Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLUL 2005 CUMA
HABERLER
DUNYADABUGUN
ALİ StRMEN
'Maganda' Falan Yok
Galatasaray Üniversitesi son sınıf öğrencisi
Begüm Kartal'ı yaşamının baharında öldüren
kurşunun, keyiften havaya ateş eden bir ma-
gandanın tabancasından çıktığı söyleniyor.
Maganda sözcüğü dilimize argıdan gelmiş,
hal tavır davranış bilmeyen, külhaniliğe heves-
lenen, görgüsüz, kaba tip anlamını taşıyor.
Son zamanlarda maganda deyiminin fazlaca
kullanılır olması, böylesi tiplerin yaygınlaşma-
sından doğuyor.
özellikle basın bazı şeyleri halka daha kolay
anlatmak için kimi sloganlar buluyor. "Trafik ca-
navarı", "enftasyon canavan" bunlann bazıla-
nydı.
Bir canavar bulmak, suçu ona yüklemek, bir
maganda tipi yaratıp sorumluluğu ona yükle-
mek ilk bakışta konulan anlatmak için elverişli
bir yöntem olarak görülüyor.
Oysa, şu sokakta yanımızdan geçen insan-
lardan bağımsız bir trafik canavan yok. Toplu-
mun çoğunun sloganı "bişşey olmaz abii"
olunca, direksiyon başjna geçen de sebep so-
nuç ilişkisini yadsıyınca iyi niyetli, sakin adam-
lar, birden trafik canavanna dönüşüyortar.
Kısacası, trafik canavan bizden başka kimse
değil.
Aynı düşünce, enflasyon canavan için de ge-
çerii, ürettiğinden çok üreyen toplumun, daha
henüz üretmediğini tüketmeye kalkması, üste-
lik bunun politikanın aracı haline getirilmesi de
sonunda enflasyon canavannı doğuruyor.
Aslında üretmediğini, yarın üreteceğini bu-
günden yiyen bizlerden başkası değil enflasyon
canavan.
• • •
Yanında gereklı gereksiz silah taşıyan, takımı
galip geldiğinde, keyıflendığinde. sevindiğinde,
efelendiğinde havaya kurşun sıkan ve insanla-
nn canını alanlara maganda diyoruz.
Oysa o maganda dediğimiz adamlar, ortala-
ma Türk vatandaşlan, hatta onların vekilleri.
Milletvekillerinin, hatta bakanlann kameralar
önünde, havaya şarjör boşalttıklannı görmüyor
muyuz?
Her büyük maçtan sonra kurbanlar vermiyor
muyuz?
Kimilerinin düğünleri kimilerinin cenaze evle-
rine dönüşmüyür mu hep?
Bunlan yapanlar kimler, demokrasinin her şe-
ye cevaz verdiğini sanan, kimi sıradan, kimi ba-
yağı okumuş insanlar, hatta vekillerimiz, hatta
hükümet erkânı içinde yer alanlar değil mi?
"At, avrat, silah" şianndan hâlâ vazgeçeme-
miş, hâlâ idiokrasiyi demokrasi sanan, hâlâ kız
çocuklarını okula göndermeyen, hâlâ kurban
bayramlannda kentleri mezbanaya dönüştüren,
hâlâ denize girmenin, piknik yapmanın erkânını
öğrenmeyen, kendi değerlerini topluma zorla
kabul ettirmek isteyen bu toplumun insanları,
yani normal ortalama Türk vatandaşı değil mi
havaya kurşun sıkanlar?
• • •
Toplumun düne çakılı olarak yaşaması için
cihat açanlar, hemen dellenip de Türk halkını
küçümsediğimizi ileri sürmeye kalkmasınlar sa-
kın!
Halkı taan eylemek kimin haddine!
Ama bunca cinayet karşısında seyirci kalmak
da imkânsız.
Kör kurşunla ölenlerin, öyküleri, gazetelerde,
televizyonlarda, radyolarda yayımlandığına gö-
re, havaya ateş eden insanın, bunun ölüme ne-
den olacağını bilmesi gerekiyor.
Ama gelin görün kı, bu eylemler sürüyor.
Şimdi havaya kurşun sıkan adamın cinayet iş-
lediğini söylemek yanlış mı?
Havaya kurşun sıkan insanımız, bunun ölüme
neden olacağını bildiği halde, bunu yaptığına
göre, bu eyleme cinayetten başka ne ad yakış-
tırabilirsiniz?
Hâlâ ateşli silahlarla ilgili bir yasa çıkarma-
yan, yasa çıkarmak bir yana, aralanndan kimi-
leri aşka gelince silaha sanlan politikacılarımız
cinayete ortak olmuyoıiar mı?
Halkın kötü alışkanlıklarına halk dalkavukluğu
adına alkış tutanlar, bu cinayete ortak olmuyor-
lar mı?
Türkiye sokaklan ölüm kusan bir ülke haline
geldi.
Cumhuriyet'in 82. yılında vasıl olduğumuz
nokta bu.
Cumhuriyet'in kurucusu, "Oğretmenler, yeni
nesiller sizin eseriniz olacak" demişti. Oysa ye-
ni nesiller politikacılanmızın eseri oldu ve so-
nunda buraya geldik.
Bu işin failleri, ne yazık ki, magandalar değil,
her türlü rotayı ve değer yargısını yitirmiş bir
toplumun ortalama insanlan.
Yazık!.. Yazık!.. Çok yazık!..
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Kuzey Ren Vestfalya eyaletl
Oğretmenlere
türban yasağı
BERIİN(AA)-A1-
manya'nın Kuzey Ren
Vestfalya eyaletinde,
2006 yılından itibaren
öğretmenlerin türban
takmalan yasaklana-
cak.
Kuzey Ren Vestfal-
ya Eyaleti Eğitim Ba-
kanı Barbara Sommer.
2006 yılından itibaren
okullarda görev yapan
öğretmenlerin türban
takmalannın yasakla-
nacağını bildirdi.
Demokratik Sosya-
lizmPartisi(PDS)Yö-
netim Kurulu üyesi
KatinaSchubert, Som-
mer'in bu yöndeki
açıklamasını eleştire-
rek dini sembollerin
tek yanlı olarak yasak-
lanmasınrn anayasaya
aykın olduğunu belirt-
ti. Sommer'in bu ko-
nuda iki seçeneği oldu-
ğunu savunan Schu-
bert, bakanın ya yeni
bir düzenlemeden tü-
müyle vazgeçmesi ya
da tüm dini sembolle-
ri yasaklaması gerek-
tiğini kaydetti.
Mehmet Soydan, 'Medeniyetler Buluşması' projesine karşı çıkan partililere sert tepki gösterdi
AKP'de Hatay tarüşmasıAKEVBODUR
İSKENDERUN-Hatay'da 25-30
Eylül tarihleri arasında düzenlene-
cek olan "Medeniyetler Buluşma-
sı"na 45 büyükelçi katılacak. AKP
Hatay Milletvekili Mehmet Soydan,
partisinden bazı milletvekillerine
bu organizasyona tepki gösterme-
siyle ilgili olarak "Birtikteyaşana-
bilir mesajının neresi yanhş? Olay-
lan çarprtarak, kendikrine siyasi ÇH
kar sağlamak için yalan söyİemek-
tedirier" dedı.
Dün bir basın toplantısı düzenle-
yen Soydan, 1. Hatay Medeniyetler
Buluşmasf na Türkiye de görev ya-
pan 45 yabancı ülkenın büyükelçi-
sinin katılacağını açıkladı. Büyükel-
çilerin buluşma için rezervasyon
yaptırdığını belirten Soydan, orga-
nizasyonla farklı inanç ve etnik ya-
• Hatay'da düzenJenecek Medeniyetler Buluşması etkinliğine yapılan eleştirilere düzenlediği basın
toplantısıyla yanıt veren AKP Milletvekili Mehmet Soydan, "'Demokrasiyi, laikliği, sevgiyi, saygıyı,
hoşgörüyü benimseyemeyenler, ürettikleri komplo senaryolanyla uğraşmaktansa Türkiye için çözüm
önerileri çabasına girseler, bundan hem kendileri hem de ülkemiz bir şeyler kazanabilir" dedi.
A
pılara sahip yöre halkının banş ve
hoşgörü içerisinde bir arada yaşadı-
ğının mesajının dünyaya duyurula-
cağını belirtti. Soydan, projenin Ha-
tay Müftüsü Mustafa Varhnın baş-
kanlığını yaptığı Evrensel Değerle-
ri Koruma Derneği tarafindan aylar
önce planlandığını, Hatay Valısi Ab-
dulkadir San, Hatay milletvekilleri
SaduDah Ergin ve tsmafl Soytu ile bir-
likte konuyu Başbakan Erdoğan'a gö-
türdüklerini anlattı. Çalışmanın baş-
latılmasında ne Başbakan Erdo-
ğan'ın, ne milletvekillerinin ne de
AKP'nin talebi olduğunu vurgula-
yan Soydan, "Dolayısıyla yapılan
açıklamalann bazıian bügilenme
zahmetine katianmadan yapılan açık-
lamalar en hafrf deyimk ayıptır. Çün-
kü. bflgi sahibi ohnadan hakaret sa-
hibi olmayı kendine yakışünnaknr.
Bflgi sahibi iselerolaylan çarprtarak,
kendilerine siyasi çıkar sağiamak için
yalan söylemektedirier'' diye konuş-
tu. Partisinin AKP llçe yönerimi ku-
rulu üyeleriyle birlikte düzenlediği
toplantıda Soydan şunlan söyledi:
"tslam. Avrupa ve Amerika'da
yanhş bir şekilde tarunır ve tanıühr
iken, banş dini olmasına rağmen, te-
rörle özdeşleştirihneye çahşıhrken,
Hatav'da çaüşmadan insaıüann bira-
rada yaşadıgııu dünyaya gösterme-
ye çahşmanın neresi yanhş olabihr?
Bu vesile ile Hatay'ın tanınmıru yap-
manın, turiznı potansryefini artur-
manın neresi yanhş olabilir? Dünya-
da medeniyetler çatışmasını arzu
edenlerin karşısına, farkh inanç sa-
hiplerine saygısızhk göstermeyeHm,
bir arada y aşanabinr mesajı verme-
nin neresi yanhş olabihr? Bakm biz
bunu vapıyoruz, siz de ülkenizdeki
Müslümanlarla, terör gruplannı bir-
birine kanşnrmaym. Islam terör di-
ni değildir mesajı vermeye çahşmak
herhalde bütün Müslümanlarm ar-
zusu olmabdır diye düşünüyorum.
Başbakanımıza da bu projeyi hima-
yeterinde kabul ettikleri için teşekkür
ediyorum. İman ve vatan sevgimizi
FİŞE YASAKLAMA
'Bölücülük
suçlaması
vahim hata
9
• Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın
avukatları Çelenk, Kök ve Şansal
yaptıklan yazılı açıklamada
bölücülük suçlamasıyla
Deniz'lerin posterlerine yasak
koyan. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nin
yöneticilerine tepki gösterdiler.
AiNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De-
nizGezmiş,YusufAsian ve Hüseyinlnanın
posterlerini veren gazetenin Tekirdağ F
Tipi Cezaevi'ne alınmamasına tepki gös-
terildi. Gezmiş, Aslan ve Inan'ın avukat-
lan HaBt Çelenk, Orhan tzzet Kök ve Er-
şen Şansal yaptıklan ortak açıklamada, "O
yargılamayı ve hukuk dışı infazlan günü-
müzdeki başka yargüamalar ve olayiaria
kanşürmak. heîe bölücülük suçlamasına
konu etmek vahim bir hata oluşturur"
görüşünü dile getirdiler.
Çelenk, Kök ve Şansal'ın imzası ile
yapılan yazılı açıklamada, cezaevi yöne-
timinin posterleri hükümlülere verme-
mesine gerekçe olarak, "Gezmişvearka-
daşiarnun bölücü faatiyetlerde bulunma-
lannın ve posterierin de içeride bölücülük
propagandası olarak laıflanıIabileceğPnin
gösterildiği kaydedildi. Açıklamada şun-
lar kaydedildi:
"Yakın tarihimizde yaşanan 12 Mart
ve 12 Eylül dönemleri ve bu dönemlerde-
ki uygulamalar konusunda ve özellikle
Gezmiş ve arkadaşlannın dava dosyası
hakkında cezaevi yönetiminin yeteıü bfl-
giye sahip olmadığı anlaşıhnaktadn'. Açık-
lama o kadar gerçeklikten yoksundur ki,
onlan yargüayan ve idama mahkûm eden
mahkeme dahi bölücülük suçlaması yap-
mamış, bö>ie bir konuyıı tarüşmamışür.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlan dava boyun-
ca 1961 Anay asasını savunmuşlar, savaş-
uklan şeyin vahşi kapitaliznı ve onun em-
peryalizmi okluğunda ısrarh ohnuşlanhr.
Yaşadığumz dönemde küresel emperya-
lizm ve onun saldırganhğının hangi boyut-
lara örmandığı hanrlandiğmda bu savun-
ma daha da önem kazanmaktadır. Bu üç
devrimcbıin idamını kamu \icdam hiçbir
zaman kabul etmemişrir. Posterler o ne-
denle elden ele dolaşmaktadır.
O yargılamayı ve o hukuk dışı infazlan,
günümüzdeki başka yarguamalar ve olay-
iaria kanşürmak, hele bölücülük suçjama-
sına konu etmekvahim bir hata olmuştur."
İĞNELİ FIRÇA
§j|
H BİREYSELSİLAHLANMAYA
• IMZAKAMPANYASI
( (\vr\H\ ı
fP(Vf/., ^ ^
ZAFER TEMOÇLN
ölçmek de kimserün haddine değil-
dir. Ancak kendilerinde bir eksiklik
hissedenler bu tür suçlamalan ras-
gele yapabilirler. Demokrasiyi, laik-
Bği, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü be-
nimseyemeyenler, ürettikleri komp-
lo senaryolarıyla uğraşmaktansa
Türkiye için, Tiirk milleti için çözüm
önerileri çabasına girseler, bundan
hemkendileri hemde ülkemizbir şey-
ler kazanabUir."
Soydan, 1. Medeniyetler Buluş-
ması için Kültür Bakanlığı'nın 400
bin YTL, Hataylı işadamlan ile ku-
ruluşlann da 150-200 bin YTUlik
maddi katkı sağladığını ifade etti.
Soydan. buluşmayı bazı marjinal
gruplann halk arasında kamplaşma
yaratarak. kendi çkarlan doğrultu-
sunda kullanmak istediğini, ancak
halkın buna itibar etmeyeceğine
inandığını söyledi.
AKANLAR KURULU
Erdemifdegrev
kararı ertelendi
AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Bakanlar Kurulu, Erdemir
Madencilık'e bağlı işyerlerinde
alınan grev ve lokavt kararlannı,
u
Mün güvenMği bozucu nıtetikte"
görüldüğü için 60 gün süreyle
erteledi.Bakanlar Kurulu'nun
ertelemeye ilişkin karan, Resmi
Gazetenin mükerrer sayısında dün
yayımlandı.Kararda, "Erdemir
Madencilik Sanayi ve Ticaret
Anonim Şirketi'ne bağh
işyerlerinde Türkiye Maden Işçileri
Sendikası tarafindan ahnan grev
karan ile Erdemir Madencilik
Sanayi Anonim Şirketi tarafindan
ahnan lokavt kararmın, milB
güverdiği bozucu nitefikte
görüldüğünden, 60 gün süreyle
ertelenmesi Bakanlar Kurulu'nca
karaıiaştırılmışür" denıldi.
Okay'ın tek aday olduğu CHP il kongresinde, disiplinlik vekillere davetiye yok
Muhalefet Ankara^da a<laysızANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP'nin Ankara il kongresi
yann Selim Sırn Tarcan Spor Sa-
lonu'nda yapılacak. Istanbul ye-
nilgisinin ardından güç yiriren mu-
halifler kongrede aday çıkarama-
dığı için il başkanlığına halen bu
görevi yürüten Hakkı Süha Okay
tek aday olarak girecek.
CHP'de kongresini tamamlayan
45 ilde, muhalifler varlık göstere-
medi. Şimdiye kadar yapılan il
kongrelerinde sadece Balıkesir'de
muhaliflerin adayı Münir Balkan-
h il başkanı seçildi. Istanbul'da yap-
tıklan güç denemesinde yenilgiye
uğrayan muhalifler, Ankara'da ise
aday çıkaramadı. Ankara'da yarın
yapılacak kongrede Hakkı Süha
Okay, tek aday olacak. CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal ile parti yö-
neticilerinin de hazır bulunacağı
kongrede 20'si asil 10'uyedekilyö-
netim kurulu üyesi, 9 asil 9 yedek
SHP'Lİ GÖĞÜŞ,AKP^NİN YILLARIN BtRlKİMİNl YOK ETTÎĞtNl SÖYLEDÎ
'Ozelleştirmevatanaihanettir'Haber Merkezi - SHP Genel Başkan Yardımcısı
Ilhan Göğüş,u
§0 yıldır kamu kurumlannı zarara
uğratan sağ partikr. bugün de kurumlan zarar
ediyor diye özeDeştirmek istemektedir. Bu durum
vatana ve insana ihanettir" dedı.Yazılı bir
açıklama yaparak AKP'nin özelleştirme
politikalannı sert bir dille eleştiren Göğüş, AKP
iktidannın Türkiye'nin temel taşlannı yerinden
oynatmaya çalıştığını belirterek on yıllann
birikiminin bu iktidar tarafindan yok edildiğinı ve
AKP'nin me\cut özelleştirme polirikasından
acilen vazgeçmesi gerektiğini söyledi. îktidarm
her alanda olduğu gibi özelleştirme alanmda da
bilgi ve birikim yoksunu olduğunu savunan
Göğüş, "TÜPRAŞ, PETKİM ve ERDEMİR gibi
Cumhuriyetimizm bağjmsız iktisat poBtikası
sonucu ohışturulan kurumlann özeDeştirflmesi ve
özellikle de yöntem olarak biok saoş y önteminin
benimsenmesi akıl almaz bir cahiOik v« art niyetin
sonucudur. Hiçbir iktidar kendi ülkesine karşı bu
denh' çarpık bir anlayışla hareket etmemiştir" dedi.
Ülke\i 50 yıldır yöneten sağ iktidarlann kamu
kurumlannı bilinçli olarak zarara uğratıp ülkeyi
dı^a bağımlı hale gerirdiğini kaydeden Göğüş,
"Once kamu kurumlannı zarara uğratmak,
sonra da bflinçh' bir biçimde bu kurumlar zarar
ediyor diye propaganda yaparak özelleştirmeye
çahşmak vatana ve insana ihanettir'' dedi.
disiplin kurulu üyesi ile 58 büyük
kurultay delegesi seçilecek.
CHP Ankara İl Başkanlığı, ge-
çen yıl Yüksek Disiplin Kurulu ta-
rafindan "kmama cezası" verilen-
lerden 3 Ankara milletvekiline
kongre davetiyesi göndermedi. îl
Başkanı Okay, parti tüzüğü gereği
kınama cezası alanlann bir yıl bo-
yunca parti organlarına seçileme-
diğı gibi delege de olamadıklannı
bildirdi. Bu nedenle kınama ceza-
sı alan Ankara milletvekilleri Meh-
met Tomanbay, MuzafTer Kurtıü-
muşoğhı, İsmail Değerb'nın dele-
ge olmadığını belirten Okay, bu
konuda yargı karan da bulundu-
ğunu ıfade etti.
Bu kongrenin diğerlerinden fark-
lı olacağını ve bazı il-ılçe kongre-
lerinde yaşanan olumsuzluklann
bu kongrede yaşanmayacağını ile-
ri süren Okay, kongreyi "şöfcn"e dö-
nüştüreceklerini söyledi.
CHP'de "içe dönukbir kavgaya
değil, dışa dönük, CHP'yi iktidara
taşıy acak bir örgütyapısma ihtiyaç
olduğunu'' belirten Okay, "Bu kong-
rede tek yürek, tek nefes, tek ses
olacağız" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Tarsus'un Yenice beldesi birçok il-
çeden daha büyük. Nüfusu 20 bine
yaklaşmış. Çukurova şehirlerinin tü-
mü gibi burası da Güneydoğu'dan
göç alan yerlerimizden. Yenice, Tar-
sus'la Adana arasında tarihi bir bel-
de. Ikinci Dünya Savaşı'nın sonunda
VVinston Churchill-lsmet Inönü
buluşması Yenice istasyonunda ger-
çekleşmişti. Yenice, Türkiye'nin ilk
demiryollanndan Adana-Mersin de-
miryolunun orta yerinde. Orta Ana-
dolu'dan Güneydoğu'ya giden de-
miryolu da Yenice'de mola verir.
Yenice'nin gayretli ve çalışkan be-
lediye başkanı Veli Serin'e geçen yıl-
dan sözüm vardı. Bu yılki Yenice 1
Eylül Banş Şenliği'ne katılacaktım.
Her yaz mevsimini okuyarak ve dinle-
nerek geçirmek istediğim için Büyü-
kada'dan pek dışan çıkmıyorum. Yü-
rüyüş ve deniz, insanın yeni yıla ha-
zırlanması ve enerji depolaması için
iyi bir fırsat oluyor. Yenice'ye gelmek
üzere Istanbul'dan ayrıldım. Siz bu
yazıyı okuduğunuzda Yenice Banş
Şenliği başlamış olacak. Yann orada
Yenice'den Namrun'a Bir Nostalji Gezisi
gördüklerimi sizlerle paylaşınm.
• • •
Ben bu yazıyı 1 Eylül sabahı Nam-
run Yaylası'ndan yazıyorum. Namrun
artık ilçe oldu. Eskiden nahiyeydi.
Düzenli okurlanm bilirler, çocukluğu-
mun, gençliğimin önemli mekânla-
rından birisidir Namrun. Dedem
Emin Bülbüloğlu bakırcıydı. Yazları
Tarsus'taki dükkânını, ortağı Agop
Göçeroğlu'na bırakır, kendisi Nam-
run'daki dükkânı açardı. Ben de he-
nüz okula başlamadığım dönemde,
nisan ayında anneannem Dursun ve
dedemle birlikte Namrun'a gelirdim.
Erkenden geldiğimiz için bahçe-
ye soğanlar, biberier ekerdik. Nane,
maydanoz zaten kuyunun yanında
hiç yok olmazdı. O zamanlar yayla-
da elektrik ve su yoktu. Bizim kuyu-
nun bol suyu olduğu için bütün ma-
halleli içme suyunu bizim kuyudan
alırdı. Evlerde lüks lambalan yakılır,
komşulara gece gezmelerine de
lüks lambalan ile gidilirdi.
• • •
O yıllarda Namrun'a sürekli çalışan
iki otobüs vardı. Yakup Çeliktaş ve
Reşat Mirici'nin otobüslerinin ak-
şamları yaylaya gelişi önemli bir can-
lılık sayılırdı. Şimdi yeni yapılan yolla
Tarsus'la Namrun arası 65 kilometre-
ye düştü. özel araçlarla ortalama bir
saatte gelinebiliyor. O zaman zen-
ginler dışında kimsenin özel aracı
yoktu. Herkesin ortak ulaşım aracı
bu otobüslerdi. Yaylaya gelmek bü-
yük bir olay olurdu ve otobüslerle
yolculuk beş saat sürerdi. Çoğu za-
man yolda tekeriekleri patlar, bozu-
lurlardı, yolculuk daha da uzardı.
Annemlerin çocukluğunda, köyler-
de konaklayarak atlarla üç günde
gelinirmiş. Liseyi bitirinceye kadar
Namrun Yaylası'nın yaşamımda
önemli bir yeri oldu. Yazlanmızın en
keyifli günlerini burada geçirirdik. Ve-
li Serin'e Yenice'ye geleceğim sözü-
nü verirken yaylaya gidip aılemle bir-
kaç gün geçirmek fırsatını da değer-
lendirmek hesabım vardı.
• • •
öyle yaptım, Adana'da havaala-
nından doğruca Namrun Yaylası'na
geldim. Dedem ve anneannem za-
manında yaylada bağımızın içinde iki
evimiz vardı. Bazen birinı kiraya ve-
rirdik, bazen de dayılarım ve teyzele-
rimden birisi otururdu. Şimdi bu ba-
ğın içine yeni evler yapıldı. Her bınn-
de teyzelerim ya da kuzenlerim otu-
ruyorlar.
Annemler yedi kardeşti. İki dayımı
ve en büyük teyzem Remziye'yi yıl—
lar önce yitirdik. Annem ve üç tey-
zem de yazları Namrun Yaylası'na
gelirler, bütün yazı burada geçirirler.
Tabii çocuklan ve torunlanyla birlik-
te... Benim geleceğimi bildikleri için
hepsi bekliyorlardı. Gece yarısına
kadar kuzenlerimle geçmişe yolcu-
luk yaptık. Cahide Teyzemin oğlu ve
yaşıtım Selçuk'un keyfi her zamanki
gibi yerindeydi, bizi bütün gece kınp
geçirdi. O zaten banka müdürlüğün-
den emekli olduktan sonra senenin
yansını yaylada geçiriyor.
Ben sabahın erken saatinde güne-
şin doğuşunu seyrederek yazımı ya-
zıyorum. Birazdan Cahide Teyzemi,
Güngör Teyzemi, Mesadet Yenge-
mi ziyarete gideceğim. Annem evin
alt katında kahvaltıyı hazırlıyor. Ben
ise geçmiş günlere hayali yolculuklar
yapıyor, evimizin penceresinden kar-
şıdaki haşmetli Toros Dağlan'nı sey-
redıyorum.
Birazdan ailenin erkek fertleriyle
çarşıya gideceğim, eski arkadaşları-
mı, çocukluk arkadaşlarımı arayaca-
ğım. Kaplan'ı, Metin'ı, Ertuğrul'u
görebilir miyim? Amcamın çocuklan-
na da telefon edip yann onlarla bulu-
şacağım.
30 Ağustos Zafer Bayramı, Nam-
run Yaylası'nda büyük şenliklerle
kutlanır. Tabii bu arada yıne silahlar
atılmıştı. Yenice 1 Eylül Banş Şenli-
ği'ni yarın anlatacağım.