18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 NİSAN 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Topçu savunma yapacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Yaşar Topçu, Karadeniz Sahil Yolu Projesi ihalelerine fesat karıştırdığı iddiasıyla Yüce Divan’da yargılandığı davada bugün esas hakkında savunma yapacak. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, zamanaşımı süresi dolduğu için davanın düşürülmesini istemişti. Topçu’nun Yüce Divan’a sevk kararında, ihale usul ve esaslarının 7 aşamada 7 ayrı düzenlemeyle belirlenmesi, ihale usul ve esaslarında belirtilen kriterlere uygun 30’u aşkın firma varken 15 firmanın belirlenerek davet edilmesi suretiyle ihalelerde rekabeti engellediği savunuluyor. 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA CHP, Erdoğan’a, Atatürk’e ‘veledi zina’ diyen Hasan Mezarcı’yı anımsatarak yanıt verdi ‘Siz kimle yürümüştünüz?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, CHP lideri Deniz Baykal’ı, geçmişte ‘‘PKK liderleri ile birlikte yürümekle’’ suçlayan Başbakan Tayyip Erdoğan’a Atatürk’e ‘‘veledi zina’’ dediği için milletvekilliği düşürülen eski dava arkadaşı Hasan Mezarcı’yı anımsatarak yanıt verdi. Şimşek, Erdoğan’a ‘‘Siz ‘çıkardım’ dediğiniz Milli Görüş gömleğini çıkarmadan önce kimlerle yürümüştünüz’’ sorusunu yöneltti. Vay, Vay, Vay!.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki akşam AKP’nin Gaziantep İl Kongresi’nde yaptığı konuşmayı dinliyorum... Erdoğan, kürsüde konuşurken oldukça sinirli görünüyor... Başbakan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yükleniyor... 1991 seçimlerinde SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün DEP’le yaptığı ittifakı eleştirip şöyle diyor: ‘‘O seçimlerde o listenin içinde bugünkü PKK’nin liderleri vardı. Beraber yürüdüler o yollarda...’’ Aradan 15 yıl geçmiş... 15 yıl öncesinin hesabını soruyor Erdoğan, Deniz Baykal’dan. Güler misiniz, ağlar mısınız? Erdoğan’ın konuşmasını dinlerken 2005 yılının yaz aylarına gidiyorum... Başbakan Erdoğan, Diyarbakır’da ‘‘Kürt sorunu’’nu sahiplenmemiş miydi? Erdoğan, bir grup gazeteci ve aydına ‘‘demokratik cumhuriyet’’ten söz edip övgüler almamış mıydı? Bir tartışma başlamıştı ardından? Demokratik cumhuriyet kavramını Abdullah Öcalan da kullanıyordu... İki eşit ulus, iki ayrı kimlik, demokratik haklar, üniter devlet... Aradan iki gün mü geçmişti ne; tepkiler yoğunlaşmış, Başbakan da çark etmişti hemen: ‘‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak...’’ Anımsayın!.. Alt kimlik, üst kimlik tartışmasını... ??? Dün sabah gazeteleri okurken düşündüm... O tarihte ne demişti Başbakan? Aynen şöyle: ‘‘Bunlar birer alt kimliktir. Cumhuriyet vatandaşlığı altında toplanmaktadır. Ülkemizde 30’a yakın etnik kimlik var. Bununla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını birbirine karıştırmayalım...’’ Başbakan’ın ne söylemek istediğini, onun dilini çok iyi anlayan Cüneyt Ülsever bile anlayamadığı için şöyle yazmıştı (6 Nisan 2006, Hürriyet): ‘‘Başbakan ‘demokratik cumhuriyet’ terimi ile ‘tek millet’i mi kastediyor, yoksa ‘alt kimliklerin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı başlığı altında toplanmasını’ mı? Bu iki terim farklı anlamlar taşıyor. Ben hangisini kastettiğini bir türlü anlayamadım, siz ‘aydınlar’ anladınız mı?’’ Ben Başbakan’ın ne demek istediğini zaten hiç anlayamıyorum... Erdoğan, ‘‘Kürt sorununu çözeceğiz’’ diyor, Kürt kimliğinden söz ediyor, ardından‘‘Silahı bırakıp gelsinler’’ diyor, iki gün sonra da ‘‘Deniz Baykal, 1991’de PKK ile işbirliği yaptı’’ deyip kendince rahatlıyor... İyi de kamuoyu bu denli unutkan mı? Leyla Zana ve arkadaşları, cezaevinden çıktıktan sonra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le görüştüler... Şimdi Gül, PKK’yle mi görüşmüş oldu? Abdullah Gül, Leyla Zana ve arkadaşlarıyla görüştüğü zaman tepki gösteren 10 AKP milletvekilini azarlayan kimdi? Başbakan Erdoğan!.. Ankara’nın siyasi nabzını çok iyi tutan Şükrü Küçükşahin, Başbakan’ın tutarsız davranışlarını bir bir sergilerken şu soruyu soruyor: ‘‘Gül’ü eleştiren milletvekilleri Erdoğan’a şimdi şöyle demezler mi: O zaman bizi niye azarladın?’’ Ortaya çıkan bir gerçek var: Hükümetin diliyle güvenlik güçlerinin, bürokratın ve muhalefetin dili aynı değil PKK terörü konusunda... ??? Başbakan, Gaziantep AKP İl Kongresi’nde konuşurken sinirliydi... Başbakan’ın eleştiriye tahammülü yok!.. Yüzde 35 oyla Meclis’te çoğunluğu sağlayan AKP , Cumhurbaşkanı’ndan Türk Silahlı Kuvvetleri’ne; medyadan üniversitelere; işadamlarından yargıya dek herkesle ipleri geriyor... Avrupa Birliği, hükümeti yargının bağımsızlığını yitirdiği konusunda sürekli uyarıyor... Tam bu sırada Cüneyd Zapsu Bey, Washington’a gidiyor ve Erdoğan için şunları söylüyor: ‘‘Erdoğan dürüst bir insan. Kendi inançlarında samimi. Hem itibarı var, hem inançlı. Batı tipi demokrasiyi benimsiyor. Devirmeye çalışmak yerine, delikten aşağıya süpürmek yerine o adamı kullanın...’’ Vay benim Türkiyem, vay benim Başbakanım... Vay, vay, vay!.. ? İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, CHP lideri Baykal’ı geçmişte ‘PKK liderleri ile birlikte yürümekle’ suçlayan Başbakan Erdoğan’a, ‘geçmişte beraber yürüdüğü’ Hasan Mezarcı’yı anımsattı. CHP İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Başbakan Erdoğan’ın, Gaziantep’teki konuşmasında, 1991 seçimlerine atfen söylediği, ‘‘CHP ve Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, terör örgütü PKK’nin liderleriyle birlikte seçime girdiğine’’ ilişkin sözlerini anımsattı. CHP’li Berhan Şimşek, Erdoğan’dan şu sorulara yanıt istedi: ‘‘Siz geçmişte kimlerle aynı listelerde seçime girdiniz? Kimlerin milletvekili, belediye başkan adayı olduğu listelerde siz belediye başkanı, milletvekili adayı oldunuz? Hasan Mezarcı, Halil İbrahim Çelik, Şükrü Karatepe, Şevki Yılmaz gibi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu Atatürk’e dil uzatan, devletin kuruluş felsefesine laf söyleyenlerle aynı listelerde yer almadınız mı? Bu ülkede ayak öptürenlerden, ayak yıkatanlardan kastınız kimdir? Siz bu ülkede ayak yıkatanların partisinde il başkanlığı, belediye başkanlığı ve milletvekili adaylığı görevlerinde bulundunuz mu? Mezarcı milletvekili iken mensubu olduğu partide sizin göreviniz ne idi?.. Sizin 3 gün önce silah bırakması koşuluyla masaya davet edip her şeyi konuşabileceğinizi söyledikleriniz kimler? 1970’li yıllarda örgütlü olan AK Gençlik legal bir yapılanma mıydı? O yıllarda AK Gençlik ile bir ilginiz var mıydı? Akıncı Gençlik örgütlenmesinin, o yıllarda Milli Selamet Partisi ile herhangi bir ilgisi var mıydı?’’ ‘YOBAZLARA GEÇİT YOK’ Hayata Dönüş davası sürüyor ? İstanbul Haber Servisi Ümraniye Cezaevi’nde tecride karşı başlatılan ölüm orucu eylemini sona erdirmek amacıyla düzenlenen ve 32 kişinin yaşamını yitirdiği ‘Hayata Dönüş’ operasyonlarının ardından haklarında dava açılan tutuklu ve hükümlülerin yargılanmasına Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya ‘isyan çıkarmak’, ‘devlet malına zarar vermek’ suçlarından yargılanan 11 sanık katıldı. Operasyonlar sırasında başından kurşun yarası olan sanık Mustafa Öztürk, ‘‘Tarih, aradan yıllar geçse de bu katliam davasını tüm açıklığı ile yargılayacaktır’’ dedi. Mahkeme heyeti, dönemin Ümraniye Cezaevi müdürü, infaz koruma memurları, personel çalışanları, güvenlikten sorumlu jandarma ve cezaevi savcısının tanık olarak dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Laikliğin 78. yıldönümü İstanbul Haber Servisi Laiklik ilkesinin anayasada yer almasının 78. yıldönümü nedeniyle sivil toplum kuruluşlarınca yapılan açıklamalarda, bugün hâlâ din sömürüsü üzerinden siyaset yapılması eleştirilerek 10 Nisan gününün tüm yobazlara karşı ulusal direniş günü olması önerildi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan yaptığı yazılı açıklamada, 10 Nisan 1928 günü 1924 Anayasası’nın 2. maddesindeki ‘‘Türk devletinin dini İslam dinidir’’ hükmü ile 26. maddedeki ‘‘şer’i hükümlerin yerine getirilmesi’’ deyiminin metinden çıkarılarak ‘‘vallahi’’ şeklindeki cumhurbaşkanı ve milletvekili yemininin ‘‘namusum üzerine söz veriyorum’’ şeklini aldığını anımsattı. Böylece laik anayasa ve laik düzenin temellerinin pekiştirildiğini ifade eden Saylan, ‘‘O günden bugüne hâlâ din sömürüsü üzerinden siyaset yapılmasından vazgeçmeyenler, çağdaşlaşma yolunda engel oluşturmayı sürdürmekte, her fırsatta geri adımlar atmaya çalışmaktadırlar’’ dedi. Saylan, Ortadoğu’nun bağnaz ortamında Türkiye’nin bir dünya devleti olma yolundaki parlayışının laik yapısından kaynaklandığını ifade etti. Mustafa Kemal Derneği Genel Başkanı Kamran Baran yaptığı açıklamada, bugün her alanda yaşanan kaosun dinsel alanda da yoğunlaştığına dikkat çekerek Türkiye’de İslami bir hareket başlatılmak istendiğini vurguladı. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu da açıklamasında, laikliğin korunmasına her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunun altını çizdi. TAYAD’lı aileler , F tipi cezaevini ve Mersin’deki linç girişimini protesto etti. (Fotoğraf: ABİDİN YAĞMUR) Protesto eylemlerinde olay HATAY/MERSİN (Cumhuriyet) Hatay’da AKP hükümetini protesto eden Halklar ve Özgürlükler Cephesi (HÖC) üyelerine bir grup vatandaş tepki gösterdi. Mersin’de de F tipi cezaevlerini protesto etmek isteyen Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Derneği (TAYAD) üyelerine linç girişiminde bulunuldu. HÖC üyeleri, Hatay Ulus Meydanı’nda hükümet aleyhine pankart asıp sloganlar attılar. Bu sırada bazı vatandaşlar ‘‘Şehit asker ve polisler için de eylem yapın’’ diyerek tepki gösterdi. Sivil güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle olaylar yatıştırıldı. HÖC Dönem Sözcüsü Deniz Kutlu’nun yaptığı basın açıklamasından sonra sloganlar atan grup, polis gözetiminde dağıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi önünde toplanan TAYAD’lılar adına basın açıklaması yapan Mersin şube yöneticisi Hasan Biber, 8 Nisan günü Kazanlı beldesinde afiş asmak isteyen dernek üyelerine çevredeki bir grubun müdahale ettiğini söyledi. Müdahaleye polisin seyirci kaldığını belirten Hasan Biber, ‘‘Gözaltına alınan dernek üyelerimiz mahkemeye sevk edildi ve para cezasına çarptırıldı. Linç girişimleri siyasi iktidarın bir provokasyonudur. Hepimiz kardeşiz. İnsanca bir yaşam için emperyalizme karşı mücadele ediyoruz. Halkımızın bu tür provokasyonlara gelmesini, kardeşinin kanını dökmesini istemiyoruz’’ dedi. Bahattin Uzan tahliye edildi ? İstanbul Haber Servisi İmar Bankası ve Adabank’ın zarara uğratılmasıyla ilgili davada toplam 23 yıl hapis cezasına çarptırılan Bahattin Uzan, tahliye edildi. Kartal H Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Uzan, eşi Zeynep Uzan’ın, 500 bin YTL tutarındaki kefaleti yatırması üzerine tahliye edildi. Bahattin Uzan’ın avukatı Emin Canacankatan, kefalet parasını eşten dosttan topladıklarını dile getirerek Uzan’ın 50 gündür fazladan yattığını ileri sürdü. Mahkeme, 23 yıl hapse mahkum olan Uzan’ın yaşlılığı, sağlık durumu ve verilen cezayı göz önüne alarak 500 bin YTL kefalet karşılığında tahliyesine karar vermişti. Eski Gaziantep Belediye Başkanı Doğan, parti içi demokrasinin işletilmediğini söyledi ‘Parti liderleri padişah gibi’ MİYASE İLKNUR 10 Aralık Platformu’nun Malatya toplantısında konuşan Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan, parti içi demokrasinin işletilmediği partilerde politika üretmenin de mümkün olmadığını belirterek ‘‘Partilerde bütün umutlar liderin iki dudağınndan çıkacak sözlere bağlanmış durumda. Parti liderleri adeta birer padişah. Kendini padişah olarak gören liderler doğal olarak örgütü de tebaası olarak görüyor’’ dedi. Abant’ta başlayan ‘‘Solda Yeni Arayışlar, değişim, kitleselleşme ve yenileşme’’ toplantıları İstanbul, Eskişehir, İz ? 10 Aralık Platformu’nun toplantısında konuşan Doğan, solun proje üretmekten çok sosyal konularda görüş belirtmekle günü kurtardığını savundu. Doğan, ‘‘Bize eseriniz var mı, diye soruyorlar. Ben de, imkân tanıdınız mı ki olsun, diyorum’’ dedi. mir ve Adana’dan sonra önceki gün de Malatya’da yapıldı. Malatya’nın ilçeleri dışında, Elazığ ve Adıyaman’dan gelip Belediye Konferans Salonu’nu dolduranlar, Celal Doğan’ın deyişiyle ‘‘padişah mağduru’’ solculardı. Bu mağdurlar arasında eski milletvekilleri Salman Kaya, Mustafa Yılmaz, Celal Topkan ve Rıdvan Budak, eski il ve ilçe başkanları da vardı. Toplantıda açış konuşmasını DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi yaptı. Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Celal Doğan ve Vicdan Baykara ise ‘‘Nasıl bir sol hareket’’ sorusuna farklı konuların açılımını yaparak yanıt verdiler. Celal Doğan’ın, en çok kürsüye çıkarken söylediği ‘‘Malatya’da amma da çok padişah mağduru varmış’’ sözleri alkışlandı. Kürt sorununa ilişkin olarak ‘‘terörü hiçbir şey haklı kılmaz. Onun dışında ayrılıkçılık dahil her görüş savunulabilir’’ diyen Doğan, ismi ni vermeden eleştirdiği Deniz Baykal için de şunları söyledi: ‘‘Terör nedeniyle yaşamını yitirmişler arasında ayrım yapmak olmaz. İstanbul’da terör mağduru birini ziyaret ediyorsan Diyarbakır’da açılan ateş sonucu ölen 3 yaşındaki bebeğin ailesinin acısını da paylaşacaksın.’’ Solun proje üretmekten çok sosyal konularda görüş belirtmekle günü kurtardığının altını da çizen Celal Doğan, ‘‘Bize eseriniz var mı, diye soruyorlar. Ben de, imkân tanıdınız mi ki olsun, diyorum. Artık biz solcular da bu ülkeye kalıcı eserler vermeliyiz, bu eserlerin projelerini seçim öncesinde halka anlatmalıyız’’ diye konuştu. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 ‘AZINLIK RAPORU’ DAVASI Erbakan, emanetçi sistemini korudu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Necmettin Erbakan, Saadet Partisi’nin (SP) kongresinde genel başkanlık için Recai Kutan’dan yana tavır koyarak partide ‘‘emanetçi’’ sistemini korudu. Yargıtay’ın ‘‘kayıp trilyon’’ davasında yeniden yargılanmasına karar vermesinin Erbakan’ın liderlik umudunu arttırdığına dikkat çekildi. OKUDUCU: DEĞERLERİMİZİ SAVUNACAĞIZ TMY’DE SON RÖTUŞLAR YAPILACAK CHP kadın kolları Ankara’da buluştu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Güldal Okuducu, ‘‘Bu ülkenin tüm değerlerini, Cumhuriyetin temel felsefesini kavrayan, bilen, savunan ve bedeli ne olursa olsun savunmaya devam eden bir parti var. O da CHP’dir’’ dedi. Güldal Okuducu başkanlığındaki CHP Kadın Kolları heyeti, dün Anıtkabir’i ziyaret etti. Heyet, Atatürk’ün kabrine çelenk koyarak, saygı duruşunda bulundu. Okuducu, daha sonra Misakı Milli Kulesi’ne geçerek, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Okuducu, deftere şunları yazdı: ‘‘Aziz Atatürk, kurduğun Cumhuriyet’in 82. yılında CHP Kadın Kolları olarak huzurundayız. 81 ilimizden gelen CHP’li kadınlar, laiklik ilkesinin kabul ediliş yıldönümünü senin aydınlığında kutluyor. Laik demokratik Cumhuriyetimiz, tam bağımsız Türkiye’ye yönelik iç ve dış saldırılar karşısında bizi bulacaktır.’’ Heyet, 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kabrine de çelenk koydu. Okuducu, daha sonra CHP il kadın kolları başkanları ile düzenlediği basın toplantısında, 10 Nisan 1928’de anayasanın bazı maddelerinde yapılan değişiklikle devletin laik yapıya kavuşturulduğunu anımsattı. Parti olarak laiklik konusundaki hassasiyetlerini dile getiren Güldal Okuducu, ‘‘Bu ülkenin tüm değerlerini, Cumhuriyetin temel felsefesini kavrayan, bilen, savunan ve bedeli ne olursa olsun savunmaya devam eden bir parti var. O da CHP’dir’’ dedi. Terör Yasa Tasarısı bugün Meclis’te ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet, Terörle Mücadele Yasa (TMY) Tasarısı’nı bugün Meclis’e gönderecek. Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tasarıda güvenliközgürlük dengesinin korunacağını söyledi. Bakanlar Kurulu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında, Başbakanlık merkez binada toplandı. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Çiçek, toplantıda TBMM’ye gönderilecek Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlar ve su ürünlerine ilişkin yasa tasarılarının ele alındığını belirtti. Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarısı ile ilgili bir soru üzerine, konunun hafta sonu Başbakanlık’ta ele alındığını ve tasarının bugün imzaya açılacağını kaydetti. Çiçek, daha önce düzenlemelerde özgürlükgüvenlik dengesini koruyacakları yönündeki açıklamalarının anımsatılarak tasarıyla nelerin getirildiği sorusuna da şu yanıtı verdi: ‘‘Bu dengeyi koruma çabası içinde olduğumuz ortadadır. Hiç kimse özgürlükleri yok ederek güvenlik tesis edelim gibi bir düşünce içerisinde değil. Bu iki ihtiyacın birlikte karşılanması ve belli bir denge içerisinde olması gerekmektedir. Bunların içerisinde terörün finansmanı önem arz etmektedir. Bununla ilgili daha evvel kamuoyunda tartışılan taslak da Terörle Mücadele Yasası kapsamındaydı ama MASAK’la ilgili TBMM’de bir düzenleme var.’’ Adalet Bakanlığı yetkisizliğini iletti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Adalet Bakanlığı, Azınlık Hakları Raporu davasından yargılanan Prof. Dr. Baskın Oran ve İbrahim Kaboğlu ile ilgili olarak yetkisiz olduğunu bildirdi. Ankara 28’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde eski Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile eski Kültürel Haklar ve Azınlık Hakları Komisyonu Başkanı Baskın Oran’ın yargılandığı davada, mahkemenin 301’inci maddeyle ilgili olarak daha önce aldığı durdurma kararı ve Adalet Bakanlığı’ndan istenilen izin istemine bakanlıktan yanıt geldi. Bakanlık, yeni TCY uyarınca bu konuda yetkisiz olduğunu mahkemeye iletti. Mahkeme Başkanı Avni Mis, ara kararında yargılamanın 301. maddeden değil ‘‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’’ suçunu düzenleyen 216/2’den devam ettiğini, izin şartıyla ilgili görüşünü nihai kararda vereceğini belirtti. İnsan Hakları Danışma Kurulu’nun eski üyelerinden DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin de aralarında bulunduğu 10 kişinin tanık olarak dinlendiği ve avukatlar ile savcı arasında zaman zaman tartışmaların yaşandığı duruşma ileri bir tarihe erletendi. Düzeltme ? 8 Nisan Cumartesi tarihinde gazetemizin 7. sayfasında yayımlanan ‘‘Kültürel farklılıkların tadını İstanbul’da yaşıyorlar’’ başlıklı haberde Şenay Karaoğuz adlı öğretmenin ismi yanlışlıkla Hatice Coşkun olarak yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz. CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle