19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 EKİM 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER Uyum yasalarının çıkarılamaması nedeniyle TCY’nin birinci kitabının uygulaması 2009’a kaldı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Mustafa Yıldırım TESEV’i Anlatıyor 1 Son günlerde kamuoyunda tartışma konusu olan TESEV’i bu konuyu yakından bilen ve şimdiye dek,14 baskı yapan “Sivil Örümceğin Ağında” kitabının yazarı Mustafa Yıldırım anlatıyor. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi isteyenlere kitabı okumalarını salık vererek şimdi sözü Mustafa Yıldırım’a bırakıyorum: “TESEV, 2004 yılında yayımlanan ‘Project Democracy Sivil Örümceğin Ağında’ kitabının da en önemli bölümü olmuştu. Son günlerde, toz duman arasında TESEV’in ne olup olmadığı yine anlaşılamadı. Şimdi TESEV geçmişini özetleyelim: Nejat Eczacıbaşı, 1961’de ‘Ekonomik ve Sosyal Etütler Konferans Heyeti’ni oluşturdu. Seçkin kuruluş daha sonra ‘Sosyal Etütler Konferans Vakfı’ oldu. 19821983 yılında ABD, ‘yarı açık’ ‘AntiCommunist Leage’ örgütlenmesinden ‘açık operasyon’ örgütlenmesine geçmişti. Artık ülkelerde, dernek, vakıf, oda örgütlenmesiyle bir ağ oluşturulacak ve içdış siyaset içeriden denetim altına alınarak uzaktan kumandaya bağlanacaktı... Türkiye de operasyonun hedefi olmakta gecikmedi. Bu arada, 1984 yılında, Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler Vakfı ve Eczacıbaşı’nın Vakfı ortak girişimle TESEV’i kurdular. Kuruluşa ayrıca 200 kişi katıldı. ? TESEV kurucu ve yöneticileri arasındaki seçkin kişiler, Türkiye’de oluşturulacak geniş ağın düğümlerini oluşturdular. Kişiler kişilere, kurumlar kurumlara bağlanıyordu. Birkaçını anımsamak yeterlidir: Bülent Eczacıbaşı, Feyyaz Berker (Tefken Holding), Can Paker (HenkelTÜSİAD, Sabancı Holding, Soros Açık Toplum), İshak Alaton (Alarko Holding), Mehmet Kabasakal (ISO, TESAV, CHP, Sosyaldemokrasi Okulu), Hasan Karaçal (DPT, Tarih Vakfı), Ziya Müezzinoğlu, Üstün Ergüder (Boğaziçi Üniversitesi rektörü, Soros Açık Toplum), Gündüz Aktan (Emekli büyükelçi, TESEV direktörü, sonradan ASAM başkanı.) Kurucular arasında ve yönetimde yer alan 4 kişi bağlantıları ilginçleştiriyor. Bunlardan Tarhan Erdem, CHP eski milletvekili, eski Sanayi Bakanı, 19992000 arasında CHP Genel sekreteriydi. Erdal İnönü’nün 2 yıl önce son siyasal parti girişimi olarak başlattığı ‘Yeni Oluşum’un tüzüğünü hazırladı. Tarhan Erdem’in bir işi de Doğan Medya Koordinatörlüğü ve Radikal’de köşe yazarlığıdır. TESEV Direktörü Özdem Sanberk, Dışişleri Müsteşarı, Almanya, İspanya, Belçika ve İngiltere’de büyükelçi idi. Turgut Özal döneminde Cumhurbaşkanlığı danışmanıydı. TESEV’e hareket getirdi. Kürt konferanslarına katıldı. Fikret Toksöz, Marmara Belediyeler Birliği Sekreteri ve Murat Belge başkanlığında kurulan Helsinki Yurttaşlar Derneği kurucusudur. TESEV’in yerel otonomi çalışmalarında baş aktördür. TESEV kurucuları ve yönetim kurulu üyeleri arasındaki en ünlü kişiye geçmeden önce ‘RAND Corporation’ı anımsayalım. Bu şirket, 1948’de ABD Hava Kuvvetleri ve silah sanayicileriyle ortaklaşa kurulmuştu. ‘Think Tank’ adı bu kuruluşla başladı. RAND, güvenlik tasarımları, raporları hazırlayarak devletine ve sanayicilere yarar sağlamaktadır. Yönetiminde generaller ve CIA emektarları bulunur. 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Türkiye’de istasyon şefliği yapmış olan Paul Bernard Henze ve Graham Edmund Fuller de RAND’da görevlidirler. RAND, ‘Graduate Institute’ adlı eğitim kurumuyla ülkelere destek vermektedir. TESEV kurucusu Yılmaz Argüden de bu mekteptendir. Argüden, 19781980 arasında Koç Holding ArGe’de yönetim kurulu başkanıydı, 19801985 arasında RAND’ın Stratejik Analizcisi, daha sonra Dünya Bankası Kredi Bölümü yöneticisi oldu. 1991 yılında Başbakan Mesut Yılmaz’ın başdanışmanıydı. 2006’da İsrail kurucusu olarak bilinen ve dünya para ağının en büyük aktörü sayılan Rothscild’ların İstanbul şubesi yöneticisi oldu. TESEV’in danışmanları arasındaki eski TC Dışişleri görevlileri, çok sayıdaki akademisyen, şirket yöneticisi geniş bir ağ oluşturmaktadır. RAND için Türkiye’de İslam raporunu hazırlayan, Georgetown University Müslüman Hristiyan Anlayış Merkezi (Merve Kavakçı ve F. Gülen konferanslarıyla dikkat çekti) görevlisi Sabri Sayarı, Florida International University’den Oktay Vural, Dünya Bankası’ndan Baran Tuncer en ünlüleridir. ‘OrduSiyaset’ araştırmacısı, İsrail örgütü WINEP bültenlerinin en önemli kişisi, İngiltere’den Türkiye’ye gönderilen AleviSünni araştırmacılarının destekçisi William Hale, TESEV konferansçıları arasında en dikkat çekici kişidir. ? TESEV, ABD’nin ve AB’nin ortaklaşa yürüttükleri Türkiye’yi özerkleştirme (Bana göre Anadolu Federe Devleti oluşturma), Ortadoğu, Kafkasya ve Asya’da kolonileştirme girişimlerinin en önemli destekçisi, ARI Derneği ile birlikte Türkiye Sivil Örümcek Ağı’nın ilmik dokuyucusudur.” TCY’ye yine erteleme EMİNE KAPLAN ANKARA Türk Ceza Yasası’nın (TCY) daha önce 31 Aralık 2006 tarihine kadar ertelenen birinci kitabının yürürlüğüne ikinci erteleme geliyor. AKP, CHP’nin muhalefet etmesi üzerine ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısını çıkaramayınca dar kapsamlı bir yasa önerisi hazırladı. Buna göre, TCY’nin birinci kitabının uygulaması 31 Aralık 2008 tarihine kadar ertelenecek. 170 yasada temel ceza yasalarına uyum öngören yasa tasarısı AKP ile CHP arasında kriz yarattı. Tasarının, 31 Aralık 2006 tarihine kadar yasalaşması gerekiyor. TCY’nin birinci kitabının yürürlüğü, di ? CHP’nin muhalefetiyle uyum yasalarını TBMM’den geçiremeyen AKP, daha önce 31 Aralık 2006’ya kadar ertelediği TCY’nin birinci kitabının yürürlüğünü 31 Aralık 2008’e ertelemeye hazırlanıyor. AKP’nin yasalaşmasında ısrar ettiği tasarılar arasında, Öcalan’a af yolunu açacağı gerekçesiyle eleştirilen etkin pişmanlık düzenlemesi de var. ğer yasalardaki cezaların uyumlu hale getirilebilmesi için söz konusu tarihe kadar ertelenmişti. Ancak CHP’nin 300’e yakın önerge vermesi üzerine tasarıyı genel kuruldan çıkarmakta zorlanacağını hesaplayan AKP, CHP’den destek istedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek önceki gün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı Meclis’teki makamında ziyaret ederek yasa önerisine destek istedi. Çiçek, önerinin yasalaşmaması durumunda daha önce çıkarılan ceza paketindeki hükümlerin uygulanamayacağını, bunun da adalet sistemini yaralayacağını anlattı. Baykal ise öneride yer alan ‘‘uzlaşma, hükmün ve davanın ertelenmesi’’ hükümlerini öngören maddelere ‘‘Adalet, parayla satın alınır hale gelir’’ gerekçesiyle karşı çıktı. Baykal, söz konusu maddeler tasarı metninden çıkmadan destek vermeyeceklerini bildirdi. Bu maddelerde ısrar eden AKP, tasarının öncelikli olarak çıkması gereken maddelerinin yer aldığı 43 maddelik yeni bir yasa önerisi hazırlayarak TBMM Başkanlığı’na verdi. Yasa önerisine göre, TCY’nin birinci kitabının yürürlüğü 31 Aralık 2008 tarihine kadar ertelenecek. Bu süre içinde diğer yasaların TCY’de yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri uygulanmaya devam edecek. Yasa önerisinde yer alan değişikliklerden bazıları şöyle: Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olacak. Ancak suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmayacak. Tasarının görüşmeleri sırasında Abdullah Öcalan’a ‘‘etkin pişmanlık’’ yolunu açacağı gerekçesiyle tartışma konusu olan hüküm, TCY’ye taşınacak. Buna göre, TCY’nin ‘‘etkin pişmanlık’’ başlıklı maddesine, ‘‘Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz’’ hükmü eklenecek. Evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine 3 aydan 1 yıla kadar hapisle cezalandırılacak. Cumhuriyet savcısı, uzlaşma kapsamına giren, üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, belirli koşulların oluşması halinde kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilecek. Suçtan zarar gören itiraz edebilecek. Sanığın yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek. Ş Evrensel ‘301’den yargılanıyor EMDİNLİ HABERLERİ İstanbul Haber Servisi Evrensel gazetesi imtiyaz sahibi Ahmet Sami Belek ve sorumlu yazıişleri müdürü Şahin Bayar hakkında TCY’nin 301. maddesi uyarınca “Cumhuriyeti ve Türklüğü aşağıladıkları” ve “suçu ve suçluyu övdükleri”, “suç işlemeye tahrik ettikleri” gerekçesiyle açılan dört ayrı davanın görülmesine başlandı. Evrensel gazetesinde Şemdinli olaylarına ilişkin çeşitli tarihlerde yayımlanan haber, demeç ve köşe yazıları nedeniyle açılan dava Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcının olmaması nedeniyle Şişli 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada ifade veren Belek, yayın ilkeleri gereği gazetede yer alan yazılara müdahale etme hakkının olmadığını söyleyerek suçlamaları kabul etmedi. Sanık Bayar da suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek dava konusu haberlerin suçluyu övme ya da aşağılama amacını taşımadığını ifade etti. Sanıkların avukatı Kamil Tekin Sürek, müvekkillerinin beraatını talep ederek “Habercilikte objektiflik ilkesi ile hareket edilmiştir” dedi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi amacıyla 13 Aralık’a ertelendi. A ‘Üniversitenin özgür düşünce zemini ortadan kaldırılıyor’ YDINLARDAN BİLDİRİ ? Sivil toplum örgütü temsilcileri, yazarlar ve sanatçılar İstanbul, Kocaeli, Balıkesir ve Van Yüzüncü Yıl üniversitelerinde öğrenciler hakkında açılan soruşturmalara ve verilen cezalara ortak bildiriyle tepki gösterdiler. Açıklamada, “Soruşturmaların ve cezaların geri çekilmesini, eğitim hakkı önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz” denildi. İstanbul Haber Servisi Yazarlar, sanatçılar ve sivil toplum örgütü temsilcileri, öğrenciler hakkında açılan soruşturmalara karşı çıkarak, üniversitelerde özgür düşünce zemininin ortadan kaldırılmak istendiğini vurguladılar. Vedat Türkali, Akın Birdal, Atilla Dorsay, Hüseyin Hatemi, Eşber Yağmurdereli, Mihri Belli, Jülide Kural, Ufuk Uras’ın da aralarında bulunduğu 100 aydın, ortak bir bildiri ile üniversitelerdeki soruşturmaların sona erdirilmesini istedi. Aydınların hazırladığı bildiri, İnsan Hakları Derneği’nde yapılan basın toplantısında, gazeteci yazar Perihan Mağden tarafından okundu. İstanbul, Kocaeli, Balıkesir ve Van Yüzüncü Yıl üniversitelerinde bu yıl içinde bine yakın soruşturmanın açıldığını, 33 öğrenciye atılma, 28’ine de okuldan uzaklaştırma cezası verildiğine dikkat çekilen bildiride, üniversitelerde özgür düşünce zeminini ortadan kaldırmayı amaçlayan bu disiplin cezalarıyla akademisyen ve üniversite çalışanlarının da hedef alındıkları kaydedildi. Dr. Hikmet Kıvılcımlı anıldı Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı , Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) ve Halkın Kurtuluş Partisi’nce ayrı ayrı düzenlenen törenlerle anıldı. İlk olarak SODAP’ ın düzenlediği törende konuşan SODAP sözcüsü Mesut Adem, Kıvılcımlı’nın son nefesine kadar sosyalizm için mücadele verdiğini belirterek “Hikmet Kıvılcımlı romantik bir devrimciydi. Onu öldüren insanlar yok olup gittiler, ama Kıvılcımlı hâlâ yaşıyor, öğretileriyle, önderliğiyle yaşıyor” diye konuştu. Halkın Kurtuluş Partisi Genel Sekreteri Sema Olkun da, AKP hükümetinin ülkeyi şeriat düzenine götürdüğünü belirterek “AKP döneminde Kuran kursu sayısı 4 bin 800’e, Kuran kursu öğrencisi sayısı da yüzde 85 oranında arttı. Biz Hikmet Hoca’nın öğrencileri olarak bu gerici düzene, emperyalizme karşıyız. Kıvılcımlı’nın bilgileri, öğretileri bu karanlık günlerde daha da önemli bir boyutta” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) MASAK devre dışı bırakıldı ? Kara para suçuyla mücadele amacıyla hazırlanan Mali Suçları Araştırma Kurumu’na ilişkin tasarı TBMM’de onaylandı. CHP, kurumun denetim faaliyetlerini yürüten özelliğini yitirdiği gerekçesiyle düzenlemeye karşı çıktı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Mali Suçları Araştırma Kurumu’na (MASAK) ilişkin yasa tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda dün kabul edildi. Tasarının tümü üzerinde AKP grubu adına konuşan AKP’li Osman Nuri Filiz, tasarıyla, MASAK’ın toplanan verileri inceleyeceğini ve şüphe uyandıran para işlemlerini savcılığa intikal ettireceğini söyledi. CHP grubu adına görüşlerini açıklayan CHP’li Kemal Kumkumoğlu ise tasarının; iktidarın yasaları, denetim mekanizmalarını devre dışı bırakma içinde olduğunun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Tasarıyla MASAK’ın denetim faaliyetlerini yürüten özelliğini bir kenara bırakarak sadece koordinasyon kurumu haline getirildiğini kaydeden Kumkumoğlu, ‘‘Tasarı, siyasetin kirlenmişliğiyle mücadele eden bir kurum olan MASAK’ı devre dışı bırakma yasa tasarısıdır’’ dedi. CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu da tasarıya yönelik eleştirilerde bulunarak devletin üç maymunu oynadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ‘‘ElKadı’nın Türkiye’deki ortağı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın veri danışmanı Cüneyd Zapsu gibi kişiler olduğu sürece, kara parayı aklanamaz’’ değerlendirmesinde bulundu. Yeni TCY’de suç olarak tanımlanan kara para suçuyla mücadele amacıyla hazırlanan MASAK Teşkilat ve Görevler ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkındaki yasa, MASAK’ın, Maliye Bakanlığı’na bağlı bir kurum olmasını öngörüyor. ‘Eğitime engel olunuyor’ Üniversite yönetimlerinin, hiçbir hukuki dayanakları olmaksızın açtıkları keyfi soruşturmalarla, verdikleri disiplin cezalarıyla yüzlerce öğrencinin eğitimöğretim almasına engel oldukları vurgulanarak “Bizler eğitim haklarının ellerinden alınması karşısında mağdur olan üniversite öğrencilerinin ve öğrenci ailelerinin çığlığına kulak veriyoruz. Bizler, üniversitelerin bilimsel, özgür düşüncenin egemen olduğu kurumlar olmaları gerektiğini düşünüyoruz. Üniversite öğrencilerinin mutlak surette düşünen, üreten, eleştiren hakkını arayan bir kimliğe sahip olmalarının toplumsal bir ihtiyaç olduğunun altını çizmek istiyoruz” denildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr 191 GÜNDÜR ÖLÜM ORUCUNDA İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MEZUNLARI DERNEĞİ AYDINLANMA SÖYLEŞİLERİ Yıl: 8, No: 1 Konu Aşçı’nın durumu kötüleşmeye başladı İstanbul Haber Servisi Ölüm orucu eyleminin 191. gününde olan İstanbul Barosu üyesi Avukat Behiç Aşçı’nın sağlık durumu kötüleşmeye başladı. Göz sinirlerinde zayıflama, sol gözde görme kaybı, vücudunun çeşitli bölgelerinde ödem başlangıçları ve iltihaplar olan Aşçı, Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerindeki tecritin kaldırılmasına ilişkin somut adım atmasını bekliyor. “Tecrit sessiz imha politikasıdır” diyen Aşçı, tecridin Türkiye’de yaşayan herkes üzerinde bir tehdit aracı olmaya devam ettiğini vurguladı. Müvekkillerinin yaşam haklarını günlerdir açlığı ile savunduğunu dile getiren Aşçı, denge bozuklukları, bağırsak hareketlerinde ağırlık, uykusuzluk gibi birçok rahatsızlık yaşamaya başladığını belirtti. Birçok kişinin açlık grevleri yaparak eylemine destek verdiği Aşçı, “Sessiz kalmak tecriti onaylamaktır. Bütün bu yaşananlara tanıksınız ve vicdanınızla başbaşasınız” diye konuştu. DİN PAZARI Yönetmen ‘Gayrimeşru uygulama’ Soruşturmaların ülke genelinde yaşanan ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının üniversitelerdeki adı olduğu vurgulanarak üniversite öğrencilerinin düşünce, örgütlenme ve hak arama mücadelelerinin soruşturmaların konusunu oluşturduğunu dile getirildi. Bu antidemokratik ve gayri meşru uygulamaya bir an önce son verilmesi istenerek şöyle devam edildi: “Bizler aşağıda imzası bulunan akademisyenler, hukukçular, yazarlar, sanatçılar, gazeteciler ve kurumlar; toplumsal sorumluluğumuzun bir gereği olarak üniversite öğrencilerinin ifade özgürlüğünün ve örgütlenme hakkının yanında olduğumuzu beyan ediyor, soruşturmaların ve cezaların geri çekilmesini, eğitim hakkı önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.” ÜMİT ZİLELİ Konuşmacılar HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET FARAÇ Tarih: 14 EKİM 2006 Cumartesi saat 10.30 13.00 arası Yer: Levent Kültür Merkezi (Beşiktaş Belediyesi) Levent Çarşı içi, Çalıkuşu Sok. (İş Bankası yanında) No: 2 1. Levent İstanbul İletişim: İ. Ü. Mezunları Derneği (Fatoş Taştan) 0 212 238 03 21 Aydınlık Yarınlar Özlemi İçindeki Tüm Yurttaşlarımız Davetlidir. Giriş Serbest ve Ücretsizdir. Ord. Prof. Sedat Alp uğurlandı Mustafa Kemal Atatürk’ün sınavla seçerek yurtdışına özellikle Hititoloji eğitimi alması amacıyla gönderdiği Türkiye’nin ilk Hititoloğu ordinaryus profesör Sedat Alp, dün son yolculuğuna uğurlandı. Alp için, Ankara Üniversitesi DTCF’de tören düzenlendi. Alp için düzenlenen törene ve cenaze namazına devlet erkânından kimsenin katılmamasına tepki gösteren Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necdet Adabağ, ‘‘Ülkemizde bilim insanlarının yalnızlığının altı bu törende bir kez daha çizilmiş oldu’’ sözleriyle dile getirdi. (AA) CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle