18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 2006 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 18 Ağustos 2000’de yitirdiğimiz Selim Naşit’in anıları İsmail Biret imzasıyla yayımlandı SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Anılar kişiye özeldir, aman dikkat! ENVER AYSEVER Gürer Aykal Zaferi Müzik sanatı açısından sadece ülkemizde değil, tüm müzik dünyasında alkışlanacak nitelikte olağanüstü bir konser yaşandı. Gürer Aykal yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile Koro Şefi İbrahim Yazıcı yönetiminde Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nun solistleri Ines Cecilia Villaneuva (soprano), Şebnem Algın (mezzosoprano), Maximilian Schmitt (tenor), Jonathan de la Paz Zaens (basbariton) katılımları ile gerçekleşen konser, emsalsiz bir müzik şöleni idi... Ölümsüz besteci Mozart (250. doğum yılı) için düzenlenen bu etkinlik, günümüzde Avrupa’da Salzburg’da ve diğer kentlerde yapılan Mozart’ı Anma Etkinlikleri ayarında, hatta bazısından üstün nitelikte sayılabilir.. Bizdeki konserde, orkestranın başkemancı görevini Pelin Kalkancı Akın üstlenmiş idi. Program Mozart’ın bestelerinden şu yapıtları içeriyordu. ‘‘Figaro’nun Düğünü Operası’’ndan Contesca’nın şarkısı, ‘‘Sihirli Flüt Operası’’ Tamino (tenor) Aryası, ‘‘Saraydan Kız Kaçırma’’ Operası’ndan Belmonte (tenor), ‘‘Don Giovanni Operası’’ndan Leporello (bs), ‘‘Sihirli Flüt Operası’’ndan ‘‘Papagena ve Papageno’’ düeti, ‘‘Gosi fan tutte operasından Dorabella ve Gullielmo’’.. Mozart’ın görkemli yapıtı ‘‘Re minör K 620 Requiem’’... Gürer Aykal’ın genel müzik direktörlüğünü ve sürekli şefliğini yaptığı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın temeli 1993 yılında Oda Orkestrası’nın kurulmasıyla atılmış oldu. Başarı kazanarak, 1999 yılında geliştirilerek senfonik orkestra formasyonuna ulaştı.. Gürer Aykal’ın yönetimindeki orkestra, bir yandan Anadolu yakasında Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde, öte yandan aynı konserin tekrarını İstanbul yakasında Lütfi Kırdar Konser Salonu’nda vererek, her iki yakaya konserler veren kent orkestrası niteliğine dönüştü. İlk olarak 2000 2001 mevsimini ‘‘Müziğin Anayasası’’ sayılan Beethoven senfonilerini seslendirerek başladı. Böylece, senfonik müzik alanına Gürer Aykal şefliğinde önemli bir katkıda bulunmuş oldu.. 2001 yılı 18. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin açılış konserini, 2002 yılı mart ayında Bulgaristan’da Rusçuk Müzik Festivali’nin kapanış konserini seslendirmiş oldu.. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası her yıl düzenlenen ‘‘Yeni yılı karşılama konserleri’’ geleneğini sürdürmekte... Anadolu’nun değişik yörelerinde konserler veren orkestra, Güneydoğu turnesini gerçekleştirdi, 20022003 mevsimi sonunda Diyarbakır, Mardin, Urfa, Gaziantep turnesini tamamladı... Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın üstlendiği önemli görevlerin başında İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı etkinliklerinin ‘‘sürekli orkestrası’’ olması gelir. Anlaşmaya göre, vakfın etkinlikleri arasında bulunan İstanbul Film Festivali, Tiyatro Festivali, Müzik Festivali konserlerinin sürekli orkestrası Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası sayıldı.. Aynı zamanda 2003 yılında Ayasofya Müzesi’nde yapılan 31. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali’nin açılış konserini seslendirdi. 2004 yılında Aya İrini Müzesi’nde yapılan festivalin açılış konserini gerçekleştirdi. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, geçen sezonlarda dünyaca ünlü virtüözlere, topluluklara eşlik ederek, özellikle şef Gürer Aykal adını ve değerli müzisyenlerimizi dünyaya tanıtmış oldu. Bir müzikal yapmak en büyük düşümdü. İstanbul’un nasıl yıprandığını, sırtına aldığı yükün nasıl giderek ağırlaştığını, kuşaklar arası çatışmaları; eski bir Rum meyhanesinin bir bara dönüşme süreciyle anlatacaktım. Rum meyhaneciye de Niko adını koymuştum. Besteler yapılmaya başlanmış; oyuncular, dansçılar seçilmişti neredeyse... Peki, Niko kim olacaktı? Gönlümde Selim Naşit vardı ama, kabul eder miydi bu rolü? Marmara Oteli’nin kafesine bizden önce gelmişti Selim Baba. Güler yüzü, candan tavrı rahatlatmıştı hemen beni. Kana kana anlatıyordum. Sanki bir ömür Selim Baba’ya bu öyküyü anlatmak için beklemiştim. İlgiyle, kimi zaman gülümseyerek katılmıştı söyleşiye. Bir sezon önce Afife Jale Ödülü’nü almıştı ama, burukluğu yüzünden okunuyordu. Ayrıldıktan sonra, merak dolu, çarpıntılı geceler başlamıştı benim için. Neyse ki korktuğum başıma gelmedi. Selim Naşit oynayacaktı Niko’yu. Olmadı. Devam edemedi bizimle Selim Naşit. Ruhunun diriliğine, düşüncesinin gençliğine yetişemiyordu sanki bedeni. Önceleri alınmıştım bizi bırakıp gitti diye. Oyunun galasına geldiğinde sahneye çıkacak gibi heyecanlıydı. Nereden bilebilirdim o korkunç hastalığın yakasına yapıştığını koca çınarın? Telefonlarımız sürdü gitti. Anılarını yazmak istediğini söylemişti bana. Fotoğraflar göstermiş, bir ikisini de hediye etmişti. Ama anılarını yazamadan ayrıldı aramızdan. Selim Baba’nın mutlu gecesi Selim Naşit için 1 Ekim 1998’de düzenlenen gecede CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Selim Naşit’e plaketini verirken; (soldan sağa) Alper Maral, Tarkan Koç, Tunç Özdil, Şirin Dağtekin, Hayrettin Aslan, Vural Buldu, Murat Akkoyunlu, Enver Aysever ve Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay alkışlıyor. olan Akatlar Kültür Merkezi’nde yaptık. Başkan Ayfer Atay’ın da yardımıyla, genel başkan Deniz Baykal da katıldı galaya. Çetin Altan büyük bir sevinçle o gece oradaydı. Utanmayacağımız bir gece yaşatmıştık Selim Baba’ya. Atatürk’ün partisinin rozetini takmıştı yakasına Deniz Baykal; biz imzaladığımız oyun afişini armağan etmiştik kendisine ve dakikalarca alkışlanmıştı Selim Baba. Sonra, anılarını yazamadan aramızdan ayrıldı Selim Baba. Ama onun yerine başkaları yazmaya kalkıştı anılarını. İsmail Biret, Doğan Kitap’tan çıkardığı ‘Komiki Şehir Naşit Bey ve Çocukları’ adlı kitabın türünü anı olarak belirlemiş! Hayret, İsmail Bey! Benim bildiğim anıları kişiler kendileri yazar. Birileri üzerine yazılan kitaplar, biyografi olabilir, belgesel roman olabilir, nehir söyleşi olabilir, ama anı olamaz. Kimsenin he pimizin Selim Baba’sını çalmaya, onunla geçirdiğimiz anları çarpıtmaya hakkı yok. Bakın 252’nci sayfada Selim Naşit’in ağzından neler anlatıyor İsmail Bey: ‘‘Aslında 26 Ocak 1981’deki ‘Sahnede 26. Emek Yılı’ gecesinin nasıl hüsranla sona erdiğini, söz verip de gelmeyen sanatçı dostlarımın(!) attıkları kazığı hâlâ unutmuş değilim. On yedi yıl sonra tekrarlanacak böyle bir gecenin yine fiyaskoyla sonuçlanacağını adım gi bi biliyorum ve bu düzenlemeyi de gönlüm hiç istemiyor ama, ne var ki, basiretim bağlanıyor ve kabulleniyorum. Yine aynı terane başlıyor, yine davetiyeler basılıyor, yine bağış karşılığında dağıtılıyor ve yine geceye katılmaları için sanatçı dostlardan (!) ricalarda bulunuluyor, tabii cevaplar da hep aynı... ‘Aaa... rica da ne demek? Emrin olur Selim Baba...’ Şu ‘bağış karşılığı’ lafı da öyle ağırıma gidiyor ki, anlatamam... O ara önde gelen sol partilerden birinin çok saygıdeğer başkanı da araya giriyor, kendisinin ve bütün parti örgütünün, bu önemli sanat gecesi konusunda her türlü maddi manevi yardıma hazır olduklarını bildiriyor. Ben de jest olsun diye, apar topar bu partiye kaydımı yaptırıyorum. ...Sonunda 1 Ekim 1998’de sanat gecesi yapılıyor. Uzatmayayım, tahmin edeceğiniz üzere rezalet bir gece oluyor; ne seyirci var, ne de söz veren sanatçı dostlar. Büyük vaatlerde bulunan parti başkanıyla, partisinin ileri gelenleri ortalarda yok. Bırakın geceye katılmayı, bir tebrik mesajı, bir çiçek bile göndermiyorlar.’’ Kalem erbabı olmak namus ister. O geceye katılan tüm sanatçılardan; CHP parti örgütü ve genel başkanından; sahnede ter akıtan oyuncu arkadaşlarımdan; büyük katkı yapan Çetin Altan’dan ve bu kitabı alıp okuyup kandırılan okurdan özür dileyecek misiniz Sayın Biret? O gün çekilen fotoğrafları isteyen herkes görebilir. Umarım, huzur içinde uyuyorsundur, Selim Baba... Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası’nın konseri 27 Şubat’ta SERGİ 4 MART’A KADAR Çetin Altan’ın ‘Dilekçe’sini prova ediyorduk. Hayrettin Aslan yüzü beş karış gelmişti o gün. Akbank Çocuk Tiyatrosu’nda birlikte oynamışlardı yıllar yılı. ‘‘Selim Baba ağır hasta, kanserle boğuşuyor’’ deyivermişti birden. Beynimden kaynar sular boşanmıştı. O yaşında hâlâ çalışmak zorunda olan Selim Baba’nın içine düştüğü zorluğu düşünüyordum. Hayrettin’le baş başa o zor kararı vermiştik. Selim Baba için yapacaktık bu yeni oyunun galasını. Meslekten dostların da desteğiyle çözerdik, olası ekonomik açmazı. Konuyu Baba’ya açtığımızda ikilem yaşadı. Hayrettin’e ve bana inancı tamdı tam olmasına ama; bu türden bir gecede katılımın düşük olması, ekonomik katkı ister gibi bir duruma düşmek ürkütüyordu onu. Biz, ‘‘Yapılacak bu gecenin bir jübile olmadığını, onuruna bir gösteri yapmak istediğimizi ve asla biletle para toplamayacağımızı’’ söyledik Selim Baba’ya. Önce Akbank’taki hesap numarasını (Selim Baba’nın şahsi hesabını) bildirdik tüm tiyatro ailesine. Dileyen, gizlice, dilediği kadar katkı yapacaktı. Selim Baba CHP’li olmakla övünürdü. Galayı Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı Fazıl Say ve Sertab Erener Baku’da... Kültür Servisi Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası’nın 27 Şubat’ta Azerbaycan’nın başkenti Baku’da vereceği konserin solistleri Fazıl Say ve Sertab Erener. Konser, Azerbaycan Türkiye İşadamları Birliği (ATİB) ve Azerbaycan Turizm ve Kültür Bakanlığı işbirliğiyle düzenleniyor. Konserde Nâzım Hikmet’in ‘Memleketim’ şiirinin yanı sıra Âşık Veysel anısına piyano şan ve oda orkestrası için bestelenen ‘Rapsodi’ de seslendirilecek. Azeri müzikseverler, Fahir Atakoğlu’nun ‘Lal’ adlı bestesini Sertab Erener’in yorumundan bir kez daha dinleme şansı bulacaklar. 2004 yılı sonunda, Azerbaycan Müslüm Magomayev Devlet Filarmoni Konser Salonu’nda düzenlenen Fazıl Say konserine beklenenden daha yüksek talep olduğunu belirten Ahmet Erentok, bu yılki konser için, ‘‘Fazıl Say, Sertab Erener ve 9 Eylül Senfoni Orkestrası’nın vereceği konser, iki ülke arasındaki mevcut kültürel bağları ve ilişkileri pekiştirecek ve Azerbaycan’da düzenlenen en önemli kültürel etkinliklerden birisi olacak’’ Fazıl Say ve Sertab Erener’in vereceği konser, Azerbaycan Türkiye dedi. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham İşadamları Birliği (ATİB) ve Azerbaycan Turizm ve Kültür Aliyev’in bu yıl da onurlandırması beklenilen Bakanlığı işbirliğiyle düzenleniyor. konsere ilginin büyük olacağı söyleniyor. Karikatür yarışmasını kazananlara ödül Kültür Servisi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘4. Uluslararası Cemal Nadir Güler Karikatür Yarışması’nda dereceye girenlere, Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle ödülleri verildi. İngiltere’den Houmayoun Mahmoudi’nin birincilik aldığı yarışmada, Bulgaristan’dan Rumen Dragostinov ikincilik, Ukrayna’dan Viladimir Kazanevsky de üçüncülüğe layık görülmüş, Çin’den Dachuan Xia, Rusya’dan Aleksandr Pashkov ve Belarus’tan Andrei Puchkaniou mansiyon kazanmıştı. 53 ülkeden 1145 eserin katıldığı ‘Dördüncü Uluslararası Cemal Nadir Güler Karikatür Yarışması’nın sergisi açıldı. Sergi, 4 Mart’a kadar Tayyare Kültür Merkezi üst kat fuaye ve Sami Güner sergi salonlarında görülebilecek. İfsak’ta ‘Erguvanlar, Laleler’ sergisi ? Kültür Servisi İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) ve YapıEndüstri Merkezi işbirliği ile düzenlenen sergilerin dördüncüsü olan ‘Erguvanlar, Laleler’ 27 Şubat17 Mart 2006 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak. ‘Erguvanlar, Laleler’ isimli sergi, halen İFSAK Yönetim Kurulu’nda Başkan Yardımcısı olarak görev yapan ve doğa ve İstanbul konulu fotoğraf çalışmalarına özel ilgi duyan Ahmet Demirhan’ın, baharda İstanbul’da çektiği fotoğraflardan oluşuyor. Sanatseverlerin erguvan ve lalelerin renkleri ile büyüleneceği sergi, Yapı Endüstri Merkezi Sergi Holü’nde Pazar hariç her gün saat 10:00 18:00 saatleri arasında ziyarete açık olacak. Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası ? Kültür Servisi Türkiye’nin gelecekteki Fazıl Say, İdil Biret ve Şirin Pancaroğlu gibi çoksesli evrensel sanat müzisyenlerini yetiştirme ve destekleme amacıyla kurulan ve Türkiye’nin ilk çocuk senfoni orkestrası olma özelliğini taşıyan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası, ilk canlı konserini 3 Mart Cuma günü saat 12.00’de Swissotel The Bosphorus İstanbul’da gerçekleştirecek. Senfonik repertuvarın önemli yapıtlarını seslendirecek olan ve 1015 yaş arasındaki konservatuvar öğrencilerinden oluşan Doğuş Çocuk Senfoni Orkestrası geleceğin klasik müzik sanatçılarına küçük yaşlardan itibaren destek olabilme misyonunu da taşıyor. 60 çocuktan oluşan orkestranın yönetimini Türkiye’nin önde gelen Devlet sanatçılarından Rengim Gökmen, sanat yönetmenliğini ise klasik müzik konusunda başarılı çalışmalara imza atan Kemal Küçük üstleniyor. Avrupa’nın Sınırları tartışılıyor ? Kültür Servisi Alman Kültür Merkezi, OrientInstitut Istanbul ve Freie Universit Berlin işbirliği ile düzenlenen ‘Avrupa’nın Sınırları’ başlıklı panel 3 Mart’ta saat 19.00’da Alman Kültür Merkezi’nde yapılacak. Panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Barbara Kellner (Heinkele, Enstitü Müdürü, Türkoloji Enstitüsü, Freie Universit Berlin), Dr. Claus Schönig, (Enstitü Müdürü, Orient Institut), Doç. Dr. Ayhan Kaya (İstanbul Bilgi Üniversitesi, Avrupa Çalışmaları Merkezi Müdürü) katılıyor. Panelde, Avrupa’ya ait değerler, Avrupa’nın kimliği ve AB’nin henüz belirlenmekte olan sınırlarına ilişkin tartışmalar konular ele alınacak. Özdemir İnce Paris’te ? PARİS (AA) Yazar, şair ve gazeteci Özdemir İnce’nin Fransızca yazdığı ‘Mani est vivant’ (Mani Hayy!) adlı şiir kitabı için Türkiye’nin Paris Kültür ve Turizm Müşavirliği’nde imza günü düzenlendi. Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Osman Korutürk’ün de katıldığı törene, Fransız edebiyatseverler yoğun ilgi gösterdi. İnce, kitabın tanıtımı için yapılan törende yaptığı konuşmada, ‘‘Sizin huzurunuzda, ülkeme ve cumhuriyetime teşekkür etmek istiyorum’’ dedi. Al Manar Yayınevi tarafından basılan şiir kitabı, bu yıl Fransa’da ‘Max Jakob Etranger’ ödülüne layık görüldü. İnce’ye ödülü, Paris’te 14 Nisan’da düzenlenecek törenle takdim edilecek. Özdemir İnce daha önce, Aloysius Bertrand, Lautreamont, Rimbaud, Alain Bosquet gibi ünlü Fransız şairlerin şiirlerini Türkçeye çevirmişti. BUGÜN ? ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’nde Rengin Gökmen yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın 11.00’de vereceği ‘Alnar’ın 100. Doğum Yılı’ başlıklı konserin solistleri Gülgün Akagün Sarısözen (viyolonsel), Hakan Demirçeken(obua). (0 212 251 56 00) ? DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEĞİ’nde Erkan Oğur İsmail Hakkı Demirciğlu’nun konseri 16.00’da. (0 212 292 20 20) CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle