Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AYFA CUMHURİYET 15 EYLÜL 2005 PERŞEMBE
L4 J V l J JLJ Y. U 1A. kuttur(â cumhuriyet.com.tr
"Devlet Tiyatroları'nda durum şimdiye dek kamuoyuna yansıtıldığı gibi değil'
DT olayındabirbaşka görüşREFtK ERDVRAN
Drv let îiyatrolan Genel Müdürü
Lemi Bilgin' myenneMine Acar'ın
atanınasınedenıyletartışılırken göz-
den taçanbir tehlıke var:
Bır kadını karşı çıkılır, kızılanbir
bakan ıstıfa ettınlmek ıstenırken, o
bakanın saffındakı sanat düşmanla-
nnın ekmeğine yağ süıülebılır.
çoban' s»fsatası
Stır gazeiesınde Faruk Mangır-
cı meslektaşımız 23 Ağustos 2005
günkü yazısında, "Aslında bu ope-
rasyonun bir hayıriı işe vesile ola-
bileteğimdiişünüyorunT buyurdu.
Neymış hayıriı iş?
Şuymuş
"Bu operasyon devlettn sanatın
içinden elini patron olarak çek-
mesi için iyi bir fırsattır. De\letin
ekonominin içindenacil olarak çe-
kümesini savunduğumuz gibi dev-
letinoperadan, baledea. tiyatrodan
da çekilmesinin gereklüiğine ina-
myoruz."
Bır de sonusu var
"Boğaz'ın kenanndaki yahla-
nnda oturup gelişmiş sanat keyif-
terinisiirmekisteyenierin ayağına
baleyi-operayı götürmenin finans-
manının Hakkâri'nia dağındaki
çobanın \ergisinden karşılanma-
sı ne kadar doğrudur?"
Ve kesın bir yargıylanoktalanıyor
yazı
"Devlet acilen bu sektörlerden
de elini ayağnu çekmelidir.Hem de
hiç vakit kaybetmeden."
Aynı mantıkla devktinkentlerde-
kiünrversıtelerden. parklardakı çıçek-
lerden, uzaydaki uydumu2dan daeli-
ni ayağmı çekmesı savunulabilir.
Dağdaki çobana hiçbirinin doğru-
dan yaran yoktur. Ama söz konusu
vatandaşın dagdan kurtanlıp çağı-
mızın nımetlerme kavuşturulraası
toplum duzeyınin yükselnlmesıne, o
ıse devletm butün uygarlık alanlan
gibi sanata da destek sağlamasına
bağlıdır.
Tehlike tek bir yazıdan kaynak-
lansa üstünde durulmayabüir. Yazık
kı benzeri gördşkr pek çok sayfada
ve çevrede dile getınlmekte. L'st dü-
zey bûrokratlar ve polıtıkacılar ara-
smda da "Nedir bu Devlet Tiyat-
roları'na ödediğimiz para" İıye
mınldananlar çoğalıyor.
Leml Bllgln
Lemı Bılgın hakkında açılan so-
ruşturmaları pek cıddıye alamıyo-
rum. Falanyasanın filanmaddesinın
feşmekân fıkrasına gore kuraldışı
sayılan bir şey yapmış, bürokratık
usulsüzlük kapsamına giren bır ıh-
malde bulunmuş olabilir. Ama ken-
disine ahlaka aykın bir kazanç sağ-
layabikceğine inanmamkesmlıkle.
Çünkü öyle bir msan değıl. Zarif,
tokgözlü, dengeli, efendi bır sanat-
çı. 0nun dönemınde Edebı Kurul
üyesıydım. Atilla Koç bakan olun-
cayenmeyenı atamayapabılmesı ıçın
ıstıfamı yazdım. Dilekçeyı Lemı
Bey'le bırhkte götürüp müsteşara
verdık Bakan kabul etmeyince, ıs-
rarımı "Yerinbri alacak uygun bi-
rini bulmamıza kadar karannm
erteleyin" dıyerek yıne Sayın Bıl-
gın önledı. Her zaman yakınhk, ne-
zaket \e saygı gösterdı bana. 0nun
dönemınde oyunlanmbaşanyla oy-
nandı. Yanı kendisınden kışısel açı-
dan hiçbir hoşnutsuzluğum yok.
Ama sorun kişisel değıl.
Üretıci bir kurum oluşturulurken
her şeyden önce onun hangi mal ya
da hızmeti topluma sunacağı karar-
1- Lemi BUgin, 2- Osman W6ber, 3- Mine Acar, 4- Atilla Koç.
Devlet Tiyatroları, Genel Müdürü Lemi Bilgin'in yerine Mine Acar'ın
atanması nedeniyle tartışılırken gözden kaçan bir tehlike var: Bir kadına karşı
çıkılir, kızılan bir bakan istifa ettirümek istenirken. o bakanın saffmdaki sanat
düşmanlarının ekmeğine yağ sürülebilir.
laştınlır. Atatürk'un ısteğıyle Muh-
sin Ertuğrul tarafından kurulurken
Devlet Tıyatrosu'nun da Tiirk sah-
ne sanatını geliştırmesı, kendı üslu-
bumuzunyaratılmasına ve kendıkı-
şılığımizın netleşmesıne katkıdabu-
lunması ongorülmüştü
Kurumun geçmışınde o hedefe
doğnı ılerlenmış olan dönemler de
vardır, gıdışı tersıne döndürmüş olan-
lar da.'Asıl tartışüması gereken ko-
nu da budur
Kurumun ruhu
Gelmiş geçmiş DT genel müdür-
lennın -bır ıstısna ıle- hepsı dostum-
dur Hepsine dertanlatmayaçakştım
Yönetun hayhuyu ıçınde beni gö-
nülsüzce dmîeyebıldüer Ve hepsinın
tepkisı özetle şu oldu
- Canım, repertuvanmınyansı ya
da daha fazlası yerli oyun. Senın de
cfyunlannoynaruyor Dahaneistiyor-
sun° Sorunun yerli oyun. yabancı
oyun davası olmadığını anlatmakta
güçlük çektim. Hepsinıntemel yak-
laşımı da şöyleydi:
- Yerh. yabancı, dram. komedi,
fars. her kategorıden ıyı oyun seçi-
yorum. Repertuvanm da ıyidır
Herkategoriden seçtiklerinin "iyi"
olduğu boşlaftı. Daha çokkendiya-
kınlanndangelenöneriler\ehaurgö-
nül etkıleriyk iş görüyorlardı Ama
iddıalan dogru olsa bik, temel yak-
laşımyanlıştv. Bunuşöyle belırtme-
ye çahşıyorunr
Çarşıdanıyi et, iyikarpuz. ıyi bak-
lava ahp tencerede birlikte kaynat-
sanız, ıyi yemek olur mu'' Önce ne
yemekyapacağınıza kararveripten-
cereye atacaklannızı ona göre seç-
meniz gerekmez mi?
Çok üzücü bir gerçek var Tiyat-
ro alanında gençlenmızı yetışüren
eğıtim kurumlanmız genellıkle on-
larakörûkörüneyabancı hayranlığı
aşıladılar. Bizden olanher şeyı ıkin-
cı sınıf, dışandan alınanher şeyıbı-
nncısınıfsaymarefleksi yerkştı ruh-
laruıa.
Gözümün önünde bir DT sınavı-
na katılan yeni mezunlar, en az ta-
runrmşAmerikanyazarlanrunbüe ad-
larını su gibi sıraladılar da, Musa-
hipzade Cebd'inve Abdülhak Ha-
mit'in kim olduklanru büemedıkr.
Trabzon'da stajyer sınavında sahne-
ye çıkan bir delikanh "Neler yap-
makistiyorsun?''
1
sorusunu sözcü-
ğü sözcügüne şöyle yanıtladı:
- tyi şeyler yapmak istıyorum
Ama halk yerli oyun ıstıyor
Kanımca DT Genel Müdurü'nun
önemli görevlerinden bın bu duygu
\e düşünce ıklımmı değiştirmeye
çahşmak olmalıdır. LemiBilgin dö-
nemıru gerek o açıdan. gerek ahbap
çavuş ılışkılenne son verilmesı ba-
kımından başanlı sayamıyorum.
Yaşadığım bir iki olayı kamt ve
örnek dıye bir kez daha kayda geçi-
rerek belırteyım nedenini
Osman W6ber
tstanbul Bölge Müdûrlüğu'ne ge-
tınlmesinden bır gün sonra Osman
W'öber bana telefonda Dinçer Sü-
mer, Recep Bilginer ve TuncerCü-
cenoğlu ıle arasımn iyi olmadığını
söyleyerek şöyle dedi:
- Benmüdürkenonlarburayaadım
atamazlar.
(Nıtekım, atamadılar yıllardır.
Oyunlannın da önüne du\ar çekıldı
îstanbul'da)
Canım sıkıldı. AKMbınasmınmü-
dürlere mülk olmadığını anlatayım
derken sözümü kesip şu ınarulmaz
lafı ettı:
- Yerh oyun, yerh oyun
?
Ne demek
yerli oyun? Adarmna göre değışır.
Mesela benım içm yerh oyun Al-
man oyunudur'
Öyle düşünmekte ozgur olduğunu,
ancak o zaman Türkıye Cumhun-
yetı'nınkültür başkentı ve \ıtnnits-
tanbul'da değıl de bır Almankentın-
de yönetıcilık yapması gerektiğini
soykyıp kapadım telefonu. Duru-
mu genel müdür vekilıne bır dikk-
çeyle bıldırdım. "Wöber'i sözle
uyanyoruz" diyeyazıh yanıt vere-
rek olayı örtbas ettıler.
Istanbul Bölge Müdürü sonuçta
kurumayararlı olsaydı, başlangıçta-
kıtutumu "düzeltilecekyanlış'' sa-
yılabıhrdı. Amaelk tutulur, gözle go-
rülür ölçüde başansız oldu. Onun
dönemındeDT tstanbul'daeridı ade-
ta. Sahnesukahşı hızlandı, neredey-
se sıfırlandı. Projelenn çoğu somut
fıyaskolarla sonuçlandı. Kabank
oyuncukadrosunarolverememeçık-
mazı kangrenleşti.
0 durum oyunculardan bir bölü-
münün çok hoşuna gidiyordu tabii.
Sahneye çıkmadan maaşlannı tıkır
tıkır alırken dışandakı ışlerle de cep
doldurmaktaydüar.
Wöber'in iki başansı vardr. 1.
Avantacı takımını hoşnut etmek. 2.
Kamuoyunda şakşakçı ayarlamak.
Lemı Bılgın de onunlayakın ilış-
kıkr ıçındeydı. Birlikte yurtdışına
gıdıyor, tiyatroyla ilgih ışler yapı-
yorlardı. Amabölge müdürününba-
şansızlığını Lemi Bey de kabul edı-
yordu Resmı toplantılarda o konu-
dakı sorulan bırkaç kez dürüstçe ya-
nıtlamış, açıkça ^Başaramıyor" de-
mıştı Öyleyse niçın değiştmlmedi-
ğı sorusuna onun ve başrejısörünün
herkesın ıçinde verdıklen yanıt ise
değı^mıyordu:
- Yenne getırecek adambulamıyo-
ruz.
Bunun kalabalık DT kadrosunda
bulunup da Istanbul Bölge Müdür-
lügü'nübaşanyla yûrütebıkcek pek
çokkışi içın ne kadarkıncı bır özur
olduğunu\-urgulamak gereksiz. Bu-
gün"DT'ninonurunu koruyoruı"
iddiasına katılan "müstafı" bölge
müdürkri arasında da -yıne herke-
sin içinde- Osman Wöber için "fe-
laket" diyenler vardı. Şimdi aynıki-
şinin ve onu yıllarca görevde tutan
yöneticininyanındanasıl yer alabil-
diklerinı sorduğumda, şöyle diyen-
ler oldu:
- Çoküstûme vardılar ağabey. Le-
mı Bey'ın yıne geri gelmesi kesin-
mış. "Protestoya katümazsan o za-
manpişman olursun" diyorlar. lle-
nyı düşünmek zorundayım
'Bırakınbiçimsel 'mevzuat' aynntılannı, özle ilgilikonulardabile kurallaraboş verildi'
Olağan uygulama örneği...DT kuruluş yasasmın bınnci cümlesi
şöyle başlar: "Bu kanunun amacı nite-
likli TÜTk eserleri ile evrensel değerde-
kiyabancı eserleri yüksek dûzeyde tem-
süetmek..."
Yalnız Sayın Lemı Bilgin' indeğil, ondan
öncekiçogu genel müdürün de görev donem-
lerinde göz ardı edildı o temel amaç. Bıra-
kın biçûmsel "mevzuat" aynntılanm, özle
ilgili konularda bik kurallara boş verıldı.
Ağjrlık "hep ahbap ça\Tiş ılışkiknnde oldu.
Önerüen eserkrin yasadakı amaç kıstas-
lanna g bre önce Edebı Kurul'dan geçme-
si, sonra bölge müdürknnce onlann ara-
sından seçilerek sahnelenmesi kuraldır
Ama ıstırrün arkadan geldiğı, yanıbir böl-
ge müAürünün gözde oyunculannın key-
fiyle falanca oyunda karar kıhp "Hazır-
tağına başladım, hemen bunu geçirin"
dıye Edebi Kurul'a haber saldığı da olur
sık sık. Örnek: Son tartışmalarda drama-
turgluk uğraşı haylı aşağüandıysa da, An-
kara'da yıllardır pek gözetikn bır drama-
turgvardır Yaptığı ınanıl-
maz derecede kötü çevı-
riler yönetımle yakın-
hğı sayesınde EdebıKu-
rul'dan oyçokluğuyla
apar topar geçınlıp he-
men sahnelenir.
Geçen yılın başında
başdramaturgluktan
Edebı Kurul üyelenne
gelenbıryazıda,bırson-
rakı toplantı beklenme-
den aynı zatınbır çevınsi-
ne ılışkın görüşkrın faksla
bıldınlmesı istendı. Çevırmenın
kendı arkadaşlan tarafından venlen
ikidramaturgıraporunun ıkısı de olum-
suzdu. 1. "Basit bir dolantı komedisi.
Ancak dolantı komedilerinin iyi kurulu
olması gerekirken. oyun zaaflarla dolu-
dur."
2 "Alt kültüre sahip seyircinin Ugisi-
niçekebilecek olan oyunun dramatikya-
pısı önemli yetersiznkler
içeriyor. Metin, gişe kay-
gısı taşıyan tiyatrolara hiz-
met edebüir."
Çeviri de felakettiyine (içm-
de "fucking" karşüığı diye yan-
lış biçım ve anlamda kullanılan
sözcükten ötürü özür dilerım)
"S..tiğimin ayaklarım bile
silmemişler "..."Yûstüm bu ifa-
dedeydi"... "Sokağaaşağıkoş-
maya başladı"... "Bacağını si-
nirli bir şekilde savurmakta".../
vb Faksmesajunda"Türktoplumukav-
şaklarda binbir maddi manevi sorunla
boğuşur ve kişilik erozyonu yaşarken,
devletinüzin tiyatrosunun başkentte 'alt
kültüre sahıp seyırcınin ilgisıni çekebile-
eek, zaaflarla dolu, kötü kurulımış, basit
bir dolantıkomedisi' sunmasuun sorum-
luluğuna katüamam" dıyerek olumsuz
oy kullandım Oyun Edebi Kurul'dan he-
men geçınhp Ankara'da sahnekndı, ıçer-
dığı ucuzluklara karşm alt kültürlülenn
bile pek ilgisıni çekemeyıpkaldınldı. Gö-
re\den alınacaklannı bıldıklen için aylar-
dır tepkı tezgâhı kuran, bir ağabeyuı ce-
mıyet başkanhğı gibi kozlan kullanarak
"Medya>T kafaya aldık" (kendı tabirle-
n) dtyen çıkarcılann başanlı ılan ettıklen
dönemde böyle şeyler olağandı işte.
"Uğursuz bir yüz ifadesiyle SÜRECEK
AZtZ NESÎNİN OYUNU
Koç: Tiyatroya
yasak,yetid
alanım dışında
• CHP'li Baloğlu'nun. Aziz Nesin'in "Sizin
Memlekette Eşek Yok mu?" adlı oyununun
Bitlis'ın GüroNTnak ilçesinde yasaklanmasıyla
ilgili soru önergesinı yanıtlayan Kültür ve Tu-
rizm Bakanı Koç, yasaklama olaymtn bakanh-
ğının yetki alanmın dışında olduğunu belirtti.
ANKARA (ANK\) - Devlet Tıyatrolan Genel
Müdürlüğü'ndekı atamalan ıle tartışılan ve
sanatçılann kılolannı gündeme getıren Kültür ve
Tunzm Bakanı Atilla Koç. Aziz Nesin'in
oyununun > asaklanması konusunda suskun kaldı.
Bakan Koç. Aziz Nesin'in "Sizin Memlekette
Eşek Yok mu?" adlı oyununun Bitlis'ın
Güroymak ilçesinde yasaklanmasının "yetki
alanı dışında" olduğunu bıldırdı CHP Antalya
Milletvekıh Feridun Baloğlu'nun, Aziz Nesin'in
"Smn Memlekette Eşek Yok mu?" adlı
oyununun Guroymak"ta yasaklanması ıle ilgili
soru önergesinı, Kültür ve Tunzm Bakanı Atilla
Koç yanıtladı Ozel Tiyatrolara Devlet Desteği
Yönetmehğı kapsamında, ulusal kültür ve çagdaş
anlayışa uygun etkınlıklenyle kültür ve sanata
hizmette bulunan özel tiyatrolara destek
sağlandığını kaydeden Koç, "Bakanhğım, yerli
oyun yazarlarını teşvik etmek, oynanan
oyunlann kalitesini yükseltmek ve bu yolla da
fürk tivatrosunun gelişmesini \e tanıtılmasını
desteklemek amacıyla özel tiyatrolara maddi
ve.manevi destek >ermektedir" dedı
"Ülkemizde kültürü geliştirmekle görevli
bakanlığını/ bu olayla ilgili olarak bir
soruşturma başlatmış mıdır" sorusu üzerine de
Koç, yasaklama olayının bakanhğının yetki
alanının dışında olduğunu söyledi
Bakanlığın müdahalesi olmadr
Koç, "Bitlis'in Güroymak ilçesinde sahnelenmek
istendiği belirtilen tiyatro oyununun özel veya
amatör bir tiyatro topluluğunca sahnelenmek
istendiği düşünülmektedir. Yetki alanı
dışındaki bu ola\ da bakanhğımın herhangi bir
müdahalesi olmamıştır" dedı. Bakan Koç,
"Sansürcü bir denetlemenin bakanlığınızca
onaylanması mümkün olmadığına göre
yasaklanan oyunun adı geçen ilçede sahneye
konulmasına katkıda bulunacak mısınız?
Belirli konulardaki özgurlükçü' olmak
iddiasını sürdüren AKP iktidarının, sanat
alanındaki tutucu' ta\n, bir hükümet tercihi
midir" sorulannı ıse yanıtsız bıraktı.
ÖTGUN ÂRUN'DAN SERT TEPKT
'Tramvay'yine
yarışma dışı kaldı
• Antalya Altın Portakal Film Festivali'tıe
ikinci kez baş\iıran "Tramvay" fılmı. geçen yıl
kataloglarda yer aldığı için yanşma dışı bıra-
kıldı. Yönetmen Olgun Arun, filme karşı ay-
nmcıbir ta\ır sergilendiğini savomdu.
ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Geçen yıl
Antalya Altın Portakal Film Festi\ali'ne
katılan. ancak teknık eksıklıklennı gerekçe
göstererek yanşmadan aynlan "Tramvay" fıtoi
bu yıl yenıden festn ale başvuruda bulundu
Ancak film, geçen y\\ yanşma kataloglannda yer
aldığı gerekçesiyle yanşma dışı bırakıldı.
Gelışmeyı basından öğrenen. Tramvay'ın
yönetmem Olgun Arun. tepbsıni sert dille ortaya
koydu. Arun, "Bu festivalin, yaratıcılan,
düzenleyicileri, danışmanlan ve jüri üyeleri
arasında sanatçılar var. Tramvay'a değişen,
eklenen, olmayan. uynmlandınlan maddelere
dayanarak ceza vermek, bu haberi de Törk
sinemasına müjde başUklı bir basın bülteni ile
duyurmak. ne yazık ki sanata, hoşgörûye, iyi
niyete \e en önemüsi de Türk sinema sanatina
desteğe ters düşüyor. Tramvay'a karşı alınan
ayrımcı tavırdan ve uygulanan haksızlıktan
dolayi üzgünüm" dıye konuştu
'Yönetmellk maddelert esnetUdl'
Festıval yönetmehğıne gore, yanşmaya 12'den fazla
filmın katılması durumunda, ön seçıcı kurulun
oluşturulması gerektiğini de anımsatan Arun,
"Ancak bu yıl yönetmelik maddeleri
esnetüerek 16 film kabul edildi. Yönetmeükte
olmayan bir maddeye dayanarak da Tramvay
yanşma dışı bırakıldı. Tramvay'ın bu şekilde
cezalandırüması Türk sinema ve Altın
Portakal tarihinde üzücüdür" ifadesini
kullandı Geçen yıl teknik sorunlardan dolayı,
filmı çekmek zorunda kaldıklannı ancakbu yü
yönetmehğe uygun bır şekilde festıvale baş\"urudi
bulunduklannı ıfade eden yönetmen Arun,
"Başvuru sırasında bize hiçbir uyan
yapılmadı. Kabul edilmediğimizi de basından
du>mak hepimizi çok üzdü. Ne geçen ydki ne
de bu yüki yönetmeükte festivale başvuran ve
gösterime sokulmadan çekilen fılmin sonraki
festivale katılamayacağına dair bir hüküm yo
1
Ancak komite her türlü değişiklik hakkı
TÜRSAK ve AKSAV yönetimine aittir
maddesine dayanarak, Tramvay'ı yanşma du
bvraktı" dedı. Arun, Turk sinemasının ^>u kada
az ürün verdiğı bır dönemde yaşanan uygulama
"Emek sarf edilmiş bir sanat eserini,
uluslararası ve Türk kamuoyundan uzak
tutmak. sanata ve emeğe saygısızhktır.
Festivalin bu yıl ilk kez aldığı uluslararasüıl
niteliğine de aykıdır" sozlenyle değerlendırd