27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 NİSAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Rusların ülkenin bir numaralı doğalgaz şirketi Centrica’yı almasını önlemek için yasa değişikliği gündemde 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL İngiltere, Gazprom’u istemiyor Ekonomi Servisi İngiltere ve AB ile Rusya’nın devlet denetimindeki doğalgaz tekeli Gazprom şirketi arasında gerginlik had safhada. Gazprom’un, İngiltere’nin bir numaralı doğalgaz şirketi Centrica’yı alma girişimini engellemek için İngiltere hükümeti yasa değişikliği planları yapıyor. Gazprom ise Avrupa Birliği’ni (AB), uluslararası girişimlerinin engellenmesi halinde başka pazarlara yönelmekle tehdit etti. TBMM’nin Yasa Yapma Yetkisi Sosyal güvenlik reformunun en önemli ayağını oluşturan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geçti. Yediden yetmişe tüm halkı ilgilendiren bu yasa ne getiriyor? Halkın; yasanın kendisine sağladığı ‘‘nimet’’ ya da külfetler konusunda fikri yok. Dimyat’tan pirinç mi geliyor, yoksa evdeki bulgurdan mı olunuyor, bilinmiyor. Bizim bugün tartışmak istediğimiz konu yasanın içeriği değil. Bunun için önümüzde çok zaman var. Bugün tartışmak istediğimiz konu, TBMM’nin yasa yapma biçimi ve izlediği süreç. TBMM Genel Kurulu’nda bu yasa için harcanan süre sadece 8 saat (yazıyla sekiz saat). Demek ki, 122 maddelik Yasa’nın her maddesi için dört dakika harcanmış. Şimdi sormak gerekiyor; TBMM yasa mı yaptı, yoksa hükümetin IMF’ye olan taahhütlerinden birini daha yerine getirmesinde onay makamı işlevi mi gördü? Böyle olmalı ki, yasanın mürekkebi bile kurumadan Devlet Bakanı, IMF’nin yolunu tuttu. Yasayı çıkarmanın verdiği rahatlıkla IMF heyetinin de iki hafta içerisinde Türkiye’ye geleceğini müjdeledi. Meclisimizde madde numaralarını ve başlıklarını onayladığı bir yasa ile tarihinin en büyük reformlarından birisini daha gerçekleştirmiş oldu. ??? Bu nasıl oldu? Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası ‘‘Temel Yasa’’ sayıldı. Temel Yasaların görüşme biçimi olan bölüm bölüm görüşme usulüne uyuldu. Bölümler üzerine genel şeyler söylendi. Milletvekillerinin çoğu içeriğini bilmedikleri maddelerin numaralarını ve başlıklarını kabul etti. Meclis Genel Kurulu’nda yasanın içeriğine ilişkin tek bir katkı bile yapılamadı. İstisna olması gereken bir uygulama genelleşmeye başladı. TBMM’de yasalar ‘‘Temel Yasa’’ olarak görüşülüp kabul ediliyor. Tüm bir alanı düzenleyen kapsamlı yasaların madde madde görüşülerek kabul edilmesi aylarca süreceği için, yasa yapımına bu yolla hız kazandırıldığı söyleniyor. Aslında ‘‘Temel Yasa’’, yasa yapma sürecine hız kazandırmak için izlenilecek bir süreç olamaz. Çok teknik olan yasaların Meclis alt komisyonlarında ve özel komisyonlarda, toplumun ilgili tüm kesimleriyle tartışılarak, bilim kuruluşlarının görüşleri alınarak ve Meclis’te de bir mutabakat sağlanarak hazırlanması halinde, ihtisas komisyonlarında kabul görmüş olan yasanın görüşme süreci olabilir. Bu halde bile milletvekillerine yasanın uygulamada doğuracağı sonuçlar ayrıntısı ile açıklanır. Vekillerin yasaya ilişkin endişeleri ve katkıları değerlendirilir. Bu yapılmadan, hükümetin; Meclis’teki çoğunluğuna dayanarak, muhalefetin eleştiri ve katkılarından kaçarak yasalaştırdığı tasarılar Temel Yasa olamaz. ??? Oysa gelişmiş demokratik ülkeler Temel Yasaları meclisten kaçırmak bir yana, çifte oylamaya tabi tutarlar. Yasa kabul edildikten sonra hemen yürürlüğe girmez. Aradan geçen sürede milletvekillerine yasa üzerinde düşünme, çıkan yasa ile ilgili toplumun değişik kesimlerinin görüşlerini alma, yasanın uygulanmasının doğuracağı sonuçları değerlendirme olanağı verilir. Bu sürenin sonunda ikinci oylama yapılır. Bununla milletvekillerine; ‘‘Daha önce onay verdiğiniz bu yasa hakkında görüşünüz hâlâ olumlu mu, fikrinizi değiştirdiniz mi?’’ diye sorulmaktadır. Böylece toplumun tümünü ilgilendiren ‘‘Temel Yasalar’’ konusunda milletin vekilleri, tek karar organı olarak kabul edilmektedir. Oysa bizim Temel Yasaları görüşme sürecimizde milletvekilleri dışlanmakta, süreç onların dışında gelişmektedir. Çıkarılan yasaların hatalı yönlerinin daha sonra değiştirileceği sözleri verilmektedir. Yani yasayı birileri yapmakta, Meclis onaylamakta, yanlış yapıldığı anlaşıldığında milletvekillerinin önüne konan yeni bir yasa ile durum düzeltilmeye çalışılmaktadır. Bu şekilde çıkarılan yasaların sonuçları ortada. Hukuk sistemimiz yaz boz tahtasına döndü. Yapılan yasalar uygulanamıyor. Eski yasalar da yürürlükten kalktığı için toplumsal kaos kapıda. Bu süreçte TBMM’nin işlevi ne? Bu sorunun mutlaka bir yanıtı olmalı. Milletvekilleri Meclislerine sahip çıkmalı. Haklarına sahip çıkmayan ve sorumluluklarını bilmeyen meclislerin desteklediği hükümetlerin açtığı yaraların kabukları hâlâ dökülmedi. temizel?cumhuriyet.com.tr ? Rus Gazprom’un, İngiltere’nin bir numaralı doğalgaz şirketini satın almak istemesi üzerine hükümet yasa değiştirerek birleşmeyi engellemeyi planlıyor. Gazprom ise sert bir açıklamayla tepki gösterdi: ‘‘Uluslararası girişimlerimiz önlenirse, bunun sonuçları iyi olmaz. Başka pazarlara yöneliriz.’’ Avrupa’da, Rus Gazprom ile fiyat anlaşmazlıkları nedeniyle doğalgaz sevkıyatında yaşanan aksamaların ardından İngiltere, enerjide bağımlılık endişesiyle Gazprom’un Centrica’yı almasını engellemeye çalışıyor. İngiltere’de yayımlanan Financial Times gazetesi, hükümetin şirket birleşmeleriyle ilgili yasada değişiklikler yaparak Gazprom’un İngiltere pazarına girmesini önlemeyi planladığını yazdı. AB’nin doğalgaz ihtiyacının üçte birini karşılayan Gazprom’un CEO’su (üst düzey yönetici) Alexei Miller ile 25 AB üyesi ülkenin Moskova’daki büyükelçileri arasında yapılan görüşmenin ardından gelen Gazprom açıklamasında ise ‘‘Şirketimizin Avrupa pazarındaki faaliyetlerini sınırlama ve tamamen ekonomik olan bir konuyu politize etme girişimlerinin sonuçları iyi olmaz’’ denildi. Gazprom’un, AB’deki genişleme planlarının engellenmesi halinde Kuzey Amerika ve Çin gibi hızla gelişen yeni pazarlara yönelme tehdidinde bulunduğu açıklamada ‘‘Enerji kaynakları için rekabet büyüyor’’ ifadesi yer aldı. Gazprom Sözcüsü Sergei Kupriyanov da ‘‘Avrupa ülkelerinin başka alternatiflerimiz olduğunu anlamasını bekliyoruz. Hızla büyüyen Çin pazarı ve likit doğalgaz açısından ABD pazarı alter natifler arasında. AB bizim doğalgazımızı istiyorsa, bizim çıkarlarımızı gözetmeli’’ diye konuştu. Türkiye de tükettiği doğalgazın yüzde 65’ini Rusya’dan sağlıyor. Gazprom’un Türkiye’de de doğalgaz dağıtımının da aralarında bulunduğu yatırım projeleri olduğu biliniyor. Türkiye, Gazprom ile doğalgazın fiyatı konusunda anlaşmazlıklar yaşamış, doğalgaz sevkıyatında aksamalar görülmüştü. 39 BİN YTL Sosyal güvenlik paketi TBMM’den geçince IMF’nin 3. gözden geçirme için gelişi kesinleşti Konutta tamamlama kredisi Ekonomi Servisi TOKİ’nin ‘‘Toplu Konut Yapımcılarına Kredi Açılmasına İlişkin Tebliği’’, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Tebliğe göre, kredi açılacak projelerin, Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik’e uygun olarak inşa edilmesi zorunlu olacak. Daha önce kredi kullanmamış olan toplu konut yapımcılarının Marmara depreminden etkilenen Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya ve Yalova illerindeki projelere inşaat seviyesi yüzde 70’e gelince, kalkınmada 1. derecede öncelikli illerdeki projelere inşaat seviyesi en az yüzde 75’e gelince, söz konusu iller dışındaki diğer illerdeki projelere inşaat seviyesi en az yüzde 80’e gelince kredi verilecek. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), inşaat seviyesi yüzde 70 ile 90 arasında olan 150 metrekareye kadar konut inşaatları için 3 bin ile 9 bin YTL arasında konut tamamlama kredisi açacak. Ayrıca söz konusu konutlar için bin YTL altyapı kredisi verilecek. Yasa tamam, teftiş başlıyor Ekonomi Servisi Sosyal Güvenlik Sistemi ile ilgili yasalar Meclis’ten geçince, Uluslararası Para Fonu’nun 3. Gözden Geçirme için Türkiye’ye gelişi kesinleşti. Devlet Bakanı Ali Babacan, dün IMF ve Dünya Bankası’nın hafta sonunda yapılacak Bahar Toplantıları için Washington’a hareketinden önce İstanbul’da yaptığı açıklamada, IMF heyetinin 3. gözden geçirme için 12 hafta içinde Türkiye’ye geleceğini tahmin ettiklerini söyledi. IMF Türkiye Temsilcisi Hugh Bredenkamp da, sosyal güvenlik tasarısının yasalaşmasının ardından 3. gözden geçirmenin başlamasının önünde bir engel kalmadığını, henüz kesinleşmeyen ziyaret tarihinin Washington’daki IMFDünya Bankası toplantılarının ardından belirlenebileceğini söyledi. Reuters’a bir değerlendirme yapan Bredenkamp, TBMM’de kabul edilen Sosyal Güvenlik Yasası’nın ‘‘büyük başarı’’ olarak niteleyerek şunları söyledi: ‘‘Reform Türkiye’deki sağlık ve emeklilik kurumlarının modernizasyonuna ve uzun dönemde sosyal güvenlik sisteminin finansmanının daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına yardımcı olacak. Reformların uygulanması için yapılacak çok iş var, ancak ilk kritik adım atıldı.’’ Öte yandan uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Başkan Yardımcısı Kristin Lindow’un önceki gece ‘‘sosyal güvenlik reformunun Türkiye’nin aralık ayında B1’den Ba3’e yükseltilen kredi notu kapsamında olduğunu ve yakın dönemde durağan olan kredi notunda bir değişiklik olasılığının gözükmediğini’’ söylemesine karşın, not artışı beklentisi sürüyor. Nitekim Deutsche Bank’ın dün yayımlanan bir analizinde, halen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 44.5’i düzeyinde bulunan sosyal güvenlik finansman açığını aşamalı olarak azaltması beklenen Sosyal güvenlik yasasının tamamlanmasıyla, özellikle Standard and Poor’s’un, Türkiye’nin kredi notunu yükseltebileceği belirtildi. Unakıtan: Kârlı kârsız, ne varsa satarım Kamu işletmelerinin iyi yönetilmesiyle ilgili toplantıda konuşan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, önce iyi yönetim ilkelerini saydı, sonra kendini tutamayarak yazılı konuşma metninin dışına çıktı ve ‘‘İyi yönetim miyi yönetim tamam da bu işletmelerin kamunun elinden çıkarılması lazım’’ dedi. ‘‘Kamu işletmesi’’ lafına bile dayanamadığını belirten Unakıtan ‘‘Kamu işletmeleri bitirilmeli, kamu işletmelerinde benim en önemli prensibim bu işletmeleri özelleştirme suretiyle bitirmek’’ diye konuştu. Unakıtan, TÜSİAD tarafından OECD ile ortaklaşa düzenlenen ‘‘Kamu İşletmelerinde Kurumsal Yönetim’’ konulu toplantıda şunları söyledi: ‘‘Kamunun ekonomideki karar alma müdahalesini mümkün olduğu kadar kısıtlamak ve ortadan kaldırmak gerekir.” MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Mülkiye’den hocam Prof. Özer Ozankaya bana yukarıda başlığını kullandığım bir makalesini göndermişti. Ne zamandan beri onu sizinle paylaşmak istiyordum. Bu 23 Nisan’da kısmet oldu. Bu değerli makaleyi uzun olması nedeniyle hocamın izni ile bazı bölümlerini kısaltarak iki hafta boyunca sizlere sunacağım. Bunu okuyunca Atatürk’ü bağrından çıkaran ne şanslı ulus olduğumuzu bir kez daha idrak edecek ve umutlanacağız. Atatürk’ün uygarlık tasarımı ‘‘Ölümsüzlüğe yücelişinin 67. yıldönümünde saygı ve özlemle anacağımız Mustafa Kemal Atatürk’ün engin insanlık sevgisine dayalı uygarlık tasarımı, ekonomik düzen önerisiyle de dünya uluslarının sömürülüp ezilen 4/5’i için geçerli bir kurtuluş yolu niteliğindedir. İnsanlığın bugün içine sürüklendiği karmakarışık durumun temelinde, kapitalizmi, çağı geçmiş olmasına karşın zorla egemen düzen olarak sürdürme dayatması yatmaktadır. pamukm?superonline.com Atatürk’te İnsan Sevgisi ve Ekonomi Sosyalizmin başarısızlığının kapitalizmin zaferi olmadığı, Sovyetler’in dağılışından bugüne değin geçen 25 yıl boyunca her gün daha açık biçimde görüldüğü halde, tek kutuplu dünya ortamında, tekelci kapitalist sınıfların güdümündeki Siyaset Batısı’nın askeri ve siyasal gücü, dünyanın her yanında yerel ve iç savaşları kışkırtıyor, doğal kaynaklarına el koymak için ülkeleri işgal ediyor, ulusları dağıtıp yüz binlerce insanı soykırım yaparcasına öldürüyor, açlığa mahkum ediyor, yurtlarından yoksun bırakıyor, birliklerini bozup iç savaşlara sürüklüyor. Irak, bunun günümüzdeki en açık ve en çirkin örneği. Kısaca söylenecek olursa, Batı dünyasındaki ‘rahat’ yaşadığı söylenebilecek 500 milyonluk ‘beyaz’ nüfus dışında, insanlığın 4/5’i kapitalist saldırının yol açtığı bu yıkım burgaçları içinde kıvranıyor. Oysa Batılı ulusların kendileri, örneğin dünya ekonomik bunalımıyla ya da komünist blokun yarışmasıyla karşılaşınca, ya da kendi içlerinde iç savaşı andıran toplumsal adalet çekişmelerine düşünce, çıkış yolu için umutla gözlerini çevirdikleri seçkin devlet adamları kapitalizmi en ağır biçimde eleştirmekten geri durmamış, onu düzeltmekten başka çıkar yol olmadığını söylemiş ve ‘toplumsal gönenç devleti’ (Welfare State) kavramında somutlaşan düzeltmeler yapılmasını sağlamışlardı.’’ Sayın Ozankaya, yazısının ikinci bölümünde geçmişte ve günümüzde kapitalizme yapılan eleştirileri açıklıyor. Bunları başlıklar halinde şöyle özetleyebiliriz: Geçmişi unutarak ne bugün ne de gelecekte onurlu ve özgür yaşanabilir! Winston Churchill: ‘‘Önlem alınmazsa kapitalizm İngiliz ulusunu yerle bir eder!’’ General de Gaulle: ‘‘Her insana toplumda hakkı olan yeri, payı ve saygınlığı ve rilmelidir! 1980’lerde bile, örneğin Cambridge Üniversitesi’nden Kirk F. Koerner’in Liberalism and Its Critiques adlı ortak yapıtın girişinde kapitalizme yönelttiği şu eleştirileri de eklemek gerekir: ‘‘Makyavel’den bu yana Batı dünyasına yön veren ana doğrultu, eskinin bilgelik ve erdeme ulaşma çabası olmayıp zevk için zevk olmuştur. Bu doğrultu bilgelik, erdem gibi değerleri amaç olmaktan çıkarıp mutluluk, zevk, maddi kazanç için araç durumuna düşürmüş, üstelik ne mutluluk ne de doyum sağlayıp daha küçültücü ve alçaltıcı olmuştur. Liberalizm, siyasal bakımdan deneyimsiz olanların politikasıdır ve tüm gerekleriyle uygulanacak olursa siyasal uzlaşmalara olanak bırakmaz. Çünkü siyasal eğitim ve deneyimden yoksun bu yeni sınıflara ve yeni yöneticilere bir ‘siyasal el kitabı’ sağlamak uğruna, özel önem taşıyan kimi gerçekleri göz ardı etmektedir.” Haftaya devam edeceğiz... BÜLENT YILMAZ 02.12.1973 ........... Gittin! Oysa kiraz ağaçları yeni çiçek açmıştı. Ama bilesin ki, SU’yla yaşatacağız bizler seni! İzzetpaşa Mustafa Sarıgül İlköğretim Okulu Öğretmen Arkadaşların ANTALYA 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN ACI KAYBIMIZ Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani, o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel, en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde. Sevgili Öğretmenimiz; HAŞİM ÇİÇEK’i kaybettik. ATAK DERSHANESİ Sayı: 2006/479 / Konu: İlan Davacı Maliye Hazinesi vekili Abdulkadir Güllü tarafından mahkememize açılan kayyım tayini davasının verilen ilk tensip ara kararı gereğince; Dava konusu Hatay ili, Merkez ilçe Güzelburç Beldesi, 2188 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden Ali oğlu Cahit Şahutoğulu ya da mirasçılarının kimler olduğu, yaşayıp yaşamadıklarının bilinmediği, bu nedenle söz konusu taşınmazda hak iddia edenlerin işbu ilan tarihinden itibaren en geç 1 ay içerisinde mahkememize başvurmaları aksi takdirde söz konusu taşınmazda adı geçenin payının temsilve idaresi için 3561 sayılı yasa gereğince Hatay Defterdarı'nın kayyım tayin edileceği ilan olunur. (Basın: 17965) Sayı: 2005/298 Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Hüseyin Yüzbaşı tarafından davalı Muhittin Şener Muharrem Naci Arun ve Meliha Korkut aleyhine mahkememize açılan Tapu İptal ve Tescil davasında verilen ara kararı gereğince; Davalı Muhittin Şener Muharrem Naci Arun ve Meliha Korkut adresleri meçhul olduğundan ilanen tebligat yapılmasına karar verilmekle, davacı ‘‘Antalya ili, Merkez ilçesi, Kütükçü Mahallesi 25710 Ada, 5 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini'' talep ettiğinden, davalı Muhittin Şener Muharrem Naci Arun ve Meliha Korkut duruşma günü bulunan 01.06.2006 günü saat: 09.20'de duruşma salonunda hazır bulunmaları veya kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde HMUK'un 213 ve 377. maddeleri uyarınca yokluğunda karar verileceğinin dava dilekçesinin tebliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 12.04.2006. (Basın: 17802) TEŞEKKÜR Annemin vefatı nedeniyle acımı paylaşan tüm dostlara teşekkür ederim. ADNAN KESKİN CHP Eski Genel Sekreteri HATAY SULH HUKUK MAHKEMESİ BEYDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 2005/86 / Karar No: 2006/17 Davacının davasının kabulü ile Beydağ İlçesi, Aktepe Mahallesi, Cilt no: 1, hane no: 11, T.C. no: 53113152944'te nüfusa kayıtlı Hüseyin ve Ayşe oğlu, 25.02.1977 d.'lu Aslı Çakırel'in nüfusta Aslı olan adının ASİL olarak değiştirilmesine, bu değişikliğin davacının reşit olmayan 28.08.2002 d.'lu çocuğu Ozan Çakırel'e teşmiline 22.03.2006 tarihinde karar verilmiştir. (Basın: 18146) 2006/155 Davacı Erden Çağtay Öncel'in nüfusta Erden Çağtay olan isminin Erdem Çağatay olarak değiştirilmesine 06.04.2006 tarihinde karar verildiği ilan olunur. 17.04.2006 (Basın: 18103) ŞİŞLİ 4. ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle