18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER İstanbul’da bazı okullarda öğrencilere dağıtılan anket formunda ailelerin dini inançları sorgulanıyor 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Velilere ‘ahiret’ sorgusu FİGEN ATALAY Anadolu yakasındaki bazı ilköğretim okullarında öğrencilere dağıtılan anket formunda, ailelere, ‘‘Namaz kılar mısınız?’’, ‘‘Adak adar mısınız?’’, ‘‘Hacca gittiniz mi?’’, ‘‘Dini nikâhınız var mı?’’ gibi sorular soruluyor. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Sinan Yılmaz tarafından yapılan ‘‘Türk Ailesinin Dönüşümü ve Din’’ adlı doktora tezi için din derslerinde dağıtılan anket formuna veliler tepki gösterdi. Sorulardan büyük rahatsızlık duyduklarını belirten veliler, ‘‘Doktora tezi adı altında bile olsa böyle sorular sorulamaz. Namaz kılıp kılmadığımız, dini nikâhımızın olup olmadığı hiç kimseyi ilgilendirmez’’ dediler. Formda yer alan sorulardan bazıları şöyle: ‘‘Aile yapınız aşağıdakilerden hangisine daha çok uymaktadır? Liberal (özgürlükçü, çocuklara ? İstanbul’un Anadolu yakasında bazı ilköğretim okullarında öğrencilere ailelerinin dini inançlarına ilişkin sorular içeren anket formları dağıtıldı. Veliler, doktora tezi için hazırlandığı belirtilen anket aracılığıyla düşünce yapılarının sorgulanmasına tepki gösterdiler. müdahale etmeyen) Demokrat (belli kurallar dahilinde çocuklara serbestlik tanıyan) Muhafazakâr (din ve geleneklere saygılı) Dindar (Din ve geleneklere sıkıca bağlı) Ailenizde aşağıdaki tutum ve geleneklerden hangileri uygulanmıştır/ uygulanmaktadır? Günlük namazlar Kurban Dini nikâh Adak adama Ramazan orucu Mevlit okutma Kuran okuma Mübarek günlerde oruç Hac Sünnet Türbe ziyareti Sadakafitre Zekât Bayram namazı Kabir ziyareti Aşağıdaki düşüncelere katılıp katılmadığınızı belirtiniz. Aile kutsal bir müessesedir. Evlenirken medeni nikâhın yanı sıra dini nikâh da yaptırılmalıdır. Dini inançlar, boşanmaların azalmasına olumlu katkı yapmaktadır. Kız çocukları mutlaka okuyup meslek sahibi olmalıdır. Ailedeki kız çocuklarının giyimlerine karışılmamalıdır. Genç kızların giyimi daha muhafazakâr olmalıdır. Kadınların örtünmesi olumlu bir davranıştır. Kadınlar zorunlu olmadıkça ev dışında çalışmamalıdır. Erkekler cuma namazına gitmelidir. Çocuklara okulda din eğitimi verilmelidir. Çocukların okul dışında da din eğitimi alması gereklidir. Genç nesil kimlik bunalımı yaşamaktadır. Genç neslin özgür yetişme tarzı geleneklerimizin kaybolmasına yol açacaktır. Okumuş ve kültürlü kimselerin dine olan ilgisi daha azdır. Gençlerde görülen ilaç bağımlılığı, uyuşturucu, satanizm vb. sapkın davranışlar, din eğitiminin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Başlıktaki sorunun yanıtını düşünmek bile benim için çok çirkin. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın kullanılabileceğini söyleyen de AKP’nin bir MKYK üyesi, dahası, kartvizitinde bu kimliğinin yanı sıra ‘‘Genel Başkan Özel Asistanı’’ ve ‘‘Veri Koordinatörü’’ gibi çok iddialı görevleri de taşıdığı yazılı olan Cüneyd Zapsu olunca durumu değişiyor. Geçen hafta ‘‘Milliyet’’ gazetesinin manşetinde iki gün üst üste Washington muhabiri Yasemin Çongar imzasıyla yayımlanan haberlerden öğrendik ki; iktidar partisinin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli ile Cüneyd Zapsu, bir süreden beri şekerrenk giden ilişkileri düzeltebilmeleri için ABD’nin başkentinde görevlendirilmişler. 78 Nisan günlerinde Uluslararası Stratejik Etütler Merkezi (CSIS) ve Amerikan Enterprise Enstitüsü (AEI) adlı kuruluşlarda ABD yetkilileri ile görüşmeler yapmışlar. Toplantılarda Amerikan tarafını, eski Pentagon yetkilisi Richard Perle’ün başkanlığında, Bush, Cheney ile Pentagon’a yakın isimlerden oluşan bir kurul temsil etmiş. Konuşmalar zaman zaman gerginleşmiş. Bence gidenlere de onları görevlendiren Başbakan Erdoğan’a da pişmanlık duyuracak atışmalar olmuş. Ev sahipleri, 2003’ten bu yana ‘‘hükümetten hükümete’’ Türkiye’ye güven duyamayacaklarını anladıklarını saklamamışlar. Somut ve en sonuncu bir neden olarak da Hamas ile görüşme masaya getirilmiş. Başbakan Kendisini Kullandırır mı? 67 yıl daha avans istemi O ‘‘Türkiye’ye güvenemeyeceğimizi anladık’’ sözünün ABD’liler tarafından bizim iktidar partisinin yetkililerine iletilmesinin, Erdoğan’ın Özel Asistanı ve Veri Koordinatörü MKYK üyesini adamakıllı telaşlandırdığını anlamak için; toplantıda konuşulanları bire bir ses kaydı ile izleyen Çongar’ın yazısından öğrenmek olası. Zapsu, bu tür bir açıklamanın doğru olmadığının altını çizmiş; anketlerin partisine gösterdiği güvenden söz ederek, bir 67 yıl daha AKP hükümeti olarak görevde olduklarını söylemekle yetinmemiş, Başbakanını övmüş ve ‘‘Bu adamdan yararlanmayı bilmelisiniz.. Devirmeye çalışmak yerine, delikten aşağı süpürmek yerine onu kullanın’’ demiş. Ve muhataplarına ‘‘Bakın bugünkü duruma, alternatifimiz kim’’sorusunu yöneltmiş. ‘Peygamberimizin Evlenenlere 100 Vasiyeti’ adlı kitap, cinsiyet ayrımcılığını içeren ifadelerle dolu Hurafelerde kadının adı: Şeytan ? Adana’da, Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen fuarda sergilenen kitap, kadınları seks kölesi ve ikinci sınıf insan olarak gören ifadelerle dolu. Kitabın yazarı, peygamberin sözleri olduğunu ileri sürdüğü kitabının bazı bölümlerinde dizgi hatası olduğunu ileri sürse de Din İşleri Yüksek Kurulu’na göre kitabın tamamına yakını uydurma. Buna rağmen kitap dini etkinliklerde sorunsuzca satılabiliyor. VURAL KÖSE Konuşmalar bantta İSTEK’in tercihi de Şu Çılgın Türkler İSTEK Vakfı Uluğbey Okulları öğrencileri, ‘‘Şu Çılgın Türkler’’i yılın kitabı, Turgut Özakman’ı da yılın yazarı seçtiler. Ödül töreninde bir konferans veren Turgut Özakman, şunları söyledi: ‘‘Bizim kuşak Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşı’nı çok iyi biliyordu, ancak sizin babalarınıza iyi anlatamadık. Özellikle gerçek Atatürkçüler hep geride kaldılar. Atatürk’ü kullanan insanlar da bu boşluğu doldurdu. Ama sizlerden çok umutluyum. İyi yetişiyorsunuz ve iyi okuyorsunuz. Şunu iyi bilin ki Kurtuluş Savaşı henüz bitmedi. Şimdi topla tüfekle gelmiyorlar, akılla geliyorlar. Bu nedenle biz de onlarla akılla mücadele etmeliyiz.’’ İSTEK Uluğbey Okulları Okul Meclisi Başkanı Anıl Yıldırım da, ‘‘Ülkemizin geleceği Atatürk’ün yoludur. Bize bu bilgileri kazandırdığınız için size şükranlarımızı sunuyoruz’’ dedi. Turgut Özakman, daha sonra okulun öğrencilerinin tamamında bulunan kitaplarını imzaladı. sevindiren, emrettiği vakit itaat eden, ayrıldığı vakit malını ve iffetini koruyandır’’ cümlesine de yer verildi. Kitabı yalanlayan Din İşleri Yüksek Kurulu ise İslam dininin kadın ve erkek arasında bir ayrım yapmadığını vurgulayarak cinsiyet ayrımını çağrıştıran, kadını aşağılayan, temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakan tüm söylemlerin ‘‘özünden saptırılmış, uydurulmuş haber ve rivayetler olduğu’’nun altını çizdi. he ihtiyaç olduğu için hazırladığını söyleyen Dedeoğlu, kadınları küçük düşüren sözlerin anımsatılması üzerine, ‘‘Keşke bunları eklemeseydim. Şu dönemde bu uygulamaların olmasına katılmıyorum. Bedevi, cahil, okuma yazma bilmeyen toplumlara göre düzenlenmiş kurallardı. Bugün ise bunların çoktan ortadan kalkması gerekirdi’’ diye konuştu. nünde teşvikler yapılan kitap Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) Çanakkale Zaferi’nin 91. yıldönümü dolayısıyla 12 Mart’ta düzenlediği ve Atatürk’ün adının hiç geçmediği anma etkinliğinde açılan stantta da yer almış ve satılmıştı. Kitapta yer alan ve Hz. Muhammed’in söylediği varsayılan sözlerden bazıları şöyle: Onlar hamile olur, çocuk doğurur, emzirir, yavrularına karşı son derece şefkatli ve merhametlidirler. Eğer kocalarına karşı küfranı nimette nankörlükte bulunmasalar, namaz kılanları hemen cennete girerdi. Ey kadınlar topluluğu! Ben, akıl sahiplerine aklı ve dini nakıs olanlardan galebe çalan sizin kadarını hiç görmedim. Aklınızın noksanlığı, şahitlikte iki kadının şahadetinin bir erkek şahadetine denk olmasıdır. Dindeki noksanlık ise ay hali nedeniyle ramazanda oruç yemeniz ve bazı günler namaz kılmamanızdır. Hz Aişe: Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını temastan önce boşadı. Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti. Peygambere bu konuda soruldu: ‘‘Hayır ikincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz’’ buyurdular. Kadın avrettir, dışarı çıktı mı şeytan onu görür olur. Kadınlara iyi davranın, çünkü onlar sizin yanınızda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız yok, yeter ki onlar açık bir çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse kocası ondan razı oluncaya kadar semada olan melekler ona gadab eder. ADANA Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla önceki gün Sabancı Merkez Cami’de düzenlenen fuar stantlarında satılan kitaplar dinci çevrelerin kadına bakış açısını bir kez daha ortaya koydu. Rivayetlere dayandırılarak hazırlanan ‘‘Peygamberimizin Evlenenlere 100 Vasiyeti’’ adlı kitapta, kadın ‘‘şeytan’’ diye nitelendirilirken aynı zamanda doğuran, kocasının emirlerini yerine getiren bir seks kölesi olarak görülüyor. Kitabın yazarı Abdülkadir Dedeoğlu, yazılanların tümünün peygamberin sözleri olduğunu iddia ederken kitabı inceleyen Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’n dan yapılan açıklamada, kitaptaki ‘‘Allah’ın helal kıldıkları arasında en sevmediği şey boşanmaktır’’ ifadesi dışında kalanların yanlış ve uydurma olduğu bildirildi. Haberin bizim bazı gazetelerimizde ve yine bazı ulusal TV’lerde yayımlanmasının AKP’yi gerdiği, bu partideki Erdoğan karşıtlarından Mehmet Dülger, Ertuğrul Yalçınbayır ile Mahmut Koçak’ın söz konusu gazeteye yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor. Milletvekilleri, özellikle bu konuşmada yer alan o yararlanmayı bilmek, kullanılmak türünden sözlerin söylenildiğine inanmak istemediklerini de belirttiler. Ancak dün gazetenin ombudsmanı Derya Sazak, konuşmaların Çongar’ın bandında olduğunu söylüyordu. AKP ile ABD’deki neocon’lar arasındaki bu görüşme bence çok önemli olarak görülmelidir. Perle ve arkadaşları, isteselerdi, ilişkileri düzeltme amacıya Washington’a gönderilen Erdoğan’ın bu iki özel temsilcisi ile bu kez de kapalı kapılar ardında görüşürler, Erdoğan’a yönelik güven sarsıcı duygularını özellikle bizim kamuoyumuzdan saklamayı yeğlerlerdi. Oysa yapılan bunun tam tersi olmuştur. Keza DişliZapsu ikilisi de Yasemin Çongar’ın bulunduğu bir masada konuşulanların gizli kalmayacağını bildikleri halde, sadece kendi politik kişiliklerini değil; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni, özellikle o hükümetin başkanını aşağılamaya yönelik yalvar yakar sözlerle battıkça batmışlardır. 27 Ocak 2002’de verilen bono Toplantının başkanlığını yapan Perle ile Erdoğan ve Zapsu’nun bundan önceki gizli görüşmede, AKP Genel Başkanı’ndan aldıkları açık bononun tahsili zamanının geldiğini söylemek, fazla mı büyük bir iddia olacaktır? Gazeteci Turan Yavuz’un ‘Çuvallayan İttifak’ adlı kitabını okuyanlar, 27 Ocak 2002 Pazar günü Karanlıklar Prensi’nin evindeki gizli brunch masasının çevresindeki konuşmayı anımsarlar. O uzun konuşmada Perle, ABD’nin dünya ve bilhassa Ortadoğu’ya bakışını anlatır. Saddam ile Irak’a dikkatini çekmek ister. Bush yönetiminin Saddam rejimine kesin son vereceğini ve bu konuda Türkiye’yi yanlarında görmek istediklerini söyler. Baş konuğundan, partisinin ABD’ye bakışını, AB konusundaki düşüncelerini, iktidara geldikleri takdirde Kürtler, diğer azınlıklar ve Türkiye’nin İslama bakışlarını öğrenmeye çalışır. Türkiye bir erken seçim havasına girmek üzeredir. Washington, Erdoğan’ın arkasında esmekte olan rüzgârdan haberlidir. Perle’nin kahvaltı masasındaki konuğun verdiği yanıtlar ise tek kelime ile güven vericidir. (Turan Yavuz, Çuvallayan İttifak, 4. baskı, sayfa 18) Washington, vadesi geçen bonoyu tahsile mi koyuyor? Yazardan hata iddiası Osmanlı Yayınevi’nden çıkardığı kitabının kadının ‘‘şeytan’’ diye nitelendirildiği bölümünde baskı hatası yapıldığını savunan Dedeoğlu, ‘‘Keşke olmasaydı’’ dedi. Kitapta yer alan ‘‘Şurası muhakkak ki kadın, şeytan suretinde gelir, şeytan suretinde gider’’, ‘‘Sizden biriniz ilişkide bulunacağı zaman ailesine hayvan gibi çullanmasın. Aralarında teşvik ve tahrik edici vasıta olsun’’ gibi sözlerin de Hz. Muhammed’e ait olduğu savunuldu. İslamda kadına ticari bir mal gibi bakıldığı ve böyle yaşanılması gerektiği ısrarla vurgulanan kitapta, ‘‘Kadınlarınızın hayırlısı, kocası yüzüne baktığı zaman onu Diyanet: İnanmayın Peygamberin, Kuran’la karıştırılması endişesiyle hadis yazımını yasakladığını ancak ölümünden sonra farklı siyasi ve itikadi görüşte olanların hadis uydurma girişimlerinde bulunduğunu anımsatan Diyanet İşleri Yüksek Kurulu yetkilileri söz konusu kitap da dahil, bu tür rivayetlere inanılmaması tavsiyesinde bulundu. Özellikle panel, anma gibi etkinliklerde serbestçe satılan ve alınması yö Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net ‘Gençleri olumsuz etkiler’ Psikologlar da ‘‘Biriniz hanımına temas edeceği vakit örtünsün, eşekler gibi çırılçıplak soyunmasın’’ ve ‘‘Bakire kızlarla evlenin. Çünkü onların ağızları daha tatlı, rahimleri daha doğurgandır, aza da razı olurlar’’ gibi argo ifadelerin sıkça kullanıldığı kitabın özellikle gençlerin gelişimini olumsuz yönde etkileyeceğini vurguladı. Kitabı şer ATABEK’TEN ÇÖZÜM ÖNERİSİ Üniversiteliler harç bunalımında İstanbul Haber Servisi Üniversite öğrencileri, yaptıkları kampanyalarla parasal sorunları düşünmeden okumak istiyor. Harç parasını ödeyemeyen öğrenciler, öğrencilik haklarından yararlanamadığı gibi psikolojik sorunlar da yaşıyor. Dr. Erdal Atabek, üniversitelerde harcın kaldırılması gerektiğini belirterek öğrencilere sorumluluk bilinci kazandırılmasını sağlayan projeler geliştirilmesini önerdi. Üniversiteli öğrencilerin, ekonomik düzeyi nasıl olursa olsun, öğrenim harcı ödememesi gerektiğini vurgulayan Dr. Erdal Atabek, ‘‘Eğitimin para ile ölçülmesi, kalitesinin para ile elde edilmesine karşıyım’’ dedi. Sosyal sorumluluk alan öğrencinin hayata hazırlanacağını belirten Dr. Erdal Atabek şöyle devam etti: ‘‘Böyle bir proje ile gence çalışma sorumluluğu verilecek. Geniş toplum kesimlerinin gençlerin bilgi ve enerjilerinden yararlanmaları sağlanacak. Bu çalışmanın, hiçbir biçimde karşılığı para ile ödenmemeli. Örneğin her yıl 45 gün öğrenci kendi alanında topluma hizmet vermeli. Bu şekilde öğrencinin toplumla ilişkisi olacak. Böyle bir sistem toplumla paylaşımdır ve toplum kalkınmasının en önemli temelini oluşturur.’’ ENTERNET / MEHMET SUCU Yarın internet Türkiye’de 13. yılını doldurmuş olacak. Cumhuriyet gazetesinde ise 9 yılını dolduruyor. İnternette kâğıda basılı formatını bozmadan yayın yapan ilk gazete olan Cumhuriyet, diğer büyük gazetelerin de 9 sene sonra ardından gelip aynı yöntemi denemesinden gurur duyuyor. Aralarında Hürriyet ve Sabah’ın bulunduğu büyük gazeteler, artık internet sitelerinin bir bölümünde egazete adı altında bir link bulunduruyorlar. Buradan gazete sayfalarına ulaşılabiliyor. Her iki kurum da internet yayınlarında yer alan egazetelerini izleyebilmek isteyenlerde üye olma şartını arıyor. Kısacası Cumhuriyet’in internetteki ilk mehmet?cumhuriyet.com.tr türel mirasımızı, çok kültürlü, çok sesli yapımızı internete aktaralım. Buna ulusal boyutta tanıtımı da ekleyelim. Bir edevlet hizmetini başlat. Bir kamu kurumu ile veri değişimini hayata geçir. Yukarıda belirtilen etkinlikler esasta bir fikir vermek içindir. Türkiye internetini büyütecek her türlü etkinliğe açığız, destekleriz. Her internet gönüllüsünden, internetin önemini kavramış her kişi ve kurumdan, Türkiye internetinin parçası olan herkesten destek bekliyoruz. İnternet Yaşamdır!’’ İnternet Kurulu’nun hemen her sene yaptığı bu anlamlı çağrı, hiç olmazsa bu yıl karşılıksız kalmasın diyoruz. İyi ki Doğdun İnternet yayımlandığı günlerde bu yöntemi kıyasıya eleştirenler, şimdi bizim ardımızdan geliyorlar. ??? 12 Nisan, Türkiye’deki internetin doğum günü olarak kabul ediliyor. İnternet Kurulu da bu nedenle 1023 Nisan arasını İnternet Haftası olarak kararlaştırmıştı. İnternet Kurulu, bu tarihler arasında altını çizmek istediği konuları şöyle sıralıyor: ‘‘ Kendi okulunu internete taşı: Özellikle devlet okullarını kurumsal kimliği ile internete bağlamaya çok önem veriyoruz. Okulun kendi web’i ve eposta sunucusunun olması, öğretmen ve öğrencilerin eposta adresleri olması, kişisel web’lerinin olmasını çok önemsiyoruz. İnternet bağlantısının genişbant olması tercih edilir. ADSL ile internete bağlı okullarda bu hizmetlerin hayata geçmesi çok önemlidir. Bir halk kütüphanesini internete bağlama: Bugün kütüphane ve internet, enformasyon kaynaklarına erişim anlamında bütünleşmiştir. Bilgisayarı olmayan vatandaşlara ucuz internet erişimi sağlamakta kütüphaneler önemli görev üstlenebilirler. Belediyeler bünyesinde halka açık internet evlerinin açılması: Burada ucuz internet erişiminin yanında, belediyenin hizmetlerini internet üzerinden sunması, kendini tanıtması, interneti bir hesap verme, saydamlık ve geri besleme mekanizması olarak kullanması önemlidir. Organize sanayi bölgesinde internet evi açılması: Burada amaç KOBİ’lerin yoğun olduğu bir merkezde, bir pilot proje olarak internet kültürünü yaymak ve ticaret için kullanmaktır. Kültürel mirası internete taşıma: Kurumlar ve sivil örgütler olarak, kül CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle