18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2006 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y Y Y Y Y Y Y Y Y 16 11 20 14 17 15 18 18 16 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y B B B Y Y B B Y 16 21 18 19 15 6 16 7 19 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B K 23 20 16 20 16 16 1 5 2 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun kuzey ve iç kesimleri çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ile Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusu yağışlı, diğer yerler az bulutlu geçecek. Yurdun iç kesimlerinde yer yer yoğun olmak üzere sis görülecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih B 2 K 1 PB 2 PB 6 PB 4 PB 4 PB 5 PB 3 K 1 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 2 K 5 Y 9 K 3 K 3 K 5 Y 12 PB 12 PB 3 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B PB B B B B B B 4 17 8 9 11 6 13 27 25 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Gül’ün suçlayıcı söylemlerine karşı bugün ayağa kalkanlar nerelerdeydi? Başyöneticinin tavrı böyle olunca yardımcı yöneticinin, üstelik Hamas konusunda Dışişleri’nin, hükümetin hatalarını kamuoyuna duyuran medyaya ağır suçlamalarla yüklenmesi normal, olağan bir davranış değil mi? ??? Gül, medya ve örneğin türban karşıtlarına duyduğu öfkeyi zaman zaman dışarıya vuruyor. Kendilerinden saydıkları Fethullahçı Samanyolu TV’de konuşurken, ‘‘bizim kendi basın dünyamıza baktığımızda yabancı diplomatların, yabancı servislerin manipülasyonlarına ne kadar açık olduklarını gördüğünü’’ söylemesi, bir başka olgunun devamı. Gül’ün daha önceki söylemi medyaya bakışını değiştirmediğini, hatta geliştirdiğini gösteriyor. Zira Dışişleri Bakanı, geçtiğimiz aylarda ‘‘Türk medyasının ABD’den Irak konusunda, elbette ABD’nin Irak siyasetine uygun biçimde kamuoyu oluşturmasına karşılık para aldığını’’ öne sürmüştü ve fakat: Ne hikmet ise; savın içeriğinde yatan olaylar, isimler bir türlü ortaya çıkarılamadı. ABD’nin Irak politikasını topluma sindirme karşılığı Türk medyasının para aldığını öne süren Gül’e; o tarihlerde nedense meslek kuruluşları, amiral gazetemizin ünlü yöneticisi ile yazarlar tepki göstermedi. Yakın günlerde ise ABD’nin devlet bütçesinden kimi ülkelerde medya çalışanlarına dağıtacağı dolarcıkların miktarı da açıklandı. Medya suçlamalarından yararlanabiliriz. Savlandığı gibi sadece ABD’den değil, Avrupa ülkelerinden, Avrupa Birliği’nden acaba hizmetlerine karşılık para alanlarımız var mı? Şimdi fırsattan yararlanarak Gül’den, MİT’ten, Maliye Bakanlığı’nın ilgili birimlerinden bilgi ve belge sağlayarak varsa dış kaynaklardan dolarla, geçmiş dönemde markla beslenenleri saptamamız gerekli, hatta zorunlu değil mi? ??? Bakan Gül, içimizdeki birkaç çürüğü Türk medyası ile özdeşleştiriyor. Türk medyasını yabancı diplomatlarla yabancı servislerin etkisi altında göstermeden önce giderek yoğunlaşan bir yargıdan, ‘‘güvenilmeyen hükümet’’ damgasından kurtulmanın çarelerini aramalı. Hamas’ı meşrulaştırma çabasının etkilerini Gül gibi bağırarak, çağırarak, gerçekleri yansıtmaya çalışan medyayı suçlayarak gidermek olanaksız. ABD Kongresi’ndeki Musevi lobisinin lideri Demokrat Partili Tom Landos, RTE’ye gönderdiği mektubu şöyle bitiriyor: ‘‘...Tam bir hafta önce buraya yeni atanan seçkin büyükelçinizle ilk toplantımı yaptım. Kendisi, bana, Türkiye’nin bütün önemli politika konularında ABD ile birlikte olacağı ‘güvencesini’ verdi. Maalesef bu önemli mesaj, sayenizde bir hafta bile geçerli olmadı.’’ Bu açık ifade, Türk dış politikasını ABD’nin etkilediğini, dış politikamızı yönlendirdiğini ve hükümetin ABD’ye dış politika konularında birlikte olacağı sözünü verdiğini kanıtlamıyor mu? Medya (Gül’ün), Türkiye (Landos’un) vurgulanan suçlamalardan arınmalı. Ama nasıl? Bu iktidarla mı? Lantos’un Hamas ziyareti nedeniyle gönderdiği mektup Ankara’da sıkıntı yarattı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Yahudi lobisi kaygı veriyor BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Türkiye ile İsrail arasında geçen hafta patlak veren Hamas krizini yumuşatma arayışları sürerken, bu kez de Türkiye ile ABD’deki Yahudi lobisi arasında soğuk rüzgârlar esmeye başladı. ABD Kongresi’ndeki Yahudi lobisinin lideri Demokrat Partili Tom Lantos’un, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdiği mektup, başkette kaygıları daha da arttırdı. Ankara, ABD’deki Ermeni lobisine karşı, Türkiye’nin yanında duran Yahudi lobisinin desteğini çekmesinden korkuyor. İsrailli diplomatların, ‘‘Hamas’ın Ankara’ya gelişi yüzün den Türkiye ile ilişkilerimizi bozmak, Hamas’ın işine gelir. Neden krizi tırmandırıp Hamas’ın isteğini yapalım ki...’’ yönündeki açıklamalarına karşın, sıkıntı kendisini ABD’deki Yahudi lobisi içinde gösterdi. Lantos’un yazdığı mektup ve bu mektupta kullandığı ifadeler, ‘‘dost ve müttefik bir ülke siyasetçisinin bir başbakana karşı kullanılması gereken diplomatik incelikten yoksun’’ şeklinde değerlendirildi. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi’nin, ‘‘ABD’deki Yahudi lobisi bizden bağımsız hareket ediyor’’ yönündeki açıklamasının dikkat çekici olduğunu dile getiren diplomatik kaynaklar, ‘‘Bağımsız hareket edebilirler ama sonuçta İsrail ile aralarında güçlü bağlar olduğunu biliyoruz. Oradan gelebilecek işaretlerin ciddiye alındığını da görüyoruz’’ görüşünü ortaya koydular. ‘Sözde Ermeni soykırımı desteği çekilebilir’ Cumhuriyet’e bilgi veren kaynaklar ABD’deki lobilerin arasında önemli bir denge bulunduğuna ve her bir lobinin hem ekonomik hem de siyasal açıdan farklı çıkarları gözettiğine işaret ederek, ‘‘Yahudi lobisi, Hamas’a Ankara’da gösterilen ilgiden dolayı sözde Ermeni soykırımı konusunda Türkiye’den desteğini çekebilir.Ama bu du rumun kendileri için de olumsuz sonuçları olur. Çünkü Türkiye ile ekonomikticari birçok bağlantıları var. ’’ değerlendirmesini yaptılar. Aynı kaynaklar, sözde Ermeni soykırımı konusunun, Ermeni lobisi ve RumYunan lobisi tarafından sürekli olarak ‘‘Türkiye’ye karşı koz’’ olarak kullanılmakta olduğuna işaret edip, ‘‘Eğer bu koz,Yahudi lobisinin desteğini çekmesi ile kullanılırsa, ondan sonra Türkiye’ye karşı kullanabilecekleri başka koz kalmaz. Bu durumdan Türkiye zarar görür ama, ABD’deki Türkiye karşıtı lobilerin de etkinliği azalır’’ yorumunu yaptılar. HRANT DİNK DAVASI Kararın bozulması istendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Başsavcılığı, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e, ‘‘Türklüğe hakaret’’ suçundan verilen mahkumiyet ve erteleme kararının bozulmasını istedi. Başsavcılık, dava konusu sözlerin Türklüğe kin ve nefret duymayan ve düşmanlık çağrısı içermeyen, küçültücü veya sövgü içerikli bir yazı olmadığı, ortaya konulan görüşte eleştiri sınırları içerisinde kalındığı belirtilerek ‘‘Hatta mensubu olduğu cemaat/ diaspora yönünden özeleştiri niteliği de taşıyan bir görüştür’’ denildi. Başsavcılığın tebliğnamesinde Mehmet Soykan, Kemal Kerinçsiz, Zeki Hacıibrahimoğlu ve Mustafa Özkurt’un temyiz isteklerinin reddedildiği belirtildi. Tebliğnamede, ayrıca suçun oluşup oluşmadığına yönelik ‘‘değerlendirilmesi tamamen mahkemenin görev alanındaki hukuksal bir konuda’’, yasalara aykırı olarak bilirkişi görevlendirildiğine dikkat çekildi. Kar motosikletine bindi Fotoğraflar: AA Kars’ta incelemelerde bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarihi Evliya Camii’nde cuma namazını kıldıktan sonra, belediye binası önünde halka hitap etti. Erdoğan, konuşmasının ardından Kars Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne geçti. Basın mensuplarının alınmadığı okulda Erdoğan’ın öğrencilere yönelik kısa bir konuşma yaptığı öğrenildi. Erdoğan daha sonra, Cıbıl Tepe’deki Toprak Otel’e giderek buradaki tesislerde incelemelerde bulundu. Erdoğan, daha sonra kar motosikletine binerek pistte gezinti yaptı. ölenlerin sayısı 150’ye yakın. Ancak buraya yönelik saldırı, ölü sayısından çok daha öte mesajlar içeriyor. Samarra’daki Hasan Askeri Türbesi, Şii inancının en kutsal yerlerinden birisi. Bu inanca göre 12 imamdan son ikisinin mezarı burada. Kaybolan son imam ise bu türbeden çıkacak! Şiilerin bu kadar önem verdiği bir yere yönelik saldırının, Irak’taki bir direniş örgütünün işi olması olanaksız. Salt bir gizli servisin de bunu tek başına başarması zor görünüyor! Hasan Askeri Türbesi’ne yönelik saldırı sonrasında art arda intikam saldırılarının düzenlendiği dikkate alınırsa bu planı kuranların, hedefine ulaşmakta olduğu da söylenebilir. Saldırı, karikatür kriziyle ulaşılmak istenen hedefin de bir parçası olabilir! ??? Şiileri can evinden vurmanın getireceği sonuçlar nedir? Bu soruya yanıt vermek için öncelikle Şiilerin Irak’taki konumuna bakmak gerekiyor. Şiiler, 15 Aralık 2005’te yapılan seçimlerden beklenildiği gibi zaferle çıktılar. İki ayı aşkın süredir devam eden hükümet kurma çalışmaları da kilitlenmiş durumda. Şiilerle Kürtler belli ölçülerde birlikte hareket ediyordu. En azından birlikte hükümet kurmanın zemini olabileceği mesajını veriyorlardı... Son saldırı, ŞiiKürt beraberliğine darbe indirmiş gibi görünüyor. Bunun yanında ABD, Sünnilerin de hükümetin içinde olmasını istiyor. Böylece seçime katılmış olan herkes hükümete ortak olmuş olacak. Ne var ki bu planın işlemesi çok zor. Bu hafta meydana gelen olayların ardından hükümet kurma çalışmalarında alınmış birkaç milimlik yol da bombaların altında kaybolmuş durumda. Ortadoğu’da bir süredir ‘‘Şii hilal’’den söz ediliyor. İran’daki Şii yönetimin yanında Irak’ta da aynı anlayış hükümet olursa, Suriye’deki yönetimin de onlara akraba olduğu dikkate alınırsa, ortaya ilginç bir yay çıkıyor. Samarra saldırısının bu yayı da okladığı söylenebilir. Kısacası, Irak’ta tüm iç dengeler bir kez daha altüst olmuş durumda. ??? Irak’taki karmaşanın sadece bu ülkenin iç işi olduğunu söylemenin zamanı geçti. Bir başka deyişle Irak’taki gelişmelerin iki koalisyonu daha oldu: 1 Küresel aktörler. 2 Komşu ülkeler. ABDİngiltere koalisyonunun yanı sıra Rusya, Çin ve AB’nin lokomotif ülkeleri de uzayan savaşın sonucunu nasıl etkileyebileceklerini doğal olarak düşünmeye başladılar. Bu etkileme nasıl olur? Akla gelecek her yöntemle olur. Irak’ta kural mı kaldı ki bu işin uluslararası hukuku, kuralı olsun! Komşu ülkeler ise Irak’a yönelik iki temel sorunun yanıtını arıyor: 1 Irak bölünür mü, bölünürse ne olur? 2 Her şeye karşın bütün kalırsa hangi güçler egemen olur? Gidiş, her iki olasılığın karışımı bir karmaşa... Bütün gibi görünüp her kafadan bir sesin çıkması... Parçalanmış gibi görünüp herkesin ötekine hükmetmeye girişmesi... Korkarız, Irak’ı daha kötü günler bekliyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr ‘AKP’nin eleştiriye tahammülü yok’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türk basınının, yabancıların etki alanına girmeyecek kadar tecrübe ve bilgi sahibi olduğunu belirterek, hükümetin eleştiriye tahammülü bulunmadığını vurguladı. Öymen, yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün basına yönelik sözlerini eleştirerek, ‘‘Meclis’te eleştiriye tahammülleri yoktur, basında eleştiriye tahammülleri yoktur. Hükümetin kendisinden kaynaklanan yanlışlıklardan dolayı basını sorumlu tutmasının, suçlamasının anlamı da affedilecek tarafı da yoktur’’ görüşünü kaydetti. ‘Türk Aşk Şiirleri Antolojisi’ ABD’de 2005’in en iyi 10 kitabı arasında gösterildi Halman’ın eseri en iyiler arasında ESRA YAZDIÇ 20 YERİNDEN BIÇAKLANDI DTP’deki aramada gerginlik ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi Demokratik Toplum Partisi (DTP) İlçe Teşkilatı’nın güvenlik güçlerince aranması sırasında çıkan gerginlikle ilgili, 4 kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Doğubayazıt Kaymakamı Rauf Ulusoy, DTP İlçe Teşkilatı’nın aranması sırasında yurttaşlarla güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşandığını belirtti. İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, DTP İlçe Teşkilatı’nda terör örgütü PKK’ye ait çeşitli broşür ve dergilerin bulunduğu bilgisi üzerine binada arama yapılmış, bu sırada bina önünde toplanan yaklaşık 100 partili ve güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşanmıştı. Olayda 1 polis memuru yaralanmıştı. ANKARA Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) üniversite yayınevlerinin çıkardığı kitaplar üzerinde ihtisaslaşan Fore World dergisi, Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı ve Bilkent Üniversitesi Edebiyat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Talat Halman’ın, ‘‘Türk Aşk Şiirleri Antolojisi’’ni 2005’in en iyi 10 kitabı arasında gösterdi. Her yıl en iyi 10 kitabı belirleyen Fore World, bu yıl listesine Türkiye’den de bir eser aldı. Cumhuriyet Ankara ekimizin yazarlarından Halman’ın listeye giren kitabı, aynı zamanda Kültür Bakanlığı’nın ‘‘Türk Kültür, Sanat ve Edebiyat Eserlerinin Türkçe Dışındaki Dillerde Yayımlanması Projesi’’ (TEDA) kapsamında destek gören ilk eser olma özelliğini taşıyor. Halman, sorularımızı şöyle yanıtladı: Türkiye adına bu proje bir ilk, nasıl ortaya çıktı? Aşağı yukarı 50 yıldır Türk şiirinden İngilizceye çeviri yapıyorum. Hayatımın çok büyük bir bölümünü, Türk edebiyatından İngilizceye çeviri yaparak geçirdim diyebilirim. Çok sevdiğim ve pek çok ulusun şiirlerinden daha değerli ve nitelikli bulduğum Türk şiirini İngilizceye çevirerek, Türk dilinin sesini duyurmak, benim için bir görev oldu. Bir şiiri anadilinden yabancı bir dile çevirmek, eserde anlam ve yorum kaybına yol açabiliyor. Eserleri nasıl belirlediniz? Çeviriye elverişli şiirler olmalarına dikkat ettim. Bazı şiirleri başka dillere çeviremezsiniz. Kafiyeler İngiliz şiirinde yeterli değildir. Bu nedenle şiirdeki ahengi, Türkçedeki tadı ve görkemi en iyi şekilde aktarmak gerekir. Önemli olan, şiiri çevirirken kendi dilinizde aldığınız tadı çevirdiğiniz dilde de yakalayabilmektir. Antolojide Nedim’den Mihri Ha tun’a, Nâzım Hikmet’ten İlhan Berk’e kadar geniş bir yelpaze var. Bu dağılımı nasıl belirlediniz? Olabildiğince önemli şairler ve şiirleriyle edebiyatımızı tanıtmak istedim. Örneğin, Nâzım Hikmet, İlhan Berk’ten bir değil, birkaç şiir var. Bu arada, Divan şairlerinden bazılarının elimde yeterince çevirisi yoktu, birkaç Divan şairine yer veremedim. Ancak; Nedim, Fuzuli, Şeyh Galip, Mihri Hatun gibi önemli şairlere de yer verdim. Dengeli bir seçme oldu. Türkiye’nin ilk Kültür Bakanı olarak, Türk edebiyatına, Türk şiirine yurtdışından bakış nasıl? Öyle bir bakış yok aslında. Hiç ilgilenmiyorlar. Türkiye’de ne kadar görkemli bir şiir geleneği olduğundan habersizler. Aslında onlara da bir yönüyle hak vermek gerekir, biz yeterince çeviri yapmıyoruz. Ne yazık ki Türk kültürüne karşı yurtdışında bilgisizlik olduğu gibi ilgisizlik de var. Halbuki dünya üzerindeki en zengin kültüre sahibiz. Gazeteci Baki Koşar öldürüldü İstanbul Yapılan ilk inHaber Servisi celemelerde GazeteciyaKoşar’ın vücuzar Baki Kodunun 20 yeşar, Şişli’deki rinde bıçak evinde bıçakdarbesi tespit lanarak öldüedildi. Korülmüş halde şar’ın 2 ya da 3 bulundu. 37 gün önce öldüBaki Koşar. yaşındaki Korülmüş olabişar’ın kim veya kimler leceği bildirildi. Polisin tarafından öldürüldüğü cinayetle ilgili başlattıhenüz belirlenmedi. ğı operasyon sürüyor. Feriköy Eşref Efendi Nokta, Akis dergisi ve Sokağı 84 numaralı CNN Türk’te çalışan apartmanda oturan Ko Koşar, en son Birgün şar’ın dairesinden koku gazetesinde görev yapıgelmesi üzerine komşu yordu. Özellikle Güları polise başvurdu. neydoğu Bölgesi’yle ilKapıyı kırarak içeri gi gili yazılarıyla dikkat ren polisler, Koşar’ın çeken Koşar’ın ‘‘Kader cesedini buldu. Daha Otelinde Bir Aşk Cisonra olay yerine Cum nayeti’’ ve ‘‘Tarkuşu’’ huriyet Savcısı çağrıldı. adlı kitapları bulunuyor. Saunacılar Ağca’yı da kontrol etmiş ? Baştarafı 1. Sayfada Eşcinsel çifte velayet hakkı ? PARİS (AA) Fransa’da mahkeme, ülke tarihinde ilk defa eşcinsel bir çifte çocuk üzerinde kısmi velayet hakkı tanıdı. Basın, kararı, ‘‘birlikte uzun süre ve düzenli yaşayan eşcinsellere ilerde evlatlık edinme hakkı verilmesine olarak sağlayacak bir hüküm’’ olarak yorumladı. Anger kentindeki temyiz mahkemesi, eşcinsel bir kadının, yurtdışında sperm alıp, doğal olmayan yollardan döllenme sağlayarak doğurduğu çocuk için, kadının uzun süredir birlikte yaşadığı diğer kadına da velayet hakkı tanınmasına onay verdi. Karar, diğer kadına çocuğa yasal veli olma hakkı tanıyor. katili Mehmet Ali Ağca’yı, tahliye olduğu 12 Ocak 2006’dan tekrar cezaevine girdiği 21 Ocak’a kadar kontrol altında tuttuğu ileri sürüldü. Çete üyelerinin Ağca’ya ‘‘derin devlet adına hareket ettikleri’’ yönünde bilgi verdikleri belirtildi. Zengin’in Ağca’nın tahliyesi sırasında İstanbul’da olduğu telefon kayıtlarına yansırken sanıkların tahliyesinin ardından kaçmak taraftarı olan Ağca’yı tekrar cezaevine girmeyeceği yönünde ikna ederek kaçmasını engelledikleri bildirildi. Sanıkların Ağca’ya ‘‘Gerekirse bakanı bile deviririz. Tekrar cezaevine girmeyeceksin. Yargıtay yeniden cezaevine girmene karar verse bile bu kararı bozacağız’’ dedikleri ileri sürüldü. Küre Operasyonu’nda yakalanan sanıkların evlerinde yapılan aramalarda, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’i dinledikleri ve hakkında istihbarat yaptıkları ortaya çıkmıştı. Çete üyelerinin Ağca ile yaklaşık 1 yıldır irtibat içinde oldukları, Ağca’nın tahliye edilmesinin ardından kardeşi Adnan Ağca’yı da Malatya’ya göndererek yanından uzaklaştırdıkları belirlendi. Ağca’nın yakın çevresiyle de gö rüşmesini engelleyen çete üyelerinin, Ağca’ya kalacak yer sağladıkları ve kiminle irtibata geçeceği konusunda konrol altında tuttukları belirtildi. Kontrol altında tutulduğunu anlayan Ağca’nın, tahliyesinin ardından kısa süreliğine görüşebildiği aile üyeleri ve yakın çevresine ‘‘bir çemberin içinde olduğunu, bu çemberin kimlerden oluştuğunu anlayamadığını ve kıramadığını’’ aktardığı öğrenildi. Ağca, Kartal Cezaevi’nden tahliyesi sırasında siyah takım elbiseli bir grup tarafından karşılanarak Mercedes marka araca bin dirilerek izini kaybettirmişti. Ağca’nın gazeteciler tarafından takip edilmesi, grubun çeşitli müdahaleleriyle engellenmişti. Ağca, askerlik işlemleri için aynı grup tarafından GATA’ya getirilmiş; gazetecilerin takibi, şaşırtma yapılarak engellenmişti. Ağca 21 Ocak’ta bulunduğu evde gözaltına alınarak cezaevine gönderilmişti. Ağca’ya Mercedesotomobili tahsis ettiği ileri sürülen Taner Çakır, AKP Gebze İlçe Başkanı Mehmet Ali Okur’un uğradığı silahlı saldırıda yaralanmasıyla ilgili olarak 26 Ocak’ta beraberindeki 14 kişiyle tutuklanmıştı. Tavan arasında kaçak yolcu ? İstanbul Haber Servisi Sirkeci Garı’ndan Yunanistan’a gitmeye hazırlanan ‘‘Dostluk Treni’’nin bir vagonunun tavanına saklanarak kaçak olarak Yunanistan’a gitmek isteyen İran uyruklu bir kişi yakalandı. Tavandan ses geldiğini bildiren yolcuların ihbarı üzerine yakalanan İran uyruklu R.H. gözaltına alındı. R.H’nin polisteki ifadesinde ‘‘İranlı bir kişi, 2 bin dolar karşılığında beni buraya getirip sakladı. Yunanistan’a gitmek istiyordum’’ dediği öğrenildi. Üzerinden, vaftiz edildiğine dair belge ve vaftiz töreni görüntülerini içeren CD çıkan R.H, ‘‘Geçen yıl Gedikpaşa’daki Protestan kilisesinde vaftiz edilerek Hıristiyan oldum’’ diye konuştu. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle