Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÎAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL2005PAZAR
12 leyla.tavsanoglu(5 cumhumetcom.tr
)Sosyal etkinliklerin geçen
yıllara oranla daha da
arttığı bu yılyerleşkelerin
daha çok yaşanabilir
ortamlar olması için
çeşitli girişimleryapılmış
veyapılmaya devam
edilmektedir. y
Üç gün boyunca değerli
akademisyenler ve
konulannda uzntan olan
kişilerin konuşmacı olarak
katılacağı paneller
gerçekleşecektir. y
2004yıhnda ITU'nün
Fen Bilimleri Enstitüsü 'nde
tamamlanmış doktora sayısı
105'tir. Sayısal bir
karşılaştırma yapıldığında
bu rakam ABD'nin Stanford
ve MlT'si düzeyindedir.
Sabırla ve devlet-özel
kesim demeden birlikte
çabalayarak bir an önce bu
eğilimin değiştirilmesi
gerekntektedir.
Idarivemaliözeridikşart'İTÜRektörü Prof. Dr. Karadoğan la yükseköğretimin sorunları üzerine...
SÖYLEŞİ
LEYLATAVŞANOĞLU
3 Ekım"de ünıversiteler yine sancıiı
bir yıla kapılannı açıyorlar. Idari ve ma-
h özerklık yok. îstenılen bılimsel düze-
ye ulaşılamıyor. Bütün bu olanaksızlık-
lara karşın yine de iki Türk üniversitesi
dünyanın en iyı 500 üniversitesi listesi-
ne gırmeyı başardı. Böylece de Başba-
kan Tayyip Erdoğan ın Türk ünıversite-
lerinin en ıyıler listesıne neden gireme-
dıklen sorgulaması ve eleştirisi geçersiz
oldu. Ama ıkı üniversitenin bu başansı
yeterlı değıl. Klasmanda daha çok Türk
üniversitesi, dahayüksek sıralarda yer al-
malı.
Aynca ünıversiteler ve faahyetleri ki-
mılerine siyasi malzeme yapürriamalı. Bu
yıl üniversıtelenn açılmasına çeyrekka-
İa İTÜ Rektörü Prof. Dr. H. Faruk Ka-
radoğan'la konuşurken bir kez daha yük-
seköğrenımımızın nasü bir kıskaçta ol-
duğu ortaya çıkıyordu.
- İTÜ'de son bir yıldaki gelişmeleri
değerlendirir misiniz?
KARADOĞAN - Son bir yıl içınde
benmerkezcı. buyurgan, dışa bağımlı bir
yöneüm düzenınden. yetkı, kaynak ve so-
rumluluklann yayüdığı, dekan beurleme
sürecınde sorunlann tartışüıp saptandı-
ğı ve bunlara çözüm bulabılecek en uy-
gun adaylann belırlenmesınde seçıme
başvuruİan kendı kaynaklannı geliştir-
meye yönelik bir döneme geçildi. Bunun
gereğı olarak başlanan stratejık planla-
ma hazırlık aşamalannda yönetim bili-
mi esas alınarak tüm çalışanlann bilınç-
lendıği, öğrenen bir organızasyon olma
yolunda genış tabanlı çahşmalar başla-
tüdı. Bu. hep sürecek ve sürekli yenile-
necek olan çalışma, şiddetle gereksinim
duyulan uzun vadeli planlamanın esası-
dır. Önemlidır, çünkü sınıriı araşurma ola-
naklarımızı en iyi yerde en hızh bıçim-
de kullanıp ulaşüan sonuçlan yaşama
geçırmek zorunluluğumuz ve sorumlu-
luğumuz bulunmaktadır.
Ünıversıte içınde başlanmış olan tür-
lü girişimler dikkatle gözden geçiril-
mekte, bu güne kadar kurulmuş olan iç
ve dış bağlantılar, gerı beslemelerle de-
ğerlendirilmekte, vanlan sonuçlar uy-
gulamaya konulmaktadır. Bu kapsam
ıçinde olmak üzere, tTÜ vakıflanyla
olan ilışkılerin 5072 sayılı Dernekler-
Vakıflar Kanunu ve 4691 sayılı Tekno-
kent Kanunu çerçevesinde gözden geçi-
rilmesı, iki dillı eğitım, yanm kalrnış
çok sayıdaki yaünm, atama yükseltme
ölçütleri, laboratuvarlardan etkın yarar-
lanma düzenı. her fakültenin kendine
özgü sorunlan ve en büyük yerleşkemiz
olan Maslak Yerleşkesi'nin üniversitenın
geleceğıni etkileyecek önemli sorunla-
rı yer almaktadır. Herbirkonu için oluş-
turulan çalışma gruplan uğraşlannı sür-
dürmekte olgunlaştırdıkları önerilerle
ortaya çıkmaktadırlar.
Başta Milli Savunma Bakanlığı, Ulaş-
tırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı olmak
üzere dığer bazı bakanlıklar, kamu ku-
ruluşlan, özel kuruluşlar ve TÜBtTAK'ın
ortaya koyduğu araştınna olanaklanna
yönelik girişimler artmış ve çok önem-
li sonuçlar alınmaya başlanmıştır.
İTÜ projeleri
- Bir de ÎTÜ Bilim-Toplum Parkla-
n Projesi var...
KARADOĞAN - Üzerinde önemle
durulan ve projelendirme aşamasında
olan bir proje de İTÜ Bilim-Toplum
Parklanprojesıdir. Madencüik, Havacı-
lık, Deprem, Matematik-Fizık-Kimya,
Çe\Te ve Denız Biümleri ıle ilgili ola-
rakbaşlatılan bu çalışmalann amacı ilk-
orta eğitim öğrencilerınin eğlence için-
de bilime yakınlaşmalannı sağlamak ve
onlan bu parklara getiren büyüklerini
de eşzamanlı eğitmektir. Örneğin Dep-
rem Bilım Parkı'na gelecek çocuklar,
bir sarsılan odada depremi küçük ölçek-
ü olarakyaşarken neleryapmalan gerek-
tiğini öğrenecek aynı görüntüler dışan-
da bekleyenlere yansıtılacak ve büyük-
ler gözleriyle açık havada binalann dep-
reme karşı güçlendırme örneklerini gö-
recekler, yıne gençler dışanda yerkabu-
ğu hareketlerine yönelik bazı deneyler
yapabüecekler. Çeşitli kuruluşlanmızın
sayılan tüm bu etkinliklere destek ver-
meye hazır olduklannı görmek bizi se-
vindırmektedn".
Sosyal etkinhklerin geçenydlara oran-
la daha da arttığı bu yıl yerleşkelerin da-
ha çok yaşanabilir ortamlar olması için
çeşitli girişimler yapılmış ve yapüma-
ya devam edilmektedir. Bu yönde yanm
kalmış kapalı yüzme havuzumuzun ta-
mamlanması hızmete açılması ve bir
bölümünün de Kültür Sanat Brrliği'ne
tahsis edihnesi kararlaştrnlmıştır. Mas-
lak Yerleşkesı ıçinde yaya ve taşıt ula-
şımrnı kolaylaştıncı önemli girişimler
başlatılmıştır. Bu yıl yurtdışına gönde-
rilen öğrencı ve ögretım üye ve yardım-
cısı sayısında artışlar sağlanmış, ERAS-
MUS ve IAESTE de sayısal yükselme
sürdürülmüş, bölümlenmızin ABD eği-
tim kurumlanna eşdeğerliği çalışmala-
n. beklendıği gibi, başanyla sonuçlan-
tir. Üç gün boyunca değerli akademis-
yenler ve konulannda uzman olan kişı-
lenn konuşmacı olarak katılacağı panel-
ler gerçekleşecektir. Etkınlıkler arasın-
da Cumhuriyet tarihirnizm en önemli
projelerinden bın olan GAP'ın tanıtımı
konusundakı bir sergı üç gün boyunca
açık tutulacakür. Bir başka sergı de Türk-
çe Teknik Yayınlar sergisıdir. Bu yılkı
Akü ve Bilım Şenliği'nin bu" başka et-
kınliği de Ata'nın ünlü özdeyışi üzen-
ne yapılacak yorumlar arasında açıla-
cak ödüllü yanşmadrr.
Üniversttelerde
Pemokles In kılıcı
- Türkiye 'de üniversitelerin idari ve
mali özerklikleriyok. Bu durum ne gi-
bi sakıncalar doğuruyor?
KARADOĞAN -Mevcut yasalar açı-
sından bakıldığında mali özerkliğin ol-
maması, ünıversite düzeyindeki bir ku-
ruma olduğu kadar o kurumu yönetmek
durumundaki ögreüm üyelerine de ma-
li konularda pek güven duyulamadığı
anlamı taşımaktadır. Ülke geleceğıni
oluşturacak gençlerin eğitiminin teslim
edildiği, kendisinden ülkeyi etkileyecek
ye bırakmalı ve üniversitelerin gayri -
menkullennden yararlanmasmda ünı-
versitelere kolaylık göstererek üzerin-
dekı mali yüklerden bir ölçüde kurtul-
mayolunuaçmahdır. Üniversıtenin ge-
leceği, araştırma görevlılerinin sayısı ve
nitelıği ile yakından ılgılıdır. Maaşlan
yetersız düzeyde olan. kendisıne sosyal
ek olanaklar tanınmayan, akademik
yükseltmeler açısuıdan önüne gereksiz
engeller konan ve sayılan sınırlı tutul-
makla çok büyük yanılgıya düşülen
araştırma görevleri olsun, kadro sıkın-
tısı ıçındekı diğer akademisyenler ya bir-
birleriyle ya da ünıversite ile mahkeme
sarmallanna düşmektedirler. Bölüm ya
da fakültelerin bazılannda bir yanda
yığılmalar olurken bır yandan da küs-
künler ve hayatından bezmışler ordu-
su yaratılmaktadır. Bunlann tümü ıda-
ri özerklik ile kaldınlabılecek güçlük-
lerdır. Bu güçlükler kışilen ve ünıver-
sıte\ı, asıl işlennın dışındaki işlerle uğ-
raştırarak önemli ve değerli zaman ka-
yıplanna uğratmaktadır.. Ülke çıkarla-
n açısuıdan önemli bilgi görgü biriki-
mı sağlamış, altyapısı güçlü üniversi-
telenmizden daha çok yararlanmak ge-
rektiğı açıktır. Mali ve idari özerkhğın
ölçütleri bir kenara bırakılarak sağlıklı
bir değerlendırme yapma ve hele Istan-
bul Teknik Üniversitesi gibi 232 yülık
geçmışı olan, nadır bir üniversitenin, Tür-
kiye ve dünya ünı\ersitelen içindeki ko-
numunu belirleme ve başansırn ölçme
olanağıyoktur. Ülkenin çeşitli mühendis-
lik dallanndaki ınsan gücü eksığıne çare
bulmak, çağdaş bilimden kopmadan so-
runlanmıza çözümler üretmek için ku-
ruhnuş olan îstanbul Teknik Üniversite-
si Cumhuriyet dönemi atüımlanna en bü-
yük desteği vermiştır Bu destek, sadece
mühendıslik hızmetleriyle sınırlı kahna-
mış, devletın en üst kademelenne kadar
yükselen yöneticılerin de kaynağı olmuş-
tur. İTÜ mezunlan >
T
urtiçinde ve dışında
Avrupa ve Amenka da pek çok sanayi
kuruluşu ve üniversıtede de yer burmuş,
öğreti gelıştırmış elemanlar yetiştirmiş-
tir. Ülkemızde kurulan ve kurulmakta
olan pek çok üniversitenin harcmda
ITU'nün katkısı vardır. O üniversitelerin
kuruluşlannda ve gelişmelerinde onlara
destek çıkmış olan ITU'nün ülkemizin
en önemli gereksınimlenndenbin olanbi-
lim adamı ve araştırmacı yetiştirmede
2005 yılı itıbanyla Fen Bilimleri Enstitü-
sü'ne kayıtk 1393 doktora öğrencısı ile,
ÎTÜ Rektörü Prof. Dr. H. Faruk Karadoğan üniversitelerin ve yükseköğretinün çözülmeyen sorunlanm anlatû.
P O R T R E
Prof. Dr. H. FARUK
KARADOĞAN
Kasım 1944 Mersin doğumlu.
Yükseköğrenimini ÎTÜ Inşaat
Fakültesi nde yaptı.. 1969da Karadeniz
Teknik Üniversitesi 'nde asistan olarak
çalışmaya başladı, 1973 'te naklen
îstanbul Teknik Üniversitesi ne tayin
edildi. 1974'te doktor mühendis,
1979'da doçent oldu. 1985-1988 yıllan
arasında ÎTÜ înşaat Fakültesi dekan
yardımcılığı göre\'inde bulundu. 1989
yıhnda profesörlüğe yükseltildi. 1996
yıhnda kısa bir süre rektör yardımcılığı
yaptı. Imperial College ofScience and
Technology, Lehıgh University Fritz
Engineering Laboratory, Bristol
university, Tokyo University Stanford-
Blume Earthquake Engineering
Center da kısa ve uzun sürelerle
bulundu. Ulusal Deprem Konseyi nin
ilk dönem üyeleri arasında yer aldı.
Ulusal ve uluslararası çeşitli projelerde
sorumluluk üstlendi.
Bir vıldır İTÜ rektörü.
mış ve bu konuda İTÜ ülkemizde en
öne geçmiştir. Aynca, Avrupa Üniver-
siteler Birliği'nden kurumsal eşdeğer-
lik alınmıştır. Bunlar iTÜ'deki eğitimın
düzeyi konusunda fikir veren sonuçlar-
dır. rİÜ de gerçek eğitim ve gerçek araş-
tırma hep en önemli amaç olarak kala-
caknr. Bu yıl da tTÜ mevcut öğretim üye
ve yardımcılan, Türkıye'nin en iyisı
olan kütüphane hızmetleri, bılgisayar
altyapısı, irili ufakh 340 dolavindaki la-
boratuvan ve 232 yülık görgü ve gele-
neğiyle ülkemizin ö\âinç kaynağı olma-
ya devam etmiştir.
-10 Kasım 'ı anmayla ilgili üç yıl sü-
recek bir etkinlik düzenlediğinizi bili-
yoruz. Bunu anlatır mısınız?
KARADOĞAN - Geçen yılkı etkinli-
ğimız sırasında, konuşmacımız Prof. Dr.
Doğan Kuban Hoca'nın önerisini, söz al-
dığımda oya sundum. Bütün salon oy-
birliği ile 10 Kasun'lann Akıl ve Bilim
Şenliği havasında, yas tutarak değil, bu
kuşaklara aktanlmış bir sorumluluğunbi-
lincinde ve coşku içinde geçmesini ka-
bul etti. Seçilen teknik konularda Cum-
huriyet döneminde yapıhnış olanlann
bir değerlendirmesiyle her yıl 9 Kasım'da
açılacak oturumlann bu yüki iki konu-
su enerji ve ulaşurma olarakbelirlenmiş-
araştumalan yapması beklenen üniver-
siteye, mali özerkük tanımayarak bir an-
lamda güvensizük beslemek, kendi ıçin-
de çelişkibulundunnaktadrr. Güçlükle-
rin aşılmasında üniversiteye yardım edil-
meli. bu güçlükler üniversiteye baskı
aracınadönüştürülmemelidir. Üniversi-
tenin eüni kolunu bağlayıp başırun üs-
tüne çok sayıda Demokles' ın kılıcını as-
mannı ülkeye yaran yoktur. Bu sorun-
lanmız şimdiye kadar yöneticüenmize
yeterince aktanlamamış ise sorumlulu-
ğumuzun büincinde olarak yardımcı ol-
maya hazınz.
Tıp fakülteleri olan üniversitelerle
ohnayanlann aynı kefede değerlendiril-
meleri doğru olmamaktadır. Edindiği ye-
ni bir ögretiyi üniversite dışına taşıyı-
cı etkinhklerde bulunan bir kurumun dö-
ner sermayesi ile rutin işler yapan bir
kurumun döner sermayesinin de aynı ku-
rallara bağh olması yanlıştır ve üniver-
site-sanayi işbirüğinin de gehşmesini ya-
vaşlatmaktadır. Bir iktisadi etkırüik olan
döner sermaye üzerinden iş yapma ola-
yında üç kez vergilendirme ohnaktadur.
Devlet ve hükümet kendi üniversitele-
rini gelir kaynağı olarak görmemeli,
onun mahna mülküne el uzatmamah, ka-
zandığını kullanma karannı üniversite-
ohnayışı bu sonuca ulaşma yönünde
engeldu^.
Ne Iduğü bellrsiz
değerlendlrmeler
- Başbakan Türk üniversitelerinin
dünyanın en iyi 500 üniversitesi arası-
na girememesinden yakımyor. Oysa tÜ
ve Hacettepe Üniversitesi bu klasman-
da yer aldı. Daha çok Türk üniversite-
sinin bu klasmana girecek niteliklere
sahip olabilmesi için neyapılmalı?
KARADOĞAN - Hangı düzeyde olur-
sa olsun, ülkemizin kurumlan da insan-
lan da içinde yaşadığımız ve yogrularak
geldiğimiz genel ekonomik, sosyal ve
kültürel koşullardan çok fazla bağımsız
olamamaktadır. Buna rağmen bazı binkim-
lerin, özveriler sayesinde sağlanmış oldu-
ğu ve sivrilebilmış bazı kurumlar üzerin-
de gerçekçi değerlendlrmeler yapılmah.
onlara destekolunamıyorsahiç değilse ce-
saret verümeli, yeni bir çalışma azmi aşı-
lanmahdır. Hangi ölçütlere göre hazrr-
landığı büinmeyen, ne olduğu belirsizbir
hstede yer ahp alamadı diye değerlendir-
me yapmak istenmesinin nasıl bir amaca
hizmet olduğunu anlamakta sıkıntı vardır.
Çünkükuruluş amaçlan ile karşılaştırma
bu ölçüt esas alrndığrnda, Türkiye'nin en
önde gelen üniversitesidir. 2004 yıhnda
tTÜ'nün Fen Bihmleri Enstitüsü'nde ta-
mamlanmış doktora sayısı 105'tir. Sayı-
sal bir karşılaştırma yapıldığında bu ra-
kam ABD'nin Stanford ve MlT'si düze-
yindedir. ÎTÜ'nün düzeyi düşürmeden
yüksek lısans ve doktora çalışmalannda
daha da başanh olması büyük ölçüde araş-
ürma fonlannın artması ile yanm kalmış
yatınmlann tamamlanmasrna bağlıdır.
Bir karşılaşnrma olması bakımından, MTT
ile ÎTÜ arasında öğretim üyesi başuıa dü-
şen araştırma bütçeleri oranı yaklaşık
lOO'dür.YamMIT'debumiktarrrÜ'nün
100 katıdır. Gerçek araştırma ve geliştir-
me için hükümetimizin de özel kesimin
de üzerine düşen sorumluluklanyerine ge-
tirmek üzere gerçekçi stratejik planlan
yapması ve oluşturacağı planlan ısrarla uy-
gulaması gerekmektedk. Bu planlar uy-
gulanırken günlükpolitikalar dışanda tu-
tulmahdır. Universitelerinbüinmeyen öl-
çütlere göre sıralanmasından ve buna da-
yalı ucuz sonuçlar çücanknasuıdan çok,
kuruluş amaçlan ve onlara ne kadar yak-
laşümış olduğunu bümek önemlidir. Du-
rum böyle iken de öğretim üyesiz, tesis-
siz yeni üniversiteler açma eğihminde ol-
manın mantıksal açüdaması olamaz.
YOK koordinasyon kurulu olarakgerekli- YÖK'ü değiştirmekya da kaldır-
mak çabalarını nasıl karşılıyorsu-
nuz?
KARADOĞAN - Üniversitelera-
rası ortak sorunlann tartışüabilmesi
ve eşgüdümün sağlanarak gerekli ön-
lemlerin aluup uygulanabiknesi açı-
suıdan, Yüksek Ogretim Kurumu bir
gerekliliktir. Günün gereklerine ve
koşullanna uyum sağlayabüecek üni-
versiteler ile diyaloğu akılcı temelle-
re oturtuhnuş ve işlerlik kazanmış bir
YÖK önemlidir.
Anayasal bir kurum olarak bağım-
sız ve hükümetler üstü hareket etme
serbestisi kazandınhnış, günlük po-
litikalar altında ezihneyen ülke gerek-
sinimlerini karşüamak üzere o doğ-
rultuda üniversitelerle daha çok işbir-
liği yapan bir YÖK, bazı önemli so-
runlann aşılmasında, ülke gerçekle-
ri göz önüne alındığında, kolaylüc
sağlayabilecektir.
- YÖK, hükümeti üniversiteleri
yıpratmaması konusunda defalarca
uyardu Bu fconuyu nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
KARADOĞAN - Devlet üniversi-
teleri büyük özverilerle ayakta du-
ran, devleti ve olanaklannı bilerek
kendini bir anlamda devletle özdeş-
leştirmiş durumdaki bilim adamla-
nndan oluşmaktadır. Bunlar bütün
güçleri üe ülke yaranna bilim üret-
meye çahşan, bilim adamı yetiştir-
meye önem veren insanlardır. Yaprık-
lan işin karşıhğı olarak onlara sağla-
nan maddi imkânlar ohnası gereke-
nin çok altında olan insanlardır. Hü-
kümetten beklenen konuya dikkatle
eğilmesi ve onlan kollamasıdır.
- Sizce Türkiye 'de büimselliğe na-
sıl yaklaşıhyor?
KARADOĞAN - Türkiye'de bili-
me, büim adamhğma ve bilimsel araş-
tırmaya verilen önem açısuıdan ko-
nuya bakıldığında maalesef, karşı-
mıza olması gerekenden farklı bir
tablo çıkmaktadır. Oysa içinde bu-
lunduğu açmazlan aşabilmesi için
Türkiye'nin katma değeri yüksek
ürünlere yönelmesi, onlan geliştir-
mesi gerekmektedir. Bu ise bütün ke-
simlerde ve kuruluşlarda bilime gü-
ven, bilim adamlığına saygı ve bili-
me daha çok yatırım demektir.
Türkiye bu yöndeki sınırlı kaynak-
lannı yani insan ve yatırabileceği ser-
mayeyi en etkin biçimde kullanmak
zorunda olan bir ülke.
Gerçek eğitim ve gerçek anlamda
araştırma-geliştirme peşinde ohnası
gereken bir ülke. Yetişmiş araştırma-
cı insan gücünü, onun yapacağı ça-
hşmalara aynlacak desteği en üst dü-
zeye çıkanp acil ülke gereksinimle-
rinden başlayarak çözüm yollan bul-
maya yönlendirmesi gereken bir ül-
ke. Bu, bağımsız olmak zorunda olan
ülke savunma sanayi ile ülke koşul-
lanna bağh olan ekonomisinden ve
katma değeri yüksek ürünlere yönel-
mekten geçiyor.
Gerek devlet ve gerekse pek çok
özel kesim kuruluşuna bakıldığında
araştırma-geliştirme çalışmalanndan
önemli bir beklentinin ohnadığı, bu-
nun başanlması zor bir olay olduğu
ve daha kolayı olan dış kaynaklı tek-
noloji transferine dayah bir çahşma
eğiliminin yaygın olduğu görühnek-
tedir. Sabırla ve devlet-özel kesim
demeden birlikte çabalayarak bir an
önce bu eğilimin değiştirilmesi gerek-
mektedir.