Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EYLÜL 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA
-k.
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Bekfronık posta: derizsomecumhunyetcofii.tr
17
3ekim.org
gt Müzakere
§• sürecinde
T Türkiye'nin de asla
"" vazgeçemeyeceği
bazı "ulusal krtterler"i
olduğunu bildiren ve
herfıangi bir siyasi
parti ile bağlantısı
olmayan Alanya'dan
bir grup yurtsever;
"www.3ekim.org"
sayfası açarak imza
kampanyası başlattı.
Imzalar birkaç gün
içinde bini aştı.
- AKP, Islami faşist
değilmiş...
"Git derdini
Amerika'ya anlat!"
s
•ae
Erdoğan: 'AB
kararian bizi
bağlamaz'
doğru bağlamaz,
çözer!
AVRUPA Parlamentosu, Türkiye için özel olarak
ucu açık bırakılmış Avrupa Birliği'ne giriş vizesine
bizim mandacıların bile hiç hesabında olmayan bir
koşul daha ekledi: Ermeni soykırımını tanı!
Durun yahu!
Tanımasına tanıyacağız da dün bir, bugün iki...
Milleti alıştırmak lazım.
Istanbul'da bir kereliğine Ermeni konferansı
toplamakla bu iş olmaz. Daha bir sürü "bilimsel"
konferans düzenlenecek, "özel" televizyonlarda
"resmi görüş"e kapalı açık oturumlar yapılacak,
holding gazetelerinde duygu yüklü dizi yazılar
yayınlanacak ki millet alışsın. Damdan düşer gibi
Ermeni soykınmı tanınır mı kardeşim; bunca yatırımı
heba etmenin, bunca emeği boşa çıkarmanın,
bunca hesabı altüst etmenin âlemi yok!
Hem sonra, Ermenilerden önce Rumlar var.
Parayla değil sırayla...
SıraylaDaha Kıbrıs'tan asker çekeceğiz.
Bu milletin tek ihraç ürünü olan askerini Kıbns'tan
Türkiye'ye ithal etmek kolay mı sanıyorsunuz.
Bayrağın gönderden indirilmesi, sancağın kılıfına
sokulması, tüfeklerin sandıklara yerleştirilmesi,
askerlerin gemilere bindirilmesi, gemilerin
arkasından zil takıp oynanması bütün bunlar başlı
başına bir iş.
Hem daha Ermeni konferansı gibi Rum
konferansı bile düzenlemediler. Evet biraz ağırdan
alıyorlar ama ne yapalım, bu işler böyle oluyor.
Bu bakımdan Ermeni soykınmının tanınmasında
aceleye gerek yok; zaten acele işe şeytan karışır.
Fakat zamanı da boşa geçirmemek gerek.
Türkiye Ermeni soykınmını tanıdıktan sonra
gündeme getirilecek yeni koşullar konusunda
şimdiden hazırlıklara başlanmasında ayn bir yarar
var.
Ömeğin mesela, Türkiye'nin her kentine birer
Ermeni anıtı dikilmesi istenebilir.
Böylece Türkiye, kent meydanlanndaki "tek tip"
anıt görüntüierinden de kurtanlmış olur.
Yine örneğın mesela, Avnjpa Birliği'ne girse de
gimnese de Türkiye'nin artık ulusal egemenlik diye
bir kavrama gereksinimi olmayacağı için 23 Nisan
Ulusal Egemenlik Bayramı'nın kaldırılması ve bir
gün sonrasına yeni bir bayram konması-
düşünülebilir: 24 Nisan Ermeni Soykınmını Anma,
Anlama ve Anlatma Bayramı.
Ama bütün bunlar sırayla...
Parayla değil, sırayla...
Paraları Avrupa'dan "fon" olarak aktarmaya
devam edin; gerisini merak etmeyin!
Opucuk
Hamza Saykan:
"ABD'nin Adana
Konsolosu W. Scott
Reid ile AKP Kadın
Kollan Başkanı
arasında öpücük krizi
yaşanmış. Bir Türk
büyüğü(!) ne demişti:
Bir kerecikten bir şey
olmaz!"
Yol
Akif Kökçe: "Manken
Tuğçe Kazaz adını
Maria Seitaridis,
dinini Hıristiyan
olarak degiştirmiş.
' AB'ye girmenin
en kısa yolu!"
SESSÎZSEDASIZ(I) Köyün eşekleri ve semerciler
FIKRA köyün birinde geçiyor ve
Bülent Akdan göndermiş:
"Eşekler köydeki semerciden çok
şikâyetmiş. Semerci hıç iyi semer
yapamıyormuş. Eşeklerin sırtlan kanlı
yaralarla doluymuş. Eşekler toplanıp
yeni bir semercinin gelmesi için dua
etmişler. Duaları kabul olmuş ve köye
yeni bir semerci gelmiş. Ne var ki bu
semerci de eşekteri rahatlatacak
semerler yapamıyormuş, yaralar
azalacakken artmaya başlamış.
Eşekler yine toplanıp köye yeni bir
semerci gelmesi için dua etmişler.
Birkaç gün içinde semerci köyden
aynlmış, yerine başka bir semerci
gelmiş. Eşekler her semerci
değişikliğinde olduğu gibi yine çok
sevinmişler. Ama çok geçmeden yeni
semercinin de eskilerden farklı
olmadığını, semerlerin grttikçe daha da
kalitesizleştiğini, yaralannın ise daha
kötüleştiğını görmüşler. Semerci
gitmiş, semerci gelmiş. Her seferinde
eşekler yeni semerci gelmesi için dua
etmişler..." Fıkra bu kadar... Bu nasıl
fıkra diyorsanız, Bülent Aktan da "Bu
hikâye kaç semerci degişene kadar
böyle devam etmiş bilmiyorum" diyor
ve ekliyor "Ama eşekler hiçbir zaman,
eski semerciden kurtulmak yerine,
eşeklikten kurtulmayı denememişler."
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku n yahoo.com
Erkek erkeğe muhabbetler,
hep kadın üzerine!
Tiirkhe^ııiıı Biliııı Insanlarmdan
Kök Hücre Olayı
Prof.Dr.COŞKUN
ÖZDEMtR
Kök hücre bir efsane gibi or-
talıkta dolaşıyor. Büyük umut-
lar yaratıyor. Gazetelerin baş-
lıklarında yer alıyor. Kordon
kanı alınıyor, saklanıyor, bunun
için büyük paralar ödeniyor.
Bunun ne işe yarayacağı bi-
linmiyor ve medya sorumsuz-
ca yayınlar yapıyor.
Çok satan bir gazetemiz ya-
kında iki gün üst üste kök hüc-
re tedavisi ile elde edilen bir
mucizeyi duyuruyor. ön sayfa-
sında hem de bir profesörün
ağzından. Bir felç düzeliyor,
konuşamayan bir hasta ko-
nuşmaya başlıyor ve binlerce
insan büyük bir umuda kapılı-
yor. Bu tür haberleri yapan de-
neyimli gazeteciler bir "aca-
ba" demesini, bu konunun uz-
manlanna danışmasını bilemi-
yor, akıl edemiyorlar. Magne-
tik yatak için de, akupunktur
için de böyle. Bereket Türki-
ye'de gerçek bilim adamları
var. Onlar aynı gazetede bu
haberin ve mucizenin doğru
olmadığını açıklıyorlar. Türki-
ye Bilimler Akademisi mensu-
bu gerçek bilim adamları, Is-
tanbul'da "Kök Hücre Biyolo-
jisinde Güncel Kavramlar ve
Klinik Uygulamalar" başlıklı ve
Emin Kansu başkanlığında
birsempozyum düzenleyerek
konuyu ünlü yabancı bilim
adamlan ile birtikte enine bo-
yuna irdeliyor, tartışıyorlar. öv-
gü ile anmak istediğim ve içi-
mizi ferahlatan bu bilim insan-
larından kök hücre çalışma ve
araştırmalannın hangi durum-
da, hangi düzeyde olduğunu
öğreniyoruz. 27 Eylül günü Is-
tanbul'da The Marmara Ote-
li'nde Türkiye Bilimler Akade-
misi Kök Hücre Çalışma Gru-
bu tarafından düzenlenen bu
düzeyli toplantıda yapılan de-
ğerli sunumlann ardından Tür-
kiye'nin bilimsel yönden, yasal
yönden, etik olarak hazır ol-
madığını öğreniyoruz. Prof.
Mehmet Öztürk, teknik alt-
yapının da hizmete yönelik alt-
yapının da eksik olduğunu,
konunun etik yönünün dene-
timsiz olduğunu vurguluyor.
Yapılan araştırma ve uygula-
malar bilimin bu konuda yetki
sahibi hakemlerin süzgecin-
den geçmesi gerektiğini ve an-
cak alındığı iddia edilen sonuç-
lar ispat edildikten sonra yayı-
na izin verilmesi gerektiğini,
hukuksal ve etik düzenlemele-
re ihtiyaç olduğunu bildiriyor.
"Türkiye'de iyi bir birikim var
ama multidisipliner ekipler ku-
rulmalı, üniversiteler arası ve
özel sektör işbiriiği gerçekleş-
tirilmeli" diye ekliyor.
Evet yabancı konuşmacıla-
nn çok ilgi çekici sunuşlannın
ardından Türkiye Istanbul
Metropolitan Hastanesi, Ha-
cettepe Bilkent ve Ankara Tıp
Fakültesi'nden ve Karadeniz
Teknik Üniversitesi Tıp Fakül-
tesi'nden bu alanda yapılan
çok dikkate değer çalışmalar
sunuluyor.
Türkiye'de gerçekten ciddi
çalışmalar yapıldığını bir kez
daha öğrenerek seviniyoruz.
Ve bu seçkin topluluk Türki-
ye'de bilimi, bilimsel düşün-
ceyi egemen kılmak sorumlu-
luğunu üstlenerek ve aynı za-
manda sorumsuzca yapılan
sunuşlann ve yayınlann önlen-
mesi için çaba sarf etme va-
adinde bulunarak bu iç açıcı
toplantıyı sona erdiriyor.
KİM KİME DüM DUMA BEHIÇAK behhak(qyahoo.com.tr
ÇİZGİLtK KÂMtL MASARACI kamilmasaracKg mynet.com
HAYAT EPlK TİYATROSU MISTAFA BÎLGÎS hayatepikı mynet.com
MERSEN ASLIYE TICARET MAHKEMESİ'NDEN
B.03.1.TÎM,. 1.33.00.01.
2000/676 Es. 2004/225 Kr.
Davacı Lagos Balık Buz San. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. Ahmet Us
tarafından davalılar Içişleri Bakanlığı, Maliye ve Gümriik Bakan-
lığı, Aydemir Günbil ve Aydın Deniz aleyhine mahkememize açı-
lan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda 9.4.2004
tarihinde verilen hüküm özeti.
Hüküm esas davada 13.10.2OOO tarihli dava dilekçesi ile açılan
davanın kabulü ile 410.000.000 TUnin % 70 reeskont faizi ile
18.632.638.219 TL 4.7.2003 tarihinden itibaren % 64 reeskont fa-
izi, 1.000.000.000. 14.11.2001 tarihinden itibaren % 64 reeskont
faizi,
1.378.113.079 harç, 92.750.000 TL masraf, 2.043.411.000 TL
vekâlet ücretinin davalılardan alınmasına dair karar davalı Aydın
Deniz'in tüm aramalara rağmen bulunulamadığı işbu hüküm öze-
ti karar ve Hazine vekili ve Lağos Balık vekili Av Ahmet Us tara-
fından verilen temyiz dilekçeleri yerine geçmek üzere Aydın De-
niz'e tebliğine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün sonra kesinleşe-
ceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 44841
ALLAH SJZI BAŞIMIZDAN
EKSIK ETMEStN
SAYIN UNAKITAN.
NASREDDİN HOCA
(SÎBISÎNÎZ
VALLAHt!..
îf- I ı I ı
* -a*»* t ı ı f
J I L
OTOBÜSTEKİLER
qt//ffi ailifi
/
KEMAL LRGEXÇ
y
\
oo a
'=£&
/
)))
k_urgenc(âyahoo.com
tym.fibda/ûmbazWakf
TARtHTE BUGÜN MLMTAZ ARIKA* 30 Eylül wwte.mumtaz-arikan.com
BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacı Maliye Hazınesi tarafından Kayytm Istanbul Defterdan
aleyhine açılan gaiplik ve tescil davasında;
Beyoğlu, Hacıahmet Mah. Hacıahmet Bostanı Sokağfnda bulu-
nan 234 pafta, 1182 ada, 24 parsel sayılı 61.30 m2 sahalı arsa vasıf-
Iı taşınmazuı maliki Margarita Firaya Loiçe'nin gaip olması nede-
niyle adı geçen şahıs hakkında bilgisi ve görgüsü olanlann mahke-
memizin 2004,29 Esas sayılı dosyasına bilgi venneleri veya bu süre
içerısınde gaibin mahkememize müracaat etmesi ilan olunur.
20.09.2005.
Basm: 44890 y
SIPER KAZMA MAK/NES/
19O4'TE BU6ÜN, "SİPe* M2MA MAKİN&İ'
İUC KEZ AMEeilCA'Crt DEMEHPİ. DAHA
ÖNCE, SÜVEYÇ VE PAAJAMA KAMALLA&-
NIN YAPIMI £/£ACWC*l', ÇEÇ/rLİ 7VP-
fZAK KA2/M4 ALET I/E
tUJLLANILM/Ş,
£KSKAVATD/Zİ-Ee OeTAYA Çt/M/SJL-
tC//f77. Bü Y£A/i £K£/£At/Arz5/e /Se,
ASKEfSl AMAÇL4RLA S/PEK KAZMAK
İÇ/fJ YAP/L.MIŞ gUHASU Bıe. AAAKİ-
/ £ VS
MA/t/UEYE K.OLAYUK OLMASI İÇİN
TOPRAGIM
YOfZDU..
BAKIŞ AÇISI
GÜRBÜZ ÇAPAN
Ütopyasız Sol ve 14-15
Ekim Abant Toplantısı
"19. yüzyılda Almanlar düşlerinin resmini çizdiler, or-
taya sebze resimleri çıktı. Fransızlannsa birsebze resmi
yapmalan yetiyordu ortaya çıkan sonucun düşierigibi ol-
ması için."
T. Adorno
Oysa bizde ne "dûş" kuruldu ne de "res/m"yapıldı. Biz,
hep başkalannın düşlerini ve resimlerini kopyalamaya ça-
lıştık. Şimdi gün, düş kurmak veonun resmini yapmakgü-
nüdür.
"Sol, parti parti". Küçük fokal gruplar, "kişiler". Ölmüş,
öldüğünü anlayamamış parti ve çevreler. Bir şey yapama-
yanlar. Bir şeyler yapıyormuş gibi yapanlar. Durumu ida-
re etme gayretleri. Yakın tarihten öteye geçmeyen "aslım-
ceddimle" başlayan, tatsız tuzsuz nutuklar.
CHP'nin son çalımlan... Terörü görüşmek için parla-
mentoyu toplamaya çalışıyor. Topluyor. AKP baskınıyla
tekrar kapanıyor. Ne oldu şimdi? Terör durdu mu? Konu
halloidu mu? AKP izin vermezse muhalefet bu konuda bir
"görûş" ortaya koymayacak mı? Bir görüş ortaya koymak
için illa TBMM kürsüsüne mi çıkmak gerekiyor?
Siyaset kürsüleri "ağlama duvanna" döndü. Herkes
her şeyden şikâyetçi ağlaşıyor. "Hiçbir şey iyi gıtmiyori"
nidalan ortalığı çınlatıyor...
• • •
O (onlar) iyi değil! Ben iyiyim... İyi de neyin iyi? Neren
iyi? Neyapacaksın? Nasıl yapacaksın? Kiminleyapacak-
sın? üyakat sahibi kaç kişi ile kol kolasın? Hangi proble-
mi nasıl ve kiminle çözeceksin?
Bu sorulan kendimize sormadığımız gibi, karşı tarafta-
ra da soramıyoruz... Bir şey sorunca başlıyoruz, aslım,
ceddim nidalanna. Aslınıza, ceddinize bir diyecek yok.
"Siz (sen) ne yapacaksınız", sorusu kışkırtıyor hepimizi.
Birbirimizle konuşmak yerine "köklerimizi" konuşturuyo-
ruz. Bu bize özgü bir marifettir.
Demokrasi dolaylı da olsa halkın yönetime katılma id-
diasıdır.
İyi de; bir de ne. nasıl yapmalı sorulan var. Üniversite
kurmuşuz her şehre bir ya da birkaç tane. Ve dahi kasa-
balara "yüksekokullar" yaptırmışız. Burada meram, "ço-
cuklanmız okusun"dan çok, oranın fukara esnafına yem
atmak olmuş. Gizli işsizlik dükkânı açmışız. Bir 4-5 yıl
oyalan, ondan sonra Allah kerim. "Ya at ölür, ya padişah
ölür" misali günü kurtarmanın "yüksek eğitime" tezahü-
rüdür. Batı standardındaöğrenci yetışmiyor!.. Günaydın!..
Tek profesöriü üniversite kur!.. Bir yığın öğrenciyi 4-5 yıl
oraya hapset, sonra da bağır, bu ne garabettir.
Akademisyen sorunu, ayn problem. Eskiden asalet,
kraliyet; babadan oğula geçerdi.
Biz de padişahlık, hünkarlık tasfiye edildi. "Agalık ve
şeyhlik", babadan oğula geçer oldu.
Cumhuriyetten sonra ılmıye sınıfımız "asalet" geçme-
sini keşfetti. 12 Eylül'e kadar hocalık babadan oğula ge-
çerdi. Sonra 12 Eylül ile üniversite bolluğuna düşünce
hoca ihtiyacı çıktı. Sağ'dan sol'dan insanlar da hoca ol-
ma olanağını buldular. Konumuz bu değil. Akademi çev-
resine sataşmak yerine, şimdi onlann da kabul ettiği, ulus-
lararası normda hocalık vasfı kazanmış, kabul görmüş
hocalanmız var. Gerçi önemli bir kısmı "faili meçhullerde"
yok edildiler. Kalanlardan faydalanalım deyince de bir ka-
şık suda kıyamet kopanlıyor.
Her Türk ikinci kadehinde "n'olacak bu memleketin
hali" sorusunu tartışmaya başlar. Biz de henüz kahvaltı
saatinde kendimize bu soruyu sorarak taröşmaya başla-
dık. Ardından da "Bu üniversiteler, bunca profesörne işe
yarar? Bunlar ne zaman, hangi derde deva olurlar" gibi
sorular zuhur etti.
• • •
Haddimizi aşarak, çok özür dileyerek "yaşayan önder-
lerden" izin almadan, az aklımızla şu kıblemizi üniversi-
teye çevirmeli. Bütün "önder-iideherden" habersizce bir
sempozyumdüzenlemeli. Derkençağn işınideemekcep-
hesinden DlSKyönetimı üstlendi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ciddi bir sabır
ve özveri göstererek çağnyı yaptı. Hemen kimi önderler
ateşebaşladı. Parti kuruyorlar. Bızim önderler safmı? He-
men çaktılar mevzuyu!
Sakin olun sevgili önderlerimiz, o kadar büyük bir amaç
yok.
Amaç, Türkiye'nin sorunlannı ve çözüm örterileri-
ni tesprt etme gayretidir. Kimin ne haddine parti kur-
mak. 0 size özgü şeydir. DlSK'in amacı toplumsal
paraliziye derman arama gayretidir.
Yeni bir ütopya yaratma gayretidir. Beli kınlmış, felç
olmuş solu ayağa kaldınp hayata katma gayretidir.
Türkiye'nin çıkış yolu, yol haritası çalışmasıdır. Bel-
ki dinlerseniz size de faydası olabilir. Bu, yeni, yeni-
den hareket olma gayretidir.
Ben böyle anlıyorum...
gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79
BULMACA SEDAT YAŞAYAIS
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/ Siyasal, bi-
limsel ya da
yazınsal konu-
İardakiserttar-
tışma 2/.\rala-
nnda ilgi ya da 4
benzerlik bu-
lunan şeylerin
tümü; katego-
ri... Pembe
renkli şarap. 3/ 3
Gümüş ele-
mentinin sim-
gesi... Bir çeşit Fransız
rakısı. 4/Hile, düzen...
Demir elementinin
simgesi. 5/ Satrançta
birtaş... Borsada belli
miktardaki hisse sene-
dini belirtmekte kulla-
nılan işlem birimi. 6/
Diyalektik. 7/Akciğer-
leri dinlerken hekimin 8
duyduğu patolojik s- 9
es... "Beyazbir—-do-
ğuyor fistıklann arkasındaıv Kalbinin vuruşundan an-
lıyorum" (Orhan Velı)... Italya"nın en uzun ırmağı. 8/
Şiddetli kaşıntı ve küçük kabarcıklarla beliren deri
aleıjisi. 9/Dizkapağı ile ayak bileğinin ortasında biten
pantolon... Sınırnişanı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
17Kısa tüylü bir av köpeği cinsi. 2/Gerçekleşmiş olan;
vakıa... Kıyı, kenar. 3/Bir nota... tstenilen, aranılan.
4/Kişüıin, kendisini başkasımn yerine koyarak onun
duygularını. istekJerinı anlayabilme yeteneği... Rolls
Royce otomobilinin kısa yazılışı. 5/Utanç duyma...
" — Çalık": Ünlü heykelcimiz. 6/Bir yere gönderi-
len eşyanm listesi. II Bir noktanın. seçilen bir karşı-
laştırma yüzeyine göre >
r
ükseltisi... Bütün kutsal Hint
metinlerinin başında ve sonunda yinelenen mistik he-
ce... Pasta hamuru. 8/ Katrandan elde edilen katı ve
siyah madde... Poker, konken gibi kimi kâğıt oyunla-
nnda aynı cins iki karta verilen ad. 9/ Ormanlara za-
rarlı bir böcek... Deride sinirler boyunca birtakım ağ-
nlı fiskelerin dökülmesiyle beliren hastalık.