Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EYLÜL 2005 PA2ARTESİ
HABERLER
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na göre, cemevleri ibadethane değil
Alevilerden 'tarikat' tepkisiANTCARA (Cumhııriyet Bürosu) -
Diyanet tşleri Başkanı AK Bardakoğ-
hı'nun Alevüik ile ilgili açıklamala-
nna, Alevi demekleri yöneticileri tepv
ki gösterdi. Pir Sultan Abdal Kültiir
Derneği (PSAKD) Genel Başkaraı
Kazun Genç, "Diyanetİşleri Başkan-
bgı'nın dini biziflgflendirmhor.O n -
lann da bizim ibadetkrimiz hakkm-
da konuşmaya yetJdleri yok" dedi.
Alevilikte en büyük ibadetin insaaa
yapüanhizmet olduğunubelirten Ale-
vi Bektasi DemekJeri Federasyonu
Başkanı Atilla Erden de "Bardakoğ-
lu'nun bundan haberininobnamas d a
ûzücü" diye konuştu.
Ali Bardakoğlu, dün Zaman gaze-
tesinde çıkan röportajında Aleviliğin
bir mezhepten çok tarikata benzedi-
• Diyanet îşleri Başkanı Bardakoğlu'nun Aleviliği tarikat olarak tanımlamasma tepki
gösteren Alevi dernekleri yöneticileri, "Aleviler inançlannı nasıl yaşayacağına kendi karar
verir. Diyanet'in bizim ibadetlerimiz hakkında konuşmaya yetkileri yok" dediler.
ği ve cemevlerinin ibadet merkezi,
cem ayinin de ibadet sayılmayacağı
yönünde açıklamalarda bulundu.
'AleviBği darahma çabası'
Açıklamalara tepki gösteren Pir
Sultan Abdal Kültür Demeği Başka-
nı Kazım Genç, "Alevüiktarikat veya
mezhep tanımına sığdınlamayacak
kadar geniş bir olgu, felsefe ve külrür-
dür. Aleviliği bu şekilde tanımlamak
onu daraltmak ohır" diye konuştu.
Cemevlerinın, Alevilerin ibadet mer-
kezi, cem ayini ve semah törenin de
Alevilerin ibadeti olduğunu söyleyen
Genç, "Biz Diyanet tşleri Başkann-
ğı'nm dinine kanşmryoruz, Onlann da
bizim ibadetlerimiz hakkında konuş-
maya hakkı yok. Akvfler inançlannı
nasıl yaşayacağına kendi karar verir"
diye kaydettı. Genç, laik ülkede Di-
yanet tşleri Başkanlığı'nın olmama-
sı gerektiğini sav-unduklarını belirte-
rek "Anayasada bulunan laikBk ilke-
si, devletin din işleriyle Ugilenmemesi
aıüamınagetir. Diyanet İşleri Başkan-
hğı'nın lağvedilmesi gereidr. Bu yüz-
den bizim onlardan herhangi bir hiz-
met beklenrJmiz söz konusu olamaz"
görüşünü savundu.
'Bu açıklamaya yetkisi yok'
Alevi Bektaşi Derneklen Federas-
yonu Başkanı Atilla Erden'de, "Bar-
dakoğhı röportajında Diyanet'in Ale-
vi raporu ounadığını söyiüyor. 15 mD-
yon Alevinin yaşaduğı bir ülkede rapo-
run olmaması kendi eksiklikleridir"
dedı. Bardakoğlu'nun. Alevılenn ıba-
detleriyle ilgili yaptığı açıklamalara
da tepki gösteren Erden, "İbadet de-
nilince şekli olarak yapılan ibadetieri
anlamak yanüşnr. Alevilikte en bü-
yük ibadet insana yapılan hizmet ola-
rak görülür. Bardakoğlu'nun bunlar-
dan haberinin olmaması üzücü" di-
ye belirtti.
Diyanet işleri BaşkanlığTnın dün-
ya görüşünün kendileriyle uyuş-
madığnıı anlatan Erden, "Kendisinin
bizim ibadetkrimizi kabul etmemeye
yetkisi yok. Bizim yerimize karar
veremez. Onun görevi bana hizmet
vermekîir. Camilerin suyundan, efekt-
riğinden para ahnmryor. Cemevierinin
de bu tip hizmetlerinden yanuian-
ması gerekir. tmar planlarmda cemev-
lerine yer gösterilmiyor. Diyanet İş-
leri Başkanhğı laik bir deviette her
inancaeşit uzakhktaohnahdır" değer-
lendirmesini yaptı.
EMEKLİ SANDIĞI-SSK FARKI
Başkanlara
'maaş' aynmı
• CHP tzmir Milletvekili Ülkü, SSK ve Bağ-
Kur emeklisi olan belediye başkanlan ile
Emekli Sandığı emeklisi başkanlar arasındaki
maaş farkını TBMM gündemine taşıdı. Ernekli
Sandığı'ndan emekli olan başkanlann
diğerlerinden yaklaşık 3 kat fazla maaş aldığına
dikkat çeken Ulkü, hükümetin eleştirilere karşın
sonmu gidermediğini vurguladı.
EMİNEKAPLAN
ANKARA- SSK ve Bağ-Kur emeklisi olan be-
lediye başkanlan ile Emekli Sandığı emeklisi be-
lediye başkanlan arasındaki maaş farkı TBMM gün-
demine taşındı. Iki kurumdan emekli olan baş-
kanlar arasındaki maaş farkı bir rrulyara yaklaşı-
yor. Içişleri Bakanı Abdülkadür Aksu, bu konuda
sosyal güvenlik kurumlannın sistemini bozma-
dan bir düzenleme yapılacağı yönünde söz verme-
sine karşrn 1 yıldır gerekli adımlar atılmadı. CHP
Izmir Milletvekili Hakkı Ülkü, bu durumun ana-
yasanın eşitlik ilkesine aykın olduğunu vurgula-
dı. Içişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, CHP Izmir
Milletvekili Hakkı Ülkü'nün soru önergesine ver-
diği yanıtta, SSK ve Emekli Sandığı emeklisi be-
lediye başkanlan arasındaki maaş farkını gözler
önüne seren rakamlar açıkladı.
Aksu, 1423 belediye başkammn SSK ve Bağ-
Kur emeklisi olduğunu belirterek, bunlann 820'si-
nin SSK, 603'ünün de Bağ-K-ur emeklisi olduğu-
nu kaydetti. SSK ve Bağ-Kur emeklisi belediye baş-
kanlanna makam tazminatı ödenmediği için Emek-
li Sandığı'ndan maaş alanlarla aralannda 1 milyar
liraya yaklaşan fark oluşuyor. SSK emeklisi olan-
lar 600 milyon lira emekli maaşı alırken, Emekli
Sandığı'ndan emekli olanlann maaşı 1.5 milyar li-
raya yaklaşıyor. CHP'li Ülkü, SSK ve Bağ-Kur
emeklisi belediye başkanlannın makam, görev ve
temsil tazminatı alamadığını. bu nedenle mağdur
olduklannı söyledi.
Aksu'nun verdiği bilgiye göre mağdur durum-
da olan belediye başkanlannın sayısının iddia edil-
diği gibi devlete yûk getirecek kadar yüksek ol-
madığrna dikkat çeken Ülkü, yeni Belediye Yasa-
sı'nın sorunu gidermediğini söyledi. Ülkü, "Ya-
sanın tanıdığı makam, görev ve temsil tazminaûn-
dan bazı belediye başkanlannın yararianduıhp ba-
zı belediye başkanlannın ise yarariandırümaması
anayasamn eşitiik ilkesine aylandır" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal AnadoL TBMM
Genel Kurulu'nda geçen yasama yılında Beledi-
ye Yasası'nın görüşmeleri sırasında önerge vere-
rek sorunun giderilmesini istemişti. Ancak, Içış-
leri Bakanı Aksu, Anadol'un önerisine katılmak-
la birlikte sosyal güvenlik kurumlannın sistemini
bozmadan sorunun çözülmesi için daha sonra ça-
lışma yapacaklanm söylemişti. Aksu'nun, soru
önergesine verdiği yanıtta konunun bu yönüne hiç
değinmemesi dikkat çekti.
AKUT-
Çankaya
Belediyesi
ışbırlıgı
Çankaya Belediyesi'nin des-
teği ik Arama Kurtarma Der-
neği (AKUD Ankara Operas-
yon ve Eğitim Merkezu tören-
İe açüdL Törende, AKUTla
Çankaya Belediyesi arasmda
arama kurtarma çahşmalan-
nın beraber vürütülmesi ama-
crvla protokol imzalandı. Ye-
ni merkezin açıbşında konuşan
Çankaya Belediye Başkanı
Prof. Dr. Muzaffer Eryümaz,
-AKUTla görev almak kah-
ramanukür. Karşüık bekle-
meden bir canlının hayatını
kurtaran kahramanlanmıza
sahip çıkalınT dedi. AKUT
Başkanı Nasuh Mahnıki ise
"Ankara'da 5 yüdu" tamamen
kişisel inisiyatifk çahşryoruz.
257 olayda 739 hayat kurtar-
dık. înaruyorum Id bu yeni te-
sisle önümüzdeki 5 yü içeri-
sinde en az bunun 1-2 mislini
başaracağu" diye konuştu.
AKP iktidannın işbaşma getirdiği yöneticiler kurumun çehresini değiştiriyor
TRT'de haftanın 5 günü dini yayın
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP
iktidan döneminde TRT'nin 6 kanahnda yer
alan dini yayınlann ağu"lık kazanması dik-
kat çekiyor. AKP iktidannın kuruma yö-
nelik atamalan, ekrana dini program ola-
rak yansımaya başladı. Iktıdann işbaşına ge-
tirdiği yönetim döneminde Inanç Dünya-
sı, İslam ve Insan ile Insan v e Ahlak adlı
programlar kaldınldı. Yerlerine, birisi can-
lı olmak üzere 3 yem program konularak
izlenme oranınnı yüksek olduğu saatlerde
yayımlanmaya başlandı. Canlı programla-
nn denetıminın smırlı olduğuna da dikkat
çekildi. TRT'nin dini ve diğer programla-
nnda AKP'ye yakın kişilerin yer aldığı
gözleniyor. Yeni Şafak yazan Fehmi Ko-
ru'nun da önümüzdeki dönemde TRT'ye
bir program yapacağı öğrenildi.
TRT 3 kanalı hariç diğer TRT ekranla-
nnda, 4 farklı dini içerikli program dönü-
şümlü olarak yayunlanıyor. Bunlardan "Di-
yanet Saati" 1997 yıltndan bu yana sürer-
ken, Diyanet İşleri Başkanlığı ile yapılan
protokol gereği yayunlanıyor. Banttan ya-
yımlanan programın süresi bir saat. Her
hafta farklı ilahiyatçı ya da müftülerle ger-
çekleştirilen programm bellı bir sunucusu
bulunmazken, yaym dini içerikli sohbet
• Kamu yayımcılığı yapması
gereken TRT'de, AKP iktidanyla
birlikte dini yayınlar ağırlık
kazanmaya başladı. Daha önce
yayımlanan 3 program
iptal edilerek
yerlerine
hükümete
yalonlığıyla bilinen
kişilerin katıldığı programlar
yayımlanırken yaym saatleri de
TV'nin en çok izlendiği saatlere
kaydınldı.
şeklinde gerçekleştiriliyor. Diyanet Saati,
cuma günleri TRT 1, cumartesi günlen
TRT GAP ve pazar günleri TRT 4 ekran-
lannda yayına giriyor.
"Hayat ve Din" programı ise haziran
ayındaiı bu yana yayında. Süresi 30 daki-
ka olan program, banttan yayımlanıyor.
Hayat ve Din programı da hpkı Diyanet Sa-
ati gibi sohbet şeklinde ve her hafta deği-
şen konuklarla yapılıyor. Cuma günleri sa-
baha karşı ve öğlen ohnak üzere iki kez ve
pazar günü de bir kez ohnak üzere TRT
INT'te, pazar ve perşembe günleri de TRT
TÜRK'te yayımlanıyor.
Yeni yaym dönemı ile birlikte başlayan
dini içerikh programlardan "Yofcu", çarşam-
ba günleri TRT 1 'de izleyıciye sunuluyor.
Dr. Senai Demirci'nin sunduğu bu prog-
ram da banttan yayımlanırken, 45
dakika sürüyor. Son dönem dini içe-
rikli yayınlardan bir diğeri ise, ocak
aymdan itıbaren yayma giren ve yaz
tatiline kadar sürdükten sonra ara verilen
"Düşünce Üdnni" programı. llk başta An-
kara stüdyosundan yapılan program, artık
Istanbul stüdyosundan ekrana geliyor. Can-
lı yayımlanan programın süresi bir saat.
Düşünce tklimi, her perşembe TRT 2'de
Mim Kemal Öke tarafindan sunuluyor.
TRT kanallannda kimi zaman bölümler
hahnde dini içerikli belgeseüer de sunulu-
yor. Bu doğrultuda şu sıralarda TRT 2'de
6 bölümlük "Antakya, Ezan, Çan, Hazzan"
belgeseli, pazartesi gece yansrndan sonra
ekrana geliyor. Dini açıdan önem taşıyan
kandil gibi kimi günlerde de TRT tarafin-
dan özel yayınlar yapılıyor. Önceki dönem-
de yayvnda olan "Inanç Dünyası", "tnsan
ve Ahlak" ile "İslam ve Insan" adlı prog-
ramlar ise yayından kaldınldı.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Orhan Karaveli son dönemde yaptğı
biyografi çalışmalanyla araştırma dünya-
mızdaki önemli bir eksiltği doldurmaya ca-
ba sarf ediyor. Geçen yıl tamamlanan "Sa-
kallı Celal" araştırması etkileyiciydi. özgün
bir aydının sıra dışı yaşamına ışık tutuyor-
du. Nâzım Hikmet tanıklığını anlattğı bel-
gesel kitap "Tanıdığım Nâzm Hikmet" de
önemliydi. Orhan Karaveli, btzim gazete-
ci kuşağının etkin ve kalıcı isimlerinden.
Karaveli'nin son araştırması, Tevfik
Fıkrefin üzerinde çok tartışılan oğlu Ha-
luk üzerine. "Tevfik Fikret ve Haluk Ger-
çeği" (Pergamon Yayınlan) adlı krtap bil-
mediğimiz birçok gizli gerçeği gözler önü-
ne seriyor.
Karaveli'nin bu araştırması, Tevfik Fik-
ret'in yaşamı, şiirieriyle başlıyor. Daha
sonra Hıristiyan olduğu için çeşitli taşla-
malara maruz kalan oğlu Haluk'un yaşa-
mına ışıktutuyor. Haluk yaşamındaki dra-
mı kendi sözlenyle şöyle anlatıyor:
"... Tevfik Fikret'in oğlu olarak güzel şi-
irieryazabilseydim; güzelresimleryapa-
büseydim... 'Işte Fikret'in oğlu' dedirte-
Tevfik Fikret'in Oğlu Haluk
bilseydim... 'Ama olmayınca olmuyor
işte...' demişti. ...Din değiştirmeme ge-
lince. Bunun yakınlanmı mutiu etmeye-
ceğini biliyordum, ama ilkokul dahil öğ-
renimimin tamamını Hıristiyan inancının
kendini açıkça hissettirdiği kurumlarda
yapmışbm. Gene de Islamiyete ve Tür-
kiye'ye, Türklüğetozkondunvadım. Düz-
gün birinsan olarak kendimiherkese ka-
bul ettirdim. Babamın adını kirietecek,
onun ruhuna acı verecek en ufak birna-
reketim olmadı. Bu ülkeye yerieşen göç-
men çoğunluğun aksine adımı da değiş-
tirmedim."
14 Haziran 1893'te IstanbuPda dünya-
yagelen Hüseyin Haluk Fikret, 72.yaş-
gününe 5 gün kala 9 Haziran 1965 tan-
hinde Florida'nın Orlando kentınde öldü.
Cenazetörenine600 kişi katıkjı. 1981 yı-
lında ölen eşi EtheJ'le birlikte Orlando
mezarlığında yaöyor. Çocuklan olmadı. öy-
künün aynntılannı, ünlü bir aydının çocu-
ğu olmanın mutluluk ve acılannı öğren-
mek isteyenler, kitabı okumalılar.
•••
Bugünlerde merakla okuduğum araş-
tırmalardan birisi de Mehmut Hasgü-
ler'in. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
öğretim üyesi Kıbnslı Hasgüler, yakın ta-
rihimizin iki önemli dergisini Kim ve Akis'i
incelemiş. "Kim'in Adası Kıbns'ınAkis'i"
(Nobel Yayın Dağrtım) başlıklı kitap 1954-
1968 tarihleriarasmda, bu iki önemlihaf-
talık derginin Kıbns konusunda verdiği
haberleri inceliyor.
Haluk Şahin bu araştırmayı şöyle de-
ğerlendiriyor "Incelemenin sayfalannda
ilenerken o günden bu yana fazla değiş-
memiş birtakım 'süreklilikler' de göze
çarpıyor. Türkiye 'nin derdini başkalanna
anlatamama beceriksızliği, yabancı ka-
muoylannı etkilemekteki aczi, başka ul-
kelerdeki kamuoyu manevralannı salt
'kandırma' olaraknitelendirmesi. Akis ve
Kim 'in anlatımına göre Yunanlılarve Ma-
karios kimlen 'kandırmıyor ki'..."
• • •
Gazeteci Azer Bortaçina'nın, yıllann
birikimiyle yöneldıği küttür kıtaplannın son
ürünü "Cömert Topraklann Masalı: Do-
ğu Anadolu" (Ekin Yazım Grubu). Azer,
bu yolculuğunu şöyle tanımlıyor: "Ana-
dolu sevdasıyla düştüğûm yollar, bu kez
Doğu Anadolu'nun hâlâ çok az bilinen,
bilinmezliğe inat, son derece şaşırtıcı;
muhteşem kentlerine, köylerine, yörele-
rinedolandı... Şoförsüz, fotoğrafçısızyal-
nız başıma kat ettiğim onca yolda hiç
yalnız kalmadım... Doğu Anadolu'nun
kimizaman yoğun, kimizaman ıssızyol-
lannda tek başına bir kadın şoför olarak
en büyük destek ve efendiliği TIR ve
kamyon şoförierinden gördüm."
Bölge haritalanyla süslenen bu etkile-
yici kitap, Azer'in çektiği fotoğraflaria zen-
ginleşiyor. Malatya'dan başlayan yolcu-
luk Yeşilyurt, Gündüzbey, Balaban, Da-
rende, Battalgazi, Arapgir, Ocakköy'e
uzanıyor. Onu Erzincan, Erzurum, Arda-
han, Kars, Kağızman, Doğubayazrt, Van,
Hakkâri, Erciş, Adilcevaz, Ahlat, Tatvan,
Bitlis, Muş, Elazığ ve Tunceti izliyor.
Azer Bortaçina, kitaba Doğu Anadolu
gezisi için küçük notlareklemeyi de unut-
mamış. Yollan, bren yerierini, yerel rehber-
leri, nereye ne zaman gidileceğini, alış-
venşi, giyim kuşamı, yeme içme alışkan-
lıklannı, konaklamayı anlatıyor. Yanınıza
ne alacağınız uyansında bulunuyor. ör-
neğin bir yerde şunlan söylüyor: "özel-
likle Van Gölü kıyısında konaklıyorveye-
nıekyiyorsanızkemiklisivrisineklerdenko-
runmak için çantanızda 'kov' bulundu-
run. En iyisi Türkkahvesiyakmak, duma-
nına hiçbir sivrisinek yanaşamıyor."
Bölgeyi iyi bildiğini sanan bir gazete-
cıyim. Azer Bortaçina'nın kitabından bil-
mediğim o kadar çok şey öğrendım ki...
Bölgeye yapacağınız gezide mutlaka
yanınızda bulunması gereken bir kitap
olarak öneriyorum.
20001J YILLARDA
ERDAL ATABEK
Sadece Okuryazar
Olmak...
Gazi Mahallesi'ndeki Gazi llköğretim Okulu'nda
müdür, çocuğunu kayda getiren bir veliden bağış is-
temiş. Bağış verilip verilmemesi konusundaki kısa gö-
rüşmede, kayıt için 100 YTL isteyerek bağış yapılma-
ması durumunda çocuğun "özel bir sınıfa" alınaca-
ğı söylenmiş. "özel bir sınıF, bağış yapmayan veli-
lerin çocuklan için aynlmış donanımsız bir sınıf olu-
yor. Müdür bey, bu sınıfta okuyacak çocuklann sa-
dece okuryazar olacağını, eğitimin srfır olacağını söy-
lemiş. Şimdi bu müdür hakkında soruşturma açılıyor-
muş.
Oncelikle, bu devlet okullanndaki bağış uygula-
ması bu okul müdürünün buluşu değil. Tersine, dev-
let okullanna kayıt yaptıran bütün öğrenci velilerinin
bildiği ve katlandığı bir uygulama. Çünkü, çocuğunu
okula vermek zorunda olduğu için çaresi yok, bu ba-
ğışı veriyor. Kimi zaman bağışın miktan üzerinde de-
ğişiklik yapılıyor, o kadar. Okul müdürleri de çaresiz,
çünkü bu bağışlarolmasaokulun hiçbir gereksinme-
si karşılanamıyor.
Olayda yeni olan şu: Bağış yapan velilerin çocuk-
lan için daha donanımlı sınıflar hazırianıyor, bu veli-
lerin çocuklan bu "özel sınıfTarda eğitim görecek, öte-
kiler de geriye ne kalmışsa onlarla idare edecek.
Bu uygulama da sadece bu okulda değil, başka
okullarda da başlıyor. Böylece velilerin eğitime kat-
kılannın hızlandınlacağı düşünülüyor. Geçenlerde Ra-
dikal gazetesinde bu konuda yazılar ve yorumlar çık-
mıştı.
Bu da "devlet okullannın özelleştirilmesi" yolun-
da atılan adımlann biryenisi olarak kabul edilmelidir.
Çünkü, Milli Eğitim Bakanı, yetenekli çocuklann "dev-
let desteğiyle özel okullarda okutulması" projesini uy-
gulamak istemişti. Bu uygulama da başka bir yolla,
"parası olanın çocuğunun daha iyi eğitim alması" ko-
nusunun devletçe desteklenmesi oluyor.
Devletin eğitımdekı görevi bu mudur?
Şimdi devlet anlayışı böyle mi oluyor?
Parası olana daha iyi eğitim.
Parası olana daha iyi sağlık hızmeti.
Devletin görevi de "parası olana hizmet" midir?
Devlet, paraya hizmet etmek için mi vardır?
Işte, sağ politikalann bu soruya yanıt "eveftir.
Sol politikaların bu soruya yanıtı ise "hayır"d\r.
Sol politikalarda devlet, vatandaşa eşit eğitim ve
sağlık hizmeti vermek için vardır.
fnsan yaşamında politikanın rolü budur, bu denli
önemlidir.
Müdür hakkında neyin soruşturması yapılacak-
mış?
Yıllardır sürüp giden bu uygulamalan milli eğitim mü-
dürleri, milli eğitim bakanlan bilmiyor mu? Hepsi de
biliyoriar.
Gazi llköğretim Okulu'nun müdürü doğru söylemiş:
"0 politikacıdır, söyler". Hepsi biliyor, vatandaşa "ba-
(J'gyok" diyorlar, müdürlerede "siz bildiğiniziyapın"
demeye gelen anlayışı gösteriyoriar.
Devlet, devlet olmaktan çıkmış, vatandaşını koru-
muyor.
Devlet, bu sağ politikalann elinde vatandaşa de-
ğil, paraya hizmet ediyor.
Ne AKP fark ediyor, ne ANAP ne DYP, ne herhan-
gi birisi.
Sağ politika devlete egemen oldukça bu çarpıklık
sürüp gidecektir.
CHP bu koşullarda da vatandaşa ulaşamıyorsa ne
zaman ulaşmayı düşünüyor acaba?
Vatandaş ise, kendi seçimini bu kulvarlarda yap-
tıkça kendi yolunu böyle çizmiş oluyor. Vatandaş
kendi sorumluluğunu üstlenmedikçe çıkışı olmaya-
caktır.
Olanlar, okul müdürleriyle öğretmenlere oluyor.
Çocuklanmız da bu bozuk düzenin kurbanlan.
Okul müdürü, bağış yapmayan velilerin çocuklan
için "sadece okuryazar olacaklar" demiş.
Keşke "sadece okuryazar olabilseler".
Okumayı öğrenip okusalar.
Yazmayı öğrenip yazsalar.
Eğitim yıllarını geçirip de okumayan, yazmayan in-
sanlar nerelerde yetişiyor?
Keşke okuryazar yetiştirebilsek.
Bu düzen çocuklara neyi mi öğretiyor?
Bu düzen çocuklanmıza sadece fırsatçılığı, çıkar-
cılığı, başkalarını kullanmayı öğretiyor.
Ne yolla olursa olsun çok kazanmayı, başkalannı
aldatmayı öğretiyor.
Keşke, çocuklanmız "sadece okuryazar" olabilse-
ler...
e-mail:erdalatak@superonline.com
erdalatak@gmail.com faks:02125139098
'ERMENİ SOYKIRIMINIİNKÂR ETME'
İsviçrepolisinden
Perinçek'e 'uyarı*
LOZAN (AA) - Işçı
Partisi (ÎP) Genel Başka-
nı Doğu Perinçek, ifade
vermeye gittıği isviç-
re'de yargılandığı sözde
Ermeni soykrnmı soru-
nu konusunda bir konfe-
rans verdi. Perinçek, kon-
ferans öncesi isviçre po-
lisinin sözde Ermeni soy-
kınmını inkâr etmeme-
si yolundaki uyanya rağ-
men, Türklerinhiçbir za-
man Ermeni soykınmı
yapmadığmı söyledi.
Temmuz ayında, söz-
de Ermeni soykınmının
ohnadığını söylemesin-
den dolayı soruşturma-
ya uğrayan Perinçek'i,
Lozan Savcılığı ikinci
kez sorgulamak üzere
20 Eylül'de savcdığa ça-
ğırmıştı. Isviçre'ye dün
Ermeni soykmmıyla il-
gili bir konferans ver-
mek üzere gelen Perin-
çek'e, daha konferans
salonuna gelmeden is-
viçre polisi tarafmdan
bir tebligat verildi. Teb-
ligatta, Perinçek'in söz-
de Ermeni soykınmı ko-
nusunda konuşmaması
istendi. Polis yetkililen,
Pennçek'in Ermeni so-
runu konusunda konuş-
ması ve bunda bir snç
unsurunun bulunması
halinde, bunun, yürütü-
len soruşturmaya eklene-
rek verilecek cezayı ağır-
laşnracağı yolunda uya-
nda bulundular.
Perinçek, konferansta
yaptığı konuşmada Is-
viçre'yi Ermeni sorunu
konusunda ınceleme
yapmaya davet etti.
Doğu Perinçek, Türkle-
rin hiçbir zaman Erme-
ni soykınmı yapmadığı-
nı, aksine ülkesini savu-
nurken özelhkle Rusla-
nn kumandasmdaki Er-
meniler tarafindan soy-
krnma uğradığrnı vur-
guladı. Perinçek'in ko-
nuşmasını, çok sayıda
isviçre polisi izledi. Ko-
nuşmalanntamamı, sav-
cılık soruşturmasuıa ek-
lenmek amacıyla vide-
oya kaydedildi. ,