18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 NİSAN 2006 SALI 4 HABERLER Şemdinli iddianamesinde Büyükanıt’a yönelik suçlamalarına yer verilen işadamı, 160 milyon YTL ’lik iş aldı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Rice Gelirken... ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bugün öğleden sonra resmi bir ziyaret için ülkemizde olacak. Bakan’ın ziyareti, Türkiye ile ABD’nin stratejik ortaklık içinde oldukları, daha doğrusu, Türkiye’de kimi aklıevvellerin, Ankara’yı Washington’ın stratejik ortağı sandıkları dönemdekinden çok daha değişik bir ortamda gerçekleşmektedir. Denebilir ki, bölge ile ilgili bütün konularda Washington ile Ankara’nın görüşleri birbirine zıttır. ABD’nin Ortadoğu politikası, burada hiçbir bölgesel gücün varlığına bile tahammül gösterememektedir. Irak’taki Amerikan patentli istikrarsızlık ve Sam Amca’nın bölgedeki yeni uysal kovboyu Barzani yönetimine verdiği destek, Türkiye’nin çıkarlarına tümüyle aykırıdır. Ankara, Washington’ın daha geçen yüzyılın başında şekillenmiş olan Kürt politikasını değil değiştirmek, etkilemek olanağına bile sahip olmadığını yaşayarak görmüş bulunmaktadır. ABD yetkililerinin PKK konusunda boş vaatlerden ve temennilerden ileri gitmeyen sözleri de Türkiye’nin Kandil Dağı ile ilgili taleplerini karşılamaktan çok uzaktadır. ??? Bölge ile ilgili hangi konu gündeme gelse, Türkiye ile ABD’nin birbiriyle pek bağdaşmayan tutum ve politikalar içinde olduklarını görürsünüz. İsrail’i sonuna dek destekleyen ABD, Yaser Arafat’ı tasfiye ettikten sonra, biraz da kendi eski desteği ve İsrail’in yardımı ile iktidara gelmiş olan Hamas’ı, baskı politikasıyla kendi istediği doğrultuya sokmaya çalışırken, Filistinlileri de, Mahmud Abbas’ın da belirttiği gibi, büyük bir açlık felaketi ile karşı karşıya bırakacak olan bir tutumu benimseyerek, buraya yapılan dış yardımı kesmeye karar vermiş bulunuyor. Böyle bir tutumun Filistinlileri ne kadar yola getireceğini kestirmek de güçtür, aynı şekilde, böyle bir politikanın Ankara tarafından lafla da olsa, desteklenmesini istemek de... ABD’de Bush yönetimi ve o ülkedeki Yahudi lobisi tarafından dizayn edilen Erdoğan iktidarından, kendi tabanına böylesine ters gelecek bir politikayı lafla da olsa desteklemesini beklemek abestir. Politik yaşamının büyük bölümünde, açıkça Yahudi düşmanlığı yapmış, İslami teröristlerle diz dize resimler çektirmiş olan Erdoğan’ın, şimdi Washington’ın Ortadoğu ve terör politikasının değerli bir taşı olmasını beklemenin abes olduğunu, oradaki Türkiye uzmanları da yaşayarak görmüş bulunmaktadırlar. ??? Türkiye ile ABD’nin bölge sorunları arasında görüş birliği halinde olacakları tek nokta, Ahmedinejad iktidarının atom silahına sahip olmasının herkes için tehlike arz edeceği hususudur. Türkiye’de hangi iktidar olursa olsun, böyle bir gelişmenin ülkemizin çıkarlarına aykırı olduğunu kavrayabilir. Gerçi Milli Görüşçü Erbakan, geçmişte İran’ın Türkiye’de teröre verdiği desteği ciddiye almamış ve TC’nin istihbarat örgütlerinin söz ve raporlarına değil de, Tahran’ın açıklamalarına itibar etmişti. Ama bugünkü iktidarın her ne kadar Erbakan ile aynı kökten gelse de, Hoca Efendi’den daha deneyimli ve sakınımlı olduğu, bunun da ikisinin arasındaki tek farkı oluşturduğunu söylemek mümkündür. Ama İran’ın nükleer gücünün oluşturduğu tehlike konusunda mutabakat, konu bu ülkeye karşı uygulanacak yaptırımlarda, Türkiye’nin Sam Amca’ya sağlayacağı desteğin cinsi ve kapsamına gelince yeniden görüş ayrılığına dönüşebilecektir. Kısacası, Filistin’den Kürt Devleti’ne, Irak ve Suriye’den İran’a kadar her konuda Türkiye ile ABD’nin çıkarları zıttır. Bunlara, Karadeniz’in de açık deniz statüsüne kavuşmasını isteyen Washington’ın Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne karşı yürüttüğü ve kimi sahildar devletlerden destek aldığı politikasını da ekleyebilirsiniz. Ama bütün bunlara karşın Türkiye ABD’nin bölgedeki politikasını ve kendi ilişkileri içindeki yerini değiştiremeyeceğini düşünmekte, ABD de Ortadoğu’da yeni bir politika oturturken Türkiye’nin önemini görmezden gelmemektedir. Altındağ’a AKP döneminde 8 ihale ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu’nda Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı suçlayan ve bu suçlamaları iddianameye de giren Diyarbakırlı işadamı Mehmet Ali Altındağ’ın AKP iktidarı döneminde 160 milyon YTL ’lik ihale aldığı ortaya çıktı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş’ın soru önergesini yanıtlarken Altındağ’ın 2003 yılından bu yana 8 ihale aldığını bildirdi. ? Diyarbakır Söz televizyonunun sahibi Altındağ’a ilk ihalenin 9 Temmuz 2003 tarihinde, sonuncusunun ise bu yılın ocak ayında verildiği bildirildi. Altındağ’ın hastane, konut ve okul inşaatlarından oluşan ihaleleri Bingöl, Ankara, Diyarbakır ve Adapazarı’nda aldığı öğrenildi. Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, Diyarbakır Söz Televizyonu sahibi Altındağ’ın iki inşaat şirketinin AKP iktidarı döneminde, 100 milyon YTL’yi aşan ihale aldığını vurgulayarak TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi vermişti. Bu önergeyi yanıtlayan Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Altındağ’ın Bingöl, Ankara, Diyarbakır ve Adapazarı’nda aldığı konut, hastane ve okul ihalelerinin toplam bedelinin 160 milyon YTL değerinde olduğunu bildirdi. Şahin’in yanıtları, Altındağ’a ilk ihalenin 9 Temmuz 2003 tarihinde, sonuncusunun ise bu yılın ocak ayında verildiğini gösteriyor. Şahin’in verdiği döküme göre, Altındağ’a ait şirketlerin aldığı ihaleler şöyle: Altındağ şirketi: Bingöl 3. Bölge, 224 adet afet konutu ve adaiçi altyapı ile çevre düzenlemesi inşaatı işi. (8.220.000 YTL). Ankara Eryaman 7. Etap 1. Grup 768 adet konut ile adaiçi altyapı ve çevre düzenleme inşaatı (21.405.000 YTL). Diyarbakır Üçkuyular 484 adet konut, adaiçi altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı. (16.242.000 YTL). Diyarbakır Ergani 560 adet konut ve sosyal donatılar (24 derslikli ilköğretim okulu, camii, şadırvan) ile genel adaiçi ve altyapı ve çevre düzenlemesi inşaatı işi (25. 800.000 YTL). İntim Şirketi: Bingöl 7. bölge afet işi ilköğretim okulu, spor salonu ile adaiçi altyapı ve çevre düzenleme inşaatı. (2.158.000 YTL). Ankara, Eryaman 140 adet konut, sosyal donatı (market, fitness, havuz) ile adaiçi altyapı ve çevre düzenleme inşaatı (9.472.000 YTL). Adapazarı Korucuk 250 yataklı devlet hastanesi inşaatı. (21.945.000 YTL). Diyarbakır ili 400 yataklı eğitim ve araştırma hastanesi ile kafeterya, cami inşaatı işi. (55.190. 000 YTL). Erdoğan’ın ifadesi alınacak ? MERSİN (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Mersin’de yumurtalı protesto gösterisi düzenleyen Halkevleri üyelerinin yargılanmasına dün devam edildi. Mersin 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın ikinci duruşmasında, sanıkların avukatı Cüneyt Durnaoğlu, beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, 9 Halkevi üyesinin ‘‘Başbakan’a hakaret, devlet memuruna mukavemet ve gösteri yasasına muhalefet’’ suçlamasıyla yargılandığını belirterek Erdoğan’ın ifadesi için Ankara Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimat yanıtının beklenmesine karar vererek duruşmayı 5 Temmuz’a erteledi. Prens Joachim , Prenses Aleksandra’yı başka bir kadınla aldatınca, Prenses Aleksandra, Joachim’i evden kovmuş ve boşamıştı. Danimarka halkı Aleksandra’yı çok seviyor ve destekliyordu. Boşanmayla birlikte Aleksandra’nın prenseslik unvanı da düşmüştü. Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da önceki gün iki ilginç müze gezdim. Birincisi ‘‘Mumyalar Müzesi’’ ydi. Londra’daki müzeden esinlenerek kurulan müzede oradakine benzeyen mumyalar yapılmıştı. Mumya heykellerin çoğu, ünlülere benzemek konusunda çok da başarılı değildi. Atatürk’ün mumyası da az benziyordu. Sergiyi birlikte dolaştığımız arkadaşlardan dinledim Aleksandra ve Joachim’in öyküsünü. Danimarka, Avrupa Birliği Danimarka’da Kopenhag Kriterleri üyesi olmasına rağmen para birimi dahil birçok noktada farklı davranmayı seçmişti. 4.5 milyonluk nüfusuyla küçük bir ülke olduğu için tam entegrasyondan korkuyordu, yok olup gideriz endişesi içindeydiler. ??? Gezdiğim ikinci müze ‘‘Erotizm Müzesi’’ydi. İnsanlığın ortaya çıkmasından bu yana cinselliğin nasıl bir evrim geçirdiğini gösteren müzenin benim açımdan çarpıcı yanı; geçmiş anılarda Doğu’nun, Ortadoğu’nun ve Akdeniz’in cinsel zenginliğiydi. Avrupa içine kapanık, kuru bir cinsel hayat yaşarken Roma, Eski Yunan, Hindistan, Mezopotamya cinselliğin, sevişmenin bin bir örneğini deniyor, bunları tablolara, seramik kaplara, tabletlere resmediyor, yazıya döküyordu. ??? Yüzlerce yıl önce Doğu, Batı’dan her bakımdan üstündü. Ancak doğanın eşitsiz gelişme kanunları hükmünü yürütmüş, geride olan öne geçmişti. Bize şehri gezdiren Yılmaz, trafik kurallarına olağanüstü bir titizlik gösteriyordu. Mardin’den küçük yaşta Danimarka’ya gelen Yılmaz’a neden kurallara karşı bu kadar dikkatli olduğunu sorduğumda, ‘‘Cezası çok ağır, bu şekilde bizi terbiye ettiler’’ cevabını verdi. Danimarka, küçük bir ülke olmasına rağmen, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğunda özel bir yere sahip. Bir zamanlar hiç dilimizden düşmeyen ‘‘Kopenhag Kriterleri’’ bunlardan birisi; ikincisi de Türkiye’nin AB’ye aday üyeliğiyle ilgili en kritik zirvelerden birisinin Kopenhag’da yapılmasıydı. Kıbrıs Rum kesimi bu zirvede üyeliğini teminat altına alırken Türkiye açısından yeni bir handikap da devreye girmiş oluyordu (Aralık 2002). ??? Danimarka ile sorunlu konulardan birisi de Roj TV’nin yayınlarıydı. Nevruz ve sonrasında Diyarbakır’da meydana gelen olaylar sırasında Roj TV’nin kışkırtıcılık yaptığı saptaması, Türklerin Danimarka’ya öfkesini arttırıyordu. Danimarkalılar ise bu konuda sakin cevaplar veriyorlar, Türkiye’nin iddia ve şikâyetlerinin Roj TV’yi kapatmak için yeterli olmadığını söylüyorlar. Roj TV’nin ‘‘terörle ilişkisi’’nin kanıtlanması gerektiğini, su nulan belgelerin yeterli olmadığını iddia ediyorlar. Ne kadar samimi davranıyorlar, onu kestirmek kolay değil. ??? Danimarka, son aylarda en büyük krizi Hazreti Muhammed karikatürleri nedeniyle yaşamıştı. Hâlâ bu konu, gündemlerinin ön sırasında. Neden bu karikatürlerin yayımlanmasından 4 ay sonra tepkilerin patladığını da anlamadıklarını söylüyorlar. Müslüman ülkelerdeki şiddet gösterileri ve Danimarka mallarını boykot, bu ülkede ciddi kaygılar yaratmıştı. Bir süredir, Hazreti Muhammed’i tanıtan, onun yaşamını anlatan konferanslar düzenleniyor, Arap ülkeleri de bu konferanslara katılıyordu. Güneş batarken, kıyıda sessizce oturan ‘‘Denizkızı’’na baktım. O hâlâ denizcileri bekliyordu. Saygısızlık TBMM’de ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, Atatürk’ün fotoğrafının örtüyle kapatılarak önünde öğrencilerin fotoğraf çektirmesini TBMM gündemine taşıdı. Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, İstanbul Bağcılar Arif Nihat Asya İlköğretim Okulu’nda Atatürk’ün fotoğrafının üzerine örtü örtülerek önünde öğrencilerin fotoğraf çektirmesinin, ailelerin tepkisine yol açtığını ifade etti. CHP’li Gazalcı, önergesinde ‘‘Fotoğrafların geri toplanmak istenmesi, geri vermek istemeyen velilerin çocuklarının okul yönetimince listelenmesi olayı doğru mudur? Doğruysa, olayla ilgili soruşturma açılmış mıdır?’’ dedi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ANKARA BAROSU BAŞKANI Coşar: Savcının ihracını asker istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Barosu Başkanı Vedat Ahsen Coşar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) askerin talebi üzerine Savcı Ferhat Sarıkaya’yı meslekten ihraç ettiğini belirterek, HSYK’nin kararının yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü adına ‘‘son derece endişe verici’’ olduğunu kaydetti. Coşar, dün yaptığı yazılı açıklamada, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın hakkında ve Şemdinli’deki olaylar sonrasında hazırlanan iddianamelerin, yargının bağımsızlığı ile tarafsızlığını çok açık biçimde çiğneyen ve siyasi bir amaca hizmet eden iddianameler olduğunu belirtti. Bu iddianamelerin, Türkiye’deki yargı bağımsızlığı ile tarafsızlığa aykırı, insanların lekelenmeme hakkına açıkça saldırı niteliği taşıyan ilk iddianameler olmadığını bildiren Coşar, “İnsanların mahkemeler önünde yıllarca acı çekmesine neden olan savcılar hakkında hiçbir işlem yapmayan HSYK’nin, askerin talebi üzerine Savcı Sarıkaya’yı meslekten ihraç etmesi, yargı bağımsızlığı ile hukukun üstünlüğü adına son derece endişe vericidir’’ dedi. Terörle Mücadele Yasa Taslağı’nı da ‘‘12 Eylül ruhunun ve hukukunun günümüze uyarlaması’’ olarak değerlendiren Coşar, ‘‘Taslak, din dışında kalan özgürlükler konusunda duyarlılığı olmadığı anlaşılan sivil iktidarın, bütün bu gelişmeler karşısındaki teslimiyetidir’’ dedi. İstanbul Adliyesi önünde ayrı ayrı açıklama yapan Hukukçular Derneği Başkanı Avukat Hüsnü Tuna ile yine HSYK kararı ile meslekten ihraç edilen eski savcı İsmet Tuncer, kararın düzeltilmesi gerektiğini savundu. Anayasa Mahkemesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin 44. kuruluş yıldönümü, bugün çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Anayasa Mahkemesi Konferans Salonu’nda düzenlenecek törende, Başkan Tülay Tuğcu güncel konuları da içeren bir konuşma yapacak. Törene, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in de katılması bekleniyor. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle