22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 EYLUL 2005 PAZAR 14 KULTUR [email protected] ' 17. Yüzyıl Avrupası'nda Türk îmajı' sergisi 9 Ekim'e dek Sabancı Müzesi'nde DoğudünyasınırışürseUigLKAXAÖZ5EZGÎN Avrupa'nın Osmanlı kültürüyle, önce siyasal ve dipolamatik ilişki- lerle başlattığı, daha sonra kültürel planda etki çemberine alarak tarih- sel bir işlev noktasına getirdiği ya- kınlaşma, iki taraf için de renkli sayfalar oluştnrmuştur. Bu sayfa- lann açılması epeyce bir zaman al- mış ve özellikle de sanata yansıyan yönleri, müzelerin ve koleksiyon- lann arşivlerinden koparak karşı- mıza geldikçe. olgunun ne kadar etraflı ve yoğun boyutlar taşıdığı, her defasında yeniden dikkat çekmiştir. Seyahatnamelere ve edebiyat üriin- lerine yansıyanlarla mukayese edil- diğinde, resimsel belgelerin ayn- calığı, kuşkusuz öne çıkar. Çünkü resim, bizzat yaşananın ve tanık olunanın, nesnellik payı ne olursa olsun, bire bir dışa vurumudur. Avrupa'nın gözüyle Osmanlı Avrupa'nın Osmanlf yı tanımaya çahşması, Osmanlı'nın Avrupa'yla doğrudan temasa geçmesinden çok daha öncelikJidır. Bunun böyle ol- masında, yani Avrupa'nın bu konu- da elini çabuk tutmasında, oryan- tal politikanın gerektirdiği ince he- saplannbüyükkatkısı var. Güçlü dö- neminde çevreye korku salan impa- ratorluk, özellikle de 17. yüzyıldan sonra giderek büyüyen siyasal ve ekonomik sorunlarla boğuşurken. Avrupa' nın merakh bakışlannı tat- min yolunda attığı adunlar daha da hızlanıyordu. Böylece o zamana ka- dar kapalı bir kutu olan bu uzak kültür, her yeni adımla biraz daha açılır, diplomatikbağlann da artma- sıyla, dillerde dolaşan düş ülkesi gerçek olmaya başlar. Bu sürecin, yer yer birbiriyle ör- tüşen, yer yer de tarihçilere yeni kaynak oluşturacak somut belge- ler, yani sanat yapıtlan aracıhğıyla izlenmesi, "gezgin göz"ün yarattı- ğı büyünün etkisini derinleştirecek- tir. îşte böyle bir olanağı, yerli ve yabancı görsel kaynaklann, gene yerli ve yabancı bilim kurullan ta- ranndan ülkemize taşınması sağla- mıştır. Ulusal sınırlann çizilmedi- ği, hanedan ve soylu akrabalık bağ- lannın egemen olduğu bir dönem- de, nasıl görüyordu Avrupa, Os- manlı insanını? Bu bakışın altında, Nicolas de Nkolay: OsmanlTda kazasker ve akıncı tipleri. 5e' ergi, ilk bakışta salt resimlerden oluşuyor görünse de, aynı yüzyıla ait Herberstein terekesinden kalma metal kaplı bir seyahat sandığı ve Hollanda yaşamına ait küçük seyahat kutusu, bu resimlerin yapılmasına yol açan seyahat etme tutkusunun, uzak bir geçmişten günümüze kalan etnoğrafik belgeleri olma özelliği taşıyor. Öte yandan, dönemin belgeci ressamlan, adlannı gizliyorlar ama gravürleri model alarak yaptıklan resimlerde, bütünüyle bağlı kalmıyorlar gravürlere; özellikle portrenin gerisinde kalan planlan kendi beğenilerine ve portrenin gereklerine bağlı kalarak düzenliyorlar. hangi egemenlik dürtüsü yatmak- taydı? Osmanlı saray yaşamının, Doğu Islâm kültürüne özgü sahne- leri karşısında, Avrupa'nın soylu aydını ve sanatçısı neler düşünü- yordu? Kadın portrelerl Bu sorulann yanıtlan. toplumbi- limcileri olduğu kadar. belki onlar- dan çok, sanat tarihçilerini ilgilen- direcektir. Çoğunluğu. başta Fran- sız ressam Georgedeb ChapeDe'in 1643'te îstanbul'a geldiğinde gra- vürlere aktardığı tipler ve kıyafet resimleri olmaküzere, 17. yüzyıl- da, sonradan müzeye dönüştürülen Herberstein kontlannın yaşadık- lan şatolarda toplanan Türk konu- lu resimler. seçkin aileler tarafın- dan sipariş edilen portreler, gene aynı dönemde Priorato'nun ımpa- rator I. Leopold için hazırladığı gravürlü tarüı kitabı -bu kitaplar- dan birkaçının asıllan da yer alı- yor sergide- için tasarlanan kora- pozisyonlar, korku. merak ve hay- ranlık duygulannın yönlendirdiği bir kültür ortamının tanıklandır. Bunların tümü, "oryantofir (Do- ğusever) türde resimlerdir. Avru- pa'da "Turquerie" (Türk tarzı), modasınınyaygınlaşmasına ortam hazırlayan bu resimlerin anonim ol- malan, kimi resimlerin içinde açık- layıcı notlara yer verilmiş olması, sanatsal kaygılann ötesuıde anla- ma ve tanıma-tanıtma güdüsünün ağırhkh payını düşündürecektir doğal olarak. Acem. Tatar ve Rum asıllı kadın portrelerinden, ellerinde politik gü- cü simgeleyen âsalanyla Kazak, Tatar, Rus ve Leh generaller, Erdel ve Eflak prenslerinin portrelenne kadar geniş bir yelpazeyi doldu- ran bu resimler arasında, sıradan portre olmanın ötesine uzanan il- ginç bir-iki örnekle de karşılaşabı- liyorsunuz. Ama öyle de olsa, bel- geleme çabası, bu resimleri birleş- tiren temel unsurdur. 17. yüzyıhn başlan, Karlofça Antlaşması'yla güç ve toprakkay- bı belgelenen Osmanlı'nın inişe geçtiği bir dönemdir. Bir ara Eflak ve Transilvanya'yı yeniden ele ge- çirse de, bu iniş, Viyana bozgu- nuyla yeni bir dönemece girecek- tır. Ama aynı dönem, Otuz Yıl Sa- vaşlan ve dinsel çatışmalann ya- şandığı Avrupa için de parlak bir dönem değıldi. Dolayısıyla bu ta- nışma ve tanıma kültürünün arka- srnda, resimlerin görkemli havası- na karşın, sıyah bir fon yer almak- tadır. Çubuktan tütün içmek, bağ- daş kurup oturmak gibi, Doğu ya- şamıyla ügili âdet ve gelenekler, Av- rupa kapısından ıçeri srzarken, yay- gın bir mutluluk söz konusu değil- dı gene de. Ama saraylı kadınport- relerinde, kıyafetlerden davranış- lara, bir seçkınlik ve incelik tutku- su var ki, bu, A\Tupalının da içine işlemiş olan duyguyla örtüşmekte- dirbir yerde. Tltlz bir çalışma ürünü Sergi, ilk bakışta salt resimlerden oluşuyor görünse de, aynı yüzyıla ait Herberstein terekesinden kalma metal kaplı bir seyahat sandığı ve Hollanda yaşamına ait küçük seya- hat kutusu, bu resimlerin yapılma- sına yol açan seyahat etme tutku- sunun, uzakbir geçmişten günümü- ze kalan etnoğrafik belgeleri olma özelliği taşıyor. Öte yandan, döne- min belgeci ressamlan, adlannı gizliyorlar ama gravürleri model alarak yaptıklan resimlerde, bü- tünüyle bağlı kalmıyorlar gravür- lere; özellikle portrenin gerisinde kalan planlan kendı beğenilerine ve portrenin gereklerine bağlı ka- larak düzenliyorlar. Dikkat çeken bir aynntı olarak kaydetmekte ya- rar var, diye düşünüyorum. Sergi, sunumundan düzenine kadar, titiz ve başanlı bir çalış- manın ürünü. Ama en azından, ben izlediğimde ışıklandırma ye- tersizdi. Aynca sergiyle ilgili kap- samlı kıtap dışmda, ortalama zi- yaretçinin yararlanacağı küçük kataloğa ya da kartlara da yer ay- nlmahydı. Serginin zamanlama- sı, yaz aylanndan sezon içine kay- dınlsaydı. izlenme şansı daha faz- la olabilirdi. KULIUK • SANAT (0312) 293 •• 7* İSTANBUL ŞEHİR TİYATR0LAR1 EKİM'DE PERDELERİNİ AÇIYOR Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 0212 240 77 20 KEkira 5-6-7-8-9 Ekim 1Z-t3-14-15-16Eki« î9-20-fl-Z223-2«-27 28-29-30 Vm 22-23-29-30 »an Oyun Adı Danton'un ölümü Kantocu (M.O) BMta Brementtızıtacıisn(Ç.O) Fatih Reşat Nuri Sahnesi 0212 526 53 80 arıh I Oyun Adı t-2-5-6-7-8-9 Brim Ferhad ite ŞkiB (Bir A$ Masak) !2-t3-M-15-J6 Bsîtn »•20-25-22-23 EMm 26-27-28-29-30 Ekim 22-23-29-30 Ekim Savaş ve Kadın YaprakDBHM Kim Kimi Kimie S«JiBeP8lyaço(Ç.O) Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi 0216 553 03 97 Tarih ı Oyun Adı Dosys KinMtKonak 5,5TU 1M3-M-15-%EMm »-»•21-22-23-»-» 28-29-30 EÜB 22-23-29-30 &ün : (.5YÎI : 5.5 TU Küçük Masreddin(Ç.O) Ç.O ÇOO*OfMMI 1.0 UuzıkalOy» bşcfcMflMitzıkrtdikıtile Etan ZM5 İHİeUen e Erfi|-de ubşa Kadıköy Haldun Taner Sahnesi 0216 349 04 63 Tarih \ Oyun Adı t-2-3-4-!H-7-MH*n 10-11-12 Bnm B-14-B-KEtt» 17-18-19 EMm 20-21-22-23 EHn 24-25-26 Ekim 2T-28-29-30a*ı> SaraşveKaâm fiBtKMHnle Savaş ve Ka*n YaprakDdkOmfl 22-23-29-30 Eksn Yagmur Sıkıntısı KetoŞan(Ç.O) Umraniye Sahnesi 0216 634 26 70 19-20-21-22-23 O t e 26-2T-28-29-30B(HR 22-23-29-30 0üm Oyun Adı IV.Morat 12-13-14-15-16 Ötaı I Ferttadi(«Ş«rin<«f/^fcMas*) Kantocu QLQ) UyLayL«n(Ç.O) Gaziosmanpaşa Sahnesi 0212 578 60 67 1-2-7-8-9 öim 14-15-16 Ekim 21-22-23-28-29-30 Ekiffl 2223 Ekim Oyun Adı YaprafcDöKümû Hadi Öldûrsene Canıkom Dosya Kurşun Askertn Utana (Ç.O) • Kadrtöy Haktun Tsner Salmesi 7 gön pefde «jıyof. Gış» Açılı; bp«M; SaoUen: Nzvtısı. S4h 1100 - U M (bMdy Cqa bw*5 ZO'30) •(jrHnta.hqMiti(.Cına. 11:00 - 20:30 <tao»unwşa SIŞKI bpm; 19:30) -Cntiirtesı 10 M - 20:30 (taznsiM|H^ dşesı Uw«v)««) -har. ifcM - 1tW Or" « * « t PHA.PTtSt 20 30 «ıki? Haldun Taner Satatsı) -SAU 2M0 (KaMftr HalHur taner Satesı) -ÇAIŞAMBA.13HO-203O •ftî5US[ »30 'CUWL2I)3O -CUMAIiTtSt 15 M - 20 30 -P«Wt1500 mt: ( t m n Cnrttsı m ( s t e M p m SjtaesT* sarc (1MI) ü b ı ^ H t U r . Ç N * n * »>Hat Cumrtesı H 00 -taar 100 » U »: (0 212) 24? ?6 36 • Nidirtüfc (0 2K) 2« U M • UU» Jrdrtâriîjl (0212)242653 • B«nveH)lkl)Hi^iler(0212)2nNTt-235321 • lofh Klet içıı Triefon: (0212) 2» 10 7! Fjfe (0 212) 225 92 76 Gere'Sanat Yonetmem Mazlum KİPER İSUNSUl IVYÜKSBIllt IBBİYB) 2 T h s s t e r « f I s t a « b a I IDB gov tr/senırtıyaboteıı i StaceyKent, buakşamsaat 20.00'de Akbank Sanat MerkezPnde bir konser verecek ÜnlücazcıAkbank'ınkonuğu KültürServisi- Akbank Sanat Mer- kezı, 2005 - 2006 sanat sezonunubu- gün saat 20.00'de ünlü cazvokalisti Sta- cey Kent'in vereceği konserle açıyor. tlk albümü 1996 yılında 'Close your Eyes' adıylayayımlandı. Albümü çok büyük övgüler alanKent, Britanya"nın en popüler sanatçısı haline geldi. Av- rupa'da kapalı gişe konserler veren Stacey Kent, EOa Fitzgerald ve Bülie Holiday gibi büyük sanatçılann ses stiline sahip bir sanatçı. Gerek caz standartlanna getirdiği özel yaklaşı- mı, gerekse kendibesteleriyle birçok ödül kazananKent, 'En1yi Yorumcu' kategorisinde 2001'de British Jazz Award, 2002'de BBC Jazz Award'ın sahibioldu. (0 216 556 98 00) KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA 'Özür dilemeyegerekyok' ANKARA (Cumhuri>*t Bürosu) - Tıyatro Opera Bale Çalışanlan Vak- fı Başkanı TamerLevent'in. "Bakan AtiDaKoç 1 Ekim'e kadar tiyatro sa- natçılanndanözürditemeli" sözlen- ne tepki gösteren Kültür ve Turizm Bakanlığı, "Özür dilenecek herhan- gibir husus yok" açıklamasını yaptı. Bakanlık, "birkaç\ > akıf\'edernekyö- netkisinin çağdaşlaşma çabşmalan- nı aksatama\acağını" bildirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada, TO- BAV Başkanı Levent, Devlet Tıyat- rolan Sanatçılan Derneğı (DETİS) Başkanı Mehmet Ege, Ses-Bir Baş- kanı Mehmet Atay ve Devlet Tiyat- rosu'ndan emekli sanatçılann önce- ki gün düzenledikleri basın toplantı- sında haksız suçtemalar yapıldığı sa- vunuldu. Basın toplantısında, Le- vent'in, "Başkalanndan özür ditedi- ğiniz gibibizden deözürdflejin" söz- leriyle Rus tunstlerin ve Denizli es- nafının işaret edilmesüıin şaşkınlık- la karşılandığının belırtildiği açıkla- mada şöyle denildi: " Biündiği gibisaymBakan,Rus tu- ristkr konusunda yanhş anlaşdmala- rayolaçmamak amacıylatarziyever- nüştir.Bazj çevrelerin umduğugibiül- kemizi ziyaret edenRusturisderin sa- yısında da bir düşüş vaşanmanuştir. Denizüdeki hahahk sektöriinüOgiİen- diren beyanatisehiçbir şekildeekme- ğini onuruyla kazanan esnan degil tam aksine Türkturizmine ve kültü- rüne zarar veren şahıslan eleştirmek için verilmiştir. Bu konuda herhangj bir özür dileme ounanuşürr Gloria / Yön: John Cassavetes / Oyn: Gena Rovvlands, Buck Henry, Julie Carmen /1980, renk- li, 116 dakika I Co- lumbia-Sony Pictu- res. Bağımsız Amenkan sinemasınm öncülennden John Cassa- vetes'in ya- zıp yönetti- ği gerilim, eski şov kı- zı-mafya metresı Gloria'nın komşusu- nun oğlu altı yaşındakı Philın ölüsünü isteyen marya- ya karşı tek başına sa- vaşımını anlatan sürük- leyici. aynksı bir yapım. Yeraltı dünyasına mu- hasebecilik yapan, po- lise bilgı vererek birkaç mafya patronunu kode- se sokan Jack, aile- siyle bır- üktekatle- dilince Gloria iç- güdüsel olarak kü- çük Phıl'ı sahiplenir. Birzaman- lar mafyay- la ıçli dışlı yaşamış genç kadın böylece bu dünyayı kar- şısına almıştır. Bırbir- lerinden başka kimse- leri olmayan Glona ıle Phil arasında gıtgide güçlü bır bağ kurulur. Gözüpek kadın yaşamı pahasuıa küçük çocuğu savunarak bu düzenı yenmek istemektedır. Gerçek mekânlarda, belgesele yakın anla- nmlaçekılenyüksek ge- rüimli bu aksiyon-dram. J. Cassavetes'in özgün biçemi, kusursuz oyun- cu yönetimiyle ayn bir derinlik kazanıyor. Ve- nedik Film Festivah'nde en ıyi film-Altın Aslan ödülünü kazanan çalış- madaGena Rovvlands' in yorumu aynca olağa- nüstü. Terminator2:Judg- ment Day (Terminatör 2: Mahşer Günü) I Yön: James Cameron / Oyn: Arnold Schwarzenne- ger, Linda Hamilton, RobertPatrick/7997, renkli, 132 Dakika /Stu- dio Canal-Palermo. JamesCameron'la W ıl- liam Wisher'ın özgün senaryo- sundan çekilen, insan yaşamının -* ve birev olmanın değerinı \^ırgula- yan çalışma ilginç bir bilimkurgu-ak- siyon. Üç milyar ınsanın nükleer yangında ölmesi- nin ardından insan- larla makıneler arasında kıyasıya bir sa\aş başlar. Makineler, insan dırenişi- nin lideri John Connor'ı yok etmesi için gelişmiş robot T-1000'i, direniş ise liderlerirunkorunması için T-800'ü yollar. Robotlar- dan önce hangisi John'a ulaşacakrır? tkıdisklıOzelVer- siyon'da ön tanıtım, fragmanlar, set gö- rüntüleri, fılmın ya- pımı-.\merikan kültüründeki yeri, ana tema, tehlike- li sahnelenn çeki- mi, J. Cameron'ın vizyonu, görsel- teknik araştırma, karakterlerin tanımı, ay- nntılı tasarımlar, Edvvard Furiong'un eğitimı, ön ça- lışma, uzun versıyondaki sahnelere yaratıcı kadro- nun yorumlanyla bir ba- kış, alternatif son, özel efektler, mekanık animas- yonlar, maketler. yaratıcı ekiple söyleşıler, ilk ve ıkinci fılmı karşılaştırma, T-1000'in çizımleri-yara- tımı, makine tasanmlan, oyuncu seçimı. ön çizim- ler, rol için eğitim, protez makyaj evresi. silahlann çeşitliliğı, kukla-minya- tür efektler. yansıtma tek- niği. kurgu aşaması var. En iyi ses. ses efekti, gör- sel efekt, makyaj, kurgu Akademi ödüllerini kaza- nan yapım. insan doğa- sındaki kendinı ve öteki canhlan yok etme eğili- mine de dikkat çekiyor. Yopgancıoğlu'ndan yeni sergi • Kültür Servisi - H. Çığdem Yorgancıoğlu'nun "Callısto" adlı sergisi 8 Ekim'e dek Nışantaşı Starmar'da görülebılır. ABD'nın Flonda eyaletınde yaptığı kişısel resim sergısinın ardından Cape Canaveral Kennedy Uzay Istasyonu'nu gezen ve bir gün ayda resim yapmayı dileyen sanatçı. bir kere daha sulann içindeki gökyüzüne çevırdı vüzünü. Yunan mitolojisindeki Callisto adlı su perisınin, gök>üzüne 'Büyük Ayı" olarak çıkışının ve Venüs geçişınin hikâyesini Fransız Sokağı'nda gerçekleştirdiğı 'Callista' adlı sergisınde anlattı. Şımdı ise Jüpiter'in Galileo taranndan 1610 yüında bulunan en büyük 4 aymdan. yani uydulanndan bıri ve Güneş sistemındeki üçüncü büvük uydu olan yüzeyi buzlarla kaplı •Callisto'yu aldı bu kez sergısîne. (0 212 225 10 29) KULTÜN • SANAT 2005 EN İYİ YABANCI FİLM OSCAR'ADAYI •• I V • mmm MUZIGI bir KAY POLLAK filmi 1FİLM N'^antaşı MOV1EH_EX Bayryroaşa COŞKUM SABAH Kadıköv HOU.VWOOO PARADtSO 216 M8 20 99 Artuntzade CAPrTOL SPECTnUM 14 216 651 33 30 ANKAfUBAI gWB Baıco.» AGOB» Ş y OAZİAKTtP PRSST1GE 222 231 2C 63 - 45-UOO 163C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle