18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 NİSAN 2006 SALI 6 HABERLER Meclis Araştırma Komisyonu’nun 5 milyar Avro’luk dolandırıcılığa ilişkin raporu görüşülecek SALI ORHAN BURSALI ‘Y eşil soygun’ TBMM’de ? TBMM Araştırma Komisyonu’nun 1990’lı yılların başında kurulan ve REFAHYOL hükümeti döneminde güçlenen İslami holdinglerin, usulsüz olarak yaklaşık 5 milyar Avro topladıkları değerlendirmesine yer verilen raporu bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Mağdur yurttaşlar İslami holdinglerin dini inançları nasıl sömürerek para topladıklarını ise komisyon üyelerine ‘‘Camide soyulduk’’ sözleriyle anlatmışlardı. AYŞE SAYIN Sarmal’dan Kurtuluş Nihayet, ekonominin ‘‘gerçek durumu’’, ‘‘iktisatçı köşeler’’de tartışılmaya başlandı.. Özellikle ‘‘ne biçim büyüme’’ içinde olduğumuzu, bazı yazarlar dile getirmeye başladı.. Sık dile getirdiğimiz, tartışılması gereken noktaya geldik! Türkiye bir çıkmazda, yeni değil, yıllardır, ama bu çıkmazdan nasıl çıkılacak? Önce saptamalar: Sayın Ercan Kumcu, ‘‘Motor teklemedikçe büyürüz’’ ve ‘‘Büyüdükçe ithalat artacaktır’’ yazılarında; a) Türk ekonomisi dışarıya borçlanabildikçe büyüyor, b) Ekonomik büyüme, eskiye göre daha fazla ithalatı gerektiriyor.. diyor. Yazarın çıkardığı sonuç: a) Büyüme, duruma göre bıçak gibi kesilebilir veya ok gibi fırlayabilir; b) Motor teklemedikçe ekonomi, büyüme devam edecek, marifet motoru tekletmemekte... Sayın Mahfi Eğilmez, ‘‘Büyümenin şifresi’’ başlıklı yazısında, benzer saptamalarda bulunmakta, özetle: 25 yılda Türk ekonomisi kaynak buldukça büyüdü, bulamadıkça krize girerek küçüldü.. Yüksek ithalat cari açığı büyüttü, cari açık dış finansman ihtiyacını gerektirdi ve büyüttü, bu durumun sürmesi için istikrar şart... Yazar, ANKA Ajansı’nın bir çalışmasındaki, büyümeye paralel cari açığın da arttığını ortaya koyan çalışmasına gönderme yapıyor.. daha büyük büyümenin kriz yaratabileceğine dikkat çekerek, kur ayarlaması, yani YTL’nin değerinin arttırılmasını öneriyor... ??? Arada sırada ekonomiyi bu sütunlara taşıyorum, nedeni, Cumhuriyet okurlarının bu konuyla yakından ilgilenmesini istemem.. Çünkü ekonomi bütün geleceğimizin, işlerin yollarına girmesinin, sorunlarımızın can damarıdır! Ekonomi, birilerine tek başına bırakılmayacak kadar önemli bir ‘‘güvenlik sorunu’’dur, aynı zamanda! Ülkemizde yaşadığımız içdış sorunların pek çoğunun kaynağında, zayıfgüçsüz ekonomi; batık ekonomi vardır. Ekonomi her çıkmaza girdiğinde, bunca yıldır ülkemizi yöneten ve aynı aileden türemiş sağcıtutucu, batakçı siyasi yönetimlerin istisnasız hepsi, soluğu IMF kapısında alıyor; IMF’nin yaptırımlarına ve dayatmalarına evet diyerek, uluslararası büyüklerin çıkarlarına göre ülkenin ekonomik, sosyal ve toplumsal hayatını yeniden biçimlendiriyorlar. 40 yıldır bu ülkeden, ülkemiz çıkarlarına göre reform ve yapısal değişimleri gündeme getiren tek yetenekli bir siyaset ekibi çık(a)madı.. Siyasi hayat, afyon yutmuş, eroinman olmuş gibi, IMF bağımlısı durumundadırlar: Kurtar bizi IMF.. 50 yıldır ve 1819 kez aynı nakarat... Ne utanç verici bir durum! Türkiye kendi alternatifini yaratamadı.. bu sınıflar yaratamazlar da! Dediğimiz gibi, klonlanmış bir siyasetçiler takımı, biri geliyor diğeri gidiyor! Ama ‘‘işlem’’ değişmiyor! CUMOK’ların İzmir’de düzenlediği İktisat Kongresi bu anlamda önemlidir.. Türkiye kendi kalkınma seçeneklerini ortaya koyacak bir beyinsel güce sahip değil mi? ??? Ekonomi yazarlarının önerileri, Türkiye’nin krizden kurtulma seçenekleri olabilir mi? Motorun tekleyip teklememesi, hiç bizim elimizde değil.. Allah’a kalmış.. Dış istikrar, sürekli ve daha büyük miktarda para akışı, yine bizim elimizde değil; kur ayarlaması bir çözüm olabilir mi! Sık sık vurguladığımız gibi, esas tartışılması gereken, ekonomik büyümeyi ‘‘mutlak dış kaynak’’tan kurtarabilmek.. ve ‘‘büyümenin kaderini’’ kendi ellerimize alabilmek... Niye gerçekçi davranmıyor ve bu ‘‘imkânsızı’’ istemiyoruz? Ana sorunumuz ‘‘ithalata bağımlı büyüme’’ yapısını (hammadde ve büyük borç ihtiyacı) değiştirememek.. Bunlar bol geldikçe ekonomiyi ateşliyor, yüzde 7 büyümelere çıkıyoruz, cari açık daha fazla artıyor, bunun finansmanı, bir noktada mutlak olarak çıkmaza giriyor (doğal olarak) ve ‘‘büyümekriz sarmalı’’ hükmünü sürdürüyor! Türkiye bu yıl yüzde 7’leri ve üstünü tutturabilmesi için, ANKA’nın çalışmasına göre, daha büyük cari açık vermek durumunda! Büyüme ve ihracat için gerekli, yatırım malları ithalatının hepsini, kalem kalem elden geçirecek, bunlardan önemli bir kısmının Türkiye’de üretilmesini sağlayacak teşvik önlemlerini öngören bir sanayileşmebüyüme stratejisine geçmek zorundadır bu ülke! Böyle bir teşvik, ekonomiyi canlandıracak, büyümek için ithalata gereksinimi adım adım azaltacak, istihdam sağlayacak ve ülkeyi gerçek bir büyüme rayına oturtacak tek seçenektir... Tabii bu seçenek, aynı zamanda ileri bilim ve teknoloji politikalarıyla bütünleşmek zorundadır.. Bu seçenek, niye tartışılmıyor? KÂĞIT KAPLANLAR Rahşan affıyla cezasız kaldılar Komisyonun belirlemelerine göre, mimarı olduğu için Rahşan Ecevit’in adıyla özdeşleşen af düzenlemesi, yeşil sermaye vurguncularının işine yaradı. 21.12.2000 tarihli ‘‘23 Nisan 1999 Tarihine Kadar İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun’’ uyarınca, SPK tarafından yapılan 131 suç duyurusundan 42’si, yani yaklaşık üçte biri af kapsamına girdi. Ertelemeye uğrayan suç duyurularının dağılımına bakıldığında, bunların 1999 öncesinde özellikle ilk ve en çok para toplayan holdinglerle ilgili suç duyuruları olduğu gözleniyor. Komisyonun belirlemelerine göre, KOMBASSAN grubuna ait 10, YİMPAŞ grubuna ait 8, Sayha Holding’e ait 6, Endüstri Holding’e ait 3, İttifak Holding’e ait 2 ve diğer holdinglere ait 13 suç duyurusu erteleme kapsamına girdi. Komisyon raporunda, ‘‘Bilindiği üzere, suç duyurularının ertelemeye uğraması, bu suçların işlenmediği veya faillerinin beraat ettiği anlamına gelmemekte, yalnızca bu suçların failler tarafından tekrar işlenmesi halinde, işleme konulmak üzere ertelenmesi anlamına gelmektedir. Bu şekilde, SPK tarafından suç duyuruları ertelemeye uğrayan holdinglerin yalnızca küçük bir kısmı için izinsiz halka arz suçunun 1999 sonrasında tekrar işlenmesi ve/veya sürdürülmesi nedeniyle tekrar suç duyurusunda bulunulabilmiştir’’ değerlendirmesine yer verildi. Ortadan yok olan holdingler Meclis Araştırma Komisyonu’nun belirlemelerine göre şirketlerin büyük bölümü 1999’dan sonra faaliyetlerine son verdi. Ağırlıklı olarak Konya merkezli kurulan holdinglerden halen ‘‘faal’’ görünenlerin isimleri şöyle: 21. Yüzyıl Büyük Anadolu, Aksaray, APİTAŞ, Başak, Büyük Grup, Endüstri, İkram, İttifak, JETPA, Kaldera, Kamer, Katra, KİMPAŞ, KOMBASSAN, Konya Sanayi AŞ, Kübra, Noya, Sayha, Umpaş, YİMPAŞ. Faaliyetini sürdüremeyen /adresinde bulunamayan holdingler ise şunlar: Adya, Alda, Alpek, Anser, Asri, Avantaj, Ayvina, Belemir, Büyük Avrasya, Büyük Selçuklu, Dadaş, Demirkıran, Esra, GEMA, Gürteks, Hadeka, Halil İbrahim Demirkaya, Hamatek, Hasandağı, İlarslan, İMET, İntergenç, İşlem, Kamsa, Kaşıkçı, Katılım, Keten, Konadya, Organize, Osmanlı, Palkim, Ray, Sebil, Sefa, Sur, Şafak, Tuğra. İzinsiz şekilde yurtiçinden ve yurtdışından para toplayan, fakat unvanında holding ibaresi bulunmayan şirketler ise şöyle: Anadolu Plastik İnşaat Turizm, Birsa, Emirdağ, Kaizen, Kedaş, KOMBASSAN İnşaat Tarım ve Sanayi İşletmeleri, Konya Nakipoğlu, Köseoğlu Sağlık, Kübraş Gıda, Mega, Ser Grup, Ser Pazarlama, Ser PVC, SÖZPA, Şule Besicilik, Tilmo, Tümelsan Otomotiv, YİMPAŞ Gıda, YİMPAŞ Yozgat İhtiyaç Malzemeleri, YİMPAŞ Yozgatspor. nel olarak yargıda yaşanan yoğunluk nedeniyle uzun sürmesi, Sermaye Piyasası Kanunu’nda yer alan izinsiz halka arz suçunun da caydırıcılığını ve dolayısıyla SPK’nin yaptırım gücünü önemli ölçüde azaltmıştır. SPK’ye göre sermaye piyasası suçlarının mahkemeler tarafından acele işlerden sayılmasına rağmen uzun sürmesi ile önceki bölümde belirtilen 4616 sayılı Erteleme Kanunu’nun etkilerinin birleşmesi sonucunda SPK’nin suç duyuruları neticesinde cezalandırılan fail sayısının azlığı, SPK’nin yaptırım gücünü ciddi ölçüde azaltmıştır. ANKARA TBMM Genel Kurulu’nda bugün ‘‘yeşil sermaye vurgunu’’ ele alınacak. TBMM Araştırma Komisyonu’nun raporunda, 1990’lı yılların başında kurulan ve REFAHYOL hükümeti döneminde güçlenen İslami holdinglerin büyük ölçüde ‘‘din istismarı’’ yaparak usulsüz olarak yaklaşık 5 milyar Avro topladıkları değerlendirmesine yer veriliyor. TBMM Genel Kurulu’nda bugün ele alınacak Meclis Araştırma Komisyonu raporunda, özellikle Avrupa ülkelerinde yaşayan gurbetçilerde ‘‘yüksek kâr payı dağıtma’’ vaadiyle kayıt dışı para toplayan ve eski yöneticileri arasında şu anda AKP milletvekillerinin de bulunduğu İslami holding vurgunu gözler önüne seriliyor. Raporda 1990’lı yıllardan günümüze kadar 78 holding ve buna bağlı yüzlerce şirket aracılığıyla ‘‘kesin rakam saptanamamakla birlikte’’ vatandaşlardan 5 milyar Avro toplandığına dikkat çekildi. Komisyona bilgi veren mağdur yurttaşlar ise ‘‘Camide soyulduk’’ diyerek para toplayan şirketlerin ‘‘faizsiz yüksek kazanç’’ getirisi vaadiyle kendilerinden para topladığını açıklamışlardı. Komisyon raporunda ‘‘yeşil sermaye vurgunu’’ şöyle özetleniyor: HEDEF GURBETÇİLER: İzinsiz halka arz faaliyetinin önemli bir kısmı Türkiye dışında gerçekleşmiştir. Vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadıkları Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsviçre vb. ülkelerde holdingler tarafından gerek sözlü olarak toplantılar düzenlenmesi, broşür dağıtılması, televizyon programları tanıtım ve reklamları, ev ve işyeri ziyaretleri gibi yollarla verilen makbuz vb. belgeler karşılığında para toplanmıştır. Dolayısıyla, söz konusu izinsiz halka arz suçunun önemli bir kısmı Türkiye dışında işlenmiştir. Bu nedenle, hukuken suçun önemli bir kısmının yurtdışında işlendiği ve konunun bu aşamada SPK’den ziyade ilgili ülkelerin sermaye piyasalarından sorumlu otoritelerin görev alanına girdiği düşünülebilir. FAALİYET TESPİTİ ZOR: Holdingler tarafından toplanan paralar bankacılık sistemi kullanılmadan doğrudan yurda getirilmiştir. Bundan sonra ise ülkeye getirilen paralar, bu sefer holdingler tarafından oluşturulan sistemde özellikle yüksek ve be REFAHYOL hükümeti döneminde gördükleri destekle özellikle Avrupa’da çalışan yurttaşlardan büyük paralar toplayan holdingler, yöneticilerini zengin ettikten sonra lirli bir getirinin ödeneceği ve istendiğinde ortaklık için ödenen paraların iade edileceğine yönelik taahhütler başta olmak üzere, paralar toplanırken kullanılan temsilcilere ortakların holdinge verdiği sermayeden ödenen komisyonların holding kayıtlarına alınmaması gibi sebeplerle ve SPK denetimine girmek istememeleri nedeniyle toplanan ve binlerce ortağa ait paraları kurucu 56 ortak üzerinde göstermişlerdir. İzinsiz halka arz yapılırken ilan, reklam, toplantıların yurtdışında gerçekleştirilmesi, ortakların parasının bankacılık sistemi üzerinde herhangi bir iz bırakmadan getirilmesi ve yasal defterler üzerinde gerçek ortadan kayboldu. Yılların birikimini dini duygularını sömüren holding yöneticilerine kaptıran yurttaşlar ise yaptıkları protestolarla seslerini duyurmaya çalıştı. istismara yönelik bir boyutunun bulunduğu müteaddit defalar gündeme getirilmiştir. Yine yurtdışındaki vatandaşlarımızca holdingler tarafından siyasi ve dinsel istismarın yanı sıra milli duyguların da bir istismar aracı olarak kullanıldığı ifade edilmiştir. Buna ek olarak, yine komisyona verilen bilgiler çerçevesinde, medyada ‘‘28 Şubat süreci’’ olarak adlandırılan sürecin de holdingler tarafından yine bir istismar aracı olarak kullanıldığı ve para toplama faaliyetlerinin de bu dönemde bir ivme kazandığı anlaşılmıştır. SPK’NİN GÜCÜ YETERSİZ: Ülkemizdeki yargısal sürecin ge ortakların gösterilmemesi sonucunda yaratılan kayıt dışı sistemin denetimi ve tespiti de oldukça zorlaşmıştır. Bunun yanı sıra komisyon çalışmalarında gündeme gelen olayın siyasal ve dinsel istismar boyutu ve izinsiz halka arz suçunun işlenmesi sırasında bu unsurun da bir istismar aracı olarak kullanılması, yapılan denetimlerde SPK tarafından yatırımcılardan istenen bilgilerin bu nedenle verilmemesi de olayın tespiti ve denetimini olumsuz yönde etkilemiştir. DİN İSTİSMARI YAPILDI: Komisyon çalışmaları sırasında, bazı holding yetkilileri ve vatandaşlar tarafından konunun siyasi ve dinsel obursali?cumhuriyet.com.tr. İktisat Kongresi 2006’da gazete ve televizyonların topluma model dayatan bir yapıya girdiği belirtildi Öğrenciler arasında kavga çıktı ‘Medya kutsal piyasanın emrinde’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Günü rattı ve kitleleri, kurgulanmış bir dünyada ya ‘‘Medya, zihniyetleri değiştirmek ve ruhları esir ulaşması çok güç. Medya toplumsal bilinci bir müz medyasının ABD modelinin bir parçası ol şatmaya başladı. İçi boş bir kültür yazılı ve gör almak istiyor. Bunu da kapsamlı bir politikayla arada tutan bir güçtür. Bu süreçte alternatif duğu, bir kez de İzmir’de hafta sonu gerçekleş sel basın tarafından enjekte edilmeye başladı. yapıyor. ABD bütçesinde geniş kaynaklar, az ge medyayı daha fazla sahiplenmek gerekiyor. Cumtirilen İktisat Kongresi 2006’da dile getirildi. Emek kesiminin sesi tamamen kısıldı. lişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin medyası huriyet gazetesi alternatif bir bakıştır. GazeteMedyanın, düşünceleri küreselleşme ekseninnı satın almak için kullanılır. ABD tüm dünya ciliği orada öğrendik ve orada öğrendiklerimide değiştirmek istediği vurgulanırken bu süreç ‘Sosyal güvenliği kara delik yaptılar’ genelinde komünizm karşıtı yazıları satır satır zin üzerine bir şeyler katıyoruz. Alternatif baSosyal güvenlik kurumlarına, ‘kara delik’ di takibe alır ve bunları yazanlara, reklam tarife sın yok olursa yitip gidecek olan sadece kurumte Kuvayi Milliye ruhuyla yayın yapan Cumhuriyet gazetesinin daha fazla desteklenmesi ge yen bir medya var karşımızda. Tüm bunlar olur si üzerinden para öder. Bu para hâlâ veriliyor’’ sal bir kimlik olmaz, aynı zamanda toplumsal ken, türban özgürlük olarak adlandırılır oldu. dedi. rektiğine dikkat çekildi. bir bilinç halkası da tükenmiş olur.’’ ‘‘İzmir İktisat Kongresi 2006’’ etkinliğinin İnsanlık karanlık bir süreçten geçiyor. Bu aşaYazar Erol Toy da, ‘‘Aydın sorunu çözülme‘‘Aydınlar ve Medyanın Yön Verici Rolü’’ konu mada iki seçenek var: Ya bu girdapta boğula ‘Cumhuriyet alternatif bir bakıştır’ dikçe sıkıntıların önüne geçilemez’’ diyerek başÖzkan, alternatif kesimin 1990’lı yıllardan bu ladığı konuşmasında, ‘‘Gerçek aydın Kemalist lu oturumunda konuşan gazetemiz yazarı Işık cağız ya da olan biteni sorgulayacağız.’’ Tuncay Özkan da, medyanın ABD modeli yana çıkış aradığını ileri sürerek şunları söyle olandır’’ vurgusunu yaptı. Kansu, medyanın kısa bir süre öncesine kadar banka işleriyle yoğun biçimde ilgilendiğini nin bir parçası konumunda olduğunu belirterek di: ‘‘Medyası olmayan hiçbir olgunun başarıya Toy, ‘‘kul aydın’’ olgusuna dikkat çekerek anımsatarak ‘‘Sonuçta 43 milyar do‘‘Bilinçaltında kulluk olduğu için teslimiyet ilişkisi söz konusudur. larlık batık banka zararı oluştu ve bu Bazı yazarlar, yazılarına Dünya para halkın sırtına bindi. Medya pathâkimi ABD’ diye başlıyor. Tam ronları, bankalar batınca bu kez enerji ihalelerine girdi’’ dedi. İZMİR (Cumhuriyet Ege BüroÖdül törenini 14 Nisan Cuma yıllardır dile getiren sayın İlhan Sel bir teslimiyet ilişkisi söz konusu. İlk su) Yeni Kuşak Köy Enstitüleri günü saat 13.30’da İzmir Konak çuk’a dernek olarak 2006 Aydınlan olarak bunun kırılması gerekiyor’’ ‘Medya sanal dünya yarattı’ Derneği, 2006 Aydınlama Onur Belediyesi Selahattin Akçiçek Kül ma Onur Ödülü vermekten büyük dedi. Kansu, medyanın gelinen noktada Ödülü’nün Gazetemiz İmtiyaz Sa tür Merkezi’nde düzenleyecekleri mutluluk duymaktayız’’ diye konuşToy, bugünkü gelişmelere karşı büyük holdinglerin yan kuruluşu ha hibi İlhan Selçuk’a verilmesini ka ni bildiren Kocabaş, ‘‘Ülkemizin tu. duruş sergileyenlerin Kuvayi Milliye line geldiğini söyleyerek şu görüşle rarlaştırdı. evrensel dünya zenginliğine arma2003 yılında Vedat Günyol’a, geleneğinden gelenler olduğuna da re yer verdi: Dernek Başkanı Kemal Kocabaş, ğan ettiği Köy Enstitüleri kazanı 2004 yılında Dr. Engin Tonguç’a ve dikkat çekerek ‘‘Bu gidişe bir tek ‘‘... ‘Bu aşamada her şeyi söyleye 2003 yılından bu yana verilen ödül mının 66. yılında Cumhuriyet ka rilen Aydınlanma Onur Ödülü’ne, Cumhuriyet gazetesi ve az sayıdaki bilirsin, ancak kutsal piyasaya yöne için bu yıl Selçuk’u değer bulduk zanımlarının ve aydınlanmanın öne geçen yıl da gazetemiz yazarı Ser duyarlı kalem dur dememeli. Toplumsal bilinç halkası, medyada da genişlik eleştiri yapamazsın’ ilkesini be larını söyledi. mini yazılarıyla, konuşmalarıyla ver Tanilli değer bulunmuştu. lemeli’’ diye konuştu. nimsediler. Medya sanal bir dünya ya Yanlış sergiyi bastılar ADANA (Cumhuriyet) Çukurova Üniversitesi’nde (ÇÜ), Türk Dünyası Kültür ve İnsan Hakları Derneği Başkanı ve ABD Balkan Ülkeleri İnsan Hakları Konseyi üyesi Embiya Çavuş’un ‘‘İnsan Haklarına Saygı İnsanlığa Çağrı’’ konulu resim sergisini basmak isteyen sol görüşlü bir grup öğrenci, yanlışlıkla bitişik salondaki ÇÜ Kültür Müdürlüğü Fotoğraf Kolu’nun fotoğraf sergisini bastı. Baskından sonra sol görüşlü öğrenciler ile ülkücü öğrenciler arasında çıkan taşlı, sopalı ve bıçaklı kavga çıktı. Kavgada üniversite öğrencisi Ozan Balık (20) sağ kalçası ve sırtından bıçaklandı. Öğrenciler Bahir Atay, Bahir Güngör, Burak Nunukoğlu ile galeri görevlileri Mehmet Gümüştekin ve Ali Kaba da taş ve sopalarla yaralandı. Yaralılardan Balık ile Gümüştekin’in sağlık durumunun ağır olduğu belirtildi. Olay sırasında ressam Embiya Çavuş bodruma kaçıp gizlendi. KÖY ENSTİTÜLÜLERDEN SELÇUK’A AYDINLANMA ÖDÜLÜ 2 ACI KAYIP Devrimci arkadaşlarımız Av. Sebaattin Okur ve Sedat Beceren’i sonsuzluğa uğurladık. Başımız sağ olsun. 68’liler Birliği Vakfı CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle