18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 ARALIK 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yobazlar tarafından katledilen Asteğmen Kubilay, yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı 7 PAZAR ORHAN BURSALI ‘Geçmişten ders alınsın’ OZAN YAYMAN Ve.. ‘Modern Mahrem’, Bay Testis ile Karşılaştı! Testisler, “Apronda deve kesimi”nden sonraki toplumsal turnosol kâğıdı. Fakat testislerin çok önemli bir başka özelliği var: Bir “bilimsel tezi” yerle bir ettiler! Genç delikanlının testisinin röntgenini, dini duygularının zedelenmemesi için olsa gerek, çekmeyi reddeden Doktor kılığındaki Hanım’a bakıyorum. Tam bir “Modern Mahrem”! Yani doktor olmuş, sosyolojik olarak “toplumsal hayata” katılmış. Bunu da varsayalım ki: “Bilimsel” teorideki gibi “türbanı sayesinde” gerçekleştirmiş… Çünkü türbanı takmasaymış ne okuyabilir ne de doktor olabilirmiş… “Modern hayata” katılmasına izin verilmeyebilirmiş, diyelim… Hani Amerikan sosyolojisinin ve kamu araştırmacılığının egemen olduğu BÜ’den Nilüfer Göle isimli araştırmacının, ülkemizde türbanı kadının “özgürlük savaşımının bir simgesi” olarak gören “bilimsel öngörüsü”nün “laboratuvar testi”ni yaşıyoruz!!! Göle, şüphesiz kurduğu teoride, başarılı bir “Modern Mahrem”in pratik hayatta bir “Testis”le karşılaşacağını düşünememiş ve dolayısıyla bir karşılaşmada ne olacağını da öngörememiştir! Şimdi bu ünlü tezin objesi bir türbanlı doktor hanım, yani bir Modern Mahrem, Testis ve tabii ki bir de eklentisi Penis ile karşı karşıya kalacağını görünce, teorinin doğasında içkin olan “Modern” davranamamış ve “eski bildik mahrem” tepkisi vermiştir! Üstüne üstlük, büyük bir toplumsal zararla da karşı karşıyayız: Belki de “Modern Mahrem”in yabancı Penis ve Testis korkuları veya önyargıları nedeniyle, hastaya zamanında müdahale edilemedi ve Testis’lerden biri kaybedildi!... Neyse ki veya iyi ki sorun Penis ile değilmiş! ??? “Modern Mahrem” tezi çökmüş durumda! Eski Mahrem ile Modern Mahrem benzer davranıyor! Peki şaşırtıcı mı? Şüphesiz ki hayır! Türban takan kafanın şu sapına kadar erkek toplumda özgürleşebileceği gibi bir zırvalık icat etmek için, postmodern olmak gerekmektedir… Türbanı kendi özünden, çıkış kaynağı ve bağlamından, erkek fetvası ve yorumu ile ilişkisinden, dinci erkeğin kadına bakışı ve yaklaşımından kopartırsanız, onu kadının özgürlük örtüsü gibi bir (zırva) içerikte değerlendirirseniz, varacağınız nokta burasıdır: Daha çok dinci temellere dayanan, daha ilkel anlayışlarla yoğrulan ve yönetilen bir toplum modeline doğru yol alan yelkenlere rüzgâr doldurmuş olursunuz… ??? İşin ilginci, dinci basın ve iktidar kanadı, olayı örtbas etmek için de yeni sahtekârlıklar ve tezgâhlar peşinde koşuyor. Egemenlikleri altındaki hastanelerde neler yapabileceklerini ve yapabildiklerini görebilmek için testis olayında “Modern Mahrem”in o sırada görevde olmadığı karşı iddialarını, bilgisayar tahrifatlarıyla kanıtlama çabalarına bir göz atmak yeterlidir… Dinci basın, büyük basına saldırıyor. Ve olayı topluma mal eden Uğur Dündar’ın haberini izleyen Hürriyet de savunmada adeta! Ve bu arada Uğur Dündar bir başka gerçeği açıklıyor: “Hastanelerde türbanlı doktorlar konusunda elimize ulaşan çok sayıda görüntüye yayınımızda yer vermedik” diyor. Yani hastaneler Modern Mahrem’lerle dolu!.. Kim bilir hastalar neler yaşıyordur! Biraz daha ilerledikçe durum, bu özgür yayınları yapabilmek de giderek daha büyük bir cesaret gerektirecek boyutlara ulaşabilir. Oruç tutmayanların üzerindeki büyük “toplumsal baskı” ve özgür iradelerine göre yaşayamamaları, medyaya da daha büyük ölçüde yansıyacaktır. ??? Testislere bakmama Modern Mahrem’in hakkı… “Apronda deve kesimi” Erkek Dinci’nin dinsel hakkı… Bunlar ülkemizde egemen olma yolunda durmadan yol kat eden “yeni” “Modern Mahrem” toplumun hızlı ilerleyişinin örnekleri. Şüphesiz, içki içme yasağı, okullarda bilimsel eğitimin dinselleştirilmesi, imam hatip okullarını normal okulların yerine geçirme çabası ve şüphesiz ki kadınları türbana, çarşafa sokma “büyük mücadelesi”nin devamları bunlar. Bakalım toplumun öbür kesimi ne derece ve nereye kadar “ötekileşecek”.. MENEMEN Devrim şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, şehit bekçiler Hasan ve Şevki, laik Cumhuriyete yönelik saldırıların yoğunlaştığı ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tartışıldığı bir dönemde, katledilişlerinin 76. yıldönümünde, binlerce kişi tarafından Menemen’de anıldı. Yıldıztepe’deki şehitler anıtında gerçekleştirilen resmi törenlerde Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Topçu Binbaşı Tamer Akpınar, 76 yıl önce Menemen’de yaşananların birkaç “meczubun” işi olmaktan öte anlam taşıdığını vurgulayarak “Kubilay olayı, Cumhuriyete karşı örgütlü, planlı, gerici bir ayaklanmadır. Dinsel kökenli, fakat gerçek din anlayışıyla asla bağdaşmayan, temelinde kişisel ve politik çıkarlar bulunan bu tür olaylar günümüzde de açık seçik gözler önünde cereyan etmektedir’’ dedi. Yıldıztepe’deki törenin ardından gerçekleştirilen “Menemen’den Çankaya’ya Cumhuriyet Mitingi”nde buluşan kitleler, “Çankaya yolları şeriata kapalı”, “Hepimiz Kubilayız” sloganlarıyla, ülkenin kazanımlarına sahip çıkacaklarını vurguladılar. Yıldıztepe’deki şehitler anıtında gerçekleştirilen resmi törenlere eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök de emekli Orgeneral Ali Sait Özçivril’le birlikte geldi. Yıldıztepe’deki tören alanına, 16 CHP milletvekili, 1 SHP milletvekiliyle İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, Garnizon Komutan Vekili Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Alev Gümüşoğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Yusuf Ali Karaman, Kubilay’ın yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Yıldıztepe’ye yürüdüler Türkiye’nin farklı noktalarından gelen siyasi parti, sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri, meslek odaları temsilcileri ve yurttaşlar, bu yıl da Menemen Tren Garı önünde toplanarak ellerindeki Türk bayrakları, Atatürk ve Kubilay posterleriyle Yıldıztepe’ye yürüdüler. Yurttaşlar yürüyüş sırasında sık sık “Çankaya laiktir laik kalacak”, “Hepimiz Kubilayız”, “Alt kimlik yok, ne mutlu Türküm diyene” sloganları attılar. şı örgütlü, planlı, gerici bir ayaklanmadır. Şeriat özlemi duyanların, o gün ve bugün, konunun ciddiyetini, yaşanan vahşeti hafife almak için ileri sürdükleri gibi olay birkaç meczubun işi değildir. ‘Cumhuriyet’e yönelmiş suikast’ Asıl olay, Cumhuriyete yönelmiş bir suikasttır. Kubilay olayı hiç de abartılmamaktadır. Zira burada yaşananlar, dinin siyasete alet edildiğinde neler olduğunu, neler olabileceğini gösteren, ibret verici tarihi bir örnek, alınması gereken anlamlı bir derstir. Dün de bugün de gericilik hareketlerinin nedenleri ve görüntüsü değişmiş sayılmaz. Dinsel kökenli, fakat gerçek din anlayışıyla asla bağdaşmayan, temelinde kişisel ve politik çıkarlar bulunan bu tür olaylar günümüzde de açık seçik gözler önünde cereyan etmektedir. Unutulmamalıdır ki, geçmişten ders alınırsa tarih geleceği aydınlatır, millete yol göste rir. Ancak bu olaydan gereken dersi çıkaramayanlar için tarih, bir tekerrürden ibarettir. Halkın tamamına yakını Müslüman olan Türkiye, demokrasi içerisinde kalkındıkça, toplumun refah düzeyi yükseldikçe, dini siyasete alet edenlerin, din bezirgânlığı yaparak saltanatlarını sürdürenlerin ve şeriat özlemi taşıyanların ümitleri yok olacaktır.’’ Menemen Belediye Başkanı Şahin de “Gün, artık laik Cumhuriyete, devrimlerine ve değerlerine sahip çıkma günüdür. Gün, artık Ankara’yı teslim etmeme günüdür’’ dedi. huriyet Mitingi”nde de sık sık “Çankaya yolları şeriata kapalı” vurgusu yapıldı. ADD şube başkanları, Çankaya’nın “Atatürk’ün, çağdaşlığın, aydınlığın ve onurun simgesi” olduğunu vurguladı. ‘Cumhuriyetin aydınlığı karartılıyor’ ADD İzmir Temsilcisi Mükerrem Demir ve gazeteciyazar Tuncay Özkan’ın konuşmalarının ardından söz alan ADD Genel Başkanı Şener Eruygur da yaşanan süreçten rahatsız olanların Menemen’de buluştuğunu vurgulayarak şunları söyledi: “2006 Türkiye’sinde Derviş Mehmet ve benzerleri sinsi yıkıcılıklarını sayılarını artırarak sürdürüyor, Cumhuriyetin aydınlığını karartıyorlar. Düşünce özgürlüğü gerekçesiyle Atatürk horlanıyor. Yazılı görsel medya sorumluları bu görüntülere seyirci kalıyorlar. Siyasetçiler sinei milletten çekiniyorlar, sillei milleti bekliyorlar. Sorumluluk üstlenmiyorlar. Atatürkçüleri üzüyorlar.” Büyükanıt’ın mesajına alkış Törende Kubilay’ın torunu Mustafa Kubilay da anıta çelenk koydu. Muhabere Binbaşı Ayhan Artunç’un okuduğu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın mesajı ayakta alkışlandı. Daha sonra ADD İzmir şubelerinin düzenlediği ve Büyükpark önünde gerçekleştirilen “Menemen’den Çankaya’ya Cum ‘Gerici bir ayaklanma’ Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Topçu Binbaşı Tamer Akpınar, 76 yıl önce Menemen’de yaşananların birkaç “meczubun” işi olmaktan öte anlam taşıdığını vurgulayarak şunları söyledi: “Kubilay olayı, Cumhuriyete kar İ ‘Çankaya’nın yolları şeriata kapalı... ’ ZLENİM SERDAR KIZIK ENEMEN 57. Topçu Tugay Komutan Yardımcılığı Kışlası’nın zirvesindeki Yıldıztepe’de bir yandan kış güneşi diğer yandan sert bir poyraz!.. Türk devrimine, cumhuriyete karşı örgütlü, planlı, eylemli şeriat ayaklanmasında acımasızca katledilen Devrim şehitleri Asteğmen Kubilay, Bekçi Hasan ve Şevki’nin anıtında bayraklar, devrimci bir coşkunun rüzgârıyla dalgalanıyor... Mustafa Kemal orada. Kubilay orada. Salt fotoğraflarıyla değil, değerleriyle, fikirleriyle, yaşlı, genç, kadın ve çocukların ellerinde, göğüslerinde, kalabalığın arasında. Önceki anma törenlerinden daha büyük bir katılım, daha büyük bir kararlılık yansıyor Kubilay’ın anıtından şehitliğe doğru. Törenler başladı, anıtın çevresi doldu taştı. Yıldıztepe’nin yokuşundaki tırmanış sürüyor oysa. Türkiye’nin dört bir yanından, İzmir’den, İstanbul’dan, Ankara’dan, Trakya’dan, Keşan’dan, Ege illerinden, Samsun’dan, Malatya’dan.. kısacası Anadolu’dan gaziler, öğretmenler, öğrenciler, emekliler, askerler, kalpaklılar, üniversiteliler, kısacası Kemalistler, ADD ve ÇYDD üyeleri, Eğitimİş’liler ve gençler... Evet, gençler öne çıkıyor bu kez öncekilerden farklı olarak. Mustafa Kemal’in Cumhuriyet’i emanet ettiği gençler... Üniversitelerden gelmişler. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nin bilinçli, yüzleri aydınlık gençleri, büyük bir bayrak taşıyor. Sesleriyle, duruşlarıyla, kararlılıklarıyla sloganlarını haykırıyorlar. Toplum da onlara katılıyor. Yaşlılara, emeklilere az gelmiş Yıldıztepe’nin yokuşu anlaşılan. Onların sloganları da bedenlerini, yaşlarını aşıyor... Binbaşı’nın tok sesi tören alanını dalgalandırıyor: “Dün de bugün de gericilik hareketlerinin nedenleri ve görüntüsü değişmiş sayılmaz. Dinsel kökenli, fakat gerçek din anlayışıyla asla bağdaşmayan, temelinde kişisel ve politik çıkarlar bulunan bu tür olaylar günümüzde de açık seçik gözler önünde cereyan etmektedir...” Bayanların yoğunlaştığı kümeden destek geliyor: “Etmektedir...” Binbaşı konuşmasını sürdürüyor: “ ...dini siyasete alet edenlerin, din bezirgânlığı yaparak saltanatlarını sürdürenlerin ve şeriat özlemi taşıyanların ümitleri yok olacaktır...” Aynı grup tekrarlıyor: “Olacaktır...” Kubilay’a gelenler tehlikenin farkında. Pankartlar, sloganlar, konuşmalar “laiklik” vurgusuyla başlıyor ve sürdürülüyor... İki konu, iki seçim öne çıkıyor: Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler... Sürekli atılan sloganlara baksanıza: “Çankaya yolları, şeriata kapalı.. İşbirlikçi AKP, ülkeyi düşürdü bu hale..” Yıldıztepe’deki devrim rüzgârı, soğuk havayı kırıyor... Menemen’deki ADD mitingi, paltoları çıkarttırıyor... M Yıldıztepe’deki törene eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök emekli Orgeneral Ali Sait Özçivril’le birlikte geldi. CHP Milletvekili Muharrem Toprak, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin kol kola girerek yürüdü. Yurttaşlar, Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyet’e bağlılıklarını vurguladı ‘Haremiyle Köşk’e çıkamaz’ Haber Merkezi Devrim Şehidi Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, katledilişinin 76. yıldönümünde yurt genelinde düzenlenen törenlerle anıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) İstanbul Şubeleri üyeleri Sultanbeyli’de yürüyüş düzenleyerek Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bağlılıklarını vurguladılar. Şeriatçı güçler tarafından katledilen Asteğmen Kubilay’ın katledilişinin yıldönümü nedeni ile ADD Sultanbeyli Şubesi’nde toplanan ADD üyeleri, “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Yaşasın Atatürk Cumhuriyeti”, “AKP’nin imamı kaça sattın vatanı?” slogonları atarak, belediye binası önünde bulunan Atatürk Anıtı’na yürüdüler. ADD Sarıyer Şubesi üyeleri de Sarıyer Atatürk Anıtı önünde toplanarak Kubilay’ı andı. ADD kurucu üyelerinden ve eski genel başkanlarından Prof. Dr. Özer Ozankaya; Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin Kubilay’ı öldüren gerici zihniyetin devam ettiğinin göstergesi olduğunu belirterek “Şeriat yanlıları ulusumuzun güvendiği siyasal kadroların aymazlığa varan yetersizliği yüzünden nice seçkin değerlerimizi öldürerek, Danıştay gibi en yüksek yargı kurumumuzu bile çalışması sırasında basıp, yargıçları öldürüp yaralayarak her biri bir Kubilay cinayeti önemindeki gerici kalkışmalarını sürdürebildiler” dedi. obursali?cumhuriyet.com.tr BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ ‘Yürüyüşümüz sürüyor’ ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan, merkez ve tüm şubeleri adına yaptığı yazılı açıklamada “ÇYDD tüm şubeleri, üyeleri ve gençleriyle, Atatürk ilke ve devrimlerinin yılmaz bekçileri olarak, ülkemizin çağdaşlaşması, eğitimli bir toplum olması doğrultusunda uzun soluklu yürüyüşümüzü sürdürüyoruz” dedi. Eskişehir’de ADD tarafından Vilayet Meydanı’nda tören düzenlendi. Burada konuşan ADD Eskişehir Şube Başkanı Azmi Kerman, “Mevcut iktidarın, türbanı inatla savunması, sorunların çözümünü ulemaya havale etmesi endişe vericidir. Şimdi de simgeleri olan türban haramiyle birlikte Çankaya’ya taşınmak istenmektedir. Atatürk ve devrimleri uğruna bu ülkede başını verecek Kubilay’lar her zaman var olacaktır.” dedi. Şehit Kubilay, Adana ve Bursa’da da etkinliklerle anıldı. Bakan Çelik’ten Darwin savunması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, TBMM Genel Kurulu’nda bakanlığının bütçesinin görüşmeleri sırasında okullarda Darwin’in evrim teorisinin neden okutulmadığını soran CHP’lilere “Darwin’in Türklerle ilgili ne dediğini biliyor musunuz? Gelişimini tamamlayamamış adi bir ırktır, diyor. Şimdi buna ne diyeceksiniz” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda, dün Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK’ün bütçeleri görüşüldü. CHP’li Muharrem İnce, Çelik’in katıldığı bir toplantıda Osmanlı’nın son Milli Eğitim Bakanı ve Sevr Anlaşması’na imza atan Rıza Tevfik Bölükbaşı’ndan bir şiir okuduğunu anımsatarak tepki gösterdi. İnce, oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil’in “Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir vatandaşı Sevr özlemi içinde olamaz. Lütfen bu sözlerinizi geri alın” biçimindeki uyarısına karşın sözlerini düzeltmedi. Eleştirilere yanıt veren Bakan Çelik, Darwin’in teorisinin öğretim programlarından çıkarılmasına tepki gösteren CHP’lilere “Darwin’in Türklerle ilgili ne dediğini biliyor musunuz? ‘Türkler, gelişimini tamamlayamamış adi bir ırktır’ diyor. Ne diyeceksiniz şimdi buna” yanıtını verdi. CHP’li Mustafa Gazalcı ise Darwin’in böyle bir sözünün olup olmadığını bilmediğini belirterek “Söylemişse kınıyorum. Ben evrim kuramına saygı duyuyorum, dünyanın her yerinde kitaplarda okutulur. Ama sayın bakan, nedense yaratılış inancı din dersi kitabında değil de fen kitaplarında özellikle okutuluyor” dedi. ‘Tarikatlar cirit atıyor’ CHP Sultanbeyli Şube Başkanı Muammer Ayvalı’nın da aralarında bulunduğu grup Atatürk Anıtı’na çelenk koyarak saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nı okudu. ADD şubeleri adına açıklama yapan ADD İstanbul Eşgüdüm Başkanı Fikri Murat Demir, “Menemen olayının toplumsal izleri hiç silinmedi ve Cumhuriyet öğretmeni olan Kubilay devrim şehidi olarak simgeleşti” dedi. Demir, Kubilay’ı katleden zihniyetin uzantılarının günümüzde çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. ADD Sarıyer Şubesi üyeleri Sarıyer Atatürk Anıtı önünde toplanarak Kubilay’ı andı. Burada konuşan Prof. Özer Ozankaya, Kubilay cinayeti önemindeki gerici kalkışmaların bugün de sürdüğünü söyledi. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle