27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 NİSAN 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Arınç’ın MGSB’yle ilgili sözlerine yanıt Genelkurmay Başkanı Özkök’ten geldi: 5 Belgeyi hükümet hazırladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) hazırlanmasında ‘‘Meclis’in devre dışı bırakıldığını’’ söyleyen TBMM Başkanı Bülent Arınç’a akşam resepsiyonda yanıt verdi. Belgenin Bakanlar Kurulu tarafından hazırlandığına dikkat çeken Özkök, Güneydoğu’ya asker sevkıyatı konusunda da, ‘‘Bölgeye her zaman yaptığımız normal yığınaklar’’ dedi. Arınç, dün sabah TBMM’nin 86. açılış yıldönümü nedeniyle Meclis’teki Atatürk anıtına çelenk koydu. Arınç, daha sonra tören salonunda kutlamaları kabul etti. Orgeneral Özkök ile CHP lideri Deniz Baykal törenin başla ‘Sarıkaya avukatlık yapamaz’ 23 Nisan Resepsiyonu’na katılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, Van Savcısı Ferhat Sarıkaya ile ilgili sorular üzerine, ‘‘Sarıkaya artık avukatlık yapamaz. Bundan sonra siyasallaşma eğiliminde olan savcılar dikkatli olur’’ dedi. Sarıkaya kararında askerin baskısının olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine Ok, bunu, ‘‘gülünç’’ bulduğunu söyledi. Ok, ‘‘Ne askerin ne de başka bir gücün etkisi olur’’ dedi. Ok, Sarıkaya hakkındaki kararının gerekçesinin yarın yazılacağını bildirdi. tılması üzerine belgeyi Bakanlar Kurulu’nun hazırlandığına dikkat çekerek ‘‘Bana değil, Bakanlar Kurulu’na sorun’’ dedi. Özkök, savcı Ferhat Sarıkaya ile ilgili kararın anımsatılması üzerine de yalnızca ‘‘şikâyetlerini dile getirdiklerini’’ söyledi. Özkök, şöyle konuştu: ‘‘Yargının kendi içindeki bir olaydır. Genelkurmay böyle şeylerle uğraşmaz. Yargı gerekeni yaptı. Biz şu, şu, şu hareketlerinden rahatsız olduğumuzu söyledik. Gerisi yargı kararıdır, saygı duyarız... Mahkeme üzerinde ya da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üzerinde etki yapabilecek durumda değiliz. Buna az ya da çok demeyiz.’’ Özkök, Güneydoğu’ya asker yığınağı yapıldığına ilişkin soru üzerine, ‘‘Nerede ihtiyaç varsa oraya gider asker. Askerler tek tek sayılmış gibi rakamlar vermek doğru değil. Bölgeye her zaman yaptığımız normal yığınaklar’’ masını beklerken yaklaşık 20 dakika sohbet etti. Sohbet sırasında Özkök’ün terörle mücadelenin sürdürüleceğini vurguladığı kaydedildi. Özkök’ün ‘‘sınıra 240 bin asker sevk edildiği haberlerinin de doğru olmadığını’’ söylediği öğrenildi. Özkök ve kuvvet komutanları Arınç’ın akşam verdiği resepsiyona da katıldı. Özkök, Arınç’ın, MGSB hazırlanırken, Meclis’in devre dışı bırakıldığı sözlerinin anımsa dedi. Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargâhının Hakkâri’ye taşınacağı yönündeki haberler konusunda ‘‘Olur mu böyle şey, telsiz, bilgisayar var. Kara Kuvvetleri Komutanı bağırarak mı sesini duyaracak’’ açıklamasını yaptı. Sınır ötesi operasyon başlatılmasıyla ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın ziyareti arasında bağ kurulması üzerine Özkök, ‘‘Bu konuyu ABD’ye bağlamayız. Şartlar doğarsa her ülke gibi Türkiye de hakkını kullanır. Şartlar BM sözleşmesinde mevcuttur. Şartlar değiştiğinde şartlara göre hareket edilir. Türkiye kendi kararlarını kendisi verir. Benim ne dememi bekliyorsunuz?’’ dedi. Sinop’un ‘devlet kuşu’, AKP’nin 30 planı! Sözleri gün boyu tartışma yaratan TBMM Başkanı, ‘Fikirlerimi düz söyledim’ dedi Resepsiyona Arınç damgası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın TBMM’nin 23 Nisan özel oturumundaki konuşması akşamki resepsiyona da damgasını vurdu. TBMM Başkanı Arınç, ‘‘manifesto’’ olarak değerlendirilen konuşmasıyla ilgili soruları ‘‘Fikirlerimi düz söyledim, eğmedim bükmedim. Kimseyi küstürmedim’’ diye yanıtladı. Arınç’ın dün akşam verdiği resepsiyona Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal katılmadı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile kuvvet komutanlarının resepsiyonda 15 dakika kalması dikkati çekti. TBMM Genel Kurulu’ndaki özel oturumu ve resepsiyondan bazı önemli notlar şöyle: Arınç’ın konuşması dün gün boyu tartışıldı. CHP kurmayları, ‘‘Çok ciddi bir çıkış. Gerilimi tırmandırır. AKP içinde bir saflaşmanın da işareti. Hükümeti de hedef alıyor’’ yorumunu yaptı. Arınç’ı kabine üyelerinden sadece Beşir Atalay’ın alkışladığına dikkat çekildi. Arınç iki konuda hükümeti hedef aldı. Şemdinli komisyonuna yöneltilen eleştirilere yanıt veren Arınç, bu eleştirilerin ‘‘hukuk temelli’’ olmadığını söyledi. Komisyonu eleştirenler arasında Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin de bulunuyordu. Arınç, YÖK’ü eleştirirken ‘‘halkın büyük çoğunluğunun istediği değişikliğe karşın, yürütmenin azınlık antireformcuların talebini öncelemesinin düşünülmesi gereken bir konu olduğuna’’ ilişkin sözleriyle hükümeti hedef aldı. Arınç, ‘‘bazı kurumların kendilerini üstün gördüğünü ve reformlara direnfestoydu’’ dedi. Arınç gazetecilerin konuşmasıyla ilgili sorularına ‘‘Bir Meclis Başkanı, mesaj vermek için konuşur. Fikirlerimi düz söyledim, eğmedim bükmedim. Farklı değerlendirenler olabilir. Bunlara da eyvallah’’ yanıtını verdi. Arınç, ‘‘sert bir konuşma’’ anımsatması üzerine ‘‘Yok. Kimseye bağırmadım. Kimseyi küstürmedim. Kimin söylediğine değil, ne söylendiğine bakılsın’’ diye konuştu. Arınç, ABD Büyükelçisi Ross Wilson ile sohbet etti. Arınç, Wilson’a Türkçe olarak ‘‘Bayramınız kutlu olsun’’ dedi. Wilson da, Türkçe ‘‘Teşekkür ederim’’ diye yanıt verdi. Arınç, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın ziyaretinin büyük önem taşıdığını söyledi. Wilson gazetecilerle sohbet ederken Rice’ın ziyaretinin gündeminin önemli maddesinin İran olabileceğini dile getirdikten sonra diğer başlıkları ‘‘Irak, Kıbrıs ve Hazar’’ olarak sıraladı. Wilson, Rice’ın ‘‘işbirliği paketi’’ getirip getirmeyeceğine ilişkin sorulara ‘‘Gündemdeki her şey konuşulacak’’ yanıtı vermekle yetindi. Wilson, İran’ın Kuzey Irak’taki PJAK mevzilerini bombalaması hakkında da ‘‘Gazetelerde görüyorum’’ dedi. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Baykal’ın kamuda sinsi kadrolaşma yürütüldüğü yönündeki eleştirisine, ‘‘Bakanlıkta 1 milyon kişi çalışıyor, iddiası olan varsa ispatlasın’’ yanıtını verdi. Milli Eğitim Bakanı Çelik, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda toplanan öğrenci meclisinde bir imamhatip lisesi öğrencisinin ‘‘Bütün engellemelere rağmen zirveye çıkacağız’’ sözleri anımsatılarak yöneltilen sorular üzerine, Türkiye’de bir kutuplaşma olmadığını savundu. CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı söz alarak seçim bölgesine nükleer santral yapılması kararına sert tepki gösterdi. Altay, ‘‘Enerji Şurası toplamadan, referandum yapmadan, oraya santral kurdurmayız. Son sözü, 29 Nisan’da, Sinop Uğur Mumcu Meydanı’nda Sinop halkı söyleyecektir’’ dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı AKP Ordu Milletvekili Hilmi Güler ise ‘‘Sinopluların başına devlet kuşu konduğunu’’ söyledi. ABD’de ‘‘nükleer Rönesans’’ yaşandığını, bu enerjinin çok temiz olduğunu savunan Güler’le Altay arasında atışmalar eksik olmadı: Engin Altay: Ordu’ya kur o zaman! Hilmi Güler: Ben isterim Ordu’ya kurulmasını. Ama, Ordu’nun şartlarına... Engin Altay: Uzmanlar, Ordu’da olur, diyor Sayın Bakan. Hilmi Güler: Biz, bunu, zaten halka sorduk, halk da bize seçimde ‘‘yap’’ dedi; bundan daha büyük demokratik karar olur mu? Biz seçimde programımızı kabul ettirdik zaten. Sinop’a da sormuş olduk biz bunu, Sinop’a da sorduk. Sinop’tan iki tane milletvekilini böyle çıkardık, üçü de çıkarabilirdik aslında. İnşallah, üçüncüsünü de bu nükleer santralı kurduktan sonra çıkaracağız. Engin Altay: Bana kıyamazsın!.. Hilmi Güler: Sizi de ben danışman olarak alırım yanıma, o zaman beraber çalışırız. (...)Devekuşu gibi kafanızı kuma gömmeyin. Engin Altay: Sayın Bakan, bir benzetme yaptı. Biraz da renk katalım, ben de bir benzetmeyle cevap vermek isterim. Sayın Bakan, siz de, aynalı sazan balığı gibi, Türkiye’nin üzerinde otuz beş yıldır sallanan bu oltaya takılmayın lütfen. Son olarak Sinop’u 30 çıkaracaklarını ve beni de, lütfetti, işsiz kalmamam için kendisine danışman alacağını söyledi. Çok sağ olunuz Sayın Bakan; ama, ben, Sinop’taki seçimlerin ve Türkiye’deki seçimlerin nasıl neticeleneceğini biliyorum. İki selefinizin bir yerlerde yargılandığını anımsatırım. Allah esirgesin, siz de yarın, buralara gelemeyeceksiniz zaten; ama, bir de Yüce Divanlara giderseniz, ben, size, hukuki olarak yardım etmeyi dilerim. Genelkurmay Başkanı Özkök ve kuvvet komutanları resepsiyonda 15 dakika kaldı. (AA) ‘Körler ve sağırlar’ Çalışanlar açısından ciddi hak kayıpları getiren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası, ‘‘muhalefetsiz’’ olarak yasalaştı. CHP, hükümetin ‘‘temel yasa’’ olarak getirmesini protesto ederek görüşmelere katılmayınca 104 maddelik tasarı 8 saatte kabul ediliverdi. Salonda muhalefet milletvekilleri olmamasına karşın iktidar milletvekilleri, bazı önergelerin oylamasında kararsızlık yaşadı. Bir önergenin oylaması öncesinde oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, içtüzük gereği önce komisyona sonra da hükümete, önergeye katılıp katılmadıklarını sordu. Ancak mikrofonlar kapalı olduğu için komisyon ve hükümetin, önergeye katıldığı yönündeki yanıtı duyulmadı. Dinçer de, ‘‘komisyonun takdire bıraktığı, hükümetin katıldığı’’ ifadesini unutup doğrudan ‘‘önergeyi oylarınıza sunuyorum’’ deyince, iktidar milletvekilleri ne ‘‘evet’’ ne de ‘‘hayır’’ diyebildi. Dinçer durumu anlayınca yeniden komisyon ve hükümete dönüp bu kez mikrofonlar açık olarak görüşünü sordu. Komisyon ve hükümetten gelen ‘‘Katılıyoruz’’ yanıtını alan Dinçer, ‘‘Şimdi herkes duydu değil mi? Çünkü, nikâh töreninde de kabul sözleri tanıklar tarafından duyulmazsa, nikâh tamamlanamıyor’’ diyerek milletvekillerine takıldı. Böylece önergenin ve maddenin oylaması tamamlanabildi. Tasarı üzerinde önerge veren AKP’nin görme engelli İstanbul Milletvekili Lokman Ayva, önergesinin gerekçesini anlatmak için kürsüye geldi. Ayva, ‘‘Sayın Başkan, süre konusunda siz hatırlatmayın, ben saate bakarak kendim takip ederim’’ diyerek Dinçer’e espri yaptı. Ama Dinçer, tam duyamamıştı: ‘‘Tekrar eder misiniz Sayın Ayva.’’ Espriyle karşılık veren Ayva, sözlerini tekrarladı: ‘‘Şimdi, körler sağırlar birbirini ağırlar gibi oldu ama...’’ diğini’’ söylerken, ANAVATAN’lı Süleyman Sarıbaş ve CHP’li Muharrem Kılıç‘‘hangi kurumlar’’ diye sordu. Bu sözleriyle Anayasa Mahkemesi’ni işaret eden Arınç, ‘‘işlevini yitirmiş sorun üreten bir kurumun kaldırılmasına’’ ilişkin sözleriyle YÖK’ü hedef aldı. ANAVATAN lideri Erkan Mumcu, Arınç’ın sözlerinin büyük bölümünün doğru olduğuna inandığını, doğru sözlerin, doğru zamanda söylenmediğini kaydetti. Mumcu, Arınç’ın konuşmasında dile getirdiklerinin 4 yıldır söylenmemiş olmasının, ‘‘ortada bir zaman probleminin olduğunu gösterdiğini’’ belirtti. DYP lideri Mehmet Ağar da TBMM Başkanı Arınç’ın konuşmasına ilişkin sorular üzerine, ‘‘Onu kendi grubuna sorun. Biz de konuşmamızda ince ince mesajlar çaktık’’ yanıtını verdi. Resepsiyonda AKP’li Hayati Yazıcı, Arınç’a ‘‘Konuşmanız tam bir mani Yurt Partisi lideri, halkın yılgınlığının ve yoksulluğunun dış güçlerin işine yaradığını vurguladı Tantan’dan terör uyarısı BARIŞ DOSTER Sadettin Tantan. Yurt Partisi Genel Başkanı, eski İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, son terör eylemlerinin de kanıtladığı gibi, Türkiye’nin içten ve dıştan kuşatıldığını vurgulayarak ‘‘Ülkemiz, bütünlüğünü, onurunu ve kimliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de kimlikli siyasetin oluşmaması için büyük baskı yapılıyor’’ dedi. Tüm terör örgütlerinin Batı destekli olduğuna dikkat çekerek halkın yılgınlığının ve yoksulluğunun, psikolojik savaş ortamında dış güçlerin işine yaradığını belirten Tantan, ‘‘Dinler arası diyalog söylemiyle ortaya çıkan isimler, uzmanlar, aydınlar, bürokratlar, kurumlar, cemaatler hangi küresel oyuna alet olduklarını biliyorlar mı’’ diye sordu. Tantan, 15 yıl önce yaşanan Nevruz bayramlarının çok daha kişisel, masum ve kültürel yaşandığını, günümüzde ise ideolojik, kitlesel, planlı ve örgütlü hale getirildiğini belirterek olayların arkasındaki dış güçlere işaret etti. Tantan, terör örgütünü yönlendirenlerin, Türk ulusunu ve Türk ordusunu ‘‘kavgacı, uzlaşmaz’’ göstermeye çalıştıklarını ifade ederek ‘‘Yoksulluk ve bilgisizlik, küresel gücün dayatmaları için müthiş bir ortam hazırlıyor. ABD denetimindeki diğer rejimlere bakılınca bu görülür. Irak bunun örneği’’ dedi. Bugünkü yöneti min arkasında kara para ve kayıt dışı ekonominin büyük katkısı olduğunu, Türkiye’nin son yıllarda kaçakçılık ve kara para cenneti haline geldiğini anlatan Tantan, ‘‘Bu konuda mücadele etmesi gereken kolluk güçleri de yasal dayanaktan yoksun hale getirildi. Avrupa Birliği’nin talepleriyle yasa çıkaranlar, Avrupa’daki çağdaş, caydırıcı, etkili yasaları çıkarmadılar, güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayan yasalar yaptılar. Halk da bu ortamda gerçek bilgiye ulaşamıyor’’ diye konuştu. Batı güdümlü cemaat ve tarikatların okullara kadar sızdığına dikkat çeken Tantan, tarihi ve kültürel varlıkların talan edilip yağmalandığını, yerel yönetimlerin de bu varlıklara kültürel değil, ticari açıdan yaklaştıklarını söyledi. Tantan şöyle devam etti: ‘‘Alın teri dışlandı, haram sermaye egemen oldu ve bu para seçimlerde kullanılacak. Bu hükümetin tek olumlu yanı, toplumun gözünün açılmasını hızlandırmak oldu. Bu iktidara karşı olduğunu söyleyen ve de çok güzel adlarla ortaya çıkan irili ufaklı diyalog gruplarının arkasında da yabancı vakıflar, gizli servisler var. Bu servisler, başta sınır bölgelerimiz olmak üzere, ülkemizin her yanında halkın kültürel, etnik, dinsel haritasını çıkarıyorlar. Yabancı servisler, bu konularda siyasetçilerden ve devletten daha çok bilgiye sahipler.’’ Hatlar arapsaçı! Milletvekilleri, yazılı soru önergelerine başbakan ve bakanların tatmin edici yanıt vermediğinden yakınırlar. Onlara göre, yanıtlar ya yetersizdir ya da soruyla ilgisi yoktur. CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu’nun başına gelen olay ise bunun çok ötesindeydi. Baloğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Türk Telekom AŞ’nin yüzde 55 hissesinin Oger Telecoms’a devredilmesinin ardından imzalanan imtiyaz sözleşmesiyle ilgili bazı bilgiler istedi. Erdoğan’ın adına yanıt, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’dan geldi. Unakıtan, Baloğlu’nun bazı sorularına yanıt vermiş, ancak bir soruya ‘‘Özelleştirme İdaresi Başkanlığı imtiyaz sözleşmesinin tarafı değildir. Söz konusu sözleşme Telekomünikasyon Kurumu ile Türk Telekom arasında imzalanmış olduğundan bu konudaki soruların söz konusu kurumlara yöneltilmesi gerekmektedir’’ dedi. Bu yanıt karşısında şaşıran Baloğlu, TBMM Başkanlığı’na başvurarak önergeyi yanlış bakanlığa yönlendiren Başbakanlık’ın uyarılmasını istedi: ‘‘Benim önergemin muhatabı zaten Maliye Bakanlığı değil, Başbakanlık’tır. Başbakanlık’ta yaşanan bir yanlışlık sonucu önergemin Ulaştırma Bakanlığı yerine Maliye Bakanlığı’na yönlendirildiği anlaşılmaktadır.’’ TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yanıtı, Baloğlu’nun sorununu çözmekten öte daha da karmaşık hale getirecek nitelikteydi: ‘‘Başkanlığımızın başbakan veya ilgili bir bakan tarafından soru önergelerine verilen cevapların soruları karşılayıp karşılamadığı hususunda bir değerlendirme yapması mümkün bulunmamaktadır. Bu konuda Başbakanlık’ın uyarılması söz konusu değildir. Cevaplandırılmadığını düşündüğünüz sorularınızı başbakan veya ilgili bakandan yeni bir önerge ile tekrar sorabilmeniz mümkün bulunmaktadır.’’ SUSURLUK KOMİSYONU ÜYESİ FİKRİ SAĞLAR: BİRİ YABANCI UYRUKLU 6 KİŞİ GÖZALTINDA Gülen’in adı ‘devlet sırrı’nda MERSİN (Cumhuriyet) Eski Kültür Bakanı ve TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi Fikri Sağlar, Mersin EğitimSen Şubesi’nce düzenlenen ‘‘İnsan Hakları İhlalleri ve Emek Mücadelesi’’ konulu panele katıldı. ‘‘Susurluk düzeni’’nin halen sürdüğünü belirten Sağlar, Türkiye’de ‘‘kontrgerilla’’ olarak adlandırılan örgütlenmede yer alanların eski Nazi subaylarınca eğitildiğini ileri sürdü. 12 Eylül darbesinin şartlarını olgunlaştıranın da aynı yapı olduğunu savunan Sağlar, şunları söyledi: ‘‘Bu yapı bizim yaşama hakkımızı gasp ediyor. Bu yapı, kendisi gibi düşünmeyen yurttaşları öldürme hakkını kendisinde görüyor. Susurluk Komisyonu’nun yaptığı en büyük hizmet bu gerçeği ortaya çıkarmış olmasıdır. Bunu Kutlu Savaş’ın Raporunda gördük. Raporun 10 sayfası, devlet sırrı olduğu gerekçesiyle mühürlendi. O bölümde Fethullah Gülen’in de aralarında olduğu çok sayıda tanınmış kişiyle ilgili bilgiler vardı. Mesela raporda Behçet Cantürk’ün öldürülmesi, Özgür Gündem gazetesinin bombalanması olayı açıkça anlatılıyor.’’ El Kaide operosyonu GAZİANTEP (Cumhuriyet) Gaziantep’te şeriatçı terör örgütü El Kaide’ye yönelik operasyonda, silahlı eylem hazırlığı içinde oldukları belirtilen biri yabancı uyruklu 6 kişi gözaltına alındı. Gaziantep Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, El Kaide üyesi oldukları şüphesiyle bir süredir takip ettikleri 6 kişinin kaldığı eve operasyon düzenlediler. Operasyonda, yabancı uyruklu Fahad Abdurrahman el Çakmak ile 5 kişi yakalandı. Fahad Abdurrahman el Çakmak’ın örgütle bağlantılı olarak Pakistan ve Afganistan’a giriş çıkış yaptığı öğrenildi. Gözaltına alınanlardan üçünün daha önce de El Kaide’ye yönelik bir operasyonda yakalandığı belirtildi. Evde bulunan bazı ülkelere ait pasaport ve kimliklerle bir bilgisayara da el konuldu. Yetkililer, bu kişilerin Türkiye’de ses getirecek bir silahlı eylem hazırlığında olduğunun belirlendiğini söylediler. Yakalanan kişilerin sorgusunun sürdürüldüğü bildirildi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan tbmmcum@ttnet.net.tr CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle