18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 2005 PAZARTESl CUMHURİYET SAYFA DIŞ BASBN Çok kanallılık ve internet, düşünüldüğü gibi diktatörlüklere son vermedi, dünya halklanna demokrasi getirmedi Ozgürlükrüyası sonaerdi• Batılı yorumcular uydu kanallan ve internetin demokratikleşmenin önünü açacağını savundu. Diktatörlerin sonu gelmişti. Dünya halklan özgürlüğe kavuşacaktı! Ancak Çin, Iran gibi ülkelerin internet ve çok sayıda uydu kanalma uyguladıklan sansür, bunun sadece bir rüyadan ibaret olduğunu gösteriyor. GEORGE MONBIOT isanayında.birÇingazetesinin j muhabiri ŞiTao "devletin gizM J_ ^1 bflgUeriniyabancüarasunmak- tan" suçlu bulundu v e 10 yıl hapse mah- kûm edildi. Tao, bir sansür talımatını As- ya Demokrasi Forumu'na ve "Demok- rasi HaberlerT (Democracy News) ad- h internet sitesine göndermişti. Kısa adı "RSF" olan Sınır Tanımayan Gazete- ciler, Tao'nunbu kadar kolay yakalanıp tutuklanmasına şaşırmıştı. Çünkü bu muhabir gönderdiği belgeyi adının an- laşüamayacağı bir Yahoo adresinden göndermişti. Ancak polis. Tao sansür bel- gesini e-postayla gönderdikten çok kı- sa bir süre sonra onun ofisine giderek tutukladı. Bu Yahoo adresinin ona ait ol- duğunu nereden biliyorlardı? RSF, geçen hafta Tao'yu 10 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme karannı tercüme etti. Ve, bu sonınun yanıtıru bu çeviride buldu. Yahoo Tao'nun telefon numarası ve işyeri adresini vermiştı. Bu, internetin baskı altında yaşayan- lan özgürleştıreceği tezine çok aykın bir durum. Bu tez en açık şekilde New York Times yazan ThonıasFriedman ta- rafından, 1999'da sa\ r unulmuştu. Fried- man, "TheLexus andtheOtiveTree" ad- h kıtabında iki büyük demokrasiyı sağ- layacak gücün küresel iletışim ve küre- Devietin ciddi anlamda kısıtlama getirdiği tran'ın başkenti Tahran'da (solda) ve Çin'in Şanghay kentinde. interneti en çok çocuklar ve gençler kuOanıyor. (REUTERS) sel ekonorrunin şefFaf ve demokratik ol- mayan tüm rejimleri yok edeceğini sa- vunuyor. Thomas Friedman kitabında şöyle diyor: "Uydu antenleri. internet ve televizyon sayesinde, örülmüş duvariar ardındaki göremediklerimizi görüyor, duyamadık- lanmızı duyuyoruz. Kimse internetin sahibi değil. İnternet tamamen merkezi yönetimden uzak bir şe>. Kimse onun fi- şini çekip kapatamaz... Arük Çin'in de özgûr bir basuu olacak». Beiki Çinh' B- derkr farkmda değfller, ama onlar öz- gür bir basına doğru yol alıyorlar." Yasağa rağmen Sahil cüvenlllc' Izllyorlar Friedman kitaptabu özgürleşmenin sa- dece Çin'de değil dünyanın her yerinde olacağını savunuyor. Iran'da bazı evler- de yasaklanmış olan uydu kanallannda "SahilGüvenlik'* dizisuun seyredildiği- ni gördüğünü anlatıyor. Ve bu sayede bir- kaç yıl içinde herkesin kendi hüküme- ti ve diğerleri arasmda kıyaslama yapa- Eşitsizlik demokrasiye zarar veriyorZUBEYDE MUSTAFA N ew York'taki milenyum do- ruğunun arifesinde Birleş- miş Milletler Kalkınma Prog- ramı (UNDP) 2005 Yıh Insanı Ge- lişme Raporu'nu açıkladı. Bu rapor hükümetlere 2000 yılında kendılen- ne hedef olarak belirledikleri sekız kalkınma hedefine ulaşma yolunda kat ettikleri gelişme ve eksikleri an- latmayı amaçlıyor. (Bu hedeflere 2O15'te ulaşılması planlanmıştı.) UNDP'nin belirlemesine göre mi- lenyum kalkınma hedefleri ve bu- günkü durum arasındaki uçurum. in- san hayatı ve potansiyeli konusunda büyük kayıplar verildiğini gösteri- yor Birçok ülkenin performansı şu- nu gösteriyor: Eğer hü- kümetlerde gerçekten bu hedeflere ulaşmak için siyasi istek olursa mamıza ilişkin en büyük sorun ada- * letin hakça dağıtıldığı bir hukuk sis- teminın eksiklıği ve kadın- erkek ara- sındaki büyük aynmcıhğın ortadan kaldınlmaması. Pakistan'daki başka bir sorunda eşit dağvlım olmaması. Pakistan"da ülke- nin en varsıl kesimirun yüzde 20'si ulusal gelirin yüzde 42.3 'ünü elinde tutuyor. En yoksul yüzde 20Tik ke- sim ise ulusal gelirin sadece yüzde 3.7'sine sahip. Varsıl yoksul arasın- daki bu uçurum başka alanlarda da , göze çarpıyor. Orneğin sağlık hizme- ; ti veren kurumlar tedavi ücretlerini ödeyemeyen yoksuHara karşı önyar- gılı davranıyor. Ülke nüfusunun ço- ğunluğu yoksul.. ama özel sağlık ku- rumlanna harcanan para devletin has- tane ve doktorlarına harcadığı paramn iki katı. Beş yaşını doldurma- yalar değil. Ancak bir- çok ülkede, değil bu he- deflere ulaşmak.. uzak- laşılmış bile... Bazı he- defler ulaşılması zor şeyler belki.. ama im- kânsız değil. Aşın yok- ailelerin çocuklan. Bu eşitsizlik öyküsü eği- tim alanında da yinele- niyor. Özel eğitim ku- rurnlan Pakistanh ço- cuklann iyi eğitim al- malan için tek seçene- • Cinsiyet, etnik köken. ekonomik milenyumkalkınmahe- Sinif veya herhangi danölençocuklarınbü- defleri çok dauzakta rii- başka bir unSUT yük çoğunluğu yoksul nedeniyle eşitlik ilkelerinin bozulması demokrasi ve ekonomik suiiuğu yok etmek, te- buyumeyı olumsuz g i v e t a b u b u n a da ü l . mel eğıtimı sağlamak, etkiler. kenin geniş kıtlesini kadın-erkek aynmcıh- oluşturan yoksullann ğını kaldırmak. doğum öncesi, sıra- gyCy yetmiyor. sı ve sonrasındakı sağlık koşuUannı Varsıhn daha varsıl. yoksulun da- geliştirmek, HTV ve AIDS'le müca- h a y o k s u l o l m a s ı ^ kesimin ara- dele etmek. çocuk ölümlerini azalt- mak. çe\Te dengelerini konıyabil- mek ve küresel ortaklık kurmak çok da olanaksız hedefler değil. UNDP'nin bazı ülkelerde bu hedef- lere belirlenen tarihten 30 yıl sonra, yani 2045 te ulaşılacağmı savunu- yor. Tabii biz Pakistan' ın bu konudaki kamesiyle ilgilenmeliyiz. Pakistan Insani Gelişme Endeksi'nde 177 ül- ke arasındaki 142'ncilikten 135'in- ciliğe yükseldi. Bunda gayri safı mil- li hasılada sağlanan artışın büyük ro- lü var. Tabii bu sevindirici bir geliş- sındaki uçurumun derınleşmesi sağ- hklı bir durum değil. Bu bir insan hak- kı sorunu. Eşit hak ve olanakJara sa- hip olmak her insanın doğuştan bi- reysel hakkıdır. iyi eğitim, hastayken tedavi imkânı gibi haklar sağlanma- dıkça da bu eşitsizlik ortamı şiddet ve suça iter toplumu. Cinsiyet. etnik köken. ekonomik suuf veya herhan- gi başka bir unsur nedeniyle birile- rine haksızlık yapılması, eşitlik il- kelerinin onlar için geçerli olmama- sı toplumsal kaynaşma, demokrasi ve ekonomik büyüme için kötüdür. büeceğıni söylüyor. Friedman kısmen de olsa haklı. Inter- net en azından Sırbıstan, Ukrayna, Gür- cistan, Kırgızıstan, Lübnan, Arjantin ve Bolrvya'daki yerel kültürün fazlasıyla iz- lerini taşıyan yayınlarda devîim yapıl- masını sağladı. Ancak bu tezi savunur- ken Friedman'ınunuttuğu bir nokta var. İnternetin bize ulaşımını sağlayan tek- noloji topraktan çıkmıyor. Ticari çıkar- lan olan insanlar tarafuıdan sağlanıyor. Bu insanlann çıkan bazı yerlerde özgür- lüğün artmasındadır.. bazı yerlerde ise kontrol mekanizmasının sıkılaşmasın- da. Ve yine bu insanlar internetin fişini çekebilirler. Yapıyorlar da... Yahoo 2002 yılında Çin hükümetiyle bir anlaşma ımzaladı. Buna göre Yahoo, "devletin güvenöğini tehtikeye sokabik- cek büginin Oeülmesine izin vermeme" sözü veriyor hükümete. Geçen yıl Go- ogle da Çin'de kullanılan bilgisayarlar- daki internet bağlantısında yetkılilerin yasakladığı bilgi ve belgeye ulaşılması- nı sağlayacak ağ bağlantılannı göster- meyeceğini itiraf eden bir açıklama yap- ü. Orneğin MicrosofVun internet hizme- tı veren MSN'sinı kullanan Çinliler ise "demokrasi", "özgürlük*1 , "insan hak- lan" kavTamlannı içeren mesaj gön- dermeye çalışırlarsa metnin *>"asakhke- Bmeler" içerdigı konusunda uyanlacak- lar ve kendilennden bu yasaklı sözcük- leri metinden çıkarmalan istenecek. Bu yılın başında bir grup akademıs- yenin "Şeffaf İnternet" (OpenNet) baş- lığı alunda yaptığı çalışma kimserun ak- lına getirmediği bir gerçeği ortaya koy- du. Çin hükümeti internete sansür koy- mayı başanyordu. Suıır Tanımayan Gazeteciler üyele- rinden Jutien Pain durumu şu sözlerle özetliyor: "Internetin dünymi özgûrleştireceği- ne, bütün diktatöıiüklerin düşeceğine dair bir rüyamız vardı. Gerçekten sade- ce bir rüya olduğunu gördük." Friedman bu rüyanm tarutımını. rek- lamını yapan ilk kişi değildı. 1993 yı- lrnda medya patronu Rupert Murdoch uydu kanallannın dünyanın her yerin- deki totaliter rejimler için tehdıt oluş- turduğunu söylemişti. The Economist dergısi de kapağında "Diktatörler dik- kat" diye manşet atmıştı. Çinliler için bu ıddialann ters teptığinı. geçerli olma- dığvnı söyleyebılinz. Murdoch da diktatörler ıçın tehdıt oluşmaması yönünde elınden geleni yaptı. Orneğin 1994'te MaoZedong'un Çinlilerin pek hoşlanmayacağı tarzda bir görüntüsünü yayımlayan BBC'yı "Star" adlı uydu paketınden çıkardı. Yine Çin'eyaranmak için 1997'de Hong Kong'un eskı \ alisi Chris Pattenin kı- tabını yayımlama karan alan, sahibi ol- duğu yayınevme izin vermedi ve kitap başka yayınevinden yayımlandı vs... Patronunun çıkarına hizmet eden gazeteciler Bir ulusal gazete \eya televizyon ka- nalı sahibi ohnak için multimılyoner ol- manız gerekiyor. Multimilyonlerler de herkesin ıstediği gibi kendilen için da- ha ıyı bir hayat ısterler. Onlar için çah- şan gazetecilerin icra ettığı meslek de bu daha iyi hayatı kendilerine sağlar. Mırror gazetesinin eski yazı işleri mü- dürü şöyle bir ifhrada bulunmuştu: "Mfl- yarderiere > ağcıhk yapmak gibi bir ku- ral koymuşrum kendime." tşte bu tür gazeteciler patronlannın sı- nıfındaki insanlann çıkarlanna hizmet ettikleri sürece görevlerini yapmayı sür- dürürler. Patronlann yapamadığını da reklam- cılar yapıyor. Reklamcılann internette- kı adrcsi AdAge.com'unaçıkladığına gö- re birkaç ay önce Morgan Stanley ve BP, gazete ve dergılerden ilanlannın hoşa git- meyen haberın olduğu sayılanndan çı- kanlmasını ıstedıler. Uçak, otomobıl ve sıgara fırmalan da aynı şeyi yaptılar. Birçok basın kurulu- şu böyle büyük firmalann ilanlannı kay- betmeyi göze alamadığı için onlann aleyhine olan haberleri yayımlamama- yı tercih ediyor. Uzun lafuı kısası demokrasi yerine 'Sahil Güvenlik' dizisini kazanrruş olu- yoruz. Bu ikisı aynı şey değil. Rating kaygısı ve reklamcılann bas- kısıyla 1993-2003 yıllanarasındaBBC, ITV ve Channel 4'teki çevre haberlerı yok oldu. Birkaç belgesel yayımlandı, ama yasaktamamen kaldınlmadı. Bizim gibi kafasını bu duvara çarpanlar bunu sansür gibi hissediyor. Aynca internetin ne kadar yeri doldu- rulmaz olduğu savunulursa sa\"unulsun, siyasi tartışmalan hâlâ kitle gazete ve medya örgütlerinın yönlendirdiği bir gerçek. Internette yer alan birhaber, te- levizyon veya gazetelerde yer bulana kadar fazla ses getirmryoT, haberin içer- dıği konuda bir şey değişmiyor. Bu da şu anlama geliyor. Friedman ve yandaşlan demokrasiye geçış sürecıne destek olduğunu sa\'unur- ken ınternet bize demokrasinin süzgeç- ten geçirilmiş, kontrol mekanizmasın- dan geçinlmiş \ersiyonunu sunuyor. (The Guardian, İngihere, 13 E)W) BM'NİN 2ÎİNCİ / / j I/iî\ \ YUZYILDAKİ m i ; i (1 ' 4 a YUZU... fc.y WıW |M|1 THEGUARDIAN Irak'ta iç savaşı tetikleyen adam JACQUES SCHUSTER E l Kaıde'nin Irak'taki lı- deriEbuMusabEİZer- kavi Şiilere savaşı an- lattı. Sözleri terör ağının mas- kesini düşürüp gerçek kimlı- ğini ortaya koyuyor. Usame bin Ladin inançsızlara ve Müslüman olmayanlara, Ba- tı'ya karşı savaş açtı. Oysa El Zerkavi bu söylemi bozuyor. Sadece Bağdat'taki işgalci güçlere destek veren Şiilere karşı değil. işgalcilere destek veren herkese savaş açıyor. Böylece Bin Ladin'in "Müs- lüman olmayanlara" karşı yürüttüğü savaşın kurallannı bozmuş oluyor. Onun sözlen dünyadaki Müslümanlann durumunun El Kaide'nin hiç umurunda olmadığı anlamını taşıyor. Ve terör ağının El Kaide'nin ku- rallanna u>ınayan Müslüman- lan da kurban eden bir ölüm kültürü olduğunu... Tabii bu durumda kak söz konusu olduğunda Şiiler ve Kürtler tarafindan ABD'ye venlen desteği arttıracaktır. Irak'ta şimdiden ABD'nin ül- kedeki varhğını korumasını isteyenler var. Üç devletlt irak... El Zerkavi, Sünni azınlık ve Şıi çoğunluk arasındaki çatış- marun üzerinden oyununu oy- nuyor. Ve bir iç savaşa neden olacak provokasyona yol aça- bilir. Bu durum sadece ABD varlığıyla engellenebilir. Was- hington'un daha ne kadarbun- larla uğraşacağı ise merakko- nusu. Yugoslavya ömeği şu- nu gösteriyor: Birülkeninböl- gesel varlığı ancak ülke hal- kının bütünlük, birlik isteği olduğu sürece değerli, geçer- lidir. Yugoslavya'da olduğu gibi bu birlik duygusu kaybo- lursa o zaman ülkenin bölge- sel varlığı da yok olur. Üç dev- letli Irak'ın daha çok şansı olurdu gibi geliyor bana. Ku- zeyde Kürtdevleti, ortadaSün- ni, güneyde Şii... Kenya'da tecavüze uğrayan kadm ve çocuklarm sayısı dünya ortalamasmı ikiye katlıyor Devlet acilen çözümbulmalı me, ancak bizim gelişme ve kalkın- (Dmyn, Pakistan, 14 Eylül) NANCYMBURU G eçen haftaıun istatistikleri en büyük korkumuzu doğruladı. Tecavüz, ülkede işlenen suç- larda başı çekiyor. Kenya'da soyu- lan, öldürülen insanlardan daha faz- la sayıda kişi tecavüze uğruyor. Tem- muz ayındaki tecavüz sayısı 215 'ti. Ni- sanda bu sayı 206'ydı. Tabii, resmi tutanaklara geçmeyen tecavüzler de cabası... îşler bundan daha kötü olamaz. Kenya'da tecavüze uğrayan kadınla- rın sayısı birçok ülkedekinin ortala- masının iki katına ulaştı. Top hükü- mette. Hükümet kadm ve çocuklannı kur- tarmalı. Tecavüz, hastalıklı bir toplu- mun belirtisidir. Kadınlara ve çocuk- lara karşı cinsiyet ve kuşak aynmcı- lığı yapılan bir savaştır. Iç Güverdik Bakanı JohnMiçuldbu • Kenya'da tecavüze uğrayan kadın sayısı birçok ülkedekinin iki katı. Hükümet kadınların olduğu kadar çocuklarm da karşı karşıya olduğu bu tehlikeye karşı kalıcı çözüm bulmalı. Ve, işe DNA testi yapmayı hızlandıracak teknoloji ve adli tıp uzmanlarını sağlamakla başlamalı. durumu uyuşturucu kullanımına bağ- hyor. ,\ncak bunun fazla bir anlamı yok. Kenyalılar sorunun çözümü için somut adımlar atıldığını görmek is- tiyorlar. Tecavüzcüler hesaplı ve soğukkan- lıdır ve bir kadına yapılacak en kötü muamelenin ona tecavüz etmek oldu- ğunun biüncindedirler. Orneğin bir çe- te bir otomobildeki veya motosiklet- teki kadını kaçırdığında, üzerinde ye- teri kadar para bulunmuyorsa kadı- na verilecek ceza tecavüzdür. Aynca kadınlann üzerinde kanıt oluşturacak hiçbir şey bırakmamak için çoğunlukla prezervatif kullan- malan da ne kadar hesabi davrandık- lannı gösteriyor. DNA testi aydınlatıcı unsur Prezervatif taşısalar da DNA testi- nin teca\'üz vakalannın en aydmlatı- cı unsuru olduğunu unutmamak ge- rek. Ve resmi laboratuvara DNA tes- ti için gönderilenkan, elbise, sperma örneklerinin kapasite yüksek okna- dığı için haftalarca beklediğini de... Hükümet, polisin DNA yoluyla ka- nıta ulaşabihnesi için gereken adli tıp uzmant ve teknolojik olanaklan art- tırmalı. Bu sadece tecavüz vakala- nnda değil işlenen başka suçlan ay- dınlatmak için de çok gerekli. Teca- vüze uğrayan kadın ve çocuklara psi- kolojik destek sağlayacak hizmeti vermek de kesinlikle yapıhnası gere- ken bir şey. ABD 'deyülardır DNA tes- ti sayesinde, adli tıp sayesinde yüz- lerce olay aydınlandı. Suçlular bu- lundu. Bazı durumlarda ise suçlu ol- duğu sarulan kişilerberaat etti. Sokak- larda bu kadar kolay adam kaçırılır- ken bunun da önlemini almak teca- vüz vakalannın sayısuıı azaltacaktır. Anayasa taslağının kabulü için re- feranduma giden ve bu iş için müyon- larca dolar harcayan hükümet, ülke- nin başındaki en büyük dertlerden biri olan tecavüz suçlarının artışı için de derhal çare aramalı. (The EastAfiican Standart,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle