‘‘Sayın Genelkurmay Başkanı’nın eğer bir sürçülisan değilse, eğer yanlış anlamadıysam kastını aşan sözler olduğunu ifade etmek zorundayım. Genelkurmay Başkanı, zannediyorum duyarlılığı takdir ettiğini ifade etti.’’ DEMİREL ‘Gerginlik bir an önce aşılmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, gergin günler yaşandığını, ancak Türkiye’nin bu gerginliğe tahammül etmeyeceğini söyledi. Demirel, Bülent Ecevit’e geçmiş olsun ziyaretinden sonra gazetecilerin Danıştay’daki saldırıların ardından yaşanan gerginlikle ilgili sorularını yanıtladı. Demirel, ‘‘Maalesef gergin günler yaşanıyor. Tabii ki bu gerginliğe Türkiye tahammül etmez ve bu gerginliğin bir an evvel aşılması lazım. Bu tür hadiselerde, büyük infiale kapılıp bir halkın ne zaman ne yapacağı hakkında pek fazla yorum yapmak mümkün değil’’ dedi. Âşık Mahzuni anıldı Ünlü halk ozanı Mahzuni Şerif, ölümünün 4. yıldönümünde Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde mezarı başında 5 bin kişinin katıldığı törenle anıldı. Çilehane mevkiindeki mezarı başında düzenlenen törende konuşan Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz, Mahzuni Şerif’in düşünce ve felsefesinin halen dimdik ayakta olduğunu vurguladı. Anma etkinliği daha sonra spor salonundaki konserle devam etti. (SELAHATTİN ŞAHIN) Gerici merkez organizasyonu Cumhuriyet kurumlarının hedef alınmasında, zemini şeriatçı basıniktidar ilişkisinin hazırlaması ve siyasilerin radikal kesimleri kışkırtmasının üstü örtülüyor MEHMET FARAÇ IŞIL ÖZGENTÜRK Önce çocuklar!.. ? Baştarafı Arka Sayfada Yazımın başında bir ilk dedim, çünkü ilk kez bir firma doğrudan haklarla ilgili bir projeyi destekliyor. Dörtbeş yıldan bu yana büyük firmalar sosyal sorumluluk şemsiyesi altında pek çok festivali, eğitim, sağlık ve istihdam projelerini destekliyorlar ama haklarla ilgili bir bilinç çalışması, bu bir ilk. Peki Algida neden bu yolu seçmiş.. çünkü Algida’nın bir sloganı var: ‘‘Kendini iyi hissettirmek...’’ dondurma yenildiğinde beynin mutluluk maddesi serotonin salgıladığı yapılan bilimsel araştırmalarla tespit edilmiş, doğrudur.. sevgilisinden ayrılan her kişi o gün ya çikolata yer ya da dondurma. Şimdi Algida şöyle diyor: ‘‘Biz Türkiye’nin kendini iyi hissetmesini istiyoruz ve en akıllıca yatırımı yapıp çocukları destekliyoruz. Çünkü, çocukları mutlu bir Türkiye kendini iyi hisseden bir Türkiye olacaktır.’’ Algida’nın Türkiye Genel Müdürü Hazım Ellialtı UNICEF’le 2006 yılında yapacakları iki ana proje olduğunu söylüyor: ‘‘Bunlardan ilki, 019 yaş grubu ve ailelerine yönelik araştırmalar olacak. Bu çalışma sonucu 019 yaş grubu çocuk ve genç dünyasıyla, ailelerin bilinç ve davranış alışkanlıklarıyla ilgili bir Türkiye fotoğrafı çekilecek ve elde edilen bilgiler çeşitli kurumlar aracılığıyla hayata geçirilecek. İkinci ortak proje ise 7. Çocuk Forumu olacak. Türkiye’nin 81 ilindeki çocuk komisyonlarından 162 temsilci bir araya gelip çocuk hakları konusunda düşüncelerini belirtecek, çözüm yolları önerecekler; bu forum bilgileri de daha sonra gerekli kurumlara iletilecek, hayata geçirilmesi için çalışılacak.” İşte Danıştay’a yapılan saldırı böyle bir toplantının ortasına pat diye düştü ve endişe, sevincin ve umudun yerine geçti. Lanet olsun!.. [email protected] Şeriatçı basın, Cumhuriyet’in ardından Danıştay’a yönelik kanlı baskını başka alanlara çekmeye çalışırken, gerici organizasyonun merkezinde dün yaralı olarak bulunan emekli askerin olduğuna ilişkin bilgiler ‘‘henüz’’ doğrulanmıyor. Polis yetkilileri, Muzaffer Tekin’in “basında çıkan haberleri gururuna yediremeyerek, intihar teşebbüsünde bulunduğunu” söyledi. Örgütlenmenin başının radikal dinci görüşlere sahip avukat Alparslan Arslan olduğu ısrarla vurgulanıyor. Organizasyonun YÖK’ü hedef alacağına ilişkin haberler de yalanlanıyor. Türkiye’yi sarsan ve ‘‘Kubilay olayı’’na benzetilen gerici saldırının üzerindeki sis perdesinin tamamen aralanması için istihbarat birimleri soruşturmayı derinleştiriyor. Gazetemize yönelik bombalı üç saldırıyı gerçekleştiren Alparslan Arslan’ın, Hizbullah, Müslüman Gençlik ve El Kaide yapılanmalarının en yoğun olduğu Marmara Üniversitesi’ndeki radikal dinci gelenekten geldiği göz ardı ediliyor. Polis, Arslan’la bağlantılı olduğu sapta nan dördüncü bir militanı bulmak için İstanbul ve Ankara’da yoğun operasyonlar yapıyor. Örgütlenmeye silah ve mühimmatları sağladığı bildirilen bu kişinin yakalanmasıyla hem Cumhuriyet’e hem de Danıştay’a yönelik baskının perde arkasının ciddi oranda deşifre edileceği savunuluyor. Ancak bu kişinin Mardinli Ö., olarak basına yansıyan kişi olmadığı belirtiliyor. Oyuna dikkat!.. Öte yandan organizasyonun çözülmesi, bu kişiye odaklanmasına karşın, olay başka alanlara çekilmeye çalışılıyor. Cumhuriyet kurumlarının hedef alınmasında zemini şeriatçı basıniktidar ilişkisinin hazırlaması, siyasilerin radikal kesimleri kışkırtması ve halkı infiale sürüklemesinin üstü örtülüyor. Saldırının lojistik unsurları olan bazı kişilerin içki içmek, kumar oynamak gibi sosyal alışkanlıkları ile sabıkalı olmaları gerekçe gösterilerek hem şeriatçı basın hem de laikliğe saldıran siyasal iktidar hedef dışına çıkarılmaya çalışılıyor. El Kaide, İslami Hareket ve Hizbullah gibi örgütlerin de geçmişteki eylemlerinde, kumar, hırsız lık, yankesicilik, cinayet, kapkaç gibi eylemlere karışan sabıkalılarla, uyuşturucu ve tiner bağımlılarını kullandığı unutuluyor. Bu tür suç gruplarının terörün potansiyel eylemcileri olduğu bilmezden geliniyor. Bu bağlamda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün yurttaşları tepkilerini sürdürmeye çağırmasının ardından gerici organizasyonun içinde emekli bir asker olduğuna ilişkin haberler kasıtlı olarak öne çıkarılıyor. İstanbul’da soruşturmayı yürüten güvenlik birimlerinin, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından şeriatçı yapılanmanın lideri olduğu ileri sürülen emekli binbaşı Muzaffer Tekin ile ilgili, yaralı olarak bulunmasından iki saat önce verdiği bilgiler dikkat çekiyor. Uzmanlar, ‘‘kavga çıkardığı’’ gerekçesiyle orduyla ilişkisi kesilen binbaşının ‘‘vatansever olarak bilinen çevreler’’le ilişkisi olduğunu ifade ediyor. Ancak yetkili, yine çevresinde ‘‘doğru düzgün’’ diye tanınan bu kişinin eylemlerin içinde olduğuna ya da azmettirdiğine ilişkin bir veriye ‘‘henüz’’ rastlanmadığını söylüyor. Emekli yüzbaşının avukat Arsmobille Acıbadem Kadıköy Hastanesi’ne getirildi. Kalbinin alt kısmından hafif şekilde bıçakla yaralandığı görülen Tekin’in hayati tehlikesinin olmadığı bildirildi. Tekin’in kaldırıldığı Acıbadem Kadıköy Hastanesi’ne gelerek bilgi alan İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, yaklaşık 2 saat kaldığı hastaneden açıklama yapmadan ayrıldı. Tekin’in, avukat Alparslan Arslan’ı tanıdığını, ancak saldırıyı azmettirmediğini söylediği öğrenildi. Tekin’in, ha lan’la ‘‘sadece tanışıklığı’’ olduğunu anlatan yetkili, şu bilgileri veriyor: ‘‘Ancak zanlıların Tekin’le çok yoğun bir bağlantısı henüz saptanamadı. Avukat sadece telefonla görüşmüş. Kaldı ki zanlıların bu kişi üzerine bir ifadesi de yok. Bu nedenle eylemlerin organizatörü olduğunu söylemek şimdilik doğru değil. Tekin, bir arkadaşının evine sığındı. Hakkında çıkan haberleri gururuna yediremeyerek intihar etmek istedi. Bu kişi sorgulandıktan, ikinci kişi de yakalandıktan sonra her şey ortaya çıkacak.’’ Saldırı soruşturmasını yürüten üst düzey bir yetkili, basında iddia edildiği gibi Danıştay’dan sonra YÖK’e yönelik bir saldırı planının saptanamadığını, bu konuda bilgi, belge ve ifade bulunmadığını ısrarla vurguluyor. Yetkilinin söylediği şu sözler ise dikkat çekiyor: ‘‘Tehlikenin bittiği söylenemez. Eylemcilerin tamamının yönlendirme, yapılandırma, örgütlendirme ve eylemsellik açısından bağlantılarının ortaya konulması, firarilerin yakalanması gerekiyor.’’ yatına son vermek amacıyla kendisini bıçakladığını ve arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldığını anlattığı bildirildi. Hastanede 24 saat gözlem altında tutulacak olan Tekin’in bugün Ankara’ya gönderileceği bildirildi. Öte yandan Bağacılar’da bir eve düzenlenen operasonda 5 adet savunma tipi el bombası, 1 adet Kalaşnikof marka uzun namlulu tüfek, 1 adet hayalet silah olarak anılan Glock marka tabanca ele geçirildi, 4 kişi gözaltına alındı. devam edecekler: ‘‘Yoksa bu saldırıları yapanlar da aynı tarafın insanı mı!’’ Danıştay’a yönelik saldırının hemen sonrasında şu saptamada bulunmuştuk: AKP bu saldırıda kendi rolünü kabul etmeyecek, yargıya yönelik saldırgan eleştirilerini hiç gündeme getirmeyecek. Tam tersine üste çıkmanın yollarını arayacak! Gelişmeler ne yazık ki aynen böyle seyrediyor. AKP girişte vurguladığımız densizliğe de usul usul hazırlanıyor. Gerek Başbakan Erdoğan’ın gerekse yardımcılarının birkaç gündür verdiği demeçler bunun ipuçlarını ortaya koyuyor. Erdoğan, yargıya yönelik eleştiri olduğunu iddia ettiği saldırılarını hiç gündeme getirmeden CHP’ye yükleniyor: ‘‘Komplonun içinde onlar da var!’’ Bu tutum Erdoğan’ın öteden beri geliştirdiği bir davranış biçimi. Yani en iyi savunma saldırıdır. 17 Mayıs’tan beri Başbakan dahil hiçbir AKP’li, Danıştay’a yönelik saldırının gerçek anlamda nedenlerine değinmedi, bu yönde en küçük bir çaba dahi harcamadı. Tam tersine AKP’nin gündemini, saldırının ortaya çıkarılması için çaba harcayanlara saldırmak oluşturuyor. ??? AKP’nin yarattığı ufuk kirliliğine koşut olarak bir de soruşturmayla ilgili bilgi kirlenmesiyle karşı karşıyayız. Sadece dünkü gazetelere baktığımızda bile soruşturmayla ilgili birbiriyle yüz seksen derece zıt bilgilerle karşılaşıyoruz. Kimi yayın organlarına göre olayın içinde ordudan atılan bir subay var, bu subayın rütbesi yüzbaşıdan albaya kadar değişiyor. Her yayın organı kendine göre bir rütbe vermiş. AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organları da saldırganın ‘‘ulusalcı’’ değerleri benimseyen bir örgüt üyesi olduğu görüşünü ortaya attı. Bu noktada kısa bir ulusalcılık molası verelim... Türkiye’de ulusal değerleri her şeyin üzerinde tutan ve bu uğurda ülke içinde en geniş mutabakatı arayan kesimler arttıkça ulusalcılığa saldırı ve ulusalcılığı psikolojik savaş unsuru olarak kullanma eğilimleri de arttı. Örneğin kamuoyunca bu ülkenin en yurtsever kişileri arasında kabul görenlere yönelik olarak özel site oluşturacak kadar ileri gidildi. Onlara yönelik saldırılar sistematik hale getirildi. Bunu yapanlar da kendilerini ulusalcı olarak tanıtmaya kalktı. Tıpkı Danıştay soruşturmasında olduğu gibi ulusalcılıkla ilgili olarak da ciddi bir bilgi kirlenmesi yaşanıyor. Bu başka bir yazı konusu. ??? AKP’li bakanların son gelişmeler karşısında görünümü şu: Görüldüğünde ilk tepki gösterilecek kişi! AKP doğal olarak bunu hazmedemiyor. Danıştay 2. Daire Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze töreninden bu yana AKP’lilere yönelik tepkilerin slogansal karşılığı herhangi bir partiye, örgüte ya da kuruma ait değil. Halk kendiliğinden AKP’ye şu sloganları uygun gördü: ‘‘Katil iktidar’’, ‘‘Katil Başbakan’’, ‘‘Laiklik düşmanları’’, ‘‘Mollalar İran’a’’... Gelinen noktada AKP’nin karşısındaki en güçlü duruşun adı şu: Halk... Son olarak bir noktanın daha altını çizelim. Suçluluk psikolojisiyle saldıracak yer arayan AKP hükümeti, Cumhuriyet’i de hedef olarak seçti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’e göre Cumhuriyet gazetesi de iktidarı sürekli eleştirerek hedef gösteriyor! AKP’lilerin eleştiriyi ve saldırıyı birbirine karıştırması olağan. Artık olağan olmayan bir şey var: AKP’nin Türkiye’yi yönettiğini iddia ediyor olması! Bütün dileğimiz, içinden geçtiğimiz sürecin Türkiye’ye zarar vermeden aşılması. ankcum?cumhuriyet.com.tr Hedef Cumhuriyet ? Baştarafı 1. Sayfada Aranan eski yüzbaşı yakalandı İstanbul Haber Servisi Danıştay 2. Dairesi üyeleri ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırı olaylarıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında aranan eski yüzbaşı Muzaffer Tekin, Kadıköy’de bıçakla yaralanması üzerine kaldırıldığı hastanede yakalandı. TSK’de 19841985 döneminde yüzbaşı iken ‘‘disiplinsizlik’’ suçlamasıyla ordudan ilişiği kesilen Tekin, dün yaralı halde, 2 kişi tarafından, Citroen C3 marka oto ze terör örgütü ya da grup işi olduğu şeklinde. Tamamen laikanti laik kavgasını çıkarmak için çok iyi çalışılmış senaryo’’ görüşünü kaydetti. Vakit gazetesinde yapılan yayınların da saldırganlar tarafından ustaca kullanıldığını belirten Şahin, Vakit’i açıkça eleştirmekten kaçındı. Şahin, Cumhuriyet’i hedef alan açıklamasında şunları söyledi: ‘‘Vakit gazetesinin yaptığı da doğru değil. Biz hükümet olarak basın özgürlüğü adına Vakit’e bir şey yapamayız. Tıpkı Özgür Gündem gazetesine yapamadığımız gibi. Buna yargı müdahale etmek zorunda ve öyle de oldu. Vakit’i eleştirirken bir şey daha söylemek istiyorum. Cumhuriyet gazetesini de eleştirmek lazım. Cumhuriyet, her gün hükümeti, iktidar partisini ve bakanlarını en ağır şekilde eleştiriyor. Ve bize karşı bir nefret saldırısı oluşmasına neden oluyorlar. Kendimizi hedef gösterili yormuş gibi hissediyoruz. Bir uçta Vakit neyse diğer uçta da Cumhuriyet o.” CHP’li Özyürek, Vakit gazetesinin laik demokratik Cumhuriyete sahip çıkanları hedef gösterdiğini, Cumhuriyet gazetesinin ise laik demokratik Cumhuriyete sahip çıktığını vurguladı. Yapılan kıyaslamanın büyük haksızlık olduğuna dikkat çeken Özyürek, ‘‘Kaldı ki, Cumhuriyet gazetesi her zaman belli çerçevede eleştiri yapıyor, hiç kimseyi hedef göstermiyor, silahlı militanların hedefi haline getirmiyor’’ diye konuştu. TGS Genel Başkanı İpekçi de, Şahin’in açıklamalarını eleştirdi. İpekçi, ‘‘Toplumda gerginliğe yol açan politikalarını gözden geçirmek yerine bu hatalarını kamuoyundan gizleyebilmek için şimdi de basın ve yayın kuruluşlarını birbirleriyle kıyaslayan, halkın farklı kesimlerini medya kuruluşları üzerine kışkırtan açıklamalar son derece yanlıştır’’ dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle