23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL2005PAZAR 12 leyla.tavsanoglu(5 cumhumetcom.tr )Sosyal etkinliklerin geçen yıllara oranla daha da arttığı bu yılyerleşkelerin daha çok yaşanabilir ortamlar olması için çeşitli girişimleryapılmış veyapılmaya devam edilmektedir. y Üç gün boyunca değerli akademisyenler ve konulannda uzntan olan kişilerin konuşmacı olarak katılacağı paneller gerçekleşecektir. y 2004yıhnda ITU'nün Fen Bilimleri Enstitüsü 'nde tamamlanmış doktora sayısı 105'tir. Sayısal bir karşılaştırma yapıldığında bu rakam ABD'nin Stanford ve MlT'si düzeyindedir. Sabırla ve devlet-özel kesim demeden birlikte çabalayarak bir an önce bu eğilimin değiştirilmesi gerekntektedir. Idarivemaliözeridikşart'İTÜRektörü Prof. Dr. Karadoğan la yükseköğretimin sorunları üzerine... SÖYLEŞİ LEYLATAVŞANOĞLU 3 Ekım"de ünıversiteler yine sancıiı bir yıla kapılannı açıyorlar. Idari ve ma- h özerklık yok. îstenılen bılimsel düze- ye ulaşılamıyor. Bütün bu olanaksızlık- lara karşın yine de iki Türk üniversitesi dünyanın en iyı 500 üniversitesi listesi- ne gırmeyı başardı. Böylece de Başba- kan Tayyip Erdoğan ın Türk ünıversite- lerinin en ıyıler listesıne neden gireme- dıklen sorgulaması ve eleştirisi geçersiz oldu. Ama ıkı üniversitenin bu başansı yeterlı değıl. Klasmanda daha çok Türk üniversitesi, dahayüksek sıralarda yer al- malı. Aynca ünıversiteler ve faahyetleri ki- mılerine siyasi malzeme yapürriamalı. Bu yıl üniversıtelenn açılmasına çeyrekka- İa İTÜ Rektörü Prof. Dr. H. Faruk Ka- radoğan'la konuşurken bir kez daha yük- seköğrenımımızın nasü bir kıskaçta ol- duğu ortaya çıkıyordu. - İTÜ'de son bir yıldaki gelişmeleri değerlendirir misiniz? KARADOĞAN - Son bir yıl içınde benmerkezcı. buyurgan, dışa bağımlı bir yöneüm düzenınden. yetkı, kaynak ve so- rumluluklann yayüdığı, dekan beurleme sürecınde sorunlann tartışüıp saptandı- ğı ve bunlara çözüm bulabılecek en uy- gun adaylann belırlenmesınde seçıme başvuruİan kendı kaynaklannı geliştir- meye yönelik bir döneme geçildi. Bunun gereğı olarak başlanan stratejık planla- ma hazırlık aşamalannda yönetim bili- mi esas alınarak tüm çalışanlann bilınç- lendıği, öğrenen bir organızasyon olma yolunda genış tabanlı çahşmalar başla- tüdı. Bu. hep sürecek ve sürekli yenile- necek olan çalışma, şiddetle gereksinim duyulan uzun vadeli planlamanın esası- dır. Önemlidır, çünkü sınıriı araşurma ola- naklarımızı en iyi yerde en hızh bıçim- de kullanıp ulaşüan sonuçlan yaşama geçırmek zorunluluğumuz ve sorumlu- luğumuz bulunmaktadır. Ünıversıte içınde başlanmış olan tür- lü girişimler dikkatle gözden geçiril- mekte, bu güne kadar kurulmuş olan iç ve dış bağlantılar, gerı beslemelerle de- ğerlendirilmekte, vanlan sonuçlar uy- gulamaya konulmaktadır. Bu kapsam ıçinde olmak üzere, tTÜ vakıflanyla olan ilışkılerin 5072 sayılı Dernekler- Vakıflar Kanunu ve 4691 sayılı Tekno- kent Kanunu çerçevesinde gözden geçi- rilmesı, iki dillı eğitım, yanm kalrnış çok sayıdaki yaünm, atama yükseltme ölçütleri, laboratuvarlardan etkın yarar- lanma düzenı. her fakültenin kendine özgü sorunlan ve en büyük yerleşkemiz olan Maslak Yerleşkesi'nin üniversitenın geleceğıni etkileyecek önemli sorunla- rı yer almaktadır. Herbirkonu için oluş- turulan çalışma gruplan uğraşlannı sür- dürmekte olgunlaştırdıkları önerilerle ortaya çıkmaktadırlar. Başta Milli Savunma Bakanlığı, Ulaş- tırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı olmak üzere dığer bazı bakanlıklar, kamu ku- ruluşlan, özel kuruluşlar ve TÜBtTAK'ın ortaya koyduğu araştınna olanaklanna yönelik girişimler artmış ve çok önem- li sonuçlar alınmaya başlanmıştır. İTÜ projeleri - Bir de ÎTÜ Bilim-Toplum Parkla- n Projesi var... KARADOĞAN - Üzerinde önemle durulan ve projelendirme aşamasında olan bir proje de İTÜ Bilim-Toplum Parklanprojesıdir. Madencüik, Havacı- lık, Deprem, Matematik-Fizık-Kimya, Çe\Te ve Denız Biümleri ıle ilgili ola- rakbaşlatılan bu çalışmalann amacı ilk- orta eğitim öğrencilerınin eğlence için- de bilime yakınlaşmalannı sağlamak ve onlan bu parklara getiren büyüklerini de eşzamanlı eğitmektir. Örneğin Dep- rem Bilım Parkı'na gelecek çocuklar, bir sarsılan odada depremi küçük ölçek- ü olarakyaşarken neleryapmalan gerek- tiğini öğrenecek aynı görüntüler dışan- da bekleyenlere yansıtılacak ve büyük- ler gözleriyle açık havada binalann dep- reme karşı güçlendırme örneklerini gö- recekler, yıne gençler dışanda yerkabu- ğu hareketlerine yönelik bazı deneyler yapabüecekler. Çeşitli kuruluşlanmızın sayılan tüm bu etkinliklere destek ver- meye hazır olduklannı görmek bizi se- vindırmektedn". Sosyal etkinhklerin geçenydlara oran- la daha da arttığı bu yıl yerleşkelerin da- ha çok yaşanabilir ortamlar olması için çeşitli girişimler yapılmış ve yapüma- ya devam edilmektedir. Bu yönde yanm kalmış kapalı yüzme havuzumuzun ta- mamlanması hızmete açılması ve bir bölümünün de Kültür Sanat Brrliği'ne tahsis edihnesi kararlaştrnlmıştır. Mas- lak Yerleşkesı ıçinde yaya ve taşıt ula- şımrnı kolaylaştıncı önemli girişimler başlatılmıştır. Bu yıl yurtdışına gönde- rilen öğrencı ve ögretım üye ve yardım- cısı sayısında artışlar sağlanmış, ERAS- MUS ve IAESTE de sayısal yükselme sürdürülmüş, bölümlenmızin ABD eği- tim kurumlanna eşdeğerliği çalışmala- n. beklendıği gibi, başanyla sonuçlan- tir. Üç gün boyunca değerli akademis- yenler ve konulannda uzman olan kişı- lenn konuşmacı olarak katılacağı panel- ler gerçekleşecektir. Etkınlıkler arasın- da Cumhuriyet tarihirnizm en önemli projelerinden bın olan GAP'ın tanıtımı konusundakı bir sergı üç gün boyunca açık tutulacakür. Bir başka sergı de Türk- çe Teknik Yayınlar sergisıdir. Bu yılkı Akü ve Bilım Şenliği'nin bu" başka et- kınliği de Ata'nın ünlü özdeyışi üzen- ne yapılacak yorumlar arasında açıla- cak ödüllü yanşmadrr. Üniversttelerde Pemokles In kılıcı - Türkiye 'de üniversitelerin idari ve mali özerklikleriyok. Bu durum ne gi- bi sakıncalar doğuruyor? KARADOĞAN -Mevcut yasalar açı- sından bakıldığında mali özerkliğin ol- maması, ünıversite düzeyindeki bir ku- ruma olduğu kadar o kurumu yönetmek durumundaki ögreüm üyelerine de ma- li konularda pek güven duyulamadığı anlamı taşımaktadır. Ülke geleceğıni oluşturacak gençlerin eğitiminin teslim edildiği, kendisinden ülkeyi etkileyecek ye bırakmalı ve üniversitelerin gayri - menkullennden yararlanmasmda ünı- versitelere kolaylık göstererek üzerin- dekı mali yüklerden bir ölçüde kurtul- mayolunuaçmahdır. Üniversıtenin ge- leceği, araştırma görevlılerinin sayısı ve nitelıği ile yakından ılgılıdır. Maaşlan yetersız düzeyde olan. kendisıne sosyal ek olanaklar tanınmayan, akademik yükseltmeler açısuıdan önüne gereksiz engeller konan ve sayılan sınırlı tutul- makla çok büyük yanılgıya düşülen araştırma görevleri olsun, kadro sıkın- tısı ıçındekı diğer akademisyenler ya bir- birleriyle ya da ünıversite ile mahkeme sarmallanna düşmektedirler. Bölüm ya da fakültelerin bazılannda bir yanda yığılmalar olurken bır yandan da küs- künler ve hayatından bezmışler ordu- su yaratılmaktadır. Bunlann tümü ıda- ri özerklik ile kaldınlabılecek güçlük- lerdır. Bu güçlükler kışilen ve ünıver- sıte\ı, asıl işlennın dışındaki işlerle uğ- raştırarak önemli ve değerli zaman ka- yıplanna uğratmaktadır.. Ülke çıkarla- n açısuıdan önemli bilgi görgü biriki- mı sağlamış, altyapısı güçlü üniversi- telenmizden daha çok yararlanmak ge- rektiğı açıktır. Mali ve idari özerkhğın ölçütleri bir kenara bırakılarak sağlıklı bir değerlendırme yapma ve hele Istan- bul Teknik Üniversitesi gibi 232 yülık geçmışı olan, nadır bir üniversitenin, Tür- kiye ve dünya ünı\ersitelen içindeki ko- numunu belirleme ve başansırn ölçme olanağıyoktur. Ülkenin çeşitli mühendis- lik dallanndaki ınsan gücü eksığıne çare bulmak, çağdaş bilimden kopmadan so- runlanmıza çözümler üretmek için ku- ruhnuş olan îstanbul Teknik Üniversite- si Cumhuriyet dönemi atüımlanna en bü- yük desteği vermiştır Bu destek, sadece mühendıslik hızmetleriyle sınırlı kahna- mış, devletın en üst kademelenne kadar yükselen yöneticılerin de kaynağı olmuş- tur. İTÜ mezunlan > T urtiçinde ve dışında Avrupa ve Amenka da pek çok sanayi kuruluşu ve üniversıtede de yer burmuş, öğreti gelıştırmış elemanlar yetiştirmiş- tir. Ülkemızde kurulan ve kurulmakta olan pek çok üniversitenin harcmda ITU'nün katkısı vardır. O üniversitelerin kuruluşlannda ve gelişmelerinde onlara destek çıkmış olan ITU'nün ülkemizin en önemli gereksınimlenndenbin olanbi- lim adamı ve araştırmacı yetiştirmede 2005 yılı itıbanyla Fen Bilimleri Enstitü- sü'ne kayıtk 1393 doktora öğrencısı ile, ÎTÜ Rektörü Prof. Dr. H. Faruk Karadoğan üniversitelerin ve yükseköğretinün çözülmeyen sorunlanm anlatû. P O R T R E Prof. Dr. H. FARUK KARADOĞAN Kasım 1944 Mersin doğumlu. Yükseköğrenimini ÎTÜ Inşaat Fakültesi nde yaptı.. 1969da Karadeniz Teknik Üniversitesi 'nde asistan olarak çalışmaya başladı, 1973 'te naklen îstanbul Teknik Üniversitesi ne tayin edildi. 1974'te doktor mühendis, 1979'da doçent oldu. 1985-1988 yıllan arasında ÎTÜ înşaat Fakültesi dekan yardımcılığı göre\'inde bulundu. 1989 yıhnda profesörlüğe yükseltildi. 1996 yıhnda kısa bir süre rektör yardımcılığı yaptı. Imperial College ofScience and Technology, Lehıgh University Fritz Engineering Laboratory, Bristol university, Tokyo University Stanford- Blume Earthquake Engineering Center da kısa ve uzun sürelerle bulundu. Ulusal Deprem Konseyi nin ilk dönem üyeleri arasında yer aldı. Ulusal ve uluslararası çeşitli projelerde sorumluluk üstlendi. Bir vıldır İTÜ rektörü. mış ve bu konuda İTÜ ülkemizde en öne geçmiştir. Aynca, Avrupa Üniver- siteler Birliği'nden kurumsal eşdeğer- lik alınmıştır. Bunlar iTÜ'deki eğitimın düzeyi konusunda fikir veren sonuçlar- dır. rİÜ de gerçek eğitim ve gerçek araş- tırma hep en önemli amaç olarak kala- caknr. Bu yıl da tTÜ mevcut öğretim üye ve yardımcılan, Türkıye'nin en iyisı olan kütüphane hızmetleri, bılgisayar altyapısı, irili ufakh 340 dolavindaki la- boratuvan ve 232 yülık görgü ve gele- neğiyle ülkemizin ö\âinç kaynağı olma- ya devam etmiştir. -10 Kasım 'ı anmayla ilgili üç yıl sü- recek bir etkinlik düzenlediğinizi bili- yoruz. Bunu anlatır mısınız? KARADOĞAN - Geçen yılkı etkinli- ğimız sırasında, konuşmacımız Prof. Dr. Doğan Kuban Hoca'nın önerisini, söz al- dığımda oya sundum. Bütün salon oy- birliği ile 10 Kasun'lann Akıl ve Bilim Şenliği havasında, yas tutarak değil, bu kuşaklara aktanlmış bir sorumluluğunbi- lincinde ve coşku içinde geçmesini ka- bul etti. Seçilen teknik konularda Cum- huriyet döneminde yapıhnış olanlann bir değerlendirmesiyle her yıl 9 Kasım'da açılacak oturumlann bu yüki iki konu- su enerji ve ulaşurma olarakbelirlenmiş- araştumalan yapması beklenen üniver- siteye, mali özerkük tanımayarak bir an- lamda güvensizük beslemek, kendi ıçin- de çelişkibulundunnaktadrr. Güçlükle- rin aşılmasında üniversiteye yardım edil- meli. bu güçlükler üniversiteye baskı aracınadönüştürülmemelidir. Üniversi- tenin eüni kolunu bağlayıp başırun üs- tüne çok sayıda Demokles' ın kılıcını as- mannı ülkeye yaran yoktur. Bu sorun- lanmız şimdiye kadar yöneticüenmize yeterince aktanlamamış ise sorumlulu- ğumuzun büincinde olarak yardımcı ol- maya hazınz. Tıp fakülteleri olan üniversitelerle ohnayanlann aynı kefede değerlendiril- meleri doğru olmamaktadır. Edindiği ye- ni bir ögretiyi üniversite dışına taşıyı- cı etkinhklerde bulunan bir kurumun dö- ner sermayesi ile rutin işler yapan bir kurumun döner sermayesinin de aynı ku- rallara bağh olması yanlıştır ve üniver- site-sanayi işbirüğinin de gehşmesini ya- vaşlatmaktadır. Bir iktisadi etkırüik olan döner sermaye üzerinden iş yapma ola- yında üç kez vergilendirme ohnaktadur. Devlet ve hükümet kendi üniversitele- rini gelir kaynağı olarak görmemeli, onun mahna mülküne el uzatmamah, ka- zandığını kullanma karannı üniversite- ohnayışı bu sonuca ulaşma yönünde engeldu^. Ne Iduğü bellrsiz değerlendlrmeler - Başbakan Türk üniversitelerinin dünyanın en iyi 500 üniversitesi arası- na girememesinden yakımyor. Oysa tÜ ve Hacettepe Üniversitesi bu klasman- da yer aldı. Daha çok Türk üniversite- sinin bu klasmana girecek niteliklere sahip olabilmesi için neyapılmalı? KARADOĞAN - Hangı düzeyde olur- sa olsun, ülkemizin kurumlan da insan- lan da içinde yaşadığımız ve yogrularak geldiğimiz genel ekonomik, sosyal ve kültürel koşullardan çok fazla bağımsız olamamaktadır. Buna rağmen bazı binkim- lerin, özveriler sayesinde sağlanmış oldu- ğu ve sivrilebilmış bazı kurumlar üzerin- de gerçekçi değerlendlrmeler yapılmah. onlara destekolunamıyorsahiç değilse ce- saret verümeli, yeni bir çalışma azmi aşı- lanmahdır. Hangi ölçütlere göre hazrr- landığı büinmeyen, ne olduğu belirsizbir hstede yer ahp alamadı diye değerlendir- me yapmak istenmesinin nasıl bir amaca hizmet olduğunu anlamakta sıkıntı vardır. Çünkükuruluş amaçlan ile karşılaştırma bu ölçüt esas alrndığrnda, Türkiye'nin en önde gelen üniversitesidir. 2004 yıhnda tTÜ'nün Fen Bihmleri Enstitüsü'nde ta- mamlanmış doktora sayısı 105'tir. Sayı- sal bir karşılaştırma yapıldığında bu ra- kam ABD'nin Stanford ve MlT'si düze- yindedir. ÎTÜ'nün düzeyi düşürmeden yüksek lısans ve doktora çalışmalannda daha da başanh olması büyük ölçüde araş- ürma fonlannın artması ile yanm kalmış yatınmlann tamamlanmasrna bağlıdır. Bir karşılaşnrma olması bakımından, MTT ile ÎTÜ arasında öğretim üyesi başuıa dü- şen araştırma bütçeleri oranı yaklaşık lOO'dür.YamMIT'debumiktarrrÜ'nün 100 katıdır. Gerçek araştırma ve geliştir- me için hükümetimizin de özel kesimin de üzerine düşen sorumluluklanyerine ge- tirmek üzere gerçekçi stratejik planlan yapması ve oluşturacağı planlan ısrarla uy- gulaması gerekmektedk. Bu planlar uy- gulanırken günlükpolitikalar dışanda tu- tulmahdır. Universitelerinbüinmeyen öl- çütlere göre sıralanmasından ve buna da- yalı ucuz sonuçlar çücanknasuıdan çok, kuruluş amaçlan ve onlara ne kadar yak- laşümış olduğunu bümek önemlidir. Du- rum böyle iken de öğretim üyesiz, tesis- siz yeni üniversiteler açma eğihminde ol- manın mantıksal açüdaması olamaz. YOK koordinasyon kurulu olarakgerekli- YÖK'ü değiştirmekya da kaldır- mak çabalarını nasıl karşılıyorsu- nuz? KARADOĞAN - Üniversitelera- rası ortak sorunlann tartışüabilmesi ve eşgüdümün sağlanarak gerekli ön- lemlerin aluup uygulanabiknesi açı- suıdan, Yüksek Ogretim Kurumu bir gerekliliktir. Günün gereklerine ve koşullanna uyum sağlayabüecek üni- versiteler ile diyaloğu akılcı temelle- re oturtuhnuş ve işlerlik kazanmış bir YÖK önemlidir. Anayasal bir kurum olarak bağım- sız ve hükümetler üstü hareket etme serbestisi kazandınhnış, günlük po- litikalar altında ezihneyen ülke gerek- sinimlerini karşüamak üzere o doğ- rultuda üniversitelerle daha çok işbir- liği yapan bir YÖK, bazı önemli so- runlann aşılmasında, ülke gerçekle- ri göz önüne alındığında, kolaylüc sağlayabilecektir. - YÖK, hükümeti üniversiteleri yıpratmaması konusunda defalarca uyardu Bu fconuyu nasıl değerlen- diriyorsunuz? KARADOĞAN - Devlet üniversi- teleri büyük özverilerle ayakta du- ran, devleti ve olanaklannı bilerek kendini bir anlamda devletle özdeş- leştirmiş durumdaki bilim adamla- nndan oluşmaktadır. Bunlar bütün güçleri üe ülke yaranna bilim üret- meye çahşan, bilim adamı yetiştir- meye önem veren insanlardır. Yaprık- lan işin karşıhğı olarak onlara sağla- nan maddi imkânlar ohnası gereke- nin çok altında olan insanlardır. Hü- kümetten beklenen konuya dikkatle eğilmesi ve onlan kollamasıdır. - Sizce Türkiye 'de büimselliğe na- sıl yaklaşıhyor? KARADOĞAN - Türkiye'de bili- me, büim adamhğma ve bilimsel araş- tırmaya verilen önem açısuıdan ko- nuya bakıldığında maalesef, karşı- mıza olması gerekenden farklı bir tablo çıkmaktadır. Oysa içinde bu- lunduğu açmazlan aşabilmesi için Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünlere yönelmesi, onlan geliştir- mesi gerekmektedir. Bu ise bütün ke- simlerde ve kuruluşlarda bilime gü- ven, bilim adamlığına saygı ve bili- me daha çok yatırım demektir. Türkiye bu yöndeki sınırlı kaynak- lannı yani insan ve yatırabileceği ser- mayeyi en etkin biçimde kullanmak zorunda olan bir ülke. Gerçek eğitim ve gerçek anlamda araştırma-geliştirme peşinde ohnası gereken bir ülke. Yetişmiş araştırma- cı insan gücünü, onun yapacağı ça- hşmalara aynlacak desteği en üst dü- zeye çıkanp acil ülke gereksinimle- rinden başlayarak çözüm yollan bul- maya yönlendirmesi gereken bir ül- ke. Bu, bağımsız olmak zorunda olan ülke savunma sanayi ile ülke koşul- lanna bağh olan ekonomisinden ve katma değeri yüksek ürünlere yönel- mekten geçiyor. Gerek devlet ve gerekse pek çok özel kesim kuruluşuna bakıldığında araştırma-geliştirme çalışmalanndan önemli bir beklentinin ohnadığı, bu- nun başanlması zor bir olay olduğu ve daha kolayı olan dış kaynaklı tek- noloji transferine dayah bir çahşma eğiliminin yaygın olduğu görühnek- tedir. Sabırla ve devlet-özel kesim demeden birlikte çabalayarak bir an önce bu eğilimin değiştirilmesi gerek- mektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle