Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OEYLÜL2005CUMA CUMHURİYET SAYFA
njVo£!j£vLJlil\ dishabta cumhuriyet.com.tr 11
Bush'a Tom
DeLay darbesi
• VVASHINGTON (AA)
ABD Temsilcıler Meclisı
fioğunluk lideri Tom
DeLay, partisinin seçim
kampanyasında, bağış
toplamaya ilişkin yasalar
ihlal ettiğı gerekçesiyle
hakkında dava açılması
ûzerine geçici olarak
görevinden aynlmak
zorunda kaldı.
Cumhuriyetçi Partili
DeLay ile birlikte seçim
kampanyasına bağış
toplama faaliyetlerine
yardun eden 2 adamı
hakkında da dava açılacac.
Reuters'ten
şikâyet mektubı
• LONDRA(AA)-
Reuters haber ajansı,
Irak'taki Amerikan
askerlerini medyanın
savaşı izlemesini
engelkmekle suçladı.
Reuters. ABD'li senatör
John Warner'a yazdığı
mektupta, Irak'taki
ABD askerkrinin gideröc
artan sayıda basın
mensubunu gözaltına
aldığını ve gazetecilerin
ûzerine açılan kaza ateşnin
arttığına dıkkat çekti.
Londra'datepöf
uyarısı yapıldı
• LONDR\(AA)-
Londra Emniyet Müdüri
Yarduncısı Andy Haymın,
kentin gerçek bir terör
tehdidiyle karşı karşıya
bulunduğunu, Scotland
Yard'ın çok sayıda teröı
zanlısını saldın planı
kuskusuyla takibe aldığını
açıkladı. 7 ve 21
Temmuz'da yaşananlardan
bu yana "teşebbüs
halindeyken son anda
önlenen bir saldın
girişimınin" olmadığın:
belirten Hayman. ancal.
kentin bir başka saldınya
sahne olmasının an
meselesi olduğunu söyiedi
Japonya, ittlca
talebira peddetti
• TOKYO(AA)-
Japonya'dan 1999 yılında
Japonya'dan iltica
talebınde bulunan Erdal
Doğan adlı Kürt kökenli
Türk yurttaşın talebi Japon
Adalet Bakanlığı'nca gerı
çevrildi Doğan bunun
üzerine mahkemeye
başvurdu. Ancak
Tokyo'dakı Yüksek
Mahkeme ise Doğan'ın
başvvırusunu reddetti.
Karannı açıklayan Yüksek
Mahkeme yargıcı
Yoshinori Ishikanwa,
Türkiye'de demokrasinin
yaygınlaşması ile özgür-
lüklerin genişlediği ve bu
nedenle Kürtlerin iltica
edemeyeceğı kanaatine
vardı. İltica başvurusunda
bulunan Doğan'ın, karan
Japon temyiz mahkemesine
götüreceği öğrenildi.
Affden Talabani'nin
danşntamta baskn
• BAĞDAT(AA)-Irak'ta
Amerikan askerlerinin, dün
gece Devlet Başkaru Celal
Talabani'nin
danışmanlanndan birinin
evinde arama yaptığı
bildirildi. Talabani'nin
danışmanı Adnan Ed
Duleymi. El Arabiye tele-
vizyonuna yaptığı açıkla-
mada, "Amerikan askerleri
evime girip hepimizı bir
odaya tıktı. Oğlumun
ellenni bağlayıp gözlerine
bant yapıştırdılar" dedi.
Irak'ın en büyük Sünni
partisi olan Islam
Partisinin de mensubu
olduğu Halk Konferansı
örgütünün genel sekreter-
liğinı de yapan Ed
Duleymi. askerlerin
tanımadığı kimselerle ilgıli
sorular sorduklannı. evi
aradıklannı, ama bir şey
bulamadıklannı anlatn.
Vtüzakere çerçeve belgesine göre tüm uluslararası anlaşmalar AB'ye uydurulacak
Lozan'ı delmegirişimiANKARA(CumhuriyetBü-
rosu) - AB tarafindan üzerinde
birtürlü uzlaşmaya vanlamayan
-müzakereçerçeve bdgesTnde
Ankara'dan "KırmıaÇizgifcr''
olarak açıkladığı çok sayıda
noktada taviz isteniyor. Belge-
nin dönembaşkanlığı tarafindan
hazırlanmasının ardından üze-
rinde Rum kesimi, Fransa ve
Avusturya'nın istekleri üzeri-
ne değişiklik yapüdığı bilini-
yor. Curnhuriyet'inele geçirdi-
ği belgenin ana hatlan şöyle:
• Madde 1: Bumaddede
müzakerelerin ucunun açık ol-
duğu belirtiliyor: ''Müzakere-
ler Türkiye'nin kendi şartian-
na göreteineflendirilecek ve mü-
zakerelerin ikrkme YaaTürki-
ye'nin üyetik gereksinimlerini
karşiamâsnıdakiierlemeycbağ-
h otocakür. Müzakerelerin pay-
laşılan amaa katrinndır. Bu mü-
zakmferucuaçıkbirsüreçolup
sonucunöncedengarantiedüme-
si mümkün değüdir. Bu süreç-
te AB'nin hazmetme kapasite-
si dedahilohnaküzere tüm Ko-
penhag kriterierini göz önüne
alacakor."
• Madde 2: Türkıye'nin
bu madde ile gümrük birliği ek
protokolü konusundaki tüm yü-
kümlülüklerini yenne getirme-
si isteniyor: "Türkiye; ortak-
hk anlaşması ve bu anlaşmayı
tüm yeniüyedeviedere yansıtan
ek protokolden özeUilde Türki-
ye-AB gûmrük isbirüği ilişki-
sindenve ayıuzamandadiizen-
H olarak gözden geçirilen kaü-
bmortakhğıbelgesinden doğan
yükümlülükkrini yerine getir-
meudir."
5. madde: Bu madde ile Tür-
kiye'nin AB'nin içındekı ve dı-
şuıdaki devletler ile olan ilişki-
lerini birlik ile uyumlaştırması
isteniyor. Diplomatik kaynak-
lar bunun, AB üyesi ülkelerin
BM ve NATO gibi uluslarara-
sı örgütlere üyeliğinin Türkıye
tarafindan veto edilmemesinin
istendiği anlamının çıktığını
söylüyorlar. Türkiye daha önce
Kıbns Rum Kesimi'nin BM
üyeliğini veto etmişti. Madde
şöyle: "Kaühmsürecinde.Tür-
kiye'den; üçüncü ülketereyöne-
tik poutikasını ve uluslararası
organizasyonlar içindeki tutu-
munu. Birtiğin bu konulardaki
poitikavetutumule uyumhı ha-
le getirmesi takp edüecektir.*'
• Madde 8: AB'nin Kıb-
ns ile ilgili olarak yaptığı kar-
şı deklarasyona atfin yer aldığı
madde, bu metni Türkiye açı-
sından "resmT hale getiriyor:
"Türkiye, büiiğin müktesebao-
nı, kattum sırasında uygulama-
ya koymahdır. Hukuksal yakın-
kaşmanınyanısra kaühm, mük-
tesebann zamanında ve etkili
uygulanması anlamına gelir.
Müktesebat sürekli gelişerek
bhüğin kuruktuğu temelanlaş-
malarm yanı sıra hukuki bağ-
layıcıhğı olsun ya da olmasın.
bîrtik çerçevesinde onaytanmış
kunnnlararası anlaşmalar,öoer-
geler, açıklamalar, tavsiyeler,
deldarasyonlar,ortaktutumlar,
sonuç büdirgeleri gibi tüm bel-
gekri kapsar."
• Madde 9: AB'nin Yuna-
nistan ve Kıbns ile imzaladığı
• Türkiye'den limanlan açması, Kıbns Cumhuriyeti'ni
tanıması, Ermenistan ile sınır sorunlarını çözmesi
istenirken serbest dolaşıma kısıtlama getirilebileceği
belirtiliyor. Aynca AB'nin hazmedebilmesi şart koşuluyor.
bazı antlaşmalar Lozan Antlaş-
ması ile çelişmesıne karşın bu
maddeyle AB Türkiye'nin tüm
uluslararası anlaşmalannı ken-
disiyle uyumlu hale getirilme-
sini istiyor: "Türkne'nin so-
nuçta bir üye deviet olarak sa-
hipolacağıhaklarvevükümlü-
lülder, Türkiye ile tophıluklar
arasındaki mevcut tüm ikfli an-
laşmalannve Türkiye'nin taraf
olduğu üyeük >ükümlülükleri
OebagdaşmavandiğertümuhB-
lararası anlaşnıalann sona er-
mesini gerektirecektir."
• Madde 10: Bu madde
Ankara tarafindan imtiyazlı or-
taklığa yol açıcı olarak değer-
lendiriliyor: "Uzun geçiş dö-
nemlerûderogasyonlar(istisna-
lar). özel düzenlemeler ve kab-
a önlemlergibikoruyucuöntetn-
lerin tenıeli olarak sürekli (ka-
bcı) olabilen maddekr kullanı-
labflir. Komis>ongerekti gördü-
ğündebunlankişüerin dolaşımı,
yapısal politikalar ve tanm ko-
nusunda önerebiKr.'"
• Madde 11: 2014 yılın-
dan önce müzakereleri tamam-
lasabıle Türkiye'nin bırliğe üye
olamayacağını karara bağlıyor:
"Türkiyenin katüımırun mali
yönleri. uygulanacak fınansal
çerçeve belgesinde \er almah-
dır. Bu nedenle,Türkhe'ninka-
tüuıu ozlü mali sonuçlar doğu-
rabifccegirKİen.müzakereler,sa-
dece, 2014yüıvesonrasıdönem
için geçerfi olacak fınansal çer-
çe\ebelgesinin haznianarakyü-
rüriüğe ginnesinden sonra ve
muhtemel önemli mali reform-
lan takiben sonuçlandırdabile-
cektirT
• Madde 17: AB üyeligi
ve müzakereler konusunda ye-
ni şartlar getiren madde, AB
tarihinde ılk kez müzakereleri
dönem başkanının değil, Hü-
kümetlerarası Konferans'uıyö-
netmesini öngörüyor: "Türki-
ye ile müzakereleri üye ülkekri
ile birlikte Hükümetlerarası
Konferans vönetir."
AMNESTY
INTERNATİOHAI '
FERMEZ
GUANTAHAMO
Lluslararası Af Örgütü eylemcileri, Paris'teki .\BD Büyükelçüiği
önündeGuantanaıuo'da tutsaklara yapıtuı işkenmi protestoetnier.
"Guantanamo'>ıı kapat ve işkenceyi durdur
1
" yazüı dövizkri
boyunlanna asan eyiemcfler, dizlerinin üstüneçökerek tutsaklann içindebuhınduğu koşulları canlandırdılar. Guantanamo'da
yüzlerce tutsak uzun süredir içinde yaşadıkları koşullan protesto amacıyla açtak grevi yapıyor. (Fotoğraf: AP)
'İşkenceyi durdur
9
Gül: Ciddiproblem var
Dışişleri Bakanı, müzakerelerin 3 Ekim'debaşlamama riski bulunduğunu
söyledi. Başbakan ise 'çok ciddi birproblem olduğunu sanmıyorum' dedi
ANK4RA(CumhuriyetBürosu)-Dışişleri Ba-
kanı AbduüahGüL müzakere çerçeve belgesi net-
lik kazanmadan Lüksemburg'a gitmeyecekleri-
ni \ urgulayarak "•Müzakerelerin başlamasıyla 0-
gü1ckkfiproblenderkkarşıkarşıyayız
r
'dedi. Baş-
bakan TayyipErdoğan ise çerçeve belgeyle ilgı-
li olarak "îten çok ciddi bir probkmlerinin oldu-
ğunu sanmryonınr yorumunda bulundu.
Dışişleri Bakanlıği'ndabasıntoplantısı düzen-
leyen Gül, Müzakere Çerçeve Belgesi'nin kabu-
lünün 3 Ekim'deki AB dışişleri bakanlan toplan-
tısına kahnasını normal karşıladıklanru belirte-
rek, bu derece önemli bir konunun dışişleri ba-
kanlan düzeyinde ele alınmasının doğal olduğu-
nu kaydetti. Kendilerinin AB ile randeN-ulannın
3 Ekim Pazartesi akşam saatlerinde olduğunu
anımsatan Gül, "Müzakere Çerçeve BelgesiBe ü-
güi görüşkrimiz herkes taranndan biBniyor. çer-
çeve belgesini görmeden Lüksemburg'a gitmeye-
ceğimiz de bfliniyor'' dedi. Yoğun bir diploması
trafiğı yaşadıklanru belirten Gül, Türkiye'nin as-
la kabul edemeyeceğı hususlann AB tarafindan
iyi büindiğini söyledi. Bir soru üzerine, çerçeve
belgesınin kabulünün "son dakikaya kalmasınT
değerlendıren Gül, üyelik süreçlenninher zaman
herkes ıçın zor olduğunu ıfade ederek, "Şüphe-
siz Türkiye için farkb zorhıklar var, Türkfye'nin
büyüklüğünden, farklı özeDiklerinden kaynakla-
nan" dıye konuşru. Gül, müzakerelerin 3 Ekim'de
başlamamariskininbulunup bulunmadığı şeklın-
de soniNoı da "Şüphesiz ki var ama bir taraftan
da yoğun gayret var" diye yanıtladı.
Erdoğan: Tasarı onlann görevi
Arap Emirlikleri Birliği gezisinden dönüşün-
de gazetecilerin sorulannı yarutlayan Başbakan
Tayyip Erdoğan ise "Çerçeve belgesini tasan ha-
line getirmek bizim görevimiz değiL Ben çok cid-
dibir probiemlerinin olduğunusanmıyorum. Bel-
ki daha net bir hale getireüm. her tarafi memnun
edetim diye düşünüyor olabilirier. Bizim bu saat-
ten sonra 17 Arahk müzakere çerçeve belgesi tas-
lağı vardır, bunun dışında bir şey kabul etmemiz
mümkün değikür'* dıye konuştu.
I
4
Ek protokol 3 Ekim'den sonra görüşüleçek' diyen TBMM Başkanı, 'soykınm' koşulunatepki gösterdi
Annç: Sabnnnzı deniyorlar
AKP göz boyadı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Birleşik
Arap Emirlikleri'ndeki temaslannı değerlen-
dirmek üzere önceki gün basvn toplantısı dü-
zenleyen Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Tür-
kiye'nin yayımladığı deklarasyonun "huku-
ki bir beige değiL hukuki bir tespit olduğunu''
söylemesi tepkiyle karşılandı. CHP'li Onur
Öyinen,hükümete "Mademhukukideğikti ne-
den deklarasyon yayunladuıız, kamuoy unun
gözünü boyamakiçin mi?" diye sordu. Hü-
kümetin daha önce deklarasyonun uyum pro-
tokolünün bir parçası olduğunu açıîdadıgını
söyleyen Oymen, Erdoğan'ın açıklamalannuı
bu konuda bir "geri adun anldiğmı
n
göster-
diğini belirtti. Öymen, "Biz o zaman da dek-
larasyonla bu işin çözülemeyeceğini, rezerv
konması gerekt^ini söyledik. Bunu koyama-
dılar. Şimdidedeklarasyonunhukukitarafi ol-
madıgmı söylüyorlar. Eğer böyleyse nasıl bir
anlaşmanmparçasıoluyor? Hükümetin konu-
yu Meclis'e götürmesi genekir" dedi.
J I
JLJIŞİŞLERİ'NIN YORUMU:
Hukuken etkisiz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişle-
riBakanhğı SözcüsüNamıkTan, AP'nin "Er-
menisoykuTmı"nuı Türkiye tarafindan tanrn-
masına yönelik ta\siye karannm hukuki bağ-
layıcılığı bulunmadığını iddia etti. Tan, "Bu
karariabiıiiktesÖ/deErmemsoykınnubirkez
dahaAPgündemine taşmmış ohnaktadır. Ko-
nunun sivasi platfornılarda görüşühnesinin
hiç kimseye yarar sağjamadığını bir kez daha
hanriatmakisteriz" dedı.Tan, AP'nin tavsiye
karannda Türkıye'run AB'ye üyeliğı öncesin-
de "Ermeni soykmmTnı tanunası yönünde
ifadelere yer verildiğini kaydederken AP'nin
1987'de kabul ettiği karara Türkiye'ninuyma-
dığınmrjelirtüdiğini bildirdi. Tan. Türkiye'nin
her zaman tarihin tartışmah dönemlerinin ta-
rihçiler tarafindan değerlendirilmesi gerekti-
ğini savunduğunu ifade etti. Bu doğrultuda Tür-
kiye'nin arşivlerini araştrrmacılara açtığmı
belirten Tan, "Türkiye yapKikatküannısür-
dürmeye devam edecekrjr" dıye konuşru.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanı
Bülent Annç, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Ermeni
soykınmı iddialannın tanınmasına yönelik koşuluyla
ilgıli olarak "Türkiye'ıün sabrı denenıyor" dedi. Ânnç,
Kıbns ile ilgili ek protokolün 3 Ekim'den önce
TBMM'den geçırilmesını isteyen Hıristiyan Demok-
ratlar'a **Hiç bekkmeyin" yanıtıru verdi. Annç, proto-
kolün müzakereler başlandıktan sonra Meclis'e gele-
ceğım söyledi. Annç, dün NTV'de AP'de alınan karan
değerlendirdi. Türkiye'nin Rum Kesimi'ni tanımaya-
cağı yönünde hukuki ve siyasi anlamda gerekli dekla-
rasyonlan gönderdiğini belirten Annç, "Ek protokolün
3 Ekim'den önce Mecüs'te onaylanacağını bekleyen var-
sa hiç beklemesin" dedi. Soykrnm iddialan konusunda
TBMM'de yapılan görüşmeler sonucunda ortak dekla-
rasyon yayımîandığına \ e Türkiye'nin arşivlerinin
açıldığma dikkat çeken Annç, 1915'te yaşanan savaşta
trajik olaylann soykrnm sayılamayacağını kaydetti.
AKP'li Fırat: Masadan kalküabilir
AKP Genel Başkan Yarduncısı Dengir Fırat, Avrupa
Parlamentosu karanyla ilgili olarak "Türkiye, 3
Ekim'de masaya oturma iradesini. o masadan Türki-
ye'nin menfaatleri haleldar olacağı zaman kalkma ira-
desi olarak da göstermeye muktedirdir'' dedi. Fırat,
Türkiye "dekı kızıl elma koalisyonunun aynısının yurt-
dışında da olduğunu, dışanda da Türkiye'nin AB'ye
girmemesını isteyen gruplann bulunduğunu belirtti.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Avrupa Medyası Bizi
Neden Anlamıyor?
Avaıpalı gazeteciler, televizyoncular, radyocu-
larTürkiye'yi bir türlü anlamıyorlar. Olaylara "ken~
di gözlükleriyle" baktıklan için anlamalanna da im-
kân yok.
Son haftalarda 3 Ekim görüşme süreciyle ilgili
olarak gelenlerfazlalaştı. Alman, Fransız, Ingiliz, Bel-
çikalı, Avusturyalı. Isveçli 8-10 medya çahşanı gö-
rüş almaya geldiler. Sorduklan sorular çok ilginç.
Ben onlann sorulanna şaşınyorum, onlar da be-
nim yanıtlarıma.
Ancak yanıtlan art arda dinledikten sonra yavaş
yavaş uyanıp anlamaya başlıyoriar. DieVVeft'ten ga-
zeteci soruyor: "Siz Türkiye'nin AB içinde yeral-
masına karşı mısınız?" Yanıt: "Ben Türkiye'nin
AB'ye tek yanlı bağlanmasına karşıyım; Türki-
ye'nin sömürge durumuna sokulmasına hayırdi-
yorvm." Cevaplan anlamaktazortanıyor, "Sayın Ma-
nisalı, Isveç, Ispanya AB 'ye girdikten sonra sömûr-
ge mi oldular, Türkiye neden sömürge olsun?" Söz-
lerimi hâlâ anlamamış; "Sayın gazeteci Türkiye
üye olmuyor, tek yanlı bağlanıyor".
- Biraz biraz anlamaya başlıyor ama kafası yine
bulanık. Bu defa ben sormaya başlıyorum; siz Bla-
ir'in, Chirac'ın ya da Schröder'in, Türkiye'nin tam
üyeliği ile ilgili bir eylemini gördünüz mü?
- Alman ya da Fransız gazeteci o anda düşün-
meye başlıyor, "Galiba haklısınız" sözcükleri du-
daklarından dökülüyor.
Gelelim en zor soruya...
Bu tür basit soru ve yanıtlardan sonra sıra, biraz
daha zor olanlara geliyor. "Sayın Manisalı, sizin
hükümetleriniz, meclislehniz, medyanız bu gerçe-
ği görmüyortarmı?" Buyrun cenazenamazına... Şim-
di ben nasıl yapıp da adama (ya da kadına),
- bir kısmı, gözünü kapatıp görmek istemiyor;
- gören azınlığın sesi duyulmuyor. sansür var;
- ya da "O kadar cahil olanlar var ki, Avrupalı-
laşıyoruz diye ülkeyi sağmal inek durumuna dü-
şürüyohar"...
- Veya "bilinçli ve programlı bir biçimde, Türki-
ye'yi AB'nin arka bahçesi yapmak isteyenler ol-
duğunu", nasıl olur da söyleyebilirim karşımdaki-
ne? Işi kibarlığa (ve kelıme oyunlanna) vurup hiç
işlemeyen demokrasinin, "az işlediğini, yetersiz
kaldığını; bunun da AB ile ilişkilerde çarpıklığa
neden olduğunu" söylersem hem kendimi hem de
karşımdakini kandırmış olacağım. Üstelik "bizim
kimi sermaye çevrelerinin, kendi halkı için değil
onlar için çahştığmı" nasıl söylenm? Hele hele
medyanın yüzde doksanının buna dahil olduğunu
söylersem gazeteci çıldıracak!..
- Nasıl olur da bu Avrupalılara, kimi şirketlerin,
kimı medya çevrelerinin, kimi akademisyen ya da
siyasilerin "AB ve ABD'nin maşalan durumuna
geldiklerini" itiraf edebilirim? Siz bir Ingiliz yaza-
nn, "Töny B/a/r, Alman ya da Fransız için çalışı-
yor" diyebileceğini hayal edebilir misiniz?
önümde iki seçenek var; ya karşımdaki gaze-
teciye, vaziyetı kurtarmak için inanmadığım şey-
leri söyleyecegim ya da "o/i be" deyip gazeteci-
nin suratına gerçeklen haykıracağım.
Okuriarımın datahmin edeceği gibi "oh ^ " d e -
yip içimdeki doğruları bir bir döküyorum. Üstelik,
bu doğrulann Avrupa'ya (ve Batı'ya) uzanan uçla-
nnı da Avrupalının suratına vuruyorum.
- Türkiye'yi dışlayan sizsiniz.
- Türkiye üzerindeki sömürgeci talepleri daya-
tan sizsiniz.
- O sıraladığım, içimizdeki maşalan ayarlayan,
Truva atlannı yerleştiren sizlersiniz.
- Türkiye'nin iç bozukluklannda ve dengesizlik-
lerinde bizim kadar sizin de suçunuz var.
- 1961 Anayasası'nı Batı ortadan kaldırdı. Batı
sömürgeci olduğu sürece sorunlar çözülmez.
Alışılmış söyleşilerin dışına çıkan bu konuşma-
lardan karşımdakiler biraz rahatsız olsalar da, "Hak-
lısınız" demek durumunda kalıyorlar.
Ben de "Oh be rahatladım" diyerek önümdeki
kâğıda sözcükleri art arda ekliyorum. Şimdi yap-
tığım gıbı...
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
3farklı usul işletiliyor
AP kararları
Konsey'ibağlar
ANKAR\ (Cumhurhet Bürosu) - Başbakan
Recep TayAİp Erdoğan'ın tersi yöndeki
açıklamalanna karşm Avrupa
Parlamentosu'nun (AP) kararlanrun Türkiye
açısından bağlavıcılığı bulunuyor. Avrupa
Komisyonu (AK) Türkiye Delegasyonu
taranndan bastuılan "12 Derste Avrupa"
başlüdı kitapta, konu şu şekilde ele aluuyor:
"Parlamento ve Konsey, yasama yettdsini
payiaşryor ve bunu, üç farkh usul kuüanarak
gerçekieştiriyor. Üki. 1986'da Avrupa Tek
Senedi tara&ndan getirilen 'ışbirliği usulü'~
Bu usul kapsamında Parlamento, AK
taranndan önerilen yönerge ve tüzük
taslaklan üzerinde göriiş bildiriyor. AK,
Pariamento'nun görüşünü dikkate almak için
önerisini değiştirebüıyor. İkincisi, yine 1986'da
getirilen onay usulü'. Bu usul kapsamında
Parlamento, Komisyon taranndan müzakere
edilen uluslararası anlaşmalar ve önemli diğer
konularda, onayun vermeu. L çüncüsü.
Masstricht Anlaşması'yla (1992) getirilen,
'ortak karar alma usulü". Bu usuL, işçikrin
serbest dolaşımı. iç pazar. eğitim. araşurma,
çevre, trans-Avrupa ağları, sağhk, kültür
ve tüketicinin korunması dahil tüm
önenıh' konular dizisinde Pariamento'yu
yasamada Konsey ile eşit düzeye getiriyor.
Muktvekillerinin Konsey'in ortak tavnna
karşı mutlak çoğunhıkla oy kullanması
hahnde Pariamento'nun, bu alanlarda
önerilen me\7uatı reddetme yetkisi var.
Bununla konu uzlaşma komitesine
getirüebUryor." Buna göre ikinci ve
üçüncü usuller Türkiye açısından ohna - ^ T "
bile AK içm doğrudan bağlayıcıhk taşi) y