23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2005 PERŞEMBE HABERLER 'Eğitimgeriyedoğrugitti' Eğitimciler, Milli Eğitim Bakanlığı 'nın 2005-2006 öğretim eğitim yılında başladığı 'elyazısı' uygulamasının öğrencileri zorlayacağını, harfyönteminin ise okumayı geciktireceğini belirtti İLKAYATA ANKARA - Eğitimciler, Mıllı Eği- tim Bakanlığı'mn (MEB) yeni eğitim öğretim yılında uygulamaya koyduğu "etyana" ve okuma-yazmanın "harf yöntemi" ile öğretılmesinin birbiriy- le çelişen uyulamalar olduğunu bil- dirdi. Prof. Dr. İbrahim Ethem Başa- ran. her iki uygulamanın da öğrenci- leri zorlayacağını vurgularken, Niya- zi Altunya ise u Harf yöntemryle oku- ma-yazma öğretilirken el yazısuun kul- lamlması tam bir çeüşkidir'' dedi. Prof. Dr. Başaran, 1928'de yapılan harf devriminden bu yana el yazısı uygulamasına büyük ve küçük harf- ler öğretildıkten sonra geçildiğım be- lirtti. El yazısırnn normal harf yazısın- dan daha zor olduğunu vurgulayan Başaran. "Elyaası uygulamasına oku- ma-yazma büyük ve küçük harflerle öğretildikten sonra geçilmesi uygundur. Bakanlığın birden bire uygulamaya koyduğu bu yöntemlerle öğrenciler zorlanacakve okuma-yazma öğreninıi gecikecektir" dıye konuştu. Başka ül- kelerde, okuma-yazmanın el yazısı ile öğretilmesı uygulamasına rastlanma- dığım bildiren Başaran, "Bizde niye ge- çiyortar, anlamıyorunr dedi. Harf yöntemiyle okuma-yazmanın da La- tin kökenlı \e fonetik nitelikli bazı Avrupa ülkelennde kullanıldığını kay- deden Başaran, cümle temelli okuma- yazma öğretimine de\ am edilmesi ge- rektiğinı dile getirdi. Eğitimcı Niyazı Altunya da, ikı uy- gulamanın bırbiriyle çelıştığıne ışa- ret ederek şu açıklamayı yaptı: "El yaasına geçiş şart değildi. .\ma uygulanmasında sakınca gönnüyo- rum. Asıl sakıncalı olan. okuma-yaz- manın harfv öntemhle öğretileceğinin açıklanmasının yanı sıra. el yazısı kul- lanılacak olnıası. Okuma-yazmanın harf yöntemiyle yapüacak olnıası sa- kıncalı bir uygulama. Önce yapıtaş- lan öğretılsın, sonra bütüne geçelim" deniyor. Ama bu çocukalgdamasma ay- kındır. Büyiiklerin kavrayabileceği bir uygulamadır. Psikolojik araşürmalar, çocuklann öğretiminde bütünden par- çaya gidişin asıl olduğuna işaret eder." El yazısı kullanımımn cümle temel- li okuma-yazma öğretiminde etkin ol- duğunu anlatan Altunya, "Eğer harf harföğreteceğim diyorsanız, büyükve küçükharflerleöğretimyapdmah. Ama elyazısıile öğreteceğim derken harf uy- gulamasına geçmenin tutarhhiçbirya- nı yok" dedi. Altunya, her iki yönte- mın bir arada kullanılmasının başan- sızlıkla sonuçlanacağım belirtti. Oku- ma-yazmanın harfyöntemiyle öğretı- lecek olmasının 70-80 yıl geriye git- mek anlamına geldiğini söyleyen Al- tunya, el yazısı uygulamasının harf yöntemiyle uygulanacağı içın öğren- cileri zorlayacağını ve yorulacaklan- nı dile getirdı. 'Dünya bunu yapıyor' MEB îlköğrehm Genel Müdüru Ser- vet Özdemir, her ıkı uygulamanın da 2004-2005 eğitim öğretim yılında 120 pilot okulda denendiğini söylerek ye- rimli sonuçlaralındığım savundu. Öz- demir, iki değişıkliğe gidilmesının ne- denıni de "Tüm dünyada okuma- yaz- ma öğretimi böyle yapıhyor* diyerek açıkladı. Özdemir, geçilen uygulama- lann deneysel testlere tabi turulma olanagının olduğunu dile getirdı. Abant Izzet Baysal Üniversitesi Rektörü Akbıyık, AKP ile YÖK arasındaki gerginliğin sürdüğünü söyledi: Hükiimet basla yapıyor RUJHATAVŞAR BOLU - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaşadığı karşılama knzı ile gündeme gelen Abant Izzet Baysal Üniversitesi Rektörü Vaşar Akbıyık, üniversiteler ve AKP arasında baştan beri gergınlik yaşandığını vurgulayarak "Bu gerginliğin temel kaynağı mevcut hükümetin seçmenlerine vaat ettiği, türban sorunu ve ÖSS'de inıam hatip üselerine uygulanan katsa- yının düzettileceği vaadidir. Hükümet, bu vaat- lerini yerine getirebilmek için YÖK ve üniversi- telere baskı yapıyor" dedi. Akbıyık' ın sorulan- mıza yanıtlan şöyle: - Üniversite öğrenci sayıs bu sene yeni kayıtlarla birlikte hangi rakama ulaşacak? YAŞAR AKBIYIK - Öğrencı sayımız 21 bını buldu. Öğrenci sayısının gelecek yıl içınde 25 biııe ulaşacağıru düşünüyoruz. - Üniversitenin bilimsel çalışmalan ne aşama- da? AKBIYIK-1999 depreminde üniversıtermzde uluslararası yayınlann düştüğünü görüyoruz. Birkaç yıl depremin etkileri yaşandı. Öğrenci puanlanmız düşmüştü. Akademik yayınlara teşvik vermeye başladık. TÜBÎTAK araştırma- lanna göre AİBÜ proje üreten ilk 10 üniversite arasmdadır. 2006 yüı bizim içın dönüm noktası olacaktır. -11 Mayıs'ta yaşanan olayfa temel atma törenine gelirsek. Bugüne kadar neler yaşadımz? AKBIYTK- Cmversiteye başbakan davet edıle- cekse bu konuda özellikle rektör- lüğün, hatta sa- dece rektörün değil, üniversite- miz senatosunun göriişünün dik- kate alınması gerekirdı. Bu dikkate alınma- mıştır. Eğer Sa- yın Başbakan"a, Izzet Baysal Tıp Fakültesi göste- rilecek ve böyle- ce 16 milyon do- larlık dış kredi- nin çıkması hız- landınlacak ise bunun tzzet Baysal Vakfı ta- rafindan yaptın- lan ve hüküme- tin hiçbir katkı- sımn ohnadığı. akademik olma- yan ve siyasiler tarafından propaganda aracı olarak kullamlan temel atma töreni gibi bir davet şeklinde değil, fakülteyi gezdirme ve tamtma şeklinde olması- nı önerdik. Ancak bu önerimiz dikkate alınma- dı. Biz bu oldubittjyi kabul etmediğımiz için bazı kişi, grup ve kunımlann boy hedefı olduk. Izzet Baysal Vakfı ile karşı karşıya getirildik. Hükümetle ve onun bağlı olduğu yerel yöne- timle karşı karşıya getirildik. En üzücü yam da Bolu halkı ile kendi işi gücündeki esnafla karşı karşıya getirilmek istendik. Adeta linç edilmek istendim. - Üniversftelerle ve hükümet arasında yaşanan bu gerginliğin ne kadar süreceğini ve nasıl nok- talanacağını düşünüyorsunuz? AKBrYIK- Üniversitelerle hükümet arasında baştan beri bir gerginlik yaşanmaktadır. Bu gerginliğin temel kaynağı mevcut hükümetin seçim öncesi, seçmenlerine vaat ettiği, türban sorunu ve ÖSS'de imam hatip liselerine uygu- lanan katsayının düzeltileceği vaadidir. Bu va- adi yerine getirmek içın YÖK ve üniversitelere yönelmeleri olduğu kanaatindeyim. Mevcut hükümet üniversiteler üzerinde bir baskı poli- tikası oluşturmuştur. Bu da üniversitelerde bir rahatsızlık yaratmıştır. Yapılacak değışiklik- lerin siyasal içeriklı değil üniversiteleri daha ileri noktaya taşıyacak şekilde yapılması gere- kir. Önenlen değışıklikler siyaserin üniversite üzerinde etkısini arttıracak şekilde yapıhrsa bu bilim çevreleri rarafindan kabul görmez. -| 992 >ihnda tzzet Bay- Asal Vakfı tarafindan kurulan AİBÜ'nün rektörü Akbıyık, ye- ni akademikyıl önce- sindeüniversiteninhe- defleriveAKP iktida- nyia yaşadığı gergin- liideri değerlendirdl ILKOGRETİM HAFTASI 12-13 Eylül 2005 Şanlıurfa'da 12 bin öğrenci yürüdü • Iköğretim Haftası kutlamalan kapsamında Şanlıurfa'da düzenlenen gençlik yürûyüşüne 12 bin öğrenci katıldı. ll Milli Eğitim Müdüriüğü'nce gerçekleştirilen yürüyüş için öğrenciler sabah saatlerinde tarihi Balıklıgöl'de toplandılar. Türk bayraklan taşıyan öğrenciler Haşimiye Meydanı'ndan Vilayet önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında zaman zaman mola veren öğrenciler, davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Gençlik yürûyüşüne, cadde boyundaki esnaf ve yurttaşlar da alkışlarla destek verdi. Tören, Şanlıurfa Valiliği önündeki Atatürk Anra'na çelenk sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve Istiklal Marşı'nın okunmasının ardından sona erdi. (Fotoğraf: AA) Deniz Gezmiş anmasına katûan 9 öğrenci ohıldan atıldı, 23 'ü uzaldaşhrıldı Kocaeli'de ceza yağmuru ALPERTURGIT Kocaeli Ünrversitesı'nde (KOÜ), Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın idam edilişlerinin 33. yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma töre- nine katılan öğrencılerden dokuzu, haklarında açılan soruşturma sonu- cunda okuldan atıldı. Okul yöneti- mi, 23 öğrenciye ise 1 ay iİe 1 yıl arasında değışen sürelerde uzaklaş- tırma cezası verdi. Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampusu'nda gerçekleştirilen ba- har şenlikleri kapsamında, 1968 öğ- renci hareketi ve Türkiye Halk Kur- tuluş Ordusu (THKÖ) lıderlenn- den Deniz Gezmiş, Hüseyin tnanve \usufAstan'ın anısına 6 Mayıs 2005 günü akşamı bir anma töreni düzen- lendı. Törende, Gezmiş. MahirÇa- v'an ve İbrahim Kavpakka>"anm resımlerinın açılması üzerine, jan- darmalar. gosteriye müdahale ettive çok sayıda öğrenciyı gözaltma al- dı. Jandarma yetkilileri, askerlerin kendılerine taş atarak dırenen öğ- rencileri etkisiz hale getirmek için havaya ateş açtığını öne sürdü. Ancak gü\ enlik güçlerinin kul- landığı silahlardan çıkan kurşun- larjandarma er LeventÇenbeti'nın ölümüne. öğrenci Çağlavan Boza- cı'nın ise omzundan yaralanması- na neden oldu. Olaylann ardından 32 öğrenci ile bir jandarma erine dava açıldı. Yaralı öğrenci Çağlayan Bozacı. GÜNEYDOĞUAVRUPA ÇOCUKFESTİVAÜ Eyüboğlu öğrencileri Atina'dan ödülle döndü Eğitim Servisi - Eyüboğlu Eğitim Kurumlan öğrencileri, Atina'da, 26 Ağustos-4 Eylül 2005 tarihlerınde düzenlenen "1. Güneydoğu Avrupa Çocuk Festivafi"nden üç birincılikle döndüler. Yunanistan Milli Olimpiyat Komitesi tarafından "Yaşamda Şampiyon Ohnak" sloganı ile düzenlenen festivale, sekiz ülkeden katılan öğrenciler, yanşma ve eğlenceyi bir arada yaşadılar. Festivalde Türkiye yi temsil eden Eyüboğlu Eğitim Kurumlan öğrencileri, yüzme, basketbol, futbol, voleybol. masa tenisi ve sanatsal çalışmalann yapıldığı yanşmalarda çeşitli branşlarda üç birincilik ve bir ikincilik elde etti. Festivalde. Yunanistan, Bulgaristan. Romanya, Sırbıstan, Arna\Titluk, Kıbns Rum kesimi ve Makedonya.ülkelerinden seçilen okullar yanştı. ÜAK TOPLANDI Ulusal bilim politikası oluşturulacak • Toplantıda Türkiye'nin belirli bir bilim politikası olmamasına dikkat çekilerek, bu sorunun çözülmesi için yapılması gerekenler tartışıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretım Kıuiılu (YÖK) Başkanı Erdoğan Teziç, Üniver- sitelerarası Kurul (ÜAK) toplan- tısmda rektörlerden, yeni üniver- site açmak için knterlerin neler olması gerektiği konusunda gö- rüşlerini aldı. Toplantıda Türki- ye'nin belirli bir bilim politikası olmadığı vurgulanırken bu soru- nun çözülmesi için yapılması ge- rekenler tartışıldı.ÜAK, dün Do- kuz Eylül Üniversitesi Rektörü ve Kurul Başkanı Prof. Dr. Errün Aha başkanlığında, Rektörler Komitesı de YÖK Başkanı Prof. Dr. Teziç başkanlığında YÖK bi- nasında toplandı. Edinilen bilgi- ye göre, Teziç. Rektörler Komi- tesı toplantısında, hükümetin ye- ni üniversiteler açmaya hazırlan- dığına işaret ederek rektörlerden yeni üniversite açmak için kriter- lenn neler olması gerektiği ko- nusundakı görüşlerinı sordu. Rektörlerin büyük bölümiinün yeni üniversite açıhnasma karşı olmadığı, ancak yeni üniversite- lerin sayısınm da "abarülmama- sı gerektiği'' görüşünde olduklan kaydedildi. Toplantıda, rektörler kendi üniversitelerindeki bılim- sel gelişmelerle ilgili sunumlar yaptı. Bunun ardından toplantıda Türkiye'nin belirlı bir bilim poli- tikası olmamasına dikkat çekile- rek. bu sorunun çözülmesi için yapılması gerekenler tartışıldı. Bu konulann rektörlerin önerile- ri doğrultusunda pazartesi günü yapılacak YÖK Genel Kuru- lu'nda ele almıp ayrmtılarmm belirleneceği kaydedildi. Genel Kurul'dan çıkacak karar, hükümete sunulacak. APONBUYUKELÇI, ÇAUŞTAYA KATILDI 'Türkiye havalanmaya hazır bir uçakgibi' tstanbul Haber Servisi - Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi H. E. Tomoyuki Abe, "Türkrve elindeki dinamik işgücünü hi eğitirse, dünyadaki en büyük potansiyeDerden biri olacaknr" dedi. İTÜ Elektnk - Elektronık Fakültesi ile Japonya'nm Waseda Üniversitesi işbirlığince düzenlenen 2 gün sürecek olan Bilim ve Teknoloji çalıştayı, dün üniversitenin Maslak'taki yerleşkesinde başladı. Etkinliğe katılan Japonya'nın Türkiye Büyükelçisi Abe, Türkiye ve Japonya'nm modernleşme süreçlerindeki benzerliklere dikkat çekti. Abe, Türkiye'nin son yıllarda ekonomide kat ettiği mesafeyle uluslararası piyasalarda ağırlığım hissettirdiğini belirterek Türkiye piyasasına ilişkm "Her an havalanmaya hazır bir uçak gibi"nitelemesinde bulundu. "jandarmaya mukavemetettiği'' ıd- diasıyla tutuklanarak bir süre ceza- evinde kaldı. tki öğrenci hakkında çıkanlan gıyabi tutuklama karan ise sonradan kaldınldı.Üniversite yönetimi de anma töreninin ardın- dan 32 öğrenci hakkında soruştur- ma açtı. Soruşturma sonucunda, öğrencilerden SerdarYıkhnm,Me- tin Kayu, Seda KumraL Sürive Ça- tak, Nazrnı Hoplar. KuzeyBoy; Ekin Güneş Saygıh,Tufan Baİar ve Çağ- layan Bozacı okuldan atıldı. Öğrenciler, okuldan atılan arka- daşlannın, İletişim Fakültesi'nde 5ay önce düzenlenen panele katılan ABD'lı Deniz Piyade Albayı Adrew Nichoias Tradd'ı protesto etrikleri için mimlendiklerüıı öne sürdü. PERŞEMBE ORHAN BURSALI Eteği Zil Çalanlar Ve Büyük Fiyaskocular TÜPRAŞ konusunda en ilginç haberierden biri, IMF'in özelleştirme Idaresi Başkanı Metin Kilci'yi tebriketmesiydi.. IMF'cileretekleri zil çalarak, her- halde Kilci'yi kucaklamış ve yanaklanndan da iki kez öpmüşlerdir.. IMF'ye ne, diyemeyiz. Çünkü bu kuruluş özellikle gelirlerimizle, ülkenin borçlannı düzgün olarak ödemesiyle ilgili. TÜPRAŞ'tan ge- lecek 4 milyar dolar onlar için bir garanti! Sadece garanti mı? Değil tabii.. IMF'nin "gözde ve örnek" iilkesi Türkiye'nin, 20 milyarlan aşan ca- ri işlem açığını yamayacak önemli bir tutar!.. Her- halde IMF'ciler, yönetilmediği takdirde, Türkiye'yi kapıda "beWeyen knz"in biraz daha ötelenmiş ol- masındanmemnunlar.. Böylece bir süre daha mak- yajlı dolaşabilecekler.. TÜPRAŞ'ın, iptal edilen ilk iha- leden beş ay kadar sonra. dört katı fıyatına satılmış olması, Özelleştirme Idaresi'nin, Hükümet'in en büyükfiyaskosudur..Yoksa başansı değil.. O zamanlar özelleştirme Idaresi, 1.3 milyar do- lar karşılığında ihaleyi tamamlamış, özelleştirme Yük- sek Kurulu onaylamış ve Hükümet de tamam de- mişti.. 1.3 milyar dolar, petrol-ışleme-dağıtım vb'nin stratejik bir konuma yükseldiği (ve sadece TÜP- FİAŞ'ın kuruluş bedelinin 4 milyar dolar hesap edil- diği) bir dönemde, Türkiye'nin servetini tam bir utanmazlıkla peşkeş çekmekti. Çok şükür, Petrol-lş'in "ideolojik" tutumu ve Türkiye'yi düşünen. hukuku kılı kırk yararak cesur davranan idari yargıçlar sayesinde, 1.3'lük ihale ip- tal edilmişti. • • • TÜPRAŞ'ın şimdi dört misli fiyata satılması, ay- nı zamanda, basında ihalenin ıptal edilmesine ver- yansın eden bırçok kalemın de fiyaskosudur. Bun- lardan biri, şimdi bakıyorum. eskı yazısını anımsa- yıp, belki de "Neden 1.3 milyar dolara satılsaydı daha iyi olurdu!" biçıminde yazı yazacağına, kalk- mış, OYAK Holdıng'ın başkanı "eski arkadaşı" Coşkun Ulusoy'dan hesap soruyor! Neymiş? Coşkun Bey "ideolojik" davranarak, TÜPRAŞ ve Erdemir gibi servetlenn "ülke için stra- tejik değerde" olduğunu ve en azından ulusal ser- mayede kalması gerektiğıni söylemiş! Yönelttiği sorulara bakıyorum, yazarın "ciddi", "analitik" vb gibi medyatik görünümü ardındakı terazisini görü- yorum.. Susmasını bıle becerememiş! Neoliberaiizmi "ideoloji" olarak görmeyip de baş- kasını ideolojik davranmakla suçlamak, uluslara- rası sermayeyı tapınak yaparak ulusal sermayeyi yok saymak.. bir ruh hali olsa gerek. Ama bir zamanlann bu "yükselen" ruh hali ar- tık hızla ülkemizde de "yükselen değer" olmak- tan çıkıyor.. Artık giderek daha az getirisi olacak.. "Yükselen değer^er giderek ülkemizde "alçalan de- ğer"e indirgeniyor. Duyururuz.. Bence, o zaman TÜPRAŞ'ın satılmasına karşı çıkanlara küfreden- ler, şimdi yayazdıklannı savunsunlaryadahaksız- lık yaptıklannı teslim etsinler.. Ayıp oluyor!.. • • • TÜPRAŞ'ın 4 katı fiyata satılması, ihaleyi onay- layan, aşağıdan yukan bütün kurumlar için büyük birfiyaskodur dedik.. Ama bu sadece parasal bir fîyasko değildir. Aynı zamanda, Türkiye'yi yöne- tenlerin, piyasaya tapanlann "ideolojik fiyasko- su"durda.. Bu fiyasko, aynca müthiş bir stratejik öngörüsüz- lüğün de açıga çıkmasıdır. Ülkeyi yönetenlerin he- men her kesiminde.. Yönetimin tek anlamı vardın Taktik ve stratejik olabilmek! Ister şirket ister ül- ke yönet! Ama bu bakış, hükümetin hiçbir bireyin- de yoktur. Altına yığdığı, bugüne kadar hayatta ne- yi başardığı bilinmeyen "yönef/c;"lerde de yoktur. Metin Kilci istifaetmelidir! öncelikle, TÜPRAŞ'ın ilk ihalesini onayladığı için. Ikincisi, TÜPRAŞ'ın, milletin hazinesinin elınde bulunan yüzde 14.76'lık kısmını, yaklaşık 446 milyon dolara, kurallara ay- kın, şeffaf olmayarak, gizli-kapaklı, yüzde 10 iskon- tolu, ihaleye çıkıp en yüksek fiyatı istemeyerek, bi- rilerine peşkeş çektiği için istifa etmelidir. Şimdi bu "değerliparça "nın fiyatı 1 milyar dolan aşıyor. Me- tin Kilci, bence, bu tutumuyla ülkenin yararına ça- lışmıyor.. Savcılara ihbar ediyorum.. Kapı orada, neden çıkıp gitmiyoıi Hiç mi yü- zünde kırmızı gölgeler dolaşmıyor? Not TÜPRAŞ Koç'a hayırlı olsun.. Cesareti ve kararlılığı için kutlanm... Stratejik davrandığı için de.. Ülkenin bu değerli birikiminin yönetimini ve kazan- cını şimdi Koç emanet olarak aldı!.. Satacaksa, müşterisi ve sahibi yine bu millet olmalı. Başka türlü düşündüklerini de sanmıyorum! obursalifo cumhuriyet.com.tr Ödemeyenler garibanlar 1 sınıfına 'Kayıtparası'gizli kameraya yakalandı tstanbul Haber Senisi - Gazi Mahallesi'nde Ozcan Sancar adlı veli, çocuğunu kayıt ettirmek için gittiği okulda, kendisinden kayıt parası isteyen okul müdürünü gizli kameraya çekti. Gizli kamera görüntüleri, kayıt parası vermeyen öğrencilerin sürgünü andıran bir uygulamayla ayn bir smıfta toplandığuu ortaya koydu. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), her eğitim-öğretim yıh öncesi öğrenci velilerinden "kayıt paraa" almanın yasak olduğunu duyurmasına rağmen, "kayıt parası'' tartışmalan devam ediyor. Bunun son ömeği geçen günlerde Gaziosmanpaşa Gazi Mahallesf nde yaşandı. Ozcan Sancar adlı veli oğlunu Gazi ilköğretim Okulu"na kayıt ettirmek için okula gittiğinde okul müdürü Cevat Şahin'in kayıt parası ısran ile karşılaştı. CNN TÜRK televizyonunda yayımlanan görüntülere, göre okul müdürü Şahin, Sancar'dan ilk olarak 200 milyon ardından da indirim yaptığını söyleyerek 150 milyon lıra talep ediyor. Sekiz aydır işsiz olan baba Özcan Sancar bu parayı veremeyeceğini söylediğinde ise "çocuğunuzu ivi suufa v"azdmnam, sadece okuma yazma öğrenir, okula öviesine gider geür" sözlen ile karşı karşıya kalıyor. Bu arada kayıt parası vermeyen bir grup veli, çocuklannı "garibanlar sınıfi" olarak nitelendirdikleri sınıfa toplayan okul yönetimi hakkında şikâyetçı olacağım açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle