20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2006 PERŞEMBE 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B Y Y Y Y Y B 19 15 17 18 20 19 20 19 17 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y Y Y Y 19 19 20 18 17 16 16 16 23 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B B B PB B B B 23 25 26 27 25 24 17 17 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara’nın güneyi, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun güney ve batısı, Orta ve Doğu Karadeniz kıyıları ile Sinop, Malatya, Elazığ, Gaziantep, Adıyaman ve Kilis çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar Akdeniz’de etkili olmak üzere yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 8 10 12 17 18 16 17 18 22 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B PB Y B Y PB PB Y B 19 16 15 18 16 17 22 20 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB Y Y Y Y Y Y B 7 30 7 28 20 16 11 26 27 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada CHP’nin çabasıyla bu olası olanağı TBMM oybirliğiyle kabul ettiği bir metinde de dünya kamuoyuna duyurdu. Hükümetin uluslararası yargı yolu dahil alacağı ‘‘tüm önlemlerin’’ ne olduğunu veya olmadığını bekleyip göreceğiz. Fransa’ya karşı halkımızın gösterdiği duyarlılık elbette beklenen, kuşkusuz alkışlanacak bir davranış. Fransa rezaletine karşı gösterilen tepkiyi, Meclis’teki gelişmeleri ulusal bir başka davayla yan yana getirmek belki tuhaf karşılanabilir, ama PKK terörüne bir başka pencereden bakmak gerekiyor. Halkımız terör olayındaki olumsuz gelişmeleri gazete haberlerinden öğreniyor; ne ki, teröre karşı uluslararası, örneğin ABD ile Irak ile sorunu çözmeye yönelik ilişkilerde hangi aşamada olduğumuzu öğrenmek bir yana, bu ilişkilerde hükümetin ne yaptığını veya yapmayı düşündüğüne değinen en ufak bilgiden yoksun bulunuyor. ??? PKK terörü ile mücadeleye devam edildiğine ve edileceğine değinen gazetelerdeki haber ve yorumların dışında halkı bilgilendirmeye yönelik (şehit ailelerini tedirgin eden RTE’nin sözlerinden başka) hükümetten tek bir açıklama gelmedi bugüne dek. Sadece artık dinlemekten bıkkın, duyulan açıklamalar, konuşmalar... Üstelik son zamanlarda hükümetin PKK terörünü çözümlemek için dışarıdan dayatılan kimi çareleri ele aldığına dair söylentiler dolaşıyor. Örneğin genel af ilan ederek PKK’yi dağdan indirmek, düz ovada siyaset yapmalarını sağlamak gibi AKP dışındaki bir partiden de yardımcı destek önerileri geliyor. Hükümet terör gibi ulusal bir sorunla ilgili olup bitenleri görüşmek üzere Meclis’e gelmiyor, sorunu Meclis’te tartışmaya getirmiyor. Ancak bütçeden bütçeye yılda bir kez İçişleri Bakanı terörle mücadele azmimizi yineleyen, teröre ait rakamlar veren bir konuşma yapıyor Meclis’te. PKK terörünün bugünkü durumu neden Meclis’te masaya yatırılmıyor? ??? Örneğin DYP Genel Başkanı, ‘‘Benim adım Mehmet Ağar, ne dediysem odur’’ diyen açıklamalarında ‘‘Dağda silah kullanacaklarına ovada siyaset yapsınlar’’ söylemiyle tepkilerden sonra yanlış anlaşıldığını ifade etmesine karşın bal gibi PKK’ye genel affı savundu. İşte fırsat: Kendisi Meclis’te, birkaç da milletvekili var yanında; PKK terörünü nasıl ortadan kaldıracağımıza dair engin ve zengin bilgi ve deneyimlerini TBMM kürsüsünden çoğu konuda aynı çizgide göründüğü AKP’yle anlaşarak pekâlâ bir genel görüşme açılmasını sağlayarak, açıklayabilir ve Meclis tutanaklarıyla tarihe de geçebilir. Sonrası var; yüksek hukuk çevrelerinde söyleniyor. Mehmet Ağar, Susurluk davasının bir numaralı sanığı idi. İstanbul DGM’de yargılandı, dava Yargıtay’a geldi, ret kararı gördü. Memurdur diyerek Yargıtay’ın kararı Danıştay’a gitti ve o sırada... Milletvekili seçildi, üzerine dokunulmazlık geldi. Bu bilgilerin arkasından bir yığın varsayım geliyor. Ağar elbette koalisyon ararmış, dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyen CHP’ye karşı vaziyet alır, iktidarla kimi temel konularda aynı görüşü paylaşırmış... vs, vs... Ağar üzülmesin: Ağızlar torba değil ki büzesin! Ama ‘‘kimseden korkusu olmadığını’’ söyleyen Mehmet Ağar, PKK terörünü ortadan kaldırabilmek için genel affın çare olduğunu Meclis kürsüsünde açıkça söylemekten kaçınmaz herhalde. Daha bugünden fikirlerini özgürce söylemesini ve söylemeye devam etmesini savunan patron gazetecilere rastlanıyor. Ordu düşmanlarının, PKK’ye genel af isteyerek Kürt sorununa yeni bir ivme kazandırmayı planlayanların desteği her zaman Ağar’ın yanında olacak. Baykal’ın sözlerini anlamadığını söyledi ve CHP liderinden şu yanıtı aldı: ‘‘Sizi Başbakan, DTP’liler ve Öcalan anlıyor. Biz anlamamaya devam edeceğiz.’’ Ağar’ı anlamamaya devam ediyoruz! Maraş, masaya oturma şartı Rumlar, adadan çıkacak her malda ve Ercan Havaalanı’nın uluslararası uçuşlara açılması durumunda pasaportlarda ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ damgası olmasını istiyor MAHMUT GÜRER GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ANKARA Rum kesiminin Finlandiya tarafından hazırlanan Kıbrıs planı konusundaki istemlerini dönem başkanlığına ilettiği öğrenildi. Dönem başkanlığı tarafından Ankara’ya ulaştırılan bilgilere göre, Rumlar masaya oturmadan önce, Maraş’ın AB denetiminde Rumlara iadesini şart koşuyor. Aksi takdirde masaya oturmalarının söz konusu olmadığını ileten Rumlar, adadan çıkacak her malda da ‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’ gümrüğünün bulunmasını istiyor. Finlandiya Dönem Başkanlığı masaya oturması için Rum kesi mini iknaya çalışıyor. Ancak Rumların masaya oturmak için dahi ilginç istemlerde bulunduğu belirtiliyor. Edinilen bilgilere göre Rumlar, Finlandiya’ya masaya oturmak için Maraş’ın AB denetiminde kendilerine iade edilmesi istemini iletti. Rumlar, KKTC firmalarının da buradaki ticaret olanaklarından yararlanabileceğini, ancak dışarı çıkması olası mallarda ‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’ damgasının bulunması gerektiğini ifade etti. Rumların diğer bir isteminin ise Ercan Havaalanı konusunda olduğu öğrenildi. Ercan Havaalanı’nın kendi isteklerinin gerçekleştirilmesi durumunda ulus lararası uçuşlara açılabileceğini ileten Rumlar, vize, pasaport ve gümrüklerde ‘‘Kıbrıs Cumhuriyeti’’ damgası bulunması gerektiğini ilettiler. AB kaynakları, Rumların istemlerinin Türkiye tarafından kabul görmesinin zor olduğunu ifade ediyor. Kaynaklar her şeye karşın iki taraftan da ‘‘ret’’ yanıtı almadıklarını belirtiyorlar. Rum taktiği devrede Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise Rumların daha önce de yaptıkları gibi, kabul edilemez istemlerde bulunup Türkiye’yi ‘‘çözümü istemeyen taraf’’ olarak göstermek istediklerini söylediler. Kaynaklar, planın Türkiye’nin kara ve deniz limanlarını Rum kesimine de açmasını içerdiğine dikkat çekerken ‘‘karşılıklılık esasının’’ önemli olduğunu vurguluyorlar. Kaynaklar Rumların masaya oturmadan önce istemde bulunmasının ise kabul edilemez olduğunu belirtiyorlar. Ankara, Rumların önerilerine karşın Ercan Havaalanı’nın Kıbrıs Türk Toplumu/Devleti adıyla uçuşlara açılmasını, doğrudan ticaret tüzüğünün yeniden düzenlenmesini ve malların gümrüklenmesi işleminin Kıbrıs Türk Toplumu/Devleti olarak gerçekleştirilmesini istiyor. Eş Şadiye ‘güvenli’ bölge Türk askeri yarın Lübnan’da BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde Lübnan’da görev yapacak Türk askeri birliğinin yarın sabah saatlerinde Beyrut’ta olması beklenirken birliğin konuşlanması öngörülen Eş Şadiye’nin, ülkenin içinde bulunduğu koşullar dikkate alındığında en güvenli merkezlerden biri olduğu belirtildi. Türk birliğinin yarın sabah saatlerinde iki bölüm halinde Beyrut’a ulaşması bekleniyor. Bir grubun denizyoluyla Beyrut limanına, diğer grubunda havayoluyla Refik Hariri Uluslararası Havaalanı’na inmesi öngörülüyor. Türk askeri, Beyrut’a varmasının ardından konuşlanacağı bölge olan Güney Lübnan’a hareket edecek. Türk birliği, UNIFIL’in sağladığı ve kendi bünyesinde bulunan araçlarla yola çıkarak Sur kentinin 7 km. güneydoğusunda bulunan Eş Şadiye’ye yerleşecek. Yeditepe Üniversitesi’nde bir grup öğrenci, Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen “Ermeni soykırımı iddialarının kabul edilmemesinin suç sayılması”na yönelik yasa teklifini protesto etti. (AA) Fransa’ya bir kınama daha Üniversitelerarası Kurul, Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin tasarının düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırdığına dikkat çekti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Üniversitelerarası Kurul (ÜAK), Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen yasa teklifinin, kurulu, öğretim elemanlarını ve öğrencileri derinden yaraladığını belirterek ‘‘Düşünce özgürlüğünün ortadan kaldırılacak olması, kınanacak bir durum’’ görüşünü bildirdi. Rektörler Komitesi, YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç başkanlığında, Üniversitelerarası Kurul da Trakya Üniversitesi Rektörü ve Kurul Başkanı Prof. Dr. Enver Duran başkanlığında YÖK’te ayrı ayrı toplandı. Üniversitelerarası Kurul toplantısının ardından, Fransa Ulusal Meclisi’nin kabul ettiği Ermeni soykırımı iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifine tepkiyi dile getiren bir bildiri yayımlandı. Bildiride şöyle denildi: ‘‘Fransa Ulusal Meclisi’nin kabul ettiği yasa teklifi, Üniversitelerarası Kurul’u, temsil ettikleri üniversite öğretim elemanlarını ve öğrencilerini derinden yaralamıştır. Demokrasinin ve özgürlüklerin beşiği olduğunu iddia eden Fransa’nın, düşünce özgürlüğünü ortadan kaldıran bir karar alması, düşündürücü ve kınanacak bir durumdur. Üstelik bu kararla, temel değerlerin küçük siyasal çıkarlar uğruna feda edilmesi de ibret vericidir.’’ Şii nüfusu hâkim Ağırlıklı olarak Şii nüfusun yaşadığı Eş Şadiye, Türk deniz gücünün destek menzili içinde bulunuyor. Konuşlanacak merkezin Sur limanına uzak olmaması ve nüfusunun homojen yapısı, Eş Şadiye’yi Türk askeri için güvenli kılıyor. Bir çatışma durumunda, Türk askerinin konuşlanacağı merkez, Gaziantep firkateyninin müdahalesine olanak tanıyabilecek. Eş Şadiye, gözetleme ve silah açısından, deniz gücünün menzili içinde. Yine bir çatışma ve Türk askerine tahliye kararı verilmesi dumununda ise Sur limanının 7.5 kilometre uzaklıkta bulunması, Türk birliğine önemli bir avantaj sağlıyor. Nüfusun homojen yapısı bölgedeki dini ve etnik çatışma ortamına ilişkin riskleri en alt düzeye indiriyor. yorlar, şoför, koruma kim varsa, herkes dışarı çıkıyor. Başbakan araçta kalıyor, yarı şuursuz çıkarılmayı bekliyor. Aracın dışında herkes birbirine bakıyor; Başbakan nerede? İçeride. Kapıya yükleniyorlar, kilitli. Araç, güvenlik sistemi gereği kendisini kilitlemiş. Yedek anahtar? O da yok. Memlekette neyin yedeği var ki! Kapıya yükleniyorlar, levye, çekiç kâr etmiyor. Araç zırhlı, etrafındakiler hırslı... Vur babam vur, açılmıyor. Tam o sırada yan taraftaki inşaatı görüyorlar. Hemen bir balyoz getiriliyor. Başbakan’a ilk müdahale balyozla yapılıyor. Vur, vur, cam kırılıyor. Balyoz harekâtının ardından hemen sedye... Başbakan yoğun bakıma alınıyor. Bundan böyle hastane acil servislerinde mutlaka bulundurulması gereken acil müdahale malzemeleri şunlar: Balyoz, levye, demir testeresi, çilingir, kriko... Böyle bir koruma zaafından sonra kabile devletlerinde bile hemen sorumlular aranır ve gereği yapılır. Bizde sorumlu aramak yerine, balyoz fikrini bulana başarı ödülü verilirse şaşırmamak gerekir! ??? Önceki gün Başbakan’ın yaşadığı durum aslında Türkiye’nin durumuydu! Bir sağlık sorunu üzerinden görüş üretiyor değiliz. Ancak Ankara’daki atamalara, devlet kadrolarının oluşturulma biçimine baktığımızda şunları görüyoruz: AKP’nin 4 yıllık icraatı döneminde toplam 100 bine yakın atama, tayin yapıldı. Bunların önemli bir dilimi mahkemeye başvurdu, kazandı, ama yine AKP uygulamaları sonucu görevine dönemedi. Atamalarda o göreve uygun kişiyi seçmek, işin en iyi yapılmasını sağlayacak kadroları oluşturmak yerine, sadece ‘‘AKP’den mi, değil mi’’ kriteri arandı. Arada bazı kaçaklar olmuş olabilir ama, temel bakış bu oldu. AKP ele geçiremediği kurumları ya etkisiz hale getirdi ya da kurumun yasasını değiştirip yok ettikten sonra yeniden inşa etti. Eski iktidarlar döneminde de kadrolaşma olurdu ama, genellikle kurumun kendi içindeki dönüşümünden ibaret kalırdı. Örneğin, bir önceki iktidar döneminin DSİ Genel Müdürü Erzurum Bölge Müdürlüğü’ne atanır, Erzurum Bölge Müdürü de Genel Müdür olurdu. AKP, çok önemli kurumların başına o güne kadar kurumun kapısından içeri girmemiş kişileri atıyor. Kendi geleneği içinde bugüne kadar üyelerini sorunsuz seçmiş kurumların da yasasını değiştirip, TBMM’yi etkili kılan bir yöntem getirdiler. Sanki hiç iktidardan düşmeyecekmiş gibi, tek belirleyicinin TBMM’de çoğunluğa sahip partinin olduğu atamalar icat edildi. Yarın başka bir iktidar geldiğinde, bugünkü AKP’lilerin nasırına basılmış gibi, iktidarın keyfi atamalarına karşı bağırışını duyar gibiyiz! ??? Bakanları belediyeden, genel müdürleri imamlardan, korumaları akrabalardan, memurları tarikattan seçen iktidarın başındaki kişi bir sağlık sorunuyla karşılaştığında işte bunları yaşar! Başbakan’a geçmiş olsun derken, yaşadıklarının ders olmasını diliyoruz. Olmayacağını biliyoruz ama, yine de vurgu yapmadan edemiyoruz. Başbakan her türlü tıp altyapısının hazır olduğu bir hastaneye kaldırıldı. Eğer daha farklı bir kuruma gitseydi, içeride karşılaşacakları da araçta yaşadıklarından çok farklı olmayabilirdi. Başbakan’ı kurtaran balyozu bir anıt olarak dikmeli. Türkiye’nin sorunlarına çözüm yönteminin önemli bir sembolü oldu. Bir yerde kilitlenme mi var? Bırak uzmanı, bilinci, kuralı... Vur balyozu, vur balyozu... ankcum?cumhuriyet.com.tr Maliki ve Zebari’nin açıklamaları Ecevit’in sağlık durumu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Beyin kanaması sonucu kaldırıldığı GATA’da tedavi gören eski Başbakan Bülent Ecevit’e yapılan son radyolojik kontrolde beyinde değişiklik olmadığı, zaman zaman meydana gelen akciğer enfeksiyonuna ilişkin tedavi uygulandığı bildirildi. Açıklamada, Ecevit’in hayati tehlikesinin sürdüğü de kaydedildi. YILMAZ POLAT ABD Kongresi: Türk askeri Kıbrıs’tan çekilsin Öğrenciye kurusıkı attılar ? İstanbul Haber Servisi Kaynarca Yayalar Caddesi Elvan Sokak’ta, berberden evine dönen ilköğretim 3. sınıf öğrencisi T.G, kimliği belirlenemeyen bir kişinin kurusıkı tabancayla ateş etmesi sonucu yaralandı. Omuriliğinden yaralanan öğrencinin sağlık durumunun ciddi olduğu öğrenildi. WASHINGTON ABD Kongre seçimlerine 3 hafta kala Kongre’ye sunulan karar tasarısında Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi istendi. New York Demokrat milletvekili Carolyn Maloney tarafından sunulan tasarıda, Türkiye’nin AB kriterlerine uyması istenirken Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması ve Türk limanlarıyla havaalanlarını açması da yer aldı. Seçim dolayısıyla tatile giren Kongre’ye son gün sunulan karar tasarısında, yönetimin Türkiye’ye baskı yapması da istendi. ABD Kongresi için 7 Kasım’da seçime gidilecek. 100 kişilik senatonun üçte biri 435 kişilik Temsilciler Meclisi’nin de tamamı yenilenecek. Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçi Parti çoğunlukta. Ancak kamuoyu yoklamaları Başkan Bush’un Irak politikasından dolayı Demokratlar’ın Kongre’nin iki kanadında da çoğunluğu ele geçireceğini gösteriyor. PKK konusunda Irak ayak sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Son dönemde PKK ile mücadele konusunda gerek Irak Başbakanı Nuri el Maliki’den gerekse Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari’den arka arkaya gelen açıklamalar, Bağdat yönetiminin terör örgütünün Irak’tan sürülmesi konusunda ayak sürüdüğünü ortaya koydu. Bölgesel Kürt yönetiminin ise Türkiye’nin büyük hassasiyet gösterdiği PKK ile mücadele konusunda daha fazla muhatap alınarak Ankara nezdinde meşruiyet kazanmaya çalıştığı dile getirildi. Cumhuriyet’in bilgisine başvurduğu Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri Zebari’nin, ‘‘ABD ve Irak’ın günümüz koşullarında PKK’ye karşı bir cephe açarak savaşması mümkün değil. Türkiye bize anlayış göstermeli’’ yönündeki sözlerine sadece ‘‘Bizim PKK ile mücadele konusunda şimdiye kadar ifade edegeldiğimiz kararlı politikamızda herhangi bir değişiklik yoktur’’ değerlendirmesini yaptılar. Diplomatik kaynaklar, ‘‘Bizim için sonuç önemli’’ diyerek Türkiye’nin sözleri değil atılacak adımları dikkate aldığı mesajını verdiler. Lisede skandal ? Haber Merkezi Denizli’nin Acıpayam ilçesinde 17 yaşındaki lise öğrencisi S.K. ile 4 yıldır aşk yaşadığı iddia edilen öğretmen A.A. (39) açığa alındı. İlişkiyi gizledikleri öne sürülen A.A’nın aynı okulda öğretmen olan eşi N.A. ile müdür yardımcısı da görevden uzaklaştırıldı. Skandal, S.K’nin çocuk aldırdığını söylemesi üzerine ortaya çıktı. RUMLARA LİMANLARIN AÇILMAMASI HÜKÜMET, SEÇİME HAZIRLANIYOR Türk bilim adamına ödül ? İstanbul Haber Servisi Amerikan Alerji Astım ve İmmünoloji Derneği, Çocuk Hastalıkları Uzmanı Doktor Öner Özdemir’e, kanser hastalığı ile ilgili araştırmaları nedeniyle ‘‘Clemens von Pirquet’’ ödülü verdi. Özdemir, ‘‘Mast Hücresinin Öldürücülüğünü Değerlendiren Yeni Bir Metot’’başlıklı çalışmasıyla ödülü almaya hak kazandı. Kretschmer’e göre kriz büyük olmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer, Türkiye’nin aralık ayındaki AB Konseyi toplantısından önce limanlarını Rumlara açmaması halinde büyük bir krizin ortaya çıkacağını sanmadığını söyledi. BBC Türkçe Servisi’ne verdiği demeçte, toplantıdan önce bir çözüm bulmak için aktif çaba harcandığını belirten Kretschmer, ‘‘Ummuyoruz, ama çözüm bulunmasa bile çok büyük bir kriz olacağı düşünmüyorum’’ dedi. Üyelik sürecini durdurmanın Türkiye ve AB’nin yararına olmayacağını söyleyen Kretschmer, ‘‘Limanların açılmaması durumunda, AB’nin vereceği tepkinin farklı şekillerde olabileceğine’’ işaret etti. Kretschmer, AB Konseyi’nin Kıbrıslı Türklere tecridin kalkması için yardımcı olunacağı yolundaki açıklamasının ‘‘siyasi taahhüt olduğunu ve hukuki değeri’’ bulunmadığını söyledi. Yıl sonuna kadar 100 bin kadro ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bu yılın sonuna kadar devlete kadrolu ve sözleşmeli olmak üzere yaklaşık 100 bin kişinin alınacağını açıkladı. Genel kurulda, Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa Teklifi’nin görüşmeleri üzerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Şahin, Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sorunlarının başında işsizlik sorununun geldiğini söyledi. AB ülkeleri içerisinde işsizlik oranı en yüksek ülke olan Almanya’da, din adamlarının bir araya gelerek işsizliğe karşı duaya çıktıkları yönünde haberler olduğunu ileri süren Şahin, Türkiye’deki işsizlik oranının yüzde 8.8 olduğunu belirterek bu yılın sonuna kadar devlete kadrolu ve sözleşmeli olmak üzere yaklaşık 100 bin kişinin alınacağını açıkladı. Türkiye’nin hassasiyetleri gözardı El Maliki’nin ve Zebari’nin, son anda iptal edilen Türkiye ziyareti öncesi basın aracılığı ile yaptığı değerlendirmeler ise Türkiye’nin PKK ve Kerkük konularındaki hassasiyetlerinin göz ardı edildiğini ortaya koydu. Zebari’nin yanı sıra El Maliki de yaptığı açıklamada, PKK’nin Irak’ta terör örgütü olarak kabul edildiğini söylemiş, ancak Kandil Dağı’na yönelik bir operasyon konusunda net mesajlar vermekten kaçınmıştı. El Maliki’nin, ‘‘Kerkük Irak’ın iç meselesidir’’ yönündeki açıklaması da Irak Başbakanı’nın Kürt grupların etkisi altında kaldığı yorumlarını beraberinde getirmişti. İki kişiye 564’er bin YTL ? ANKARA (AA) Şans Topu’nda üst kolon numaraları ‘‘1, 26, 27, 30, 31’’, alt kolon numarası ‘‘8’’ olarak belirlenirken 5 artı 1 bilen 2 kişi, 564 bin 175 YTL 20’şer YKr ikramiye kazandı. 5 bilenler 3 bin 181 YTL 80’er YKr, 4 artı 1 bilenler 173 YTL 55’er YKr, 4 bilenler 22 YTL 45’er YKr, 3 artı 1 bilenler 10 YTL 80’er YKr, 3 bilenler 2 YTL 45’er YKr, 2 artı 1 bilenler 2 YTL 95’er YKr, 1 artı 1 bilenler ise 1 YTL 30’ar YKr ikramiye kazandı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle