14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr Sonuna kadar 'bağımsız' kalmayı hedefleyen VitrA, Ross Lovegrove imzasıyla Londra'da sükse yaptı Dünyabanyolannda Türkesintisi StarTV bugünsatışta I Ekooomi Servisi - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Star Medya Grubu şirketlerinden Star TV'yi bugün satışa çıkaracak. Muhammen bedelı 155 milyon dolar olarak belirlenen Star TV ihalesi için, Ciner Televizyon ve Radyo tşletmeciliği AŞ, CGS Televizyon ve Radyo Yayıncıhğı Tic. AŞ, Işıl Televizyon Yay. Tic. AŞ, Atlantik Basın Yaym AŞ ve Etik Yayıncıhk AŞ, idari belgelerini teslim etti. T0B8:ERDEMh ıteğerini butocak • ANKARA (ANKA)- Türkiye Odalar ve Borsalar Bırliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ERDEMİR konusunda kararlı olduklannı belirtirken oluşturulan ortak girişim grubunun en azından ERDEMİR'in değerinin altmda sanlmasına izin vermeyeceğini söyledi. Hisarcıklıoğlu, TV 8'de yayımlanan Sağduyu programına katıldı. Konut atağı söktörüzortedı • ANKARA (AA)- Hûkümetin 2007 yıh sonu itibanyla 250 bine yükselen konut hedefı, inşaat sektörünü zorladı. Edinilen bilgiye göre, ihalesi yapılmış veya inşaaü başlamış konut sayısınm kasım sonu itibanyla 152 bine ulaşmasına karşın inşaat sektöründe önemli oranda makine, eldpman ve inşaat malzemesi sorunu yaşanıyor. özellikle kule vinç sıkıntısı had safhaya ulaştı. Inşaatlann tûnel kalıp sistemi ile yapılması nedeniyle bu kaİıplarm ve diğer inşaat malzemelerinin yüksek katlara taşınması için zorunlu olan kule vinç gerekiyor. fetekom'daki nakit fazlası 1 ANKARA (AA)- felekom özelleştLrmesi ile birlikte gündeme gelen ve bir kanunla karara bağlanan Telekom'un fazla nakdının idaresinin nasıl yapılacağı, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), Hazine ve Ulaşnrma BakanhğVnca belirlenecek. • Eczacıbaşı Topluluğu kuruluşlanndan VitrA'nın yeni koleksiyonu "lstanbul"un, kuruhışun dünya pazarlanndaki yüzde 5'lik payını daha da yukan taşıması hedefleniyor. HASANERİŞ LON- DRA- Ecza- cıbaşı Toplu- luğu kuruluş- lanndan VitrA, LouisVrtton'dan Guzzinı'ye, App- le'dan Dupont'a dünyanın en ünlü markalan ile çalışan endüstriyel tasanmın dünyaca ün- lü isimlerinden biri sayılan Ross Lovegrove tarafından tasarlanan 100 parçahk "IstanbuT adlı ko- leksiyonunu, Londra'daki Fashion Week ve Yüzde 100 Design etkin- lıkleri kapsamında tanıtö. Çok sayıda ünlü tasanmcı, iç mimar ve mimann kaüldığı sunu- mun, halen dünya pazarlannda yaklaşık yüzde 5 payı olan Vit- rA'nın konumunu daha da yukan çıkarması bekleniyor. VitrA Tür- kiye'deki üretinıinin yüzde 80'inı 50 ülkeye ihraç ediyor. Yurtdışın- da toplam 2 bin saüş noktası bu- lunuyor. Türkiye'de yüzde 25 olan VitrA'nın pazar payı, Almanya'da yüzde 12, Avusturya ve Yeni Ze- landa'da yüzde 10, îsra- il'de yüzde 8, îngilte- re'de yüzde 6, ABD ve Fransa'da yüzde 3 ve Italya'da yüzde 2. Kurulu- şun 2002'de 170 milyon dolar olan toplam ihracatı da 2004'te 295.3 milyon dolara tırmanmış durumda. Bütent Eczacıbaşı, tanıtım öncesi düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, yeni ko- leksiyonun tasanmını yapan Ross Lovegrove'un Türk ban- yo kültürünün en mükemmel yönlerini özümsediğini ve yeni- den yorumlayarak özgün bir ko- leksiyon yarattığuıı belirtirken "Ross'un diğereserleri gibi bu ko- leksiyonun bazı bölümlerinin de yakmda dünyanın önde gelen nıü- zeterinde teşhir edflecek bir sanat eseriolduğuna inanryorum" dedi. Eczacıbaşı bu arada bir soru üzerine, yabancı ortakhklar konu- sundaki düşüncesini de "Vit- rA'nın bağımsız kabnaması için biçbirnedenyok. Gekceğuıide çok parlakgörüyoruz" dıye cevapladı. VitrA Pazarlama ve Sanş Mü- dürü Berna Erbüek'ın toplantıda verdiği bilgilere göre, markalaş- ma yâtınmlanna ağırlık veren ve bu amaçla tasanm alanında yü- da 5 milyon dolann üzerinde yatınm yapan VıtrA, dünyanın en bü- yük 6 üreticisi arasın- da. Lovegrove gibi bü- yük imzalarla çalışmak, VitrA'nın yerini daha yuka- nlara çıkarabiliyor. VitrA'nın yıllık 500 bin adet seramik sağlık gereci ve 2 milyon metrekare seramik kaplama kapasiteli Rusya ya- ûnmı 2007 yıh başında dev- reye sokulacak. Tasanm dâhisinin dıışu Yeniban>okoleksi\onu "İstanbuTutasariayanRoss Lo- vegrove, bugüne kadar Sony'ye vvalkman'den Airbus'a uçak mobflyasına, Peugeot ve Mazda'va otomobilden Lx>uis\\ıitton'aba\ııla,Guzârd'wmutfakürünlerinden ChaneTe parfüm şjşesine kadar pek çok üründe imzası olan bir isim. Çabşacağı markayıtiüzlikkseçiyorve im- zasnnarkanın değerinidahada yukançekebiliyor. Eser- ieri, New York'taki Modern Sanat Müzesi ile Gughen- hefanMüzesi.ParistekiPompidou Meriteri,Japonya'da- ki Axis Merkezi ve Londra Tasanm MüzesTnde sergi- leniyor. "VrtrA gibi bir endüstri lideri ile çalışmak be- nim için nadir rasdanacakmükemmel bir firsat" div en Lovegrove'm tasarladığı tepe duşu, diğer radikal tasa- nmlar arasında en çok dikkati çekenlerden biri. DÜNYA EKONOMlStNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA ergin.yildizoglu@gmail.com Ocak ve nisan aylannda, "Kemeherini- zi bağlayın inişe geçiyoruz" diye yazmış- tım. Uçak(dünyaekonomisi) çoktan men- ziline ulaştı, ama bir türiü inişe geçemıyor. Sanınm yolcular uyuyordu, pilotlar da sar- hoş. Yolculannbirkısmıartıkuyanıyorve'TVe oluyor, neden hâlâ inmiyoruz? Bu gidiş- le yakıt bitecek, yere çakılacağız" diye söyleniyor. Ya pilotlar yakıt bitmeden ön- ce ayılmazsa? Yolculann tedlrglnllgl Morgan Stanley baş ekonomisti Step- hen Roach bir süredir, dünya ekonomi- sindeki asimetrik tehlikelere dikkat çeki- yor, "yumuşak iniş" olasılığının giderek azaldığını yazıyordu. Geçen hafta "Who- se blaiming whom" (Kim kimi suçluyor, 23/09/05) başlıklı yorumunda, "Ameri- ka'nın cari hesaplar açığının, dünyadaki en büyük dengesizlik unsuru olduğunu" savundu. Dünyadaki toplam cari açığın yüzde 70'i, dünya GSMH içindeki payı yüzde 21 olan ABD'ye ait. Japonya'nın payıysa yalnızca yüzde 17. Cari fazla ta- rafındaysa, yüzde 70'e ulaşmak için Çin, Almanya dahil, 10 ülkenin fazlalannı top- larnak gerekiyor. ABD'de tasamjf oranlan (hane halkı ta- sarruf oranı yüzde -0.6, Axel Merk, Asia Tırnes, 23/09) son derecede düşük; eko- nornik büyümesini finanse edebilmek için dünyanın geri kalanından günde 3 milyar dolar (geçen yıl 2 mityardı) kaynak aktar- mak durumunda ABD'nin GSMH'si için- de en büyük payıysa, yüzde71'letüketim katemi oluşturuyor. öyleyse, binncisi ABD cari açığı dengesizliğin en önemli bileşe- niyken, ABD tüketici talebi de bu denge- sizliğin temelini, "uçağın yakıtını" oluştu- ruyor. Bunu söylerken ABD'ye dış dünya- dar gelen tasarrufların bu yakıtın en önemli bileşenı olduğunu da söylemiş olu- yoruz. Ikistnden biri kesilirse uçağın düş- mesi kaçınılmaz. Geçen hafta yayımlanan Dünya Ban- kası, Dünyada Ekonomik Durum rapo- ru, raporvıaktaranTheEconomistdeben- zer bir tehlikeye dikkat çektiler. Rnancial Times'dan Martin Wolf dengesizliklerin bir an evvel düzeltilmesı gerektiğini savu- nuyor, yazısını "yumuşak iniş olasılığının çok düşük olduğunu" vurgulayarak bitiri- Bir TÜPIÜ İnemiyopuz yordu (21/09). Instrtute of In- ternational Fi- nance da G7 ülkelerine yaptığı çağnda, benzer bir kaygıyı dile getirerek dengesiz- liklerin giderek ciddi bir tehlike oluşturma- ya başladığını ileri sürdü. "2006 yılında gel'tşmekte olan ülketerin kaynak 6u/- makta çok zorianabileceğine" (1) işaret etti (Financial Tımes 14/09). Geçen hafta, Plaza Anlaşması'nın 20. yıldönümünde toplanan G7 maliye bakanlan toplantısı- nm gündemini de, küresel dengesizlikler ve petrol fiyatlan oluşturuyordu. Cumar- tesi, BBC'nin VVorld Business programın- da, Krugman'ın da katıldığı yuvariak ma- sa tartışma- sının da ko- nusu küre- sel denge- sizliklerdi. Prof. Brad De- Long'da, ağustosta katıldığı, KansasCity FED tarafın- dan düzen- lenen "Gre- enspan dö- nemi" baş- lıklı konfe- ranstaki iz- lenimleriyle ilgili bir yo- rumda, den- gesizliklerin olası etkileri ve tehlike düzeyi konusunda, yerel makro ekonomistlerie uluslararası ekonomistler arasındaki 180 derece fark olduğunu saptayarak yaşanan ataletin ar- kasındaki nedenlere de ışık tutmuş olu- yordu: Yeni bir politika/model yokluğu söz konusu (15/09- "Küreselleşmeden sonra çürüme" demiştik ya...). Kısacası, Wall Street Journal da dahil dengesizlik- lerden yakınanlann sayısı eylüldehızla art- maya başladı. Fırtınalar Uçak havada dönerken pilotlar eğlen- meye devam ededursun, yaklaşan iki fır- tna, durumun vahametini daha da arttın- yor.Bunlar yal- nızca Katrina ve Rita değil. Institute of Intemational Economics'ten Michael Mussa'nın, eylül ortasında ya- yımlanan çalışmasından, dünya ekono- misinin 2006'da yavaşlayacağı anlaşılı- yor. Doğal fırtınalann, zaten rafıneri kapa- sitesi yetersizlikleri yüzünden çok sıkışık olan enerji piyasalanna ek basınç getire- rek yavaşlamaya katkıda bulunacağı söy- lenebilir. Diğer taraftan, bu iki fırtınanın ya- rattığı yıkım ABD'de üretim kapasitesi kaybına neden olarak genelde arzı daral- tırken Bush hükümetinin daha şimdiden yalnızca Katrina için yaklaşık 100 milyar dolar har- camaya(pi- yasaya liki- dite sürme- ye) niyet- lenmesi, petrol fiyat- lanndan gelen enf- lasyonist baskılann daha da güçlenece- ğini gösteri- yor. Petrol fiyatlann- dakıartışve FED'infaiz- leriyüksett- mesiyse, maliyetler- de.kâriarda ve üretimde daraltıcı bir etki yaratıyor. Bu dinamik de ister istemez "durgunlukta enflasyon" (stagflasyon) tehlikesini gün- deme getiriyor. ABD ekonomisinin yavaşlamaya başla- masıysa, faizler ve petrol fıyatlanndaki ar- tış, Katrina ve Rita'yla birieşince, tüketici güveninde temmuz ve ağustosta başla- yan büyük gerilemeyi güçlendirecek. Yi- ne bu aylarda, gayrimenkul piyasalannda başlayan düşüşler tüketici talebini zayıf- latarak dünya ekonomisinde durgunluk eğilimini güçlendirecek. Dolayısıyla bu et- kenler, "uçağın" inişinı hızlandıracak. Bu ftrtmalann, rafineri kapasitelerini imhaede- rek bir enerji krizine zemin hazıriadığı da bir gerçek (Wall Street Journal, 24/09). Ancak, yaklaşmakta olan bir başka fır- tına daha var. Ev borçlan (mortgage) ve şirket borçlan (kredıler) piyasalannda, ris- ki azaltmaya yönelik bir enstrüman olan "kredi türevlehnin" (mortgage ve borçlar bir havuzda toplanıyor, havuzun parçala- n satılıyor) hacmi 2001-24 döneminde, her yıl ikiye katlanmış. Böylece, olağan borçlu-alacaklı zinciri birçok yeni oyun- cunun kartşmasıyla söz konusu dönem- de 8.4 trilyonluk karmaşık bir nsk transfer oyununa dönüşmüş. CNN'in aktardığına göre önceki hafta FED görevlileri seçkın bir Wall Street bankacı grubuyia yaptıkla- n bir toplantıda, yatınmcı firmalann kredi türevi kontratlannı zamanında işleme so- kamadığından yakınıyoriarmış. Standard and Poor's Mali Kurumlar Reyting Bölü- mü Başkanı Tanya Azarch da, türev pi- yasalanndaki bu hızlı büyümeden endişe- li; piyasadaki birçok oyuncunun işlem odalannın, tam anlamıyia bir keşmekeş içinde olduğundan yakınıyor (CNN, 23/09). Bumunuza yanık kokusu mu geliyor? Bu bir şey değil, bir de Sentetik Kredi Tü- revleri'ne (SKT) bakın. Riskleri, Wall Stre- et Joumal'da, uzun bir ön sayfa yazısın- da tartışılan SKT, DavRJ Li adlı Çinli bir matematikçinin çok karmaştk bir modeli- ne dayanryor (Mark VVhrtehouse, 12/09). SKT, kredi türevinde, kredininriskinekar- şı güvence satılmasına dayanıyor. Bana ayda şu kadar para verirsen falanca kre- dinin iflasriskinifilanca tarihe kadar üst- lenirim (batarsa ben öderim). Bu arada risk artarsa kontrat daha yüksek bir frya- ta yeniden satılabiliyor... Model SKTnin riskini, bir sektördeki finmalann topluca batma olasılığını, piyasanın bu firmalaria ilgili algılanna dayanarak ölçuyor. Ancak bizzat David ü'nin vurguladığı gibi "yatı- nmcılar, modele çok fazla gûveniyor, ço- ğu kez inceliklerini kavramadan oynuyor, risk azaltmadıklan haide azalttıklannı dü- şünebiliyoriar". SKTIerin hacmi de baş döndürücü bir hızla 2001 'de 300 milyar dolardan 20041e 1.5 trilyon dolara yüksel- miş. Geçen hafta tartışmalar bu yönden de bir fırtınanın güç toplamakta olduğu- nugösteriyordu. Ozetle uçak dönmeye devam ediyor, yakıt bttiyor, her yönden fırtınalar geliyor. Zamanında inemedikçe düşme riski ar- tyor. 36 a/a kadar vade, günde fotokopi &yazıcı Fotokopide kuruşdevri l Bonus Gard'la bu kampanyaya öze( in fyatına sifirfaiz Türkıye'nin en qok satılan fotokopı makınesı 0212 275 00 20(Pbx) wwwb0gjtas.com STANBUl Meaaıyeköy i-gm * 1] V.t '0 00 I Wor*fiy Bılpel (211' 55^ 5' 00 I Poıtıf ı^ 2 V Î"C 93 oS katdlı 3^4* 2\'M : i i îl Kadıköy iılgta, fJSj l'B 53 C* I fcjrr Ttkn-k (116, 3 A N K A M 4 J O S ( 3 I 3 4 '- 61 67 Uobtr Mm i y o (312)364 2 3S MMt* Sak (3 1: 232 44 =6 Omfr BM Gn* '; l r 5 22MIZMh3(p^ C32ı4J| 59 00 B c p o ı Kupsar fa2) MA 32 « Kon* 5er* (31) M5 43 88 K»j^ılarKr»i32''8i''2 lû MfnW Hwmak,23;'»35 .a <C ADANA ntet (322, ^59 -S 25 ADAPAZARJ B>sçıSlîM; 178 II s4 AFYON ^pöar GT!> ı 5 =C 73 ANTALYA Er-jc* 142ı 3 2 3ı 04 AYDIN KapKtar ,256' 213 15 9'» &ALK.ES» G - ı w f ! W 1*5 Ci 13 8ATMAN TJOIÜMP (4SS 2 4 0C 65 BİTLIS Tamn DoJuMn (-43-1 327 36 2C BURSA a.g.^8 ı224j 253 86 85 BOUJ H-rta ıV*. 1 ~ 50 V, DENIZLİ Brrulet 2^8 242 7ı II DİTAR8AKIR Dogwı- ı* 12j l l i 60 83 ERZURUM B'.romjk +421 Î34 0 23 KKIŞEHİR 8*»; (222; /2ı 02 V GAZ1ANTB» l-tdı (l*2ı 2 5 V 26 İSPAKTA B l j ı r » ı246> J 2 28 !İ KATAY lıkend«nnı 3Jj *t»-t. (3261 6 3 52 2< IZMİT 5ertK ,262) 33 00 OC G«tae Serteı "2621 «r»? 3 I KAHRAMANMAKAŞ Ensan [3*4) 21. «C '2 KASTAMONU DoJ.-s Ooij 2 2 69 3S KAfîERl K-addtı O52> 222 50 " KONYA Copner 3321 3S! "i4 02 0% M»tet 332) 352 67 5 MAIATTA & O K 1422) 322 59 96 MANKA Serra. ı236ı 2 I 34 C MERSIN J: DtMrent C24) 235 28 ^ SAMSUN Dojus G62) « 5 I <,5 SİVAS Do^jş (346) 222 X. I» TBCldDAG Çoriu Ate BOTJ SS2' 451 1 72 THABZON Sap '4t>2, 32ı 15 13 VAN Ma («32) 215 44 îl âakarngnr 2f C-5 KM-İS00 modeii için ge^erttdir aksesuariar fiyaa dahii dejtldtr BILGITAS PERFORMANS TEM Yeni Hitsubishi Colt DİZEL 1.5DI-D 95 PS www.temsa.com.tr ANKARAPAZARI YAKUP KEPENEK Derinleşen Bölünme Sermaye, pazar arar. Kapitalist üretimin gücü, ula- şabildiği pazar büyüklüğüyle ölçülür. Kapitalizmin ilk büyük öncüleri Ingiltere ve Fransa tüm dünyayı pazar edinmeye çalıştı. Girişimcilerin pazar açlığı çoğu kez devletleri savaşlara sürükledi; Osmanlı'ya Ingiltere tarafından dayatılan 1838 Bal- ta Limanı Anlaşması örneğinde olduğu gibi ülkeleri serbest ticarete açma baskılan; sömürgecilik, köle ticareti, Çin halkını zorla afyon bağımlısı yapma ça- balan pazar arayışının sonuçlandır. Kapitalistleşme sürecine geç başlayan Almanya, XIX. yüzyılın ilk yansında iç pazannı büyütmek ama- cıyla "Gümrûk Birliği" oluşturdu; ancak böylelikle kapitalist gelişmede büyük atılım yapabildi. ABD sü- rekli olarak iç pazannı büyüttü ve bugünlere geldi. Ulus devlet kavramının oluşmasında tek pazar iste- ğinin belirleyici katkısı olduğu çok açıktır. Yarım yüzyıl önce, Avrupa Birliği, Almanya'nın bir- leşmesi örnek alınarak "Ortak Pazar" adıyla kurul- du; daha sonra ekonomik vesiyasal biriikolmayagi- diyor. • • • Cumhuriyet'in kuruluşundan önce toplanan Izmir Iktisat Kongresi, yalnız tüccar, çiftçi, sanayici ve iş- çi temsilcilerini bir araya getirmekle kalmıyor; birte- şik iç pazar oluşumunun da temellerini atıyordu. İç güvenlikten ulaştınmaya, eğitimden yerii malı kulla- nımına uzanan istemler, esas olarak, bu amaca yö- nelikti. Günümüzde, dünya tek pazar olma yolundayken ve sokak başlannda Çin ürünleri satılabilirken, Tür- kiye iç pazan çok olumsuz bir bölünmüşlük süreci- ne sürüklendi ve sürükleniyor. Yıllar öncesinden başlayarak, Müslüman kimliğini öne çıkaran bir uygulamaya gidildi; kimi satış mağa- zalan, dershaneler, okullar, üniversiteler, oteller ve lokantalar yalnızca Islamcılara hizmet verir bir özel- lik kazandı. Pek çok yörede camiler, tarikatlara göre aynlır oldu. Son yıllarda bu eğilim, yaşamın tüm yön- lerini kapsayan bir ivme kazandı; yalnız giyim-ku- şam değil, kadın-erkek ilişkilerinden işyerindeki dav- ranışlara uzanan alanlarda ayn bir yaşam tarzının bi- çimlenmesi gündeme geliyor. Diğer yönden, merkezi ya da yerel kamu yönetim- lerinin satın alma ve ihale işlemleri saydam ve reka- betçi birortamdayapılmıyorsa, Islamcı görünmenin gerekli olduğu kanısı çokyaygındır. ömeğin, Anado- lu'nun pek çok yöresinde lokantalar, "içkisizdir" di- ye afışler asıyor; böyle davranmayı gerekli görüyor. Bununla da kalınmıyon yeni ve çok daha tehlikeli bir gelışme var. Şimdiye dek görülen, "Müslümanlar bizden satın alın; bizim ürünümûzü kullanın; bizim okulumuza gelin" çağnlan artık yeterii bulunmuyor. Şimdilerde bu uygulama nitelik değiştirerek yeni bir aşamaya taşınryor, "Laik ve cumhuriyetçi olarak bi- linen satış yerierinden alışveriş yapmayın " isteği, üs- tü açık ya da kapalı olarak dile getirilebiliyor. Artık, "Bize gelin" denmiyor; "Onlara gitmeyin" denilebi- liyor. Ayrımcılık tehlikeli biçimde tırmanıyor. Tırmandınlan aynmcılığın bir başka boyutu da işe almalarda yaşanıyor. Işsizliğin ağır baskısının yaşan- dığı bir ortamda, merkezi ve yerel kamu kurum ve kuruluşlan çalıştıracaklan kişileri, çoğu kez, yetene- ğe, yeteriiliğe ve beceriye göre değil, dinsel duruş- lanna göre seçiyor. Toplumsal dokuyu parçalayacak asıl yıkıcı bölücü- lük budur. Hükümetin bu konuda açık bir tutum alması zo- runludur. Töre cinayetlerınden kaçak elektrik kulla- nımına kadar hemen her konuda çözümü camilerde hutbe okutmada arayan Hükümet, Müslümanlar ara- sına ticaret ya da insanlan işe almada dinsel aynm- cılık nifakını sokmanın kötülüğü üzerine hutbe okun- masını neden istemiyor? Başbakan, neden, insan- lar işe alınırken dinsel öğelerin önemsenmesinin bü- yük yanlışlığını ve "Laik kesimden alışveriş yapma- yın" isteğinin vereceği ağır zararian; ekeceği top- lumsal yıkım tohumlarını vurgulayan bir "Ulusa Ses- leniş" konuşması yapmıyor? Başbakan'ın ne yapacağı biryana, giderek derin- leşen bu tür bölünmelere kesinlikle karşı çtkılması ge- rekiyor. yakupkepenek06@hotmail.com 9 ülkeden 430 firma katrtıyor Uluslararası savunma fiıanyann başhyor ANKARA(Cumhuri- yct Bürosu) - Avras- ya'nın en büyük savun- ma fuan IDEF 2005 ya- nn başhyor. Fuara 9 ül- kenin savunma bakanı katılırken toplam 430 finna ürünlerini sergile- yecek. Bu yıl 7'ncisi dü- zenlenecek olan IDEF 2005 Uluslararası Sa- vunma Sanayii Fuan, 27-30 Eylül arasında gerçekleştinlecek. Fu- arda katılımcı firmalar ile sivil-asker ihtiyaç ve tedarik makamlannın görüşme yapmalannı sağlamak amacıyla ofis- ler oluşturuldu. Fuarda, silah, mühim- mat ve ekıpmanlan, zırhlı araçlar, patlayıcı maddeler, mayın savaşı silah ve sistemleri, radar ve iletişim sistemleri, sa- vaş ve lojistık platform- lan, deniz-hava araç sis- temleriy'silahlan, asken ve sivil uçaklar, uzay sis- temleri ve teknolojileri, askerin her türlü ihtiya- cına yöneük çok sayıda ürün sergilenecek. Güney Kore, Azer- baycan, Belarus, Italya, Kongo, Mali, Moldova, Şüi ve Umman savunma bakanlan ile Kırgızistan, Makedonya, Portekiz ve Katar genelkurmay baş- kanlarunn katılacağı fu- ara, 50 ülkeden 430 fir- ma ve 49 ülkeden 240 üst düzey yabancı heyet üyesı de katılacak. Fuann, Ankara Erya- man'da bulunan 75. Yıl Ankara Hipodrom Te- sisleri'nde, Milli Savun- ma Bakanhğı'nın hıma- ye ve desteği ile Türk Si- lahlı Kuvvetlerini Güç- lendirme Vakn'nın (TSKGV) yönetim ve sorumluluğunda, TÜ- YAP tarafindan organize edihyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle