Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
i EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Ümit Serdaroğlu gözyaşlanyla uğurlandı. (AA)
Serdaroğlu
toprağa verildi
AYVACIK (Cumhuriyet) - Istanbul'da kalp
krizinden yaşamını yitiren Assos Kazı Heyeti
Başkanı, Haliç Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu'nun (73) cenaze-
si, Çanakkale'nin, Assos harabelerinin bulun-
duğu Ayvacık ilçesine bağh Behramköy'de
toprağa verildi. İstanbul Tıp Fakültesi Çapa
Hastanesi'nde geçen cuma günü sabahakarşı
hayatuu kaybeden Prof. Dr. Serdaroğlu'nun
cenazesi, önceki gün Istanbul'da düzenlenen
törenin ardından Ayvacık ilçesine bağh Beh-
ramköy'e getirildı. Behramköy CamiTnde
düzenlenen törende konuşan Çanakkale On-
sekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ramazan Aydın, çok değerli bir bilım ve
kültür insanını kaybetmenin üzüntüsünü ya-
şadüdannı söyledi. Apollon Sımitheus Kazı
Heyeti Başkanı Prof. Dr. Coşkun Özgünel
de "Onun kaybı arkeoloji için büyük bir
kayıptır. O arkeoloji için hiçbir masraftan
kaçınmaz, cebindeki son kuruşa kadar
harcama yapardı" dedi. Prof. Dr. Serdaroğ-
lu'nun cenazesi, Behramköy Camifnde öğle
namazının kılınmasının ardından Behramköy
mezarhğında toprağa verildi.
Törene katılanlar 'Yaşasın Türkçe' sloganı attı.
DüBayramı
yürüyüşle kuûandı
Istanbul Haber Servisi - Dil Bayramı'nın
73. yıldönümü, tstanbul Eğıtimciîer Deme-
ği'nin Galatasaray ile Taksim arasında dü-
zenlediği yürüyüşle kutlandı.
Galatasaray Meydanı'nda toplanan dernek
üyeleri, "Bağunsız Türkiye, Yaşasın
Türkçe", "Türkçeye sahip çık, yurduna
sahip çık", "Dil devriminî yaşatacağız",
" Yabancı diüe öğretime hayır, yabancı dil
öğretimine evet" yazüı dövizler ve Türk
bayraklanyla Taksim Cumhuriyet Anıtı'na
yürüdü. Anıta çelenk bırakıhnasının ardın-
dan açıklama yapan tstanbul Eğitimciler
Derneği Başkanı Mehmet Zeyrek, dilin bir
milletin varlığuun temel öğelerinden biri ol-
duğunu, ancak 195O'li yıllardan sonra uygu-
lamaya sokulan yabancı dille öğretımin, il-
köğretimden yükseköğretime kadar tüm
eğitim alanını kuşattığını belirtti. Ticari fa-
aliyet yapan kuruluşlann yanı sıra, üretileil
mallann isimlerinin de yabancı dillerden
tercih edilmesini eleştiren Zeyrek, "Bu sü-
reçte evetler 'okey', teşekkürler 'thank
you', merhabalar 'hello"bay bay', lokan-
talar 'restaurant', bakkallar 'markef, öğ-
retmenkr 'teacher' oldu" dedi.
Mersin Müzik
Festivali sürüyor
MERSÎN (Cumhuriyet) - Piyanist Emre Eli-
var konseriyle başlayan 4. Ulüslararası Mersin
Müzik Festivali izleyicilerin ilgisiyle devam
ediyor. Mersin Kültür Merkezi'nde yapılan
festivalin açılış ve ödül töreninde konuşan
Festival Yürütme Kurulu Başkanı Tûlay Bar-
dakçıoğlu, kentlerin gelişmişlik düzeyinin
sosyo-ekonomik göstergeler, uygarlık simgesi-
nin ise kültür, sanat ve bu yöne bakış açısı ol-
duğunu söyledi. Bardakçıoğlu, "Açıkça söyle-
mek gerekir ki 3 yıl önce çıktığımız yolda
düşünüp de gerçekleştiremediklerimiz var-
dı. Sanatın ve müziğin buluşma noktasında-
ki deneyimli dostlarımızın katküarı ile ufku
görüyoruz. Ufukta, Mersin Kültür ve Sanat
Vakfı ile Avrupa Festivaller Birliği var" di-
ye konuştu. Festival Sanat Danışma Kurulu
Başkanı ve Devlet Sanatçısı Nevit Kodallı da
festivalin gelişmesi için ilk yapılması gereke-
nin ise bir vakıf kurmak olduğunu söyledi. 4.
Ulüslararası Mersin Müzik Festıvali'nin açılı-
şında Hanri Atat Özel Ödülü piyano virtüözü
Emre Elivar'a, Festival Özel Ödülleri de Fa-
nl Say ve Melih Fereli'ye verildi. Sanatçı Fa-
zıl Say, ABD'deki konserleri dolayısıyla gece-
ye katılanıazken sanatçılara ödüllerle birlikte
Mersinli ressam Ahmet Yeşil'ın birer tablosu
da armağan edildi. Festival kapsamında önceki
gece de Atatürk Parkı içindeki Amfi Tiyat-
. ro'da Anadolu Ateşi dans grubu gösteri sundu.
HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDLTN ANDAÇ
Düşselliğin sırlı dokusuBir bakış iziyle başlarsınız Toptaş'ın roman-
larını okumaya. Daha ilk adımda çekip alır sizi
içine. Metnın bir ucundan aralanan kapıdan ha-
yat sağanağına girer, kaybolursunuz bir an.
Unutuşun rengi, bekleyişin avuntusu, düşlerin
sırn çekim odağınız olmuştur artık.
Insanın bakılan (baküğı) yerle kendi arasında
yaşadığı yanılsamayı görmesi; bununla gelen
çagnşımlar bir durumdan başka bir duruma ge-
çişte belirleyicidır.
Romancının anlaü dokusundabunlan bulmak,
okunanın salt düz bir metin olmadığını da gös-
terir size.
Romanı biçimler topluluğu blan, ashnda an-
lamsalboyutudur. Romancı, dili kendine araç kı-
larken; gidebileceği hatlan, yollan, mecralan,
labirentleri insanla/toplumlayüzleşmesinde be-
lirler. Durduğu yer, ait olduğu coğrafya, yaşadı-
ğı mekân, hayatabakışı işte buyüzleşmenin ren-
gini, dokusunubiçimler. Anlam dediğimiz şey bu
buluşmayla ortaya çıkar.
Romancınınyazma'çahşma yöntemi, yazı sab-
n kurduğu dil anlam örüntüsüyle kendini göste-
rir.
Daha ilk okumada yol alırken, karşuııza baş-
ka okumalann çıkabileceğinin işaretlerini verir
romancı. Kolayca tükenen bir metinle yüz yüze
olmadığınızı anlarsınız.
Bir romanı yaşanır, romancıyı taşıyıcı kılan
da bu olsa gerek.
Saklı duram ortaya çıkarma, bunuyaparken de
hayata/insana dair 'hikâye'ler anlatma...
Toptaş'ın romancılığı işte bu noktada önem
kazanır.
SesslzHfltn dlllyle konuşmak
Gezindiği iklim, yarattıgı romaneskdünyaye-
re'anlama bağh olduğu kadar; uısanın trajedisı-
ni anlamaya'anlatmaya da dönüktür.
Sanatuvromanın ölüme karşı hayatı savunma
biçiminin yazann kaleminde nasıl biçimler top-
luluğuna dönüştüğünü görürüz.
Yeni romanı Uykulann Doğusu'yla, önünde
açtığı roman yolunu genişleten Toptaş; bir yanıy-
lakederin, yalnızhğın, kapanmanın, ötede durup
hayatı anlamanın dilini kuruyor.
Kendınden kaçan insanınkendine sığınışı, ya-
bancılaşmanınbannağında yol ahrken; dışta olup
bitenlere bakışı, orada kendıni görüşü bir zaman
sonra arayışa, düşlerin atlasına kanşmaya dönü-
şür.
Romancı orada sessizhğin dihyle konuşur. Uy-
kulann Doğusu'nda anlatnğı 'bikâye'lerde bu
vardır. Bakan'gören anlatıcının 'mektup'lan
olarak da algılayabiliriz.
Anlatıcı, hayatın altüst olan haline bakarken;
merceğjne önce göze ilişenleri alır. "Şetarin ve
zamamn derinlikleri
w
ne döner yüzünü. Orada
görülenlerden biridir Haydar. Onun duran, gı-
den, kaybolan hali... Savnüma biçımini, bozkı-
nn kırağından çüap gelmenin dilini anlatır.
Kentin düşkün hali ile insanın düşkünlüğü
yüzleşir. Sonrasında düşsellik, masalsı bır evren
anlatıcının elindeki fenerle aydınlanır...
İnsanın saflığıyla hayatın hengâmesini buluş-
turur, anlatıcı. Ahp başını giden, savrulanyalnız-
ÖKUMA ÖNERİLERİ
* Hasan Ali Toptaş: (Romanlar)
Uykulann Doğusu, 2005, Doğan
Kitap, 229 s.; Sonsuzluğa Nokta,
1993; Gölgesizler, 1994; Kayıp Hayaller
Kitabı, 1996; Bin Hüzünlü Haz. 1998;
(Öykü) ölü Zaman Gezginleri, 2001;
(Can , Adam, T. Iş Bankast Kültür
Yayınlan arasında kitaplan yayımlanan
Toptaş 'ın bütün yapıtları Doğan Kitap
tarafindan yayımlanacak.)
BELLEK KUTUSU
"Roman bugün ya&ldığı an ve
kendini bugünün içinde var
ettiğine göre, ister istemez kendini
var ederken dış gerçeklik de ona
eklemleniyor. Kendini kuşatan
şeylerle birlikte 'şey' olabiliyor.
Dış gerçeklik dedigimiz şey
onun için bir engeldir ashnda."
Hasan Ali Toptaş
lık... Kaybolan düşlenn sonra bır bir ortaya çık-
ması...
Köşesinde hâlâ 'hikâye' yaztnaya devam eden
anlatıcının kendini bu romanda konumlandınş
bıçimi; yazılanla yaşananın, anımsananlaunutu-
lanın nasü bir araya gelip yenı bir dile/söyleyişe
dönüştüğünü de göstermektedir.
Toptaş, burada, ötede (taşrada) duran halı-
lu/bakışını kente taşır. Bu kez, kent ve ötesi ge-
lip anlatısının zaman/raekânyordamını kurar.
Burada olurken ötede yaşamanın sannsım di-
le getırir. Boşluk, hiçlik duygusunu değil; daha
çok savrulmayı, tutunamamayı anlatır.
Romancı, burada, yeni bakış biçimlen gelişti-
rir kendine... 'Hikâye' kurarken, bakanın bakı-
şıyla gezindırir okurunu.
Bir yerinde der kı anlatısının:
-...bir şehre bakmanın kaç tüıiü yolu var-
sa hepsini baştan sona deneyip kendilerine
uygun olanı bulmaya çahşıyoriarmış." (s. 39)
Toptaş, bukez, anlatı dünyasını 'açıkyer'e çı-
karır. Bakan gözün, anımsayanbüincin, düşlere
sanlan bakışın, masal masal diyen sözün ardına
takılarak yol alır.
Sıkan, açüan, kapanan, süaşan ınsanlardır der-
di. Dih kıvamına erdirme yolculuğunda onlarla
soluk ahp verir.
Onunyazıda gösteren/ gören aynasında birçok
'hayat' birçok 'hikâye
1
vardır.
Kurdukça açılır, açıldıkça da serimlenerek ge-
lişir. Görmekle bakmayı önceler hep. Zaman-
mekân duygusunu oradayakalar. Dikkat edersek
eğer; anlatılannda somutlaşanbiryer, mekândan
söz etmez. hısanın duygu sonsuzluğunda varo-
luşun rengini onun düşünme/duygu tonlanna
yansıtarak verir. Siz, okur olarak, mekânın var-
hğını, üzerine ışığını düşüren yazınsal/dilsel ba-
kışla öğrenir, tanırsınız.
Tükenen, sıradanlaşan söyleyişlenn, hatta or-
tak dilin kapılanna uğramaz Toptaş.
Ele geçlrUen zamanı 'hlkâye' etmefc
"Unutmak hatırlamaktır" dercesine yazar.
Uykulann Doğusu, bu anlamda bellek/unut-
ma/hatırlama, bakmak ve gitmek üzerine kuru-
ludur.
Birçok hikâye iç içedir. Birçok yer/mekâa'za-
man bu derişik durumun göstergesi olarak çıkar
karşımıza.
Biz, orada, anlatıcı(nın), Haydar(ın), dayı(nın),
dede(nin) gerçeklıklerine bakarak romanın yan-
sıttığı aynada yazarla okurun hahni de görürüz.
Hayatın hengâmesi ile anlatının'yazmak eyle-
mimn cehennemıni buluşturan yazar; çağsayıcı
bir bilinçle bakar hayata. Oradan ağanlarla insa-
nm trajedisini anlatır.
Bütüncül bır anlatı dünyasının haritasım adım
adım çizen Toptaş, bu romamyla sınırlanm da-
ha da netleştirir. Romanın odağına yerleştirdiği
'hikâye' anlatıcısı, her bir okura sözü olan biri-
dir. Hatta yazıhp anlatılanlan kendisine iletil-
mek üzre tasarlanmış bırer mektup gibi de ala-
bilır. Anlatanla dinleyenin yolculuğunu masalsı
kılan da o söyleyiş biçimıdir. Bır de oraya
ağanyyansıyan imgeler, hatırlatmalardır.
Parçalanan bir dünyanın gölgesinde debele-
nen insanın yolculuğunu anlamak için kunüan
öykülerde yazar kendini de bulur, görür, anlanr.
Toptaş, buromamyla, bir masal anlatıcısı gibi an-
latanı ete kemığe büründürür. Modern anlatının
yolunun da buradan geçtiğini bilir.
Ele geçirilen zamanı 'hikâye' etmenin zor-
luğunu bin bir hünerle aşar. Sözü dize getirir,
Toptaş. Hem de yepyeni söyleyiş özelliklerini
düzyazıya taşıyarak yapar bunu. Uykulann
Doğusu, benim için bitmedi sevgih okurum.
Eminim ki okurken siz de öyle diyeceksıniz.
Bugünün romanını yazıyor Toptaş. Bu ül-
kenin romanmı. Ama gündeş olanı değil.
Türkçe yazmamn şenliğini bilerek, her bir
tümcesinde tamsuıı hissettirerek... Bir de ro-
manın nasıl yazılması gerektiğini göstererek
elbette...
Bu yıl 42'ncisi düzenlenen festivale birçok tanınmış sanatçı katılıyor
Altın PortakalFestivali başladı
GÜRSU KUNT
ANTALYA - 42. Antalya Al-
tın Portakal Film Festivali, 41
yıllık gelenekte değışikhklere gi-
dilerek başladı. Ramazan ayı ne-
deniyle öne çekilen tarih, mete-
orolojik verilere dayandınlırken,
yine aym gerekçeyle her yıl fes-
tivalin ilk günü düzenlenen ve
halkın sanatçılarla buluştuğu
kortej, ikinci güne aluıdı. Ancak
festivalin ilk günü kentte yağış
ohnazken, kortejin ertelendiğin-
den habersiz yurttaşlar, bir süre
geçışi bekledi.
Meteorolojik veriler gerekçe-
siyle yapılan değişikliknedeniy-
le ilk gün etkınlikleri, '1. Ulüsla-
rarası Avrasya Film Festıva-
li'nin açıhş kokteyliyle başladı.
AKM Fuaye'de düzenlenen kok-
teyl öncesinde yurttaşlar merak-
lı gözlerle salona girecek sanat-
çılan bekledi. Kendilerine selam
veren Hülya Koçjiğit, Meltem
Cumbul, Janset gibi birkaç sa-
natçıyı alkışlayan yurttaşlar, di-
ğer sanatçılann salona girişini
sessizük içinde takip etti.
Kokteylin en dikkat çekici ya-
bancı ismi ise sinemaseverlerin
Quentin Tarantino'nun unutul-
maz 'Rezervuar Köpekleri' ve
'Kill Bill' fihnlerinden tanıdığı
Michael Madsen oldu. Kung Fu
filmlerinin önemli oyuncusu Da-
vid Carradine da kokteyle ka-
tılan isimler arasında yer aldı.
Antalya Oda Orkestrası'mn da
küçük bir konser verdiği koktey-
lin ardından festival açılış töreni-
AKM'de düzenlenen kokteyl öncesi yurtttaşlar, Hüha Koçyiğit, Meltem Cumbul. Janset gibi birkaç
sanatçıyı alkışlarla karşüadı. David Carradine da kokteyle katılan isimler arasında yer aldı.
ne geçildi. Kerem Görsev ve
Caz Trio'nun konseri beğenıyle
izlenirken tören, açılış filmi ola-
rak belırlenen Michael Hane-
ke'nin "Cache-Saklı" adh ya-
pıtının izlenihnesiyle son buldu.
19.30'da Antalya Tıcaret ve
Sanayi Odası (ATSO) Tesisleri
önünde başlayan kortej törenin
yapılacağı Konyaaltı Âçıkhava
Tiyatrosu'na kadar devam etti.
Etkinliği takip eden yurttaşlar sa-
natçılara sevgi gösterisinde bu-
lundu.
Korteje katılan sanatçılar ara-
suıda en çok ilgiyi Nurgül Yeşil-
çay, Nebahat Çehre, Meltem
Cumbul ve Hüh a Koçyiğit gör-
dü. Daha sonra âçıkhava tiyatro-
sunda açılış törenine geçildi. Tö-
rende onur ödülleri sahıplenne
verüirken sanatçı Sezen Aksu da
film müziklerinden oluşan bir
konser verdi.
Festival kapsamında bugün ise
Lam Lee'nin "20 Gece ve Yağ-
murlu Bir Gün" adh filminin
ilk gösterimi gerçekleşnrilecek.
Y«wa Turgul'un unutulmaz fil-
mi "Eşkıya" gösterilecek ve ak-
şam da gala yemeği verilecek.
Bu arada geçen yıllarda festi-
val etkinliklenni daha geniş alan-
lara yaymak. sinemayı kırsal
alanlara taşımak amacıyla farklı
noktalarda düzenlenen "Açıkha-
vada Sinema Etkınlikleri" ne
bu yıl son verildi. Bunun yerine
bu yıl "Kent Etkinlikleri" adı
altında konserlere yer veriliyor.
Bu etkinlik kapsamında bugün,
Antalya Büyükşehir Beledıyesi
önünde llhan Erşahin, Kepez
Beledıyesi önünde de Pınar Koç
konserleri gerçekleştinlecek.
LemiBlgin'eleşekkiirpteketr ,
• Kültür Senisi - Bu akşam Yeni Melek Gösteri
Merkezi'nde yapılacak 'Tiyatro Ödülleri 2005'
gecesinde 10 dalda ödüller sahiplerini bulacak.
Bu ödüllerin dışında, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi
Yayın Kurulu'nun Teşekkür Plaketi de bu yıl, eski
Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Doç. K. Lemi
Bilgjn'e verilecek. Bilgin'e, Teşekkür Plaketi'ni
yayın kurulu adına, Türk tiyatrosunun
duayenlerinden Yıldız Kenter sunacak.
Sarat-tdeöiyatÖdüen
• Kültür Servisi - Özel tsviçre Hastanesi'nin dü-
zenlediği '2. Sanat-Edebiyat Ödülleri'nin sahipleri
belirlendi. Yanşma öykü, şiir ve oyun dallannda
yapüıyor. Bu \ıl öykü dalında birincüiği Elvan
Çubukçu'nun 'Cümlemize' adh öyküsü kazanırken
Seçici Kurul Özel Ödülü Pınar Eryaşar Aymaz'ın
'Şu Insanlar' adlı öyküsüne verildi. Şiir dalında
birincüiği Semih Çehenk'in 'Nacar Serkisof'
adlı şiiri aldı. Oyun dalında ise Tülin Tankut'un
'Kız Kulesi' adlı oyunu birinciliğe, Sema
Göktaş'ın 'Duvar' adh oyunu Seçici Kurul
Özel Ödülü'ne değer görüldü.
CengizBektaş'aRomanya'danödül
• Kültür Servisi - Romanya'da bu yü 15-21 Ey-
lül tarihleri arasında dördüncüsü gerçekleştirilen
'Ulüslararası Edebiyat Günleri'ne Türkiye'den
Cengiz Bektaş ile Gülsüm Cengiz katildî. Etkin-
likte verilen iki ödülden biri olan Ovidius Festival
Ödülü Cengiz Bektaş'a, Ovidius Ödülü ise Maria
Vargas Llosa'ya verildi. Bektaş ve Vargas'a ödül-
lerini özel bir törenle Romanya Yazarlar Birliği
Başkam Nicolae Manulescu sundu.
Grup Yorum'dan açıklama
• tstanbul Haber Servisi - Grup Yorum üye-
leri dün Idıl Kültür Merkezi'nde sanatçı Metin
Kahraman'a yönelik saldınyla ilgili basm top-
lantısı düzenledi. Grup adına açıklama yapan
înan Altın, Kahraman'ın grubun albümlerinde
yer alan bazı eserleri kendi adma geçirmek
için MESAM'a yaptığı başv'uruya tepki gös-
tererek grubun ürettiği eserlerin politik bir
perspektifin ürünü olduğunu ve kişilere mal
edilemeyeceğini kaydetti.Altın, Metin
Kahraman'm dövühnesi olayıyla hiçbir
ilgüerinin bulunmadığmı söyledi.