Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 NİSAN 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B Y B Y B B B 19 20 21 20 26 26 26 25 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y B B PB Y PB 15 15 17 18 19 18 22 20 23 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB Y B Y S Y Y Y 26 24 23 30 24 22 16 17 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzeyi ve doğusu, Güneydoğu Anadolu’nun doğusu ve Sıvas çevreleri ile akşam saatlerinden sonra Marmara’nın güneyi, Kuzey Ege, Batı Karadeniz’in iç kesimleri ile İç Anadolu’nun kuzeybatısı yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yurdun kuzeydoğu kesimlerinde hissedilir derecede olmak üzere tüm yurtta azalacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih PB PB PB Y PB PB PB PB PB 11 6 12 19 18 18 20 19 18 Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB Y Y PB Y Y Y Y PB 20 18 16 19 17 18 18 20 20 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Stockholm Y B Y PB Y Y K PB PB 12 26 18 26 18 16 6 30 29 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Yağmurlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada sözde savunucusu olduğunu, tek başına iktidarının bu aşamasında demokrasinin belkemiği laikliği bertaraf etmeye gücü yetmediği için laiklik ilkesine o da kerhen sahip çıktığını... laikliği tersyüz etmek için elinden gelen çabayı gösterdiğini bilmeyen kaldı mı? Düne kadar laik TC hükümeti diye anılan hükümetlere dışımızdaki dünya, Batı medyası bugün neden İslamcı veya İslam kaynaklı hükümet damgası vurdu? Bütün bunları bilen, gören, okuyan veya duyan Abdüllatif Şener’in laikliğin teminatı olarak ordudan sonra sıraladığı kişi ve kurumlar arasında AKP’yi de göstermesi acaba kara mizah yapma gereksiniminden mi kaynaklanıyor? Bakan ya kimi dinsel gelenekleri giderek zorba yöntemlerle uygulamaya çalışan eğilimin, başta Bakan Hüseyin Çelik’in üstün çabasıyla eğitimde gericiliğin giderek güçlendiğinin farkında değil. Ya içinde bulunduğu hükümetin dinsel kavramları, yaşam biçimini topluma indirgeme çabalarını, girişim ve söylemlerini anımsamak istemiyor. Gericiliğe yön ve yöntem veren Başbakan’ın tutumunu zayıf bir olasılık ama bu tür görüş bildirimleriyle yadsımak istiyor. Adı RTE’nin Çankaya’ya çıkmasından sonra Abdullah Gül’le birlikte olası başbakanlara çıkan Şener; ya da laik topluma çağdaş bir insan, bir siyasetçi izlenimi vermeye özen gösteriyor. ??? Bakan gibi laiklik ilkesine yönelik saldırıları dikkate almadan ‘‘laikliği tehlikede’’ görmemek olanaklı mı? Dahası var; Şener’e göre ‘‘laiklik reel anlamda tehlike içinde’’ değil. ‘‘Böyle bir tehlikenin var olduğunu dilemek mutluluğuna sahip olanlar’’ var. Bu sonuçlara gazetecinin Cumhurbaşkanı Sezer’in laikliğin tehlikede olduğunu ve irticaın giderek mesafe aldığını ifade eden demeciyle bağlantılı sorularına verdiği yanıtlarda geliyor. Doğrudan değil, fakat dolaylı olarak Sezer’in görüşlerine ‘‘laikliği tehlike içinde göstermek veya var olduğunu dilemek’’ diye karşı çıkıyor. Bir grup yobazın öğrencileri kantine kapatıp kızların başını örterek Kuran okuttuğu... Bira içen öğrenciye döner bıçağı ile saldırıldığı haberlerine gelince... bu tür olayları fazla önemsemiyor Şener. Bu türden eylemlere girişenler 21. yüzyılın genci olamaz, diyor. Doğru bir saptama ama, hükümetinin, tabii Başbakan’ın, Milli Eğitim Bakanı’nın ve diğer bakanların icraatlarıyla, düşünce biçimleriyle söylediklerine ters düştüğünün farkında değil galiba. Abdüllatif Şener sanki AKP’nin bir bakanı değil. Sanki AKP’yi dışardan gözleyen, iktidar partisinin nasıl olması gerektiğini irdeleyen din kültürü geniş, çağdaş, olgun laik bir insan! ‘‘Hepimiz ‘Ben ne yapıyorum da birileri beni tehlike olarak algılıyor? Neyi değiştirmeliyim de diğerleri beni tehlike olarak algılamasın?’ diye düşünmeliyiz’’ diyor. Tez elden bu soruları RTE’ye sormalı Şener. Başbakan’ın sorulara dört yıldır laik rejimi uyutan, gericiliğe ödün veren demeçlerine benzer, ama artık kimseyi inandırmayan yanıtlar vereceğinden kuşkunuz olmasın. Zira; irticai tehlikeyi yaratmaktan da öte bilinçle daha da güçlendiren kaynak... RTE! Şemdinli iddianamesinde tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle meslekten atıldı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Savcı Sarıkaya’ya ihraç İLHAN TAŞCI BAŞSAVCI KAÇAN: İDDİANAME KORSANLIKLA ALINMIŞTIR Müfettiş raporlarına göre Van Cumhuriyet Başsavcısı Kemal Kaçan, adalet müfettişlerinin iddianamenin mahkemece kabulünden önce kamuoyuna nasıl yansıdığına ilişkin sorularına ilginç yanıtlar verdi. İddianameyi istemesi üzerine Ceza İşleri Genel Müdürü Nizamettin Kalaman’a eposta yoluyla gönderdiklerini belirtirken iddianamenin internet yoluyla bilgisayarlara girilerek ya da eposta yoluyla ceza işlerine gönderilirken alınmış olabileceğini savundu. Kaçan, istihbaratçılar hakkında soruşturma yapmaları nedeniyle istihbaratçıların, bilgisayarlarına ulaşabilecekleÇiçek’in yerine yedek üye Nuri Yılmaz toplantıda yer aldı. HSYK Başkanvekili Celal Altunkaynak, Mahmut Acar, Yaşar Engin Selimoğlu, Sinan Tunca, Çetin Zongör ile Yılmaz, Sarıkaya’nın meslekten ihracı yönünde oy kullandı. İhraç kararına Kasırga karşı çıktı. Kasırga’nın, Sarıkaya’ya ‘‘kınama’’ cezası verilmesi yönünde oy kullandığı bildirildi. Kurul üyelerinde, Sarıkaya’nın ‘‘mesleki tarafsızlığını kaybettiği’’ görüşü öne çıktı. İhraç kararı verilmesinde, Sarıkaya’nın soruşturma sürecindeki ‘‘tutum ve davrarini düşündüğünü anlatırken, iddianamenin bu şekilde başkalarının bilgisayarına girilerek alınabileceğini savundu. Müfettişlerin ifadesini aldığı Kaçan’ın anlatımları, Şemdinli iddianamesinden sonra Van’da yaşanan bir olayı da ortaya çıkardı. Kaçan’a göre, savcı Serkan Turan kendisine ‘‘cumartesi günü (iddianameden 1 gün sonra) eşi hâkim Senem ile birlikte Astsubay Orduevi’ne gittiğinde kapıdaki askerin Asayiş Kolordu Komutanlığı’ndan verilen talimat gereğince hâkimsavcıları içeri alamayacaklarını söylediğini, kendilerinin de geri döndüklerini’’ söylediğini anlattı. önünde bulunduruldu. Kurul, Sarıkaya’yı meslekten ihraç gerekçesini Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun ‘‘Meslekten Çıkarma Cezası’’ başlıklı 69. maddesinin son fıkrasındaki ‘‘Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil, suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir’’ hükmüne dayandırdı. ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yönelik iddialara da yer verilen Şemdinli iddianamesini hazırlayan Van Savcısı Ferhat Sarıkaya’yı 1’e karşı 6 üyenin oyuyla meslekten attı. Tarafsızlığını kaybettiği, mesleğin şeref ve onurunu bozduğu gerekçesine dayandırılan kararın alındığı toplantıda, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga, savcıya ‘‘kınama’’ cezası verilmesi yönünde oy kullandı. Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu’nca, Sarıkaya hakkında başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan rapor, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün incelemesinin ardından HSYK’ye sunuldu. Kurul, yaptığı incelemenin ardından, Adalet Bakanlığı’nın uyarı istemine karşın Sarıkaya’yı 1’e karşı 6 üyenin oyuyla meslekten ihraç ederken, karar kesinleşinceye kadar da açığa alınmasına karar verdi. Aynı zamanda HSYK’nin başkanı olan Adalet Bakanı Cemil Çiçek toplantıya katılmadı. nışları, soruşturmayı yürütme tarzı, iddianamedeki niteleme ve iddianame içeriğinin’’ etkili olduğu öğrenildi. Sarıkaya’nın gizli kalması gereken EMASYA direktiflerine iddianamede yer vermiş olması, Mehmet Ali Altındağ’ın başta Büyükanıt olmak üzere askeri kişilere yönelik iddialarını ‘‘sınırsız’’ biçimde iddianameye alması da bu çerçevede değerlendirildi. Yetkisi olmamasına karşın askeri kişileri ‘‘sanık’’ sıfatıyla çağırması, isimlerinin gizli kalması gereken istihbaratçıların ‘‘deşifre’’ edilmesi de karar verilirken göz Şimdi ne olacak? Sarıkaya’nın ihraç kararının kendisine tebliğinin ardından HSYK’den kararın yeniden görüşülmesini 10 gün içinde isteyecek. Adalet Bakanı da dosyanın yeniden görüşülmesini isteyebiliyor. Sarıkaya’nın olası istemini ihraç kararını veren kurul karara bağlayacak. Kurulun görüşünde değişiklik olmazsa Sarıkaya üst kurula itiraz edebilecek. Bu itirazı 12 kişiden oluşan üst kurul karara bağlayacak. Bu kurulun da itirazı reddetmesi durumunda Sarıkaya’nın meslekten atılma kararı kesinleşmiş olacak. Bu durumda Sarıkaya, Avukatlık Yasası uyarınca avukatlık da yapamayacak. Kurul, dünkü toplantısında Van Başsavcısı Kemal Kaçan ile Başsavcı Vekili İbrahim Özer’e ilişkin inceleme raporunu da değerlendirdi. HSYK, Kaçan ile Özer hakkında görevlendirilecek yeni adalet müfettişleri eliyle yeniden inceleme yapılmasını kararlaştırdı. Şemdinli Komisyonu’nun CHP’li üyeleri Sarıkaya kararını destekledi AKP’li üyeler: Ceza çok ağır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) ‘‘meslekten ihraç’’ ettiği Van savcısı Ferhat Sarıkaya’ya AKP’li Şemdinli Komisyonu üyeleri sahip çıktı. AKP’liler cezayı ‘‘çok ağır’’ bulurken CHP’li komisyon üyeleri, Şemdinli iddianamesinin ‘‘siyasetin yargıya müdahalesinin açık örneği’’ olduğunu belirterek HSYK kararını yerinde bulduklarını bildirdiler. İşadamı Mehmet Ali Altındağ tutanaklarını, ihraç edilen Sarıkaya’ya ‘‘sızdıran’’ Şemdinli Komisyonu Başkanı Musa Sıvacıoğlu, ‘‘Yargının işine karışmam’’ diyerek yorum yapmaktan kaçınırken diğer AKP’li üyeler karara sert tepki gösterdi. AKP’li Metin Kaşıkoğlu, iddianameyi kastederek ‘‘Birtakım eksiklikler, amacını aşan unsurlara yer verilmiş olabilir. Ancak, ihraç son derece ağırdır. Bu kararı içime sindiremiyorum. Umut ederim bu yanlıştan dönülür’’ dedi. Ayhan Sefer Üstün de karara ‘‘kırmızı ışıkta geçen kişiye idam cezası verildi’’ diyerek tepki gösterdi. Üstün, ‘‘Bu kararı emsal alacak olursak iddianamelerinde usul hataları olan savcıların hepsini ihraç etmemiz lazım’’ dedi. CHP’li Ahmet Ersin de Şemdinli’deki patlamanın ardından ‘‘olay lokal değil’’ diyen Başbakan’ın savcı Sarıkaya’yı ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı görevinden alınan Sabri Uzun’u ‘‘etkilediğini’’ söyledi. Ersin, ‘‘Başbakan söylediklerinin arkasında durmayınca açıkta kaldılar. Başbakan’ın laflarının kurbanı oldular’’ dedi. Ersin, ‘‘İlk kez bir savcının hazırladığı iddianame nedeniyle ihraç edildiğine tanık oluyorum.Ama ilk kez bu kadar siyasi bir iddianame hazırlanmıştır. Siyaset yargıya karışmıyor, diyenin alnını karışlarım’’ görüşünü kaydetti. Çevre bilançosu açıklanıyor ? İstanbul Haber Servisi Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri ve Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu (TÜRÇEK) Gençlik Komitesi işbirliğiyle düzenlenen ‘‘Akasya 5. Ulusal Gençlik Çevre Zirvesi’’ bugün başlıyor. 23 Nisan’a kadar sürecek olan zirvede Türkiye’nin ‘‘20052006 Ulusal Çevre Bilançosu’’açıklanacak. ‘Uluslararası su hukuku ve komşularımızla ilişkiler bağlamında Türkiye’nin akarsuları’, ‘Yerel yönetimler ve çevre’ gibi konuların tartışılacağı zirveye BM Çevre Programı, Avrupa Komisyonu, BM Kalkınma Programı temsilcileri de katılacak. bir sürecin olduğu dönem yaşanıyordu. İçerde ve dışarda kendisini kabul ettirmek için AB sürecine sarılan AKP, ‘‘Brüksel ne istiyorsa bir fazlası bizden’’ anlayışıyla art arda yasalar çıkardı. Bunların adına da reform dendi. Yasaların içinde gerçekten Türkiye’nin gereksinimi olan pek çok yeni düzenleme vardı. Ancak AKP bu süreci ‘‘demokratikleşiyoruz’’ görüntüsü yanında hem kendi iktidarını sağlamlaştırma hem de kendi tabanına selam verme amacıyla da kullandı. Kimi yasalarda AB’nin istekleri madde madde sıralanırken, satır aralarına AKP Genel Merkezi’nin arzuları da yerleştirildi. Yerel yönetimlerle ilgili düzenlemeler bunun somut örneğiydi. O nedenle tıpkı çevre kirliliği konusundaki çıkmaz gibi yerel yöneticilerin terörle bağlantıları konusunda da işlem yapmayı güçleştiren yasal duvarlar var. ??? Terörün artmaya başlamasıyla birlikte bir yıl kadar önce yeni bir Terörle Mücadele Yasası’nın gerekliliği dillendirilmeye başlanmıştı. AKP Türkiye’den çok milletvekillerinden gelen sese kulak verdi, böyle bir yasanın şu aşamada iktidara zarar vereceği görüşünü benimsedi. Kamuoyunu tatmin etmek için de her terör olayının ardından Terörle Mücadele Yasası’nın hazırlanmakta olduğu duyuruldu. Nihayet geçen pazartesi günü Bakanlar Kurulu’ndan bir metin çıktı. Tıpkı yasanın hazırlanış süreci gibi içeriğinin tartışılması da karmaşık başladı. Kafalarda bu yasayla terör durdurulabilir mi sorusu yerine şunlar var: Demokratik haklar zedelenecek mi? Hak aramak engellenecek mi? AB kızacak mı? AİHM’den dönecek mi? Yasayla ilgili tartışmaların böyle başlamasının nedeni, AKP’nin samimiyetsizliği. İnsanın aklına şöyle bir öngörü bile geliyor: Acaba AKP’liler sapla samanı karıştırıp, yasayı karmaşık hale getirip kamuoyunun tepkisini yükseltip, sonra da ‘‘Anlaşılan halk böyle bir yasa istemiyor’’ diyerek çalışmayı rafa kaldırmak mı istiyorlar! Dışişleri Bakanı’ndan, hükümet sözcüsünden yasanın şart olduğuna ilişkin birkaç değerlendirme dışında AKP’nin bu çalışmaya sahip çıkmadığını görüyoruz. AKP eğer terörle mücadelede kararlıysa öncelikle bu yasaya kendisinin sahip çıkması ve anlatması gerekir. ??? Başlıkta da vurguladığımız gibi yasanın bizde ilk bıraktığı eğilim, terörle mücadeleden çok, teröristle mücadele yönünde. Çevre kanunlarından fuhuşa kadar pek çok konu da yasa tasarısının kapsamı içerisine alınmış. Gerçi bu düzenlemelerin her birinin başında ‘‘terör örgütüne hizmet ediyorsa’’ ibaresi var ama, yine de yelpazenin genişliği kafalarda soru işareti yaratıyor. Hukuk dilinde klasik bir söylemdir: En iyi yasa bile kötü bir uygulayıcının elinde olumsuz sonuçlar verir, en kötü yasa bile iyi bir uygulayıcıyla başarılı olur! AKP iktidarı döneminde bunun pek çok örneğini gördük! AKP eğer gerçekten terörle mücadele etmek istiyorsa, öncelikle bugüne kadar başarısız olduğunu kabul etmeli ve neler yapılması gerektiğini devlet kurumlarıyla, toplumsal önderlerle tartışarak saptamaya girişmeli! ankcum?cumhuriyet.com.tr Doktorlara Zorunlu Hizmet ? Baştarafı 2. Sayfada Tuzla’ya varilleri gömen firma hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu Kadir Has’a yeni üyeler ? İSTANBUL (AA) Avrupa Üniversiteler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve İTÜ eski Rektörü Prof. Gülsün Sağlamer ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. İsmail Tosun, Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi oldu. Kadir Has Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, üniversitenin yönetimini üstlenen Mütevelli Heyeti’nin, yeni isimlerle daha da güçlendiği belirtildi. Bakan Pepe: Suçlu Unifar ANKARA/ İSTANBUL (Cumhuriyet) Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Tuzla’da zehirli atık dolu varilleri toprağa gömen firmanın Mustafa Nevzat İlaç Firması’na bağlı ‘‘Unifar Kimya AŞ’’ olduğunu açıkladı. Pepe, Unifar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirtirken, firmayı kapatmaya yetkili olmadıklarını söyledi. Tuzla’nın Orhanlı beldesinde zehirli atık dolu varillerin toprağa gömülmesinin açığa çıkması ile gündeme gelen ‘‘çevre katliamı’’na hangi firmanın neden olduğunu başından beri söylemekten kaçınan Pepe, kendi deyimiyle ‘‘açgözlü sanayicinin’’ kim olduğunu ancak dün açıklayabildi. Pepe, varillerin, Pak Holding bünyesindeki Mustafa Nevzat İlaç Firması’na bağlı Unifar Kimya Sanayi Ticaret AŞ tarafından gömüldüğünü ve firma hakkında önceki gün Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi. Gebze’nin Şekerpınar beldesinde faaliyette olan Unifar’ın 2003 yılında Kocaeli Sanayi Odası’ndaki kaydını sildirdiğini, gerekçe olarak da Mustafa Nevzat İlaç Firması ile birleşmesini gösterdiğini belirten Pepe, ‘‘Unifar adının kullanılması konusunda ise artık marka olması gerekçe gösterilmiş’’ dedi. Pepe, firmanın, kimyasal atıklarını İZAYDAŞ’a teslim etmediğinin saptandığını kaydetti. Söz konusu firmaya daha önce iki kez ceza uygulandığına, son cezanın da tehlikeli atıklara ilişkin olduğuna işaret eden Pepe, ‘‘Sağlık Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Kocaeli Anakent Bele ÇMO: KAPATMA YETKİSİ VAR ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çevre Bakanı Osman Pepe’nin Unifar firmasını kapatmaya yetkili olmadığı yönündeki açıklamasına, Çevre Mühendisleri Odası’ndan (ÇMO) tepki geldi. Başkan Ertuğrul Ünlütürk, Pepe’nin kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını ve “sakat doğacak” yeni Çevre Yasası’nı aceleye getirmek istediğini söyledi. Ünlütürk, ‘‘5 Mayıs 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Çevre Denetim Yönetmeliği’nin 17. maddesine göre, Bakanlık Unifar’ın faaliyetini durdurabilir. Maddede ‘Çevre kirliliğinin toplum sağlığı yönünden tehlike yarattığı hallerde faaliyet, kısmen veya tamamen durdurulur’ hükmü yer alıyor’’ dedi. Ünlütürk, ‘‘Bakan uygulamakla yükümlü olduğu yönetmelikleri ya bilmiyor ya da kamuoyuna doğruyu söylemiyor’’ diye konuştu. DHKP/C operasyonu ? İstanbul Haber Servisi Şişli Halaskargazi Caddesi’nde pankart açıp, molotofkokteyli atarak yolu trafiğe kapattıkları ileri sürülen 2 kişi tutuklandı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen, yasadışı DHKP/C örgütü üyesi oldukları ileri sürülen Barış Ö. ve Emrah U. cezaevine gönderildi. Akaryakıtçılar gözaltında ? İSTANBUL (AA) İstanbul’da yaklaşık 1 ay önce 300 tona yakın kaçak motorinin ele geçirildiği operasyon kapsamında, akaryakıt istasyonu sahibi 8 kişi daha gözaltına alındı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 61 kişiden, aralarında 18 kamu görevlisinin bulunduğu 52’si, ‘‘akaryakıt kaçakçılığı’’, ‘‘rüşvet’’, “görevi kötüye kullanmak’’ ve ‘‘evrakta sahtecilik’’ suçlamalarına ilişkin tutuklanmıştı. TBMM’de hırsızlık ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM’de CHP’li İsmail Değerli’nin çantasından 2 bin YTL çalındı. Değerli, odasından TBMM binasında bulunan banka şubesine uğramak üzere ayrıldığını, bu arada uğradığı tuvalette evrak çantasını unuttuğunu söyledi. Değerli, güvenlik noktasına bırakıldığını öğrendiği çantadaki cüzdanında bulunan 3 bin 600 YTL’nin 2 bin YTL’sinin alındığını söyledi. TBMM HEYETİ TUZLA’DA İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış, üyeler Resul Tosun ve Ahmet Yılmazkaya,Tuzla’daki atık varillerin bulunduğu bölgede inceleme yaptı. Elkatmış, Çevre Bakanlığı ve yerel yönetimlerde kirliliğin engellenmesi konusunda yönetim boşluğu olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) Ölen çocukta darp izleri ? İSTANBUL (AA) Küçükçekmece’deki evinde düştüğü öne sürülerek kaldırıldığı hastanede ölen 4 yaşındaki kız çocuğun vücudunda yanık ve darp izleri bulunması üzerine gözaltına alınan anne ve üvey baba, tutuklandı. Anne Semra (21) ve üvey baba Şemsettin İ. (31) sevk edildikleri Küçükçekmece Adliyesi’nde bir grup tarafından linç edilmek istendi. Grup polis tarafından engellenirken anne ve üvey baba tutuklanarak cezaevine gönderildi. diyesi ile temasa geçtik. Ancak firmayı kapatmaya yetkimiz yok. Para cezası uyguladık. En son 7 bin 850 YTL uyguladık. Hapis cezasına ilişkin başvurumuz ve Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açtığı davalar devam ediyor’’ diye konuştu. Pepe, Unifar hakkında suç duyurusunda bulundukları düzenlemelerin 2872 sayılı Çevre Yasası’nın 12. ve 26. maddeleri olduğuna dikkat çekti. Maddeler kapsamında Unifar firması yetkilileri hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Gebze Şekerpınar Beldesi’ndeki tesislerinde arama yaptı. 4 personelin ifadesine başvurulduğu ve dokümanlara el konulduğu öğrenildi. İBB Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı İbrahim Demir, İstanbul’a tehlikeli atıkları bertaraf edecek tesis kuracaklarını bildirdi. Unifar: Yargısız infaz Zehirli varillerin ortaya çıkarıldığı gün, ‘‘varillerin kendilerine ait olmadığını’’ açıklayan Unifar Kimya Sanayi AŞ, dün ise ‘‘Atıkların evsel atık kategorisinde olduğunu’’ ileri sürdü. Şirketten yapılan açıklamada, ‘‘firmaya karşı yargısız infaz süreci yaşandığı’’ belirtildi. Yeni atık tesisi kurulacak Gebze İlçe Jandarma Komutanlığı, Unifar Kimya Sanayi AŞ’nin Bu grup hastayı ilk karşılayan ve gören, değerlendiren ve acil girişimi gerçekleştiren hekim grubudur. Sağlık sisteminin en önemli elemanları bu kişilerdir. Okuldan mezun olduktan sonra iyi bir pratik eğitim verilen bu kişiler tüm uç görevlerde kullanılırlar. Şurası muhakkak ki, yalnızca hekimler yetiştirip oraya buraya göndermek yeterli çözümü getirmez. Bu hekimi götürdüğünüz yere bir sağlık ocağı ile gereken donanımı yerleştirmek, ayrıca yardımcı sağlık personeli de bulundurmak gerekir. Sağlık ocağının acil girişim için gereken ilaç ve malzeme ile kalp elektro cihazı, tansiyon aleti mutlaka bulundurulmalıdır. Ücretlendirme yapılırken de hekimin baktığı hasta adedi mutlaka göz önüne alınmalıdır. Hekim, okulu bitirdikten sonra belli bir zaman diliminde bu bölgelerde zorunlu olarak çalıştırılabilir, fakat daha sonra uzmanlık sınavında başarılı olur ve uzman olmaya hak kazanırsa istediği bölgede çalışabilme şansına sahip olabilmelidir. Hekim olmak çok büyük bir uğraş ve özveridir, uzman olmak daha da büyük uğraş gerektirir. Ayrıca da uzmanlık eğitimi pahalı bir eğitimdir, büyük emek ve uğraşlarla yetişen uz man hekimin uzmanlık gerektiren görevini yerine getirmesi için ortamın uygun olması beklenir. Oysaki hiçbir altyapı olmayan bir bölgede tek başına, iş göremez halde zorunlu hizmete gönderilmekte ve kendisinden yararlanılamamaktadır. Bu çok büyük bir lükstür. Büyük masraflarla yetiştirilen uzman hekimin deneyimlerinden yararlanmamak, sırf reklam ve oy kaygısı gibi politik nedenlerle uç bölgelerde öylece tutmak çok yanlıştır. Hekimlerin önüne çıkarılan bu engeller insanları yıldırmakta ve artık hiçbir aile çocuğunun doktorluk eğitimi almasını istememektedir, parlak öğrenciler tıp fakültelerini tercih etmemektedir. Doktorluk mesleği gün geçtikçe değerini yetirmektedir. İhtiyacımız olan iyi hekimleri yetiştirmek artık neredeyse imkânsız hale gelmiştir. İstenilen kısa zamanda balon zaferler kazanmak ise buna söyleyecek sözümüz yok. Oysaki ülkemizin uzun dönemde akıllı, deneyimli, bilgili, aydınlık kafalı, geniş ufku olan, ne yaptığını bilen hekimlere gereksinimi var. Vakit çok geç olmadan şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz ve bu konuda bir şeyler yapmamız gerekir. CUMHURİYET 08 K