14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Duceyl davasından yargılanan Irak’ın devrik lideri, asılarak idama mahkum edildi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Saddam’a ölüm cezası ? Irak’taki mahkeme, ABD’deki Kongre seçimine 2 gün kala Saddam Hüseyin için idam kararı verdi. Saddam Hüseyin, kararın açıklanmasının ardından ‘‘Yaşasın Irak ve halkı, kahrolsun hainler’’ diye bağırdı. Devrik lider, halka mezhep kavgasından uzak durmaları çağrısı yaptı. Dış Haberler Servisi Irak’ın devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, yargılandığı Duceyl davasında insanlığa karşı suç işlemekten ölüm cezasına çarptırıldı. Mahkeme, cezanın asılarak infaz edilmesine karar verdi. Davanın ABD’de yarın yapılacak Kongre seçimlerinden hemen önce sonuçlanması dikkat çekerken Beyaz Saray, ‘‘Irak adaleti bağımsızdır’’ açıklaması yaptı. Karar duruşması öncesinde davadan idam kararı çıkacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Duruşma başlamadan önce Beyaz Saray’dan yapılan açıklama ise dikkat çekti. Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, ABD’li ve Iraklı yetkililerin, karar duruşmasının, Cumhuriyetçilere bir ivme kazandırmak için dün yapılması konusunda anlaşıp anlaşmadıklarının sorulması üzerine, ‘‘Irak adaletinin seçim öncesinde bize bir sürpriz hazırlamakta olduğunu mu söylemek istiyorsunuz? Irak adaleti bağımsızdır’’ yanıtını verdi. Duruşmada diğer sanıkların cezaları da kesinleşti. Eski Devrim Mahkemesi Başkanı Avad Hamid el Bender ile eski istihbarat şefi Barzan el Tikriti’nin idam cezaları da asılarak infaz edilecek. Eski Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan’a yaşam boyu hapis cezası verilirken Baas partisinin eski yetkilisi Muhammed rumla, ülkem ve Arap ulusuyla gurur duyarak öleceğim, ancak Amerikalı işgalciler yenilgiyle çekilecekler’’ dediğini kaydetti. Devrik lider, ‘‘Gelecek yıllarda kan gölleri göreceğiz. Bu, Vietnam’ı geride bırakacak’’ dedi. Laiklik, Sömürü ve Türkiye Türkiye Cumhuriyeti dinî, iktisadi, siyasi sömürüye ve işgale karşı kurulmuş bir devrim hareketidir. “Din ve devlet işlerinin ayrılması” olarak basit bir biçimde tanımlayanlara rastlansa da laiklik, özünde “egemenliğin kayıtsız şartsız milletin elinde bulunduğu” bir düzeni gerektirir. Laiklik ancak iktisadi, siyasi ve kültürel sömürünün geçerli olmadığı bir ortamda sağlanır. Bir ülkede iktisadi, siyasi ya da kültürel sömürü varsa o toplum hiçbir zaman laik bir toplum olamaz. Sömürgeci devletler halkın iktisadi, siyasi ve kültürel egemenliğini ellerinden almışlarsa o ülke laik değildir. Yüzeysel ve biçimsel, göstermelik bir laiklik söz konusudur. Laiklik, halkın egemenliğinin Tanrı’dan, dinden ayrı ve bağımsız olarak bulunması demektir. Laikliğin özünde “halkın egemenliği” vardır. Halkın egemenliği ne dinî ne de iktisadi ve siyasi odaklar tarafından elinden alınamaz. “Halkın egemenliği üzerinde dini otoritelerin etkisi ortadan kaldırılmış; ancak iktisadi ve siyasi sömürü varsa laiklik biçimseldir”. Aynen biçimsel ve göstermelik demokrasilerde olduğu gibi. ABD Başkanı Bush’a seçim armağanı Tunuslu avukat Ahmed Seddik, ‘‘Bu karar, ABD Başkanı’na karşılaştığı seçim zorluklarını aşmasına yardım etmek için bir hediyedir’’ dedi. El Duleymi, Hüseyin’in mahkemenin kararını bildirmesinden önce kendisine gönderdiği mesajda Iraklılara ‘‘birlik’’ çağrısı yaptığını söyledi. Devrik lider halkına ‘‘mezhep şiddetinden kaçınmaları’’ ve ‘‘işgalcilerden intikam almamaları’’ çağrısında bulundu. Yüksek Ceza Mahkemesi YargıcıRaid Cuhi, sanıklar için temyiz sürecinin bugün otomatik olarak başlayacağını açıkladı. Cuhi, ‘‘Temyiz süreci 30 gün sürüyor. Temyiz dairesininse karar vermek için belli bir zaman sınırlaması yok’’ dedi. Temyiz talebi, dava sürecinde bir hataya ya da bir kanunsuzluğa dayandırılarak Yargıtay’a götürülebiliyor. Temyiz dairesinin karar vermek için belirli bir süresi bulunmuyor. Temyiz dairesinin mahkemenin verdiği kararı onaması durumunda, cezalar 30 gün içinde infaz ediliyor. İdam cezalarının infazı için, kararın devlet başkanı ya da yardımcılarınca imzalanması gerekiyor. Başsavcı Cafer el Musavi de Hüseyin’in istediği gibi kurşuna dizilmeyeceğini, asılacağını söyledi ve ‘‘Cezaların idam mangası tarafından infaz edilmesi, sadece askeri mahkemeler tarafından verilen kararlarda uygulanır. Saddam’ın işlediği suçlar askeri değil, sivil’’ dedi. Birleşik kaplar gibi... Ulusun egemenliğinin dinî, iktisadi ve siyasi sömürülerden “kurtarılması ve arındırılması” gerekir. İktisat, siyaset ve din (kültür) halkın egemenliği açısından, bir bütün olarak düşünülmek zorundadır. Sömürü, “dinde, iktisatta ve siyasette” bütünlük gösterir. Bir toplum iktisadi sömürü altındaysa dinî sömürü kaçınılmazdır. Laiklik ve halk egemenliği özdeşleşmiş kavramlardır. ABD bu nedenle 24 Ocak 1980 kararları ile 12 Eylül 1980 askeri darbesini “bütünleştirmiştir”. İktisadi ve dinî sömürü birlikte ve aynı çatı altında yürütülmüştür; generalleriyle, Özal’ıyla, Demirel’iyle ve Amerika’sıyla operasyon bütünleştirilmiştir. 1990 sonrasının “yeni sömürgecilik düzeninde” dinî, siyasi ve iktisadi sömürü tam bir şeytan üçgeni oluşturmuşlardır. Mübaşir, sloganlar atan Saddam Hüseyin’i kolundan tutarak susturmaya çalıştı. (AP) Azzam el Ali beraat etti. Taammüden adam öldürmek ve işkence yapmakla suçlanan eski Baas partisi yerel yöneticileri Abdullah Kahim Rueyd, oğlu Mazhar Abdullah Rueyd ve Ali Daeh Ali ise 15’er yıl hapis cezalarına çarptırıldı. ta bekletilen Saddam Hüseyin güvenlik görevlilerine, ‘‘Kolumu bükmeyin’’ diye bağırdı. Karar okunurken yumruğunu kaldırarak yargıca bağıran Saddam Hüseyin mahkemeye, yargıca ve ABD işgaline karşı çıktı. Kararın sonunda tekbir getiren devrik lider, ‘‘Yaşasın Irak, yaşasın Irak halkı, kahrolsun hainler!’’ diye bağırdı. Duruşma sırasında, savunma avukatlarından eski ABD Adalet Bakanı Ramsey Clark salondan atıldı. Savunma ekibinin başındaki avukat Halil el Duleymi, Saddam’ın ‘‘korkusuzca, onu ‘Kolumu bükmeyin’ diye bağırdı Hüseyin, Başyargıç Rauf Abdürrahman’ın, karar açıklanırken ayağa kalkması talebini reddetti. Bunun üzerine iki mübaşir tarafından ayağa kaldırılan ve karar okununcaya kadar ayak AKP, din ve sömürü HÜKÜMET MEMNUN Talabani’den yorum yok Dış Haberler Servisi Irak devrik devlet başkanı Saddam Hüseyin’in ölüm cezasına çarptırılmasının ardından Irak Başbakanı Nuri el Maliki, kararın, ‘‘karanlık bir dönemin’’ sonunu işaret ettiğini söyledi. Şii El Maliki, ‘‘Karar, karanlık bir dönemin sonunu işaret ediyor’’ dedi. ‘‘Kararın, Duceyl’deki ailelere ve diktatörün adaletsizliğine maruz kalanlara adalet götürdüğünü’’ kaydeden El Maliki, ‘‘Saddam Hüseyin’in idama mahkum edilmesi, bu ülkenin tarihindeki karanlık bir dönemin sonudur, demokratik ve özgür bir Irak’ta yeni bir dönemin başlangıcıdır’’ diye konuştu. Devlet Başkanı Celal Talabani, mahkemenin adil olduğunu, ancak karar hakkında yorum yapmayacağını söyledi. Talabani, ülkesinde gerilim yaratacağı endişesiyle mahkeme kararı hakkında yorum yapmayacağını belirterek ‘‘Irak adliyesinin bağımsızlığına saygı göstermeliyim, çünkü benim yorumlarım durumu etkileyebilir’’ dedi. Koalisyon: Beklenen karardı Hükümet, kararı ‘‘beklenen karardı’’ şeklinde değerlendirdi. Şiilerin liderliğindeki koalisyon hükümetinin sözcüsü Ali el Dabbag, ‘‘bu kararın Saddam’ın hak ettiğinden az olduğunu, çünkü suçlarının daha büyük olduğunu ve daha başka bir cezanın mümkün olmadığını’’ söyledi. Kürt Başbakan Yardımcısı Berham Salih, mahkemenin profesyonel ve adil olduğunu kanıtladığını ve Saddam’a Irak halkı karşısında 35 yıldır inkâr ettiği adaletin verildiğini ifade etti. On binlerce Sünni Tikrit’te sokaklara dökülerek Saddam Hüseyin’in ölüm cezasına çarptırılmasını protesto etti. (Fotoğraf: AP) Sünnilerden intikam yemini Mezhep kavgasının giderek şiddetlendiği Irak’ta Sünniler Saddam Hüseyin için verilen idam kararını büyük bir öfkeyle, Şiiler ise sevinçle karşıladı. Dış Haberler Servisi Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’e Duceyl davasında ölüm cezası verilmesi üzerine sokaklara dökülen Sünniler intikam yemini ederken, Şiiler kararı kutladı. Bağdat’ın Şii mahallesi Sadr’da, yasağa rağmen binlerce kişi sokaklara döküldü. Şiiler, kararı eğlenerek ve havaya ateş açarak kutladı. Şii lideri Mukteda el Sadr’ın posterlerini taşıyan kalabalık, ‘‘Saddam’ı asın’’ sloganları attı. Şii lider, kutlamaların barışçıl bir şekilde yapılmasını istedi ve Sünnilere karşı şiddet uygulanmasının ihanet olarak düşünüleceğini belirtti. Başkentin diğer Şii semtleri ve kentlerinde yapılan gösterilerde de olay çıkmadı. Saddam Hüseyin’in doğum yeri Tikrit’te ise sokağa çıkma yasağına rağmen silahlı Sünni direnişçiler otomobillerle geçit yaptı. Aralarında bazı polislerin de bulunduğu, Saddam Hüseyin’in resimlerini taşıyan kalabalık, kentin ana caddesinde yürüdü. Binlerce gösterici, ‘‘Saddam’ın intikamını alacağız’’ sloganı attı. Kalabalık, ‘‘İşbirlikçilere ve casuslara ölüm... Kahrolsun Bush ve ajanları... Direnişe evet... İşgalcileri kovmak dışında yol yok...’’ diye bağırdı. Sünni kenti Havice’de kararı protesto eden göstericiler, Bush’u ve işbirlikçi yönetimi suçladı. Dava öncesinde de ülkede gerginlik arttı. Bağdat’ta Sünnilerin yaşadığı Azamiye Mahallesi’nde çatışma çıktı. Anayollarında kontrol noktaları oluşturulan başkent ve çevresindeki 3 bölgede 12 saatlik sokağa çıkma yasağı ilan edildi. ABD ordusu, Irak güçleriyle düzenlenen operasyonda Bağdat’ta 53 direnişçiyi öldürdüklerini duyurdu. Bağdat’ta 1 ABD askeri öldü. 2000’li yıllarda Türkiye’nin, AKP ile birlikte “laiklikten uzak bir yapıya götürülmesine karşı çıkanlar”, iktisadi ve siyasi sömürüye de karşı çıkmak zorundadırlar. Sadece, “AKP bizi laiklikten uzaklaştırıyor” demek yetmez; bu göstermelik bir ifade olur. Cumhuriyet, sosyal devlet, demokrasi ve Atatürkçülük kavramlarını, “sadece laiklik sınırları içinde algılamak’’ yanlıştır. İktisadi ve siyasi sömürüye karşıyız, Dinî sömürüye karşıyız, laikliği (ve Cumhuriyeti) korumak istiyoruz söylevleri, “birlikte ortaya kondukları zaman” anlam taşırlar. İktisadi ve siyasi sömürüye karşı çıkmadan laiklik savunulamaz. Çünkü Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti laik kimliği ile birlikte, “antiemperyalist bir kimliğe” sahiptir. Cumhuriyet’in iktisadi ve siyasi sömürüye karşı duran kimliğinden söz etmeden sadece laik kimliğini vurgulamak, bir masayı dört ayak yerine bir ayak üzerine tutmaya benzer; ayakta duramaz, yıkılır. Çünkü iktisadi ve siyasi sömürü varsa, “dinî sömürü de onun ayrılmaz bir parçası olacaktır”. ABD ve AB, Ortadoğu’yu iktisadi olarak denetimleri altına almaya çalışırken, Sünniler ile Şiiler arasında çatışma çıkararak din sömürüsü yapmıyorlar mı? Türkiye’de, “işbirlikçi köktendincilerle, yoğun işbirliği içine girerek’’ iktisadi ve siyasi çıkar elde etmiyorlar mı? “Sünni ayrımcılığı”, TSK’nin Lübnan’a sürülmesi için kullanılmıyor mu? Din, iktisat ve siyasette sömürü, birleşik kaplar gibi çalışır. Gerçekten laik olmak için her şeyden önce sömürüye karşı durmak gerekir... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali RUMSFELD’İN ESKİ DANIŞMANI DUCEYL SALDIRISI ABD Kürtlere ihanet etmeyecek Haber Merkezi ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve 2004’teki lrak Geçici Koalisyon Yönetimi Danışmanı Michael Rubin, Kürtler ile ABD yönetiminin yakın müttefik olduğunu belirterek ‘‘KürtAmerikan ilişkileri ortak çıkarlara dayanmaktadır. ABD Kürtlere ihanet etmeyecek’’ dedi. Amerikan Girişim Enstitüsü akademisyenlerinden, eski lrak Geçici Koalisyon Yönetimi danışmanı Rubin, Kürtlerin 1975 yılında uğradığı Amerikan ihanetinin tekerrür etmeyeceğini, ittifakların da sonsuza kadar olmadığını savundu. Kürtleri ABD’nin yakın müttefiki olarak nitelendiren Rubin, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin lideri olduğu Kürdistan Yurtsever Birliği’nin resmi yayın organı Kurdistani Nwe gazetesine konuştu. Michel Rubin, ‘‘Kürt ABD ilişkileri ortak çıkarlara dayanmaktadır. Kürdistan, (Kuzey Irak) istikrarlı ve güvenli bir bölgedir. Kürtlerle böylesi bir ittifak geliştirmek Amerika’nın çıkarınadır. ABD Kürtlere ihanet etmeyecek’’ dedi. Rubin, Amerika yönetimi güçlerini lrak’tan şu an çekmesi halinde, teröristlere doğrudan zafer davetiyesi çıkarılacağını anlatırken, ‘‘ABD şu aşamada güçlerini lrak’tan çekerse, bölge felakete sürüklenir. Meydan teröristlere kalır ve şiddet tırmanır. Teröristler böylece Ortadoğu’yu tümden tehdit eder’’ diye konuştu. Olayları suikast girişimi tetikledi Dış Haberler Servisi Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in ölüm cezasına mahkum edildiği Duceyl davasına konu olan olay, Saddam’a 1982’de suikast girişiminde bulunulmasıyla başladı. Duceyl’e 8 Temmuz 1982’de gelen Saddam’ın konvoyuna halk arasından ateş açıldı. Saldırıdan sonra ordu helikopterleri vatandaşlar üzerine ateş açtı. Yüzlerce kişi tutuklandı, bir kısmı idam edildi. Davada Saddam, 148 Şii’nin ölümünden sorumlu tutuldu. Saddam Hüseyin, 1 Mart’taki duruşmada, köyde kendisine suikast düzenlendiğini anımsatarak ‘‘50 metre öteden üzerimize kurşunlar yağdı’’ demişti. Saddam, ‘‘Devlet Başkanı’na saldırmak suçtur. Bu suçu işleyenleri yargıya sevk etmek suçsa, beni yargılayın’’ diye konuşmuştu. Saddam hakkındaki diğer suçlamalar şöyle: 1 Saddam Hüseyin, Irak ordusu Kuveyt’ten çıkarıldıktan sonra, 1991’de güneydeki Şii ayaklanmasını kanlı bir biçimde bastırmakla suçlanıyor. 2 Ordu, İran savaşı sırasında Halepçe’ye kimyasal bomba atmakla suçlanıyor. 3 Enfal olayı: 19871988’de rejim tarafından savaş zamanında bir ayaklanmanın bastırılması olarak nitelendirilen Enfal operasyonu yüzünden Saddam Hüseyin ve aralarında bakanların da bulunduğu eski yetkililer, Kürtlere ‘‘soykırım’’ uygulamaktan sorumlu tutuluyor. 4 Saddam Hüseyin, 1993’te Barzani aşiretinden 8 bin kişinin öldürülmesinden de sorumlu tutuluyor. Washington yönetimi, Irak’ta bundan sonra yeni bir dönemin başladığını belirtti İşgalciler karara çok sevindi Dış Haberler Servisi Irak’ı Mart 2003’te işgal eden ABD ve yakın müttefiki İngiltere, devrik lider Saddam Hüseyin’in ölüm cezasına çarptırılmasını memnuniyetle karşıladı. Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, kararı, ‘‘Irak halkı için güzel bir gün’’ şeklinde değerlendirdi. ABD’nin Irak Büyükelçisi Zalmay Halilzad, kararın ‘‘Irak’ta özgür bir toplum kurulması doğrultusunda önemli bir dönüm noktası’’ olduğunu söyledi. Halilzad şunları kaydetti: ‘‘Ülke, hukuka dayalı özgür bir toplum kurulması doğrultusunda önemli bir adım atarken bugün Irak için önemli bir dönüm noktasıdır. Iraklıları zor günler bekleyebilir, ancak Saddam ve rejiminin defterini kapatmak daha iyi bir gelecek ve birlik için fırsattır.’’ İngiltere Dışişleri Bakanı Margaret Beckett, ‘‘Saddam Hüseyin ve diğer sanıkların adaletle yüzleşmelerini ve işledikleri suçlardan sorumlu tutulmalarını memnuniyetle karşılıyoruz’’ dedi. İran Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu sözcüsü Kazım Celali, ‘‘Savaş suçlusu ve tarihte eşi görülmemiş bir vampir’’ diye nitelendirdiği Saddam Hüseyin’e ölüm cezası verilmesinin kendisi için büyük bir mutluluk kaynağı olduğunu söyledi. Fransa Dışişleri Bakanı Philippe DousteBlazy, idam kararının Irak’ta yeni gerginliklere yol açmamasını umduğunu açıkladı. DousteBlazy, Fransa’nın ölüm cezasının kaldırılmasından yana tavır koyduğunu da anımsattı. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt Saddam Hüseyin’in işlediği suçların hesabını verecek olmasına sevindiklerini, ancak Irak’ta ölüm cezasının yeniden uygulanmasına üzüldüklerini kaydetti. İrlanda, hem hükümetin hem de AB’nin ölüm cezasına karşı olduğunu belirtti. AF ÖRGÜTÜ: MAHKEME BAĞIMSIZ DEĞİL Uluslararası Af Örgütü, Saddam Hüseyin ve 2 yardımcısının Duceyl katliamıyla ilgili olarak yargılandığı davanın karar duruşmasında idama mahkum edilmesini kınadı. Örgütün Ortadoğu ve Kuzey Afrika programının sorumlusu Malcolm Stuart, ‘‘Bu dosya, mahkemenin yetkinliğini tartışmaya açan ciddi boşluklarla dolu’’ dedi. Stuart, ‘‘Bu dava, uluslararası ölçütlerle uyum içinde olmalı, Irak’ta yasaların üstünlüğüne ve adaletin tesisine katkı sağlamalı ve Saddam rejimi tarafından yapılan insan hakları ihlallerinin sorumluluğunu ve gerçeği ortaya koymalıydı’’ dedi. Malcolm Stuart, siyasi müdahalelerin mahkemenin yansızlığına ve bağımsızlığına zarar verdiğini vurguladı. İsrailli asker tehdit altında ? GAZZE (AA) İsrailli asker Gilad Şalit’i kaçıran Filistinli grupların temsilcisi, İsrail’in saldırılarının Şalit’in hayatını tehlikeye attığını açıkladı. Şalit’in kaçırılmasını üstlenen üç gruptan biri olan Halk Direniş Komiteleri sözcüsü Ebu Mücahit, ‘‘Askeri öldürmek niyetinde değiliz ama İsrail’in saldırıları onu ölümle tehdit ediyor’’ dedi. CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle