27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 15 Zoşçenko, Çehov’un anlatı mirasını sonraki kuşaklara taşıyan önemli bir öykücü Saldırganlık, salaklık, ironi BELLEK KUTUSU: “Salaklar, yani saçmalık üreticileri de, ürünlerinin tutunduğu ölçüde büyüyeceklerini bildiklerinden, bu durumu hiçbir zaman gözden uzak tutmaz, ürünlerini alıcılarına göre biçimlendirir, alıcılarını da, olanakların elverdiği ölçüde, ürünlerine göre yönlendirirler. Belki de bu yüzden, bu sıkı bağımlılık sonucu, saçmalık başka ürünlerde hiç bulunmayan bir özellik sunar: tüketicisi kendini üretici sanır. Salaklığın ölümsüzlüğü de öncelikle bundan kaynaklanır.” Tahsin Yücel oşçenko’yu severim. Çöküş dönemi Z Rusyası’nın ortaya çıkardığı zamansal gerçeklik duygusunu incelikli biçimde yazıp anlatan, Çehov’un anlatı mirasını sonraki kuşaklara taşıyan önemli bir öykücüdür. Öykülerinde derinlikli sezgisel bakışın yansılarıyla biçimlenen ironik anlam yatar. İnsanlık durumlarını ele alıp yansıtırken, komik olanı değil, çelişkiler yumağında var olan gerçekliğin dilini kurması, onun öyküsünde öne çıkan tözdür. Belki de, bizim kara mizah dediğimiz şeyin biçimlenmesinde en etkili, hatta öncül yazar olmasını buna vermek gerekir. Mizahı toplumsal çelişkilerin var ettiği bir gerçektir. Ama bunun biçimlenmesinde yazarın duruşu, kavrayış yeteneği, tanıklık ettiklerinden çıkarsayıp biçimlendirdikleri önemlidir elbette. Bu dönemeçte alay ile ironiyi ayıran derin çizgiyi görmek kaçınılmaz. Gündelik yaşamın her ayrıntısında olagelen durumların ele alınıp değerlendirilmesini sunmanın ya da bunlar üzerine sözler üretirken “komik” / "trajik” olanı seçip buluşturmanın ironi gerçeğini doğuramayacağını bilmek gerekir öncelikle. İroniyi var eden; yaşamsal akış içinde biçimlenen duruma anlam yüklemek değil, oradan çıkarsanılananlarla yeni bir anlatım/duyuş birliği kurmaktır. Ötesi; sürekliliği olan, karşılığını da insaninsan çatışmasında bulan bir gerçeklik durumunun ortaya çıkarılışıdır. Bu da gözleyen, tanık olanın bakış açısının donanımı, sezgisel zekâsının duruşu ile ilgilidir. Olagelen durumları basitleştirmek, yapaylığın ötesinde, algı gücünün zayıflığını gösterdiği gibi anlatılmak/dile getirilmek istenenin aslında “komik”lik olduğunu ortaya koyar. Böylesi bir ifadeyi, anlatımı, dile getirişi “ironi” diye nitelendiremeyiz. Gazetecilikte yinelenen bir söz vardır: Köpek insanı ısırırsa haber olmaz, ancak inolduğunu açıklamaya çalışıyordu telefonda. Bana saldıran seksenlik bir adamı pekâlâ dövebilecekken bunu yapmayıp çıkıp gitmiştim. Bu trajik durumdan vazife çıkaran bir kalemşor, kendince döktürüp duruyordu. Buna alındığım için aramamıştım editörü, yapılan hezeyanı hoş göstermenin yanlışlığının altını çizmek istemiştim yalnızca. O ise, ısrarla bunun “ironi” olduğunu söylüyordu. YAPITININ AYRILMAZLIĞI O sabah, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki dersimde öğrencilerime sanatçı ile yapıtı arasındaki ilişkiyi anlatmış, onu daha çok yapıtında bulmanın doğruluğunu tartışmıştık. Ama söz dönüp dolaşıp gene şu ikileme gelmişti: Sanatçı ile yapıtının ayrılmazlığı, birinin ötekini bütünlediğine. Birinde nasıl duruyorsa ötekinde bunun yansısını görürüz, sonuçta ayrılamaz bütündür. Bu seksenini aşan, geçmişte yazdıklarıyla övünerek ortada dolaşan adam; her türlü hezeyanını göstermesine olanak tanıyan ortamda kendisine bir alan açmış, insanların da buna katlanmasını/inanmasını istemiş. ‘Ben şuyum, ben buyum’, diyerek gölgesine sığınmak istediği “büyük şair”lik edasının yoksulluğunu bilen bilir. Sığındığı üç beş “sol” söylemin efendisi gibi kendini görüp ortalara salması, şuna buna sataşıp günün nevalesini toplama arsızlığını ise “şiir çınarı” gibi algılamak salaklık değil de nedir? Şişkin egolarla ortalarda gezinip bir alkol mumyası gibi soluyarak, saldırganlık edalarına bürünerek ne şairlik olur ne de solculuk. Hele hele insanlık çarşısında ise yeri olamaz böylelerinin. Onun bu saldırganca tutumlarını ironik olarak görüp yazan anlatanların salaklıklarına ise diyecek sözüm yok. Al birini vur öbürüne. Her türlü salaklıktan kendilerine ekmek çıkartmak artık gazetecilik, hatta “köşe yazarlığı” hüneri sanılıyor Dönüp bakınca, böylesi bir ortamda soluk almamanın ne denli doğru, bunlarla düşüp kalkmamanın, bir virüs gibi aramızda dolaşıp kendilerine “büyük” yazar/şair/gazeteci yaftası takıp gezenlerin sofrasında hiç işimin olmamasının ne denli yerinde olduğunu görüyorum sevgili okurum. ALTINOK KARDEŞLERİN KİTABI ‘KARANLIĞIN RENGİ BEYAZ’ ‘Biz birer bireyiz ve mutluyuz’ ŞAHİZER SAMUK SANATÇI İLE KUMA ÖNERİLERİ: ? Mihail Zoşçenko: Çarın Çizmeleri, Çev.: Hasan Ali Ediz, 1970, Altın Kitaplar Yay., 443 s. ? Nâzım Hikmet: 835 Satır, Şiirler:1, 1988, 243 s. ; Benerci Kendini Niçin Öldürdü?, Şiirler: 2, 1988, Adam yay., 277 s. ? Melih Cevdet Anday: Rahatı Kaçan Ağaç, Toplu Şiirler:1, 1998, 343 s.; Ölümsüzlük Ardında Gılgamış, Toplu Şiirler: 2, 1998, Adam Yay., 326 s. ? Tahsin Yücel: Salaklık Üstüne Deneme, 2000, YKY, 164 s. ? Hilmi Yavuz: Budalalığın Keşfi, 2002, Can Yay., 115 s. san köpeği ısırırsa haber olur. Her iki durumun ne komik ne de ironik yanı var! Olsa olsa trajiktir. Ama her iki durumdan “komik”lik çıkarılabilir. Ki; bu da suda sabun köpüğü gibidir. Sözü asıl şuraya getirmek istiyorum: Geçtiğimiz hafta İstanbul’daki TÜYAP Kitap Fuarı’nda, bir yazar dostumla fuarın bir salonunda oturup konuşurken bir “şair”in saldırısına uğradım. Seksenini aşmış bu adam, nice zamandır, elinde sopasıyla köyün deli kavalcısı olarak ortada dolaşıp insanları “taciz” edip duruyordu. Birkaç yerde de bu tür davranışlarına tanık olmuş, yanından uzaklaşmıştım. Genç kız, kadın, küçük büyük demeden herkes onun tacizine hedefti. Neymiş efendim; ‘o büyük bir şairmiş, gelince herkes önünde elpençe divan durup, her istediğini yapmalıymış!’ Öylelerine gösterecek yüzüm, verecek selamım olmadığından, bulunduğumuz yere girince yüzümü çevirdim. Sen misin bunu yapan... Bir çoban edasıyla sopasıyla üzerime yürüdü. Tam bir hezeyan! Daha fazla bulaşıp elimi kirletmemek için çıkıp gittim. Öfkemi sabrıma esir ettim anlayacağınız. Birkaç gün sonra bir gazetenin dedikodu köşesinde şu satırlar çıkıyor karşıma: “Yaşı sekseni aşan şiir çınarı, pazartesi günü başarılı bir performansa imza attı. Önce VIP salonunda kendisine selam vermediği gerekçesiyle Feridun Andaç’ı bastonuyla dövdü.” Yapılan saldırının “dövmek” olduğunu algılayan gazetenin sayfa editörü; “dövmek”le “saldırmak”ın ne olduğunu bilmediğinden olsa gerek; bunun ironik bir durum O SEZGİSEL ZEKÂNIN DURUŞU 25. İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı'nda Levent Soroptomist Kulübü Derneği’nden Şeküre Sucu ve Tijan Yalnız’ın desteğiyle ve Meslek Kadınları Derneği katkısıyla Laika Yayınları’ndan çıkan “Karanlığın Rengi Beyaz” adlı kitabın yazarları KerimSelim Altınok'un imza günü yapıldı. Kitap, üç yaşından itibaren görme yetilerini yitiren, lise eğitimleri sürecinde tamamen kör olan KerimSelim Altınok kardeşlerin yaşamöykülerini konu alıyor. Kerim Altınok, kitabı yazmalarının iki amacı olduğunu açıkladı. Altınok, ilk amaçlarının tüm dünyada yanlış algılanan görme engellilerin doğru algılanmasını sağlamak olduğunu söyledi. Engelli olmanın burukluk yaratan bir olay olmadığını göstermek istediklerini belirten Altınok, “Biz ise birer bireyiz ve mutluyuz” dedi. Kitabın ikinci amacının ise çocukları engelli diye umutsuzluğa kapılan ailelere manevi destek vermek olduğunu belirtti. ‘Karanlığın Rengi Beyaz' ‘Kör kimdir ve kim değildir' gibi sorulara cevap arıyor ve bu sorunun, kitabın adıyla olan ilişkisini Selim Altınok şöyle açıklıyor: “Görme engellilerin hayatı karanlık gördüğü ve bu yüzden de üzgün olduğu doğru değildir. Eğitim olanaklarını zorlayan biri hayatı kendisi için güzel hale ge tirebilir. Bunun yanı sıra kokular, sesler ve diğer duyular sayesinde bir derinlik oluşur ve hayat tamamen karanlık algılanmaz.” Son yıllarda tercih edilen ‘kaynaşmış eğitim' türüyle engellilerle engelli olmayanların bir arada okuyabildiğini kitaplarında da dile getiriyorlar. “Bir yandan da 'kaynaşmış eğitim' ciddi bir yatırım gerektiriyor” diyor Selim Altınok. Onlara neden hukuk fakültesini tercih ettiklerini soruyoruz. Birçok görme engelli için o yıllarda hukukçuluğun popüler olduğunu belirtiyorlar. Hukuk fakültesini birincilik ve ikincilikle bitiren KerimSelim Altınok kardeşler, yüksek lisans diplomalarını aldıktan sonra ortalamalarının yüksek oluşundan dolayı doktoraya kabul ediliyorlar. 1992'de sona eren eğitim süreçlerinin ardından 2003'te emekli oluyorlar. Görme engelliler alanındaki çalışmalarına ağırlık vererek görmeyenler için sesli bilgisayar eğitim CD'leri hazırlayan, kurslarda eğitmenlik yapan ikiz kardeşler aynı zamanda Türkiye'deki ilk dijital sesli kütüphanenin de danışmanı oldular. Altınok kardeşlere göre, “tüm bu teknik gelişmeler de gösteriyor ki görme engelliler görebilenlerden daha çok kitap okuyor”. Amerika'da görme engelliler alanındaki incelemeleriyle de Türkiye'ye birçok yeniliği kazandırmaya çalışıyorlar. BAFRA CUMOK ÇAĞRISI ULUSAL BAĞIMSIZLIK VE AYDINLIK TÜRKİYE İÇİN TOPLANIYORUZ CUMHURİYET GAZETESİ OKURLUĞU (CUMOK) KONULU TOPLANTIMIZDA BİRLİKTE OLALIM. SEN GELMEZSEN BİR EKSİĞİZ. TARİH: 13 KASIM 2006 PAZARTESİ SAAT: 17.00 YER: EĞİTİMİŞ SENDİKASI İLETİŞİM: ONUR GÜNDÜZ 0505 316 44 92 0 535 925 36 35 www.cumok.org EYÜP BİRİNCİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI DOSYA NO: 2006/776 TALİMAT Birinci derece ipotek borcundan doIayı, ipotekli bulunan, EyüpRami MahaIlesi, Palabıyık Sokak’ta No: 6’da kâin, 51 pafta, 299 ada, 2 parselde inşa edilmiş Cengiz isimli apartmanda 36/457 arsa paylı, 15 No’lu meskenin tamamı açık artırmayla satışa çıkarılmıştır. İMAR DURUMU: Eyüp Belediye Başkanlığı’nın 21.04.2006 tarih ve 3034 sayılı imar yazısında, 51 pafta, 299 ada, 2 parselin, 17.12.2002 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Rami revizyon imar planında, bitişik nizamlı H: 12,50 metre irtifalı konut alanında kalmakta olduğu bildirilmiştir. TAŞINMAZIN HALİ HAZIR DURUMU: Satışa konu taşınmaz, EyüpRami Mahallesi, Palabıyık Sokak No: 6’da kâin, 51 pafta, 299 ada, 2 parselde inşa edilmiş Cengiz isimli apartmanda 36/457 arsa paylı 15 No’lu meskenin tamamıdır. 15 No’lu daire; köşe konumlu, 3 oda, salon, koridor; mutfak,banyo ve WC piyeslerinden oluşmakta olup, brüt 160 M2 alanlıdır.Yatak odasının birinde ebeveyn banyosu ve soyunma bölümüne yer verilmiştir. Duvarları sıvalı ve boyalı, tavanları kartonpiyerli, oda ve salon zeminleri laminat parke, ıslak hacimlerde seramik kaplamalı olurken; banyo ve WC duvarları tavana kadar seramik kaplamalı olup içinde küvet, klozet takımı ve lavabosu mevcuttur.Yine mutfakta tezgâh altı ve üstü ahşap dolapları yer almıştır.Taşınmazda elektrik, su, doğalgaz ve kat kaloriferi tesisatı mevcuttur. Dairede kaliteli malzeme ve işçilik kullanılmıştır.Taşınmaz yoğun iskân bölgesinde yer almaktadır: Bölgenin ticaret merkezinin üzerinde kurulu olduğu Reşadiye Caddesi’ne de yaklaşık 50100 m. mesafede konumlanmıştır. KIYMETLERİ : Bilirkişice 190.000,00 YTL kıymet takdir edilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI YERİ VE ZAMANI: 1) Birinci açık artırması Eyüp l. İcra Müdiîrlüğü’nde 05.01.2007 günü saat 14.00’ten 14.30’a kadardır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 60’ını ve rüçhan alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartıyla en çok artırana ihalesi yapılacaktır. Böyle bir bedelle alıcı ve talipli çıkmadığı takdirde satış 10 gün uzatılarak yine Eyüp l. İcra Müdürlüğü’nde 15.01.2007 günü saat 14.00’ten 14.30’a kadar ikinci açık artırması yapılacaktır. Bu artırmada da muhammen kıymetin % 40’ını ve satış masrafını, satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması şartıyla, en çok artırana ihalesi yapılacaktır. KDV alıcıya aittir. 2) Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye resmi satış bedelinden ödenir. 3) İpotek sahibi alacaklılarla, irtifak hakkı sahipleri, diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4) İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa, öncelikli teminat bedelinden alınacaktır. 5) Şartname 10.11.2006 tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6) Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları, 7) İşbu gayrimenkul satış ilanı, ilgililere tebliğ edilmek üzere, bilinen adreslerine gönderilmiş olup herhangi bir sebeple tebliğ edilemediğinde, tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. (Basın: 55128) Dosya No: 2005/2584 ESAS. Bir borçtan dolayı ipotekli olup satılmasına karar verilen; TAŞINMAZIN TAPU KAYDI VE YERİ : Kocaeli ili, Mehmet Ali Paşa Mah. 19.0.ı.c pafta, 1504 ada, 1 parselde kayıtlı; 5262,55 m2 alanlı 103 / 6424 arsa paylı F11 / 2 Blok 10 nolu bağımsız bölüm TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Bekirpaşa Belediye Başkanlığı’nın 27.05.2005 tarih ve 1874 /1812 sayılı imar durumu yazılarında; iskân sahasında bulunduğu parsel üzerinde binanın 1/3/1990 tarih ve 4 / 7 sayılı ruhsatı bulunduğu belirtilmiştir. TAŞINMAZIN HALİHAZIR DURUMU : Satışı yapılacak olan taşınmaz Bekirpaşa Belediyesi sınırları içinde Yahya Kaptan mahallesinde F 11 Blok 8 katlı betonarme tünel kalıp sistemle inşa edilmiştir. Mezkur mesken, binanın GüneyDoğu köşesinde yer almakta , 3 oda 1 salon, Mutfak, Antre , Banyo WC , balkon şeklinde olup kullanım alanları 120m2 dir. Balkon ile mutfak birleştirilmiştir. Asansörlü olan binada ısıtma merkezi sistem doğalgazdır. Ulaşım ve çevre şartları çok iyi durumda olup tüm belediye hizmetlerinden yararlanmaktadır. Bina 17.08.1999 depreminde hiç hasar görmemiştir. Bina yaklaşık 15 yıllıktır. TAŞINMAZIN KIYMETİ: Satılmasına karar verilen gayrimenkule Kocaeli İcra Hukuk Mahkemesince 125.000,00YTL değer biçilmiştir. SATIŞ ŞARTLARI: 1 Meskenin Satışı 19 / 12/ 2006 günü saat 14.30 dan 14.40.’a kadar Kocaeli 2. İcra Dairesi’nin 2005 / 2584 esas. Sayılı dosyasından Kocaeli 2. İcra Dairesi’nde; açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak şartiyle; 29./12./ 2006 günü saat 14.30 dan 14.40’a kadar Kocaeli 2. İcra Dairesi’nin 2005/ 2584 esas Sayılı dosyasından Kocaeli 2. İcra Dairesi’nde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40 ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçnanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2005 / 2584 Esas sayılı dosya numarasıyla Müdürlüğümüze başvurmaları ilân olunur. 8/11/2006 (İİK. m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir İşbu satış ilanı tapu kaydında ad ve adresleri geçip de tebliğ edilemeyen ilgililere tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (Basın: 55190) KOCAELİ 2. İCRA DAİRESİ TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI CUMHURİYET 15 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle