Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYFT SAYFA
kulturacumhuriyet.com.tr 15
ÇACRIŞIMLAR AYŞE EMEL MESCİ
Bir antikmetni sahnelemekYunan klasik antikçağı diye bılinen dönem
yaklaşıkMÖ V.-IV. yüzyıllan kapsar. Roma
uygarhğında etkileri süren, Rönesans'tan iti-
baren de Batı'da yeniden keşfedilerek mo-
dern oyun yazımının ve tiyatro düşüncesinin
en önemli kaynağı olan Antik Yunan Tiyat-
rosu olgusu, esas olarak bu olaganüstü iki
yüzyılın ürünüdür. Bu dönemın yapıtlan,
özellıkJe de Aiskhylos, Sofokles ve Euri-
pides'ın antik metinleri defalarca sahnelen-
mış, yeniden yorumlanmış, yeniden çevril-
mış, ana izlekler korunarak yeniden yazıl-
mıştır. Toprağın derinlikJerinden gün ışığı-
na çıkanlırken. sergıledikleri kat kat görün-
tüyle bin bir bümeceyı de beraberlerinde ta-
şıyan antik kentler gibi, antik metinler de
üstlerinde birikmiş yorum katmanlanyla bir-
likte önümüze gelırler.
Aktarım süreçlerl
Bir antik metın kaç aktanm sürecinden ge-
çerek günümüze ulaşır? Ilk oynandığı anda
ifade ettıği gerçekliğın üzerine kaç yeni kat
daha birikir? Sadece dilden dile geçiş mi söz
konusudur, yoksa bir antik metne getirilen
her yeni sahnesel yorum, her çağın özgün ba-
kışıyla bırlikte yüklenen yeni değerler de bu
katmanlaşmanın parçası olurlar rnı? Sofok-
les'in ilk kez MO 445'te oynandığı bilinen
"ölümsüz"' metni Antigone'yi elime alıp
çalışmaya başladığım andan itibaren kafamı
en çok kurcalayan sorular bunlar oldu.
* Antigone'nin günümüze aktanm süreci-
nin en önde gelen ve ilginç isimlerinden bi-
n, Yunan dili, edebiyatı uzmanı (ve hayra-
nı), Alman şair Friedrich Hölderlin'dır
(1770- 1843). Hölderlın, kendi Antıgone'sı-
ni oluştururken (aslında çeviriden çok, ne-
redeyse yeni bir metin söz konusudur;
Brechfin Antigone'si de Hölderlin'in met-
nine dayanır**) çok düşündürücü bır yakla-
şım sergiler: Ona göre her metin yazıldığı
dönemde belki anlaşılamayan, ama zaman
ıçinde kendini gösteren potansiyel anlamlar
içerir. Çevirmenin görevi, metnüı yazıldığı
çağdan kendi çağına gelinceye dek potansi-
yel halden gerçeklik haline geçen bu mana-
lan da açığa çıkarmak, onlara uygun düşe-
cek dıl yapısını oluşturmaktır. Yine Hölder-
un'e göre Sofokles'in üslubu, metnin arka
planını oluşturan mitolojiye göre çok incel-
tilmiş, yumuşatılmış bir havadadır. Yazınsal
ölçülere uydurulmuş o raf ine kelimelerin ge-
•ofokles'in Antigone'sinin somut bulgulan olan kelimelerin üzerine
birikmiş yorum katlannı süpürerek metnin ilk anlamına ulaşmak, bu
kelimelerin yaklaşık 2500 yıl önce, parlak Atina güneşi altında ilk telaffuz
edildiklerinde neyi çağnştırdıklannı, neye gönderme yaptıklannı söylemek
artık olanaksızdır. O metni çağlar içinde yaptığı yolculuğuyla birlikte kabul
edip algılamaktan. bunu bir zenginlik olarak görmekten başka çare
olmadığı gibi, tiyatro sanatı açısından en uygunu da budur herhalde.
risinde çok daha şiddet yüklü, ilkel, arkaik
bir insan manzarası gizlenmektedir. Çevir-
men olarak, metnin dış kabuğunu kınp de-
yim yerindeyse alttaki mağmayı, lavlan or-
taya çıkarmayı amaçladığını belirtir ve bu-
nu gerçekleştirmek için de Sofokles dilüıin
etimolojik köklerine inerek metni yeniden
yazmaya girişir.
Metnin bir diğer önemli yorumcusu olan
Goethe ise Hölderlin'in bu yaklaşımını hiç
benimsemez ve Sofokles'in tiyatrocu kimli-
ğini, sahnesel çatışma. dramatik gerilim ara-
yışını öne çıkanr. Ona göre Sofokles soyut
bir fikri sahneye taşımaktan çok, geleneksel
bir mitosu en etkili biçimde sahnelemekle
uğraşmıştır. O bir filozof, bir metafizikçi de-
ğil, bir oyun yazandır. Antigone'nin kendi-
ni feda etmesı ise inanılan ahlaki ölçütler uğ-
runa ödenmesi zorunlu bir bedeldir. Zaten
Antigone kişiliği, Yunan tragedyasının kö-
kündeki etik bilinci ve ahlaki tercihleri şah-
sında billurlaştınr.
Goethe ile Hölderlin'in Sofokles'le ilişki-
lerinde sergiledikleri farklılüc Rönesans kay-
naklı ve üslupta dengeyi en önemli ölçüt ka-
bul eden Avrupa klasikçiliği ile önce bir dip
akrntısı olarak başlayıp sonra romantizmi ve
20. yüzyıl başını belirleyecek, avant-garde
akımlann önceli, toplumsal özyıkımı da için-
de taşıyan yenilikçilik arasındaki farkhhğın
bir anlamda habercisidir.
Yorum katmanları
Goethe ile Hölderlin, bir antik metin üze-
nne içinden geçtiği çağlarda binen yorum
katmanlannın tarihsel değer de taşıyan ör-
nekleridir. Bugün Antigone'yi sahnelemeye
girişen biri, bu katmanlann arasından geçip
metnin ilk anlamına ulaşabilir mi?
Antik bir kentte. diyelim Troya'da, somut
buluntulara ve oradan belli sonuçlara ulaş-
mak, örneğin çok zamansız yitirdiğimiz de-
ğerli bilim adamı, arkeolog Korfmann'ın
bulduğu surdışı yerleşimle esrar perdesini bi-
raz olsun aralamak mümkündür. Ama So-
fokles'in Antigone'sinin somut bulgulan
olan kelimelerin üzerine birikmiş yorum kat-
lannı süpürerek metnin ilk anlamına ulaş-
mak, bu kelimelerin yaklaşık 2500 yıl önce,
parlak Atina güneşi altında ilk telaffuz edil-
diklerinde neyi çağnştırdıklannı, neye gön-
derme yaptıklannı söylemek artık olanak-
sızdır. O metni çağlar içinde yaptığı yolcu-
luğuyla birlikte kabul edip algılamaktan, bu-
nu bir zenginlik olarak görmekten başka ça-
re olmadığı gibi, tiyatro sanatı açısından en
uygunu da budur herhalde. Sonuçta tiyatro da
doğası gereği, bir aktanm, bir yolculuk de-
ğil midir?
* "Ölümsüz " demekte bir sakınca görme-
dim, çünküyaklaşık 2500 vıl önce vazılıp ov-
nanmış bir tiyaîro eseri, aradan geçen süre-
de sayısı: kez sahnelendikten. yeniden yazıl-
dıktan sonra, günümüzde de art arda sahne-
lenecek bir tazeliği, yenilik potansivelini
bünvesinde banndırıyorsa, gezegenimizin öl-
çüierinde "ölümsüz" nitelemesinihaketmiş
demektir. Günümüzde de hemen her yıl dün-
yanın bir yerinde mutlaka bir Antigone sah-
nelenmektedir.
**BertoltBrecht, Bütün Oyunlan, c. 11 için-
de "Sofokles'in Antigone'si", Türkçesi: Ah-
met Cemal, Mitos- Bovut vav., 1997.
Greta Garbo'nun özel arşivinde yer alan fotoğrafları yayımlanıyor
Gizemli yıldız 100 yaşında
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - 35 yaşınday-
ken tsveç'ten ABD'ye göç eden ve
Hollyvvood'da kısa sürede ünlenen
Greta Garbo'nun özel fotoğrafla-
n, 1990"da öldüğü Manhattan'da-
kı evınde bulundu. 1941 'de 'Ikiz-
ler' adlı son filmınin ağır şekilde
eleştirilmesinden sonra sinemaya
bırakıp New York'ta inzivaya çe-
.ilen Garbo'nun Amerikalı miras-
çılan, sanatçının özel fotoğraflan-
nı bir albüm haline getirdi. Metin-
lennı Scott Reisfield'in yazdığı
albümde, sanatçıyı yaşam arkada-
şı Vera'yla birlikte henüz 19 ya-
şındayken gösteren fotoğraftan
ölümünden kısa bir süre önce çek-
tirdiklerine kadar çok sayıda fo-
toğraf yer ahyor. Albümün îngi-
lizce ve tsveççe basımlan, sanat-
çının yaşgünü olan 18 Eylül'de pi-
yasaya çıkanlacak.
Blrçok etklnllkle anılacak
Greta Garbo'nun yeğeni olan
Scott Reisfield, îsveç gazetesi
Svenska Dagbladet'e şu açıkla-
mayı yaptı: "Greta Garbo hak-
kından yalan yanhş bügiler ya-
yımlandı. Ben ve fotoğraf sa-
natçısı Robert Dance, yaşlı hala-
mız hakkında gerçeği anlatma-
yı amaçladık. Benim onunia il-
gili en sıcak anılarım, bizleri
Noel yemeğine davet ettiği za-
manlardan kalma. Bize ikram
G«leri • Sergi • Atslue • Sanartevi
ettiği bademli şekerlemelerin
tadını hâlâ unutmadım. Fotoğ-
rafların bize devredilmesini va-
siyet etmesinin nedeni, bizim
onlan güvenli bir şekilde sakla-
yacağımızdan emin olmasıdır.
Bize, İsveç usulü safranlı kedi
çöreği pişirmeyi öğretmişti.
Her Noel ailecek bu çöreği na-
zırlar ve fırına verirken onu
sevgiyle ananz." Greta Gar-
bo'nun 100. yaşı, Stockholm, Los
Angeles, Atlanta, New York ve
Londra'dakutlanacak. Sanatçının
İsveç 'ten aynhnadan önce oyna-
dığı ve derhal Hollyvvood'un ilgi-
sini çektiği film 'Gösta Ber-
ling'in Masair. sanatçının do-
ğum gününde Stockholm'deki Si-
nematek'te özel olarak gösterile-
cek. Sinematek, Garbo'nun top-
lam 13 filmini de bu nedenle
programına aldı. Sanatçının,
Stockholm'de genç kızlık yılla-
nnda çahştığı ünlü PUB mağaza-
sı da gelecek hafta bir Greta Gar-
bo sergisi açacak. Greta Gar-
bo'nun en unurulmaz filmleri
şunlar: Mata Hari (1931).
Grand Hotel (1932), Anna Ka-
renina (1933), Kamelyah Kadın
(1935) ve Ninotchka "(1939).
MERStN MÜZlK FESTÎVALÎ 23 EYLÜL'DE BAŞLIYOR
Antonio
Marquez ve
Flamenko
Grubu 28 Eylül
akşamı saat
20.0(Tde
Mersin Kültür
Merkezi'nde
gösteri yapacak.
Akdeniz esintisiyle
müziğin buluşması
SAVAŞ KÜRKLÜ
îstila HORASAN
20 EYLÜL-SEPTEMBER
30 EKİM-OCTOBER 2 0 0 5
E ' / ' N S A N A T G A L E R İ S I
Bebek Deresı Sk. No 13 Bebek 34342 istanbul
TelO212 265 81 58 Faksû212257 7675
http;'/wwwevın-art com galerı@«vın-arLcmn
Gatenmız Pazar hanç hergün 11 00 19 00 arası açıkör
Pszar gûnü tçın randevu atansbıbr
(Kapalı otoparfcıımz mevcuttur)
ADANA - Sanat ve sanatçı, Akdeniz'in
koynunda doğa ve tarih ile bir kez daha
buluşuyor. Sanatseverlerin doğal akusti-
ğe sahip Kanlı Divane, Cennet Obruğu gi-
bi mekânlarda dünyaca ünlü sanatçılan
izleme, dinleme olanağı bulacağı, '4.
Mersin Uhıslararası Müzik FestivalT
23 Eylül'de başhyor. Dünyanın dört bir
yanından kendi dallannda öne çıkmış
isim ve topluluklan, tarihi ve büyülü me-
kânlarda sanatseverlerle buluşturacak fes-
tival, Ispanya'nın müziğinin ve dansının
ağırlıklı olduğu bir konseptle izleyenleri
kucaklarken, uluslararası sanatçılarla do-
lu ıçeriğiyle Mersin, 'Uluslararası Fes-
tivaller Birliği'ne girmeye de adaylığını
haykıracak.
Festivalin en heyecan verici, merakla
beklenen isimlerinden biri kuşkusuz, Gü-
rer Aykal yönetimindeki Bilkent Senfo-
ni Orkestrası eşliğinde sahne alacak olan
ünlü kastanyetçi Lucero Tena. Türki-
ye'de ilk kez Mersinlilerin dınleyeceği Te-
na' nın yanı sıra aynı programda ünlü gi-
tarcı Jaume Torrent'in parmaklanndan
Rodrigo'nun gitar konçertosunda Ispan-
ya saraylannın bahçesindeki rüzgârlar du-
yumsanacak. Antonio Marquez'in Fla-
menko Grubu ile uluslararası viyolonsel
virtüözü Alexander Markov'un tınılan
ise Mersin'i, Mersinli sanatseverleri baş-
ka bir boyuta taşıyacak.
Uzun süredir suskunluğunu koruyan,
bu nedenle özlemle beklenen Yeni Tür-
kü ise festivalin başka bir ağır topu. Yeni
Türkü"nün konseri dillere destan bir me-
kânda, Kanlı Lıvane'de gerçekleşecek.
Güneşin barmasına yakın başlayacak
konserde Cennet Obruğu'nunbir ucuna
dinleyiciler, dibi göriinmeyen uçurumun
diğer ucuna ise sahne yerleştirüecek. Et-
rafi meşalelerle aydınlatılacakmuhteşem
doğal bir akustiğe sahip mekânda Yeni
Türkü'nün yanı sıra ünü Türkiye sınırla-
nnı aşıp dünyada 50 ülkeye albümleri ile
ulaşan, Guinness Dünya Rekoru'nu kınp
isimlerini altın harflerle yazdırmış bir
grup olma özelliğine sahip Harenı ve Pe-
ny Xenaki de müzikseverle buluşacak.
Festival 23 Eylül Cuma günü ödül tö-
reniyle başlayacak, Anadolu Ateşi'nin
Atatürk Parkı Amfı Tiyatro'daki gösteri-
siyle sürecek. Cumartesi günü 20.00'de
Oİfeon Korosu 18. yüzyıl Ispanyol eser-
lerini seslendirecek. Pazar günü 16.00'da
Mersin Kültür Merkezi'nde Nevit Ko-
dalta yönetimindeki Mersin Devlet Ope-
ra ve Balesi sanatçılan Sestet ve Quar-
tet'leri sunarken, aynı gün 20.00'de Tar-
sus St. Paulus Müzesi'nde konser yinele-
necek. Cihat Aşkm ve Küçük Arkadaş-
lan'nın konserlerine 26 Eylül Pazartesi
17.00'de sahne olacak olan Mersin Kül-
tür Merkezi. ardından Mersin Üniversite-
si Oda Orkestrası ve Alexander Mar-
kov'un konserine salı günü 20.00'de, An-
tonio Marquez ve Flamenko Grubu'nun
gitar ve dans şovuna 28 Eylül saat
20.00'de, Bilkent Senfoni Orkestrası'nın
30 ve 31 Eylül ve 1 Ekim günleri saat
20.00'de Gürer Aykal yönetimindeki
konserlere ev sahipliği yapacak. Festival,
Yeni Türkü-Harem-Peny Xenaki'nin 1
Ekim'de Tarsus Gösteri Merkezi'nde. ar-
dından 2 Ekim'de Kanlı Divane'de ger-
çekleştireceği konserlerle sona erecek.
feFde Tiipfc snemssı tartışrich
• İZMİR(AA) - 74. Izmır Enternasyonal
Fuan'nda, 'Türk Sinemasında Değişen...
Nerede?' konulu panel yapıldı. Kültürpark Fuar
Alanı içerisindeki Izmir Sanat'ta düzenlenen
panelde, ticari kaygıyla yapılan fıknlerin şu anda
seyirci rekoru kırdığını öne süren yönetmen
Erden Kıral, sanatsal yoğunluğu olan filmlerin
daha geniş çe\Teye tanıtılması için festi^llere
gereksinim olduğunu kaydetti. Sinemanın konu
ve hikâye arayışında olduğunu belirten yazar
Şükran Yücel ise Türkiye'de her gün yeni
hikâyelerin oluştuğunu, ancak bunlann sinemaya
yansımadığını anlattı. Yücel, şunlan kaydetti:
" Türkiye'de sinema izleyicisinin yüzde 25'i Türk
filmlerini tercih ediyor. Bu seyirci oranının yüzde
80'i ise TV'de gördüğü, reklamı yapüan kişilerin
oynadığı fihnlere gidiyor. Sanatsal bir film
Cannes Film Festivali'nde ödül almış olsa bile 35
binin üzerinde izleyici. bu filmi izlemiyor."
Panelin ardından, Erden Kıral'ın yönettiği ve
Yılmaz Güney'in hayatının anlatıldığı 'Yolda'
fihni gösterildi.
^I.YüzyılmAntKalaPr-Mipas'
• ANKARA (AA) - Çankaya Rotary Kulübü ve
IC Sanat Galerisi'nin '21. Yüz>ılın Antikalan-
Miras' sergisi başkentte sanatseverlerle buluştu.
IC Sanat Galensi'nde açılan sergide, Anadolu
Medeniyetleri ve Geleneksel Türk Sanatlan'ndan
oluşan yaklaşık 300 eser yer alıyor. Sergilenenler
arasında minyatür, ebru, den ve gümüş üzerine
işlemeler, fermanlar, tuğralar, suluboya ve gravür
eserler bulunuyor. Sergide, satışa sunulan
eserlerden elde edilen gelirin bir kısmıyla
Mamak'ta yapımı sürdürülen Yeşiltepe
tlköğretim Okulu'na katkıda bulunacaklannı
ifade eden IC Sanat Galerisî Genel Yönetmeni
Rahmi Çöğendez, bu tür sergilerin Türkiye
çapında açılacağını kaydetti. Sergi, 18 Eylül'e
kadar açık kalacak.
• Kültür Servisi - Romanya Yazarlar Birliği'nin
düzenlediği 'Edebiyat Günleri ve Geceleri'
başlıklı uluslararası yazarlar buluşması 4. yılına
ulaştı. 15-21 Eylül arasında yapılacak olan
buluşmaya dünyanın birçok ülkesinden gelen
yazarlar katılıyor. HCT yıl yanşmanın sonunda
Latin şair Ovidius adına verilen ödül katılımcı
yazarlardan birinin oluyor. Romanya Yazarlar
Birliği'nin düzenlediği bu yılki buluşmaya
Türkiye'den Cengiz Bektaş ve Gülsüm Cengiz
katılıyor.
DDT; perdeteriri 13 Bdm' de açıyor
• DİYARBAKIR (AA) - Dıyarbakır Devlet
Tiyatrosu (DDT), perdeleriru 13 Ekim'de 'Asiye
Nasıl Kurtulur' ile açacak. Vasıf Öngören'in
yazdığı, Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçılanndan
Hüseyin Avni Danyal'ın yönettiği oyunda,
koşullar gereği fahişe olan genç bir kızın
yaşamından kesitler konu ediliyor. Danyal.
hikâyeyi televizyonlarda öğleden sonra görmeye
alıştığımız programlann merkezine oturtarak
biraz da güncelleştirip anlatmaya çalıştıklannı
behrtti. Duygu Zade Erçağ, Lale Ertiş Gençtürk,
Selda Özler, Sertel Uğur, Uğur Çınar, Fatih
Topçuoğlu, Ali Çelik, Gözen Müftüoğlu, Pınar
Gün, Şivan Bınici ve Murat Bölük'ün rol aldığı
o>-unun oyunun prömiyeri, 13 Ekim'de Orhan
Asena Sahnesi'nde yapılacak.
Jacques Lacarrîere öldü
• Kültür Servisi -
Yazar ve araştırmacı
Jacques Lacarriere. 18
Eylül Cuma günü
Paris'te yaşama veda
etti. Lacarriere,
Sorbonne
Cniversitesi'nde klasik
edebiyat ve Doğu
dilleri okudu.
Üniversiteyi 195O'de
bitirdikten sonra,
Yunanistan'da ve
Ortadoğu'da yaşadı. Bourgogne'da bir köye
yerleşti. Eserleri arasında Yunanistan ve Mısır'da
yaptığı gezilerle ilgili çok sayıda anlatı, Doğu
maneviyatı üstüne denemeler ve iki roman var.
tlkromanı "Marie d'Egypte"ı, "La poussiere du
Monde" adlı ikincisi izledi. Bu romanı, Yunus
Emre'nin hayatını konu ahyordu. Bu roman
"Dünyanın Tozu" adıyla Türkçeye çevrildi.
Lacarriere eski ve modern Yunancadan bîrçok
şair ve yazann eserini de Fransızcaya çevirdi.
Fransız ressam Aristide Gaillaud, Türk ressam
Ömer Kaleşi ve Yunan ressam Alecos
Fassianos'un sanatlan üstüne kitaplan
yayımlandı. 1991 yılında "Academie Française
Büyük Ödülü" verildi.
ABO'de Saray Kıyafetteri Sergisr
• ANKARA (AA) - 29 Ekim 2005-22 Ocak
2006 tarihleri arasında ABD'de, "Ipek ve
Iktidar/Osmanlı Türkiyesi'nin Saray Kıyafetleri
(Silk and Status/Imperial Costumes of Ottoman
Turkey)" sergisi düzenlenecek. Türkiye konulu
sergiler Smithsonian galerüerinde, dünya
kültürlerine ait Smithsonian sergileri de
Türkiye'deki müzelerde izleyicilerle buluşacak.
Bu çerçevede düzenlenen, ABD'deki
Smithsonian Ensütüsü bünyesindeki Sackler ve
Freer galerisindeki sergide, St. Petersburg ve
Hermitage müzeleri ile bazı Kuzey Amerika ve
Avrupa müzelerinden seçilen eserlerle birlikte,
Topkapı Sarayı Müzesi ve Konya Müzesi'ne ait
imparatorluk kaftanlanyla ilgili çeşitli dokuma ve
dekorasyon m-Jzemeleri yer alacak.