25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 NİSAN 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB B B B B B 19 19 18 19 25 24 26 24 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B Y Y Y PB PB PB PB B 15 15 14 142 19 18 16 13 26 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB B B B Y Y Y Y 26 22 19 25 18 19 12 14 10 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun doğusu, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu yağışlı, Doğu Anadolu’nun kuzeyinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 12 Helsinki Y 8 Stockholm Y 13 Londra B 16 Amsterdam PB 14 Brüksel PB 15 Paris PB 17 Bonn Y 15 Münih Y 16 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y B PB Y PB Y 19 22 25 17 20 19 22 21 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B Y Y A Y A K PB A 12 26 26 37 13 30 0 30 24 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bağdat hükümeti ülkeyi kan denizine dönüştüren ABD işgalinin Irak halkının egemenliğini ihlal ettiğinden habersiz görünüyor. Bu açıdan bakarak Türkiye’yi ihlalle suçlaması eşine ender rastlanan bir yüzsüzlük. Sınırları içinde Kuzey’de devlet egemenliği kuramadığını, Kürt aşiretlerine teslim olduğunu itiraf etmiyor. Irak topraklarında barınan terör örgütünün sınırları aşarak komşu ülkeye zarar verdiğini de görmezlikten geliyor. Hem kel hem fodul. PKK terör örgütünü birlikte zararsız hale getirmeyi önereceği veya Türk güvenlik kuvvetlerinin terör örgütünü etkisiz duruma getirmesini isteyeceği yerde sınırlarını geçtik diye ihlal suçlamasıyla kapımıza dayanıyor. Dışişleri fazla kibar davranmış Irak Büyükelçisi’ne. Bakanlığın açıklamasına göre, elçiye ‘‘Irak’taki PKK varlığı ve faaliyetlerinin sona erdirilmesi gerektiği konusunda Türkiye’nin görüşü’’ yinelenmiş. Oysa çantasında nota ile gelen Irak Büyükelçisi’nin eline; Irak’ın topraklarında özgürce yaşayan PKK terörünün bir an önce ortadan kaldırılmasını istediğimizi içeren karşı nota verilmeliydi. ??? Irak’ın bu tür hareketlere girişmesine ve PKK konusunda bize Amerika’nın ayak bağı olmasına; bu hükümetin izlediği basiretsiz, ABD’nin gölgesinden bile korkan davranışları neden oldu. Başkan Bush’un babasının izinden giderek Saddam’a karşı savaş açmaya hazırlandığı hemen herkesin, hatta ilkokul öğrencilerinin bile bildiği bir gerçekti. Savaş başlamadan çok önce Türk askeri Kuzey Irak’a girebilir, konuşlanabilir ve bu oldubittiye karşı henüz ABD desteğiyle küstahlaşmamış Kürt aşiretlerinin beş paralık değeri olmazdı. Kararsız, değil uzağı ertesi gününü görmekten aciz, Irak’a girsek mi girmesek mi diye tereddütler içinde kıvranınca hükümet, atı alan Üsküdar’a geçti. 1 Mart tezkeresinin reddinden sonra Türkiye ABD’nin eline bakar duruma düştü. Kırmızı çizgiler, ulusal hedefler haritadan silindi. ??? ABD Dışişleri Bakanı Rice geldi; PKK konusunda bıçak kemiğe dayandı diye özetlenen hükümet politikasını dinledi ve bildiğimiz masalları söyledi. BM kurallarına göre sıcak takip görüşümüze karşı, ‘‘Kuzey Irak’ta bir istikrar oluştu. Askeri müdahalelerle bu istikrarı bozmak yanlış olur’’ deyip çekip gitti. İran sorununda hiçbir talepleri yok. Ama PKK ile ilgili Türk taleplerine yanıt da yok! Peki ne var? Hükümetin Amerika ile ilişkileri şeker renk; AKP hükümeti Washington’un sırt çevirmesi olasılığının telaşı içinde. Rice ile Abdullah Gül bir saate yakın baş başa, üstelik yanlarında Dışişleri’nden görüşme tutanağını yazacak bir eleman, bir uzman, Dışişleri Müsteşarı yokkk! Saklısı gizlisi yoksa Gül, yanına bakanlıktan kimseyi neden almadı? Soran da yok! Ne verdi ne aldı Gül! Belli değil. Bir şeyler alamadığı ortada. Asıl sorun, Washington’u memnun edecek neler söyledi, hangi güvenceleri verdi? Bizi anlayın mı dedi? 1 Mart tezkeresini reddettik, Hamas’ı çağırdık hata ettik, kusura bakmayın mı dedi? Ortaya bir laf atıldı. Ortada ABDTürkiye ilişkilerini güçlendirmek ve güven tazelemek için dış konularda uzmanların, emekli büyükelçilerin olumlu bulduğu ABD’nin önerdiği ‘‘Stratejik Vizyon Belgesi’’ kaldı. Konu başlıkları belli. Amerika, çıkarı doğrultusunda yazıp gönderdiği görüşülmekte olan vizyon metnini amaçlarına uygun biçimde yorumlamayacak mı? Herhangi bir sorunda bu anlaşmayı kendine yontarak, dayanak olarak kullanmayacak mı? Kamuoyuna ABD ile işlerin tıkırında gittiğini kanıtlamak (yutturmak) isteyen hükümetin hazırlanacağını söylediği belge vizyon mu yoksa illüzyon mu, göreceğiz. Gülen, irtica söylemlerinin ‘dinsizliğin maskesi’ olduğunu savundu GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Uyarılara dinsizlik suçlaması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, ‘‘irticai tehdide’’ dikkat çekenleri, ‘‘çağın en sinsi takıyyecileri’’ olarak nileteledi. ‘‘İrtica dellallarına samimi bir nasihatte bulunmak istiyorum’’ diyen Gülen, ‘‘Siz ne yaparsanız yapın millet hangi kıbleye yönelmesi gerektiğinin şuurunda, yoluna devam ediyor’’ görüşünü dile getirdi. Gülen’e atfen, ‘‘www.mfgulen.org’’ adlı internet sitesinde yayımlanan açıklamalarda, ‘‘irticanın tehdit olarak görülmesi’’ eleştirilerek ‘‘takıyyecilik’’ suçlamasında bulunuldu. ‘‘Bu çağın en sinsi takıyyecileri’’ başlıklı metinde geçmişten bu yana ülkedeki belli bir kesimin irtica sözünü sıradan bir kelime olarak ‘‘istimal etmek’’ yerine ‘‘siyasi ve ideolojik bir suçlama ve sindirme aracı olarak kullandığı’’ ileri sürüldü. Gülen’e atfedilen açıklamalarda, ‘‘fuhuş, edepsizlik peşinde koşanların mı ya da onun bazı emirlerini fundamentalizm ve gericilik şeklinde karalamak isteyen kimseler bu çağın en sinsi takıyyecileridir’’ denilen açıklamada, irtica uyarısında bulunanlara, şu öneride bulunuldu: ‘‘Şa‘İrtica küfrün takıyyesi’ yet, siz kendinizi sevdirmek, ‘‘Şüphe götürmeyen bir ger hatta savunduğunuz sistemin çek vardır ki; irtica küfrün ta şirin olduğunu göstermek istikıyyesidir; gericilik yaygarala yorsanız, herkese karşı yumurı dinsizliğin ve ilhadın maske şakça, mülayemetle, hoşgörüysidir. Günümüzde takıyyenin le ve engin bir kucaklayıcılık katmerlisi yapılmaktadır. İsla içinde davranmalısınız.’’ Öte yandan dinci Vakit gazetesi köşe yazarı Abdurrahman Dilipak da, dünkü köşe yazısında grup içerisinde Gülen’in Türkiye’ye dönmesini istemeyen kişiler olduğunu kaydetti. Risalei Nur hareketinin önümüzdeki günlerde medya alanında yeni yatırımlar yapmasının gündemde olduğunu belirten Dilipak, Gülen’in Amerikan yönetimiyle bir sorunu olmadığını ifade etti. Dilipak, şunları yazdı: ‘‘Bir diğer rivayet de gelip, yeni bir siyasi hareket başlatması. Bu tabii, eski, siyasetten uzak durma iddiaları ile çelişiyor. Bu konuda Aksu ile yakın temas içinde olduğu ve AKP Coşkun, aydınlanmanın çözümünün sivil bilinçte olduğunu ifade etti.Aydınlanmanın kazanımiçinde grup kuracak kalarının tehlikede olduğuna dikkat çeken Sirdar taraftara sahip olmen de “Mevcut hükümet laikliğin ilk adımı duğu, hatta Kürt köolan ‘Egemenlik ulusundur’inancı yerine ‘Egekenli milletvekillerinin menlik Tanrıda’ilkesini benimsedi’’dedi. İlknur bu harekete sıcak bakada aydınlanmanın artması için özel sektörün cakları, CHP’den bile hizmet götürmediği yerlere de devletin hizmet transferler yapılabilecegötürmekle yükümlü olduğuna dikkat çekti. ği yönünde ilginç görüşleri olanlar az değil.’’ hoş görülerek ilerici addedildikleri, dinine bağlılığını ifade eden insanlara ise mürteci, fundamentalist gerici, yobaz, teokratik düzen yanlısı damgası vurulduğu’’ savunuldu. Anadolu Aydınlanması Konya’da Gazetemizin ‘‘Anadolu Aydınlanması’’etkinlikleri kapsamında yazarlarımız Konya’da okuyucularımızla buluştu. Selçuk Üniversitesi’nde düzenlenen panele gazetemiz yazarları Alev Coşkun, Ali Sirmen ve Miyase İlknur katıldı. Paneli üniversite yöneticileri ve öğrencilerin de aralarında bulunduğu çok kalabalık bir kitle izledi.Türkiye’nin 1919’dan daha kötü durumda bulunmadığını, gençlere güvendiğini belirten Savcı, avukatların yaptığı başvurunun reddedilmesi yönünde görüş bildirdi Gülen’in beraat ısrarı sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ‘‘Anayasal düzeni değiştirmek amacıyla terör örgütü kurma’’ iddiasıyla yargılandığı ve kesin hükme bağlanması ertelenen davada, Fethullah Gülen’in beraat ısrarı sürüyor. 5 yıllık erteleme süresinin dolumuyla davanın ortadan kalkmasına 1.5 yıl kalmasına karşın Gülen’in beraat ısrarının ardında Türkiye’ye dönüş planlarının etkili olduğu konuşuluyor. Savcı Salim Demirci, Gülen’in beraat isteminin reddi yönünde görüş bildirdi. Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığı 2000 yılında, Fethullah Gülen hakkında, ‘‘laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu’’ gerekçesiyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesine göre, 10 yıla kadar ağır hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava açmıştı. Gülen’in yargılandığı davanın kesin hükme bağlanması, kamuoyunda ‘‘Rahşan Affı’’ olarak bilinen yasa uyarınca ertelenmişti. Gülen’in 5 yıl içinde aynı cins veya daha ağır şahsi hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren bir suç işlemesi durumunda dava yenilenecek, bu süre içinde aynı cins veya daha ağır bir suç işlememesi durumunda ise dosya işlemden kaldırılacaktı. Gülen, avukatları aracılığıyla Terörle Mücadele Yasası’nda örgüt tanımının değişimini gerekçe göstererek, beraat isteminde bulundu. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, savcı Salim Demirci, Gülen’in avukatlarının, Terörle Mücadele Yasası’ndaki değişikliklerle müvekkillerine isnat edilen eylemlerin suç olmaktan çıkarıldığı gerekçesiyle daha önce ertelenen hükmün yasadaki değişikliklere uyarlanması ve beraat kararı verilmesi yönündeki başvurularının reddine karar verilmesini istedi. Duruşma 5 Mayıs’a ertelendi. AB’den geçiyor. Onların isteklerini yerine getirir, tümünü reform diye anlatırım. 2 Benim içeride güçlü durmamın, yaptıklarıma laf edeceklere karşı kalkan oluşturmamın başlıca unsuru AB’dir. İç dengelerde yaptığıma karşı çıkan olursa, ‘‘AB böyle istiyor’’ der geçerim. 3 Ana tabanımıza yönelik adımları atarken de, onların ‘‘özgürlükler’’ kapsamında değerlendirilmesini sağlar, AB sürecinin bir parçası olduğunu söylerim. Geçen yaz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin türbanla ilgili AKP’nin hiç hoşuna gitmeyen kararı almasından sonra arkadaşlar AB sürecini bir ölçüde dalgalanmaya bıraktılar. ??? AKP’nin bu dönemde ABD ile ilişkilerinde ise 1 Mart tezkeresi buzlaşması yaşandı. AKP’liler ‘‘buzlaşma’’nın başındaki ‘‘b’’ harfini düşürmek için az uğraşmadılar. Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu önceki hafta Türkiye gündemine oturan ABD gezisinde, Bush’un karar vericilerine şunu demişti: Erdoğan hükümetini süpürüp deliğe atacağınıza, kullanın! ABD’nin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Ankara ziyareti Zapsu’nun gezisinin üstüne iyi geldi! İki ülke arasındaki yeni dönem ilişkilerinin şöyle bir belgeye oturacağı açıklandı: Stratejik ortak vizyon belgesi! Bir ülkeyle stratejik ortaklık kurmuşsanız zaten bunun bir vizyonu vardır. Belgenin adı insanda ilk şu tanımı çağrıştırıyor: Yumurtalı omlet! Öyle anlaşılıyor ki, iki ülke arasında bundan böyle temel konularda ortak hareket etmek için ortada bir ‘‘rehber metin’’ olacak. Ciddi bir konu geldiğinde taraflar rehbere bakıp ona göre tavır takınacak. Bu metnin yazımı önümüzdeki dönemin başlıca haber konularından birini oluşturuyor. Metin tam olarak açıklanmazsa, içinden bir tümce çekip çıkarabilen, ‘‘işte vizyon belgesi’’ diyecek... ??? İlk bilgilere göre belgenin altında imza olmayacak. Yani kesin bir bağlayıcılığı yok ama, yol göstericiliği var. İki ülke ilişkilerinin haritadaki yolu böyle, ona uymazsan yolunu kaybedersin anlayışı taraflara yerleşecek! Kesin bir yargıyla yaklaşmayalım ama, eğer ortada somut bir yol haritası olsaydı, zaten bu tür ziyaretlerde olduğu gibi ‘‘ortak bildiri’’ açıklanırdı. Bu anlamda Rice’ın ziyareti, ABDTürkiye ilişkilerini değil, ABDAKP ilişkilerini düzeltmeye yönelik görünüyor! İçini dışını bir yana bırakalım, soralım: AKP belgede ne tür sözler verir? Her tür sözü verir... Bunları yerine getirebilir mi? Getiremez... Ne yapar? Yerine göre, milletvekillerini ikna edemedim der... Yerine göre, tam karar almak üzereyim de, ne söz vermiştim, diye sorar... Kimi sözleri de gizli kararnamelerle ya da açık anlaşmalarla yerine getirip, rahatlar... Son olarak, ABD’nin PKK ile mücadelede Türkiye’ye vereceği desteğe değinelim. ABD desteğini iki katına çıkaracakmış. Desteğin miktarını açıklamak için soralım: Sıfırı ikiyle çarparsanız kaç eder? ankcum?cumhuriyet.com.tr YARGITAY BAŞSAVCILIĞI Türk İş: Açlık sınırı 561 YTL ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkİş’in araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmesi için gereken gıda harcaması miktarı olan ve ‘‘açlık sınırı’’ olarak da tanımlanan tutar, geçen aya göre 7.54 YTL azalarak 561 YTL 76 YKr’ye geriledi. Yine 4 kişilik ailenin zorunlu temel ihtiyaçlarını kapsayan ve ‘‘yoksulluk sınırı’’ olarak da adlandırılan tutar ise 24.56 YTL azalarak 1829 YTL 84 YKr’ye düştü. Muayene istasyonları Danıştay’ı bekliyor ? Baştarafı 1. Sayfada Umut’ta onama ve bozma istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başsavcılığı, gazetemiz yazarları Uğur Mumcu ile Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı’nın öldürülmesi olaylarının da aralarında bulunduğu Umut davasında, sanık Ferhan Özmen’in ağırlaştırılmış müebbet hapis, Ekrem Baytap’ın ise 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararın onanmasını istedi. Başsavcılık 7 sanığın AKP tarafından çıkarılan Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanarak cezalarının indirilmesini ise uygun bulmadı. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Umut davasında 9 sanık hakkında verdiği kararın temyiz istemlerine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesi tamamlandı. Başsavcılık, dava dosyasını temyiz incelemesini yapacak Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Tebliğnamede, sanık Ferhan Özmen’in ‘‘Anayasal düzeni silah zoruyla yıkarak yerine din kurallarına dayalı devlet kurmak için oluşturulan silahlı örgüte üye olup, anayasal düzeni değiştirmeye cebren teşebbüs etme’’ suçundan eski TCY’nin 146/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis, sanık Ekrem Baytap’ın ise 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin hükmün, usul ve yasaya uygun bulunarak onanması istendi. Sanıklar Abdulhamit Çelik, Hasan Kılıç, Mehmet Ali Tekin, Mehmet Şahin, Fatih Aydın, Muzaffer Dağdeviren ve Yusuf Karakuş’un Topluma Kazandırma Yasası’ndan yararlanamayacakları belirtilen tebliğnamede, sanıkların örgüt içindeki konumları itibarıyla verdikleri bilgi veya belgeyle örgütün faaliyetine engel olduklarına yönelik herhangi bir delil bulunmadığı kaydedildi. Bu nedenle bu sanıklar hakkında yasadaki koşullar oluşmadığı için cezalarından indirim yapılamayacağı kaydedilen tebliğnamede, 7 sanık hakkındaki hükmün bu yönden bozulması istendi. Kretschmer’in mektubu tartışıldı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB Uyum Komisyonu’nda Vakıflar Yasa Tasarısı’nın görüşülmesinde, AB Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer’in mektubu tartışıldı. Kretschmer, üyelere de dağıtılan mektubunda, tasarının bazı maddelerinin AB müktesebatına uymadığını ileri sürdü. TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, komisyonun görevinin, yasaların AB müktesebatına uyumlu hale getirilmesini sağlamak olduğunu söyledi. Komisyonda, mektupta belirtilen çekinceler dikkate alınmaksızın tasarı kabul edildi. ‘Yengeyle ilişki’ cinayeti ? ESKİŞEHİR (AA) Eskişehir’de Ahmet M. adlı kişi, yengesiyle ilişki kurduğu ve ağabeyini telefonla rahatsız ettiği iddia edilen Yurdun Erkafa’yı 17 yerinden bıçaklayarak öldürdü. Polis, bıçaklama olayından sonra kaçan Ahmet M. ve ağabeyi İhsan M’yi gözaltına aldı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Makine Mühendisleri Odası’nca dava açılırken devlet kasasına gelir kazandırma anlamında hiçbir katkısı olmayan KGM tarafından 2001’de gerçekleştirilen ihaleye karşı dava açılmayıp sessiz kalınması iki ihale arasındaki en büyük tezatı oluşturuyor. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB), bugüne kadar gerçekleştirilen ve ‘‘kazançlı’’ ihaleler arasında gördüğü, AkfenDoğuşTüvSüd Ortak Girişim Grubu’nun kazandığı araç muayene istasyonlarının 20 yıllık işletme hakkının özel sektöre devredilmesi ihalesi hakkında çıkacak yargı kararı, dolayısıyla en çok bu kurumu geriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin özelleştirmeden bir defada sağlayacağı en yüksek rakamlı ihaleyle ilgili süren davadan çıkacak sonuç için gözler artık Danıştay’a çevrildi. lede kendisine yeni bir yol haritası belirlemek için Danıştay’dan gelecek yanıtı bekliyor. ÖİB: Süreç ilerlemez Araç muayene istasyonlarıyla ilgili ihalede kazanan gruba devrin gerçekleştirilmesi için Danıştay’dan imtiyaz sözleşmesiyle ilgili açıklama gelmesi gerektiğini belirten ÖİB yetkilileri, ‘‘Danıştay görüş belirtmeden süreç ilerlemez. Konuyla ilgili bize ulaşan başka bilgi de yok. Karar için beklemedeyiz’’ demekle yetindiler. Gelinen noktada, ihale yoluyla 613.5 milyon dolara özelleştirilen araç muayene istasyonlarıyla ilgili önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak gelişmeler, Danıştay’ın vereceği karara endekslendi. Konuyla ilgili daha önce yaşanan gelişmeler özetle şöyle gerçekleşmişti. Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), araç muayene istasyonları hizmetlerinin işletilmesi hakkının 20 yıl devrini onaylayıp Rekabet Kurumu’nda da onay almıştı. Ancak, Rekabet Kurumu’nun kararına karşın TMMOB’nin açmış olduğu dava sonucu 13. Daire aynı konuda iki ihalenin bulunduğunu gerekçe göstererek Rekabet Kurulu kararı ve ÖYK kararının yenilenmesini istemişti. ÖİB’de 13. Daire’nin bu kararına uyarak yeni ÖYK ve Rekabet Kurumu karar larını da alarak Danıştay 1. Dairesi’ne sözleşmeyi yapabilmek için incelemeye sunmuştu. Şimdi Danıştay 1. Dairesi, sözleşmeye vize verebilmek için 13. Daire’nin devam kararını beklemektedir. Eğer 13. Daire onay verirse; 1. Daire imtiyaz sözleşmesine görüş bildirecek. Böylelikle yaklaşık 1.5 yıldır beklenen devir sözleşmesi de gerçekleşecek. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ise ‘‘Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 2001’de açtığı ihaleyi kazanan Mapa (MNG Holding)Ahsel HoldingCartec Tüv konsorsiyumu lehine sonuçlansa bile yeni özelleştirme bundan etkilenmemeli. Sadece Karayolları’nın bu firmaya tazminat ödemesi söz konusu olabilir’’ şeklinde yorum yapıyor. 613.5 milyon dolarla en yüksek teklifi veren AkfenDoğuşTüvSüd konsorsiyumunun olmuştu. Türkiye, araç muayenesi için iki ayrı bölgeye ayrıldı. AkfenDoğuş TüvSüd konsorsiyumu ihalede, her iki bölge için de en yüksek teklifi vermişti. Konsorsiyum İstanbul’un da aralarında bulunduğu Türkiye’nin kuzeyindeki illeri kapsayan ‘‘Birinci Bölge Araç Muayene İstasyonları Özelleştirme İhalesi’’ne 300 milyon 250 bin dolar, ikinci bölge araç muayene hizmetleri ihalesine ise 313 milyon 250 bin dolar verecek. Ödeme planları Bedelin peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim yapılacak. Dolar üzerinden vadeli ödeme halinde ise ücretin yüzde 30’u peşin kalanı 3 yılda (libor artı 2) faizle TL üzerinden de yüzde 30 peşin, kalan 3 taksit de (TEFE artı 5) faizle ödenebilecek. Konsorsiyumun 552 milyon doları peşin vererek indirimden yararlanması bekleniyor. Bu durumda araç muayene işi 20 yıllığına Rekabet Kurulu’ndan da izin alan Akfen DoğuşTüvSüd konsorsiyumunun olacak. İhale sözleşmesine göre konsorsiyum ilk üç yıl muayeneden elde edilen gelirin yüzde 30’unu, 310 yıl döneminde yüzde 40’ını, 1120 döneminde ise yüzde 50’sini devlete verecek. İki bölge için teklif verildi Dava konusu olan henüz devir işlemi yapılmayan araç muayene istasyonu hizmetinin özelleştirilmesine ilişkin 2004 yılı sonunda yapılan ihaleyi AkfenDoğuşTüvSüd (Almanya) ortaklığı kazanmıştı. Araç muayene istasyonlarının özelleştirilmesine ilişkin 2001 yılında yapılan ihaleyi de MNGAhselCartec Tüv (Avusturya) konsorsiyumu almıştı. Türkiye genelindeki araç muayene işi 20 Aralık 2004’te düzenlenen özelleştirme ihalesinde MMO’nun başvurusu Makine Mühendisleri Odası, söz konusu ihalenin ardından anayasaya ve kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle ihale ilanının iptali istemiyle İdare Mahkemesi’nde, ‘‘Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik’’in iptali istemiyle başvurduğu Danıştay 13. Dairesi, konuyla ilgili çalışmalarda son aşamaya geldi. ÖİB de yaklaşık 1.5 yıldır sürüncemede kalan iha Yıldızlar Kadıköy’de parlayacak ? İstanbul Haber Servisi Türk Hava Kuvvetleri Akrobasi Timi ‘‘Türk Yıldızları’’ 30 Nisan Pazar günü Kadıköy İskele Meydanı’nda gösteri uçuşu yapacak. 8 jet uçağı ile gerçekleştirilecek gösteri saat 14.00’de başlayacak. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle