18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
i EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 Ümit Serdaroğlu gözyaşlanyla uğurlandı. (AA) Serdaroğlu toprağa verildi AYVACIK (Cumhuriyet) - Istanbul'da kalp krizinden yaşamını yitiren Assos Kazı Heyeti Başkanı, Haliç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu'nun (73) cenaze- si, Çanakkale'nin, Assos harabelerinin bulun- duğu Ayvacık ilçesine bağh Behramköy'de toprağa verildi. İstanbul Tıp Fakültesi Çapa Hastanesi'nde geçen cuma günü sabahakarşı hayatuu kaybeden Prof. Dr. Serdaroğlu'nun cenazesi, önceki gün Istanbul'da düzenlenen törenin ardından Ayvacık ilçesine bağh Beh- ramköy'e getirildı. Behramköy CamiTnde düzenlenen törende konuşan Çanakkale On- sekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Aydın, çok değerli bir bilım ve kültür insanını kaybetmenin üzüntüsünü ya- şadüdannı söyledi. Apollon Sımitheus Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özgünel de "Onun kaybı arkeoloji için büyük bir kayıptır. O arkeoloji için hiçbir masraftan kaçınmaz, cebindeki son kuruşa kadar harcama yapardı" dedi. Prof. Dr. Serdaroğ- lu'nun cenazesi, Behramköy Camifnde öğle namazının kılınmasının ardından Behramköy mezarhğında toprağa verildi. Törene katılanlar 'Yaşasın Türkçe' sloganı attı. DüBayramı yürüyüşle kuûandı Istanbul Haber Servisi - Dil Bayramı'nın 73. yıldönümü, tstanbul Eğıtimciîer Deme- ği'nin Galatasaray ile Taksim arasında dü- zenlediği yürüyüşle kutlandı. Galatasaray Meydanı'nda toplanan dernek üyeleri, "Bağunsız Türkiye, Yaşasın Türkçe", "Türkçeye sahip çık, yurduna sahip çık", "Dil devriminî yaşatacağız", " Yabancı diüe öğretime hayır, yabancı dil öğretimine evet" yazüı dövizler ve Türk bayraklanyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na yürüdü. Anıta çelenk bırakıhnasının ardın- dan açıklama yapan tstanbul Eğitimciler Derneği Başkanı Mehmet Zeyrek, dilin bir milletin varlığuun temel öğelerinden biri ol- duğunu, ancak 195O'li yıllardan sonra uygu- lamaya sokulan yabancı dille öğretımin, il- köğretimden yükseköğretime kadar tüm eğitim alanını kuşattığını belirtti. Ticari fa- aliyet yapan kuruluşlann yanı sıra, üretileil mallann isimlerinin de yabancı dillerden tercih edilmesini eleştiren Zeyrek, "Bu sü- reçte evetler 'okey', teşekkürler 'thank you', merhabalar 'hello"bay bay', lokan- talar 'restaurant', bakkallar 'markef, öğ- retmenkr 'teacher' oldu" dedi. Mersin Müzik Festivali sürüyor MERSÎN (Cumhuriyet) - Piyanist Emre Eli- var konseriyle başlayan 4. Ulüslararası Mersin Müzik Festivali izleyicilerin ilgisiyle devam ediyor. Mersin Kültür Merkezi'nde yapılan festivalin açılış ve ödül töreninde konuşan Festival Yürütme Kurulu Başkanı Tûlay Bar- dakçıoğlu, kentlerin gelişmişlik düzeyinin sosyo-ekonomik göstergeler, uygarlık simgesi- nin ise kültür, sanat ve bu yöne bakış açısı ol- duğunu söyledi. Bardakçıoğlu, "Açıkça söyle- mek gerekir ki 3 yıl önce çıktığımız yolda düşünüp de gerçekleştiremediklerimiz var- dı. Sanatın ve müziğin buluşma noktasında- ki deneyimli dostlarımızın katküarı ile ufku görüyoruz. Ufukta, Mersin Kültür ve Sanat Vakfı ile Avrupa Festivaller Birliği var" di- ye konuştu. Festival Sanat Danışma Kurulu Başkanı ve Devlet Sanatçısı Nevit Kodallı da festivalin gelişmesi için ilk yapılması gereke- nin ise bir vakıf kurmak olduğunu söyledi. 4. Ulüslararası Mersin Müzik Festıvali'nin açılı- şında Hanri Atat Özel Ödülü piyano virtüözü Emre Elivar'a, Festival Özel Ödülleri de Fa- nl Say ve Melih Fereli'ye verildi. Sanatçı Fa- zıl Say, ABD'deki konserleri dolayısıyla gece- ye katılanıazken sanatçılara ödüllerle birlikte Mersinli ressam Ahmet Yeşil'ın birer tablosu da armağan edildi. Festival kapsamında önceki gece de Atatürk Parkı içindeki Amfi Tiyat- . ro'da Anadolu Ateşi dans grubu gösteri sundu. HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDLTN ANDAÇ Düşselliğin sırlı dokusuBir bakış iziyle başlarsınız Toptaş'ın roman- larını okumaya. Daha ilk adımda çekip alır sizi içine. Metnın bir ucundan aralanan kapıdan ha- yat sağanağına girer, kaybolursunuz bir an. Unutuşun rengi, bekleyişin avuntusu, düşlerin sırn çekim odağınız olmuştur artık. Insanın bakılan (baküğı) yerle kendi arasında yaşadığı yanılsamayı görmesi; bununla gelen çagnşımlar bir durumdan başka bir duruma ge- çişte belirleyicidır. Romancının anlaü dokusundabunlan bulmak, okunanın salt düz bir metin olmadığını da gös- terir size. Romanı biçimler topluluğu blan, ashnda an- lamsalboyutudur. Romancı, dili kendine araç kı- larken; gidebileceği hatlan, yollan, mecralan, labirentleri insanla/toplumlayüzleşmesinde be- lirler. Durduğu yer, ait olduğu coğrafya, yaşadı- ğı mekân, hayatabakışı işte buyüzleşmenin ren- gini, dokusunubiçimler. Anlam dediğimiz şey bu buluşmayla ortaya çıkar. Romancınınyazma'çahşma yöntemi, yazı sab- n kurduğu dil anlam örüntüsüyle kendini göste- rir. Daha ilk okumada yol alırken, karşuııza baş- ka okumalann çıkabileceğinin işaretlerini verir romancı. Kolayca tükenen bir metinle yüz yüze olmadığınızı anlarsınız. Bir romanı yaşanır, romancıyı taşıyıcı kılan da bu olsa gerek. Saklı duram ortaya çıkarma, bunuyaparken de hayata/insana dair 'hikâye'ler anlatma... Toptaş'ın romancılığı işte bu noktada önem kazanır. SesslzHfltn dlllyle konuşmak Gezindiği iklim, yarattıgı romaneskdünyaye- re'anlama bağh olduğu kadar; uısanın trajedisı- ni anlamaya'anlatmaya da dönüktür. Sanatuvromanın ölüme karşı hayatı savunma biçiminin yazann kaleminde nasıl biçimler top- luluğuna dönüştüğünü görürüz. Yeni romanı Uykulann Doğusu'yla, önünde açtığı roman yolunu genişleten Toptaş; bir yanıy- lakederin, yalnızhğın, kapanmanın, ötede durup hayatı anlamanın dilini kuruyor. Kendınden kaçan insanınkendine sığınışı, ya- bancılaşmanınbannağında yol ahrken; dışta olup bitenlere bakışı, orada kendıni görüşü bir zaman sonra arayışa, düşlerin atlasına kanşmaya dönü- şür. Romancı orada sessizhğin dihyle konuşur. Uy- kulann Doğusu'nda anlatnğı 'bikâye'lerde bu vardır. Bakan'gören anlatıcının 'mektup'lan olarak da algılayabiliriz. Anlatıcı, hayatın altüst olan haline bakarken; merceğjne önce göze ilişenleri alır. "Şetarin ve zamamn derinlikleri w ne döner yüzünü. Orada görülenlerden biridir Haydar. Onun duran, gı- den, kaybolan hali... Savnüma biçımini, bozkı- nn kırağından çüap gelmenin dilini anlatır. Kentin düşkün hali ile insanın düşkünlüğü yüzleşir. Sonrasında düşsellik, masalsı bır evren anlatıcının elindeki fenerle aydınlanır... İnsanın saflığıyla hayatın hengâmesini buluş- turur, anlatıcı. Ahp başını giden, savrulanyalnız- ÖKUMA ÖNERİLERİ * Hasan Ali Toptaş: (Romanlar) Uykulann Doğusu, 2005, Doğan Kitap, 229 s.; Sonsuzluğa Nokta, 1993; Gölgesizler, 1994; Kayıp Hayaller Kitabı, 1996; Bin Hüzünlü Haz. 1998; (Öykü) ölü Zaman Gezginleri, 2001; (Can , Adam, T. Iş Bankast Kültür Yayınlan arasında kitaplan yayımlanan Toptaş 'ın bütün yapıtları Doğan Kitap tarafindan yayımlanacak.) BELLEK KUTUSU "Roman bugün ya&ldığı an ve kendini bugünün içinde var ettiğine göre, ister istemez kendini var ederken dış gerçeklik de ona eklemleniyor. Kendini kuşatan şeylerle birlikte 'şey' olabiliyor. Dış gerçeklik dedigimiz şey onun için bir engeldir ashnda." Hasan Ali Toptaş lık... Kaybolan düşlenn sonra bır bir ortaya çık- ması... Köşesinde hâlâ 'hikâye' yaztnaya devam eden anlatıcının kendini bu romanda konumlandınş bıçimi; yazılanla yaşananın, anımsananlaunutu- lanın nasü bir araya gelip yenı bir dile/söyleyişe dönüştüğünü de göstermektedir. Toptaş, burada, ötede (taşrada) duran halı- lu/bakışını kente taşır. Bu kez, kent ve ötesi ge- lip anlatısının zaman/raekânyordamını kurar. Burada olurken ötede yaşamanın sannsım di- le getırir. Boşluk, hiçlik duygusunu değil; daha çok savrulmayı, tutunamamayı anlatır. Romancı, burada, yeni bakış biçimlen gelişti- rir kendine... 'Hikâye' kurarken, bakanın bakı- şıyla gezindırir okurunu. Bir yerinde der kı anlatısının: -...bir şehre bakmanın kaç tüıiü yolu var- sa hepsini baştan sona deneyip kendilerine uygun olanı bulmaya çahşıyoriarmış." (s. 39) Toptaş, bukez, anlatı dünyasını 'açıkyer'e çı- karır. Bakan gözün, anımsayanbüincin, düşlere sanlan bakışın, masal masal diyen sözün ardına takılarak yol alır. Sıkan, açüan, kapanan, süaşan ınsanlardır der- di. Dih kıvamına erdirme yolculuğunda onlarla soluk ahp verir. Onunyazıda gösteren/ gören aynasında birçok 'hayat' birçok 'hikâye 1 vardır. Kurdukça açılır, açıldıkça da serimlenerek ge- lişir. Görmekle bakmayı önceler hep. Zaman- mekân duygusunu oradayakalar. Dikkat edersek eğer; anlatılannda somutlaşanbiryer, mekândan söz etmez. hısanın duygu sonsuzluğunda varo- luşun rengini onun düşünme/duygu tonlanna yansıtarak verir. Siz, okur olarak, mekânın var- hğını, üzerine ışığını düşüren yazınsal/dilsel ba- kışla öğrenir, tanırsınız. Tükenen, sıradanlaşan söyleyişlenn, hatta or- tak dilin kapılanna uğramaz Toptaş. Ele geçlrUen zamanı 'hlkâye' etmefc "Unutmak hatırlamaktır" dercesine yazar. Uykulann Doğusu, bu anlamda bellek/unut- ma/hatırlama, bakmak ve gitmek üzerine kuru- ludur. Birçok hikâye iç içedir. Birçok yer/mekâa'za- man bu derişik durumun göstergesi olarak çıkar karşımıza. Biz, orada, anlatıcı(nın), Haydar(ın), dayı(nın), dede(nin) gerçeklıklerine bakarak romanın yan- sıttığı aynada yazarla okurun hahni de görürüz. Hayatın hengâmesi ile anlatının'yazmak eyle- mimn cehennemıni buluşturan yazar; çağsayıcı bir bilinçle bakar hayata. Oradan ağanlarla insa- nm trajedisini anlatır. Bütüncül bır anlatı dünyasının haritasım adım adım çizen Toptaş, bu romamyla sınırlanm da- ha da netleştirir. Romanın odağına yerleştirdiği 'hikâye' anlatıcısı, her bir okura sözü olan biri- dir. Hatta yazıhp anlatılanlan kendisine iletil- mek üzre tasarlanmış bırer mektup gibi de ala- bilır. Anlatanla dinleyenin yolculuğunu masalsı kılan da o söyleyiş biçimıdir. Bır de oraya ağanyyansıyan imgeler, hatırlatmalardır. Parçalanan bir dünyanın gölgesinde debele- nen insanın yolculuğunu anlamak için kunüan öykülerde yazar kendini de bulur, görür, anlanr. Toptaş, buromamyla, bir masal anlatıcısı gibi an- latanı ete kemığe büründürür. Modern anlatının yolunun da buradan geçtiğini bilir. Ele geçirilen zamanı 'hikâye' etmenin zor- luğunu bin bir hünerle aşar. Sözü dize getirir, Toptaş. Hem de yepyeni söyleyiş özelliklerini düzyazıya taşıyarak yapar bunu. Uykulann Doğusu, benim için bitmedi sevgih okurum. Eminim ki okurken siz de öyle diyeceksıniz. Bugünün romanını yazıyor Toptaş. Bu ül- kenin romanmı. Ama gündeş olanı değil. Türkçe yazmamn şenliğini bilerek, her bir tümcesinde tamsuıı hissettirerek... Bir de ro- manın nasıl yazılması gerektiğini göstererek elbette... Bu yıl 42'ncisi düzenlenen festivale birçok tanınmış sanatçı katılıyor Altın PortakalFestivali başladı GÜRSU KUNT ANTALYA - 42. Antalya Al- tın Portakal Film Festivali, 41 yıllık gelenekte değışikhklere gi- dilerek başladı. Ramazan ayı ne- deniyle öne çekilen tarih, mete- orolojik verilere dayandınlırken, yine aym gerekçeyle her yıl fes- tivalin ilk günü düzenlenen ve halkın sanatçılarla buluştuğu kortej, ikinci güne aluıdı. Ancak festivalin ilk günü kentte yağış ohnazken, kortejin ertelendiğin- den habersiz yurttaşlar, bir süre geçışi bekledi. Meteorolojik veriler gerekçe- siyle yapılan değişikliknedeniy- le ilk gün etkınlikleri, '1. Ulüsla- rarası Avrasya Film Festıva- li'nin açıhş kokteyliyle başladı. AKM Fuaye'de düzenlenen kok- teyl öncesinde yurttaşlar merak- lı gözlerle salona girecek sanat- çılan bekledi. Kendilerine selam veren Hülya Koçjiğit, Meltem Cumbul, Janset gibi birkaç sa- natçıyı alkışlayan yurttaşlar, di- ğer sanatçılann salona girişini sessizük içinde takip etti. Kokteylin en dikkat çekici ya- bancı ismi ise sinemaseverlerin Quentin Tarantino'nun unutul- maz 'Rezervuar Köpekleri' ve 'Kill Bill' fihnlerinden tanıdığı Michael Madsen oldu. Kung Fu filmlerinin önemli oyuncusu Da- vid Carradine da kokteyle ka- tılan isimler arasında yer aldı. Antalya Oda Orkestrası'mn da küçük bir konser verdiği koktey- lin ardından festival açılış töreni- AKM'de düzenlenen kokteyl öncesi yurtttaşlar, Hüha Koçyiğit, Meltem Cumbul. Janset gibi birkaç sanatçıyı alkışlarla karşüadı. David Carradine da kokteyle katılan isimler arasında yer aldı. ne geçildi. Kerem Görsev ve Caz Trio'nun konseri beğenıyle izlenirken tören, açılış filmi ola- rak belırlenen Michael Hane- ke'nin "Cache-Saklı" adh ya- pıtının izlenihnesiyle son buldu. 19.30'da Antalya Tıcaret ve Sanayi Odası (ATSO) Tesisleri önünde başlayan kortej törenin yapılacağı Konyaaltı Âçıkhava Tiyatrosu'na kadar devam etti. Etkinliği takip eden yurttaşlar sa- natçılara sevgi gösterisinde bu- lundu. Korteje katılan sanatçılar ara- suıda en çok ilgiyi Nurgül Yeşil- çay, Nebahat Çehre, Meltem Cumbul ve Hüh a Koçyiğit gör- dü. Daha sonra âçıkhava tiyatro- sunda açılış törenine geçildi. Tö- rende onur ödülleri sahıplenne verüirken sanatçı Sezen Aksu da film müziklerinden oluşan bir konser verdi. Festival kapsamında bugün ise Lam Lee'nin "20 Gece ve Yağ- murlu Bir Gün" adh filminin ilk gösterimi gerçekleşnrilecek. Y«wa Turgul'un unutulmaz fil- mi "Eşkıya" gösterilecek ve ak- şam da gala yemeği verilecek. Bu arada geçen yıllarda festi- val etkinliklenni daha geniş alan- lara yaymak. sinemayı kırsal alanlara taşımak amacıyla farklı noktalarda düzenlenen "Açıkha- vada Sinema Etkınlikleri" ne bu yıl son verildi. Bunun yerine bu yıl "Kent Etkinlikleri" adı altında konserlere yer veriliyor. Bu etkinlik kapsamında bugün, Antalya Büyükşehir Beledıyesi önünde llhan Erşahin, Kepez Beledıyesi önünde de Pınar Koç konserleri gerçekleştinlecek. LemiBlgin'eleşekkiirpteketr , • Kültür Senisi - Bu akşam Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde yapılacak 'Tiyatro Ödülleri 2005' gecesinde 10 dalda ödüller sahiplerini bulacak. Bu ödüllerin dışında, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Kurulu'nun Teşekkür Plaketi de bu yıl, eski Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Doç. K. Lemi Bilgjn'e verilecek. Bilgin'e, Teşekkür Plaketi'ni yayın kurulu adına, Türk tiyatrosunun duayenlerinden Yıldız Kenter sunacak. Sarat-tdeöiyatÖdüen • Kültür Servisi - Özel tsviçre Hastanesi'nin dü- zenlediği '2. Sanat-Edebiyat Ödülleri'nin sahipleri belirlendi. Yanşma öykü, şiir ve oyun dallannda yapüıyor. Bu \ıl öykü dalında birincüiği Elvan Çubukçu'nun 'Cümlemize' adh öyküsü kazanırken Seçici Kurul Özel Ödülü Pınar Eryaşar Aymaz'ın 'Şu Insanlar' adlı öyküsüne verildi. Şiir dalında birincüiği Semih Çehenk'in 'Nacar Serkisof' adlı şiiri aldı. Oyun dalında ise Tülin Tankut'un 'Kız Kulesi' adlı oyunu birinciliğe, Sema Göktaş'ın 'Duvar' adh oyunu Seçici Kurul Özel Ödülü'ne değer görüldü. CengizBektaş'aRomanya'danödül • Kültür Servisi - Romanya'da bu yü 15-21 Ey- lül tarihleri arasında dördüncüsü gerçekleştirilen 'Ulüslararası Edebiyat Günleri'ne Türkiye'den Cengiz Bektaş ile Gülsüm Cengiz katildî. Etkin- likte verilen iki ödülden biri olan Ovidius Festival Ödülü Cengiz Bektaş'a, Ovidius Ödülü ise Maria Vargas Llosa'ya verildi. Bektaş ve Vargas'a ödül- lerini özel bir törenle Romanya Yazarlar Birliği Başkam Nicolae Manulescu sundu. Grup Yorum'dan açıklama • tstanbul Haber Servisi - Grup Yorum üye- leri dün Idıl Kültür Merkezi'nde sanatçı Metin Kahraman'a yönelik saldınyla ilgili basm top- lantısı düzenledi. Grup adına açıklama yapan înan Altın, Kahraman'ın grubun albümlerinde yer alan bazı eserleri kendi adma geçirmek için MESAM'a yaptığı başv'uruya tepki gös- tererek grubun ürettiği eserlerin politik bir perspektifin ürünü olduğunu ve kişilere mal edilemeyeceğini kaydetti.Altın, Metin Kahraman'm dövühnesi olayıyla hiçbir ilgüerinin bulunmadığmı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle