Katalog

17 EKİM 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM Başkanı Bülent Arınç, ülkeyi germek isteyenler olduğunu söyledi 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA ‘Demokrasimiz yaralı’ Yunanistan’a gidiyor ? ANKARA (Cumhuriyet) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 14 Kasım tarihleri arasında Yunanistan’a gidecek. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, Yunanistan Genelkurmay Başkanı Oramiral Panagiotis Chinofotis’in daveti üzerine, resmi bir ziyarette bulunacağı belirtildi. Açıklamada, ‘‘Oramiral Chinofotis ve Orgeneral Büyükanıt, ortak çıkarlara ilişkin konularda görüş alışverişinde bulunacaklar’’ denildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bazı kurumlara TBMM tarafından üye atanmasıyla ilgili görüşlerine tepki gösterdi. Arınç, bunun demokrasi kültürüyle çelişen bir davranış olduğunu savundu. Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle ülkeyi germek isteyenlere kulak asılmamasını isteyen Arınç, ‘‘Ülke elden gidiyor iddialarına itibar etmeyin’’ dedi. TBMM Başkanı Arınç, dün TBMM faaliyetleriyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Arınç’ın, Cumhurbaşkanlığı’na aday olup olmayacağı, irtica tehdidi uyarıları, DYP lideri Mehmet Ağar ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında yaşanan diyalog ve Almanya Federal Mec Fransa Voltaire’i Unuttu... Fransa’da ünlü tarihçileri bir araya getiren bir örgüt var, ‘‘Tarih İçin Özgürlük Derneği’’. Derneğin 600 üyesi bulunuyor... Fransa’daki ‘‘Tarih İçin Özgürlük Derneği’’ çok önemli bir bildiri yayımladı. Bildiride Ermeni soykırımı savlarını tanımayanlara hapis ve para cezası öngören yasanın Fransa Meclisi’nde kabul edilmesini ‘‘gerçek tahrik’’ olarak nitelendirdi... Bu konuyu Brüksel Temsilcimiz Elçin Poyrazlar’la konuştum dün sabah. Elçin, konuya ilişkin bazı ipuçları verirken şöyle dedi: ‘‘Tarih İçin Özgürlük Derneği’nde Rene Remond, Mono Ozouf, Pierre Nora ve JeanPiera Azema gibi ünlü tarihçiler bulunuyor. Ben ünlü tarihçi Pierre Nora’yla görüştüm. Görüşmem de Cumhuriyet’te yer aldı.’’ Ünlü Fransız tarihçi Pierre Nora, yasayı ‘‘felaket’’ olarak yorumlayıp hazırladıkları bildiriyi Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’a da sunarak ‘‘yasanın iptalini’’ istiyor... Pierre Nora şöyle diyor: ‘‘Bir Fransız yurttaşı, entelektüel ve tarihçi olarak; demokratik bir ülkenin tarihte yaşananları resmi bir gerçeklik olarak tanımlamaya kalkmasını kabul edilmez buluyorum.’’ Fransız tarihçi Türkiye’yi çok sevdiği için mi bunları söylüyor? Hayır!.. Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı olan tarihçi Pierre Nora’nın korktuğu şu: ‘‘Eğer bu yasa Cumhurbaşkanı Chirac tarafından onaylanırsa, Meclis’te bulunan kölelik ve sömürgeciliğe ilişkin yasalar da gündeme gelir ve bunlar Fransa demokrasisinin simgesi olmaktan çıkar...’’ ??? Fransız Meclisi bu tarihi yargılama girişimini, ‘‘oy hesabı’’ üzerine yaptı elbet!.. Türkiye’yi iyi tanıyan İngiltere’nin Avrupa Komisyonu Temsilcisi Denis Macshane de ilginç bir açıklamada bulundu... Denis Macshane, Türkiye’de yasaların (301. madde ve ötekiler) özgürlüğü kısıtladığını vurgulayıp şöyle diyor: ‘‘Fransa Parlamentosu Türkiye’de 301. maddenin Fransız versiyonunu hazırladı. Ben Fransız televizyonuna çıksam ve 1915’teki ölümlerin ‘soykırım’ olmadığını söylesem, polis beni gözaltına alacak, yargı da tutuklayıp cezaevine mi gönderecek?’’ Sartre’ın, Zola’nın, Hugo’nun Voltaire’in ruhlarını yok etmeye çalışıyor Fransa, Denis Macshane’nin açıklamalarına göre... Fransa, ifade özgürlüğünü rafa kaldırıyor... Peki biz Türkler bu olup bitenler karşısında ne yapıyoruz... Şişli Pazarı’ndan sahte Fransız marka gömleklerini 510 milyona alıp Beyoğlu’nda Fransız Büyükelçiliği önünde ‘‘Ya Allah Bismillah’’ deyip yakıyoruz... Olup bitenleri televizyondan izliyorum... Yakanların üzerinde ‘‘timsah’’lı Fransız gömlekleri bulunuyor... Toplum olarak aptes suyunun ‘‘sağlık sorunlarını’’ tümüyle çözümlediğini; aptes alan kadınların yüzlerinin hiç kırışmadığını tartıştığımız şu sıralarda Fransa Meclisi’nin soykırım yasasıyla irkilip kendimize geldik... Bakıyorum TÜSİAD’dan, MÜSİAD’dan ses soluk çıkmıyor. Koç’lardan, Eczacıbaşı’lardan, Sabancı’lardan da bir açıklama filan gelmiyor... Halkımız ne yapsın? Yapsa yapsa bayrak, tişört, gömlek, bayrak, kukla yakar, siyah çelenk bırakır, tekbir getirip ‘‘Kahrolsun Fransa’’ diye bağırır... Unuturuz bugünleri de hiç kuşkunuz olmasın... ??? Fransız askerlerinin Madagaskar ve Cezayir’de binlerce insanı katletmesi yirminci yüzyılın soykırımı değil miydi? Stalin’in Ukraynalıları yok etmesi, Mao’nun milyonlarca Çinliyi aç bırakıp öldürmesi sizce neydi? Balkanlar’daki vahşet; Çeçenistan’daki dram; Afrika’daki sömürge katliamları; İsrail’in Filistinlileri öldürmesi, Lübnan’ı harabeye çevirip binlerce insanı katletmesi... Geçmişte yaşanan tüm kanlı olayların hesabını ve tanımlamasını yasa çıkararak yapamazsınız... Avrupa’nın birçok ülkesinde Yahudiler profesyonelce öldürülüp yakıldı... Bu işler devletlerin parlamentolarınca çözümlenip adlandırılamaz... Zaten Avrupa’da aklı başında her insan Denis Macshane gibi noktayı koyuyor: ‘‘Bunlar, cumhurbaşkanlarının, başbakanların, bakanların, milletvekillerinin, siyasi partilerin değil, tarihçilerin, derin kültürel anlayışa sahip entelektüellerin işidir...’’ ? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bazı kurumlara TBMM tarafından üye atanmasıyla ilgili görüşlerine tepki gösteren Arınç, bunun demokrasi kültürüyle çelişen bir davranış olduğunu savundu. TBMM Başkanı, Türkiye’deki parlamenter sistemin Meclis’in gücünü daraltan bir yapıda olduğunu söyledi. lisi milletvekillerinin ülkede yaşayan Müslüman kadınlara türbanlarını çıkarmaları yönünde yaptıkları çağrıyla ilgili soruları yanıtsız bırakması dikkat çekti. Arınç, diğer konularda ise şu mesajları verdi: Cumhurbaşkanlığı seçimi: Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle ülkemizi germek isteyenlere, kargaşa ve tartışma çıkarmak isteyenlere kulak asmayın. Sizi korkutmak isteyenlere, ‘‘ülke elden gidiyor’’ iddialarına itibar etmeyin. Meclis görevinin başındadır. Vakti geldiğinde en güzel şekliyle Cumhurbaşkanı seçilecektir. TBMM’nin itibarı: Bu ülkede hiçbir kurum Meclis kadar, milletvekili kadar acımasızca haksız ve kolayca eleştirilmemiş, hatta hakarete uğramamıştır. Anayasal kurumlar içinde bu denli sert eleştirilen ve saygınlığı zedelenmeye çalışılan başka bir kurum yoktur. Bugün Türkiye’deki parlamenter sistem oldukça karmaşık Meclis’in gücünü daraltan bir yapıdadır. Sezer ve CHP’ye eleştiri: Meclis’in gücünün ve yetkilerinin artmasından endişelenen çevrelerin olduğu bir gerçektir. Bu çevrelerin, kurumlara üye seçiminde bile Meclis’e yetki verilmesine karşı çıkması, demokrasi kültürüyle çelişen bir davranışken bu davranışa bazı siyasi partilerin destek vermesi ayrıca düşündürücü ve üzücü bir olaydır. Sayıştay üyelerinin seçiminin tamamının parlamentoya verilmesi eleştirilmektedir. Mesela ombudsmanlıkta da böyledir. Buna karşı çıkan düşünce odakları vardır. Arzu ederim ki Anayasa Mahkemesi’nin bazı üyeleri de TBMM tarafından seçilsin. Ama bir zamanlar Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı, 1415 üyeden sadece üç tanesini, o da gösterilecek adaylardan, Meclis seçsin dediğinde buna karşı gürültü koparanlar olduğunu biliyoruz. Belki doğrudan doğruya ve da ha fazlasını TBMM seçmelidir. Fransa’nın samimiyeti: Ermenistan’da soykırım anıtını ziyaret eden, yasanın kabul edilmesinden sonra Başbakan Tayyip Erdoğan’ı arayarak üzüldüğünü söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, samimi midir, değil midir? Chirac’ın bu yaştan sonra bu yaptıklarının ne anlama geldiğini herhalde Meclis Başkanı değil, sokaktaki çocuğa sorsanız cevabını ondan alırsınız. Bu tasarı Ermenilerin terör eylemlerini niçin Fransa’da gerçekleştirdiklerini de anlatmaktadır. Diplomatlarımız teröre kurban gitmiştir. Samimiyet sınavından geçen biz değil onlardır. Orli katliamcılarının avukatı Patrick Deveciyan, tasarının kabul edilmesi için büyük rol oynamıştır. Bu tasarı, Fransa tarihine utanç vesikası olarak geçecektir. Ecevit, hastanede 5. ayı dolduruyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldırıldığı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde (GATA) hayata tutunmaya çalışan eski Başbakan Bülent Ecevit’in yaşam mücadelesi 18 Ekim’de 5. ayını dolduracak. Ecevit’in, cihaza bağlı olmadan solunumunu gerçekleştirdiği, kan basıncı, ateşi, nabız hızı, akciğer, karaciğer ve böbrek fonksiyonlarının normal seyrettiği bildirildi. Ecevit’in gözlerini açmasına rağmen bilincinin kapalı ve uzun bir süredir durumunun ‘‘stabil’’ olduğu belirtildi. SIRA PERSONELDE RTÜK’ü ele geçirme çabası ? Fethullah Gülen’in avukatının başvurusuyla kanallara ceza kesen RTÜK, bu kez de kurumun personel yapısını değiştirecek bir adım atıyor. FIRAT KOZOK Meclis’te ters bayrak iddiası ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin, TBMM üyeler lokantasındaki bir yağlıboya tabloda Türk bayrağının hatalı resmedildiğini savunarak tablonun kaldırılmasını istedi. Türk bayrağında, ayın sırtının bayrak direğine dönük, ayın açık ağzı ve yıldızın, bayrağın dalgalanan ön ucuna baktığını anımsatan Ergin, ‘‘Bu, Türk bayrağı değil’’ dedi. Konuyu iki kez soru önergesiyle gündeme getirdiğini ifade eden Ergin, kendisine ‘‘Tablonun soyut bir resim olduğu ve ay yıldızın özgün şekilde yer aldığı’’ yanıtı verildiğini söyledi. Antalya Limanı’nın satışına onay ? ANTALYA (AA) Rekabet Kurumu geçen hafta yaptığı toplantıda Antalya Limanı’nın satışını görüştü. Toplantıda, Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri’nin yüzde 99 oranındaki hisselerinin TMSF tarafından satışı en yüksek teklif sahipleri Akdeniz Liman İşletmeciliği AŞ ile IC İçtaş Hava Limanı Yatırım İşletmeciliği ve Ticaret AŞ’den herhangi birine devredilmesi işlemine izin verilmesi talebi ele alındı. Rekabet Kurumu’nun kararında işleme izin verilmesine oybirliğiyle karar verildiği bildirildi. Düzeltme ? Parlamento Kulisi köşemizde dün yayımlanan genç milletvekilleri listesinde ‘‘AKP İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu’’ yerine İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel’in adı yer almıştır. CHP İstanbul Milletvekili Zeynep Damla Gürel yanlışlıkla ‘‘AKP’li’’ olarak gösterilmiştir. Düzeltir özür dileriz. ANKARA Şeriatçı radyoları yakından izleyen İstanbul Bölge Müdürü’nü görevden alan, Fethullah Gülen’in avukatının başvurusuyla kanallara ceza kesen RTÜK, bu kez de kurumun personel yapısını temelden değiştirecek bir adım atıyor. Önümüzdeki günlerde kuruma 7080 uzman yardımcısı almaya hazırlanan kurul, personel daire başkanlığına kurul kararı olmaksızın yeni yönetici atadı. AKP kontenjanından RTÜK’e seçilen 6 üye, kurumun yapısını kökten değiştirecek nitelikte adımlar atmayı sürdürüyor. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, üst kurul, önümüzdeki günlerde 7080 uzman yardımcısı alacak. Açıktan atama yöntemiyle alınacak personel için Kamu Personeli Seçme Sınavı’na girmiş olma şartı aranacak. Belirlenen şartlara uyan adaylar daha sonra sözlü sınavdan geçirilecek. Personel alımı için hazırlıklar sürerken kurulda da ilginç gelişmeler yaşanmaya başladı. Yıllardır kurumda Personel Dairesi Başkanı olarak görev yapan Lütfettin Mesutgil’in çeşitli sağlık nedenlerinden ötürü görevi bırakma kararı almasının ardından gözler yeni daire başkanının kim olacağına çevrildi. Bu durumda, yine yeni kurul üyeleri atanmadan önce göreve başlayan ve Mesutgil’in yardımcısı olarak çalışan Ahmet Batun’un, başkanlığa terfi edeceği konuşulurken RTÜK Başkanı Zahid Akman ilginç bir atamaya imza attı. Akman, Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı İsmail Kargulu’yu, kurula transfer etti. Kargulu, RTÜK Personel Dairesi Başkan Yardımcılığı’na atandı. Öte yandan, yıllardır başkan yardımcılığı görevini sürdüren Ahmet Batun ise Kamuoyu Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkan Yardımcılığı’na kaydırıldı. Kurul kararıyla yapılması gereken bir atamanın direkt olarak RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın oluruyla gerçekleştirilmesi, ‘‘Personel alımı öncesi, alınacak personelde söz söyleme hakkı olan bir birimde yapılan oynamalar, alınacak personelin seçimine de gölge düşürecek’’ yorumlarına neden oldu. Villada cephanelik Sakarya’nın Adliye köyünde bir ihbarı değerlendiren jandarma, K. C. P’ye (48) ait villa ve çevresinde arama yaptı. Aramada, bahçedeki havuzun su motorlarının bulunduğu bölümden girilen ve yeraltına yapılmış, 50 metre uzunluğunda atış poligonu tespit edildi. Villa içindeki incelemede yatak odasından atış poligonuna girilebilen gizli geçit bulundu. Poligonun deposundaki aramada 4 ruhsatsız yivli av tüfeği, ruhsatsız çeşitli çap ve markada 8 tabanca, 4 bin 276 adet çeşitli cins ve çapta fişek, 143 boş kovan, 3 keskin nişancı dürbünü, 7 kama, 6 yay, 134 ok, 43 ok başlığı ve 3 gram kubar esrar ele geçirildi. Villanın sahibi K. C. P’nin İsviçre’de olduğu öğrenilirken olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü belirtildi. (MURAT UYGUN) ‘AKP köktendinciliğe kayıyor’ Türkiye’de gelecek yıl yapılacak seçimleri değerlendiren Washington Times, AKP’nin yüzde 25 oy alacağını ve koalisyon kurulacağını yazdı WASHINGTON (ANKA) Washington Times gazetesi, AKP’nin laiklikten İslamcı köktendinciliğe kaydığını savunarak ‘‘Seçimler, Türkiye’nin Batı’nın dostu olmayı sürdüreceğini ya da düşman İslamcı Ortadoğu’ya daha derin bir biçimde kayacağını belirleyebilir’’ yorumunu yaptı. Washington Times gazetesi, başyazısında ‘‘Türkiye’nin siyasi geleceği’’ni değerlendirdi. Muhafazakâr gazete, yapılan çeşitli kamuoyu yoklamalarının AKP’nin gelecek yıldaki seçimlerde 2002’ye göre daha az oy alacağını gösterdiğini kaydetti. Gazete, Yakın Doğu Politikası Enstitüsü’nün Türkiye uzmanı Soner Çağatay’a dayanarak verdiği verilere göre, Türkiye’de bugün seçim yapılsa AKP’nin yüzde 25 civarında, CHP ve MHP’nin ise yüzde 20 civarında bir oy alabileceğini yazdı. Gazete, AKP’nin oylarının yüzde 30’unu alsa da çoğunluğunu kaybedeceğini ve bir koalisyon hükümetinin kurulması gerekeceğini savundu. Washington Times, MHP’nin, AKP’nin PKK sorununu çözemediği algılamasının MHP’ye yaradığını belirtirken PKK sorununun TürkiyeABD ilişkilerinin tezkere sorununun ardından düzeltilmesinde engel oluşturduğunu öne sürdü. Gazete, PKK sorununun yanı sıra, parti yetkililerinin adının yolsuzluklara karışması ve AB sürecinde karşılaşılan sorunların, AKP’nin oylarının düşmesinde rol oynadığını savundu. 9 BİN YTL TAZMİNAT ÖDEYECEK DYP’Lİ BEDÜK’TEN YANIT hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Fethi Dördüncü’ye 15 ay hapis cezası İstanbul Haber Servisi Selanik’teki Atatürk Evi’nde bulunan Şeref Defteri’ne yazdığı yazıyla gündeme gelen Mehmet Fethi Dördüncü’nün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a hakaret ettiği gerekçesiyle iki ayrı davada yargılanmasına devam edildi. Dördüncü ilk önce, Göztepe’ye cami yapılmasına ilişkin Erdoğan ve Topbaş’a yazdığı mektup nedeniyle yargılandı. Davayı karara bağlayan yargıç, Dördüncü’yü 10 ay hapse mahkum etti. Dördüncü’nün cezası 6 bin YTL adli para cezasına dönüştürüldü. Dördüncü hakkında, Selanik’teki Atatürk Evi’nde şeref defterine yazdıkları nedeniyle Erdoğan’a hakaret ve hükümeti aşağılamak suçlarından açılan dava da görüldü. Yargıç, Dördüncü hakkında Erdoğan’a hakaret suçundan açılan davayı reddetti. Hükümet hakkındaki sözlerin eleştiri sınırlarını aştığını belirten yargıç, Dördüncü’yü 5 ay hapis cezasına çarptırdı. Dördüncü’ye verilen hapis 3 bin YTL adli para cezasına dönüştürüldü. ‘TSK ile atışma taraftarı değiliz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DYP yönetimi, TSK ile yaşanan gerilimi tırmandırmama eğilimi içine girdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük, ‘‘TSK ile atışma ve gerilim yaratma, gerilimi sürdürme taraftarı değiliz. Sivil bir açılım yapılmıştır, genel af istemediğimiz açıktır’’ dedi. Bedük, ‘Her başkanlık divanı ve GİK toplantısında genel meseleler tartışılır, ondan sonra söylemi genel başkan geliştirir. Biz, af demiyoruz. Sivil açılım yapmaya çalışıyoruz’’ karşılığını verdi. DYP’nin TSK’yi rencide edici bir yaklaşım içinde olamayacağını kaydeden Bedük, ‘‘TSK ile atışma, gerilim yaratma, bu gerilimi devam ettirme taraftarı değiliz. Genel başkanımızın açıklaması yanlış anlaşılmış. Sözlerinden, DYP iktidarı zamanında TSK konuşma ihtiyacı duymayacak, anlamı çıkıyor. Orada eleştiri hükümeteydi. Hükümet eleştirilere cevap vermediği için TSK konuşmak, kendini savunmak zorunda kaldı’’ açıklamasını yaptı. CUMHURİYET 05 K