Katalog

SAYFA CUMHURİYET 17 EKİM 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr AB yetkilisi, ‘Kıbrıs’la ilgili son fırsat penceresi önümüzde duruyor olabilir’ dedi Suudi Kralı’nın Kıyakçısı Kim? gırın kısraktaki hedefine ulaşmasına Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin yardım ederler. Bu işlemin adı “kıyak”tır. Abdülaziz 8 Ağustos’ta Ankara’ya İşlemin yapılışına “kıyak çekmek”, işleresmi bir ziyarette ve İstanbul’da ise inmi yapana ‘’kıyakçı’’ denilir. celemelerde bulundu. Akşam gazetesinin bu başlığından Sabah gazetesinde 23 Eylül’de şöysonra bir şeyleri anlar gibi olduk. Birile bir başlık vardı: “Sevda Tepesi kraleri krala “kıyak” çekiyordu. Bu işte Kral lın elinde kalmış!” Kral, Anadoluhisahazretlerinin aygır rolünde olduğu kerı’nda Sevda Tepesi denilen araziyi sindi. Ancak, anlamadığımız nokta, 1984’te 27 milyon dolara satın almış, “kısrak” ile “kıyakçı” kimlerdi? imara açık olmadığı için iki yıl önce 7 11 Ağustos’a dönelim. Cumhuriyet’te milyon dolara satışa çıkardığında alıcı bulamamış, şimdi ise 17 milyon dolar Bahadır Selim Dilek “Sevda Tepesi Tartışması’’ üst başlığının altındaki haistiyormuş, sevdalandığı “Sevda Tepeberinde “AKP, Ecyad Kalesi’ni unuttu” si elinde kalmış!”. Koskoca kralın sevana başlığı altında şöyle yazmıştı: “İsdası elinde nasıl kalır? Olacak iş mi? tanbul’da Sevda 8 Ekim Başbakan Tepesi’ne inşaat isRecep Tayyip Erteyen Suudiler Osdoğan, kralın davetmanlı mirası Ecyad lisi olarak Suudi AraKalesi’ni yıkmışlarbistan’a gitti. dı. AKP’nin, Ecyad’ı 12 Ekim tarihli Akhiç gündeme geşam gazetesinde ise tirmemiş olması ise bir başka başlık: dikkati çekti.” “Suudi Kralı AbdulEcyad Kalesi, lah’a beklenen kıMekke’yi korumak yak!” Haberde, “Döamacıyla Osmannüşüm Alanları HakKral ve Başbakan. lıların 1781’de yapkında Yasa Tasarıtıkları, 1884’te onardıkları, 800 kişilik topsı”nın görüşüldüğü TBMM Bayındırlık çu birliğini barındıran, şehitler verilen üç Komisyonu’nda, İstanbul Boğazı’ndakaleden biriydi. “...idi”, çünkü yerine ki Sevda Tepesi’nin Suudi Kralı’na veSuudi Kraliyet Ailesi’nin himayesinde rilmesinin önündeki engellerin kalktığı gökdelenler yapmak amacıyla kale 3 bildiriliyordu. Ocak 2002’de yıkıldı. UNESCO’nun da Başbakan Erdoğan’ın TV kameralayıkımına karşı çıktığı kalede şehit ecrı önünde bir başka nedenle “kıyak çekdadımızın kanlarına karşılık olarak şimmek” sözlerini kullandığında şaşırıp kaldi de birileri Suudi Kralı’na elinde kalmıştık. Anladığımız kadarı ile Başbakan da “kıyak çekmek” sözcüklerinin ne dığı Sevda Tepesi ile kıyak çekiyordu! Herhalde bu “kıyak çekme” işlerini deanlama geldiğini bilmiyor olmalıydı. Danetlemek için olsa gerek meslektaşımız ha önce bu köşede, “kıyak, kıyak çekFehmi Koru’nun Şikago Başkonsolomek” sözcüklerinin gerçek anlamlarısu olan kardeşi Naci Koru da “ilk kez nı birkaç kez yazdık. Yineleyelim. Bir at büyükelçi” yapılarak Suudi Arabistan’a harasında aygır, kısrakla çiftleşmede gönderiliyor olmalıydı! zorluk yaşadığında, hara görevlilerı ay Rehn’den son fırsat uyarısı ELÇİN POYRAZLAR LÜKSEMBURG Türkiye AB Troykası Toplantısı sonrası AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Finlandiya’nın Kıbrıs konusundaki girişimini hatırlatarak, ‘‘Kıbrıs konusunda önümüzdeki ayların ve yılların son fırsat penceresi önümüzde duruyor olabilir’’ uyarısında bulundu. Dışişleri Baka nı Abdullah Gül ise Finlandiya’nın girişimini yapıcı olarak desteklediklerini söyledi. ‘‘Fransa’daki hataları kendi ülkemizde görmek istemiyoruz’’ diyen Gül, 301. maddeye ilişkin değişiklik mesajı verdi. AB üyelik müzakerelerine bir yıl önce başlayan Türkiye hakkındaki ilerleme raporunun açıklanmasına kısa bir süre kala AnkaraBrüksel arasındaki son kapsamlı değerlendirme dün Lüksem burg’da yapıldı. Toplantıya AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Stainmeier ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül katıldı. Toplantı sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, nkaraBrüksel arasındaki son kapsamlı değerlendirme dün Lüksemburg’da yapıldı. Toplantıya AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja ve Almanya Dışişleri Bakanı FrankWalter Stainmeier ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül katıldı. (Fotoğraf: AA) A Financial Times, AB’nin uygulamalarının durumu zorlaştırdığını yazdı Kakofoni ve Akıllı Adam! “Kakofoni” Yunanca kökenli bir sözcüktür. ‘’Kako (kötü) foni (ses)’’, yani “kötü ses” anlamındadır. Kimi yerde, konuşmalardaki “kargaşa”yı, kimi yerde “çatlak sesi” anlatmak için kullanılır. ABD Büyükelçisi Ross Wilson, 3 Ekim’de Vaşington’da Türk gazetecilerini “briefing (bilgilendirme)” toplantısında “kakofoni” sözcüğünü kullanmıştı. Wilson, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın, AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hansjörg Krestschmer’in Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ilişkin sözlerine tepki göstermesine ilişkin bir soruya “Türk iç siyasasında, belirli ölçüde bir kakofoni var” demişti. 13 Ekim’de Sabah gazetesi, Wilson’un, bir yabancı büyükelçilikte Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’a “kakofoni” demediğini söylediğini yazdı. Vaşington’daki meslektaşlarımızın yanlış çeviri yaptıkları düşüncesiyle ABD Büyükelçiliği’nin İnternet sayfasına girdik, metni bulduk. Resmi site Wilson’un “kakafoni” dediğini yazıyordu. Aynı gün Londra çıkışlı bir haberde, İngiltere Genelkurmay Başkanlığı’na altı hafta önce atanan Orgeneral Richard Dannat’ın, iktidardaki Tony Blair hükümetine karşı “kakofonik” sözleri bildiriliyordu. Yeni Başkan Dannat, ABD ile İngiltere’nin Irak’a “2003’te kapıyı tekmeleyerek girmesini” kınıyor, İngilizlerin “davet edilmediği Irak’tan çekilmesi gerektiğini” söylüyordu. AB temsilcisi Kretschmer’in tanımlamasına göre herhalde bu davranış “AB’yle uyuma ters düşüyor”, Wilson’a göre de “kakofoni” olmalıydı. Ama değildi, çünkü Dannat bir İngiliz, Büyükanıt bir Türk generaliydi. Aklımıza genelde bilinen bir bilgenin sözleri geldi. Bilgeye sormuşlar: Bir insanın zekâsını nasıl anlarsın? Konuşmasından... Ya konuşmazsa? O kadar akıllı insan var mı ki! ‘Kıbrıs, üyeliği raydan çıkarabilir’ Dış Haberler Servisi Kıbrıs’ta taraflar arasında yaşanan sorunların Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine engel oluşturabileceği ve bu yılın sonunda üyeliğin raydan çıkabileceği öne sürüldü. İngiliz Financial Times gazetesinde, yaklaşık bir sayfa ayrılan konuyla ilgili haberanalizde, “Kıbrıs konusunun Fransa’daki tartışmalarla ortaya çıkan Ermeni meselesine göre çözümü çok daha güç bir sorun olarak gündeme gelebileceğine” dikkat çekilen yazıda, “bu konu yılın sonlarına doğru AB’nin en zorlu ve tartışmalı jeostratejik projesi olan Türkiye’nin üyeliğini raydan çıkartabilir” görüşü savunuldu. “Riskler çok büyük” denen yazıda, AB hedefinin çökmesinin olumsuz sonuçları şöyle özetlendi: “Türkiye’nin 80 yıl önce Kemal Atatürk döneminde başlayan Batı’ya yönelik kültürel yürüyüşü durabilir ve İslamcı ve milliyetçi güçler güç kazanabilir.” Kıbrıs’ta “AB’nin uygulamalarının durumu zorlaştırdığı” belirtilen yazıda, “Bugün AB’deki pek çok diplomatın Kıbrıs’ın (Rum kesimi) birliğe üye alınmasının hata olduğunu kabul ettiği” kaydedildi. Rum kesimi lideri Tasos Papadopulos’un müzake TCY’nin 301. maddesine ilişkin değişiklik mesajı verdi. ‘‘Fransa’daki hataları kendi ülkemizde görmek istemiyoruz’’ diyen Gül, Türkiye’de her görüşün özgürce konuşulabilmesi gerektiğini söyledi. Fransa’da Ermeni iddialarının reddine ceza getiren yasa tasarısının kabul edilmesinin ardından Türkiye’nin 301. maddeye yönelik tutumuna yönelik bir soruyu yanıtlayan Gül, ‘‘Gereğini yapacağız’’ dedi. Fransa’nın AB’ye üye bir ülke olarak bu tür bir hataya düştüğünü söyleyen Gül, ‘‘AB’nin kurucu üyelerinden Fransa, tutumuyla Kopenhag kriterlerinin değiştiği izlenimi bıraktı’’ dedi. TCY’nin 301. maddesinin acilen değiştirilmesi gerektiğini söyleyen AB Genişleme Komiseri Olli Rehn ise ‘‘Anladığım kadarıyla Türkiye bu konudaki seçenekleri değerlendiriyor’’ dedi. Türk diplomatik kaynakları, Gül’ün AB tarafına 301. maddenin değişebileceği yönünde siyasi sinyal verdiğini bildirdiler. Gül, Kıbrıs konusunda AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın önerilerini ‘‘yapıcı’’ bir biçimde değirlendirdiklerini söylerken AB Genişleme Komiseri Olli Rehn ise Finlandiya’nın önerilerine yönelik ‘‘Kıbrıs sorunuyla ilgili önümüzdeki ayların ve yılların son fırsat penceresi önümüzde duruyor olabilir’’ dedi. Finlandiya’nın girişimine Komisyon’un tam destek verdiğini söyleyen Rehn, önerileri ‘‘gerçekçi ve dengeli’’ şeklinde niteledi. Dışişleri Bakanı Gül, Kıbrıs’a ilişkin konuları ‘‘kendi mecrasında’’ ele almak istediklerini söyledi. Finlandiya’nın önerilerine yapıcı yaklaşrelerin her noktasında veto tehtıklarını ifade eden Gül, Kıbrıs sodidini savurduğu belirtilen yarunundan tüm tarafların kurtulmak zıda, Türkiye’nin AB’yi, istediğini dile getirdi. FinlandiKKTC’nin izolasyonuna son ya’nın önerilerinin Kıbrıs sorunuverilmesine yönelik adım atmana kapsamlı bir çözüm getirmedimakla suçladığı hatırlatıldı. ğini dile getiren Gül, çözümün adaGazete, diplomatların, geleda iki toplumun kabul edebileceği biçimde sağlanması gerektiğini cek yıl seçimlerle karşı karşısöyledi. Finlandiya’nın Dışişleri ya bulunan Türk hükümetinin Bakanı Erkki Tuomioja ise bu koönünde yeni taviz vermekle nuda tüm tarafların adım atmasımüzakereleri rayda tutmak arana yönelik ‘‘Tango için iki kişi gesında bir seçim bulunduğunu reklidir’’ şeklinde konuştu. söylediklerini belirtti. BAŞSAĞLIĞI Türk Tabipleri Birliği Başkanı (19962006) AB KIBRIS’TA MÜDAHİL OLMAK İSTİYOR Fin planı askıda kaldı MAHMUT GÜRER Sayın Cumhuriyet ve Ethnos 11 Ekim’de Cumhuriyet’in birinci sayfasında Atina’da Türk Büyükelçiliği görevlisi Feyzullah Baran’ın diplomatik plakalı arabasının yakıldığını duyurduk. 100 m. ötedeki karakol, “Yağmur yağdığı için arabayı kimin ya da kimlerin yaktığını bilmiyoruz” demişti. 23 Haziran’da da Büyükelçilik Müsteşarı Ergin Soner’in arabasının da yakıldığını anımsatmış, Yunanistan’da bu olayların hep AtinaAnkara arasında diplomasi alanındaki dostluk görüşmelerine rastlamasına dikkati çekmiştik. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Atina ziyareti gündemdeydi. Haberimiz şöyle bitiyordu: “Bu koşullar altında Gül, hâlâ Atina’ya gidecek mi yoksa ‘karşılıklılık ilkesi’ gereğince Türkiye’de görev yapan Yunan diplomatlarına, Atina’da Türk meslektaşlarının başına gelen ‘yağmur yağıyordu!’ gerekçesi mi uygulanacak?” Yunan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yeorgios Kumuçakos, haberimiz ve Türk Dışişleri Bakanlığı’nın tepkisinden sonra nezaket gösterip “Bunun kabul edilemez bir eylem olduğunu, olayı şiddetle kınadıklarını, yabancı diplomatların Yunan devletinin koruması altında olduğunu” açıkladı. Irkçı Ethnos gazetesi araba yakma olayına değindikten sonra “Türk diplomat, o semtte park etmenin Atinalılar için bile tehlikeli olduğunu bilmiyor muydu?” diyerek faturayı Baran’a çıkarttı. Yazı özetle şöyleydi: “Türkiye’de bazı çevreler, Türk diplomatının arabasının kundaklanması olayını istismar etme fırsatını kaçırmadılar. ‘Cumhuriyet’ gazetesi, polislerin yağmur nedeniyle olayın farkına varmadıklarını yazarak Türk Dışişleri Bakanı Gül’ün bu koşullar altında Atina’ya gidip gitmemesini sorguluyor ve şu tehlikeli soruyu soruyor: ‘Acaba, karşılıklılık ilkesine göre, Türkiye’deki Yunan diplomatlara da “yağmur” yağdığı mı söylenmeli?’ Gazetenin (Cumhuriyet) gözleminin (faaliyetleri bilinen) Türkiye’deki gizli güç odaklarına hitap etmediğini umalım.” Büyükelçilik görevlisi o semtte araba bıraktığı için suçluydu. Bizim de, geçmişte Atina’da şehit edilen Türk diplomatlarından, ya da son yıllardaki kundaklamalardan söz etmeyip yalnızca son 110 gün içinde iki diplomatımızın arabasının yakıldığını duyurmamız “gizli güç odaklarına hitap etmek” oluyordu! Dr. FÜSUN SAYEK’i kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içindeyiz. Kendisine Tanrı’dan rahmet, ailesine ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Camiasına ve tüm hekimlere başsağlığı dileriz. GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞI ACI KAYBIMIZ Ülkemizde diyabetli ve tüm hasta haklarının gelişiminin öncülerinden, örnek insan, gerçek aydın Dr. FÜSUN SAYEK’i kaybettik. Acımız sonsuzdur. ANKARA Ankara, AB Dönem Başkanı Finlandiya tarafından hazırlanan Kıbrıs planı konusundaki çekincelerini Lüksemburg’daki troyka toplantısında da iletti. AB’nin ise, doğrudan ticaret tüzüğünün yeniden düzenlenebileceğini, ancak limanların işletilmesi sürecinde birliğin de müdahil olması konusunda geri adım atılamayacağını belirttiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Gül, Lüksemburg’da Kıbrıs ile ilgili olarak ilk AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn ile görüştü. Rehn’in Gül’e Kıbrıs konusunda çözüm sürecine bir an önce girilmesi gerektiğini söylediği öğrenildi. Bu kapsamda Finlandiya tarafından hazırlanan planın önemli bir fırsat olduğunu ifade eden Rehn’in, bu konuda bir an önce adım atılmasını istediği belirtildi. Gül’ün de Kıbrıs konusunda çözümün sadece Türkiye ve KKTC’nin iyi niyetiyle gerçekleşemeyeceğini ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin de çaba göstermesi gerektiğini söylediği bildirildi. Gül, Rum Kesimi’nin çözümden yana olmadığının açık olduğunu vurguladı. Gül, Türkiye’nin planı müzakere edebilmesi için şu şartları sıraladı: Limanların denetimi konusunda AB değil BM müdahil olsun. İzolasyonlar Ercan Havaalanı kapalı olduğu sürece tam olarak kalkmış anlamına gelmez. Uçuşlar konusunda mutlaka adım atılmalı. Maraş’ın statüsü konusu kısa süreçte çözüme kavuşturulacak bir konu değil. Maraş konusundaki plan ayrı düşünülmeli. AB’nin söz vermesine karşın tamamını çıkarmadığı doğrudan ticaret tüzüğü yeniden değerlendirilmeli. AB temsilcilerinin ise, Kıbrıs’ın AB’nin de meselesi olduğunu belirterek, BM’nin yanı sıra birliğin de çözüm sürecinde bulunması gerektiğini ifade ettikleri dile getirildi. Finlandiya Dönem Başkanlığı Dışişleri Bakanı Tuomioja’nın çözüm sürecine girilmesinin ardından doğrudan ticaret tüzüğü konusunda bazı değişikliklere gidilebileceğini vurguladığı dile getirildi. Tuomioja’nın diğer konuların ise Rum Kesimi’nin de planı desteklemesi durumunda müzakere edilebileceğini belirttiği bildirildi. TÜRKİYE DİYABET VAKFI adına Prof. Dr. M. Temel Yılmaz KIRŞEHİR İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No : 2004/436 Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen taşınmazın; TAPU KAYDI : Kırşehir Merkez ahi evren mah. 534 ada, 19 parsel’de kayıtlı 3/36 arsa paylı 9 nolu bağımsız bölüm ÖZELLİKLERİ : Kırşehir ili merkez Ahi evren mahallesi 534 ada 19 parsel üzerinde 3/36 arsa paylı 9 nolu bağımsız bölüm kırşehir ili müftülük cad. üzerinde pınar apt. 5. kat 9 nolu dairedir taşınmaz son katta sobalı olup kuzey batı cephelidir 2 oda 1 salon banyo wc mevcut olup 110 m2 dir. MUHAMMEN BEDELİ: 40.000,00 YTL dir. İMAR DURUMU : İMARLIDIR DEĞERİ : 40.000,00YTL Satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları : 1 Satış 24/11/2006 Cuma günü saat 14.2014.30 arasında Kırşehir İcra Müdürlüğü Önü Adliye koridorunda adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin %60 ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 04/12/2006 Pazartesi günü saat 14.2014.30 arasında Kırşehir İcra Müdürlüğü Önü Adliye koridorunda adresinde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse taşınmaz en çok artıranının taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40 ını bulması ve satış isteyeninin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin % 20 si nispetinde pey akçesi (Yeni Türk Lirası ve devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile % 1 KDV. tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderacatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara ilanen tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleride dahildir. (Basın: 49900) Dilenen Ramazan Davulcuları! Ramazanın sonuna yaklaştık. Eskiden, çalar saat yoktu, cep telefonları yoktu. Mahalle bekçileri, maniler söyleyerek davul çala çala dolaşıp insanları sahura kaldırırlardı. Günümüzde bu konuda her türlü teknolojik kolaylık var. Ancak, yine de gece yarısından sonra, manisiz, türküsüz, üstüne üstlük “kakofonik” davul sesleri ile dolaşan davulcular var. Bu artık bir gelenek değil, bir eziyet. Hastası, bebelisi, uykusuzu, oruç tutanı, tutmayanı, gâvuru var. Davul çalmakla kalsalar yine iyi. Davulun çatlak sesinin yarattığı titreşimlerle, sokaklara park edilmiş arabaların alarmlarının da vokal yapmaları işin cabası. Bir de pazar sabahı ne görelim? Sabahın köründe daha kargalar kahvaltılarını yapmadan kapı çalınmaz mı? Karşımızda iki adam. Birinin elinde bir davul ve tokmak, ötekinde “resmi davulcu” olduklarına ilişkin bir belge... Eskiden, davulcular “bahşiş” toplamak için bayramı beklerlerdi: 21. yy. davulcuları ise ramazanın ortasında resmi dilencilik belgelerine dayanarak kargalar ile b... yeme yarışındalar. TC İLAN ÜMRANİYE 2. İCRA DAİRESİ Dosya No: 2005/5389 Tal. Örnek No: 25 Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın 03/11/206 günü saat 09.30 09.40’ta İMES. San. Sit. F2 B1. No: 8 Ümraniye’de yapılacağı ve o gün kıymetlerinin % 60’ına istekli bulunmadığı takdirde 08.11.2006 günü aynı yer ve saatte 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin % 40’ını bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mahcuzun satış bedeli üzerinden % 18 oranında K.D.V.’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla Dairemize başvurmaları ilân olunur. 29/09/2006 Takdir Edilen Değeri Y. Lira Krş. Adedi Cinsi Niteliği ve Önemli Özellikler 400,00 1 Toplama bilgisayar tk.Lg mon.171” 400,00 1 Canon IR 1210 fotokopi mak. 150,00 1 Panasonic KX F 550 fax 100,00 1 Sagem Phonefax 350 fax cihaz 400,00 1 Dell bilgisayar tk. 17”monitör 30.000,00 1 Takısava Te20 (TLM271036)SNS Torna 15.000,00 1 Vovmard 577519 torna tezgâhı 10.000,00 1 TOSHOSTIVAR BHU 2575817(taslama) 15.000,00 1 TOSHOSTIVAR 02 77015 (taslama) 12.000,00 1 SCHAVOT 8264 taslama 3.500,00 1 ERIKSEN 2613205 Torna 10.000,00 1 LIOVY HSING COLTD 04207 torna 100.000,00 20.000 Kolon (Muhtelif) 750,00 1 Şenel sabit matkap 3.500,00 1 Tos.matkap(şanzımanlı) 3.000,00 1 Uzay 280 kesici alet 10.000,00 1 TosHostiver (180880) taslama 750,00 1 Hardnes Tester 0001315 sertlik test cihazı (İİK m.114/1, 114/3) (Basın: 49985) TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Cahit Talas Unutulamaz! Türkiye’de toplumsal siyasanın ünlü düşünürü, SBF’nin değerli profesörü Cahit Talas’ın kaybı ile, Türk çalışma hayatındaki yeri kolay kolay doldurulamayacaktır. Çalışma Bakanı olarak 27 Mayıs 1960 devriminden sonra hazırladığı “Sendikalar” ve “Toplusözleşme, Grev ve Lokavt” yasa tasarıları ile Türkiye’nin toplumsal devlet olma yolunda temellerini atmıştı. Ne yazık ki, onun Türkiye’ye getirdiği ilkeler, 12 Eylül darbesi ile yozlaşarak bugünkü utanç verici duruma sokuldu. Güçlü sendikalar sarılaştı, grev yapılamaz oldu, çalışanlar küreselleşme uğrunda köleleştirildiler. Bugün 11’de SBF’deki törenden sonra Kocatepe Camii’nde kılınacak namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan Sayın Hocamızın önünde saygıyla eğiliriz. Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 SAYI Esas No: 2006/118 / Karar No: 2006/195 Davacı Mehmet Ali Yönter, Filiz Aydınsan, Günay Kutki, Nuriye Taşkın ve Yusuf Taşkın vekili tarafından davalı Kadir Şanlı aleyhine; Antalya Muratpaşa mah. 3165 ada 1 nolu parsel üzerinde Antalya 2. Noterliğinin 01.07.1996 tarih, 21353 yevmiye nolu noter muamelesi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmasını kararlaştırdıklarını, ancak yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğinden sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir. Mahkemece davacının davasının GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE karar verilmiş olup, yetkili ve görevli Antalya Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İş bu dava dilekçesi ve karar davalıya tebliğ edilememiş, zabıta marifetiyle yapılan tahkikat ile de adresi tespit edilememiş olduğundan davalı KADİR ŞANLI adına iş bu DAVA DİLEKÇESİ ayrıca tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen KARAR ilanen tebliğ olunur. (Basın: 50109) ANTALYA ASLİYE 6. HUKUK MAHKEMESİ CUMHURİYET 10 K