25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 ARALIK 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr TÜSİAD erken seçimde AKP’ye tam destek verdi. Cumhurbaşkanının uzlaşı ile seçilmesini istedi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Erken seçim olmasın’ ? Seçimlerin yalnızca ekonomik istikrar açısından yaklaştıkları bir konu olmadığını belirten Sabancı, Türkiye’nin, önüne çıkan her dönemsel sorunu erken seçime başvurarak çözme alışkanlığından kurtulması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türk Sanayici ve İşadamları Derneği’nden (TÜSİAD) seçimler konusunda AKP Hükümeti’ne tam destek geldi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, Cumhurbaşkanı’nın “uzlaşı” ile seçilmesini, genel seçimlerin de zamanında yapılmasını istedi. TÜSİAD’ın Sheraton Oteli’nde yapılan YİK toplantısından “Hükümete seçim desteği” çıktı. Koç, 2007 yılını politik sağduyu, ekonomik disiplin ve istikrar içinde geçirmenin zorunlu olduğunu söyledi. Koç, “Bunun için seçimler zamanında yapılmalı, Cumhurbaşkanlığı seçimleri uzlaşmayla gerçekleşmeli ve genel seçimlere bağlı olarak mali disiplinin zedelenmesine izin verilmemelidir” dedi. Sabancı da iç politika ile ilgili görüşlerini yedi ana başlıkta sıraladı. “Cumhurbaşkanlığı seçimleri toplumsal uzlaşma içinde gerçekleştirilmelidir” diyen Sabancı, 2007 yılında vergi, sosyal güvenlik, sağlık ve yargı sistemine ilişkin reformlarını mutlaka tamamlaması gerektiğinin altını çizdi. Seçimlerin yalnızca ekonomik istikrar açısından yaklaştıkları bir konu olmadığını belirten Sabancı, Türkiye’nin, önüne çıkan her dönemsel sorunu, erken seçime başvurarak çözme alışkanlığından kurtulması gerektiğini söyledi. Yanlış Adres Oyunları Çoğunluk okurun bilmeye, anımsamaya yaşı tutmaz. 1960’lı yılların ilk yarısı. Dönemin İçişleri Bakanı Faruk Sükan Meclis’teki suçlaması ile ortalığı karıştırmıştı. Elinde posta havale mektubu belgesi fotokopisi “Rusya’dan Gelen Paralar’’ karalaması ile tartışmayı açmıştı. O tarihte tüm yükseköğrenim gençiliğinin demokratik seçimle içinde olduğu bir örgütü, TMTF vardı. Bugünün ölçüleri ile çok etkin, güçlü bir sivil toplum örgütü idi. Siyasi muhalefet gücü vardı. Sol çizgide iç ve dış iktidar güçlerini rahatsız ediyordu. Türkiye’nin ilk anlamlı uluslarararsı kültür etkinliğini de düzenlemeyi başarmış, ABD’nin Vietnam politikalarına karşı çıkıyor, ilk emperyalizm karşıtı, ulusalcısol çizgide düşünce oluşumlarında, sendikal hareket ve siyaset üzerinde etkin öncülük rolü yapıyordu. Kültür festivaline katılmış Rus bale, müzik gruplarının otel faturaları karşılığı gönderilen ücret çekleri, yanlışlıkla karşı binadaki sağcı gençlik örgütü MTTB’ye gitmiş, bu adres yanlışlığı kullanılarak örgütün karalanması eylemi iktidar, hükümetin sorumlu bakanı tarafından kamuoyu gündemine taşınmıştı. O tarihte Rusya’dan para gelmesi öyle kolay kolay aklanılabilecek bir suç, üzerinizden silinebilecek damga değildi. Sonuçta aklanmış olmak da çok bir anlam taşımıyordu... Dün TÜSİAD’ın beklenen toplantısının, beklenen açıklamalarını, eşbaşkanların konuşmaları ile Erdoğan Hükümeti’nin rol alışını dinlerken neden aklıma geldi, ne alaka? Perşembe bu köşede yayımlanmış “Yanlış Adres’’ yazı başlığındaki sözcüklerin anlamından başkaca ilişki yok gibi... Şeytan dürttü ya.. Kimi ilişkilendirmeleri, demokrasi, değerler, kavramlar, algılamamızdaki sapmaların boyutlarını sorgulamanıza açmak için kurmak istiyorum; şekil üzerinde günümüz demokrasisi, sivil toplum örgütlenmeleri akıl almaz gelişme kaydetti, AB uyumu için sayısız yasal, anayasal değişiklik yaşandı, üstüne üstük komünist tehdit kalkınca, sol tabu olmaktan çıktı.. falan... Günümüzde yükseköğrenim gençliğinin tümünü kucaklayacak, hele de demokratik seçimle oluşmuş, toplumsal yaşamda etkinliği olan bir gençlik örgütünün varlığını unutun, algılaması yok. En hoşgörülü yükseköğrenim kurumlarında olsa olsa kimi kültürel etkinlikler yapabilen öğrenci kulüpleri olabiliyor ancak. Onların da çoğunluğu mezun olacak gençlerin iş bulma kaygılarına yönelik ilişkilerde, işveren örgütleriyle işbirliği ağırlıklı toplantılar yapmanın peşindeler. Gençlik algılamasında sadece radikal gruplaşmaların ürünü baltalı çatışmalar, suç eylemleri, bir de kitle için siyasal, toplumsal yaşamın dışında kalma var. Bilimsel verilerle insanın en idealist yaşlarında olanlar, demokrasi, toplumsal yaşam çarklarında belirleyici olmayı unutun, katkıda bulunamaz, kendilerini ifade edemez konumdalar... Demokratik rejimlerin olmazsa olmaz kurumları, gerçek STK’leri olması gereken işçi sendikaları, demokratik kitleler açısından durum ne? Kayıtsızı daha çok, kayıtlısı birkaç milyonla sayılan işçilerimizin sendikaları, anlı şanlı özel sektörümüzün tamamında 250 bin civarında üyeyle temsil ediliyorlar. Toplu pazarlık düzeni kâğıt üstünde var. Zaten durmadan üye kaybeden işçi sendikalarımızın en büyükleri, moral değerler olarak da tükenmiş, ortalıkta gözükmüyorlar. En yaşamsal tartışmalarda bile sesleri solukları çıkmıyor. Yasalar gereği üyeleri korunduğu için sözde meslek örgütleri, odalar biraz daha üye temsil niteliği taşıyorlar. Ancak onların da doktorları, mühendismimarları, esnaf kitlelerini temsil edenlerini STK olarak ciddiye alan siyasi irade yok. Varsa yoksa mezhep, tarikat, Soros fonları ile beslenenler, bir de işveren örgütleri gözde. Herkes topu topu 250 bin sendikalı işçi çalıştıran en büyük işletmeleri temsil eden TÜSİAD’ın, çoğunluk işçisini kayıt dışı çalıştıran işveren meslek örgütleri sanayi, ticaret odalarının ne dediklerine kulaklarını açmış. Çünkü STK adına dikkate alınan, söz söyleyecek başkaca etkin, ayakta kurum yok. İktidar, muhalefet partileri ne yapıp ne yapmayacaklarını onlara soruyorlar. Ve dün günlerdir merakla beklenen TÜSİAD toplantısından Erdoğan Hükümeti gerek AB, gerekse seçime ilişkin politikalarında tam destek aldı. Şaka gibi Başbakan Erdoğan hiçbir sözü, STK etkinliği, iddiası olmayan işçi sendikası toplantısına katılmayı seçmişti. Halkımız, bu garip demokrasi pazarlaması, yanlış adres oyununa gerçekten ne diyor? Yutuyor mu? soner?cumhuriyet.com.tr Abdullah Gül AB’ye çattı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB’nin “vizyon eksikliği, kafa karışıklığı” içinde olduğunu belirten Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, “Bunun geçeceğine inanıyorum” diye konuştu. Türkiye’nin tarama sürecinin başarılı geçtiğini ifade eden Gül, “Eksikliklerimizi gidermede nelerin yapılacağı belli, siyasi irade bunun arkasında olduğu sürece, süratli şekilde bunları yapacağız. Gerektiğinde bu fasılların açılıp kapatılmasını kendimiz bile yapabiliriz” açıklamasını yaptı. Gül’ün AB’yi eleştirdiği YİK toplantısında iş dünyası, ortak görüş çıkmadığı için siyasilere yüklendi. ‘Önemli olan AB’nin devamı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, Kıbrıs’taki çözümsüzlükle yakından ilgili olan limanlar sorununun arkasına gizlenen birkaç AB ülkesinin, süreci yavaşlatma veya yönünü değiştirme politikalarına teslim olduğunu, AB’nin orta vadeli bir perspektif içinde değerlendirilmesi gereken bir süreç olduğunu söyledi. Sabancı, “Bizim için önemli olan, sürecin devam etmesidir’’ diye konuştu. AB karşıtı görüşleri “Bize göre en rahatsız edici görüntü, Türkiye’nin sürecin en kritik anında tek ses olarak konuşamamış olmasıdır” diye eleştiren Sabancı, bu durumun siyasi sorumluluğu sırtlamış olan hükümetin manevra alanını daralttığını belirtti. Sabancı, “Türkiye’nin AB üyeliği politikası ne Kıbrıs sorununa ne de mevzuat uyumuna indirgenebilecek bir olgudur. Bir cumhuriyet idealidir, ulusal bir projedir’’ diye konuştu. Sabancı, hükümetin laiklik konusundaki tutumunu eleştirerek “Hükümet, ülkede zaman zaman tedirginlik yaratan konuların gündemi işgal etmesine engel olmalıdır. Toplumun geniş kesimlerinde laiklik konusunda kaygı uyandıran kimi çıkışların yarattığı atmosfere bir de kamu yönetiminde liyakat ve becerinin ikinci plana atıldığı görünümünü veren kadro seçimleri eklendiğinde, ortaya sıkıntı verici bir tablo çıkmaktadır” dedi. ‘Lanet olsun demeyeceğiz’ AB’de hissedilen temel sorunların başında “vizyon eksikliğinin” geldiğini dile getiren Gül, bu eksikliğin AB’nin öteden beri sahip olduğu yumuşak güç faktörünü önemli ölçüde zayıflattığını ifade etti. “AB kendi gücünün farkında olmayacak kadar kafa karışıklığı içinde. Bu zihin bulanıklığı içinde AB’nin başta Kıbrıs olmak üzere çeşitli bahanelerin arkasına saklanarak, ilişkilerimizin özü ve ruhuyla bağdaşmayan bir yaklaşım sergilemesini kabul etmemiz mümkün değil. Ama ne küsme ne de ‘Lanet olsun, sizinle bundan sonra beraber olmayacağız’ deme noktasında da değiliz” dedi. C E VA H İ R , M A R K A L A R I Ü Z D Ü Ekonomi Servisi Cevahir Alışveriş Merkezi’nde yaşanan iki ölüm olayı ile bir kız çocuğunun dövülmesini kınadıklarını söyleyen BMD Başkanı Ali Murad Kızıltaş, merkez yönetiminin profesyonel kadrolara bırakılmasını istedi. Kızıltaş, alışveriş merkezi yönetmenin ciddi bir uğraş olduğunu belirterek “Her önüne gelen, profesyonellerin yapması gereken işi amatörce üstlenmeye kalkarsa Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki gibi üzücü ve tasvip edilemeyecek sorunlar yaşanır. Bundan da markalarımız ve perakende sektörü zarar görür” dedi. Kızıltaş, Cevahir’de bir hafta içinde yaşanan iki ölüm olayının ve bir kız çocuğunun güvenlik görevlilerince acımasızca dövülmesinin beceriksiz ve kötü alışveriş merkezi yönetimi için örnek oluşturduğunu ifade etti. TURKCELL SUUDİ A R A B İ S TA N Y O L C U S U Ekonomi Servisi Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ, Suudi Arabistan’da üçüncü mobil iletişim ihalesine teklif verilmesini kararlaştırdı. Turkcell’den İMKB’ye yapılan açıklamada, şirket yönetim kurulunun önceki günkü toplantısında, Suudi Arabistan’da gerçekleştirilecek olan üçüncü mobil iletişim ihalesine katılmak amacıyla gerekli çalışmaların yapılarak teklif verilmesine karar verildiği belirtildi. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle