25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EKİM 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Çin’den Kuzey Kore’ye baskı ? Dış Haberler Servisi Pyongyang yönetiminden yeni bir nükleer deneme yapabileceği yönünde sinyaller gelirken, Çin’in Kuzey Kore’ye yolladığı özel heyet dün bu ülkenin lideri Kim Jongil ile görüştü. Heyetin, Kim’e Çin Devlet Başkanı Hu Cintao’dan bir mesaj ilettiği bildirildi. Görüşme ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmezken Pekin’in Pyongyang’ı nükleer programı konusundaki görüşmelere geri dönmeye çağırdığı ve yeni bir deneme yapması halinde yaptırımların artacağı konusunda sert uyarıda bulunduğu yorumları yapılıyor. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Washington’ın yeni politikasının hedefi ABD’nin uzaydaki çıkarlarını korumak BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Bush uzayı sahipleniyor Dış Haberler Servisi Dünyanın birçok yerinde askeri gücü bulunan, Irak’ı işgaliyle dünyanın daha da tehlikeli bir hale gelmesine neden olan ABD gözünü uzaya dikti. Washington yönetimi geçen günlerde uzaydaki askeri ve ticari çıkarlarını korumayı amaçlayan yeni uzay politikasını kabul etti. Washington’ın yeni uzay politikasında bundan böyle ABD’nin çıkarlarına düşman kabul edilen ülke ya da grupların uzaya çıkmasının engellenmesi öngörülüyor. Amerikan ve İngiliz basınında yer alan haberlere göre, ABD Başkanı George Bush’un imzaladığı 10 sayfalık belgede, ‘‘uzayda hareket serbestisinin, ABD için hava ve deniz gücü kadar Aydının, Emperyalizmin Yanında Durma Özgürlüğü Var mı? Ne güzel olurdu, Orhan Pamuk Irak’ın işgaline başkaldıran bir yazar olsaydı. Şöyle diyebilseydi: “Ben sömürgecinin karşısındayım; mazlumların yanındayım.” En çok sevinen ben olurdum, içim pır pır ederdi, coşardım, ödülünü ilk ben kutlardım. Onu gider alnından öperdim. Orhan Pamuk, Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı, ne büyük bir olay bu. Benim insanlarımdan, benim halkımdan, ülkemden biri bu başarıyı elde etti. Sevinmem, övünmem gerekir ama sevinemiyorum bir türlü, övünemiyorum... Orhan Pamuk sömürgeci hükümetlerine başkaldıran Avrupalı gençlerin yanında sokaklara dökülseydi onu avuçlarımı patlatırcasına alkışlardım ödül kazandıktan sonra... Doğru tarafta, doğru yerde durduğu için; barışın ve insanlığın yanında olduğu için. ??? Sanatı insan sevgisiyle yoğurduğu için övgüler yağdırırdım ona... Ama yapamadım işte, durduğu yer yanlıştı. İlle de bir yerde durman gerekiyorsa mazlumun yanında olman gerekir; emperyalistin, ezenin yanında değil. Emperyalizmin gözlüğü ile baktı. Söyledikleri ile Fransız Meclisi’nin sömürgeci ve faşist kararlar almasına yardım etti. Avrupa bir insanlık suçunu ödüllendirdi. Ödüller hep sömürgecinin, Avrupa’nın gözü ile bakanlara verilir, işbirliği yapanlar ödüllendirilirler: Her edebiyatçı, her yazar kendince bir politik kimlik taşır. Bu kimliğini bazen açık, bazen örtülü gösterir. Bir bakış açısı varsa içinde mutlaka politik bir duruş saklıdır. Örneğin Attilâ İlhan’ın kimi aşk şiirlerinde bile görürüz bu esintileri. ??? Ayrı ayrı, kopuk kopuk noktalar bir araya getirildiğinde, o bütünlük ve felsefe beliriverir kendiliğinden. Ortaya birdenbire bir kimlik çıkıverir. Sanatçı, edebiyatçı, aydın “aydınlık bakmak” zorundadır. Sömürgecinin yanında olma hakkı yoktur. Halkın yanında, ezilenin yanında ve tarafında durmak zorundadır. “Düşünce özgürlüğü var, istersem emperyalizmin yanında dururum” diyemez. Dediği anda aydın olma kimliğini kaybeder. Sanat, edebiyat ve düşünce, insanlığa ve insani değerlere hizmet içindir. İnsanın yüceltilmesi içindir, işte bu nedenle sömürgecilerin maşası olamaz. Sanatın içine politika girmiş ise bu politik duruş faşizmin ve emperyalizmin yanında bulunmamalıdır, bulunamaz... Hele ezenin ve sömürenin yanında “sistemli olarak boy gösteren bir duruş”, sanatın, emperyalizmin maşası olarak kullanılmasından başka bir şey değildir. Filmin finalinin Nobel ile noktalanması, yaşadığımız çelişki ve tartışmaları kaçınılmaz duruma soktu. Orhan Pamuk hiçbir siyasal mesaj vermeseydi veya; Emperyalizme karşı bir duruş sergileseydi ve sonunda bu ödülü alsaydı, yalnız Türk değil, dünya halklarının büyük çoğunluğunun kalbine gömülürdü. Eğer bunları yapmış olsaydı acaba kendisine Nobel ödülü verilir miydi? Bugün Türk kamuoyu Orhan Pamuk’a, “emperyalizmin ödüllendirdiği bir yazar” olarak bakmaktadır. Aslında onun kimliğinde “Türkiye’nin emperyalizm karşısındaki arayışları” tartışılmaktadır. Çünkü içimizde o kadar çok Orhan Pamuk var ki... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ? Washington’ın yeni uzay yönetmeliğinde, ABD’nin uzayda hareket serbestisinin şart olduğu vurgulanırken ABD’nin ulusal çıkarlarına düşmanca faaliyetlerin engellenmesinden söz ediliyor. önemli olduğuna’’ dikkat çekiliyor. ABD’nin ulusal güvenliğinin uzaydaki güce bağlı olduğu belirtilen belgede, ‘‘ABD, uzayda hareket serbestisini, gücünü ve haklarını koruyacak ve gerektiğinde ABD’nin ulusal çıkarlarına karşı düşmanca kullanılmasına karşı çıkacak’’ ifadeleri yer alıyor. Belgede, uzayın silahlandırılmasının yasaklanmasına ilişkin önerilerin reddedildiği belirtiliyor. Beyaz Saray yeni politikanın dünyanın yörüngesine silahlar yerleştirilen yeni bir dönemin başlangıcı olarak algılanmamasını istedi. Ancak askeri uzmanlar ABD’nin uzayda silahlanma konusunda görüşmelere yanaşmamakla, silah geliştirme ve konuşlandırma arayışında olduğu yönünde kuşkuları arttırdığı uyarısında bulundu. ‘ABD’nin yeni savaş bölgesi’ Söz konusu belgeyle, ABD’nin uzay politikasının 10 yıldır ilk kez gözden geçirildiği kaydediliyor. İngiliz Independent gazetesi, ‘‘Uzay: ABD’nin yeni savaş bölgesi’’ başlığıyla verdiği haberde, bu belgenin ‘‘Bush doktrininin’’ (önleyici vuruş) uzaya uyarlanmış şekli olarak yorumlanabileceğini yazdı. Gazeteye konuşan bir savunma uzmanı, Clinton döneminde uzayda silahlanmanın kapısının açık bırakıldığını ancak bu bu yönde adım atılmadığını belirterek, ‘‘Şimdi ise Bush bu politakayı daha da ilerletiyor’’ dedi. Eski ABD Başkanı Ronald Reagen’ın ‘‘yıldız savaşları’’ olarak tanınan planlarından bu yana uzayın askeri potansiyeli ABD’li liderleri çekiyor. Bush’un, dış politika hedeflerine ulaşmakta da uzaydan faydalanmayı düşündüğü belirtiliyor. Uribe dönemi şiddeti ? BOGOTA (AA) Kolombiya’da Alvaro Uribe’nin başkanlığı döneminde, Temmuz 2002Ağustos 2006 arasında 11 bin 84 kişinin öldüğü ya da kaybolduğu bildirildi. İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yayımlanan bir rapor, ülkede her gün ortalama 7.7 kişinin kaçırıldığını ya da öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Uribe’nin ilk dönemi boyunca keyfi ya da hukuk dışı infazlarda devletin doğrudan sorumluluk payının yüzde 60 arttığı belirtilen raporda, cinayet, adam kaçırma olaylarının sorumlularının maskeleri düştüğünde ise devletin sorumluluk payının yüzde 74.5’e çıktığı kaydediliyor. S Ramadi’de şeriat için yürüdüler ÜNNİ DİRENİŞÇİLER Dış Haberler Servisi Irak’ta, Sünni direnişçilerin şeriat devleti ilan ettiklerini duyurmalarının ardından Ramadi’de de silahlı kişiler önceki gece gösteri yaptı. Beyazlar giymiş silahlı kişilerin yürüyüşü sırasında cami hoparlöründen de Irak’taki El Kaide grubunun liderliğindeki Mücahid Şurası’nın din devleti ilanıyla ilgili açıklaması okundu. Kendisini yerel mücahid lideri Ebu Haris olarak tanıtan bir kişi, Reuters’e verdiği demeçte, “Biz Mücahid Şurası’ndanız. Emirimiz, Ebu Ömer el Bağdadi’dir. Allah’ın izniyle şeriatı kuracak, ABD’lilerle savaşacağız’’ dedi. Ebu Haris, din devletini ilan etiklerini ve Ramadi’nin de bu devletin bir parçası olduğunu savundu. bar, Diyala, Kerkük, Selahaddin, Nineva ve Babil ile Vasit vilayetlerinin bir kısmında kurulan yeni din devletinin önderi olduğu duyurulmuştu. Grup temsilcisi, bantta, şeriat devletinin, Irak meclisinin, federalizmi kabul etmesinin ardından ilan edildiğini söylüyordu. Musul ve Kerkük kentinde dün düzenlenen eylemlerde 27 kişi öldü. Kerkük’te bomba yüklü araçla gerçekleştirilen ve devriye gezen Iraklı askerleri hedef alan saldırıda 8 kişi öldü, 70 kişi yaralandı. Musul’da bir karakol yakınında bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda 12 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. Direnişçilerin başka bir karakola düzenlediği saldırının ardından çıkan çatışmada 7 kişi öldü. (REUTERS) ‘El Kaide’nin hedefi İngiltere’ ? LONDRA (AA) İngiliz istihbarat birimlerine göre İngiltere El Kaide’nin bir numaralı hedefi durumunda. The Guardian gazetesinde yer alan haberde, El Kaide’nin 7 Temmuz saldırılarını ‘‘kanlı bir terör kampanyasının sadece başlangıcı’’ olarak gördüğü belirtildi. Haberde örgütün şu ana kadar yarattığı tehdidi en üst seviyeye çıkardığına dair görüşlere yer verildi. Vietnam benzetmesini kabul etti Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George Bush, Irak’ta yaşanan çatışmaların Vietnam Savaşı’nda bir dönüm noktası olarak görülen Tet saldırısıyla benzerlikler gösterdiğini kabul etti. ABC televizyonunda haber programında George Stephanopoulos ile konuşan Bush, Irak’ta ölen ABD askerlerinin sayısının yükselmesinin, bu ülkede başarısızlığa uğrandığı anlamına gelmediğinde ise ısrar etti. Ekim ayında Amerikan askeri ölümlerinin hızı, ortalama günde 4 ile son iki yılın en yüksek seviyesine çıktı. Bush’a, söyleşide Irak’ta yaşananların Vietnam’daki Tet saldırısına benzeten bir köşe yazısı hakkındaki görüşleri sorulduğunda ABD Başkanı, “haklı olabilir” diye yanıtladı ve devam etti, “Şiddette kesinlikle bir tırmanış var ve seçimler yaklaşıyor”. Federalizme karşı Mücahid Şurası geçen perşembe bir açıklama yaparak, ABD liderliğindeki işgal güçleriyle savaşmak üzere Mutayyibin Koalisyonu’nu kurduklarını duyurmuş, Sünni aşiret liderlerini kendilerine katılmaya çağırmıştı. El Cezire’de pazar günü yayımlanan video bandında da şimdiye kadar adı duyulmamış olan El Bağdadi’nin; Bağdat, El An Tet saldırısı 1968’de Vietnam direniş örgütü Vietkong ve Komünist Parti yönetimindeki Kuzey Vietnam güçleri güneydeki Amerikan güçlerine karşı çok büyük bir ortak saldırı düzenlemişlerdi. Tet saldırısı askeri olarak Amerikan güçlerini büyük bir yenilgiye uğrata (AFP) madıysa da ABD’nin uluslararası meşruiyet iddiasına ve zamanın başkanı Lyndon Johnson’ın kamuoyu desteğine darbe indirmişti. Buna karşın Bush söyleşi sırasında, ısrarcı olmak suretiyle tarihin tekerrür etmesinin engellenebileceği görüşünü ifade etti. Başkan’ın sözlerine açıklama getirmek için daha sonra Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, “Karşılaştırma, Tet saldırısının propaganda açısından önemi konusunda yapılıyordu. Başkan daha önce de ifade ettiği gibi, düşmanın bizim kararlılığımızı sarsmaya çalıştığına dikkat çekmek istedi” dendi. ACI KAYBIMIZ Derneğimizin çok değerli varlığı, şeref üyemiz, gerçek Atatürkçü Türk kadını BAŞSAĞLIĞI 19761978 Dönemi Ankara Barosu Başkanlığı, 19801983 Dönemi Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreterliği, 19831988 Dönemi Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı görevlerinde bulunan değerli hukukçumuz NAZAN BARAN (ÖZKAN)’ı 19 Ekim 2006 Perşembe günü kaybetmiş olmanın derin acısı içindeyiz. Kendisine Allah’tan rahmet, tüm Atatürkçülere başsağlığı dileriz. Cenazesi 21 Ekim 2006 Cumartesi günü Şişli Camii’nden öğle namazını müteakip Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki aile kabristanına defnedilecektir. Avukat Av. KÂMRAN BARAN Dr. ORHAN ÖZKAN MUSTAFA KEMAL DERNEĞİ TEOMAN EVREN’i yitirmekten büyük üzüntü duyduk. Cenazesi 20 Ekim 2006 Cuma günü (bugün) saat 11.00’de Ankara Adliyesi önünde yapılacak törenden sonra Kocatepe Camii’nde kılınacak öğle namazına müteakip Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecektir. Aziz meslektaşımıza rahmet, ailesine, yakınlarına ve tüm hukuk camiasına başsağlığı dileriz. BAŞSAĞLIĞI Türk Tıbbının çok önemli isimlerinden ACI KAYBIMIZ Güzel insan, eşsiz dost, sevgili ağabeyimiz AVUKAT Dr. FÜSUN SAYEK’i İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI KARTAL 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN DÜZELTME İLANIDIR TEOMAN EVREN’i kaybettik. Dostlarına ve sevenlerine sabır, kendisine Tanrı’dan rahmet dileriz... Avukat Özdemir Özok, Neşe Özok, Avukat Ayça Özok Erten ve Ayşe Özok CUMHURİYET 11 K kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz. Ailesine ve tüm tıp toplumuna başsağlığı dileriz. Dosya No: 2006/499 Talimat 16.10.2006 tarihinde 50194 basın numarası ile yayınlanan gayrimenkul satış ilanımızın birinci paragrafında yer alan, “Gayrimenkulün 54 hisse satılacaktır” cümlesi yanlış yayınlanmıştır. Doğrusu “Gayrimenkulün 1/2 hissesi satılacaktır”. İlan olunur. 19.10.2006 Basın Tashihi ODTÜ MEZUNLARI DERNEĞİ Mahkememizin 2005/348 esas ve 2006/1008 karar sayılı ilamı ile 20.09.2006 tarihinde Kahramanmaraş ili Afşin ilçesi Dağlıca/kayabaşı mh. nüfusuna kayıtlı bulunan Musa ve Melek’ten olma 15.05.1955 doğumlu CEMAL ACER ile aynı yerde nüusa kayıtlı bulunan Hasan ve Müslüme kızı hadim 10.01.1968 D.lu ELMAS ACER’in BOŞANMALARINAJlişkin mahkememiz karan yapılan araştırmalara rağmen CEMAL ACER’in tebliğ adresi tesbit edilemediğinden ilanan tebliğine, ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde temyiz yoluna başvurmadığı taktirde kesinleşeceği hususu ilanen tebliğ olunur. (Basın: 51297) ANTALYA 1. AİLE MAHKEMESİNDEN,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle