Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EYLÜL 2O05 PAZARTESİ
+
CUMHURİYET SAYFA
17
TÜPRAŞ vatandır!
Vardiya düdüğû çalmış. TİJPRAŞ Or-
ta Anadolu rafinerisi işçileri servislerden
inip yürüyüşe geçiyoriar. Islık ve alkış
sesleri arasında sık sık TÛPRAŞ vatan-
dır, vatan satılmaz" sloganı duyuluyor.
Petroi-I ş, Kırıkkale'nın orta yerine
"memlekert çadın" kurmuş, işçilerin de-
yimiyle "TVPRAŞ, yavn'ı vatan nöbeti"
tutuyor. Petrol-iş'ın deneyimli ve müca-
deleci Kırtkkale Şube- Başkanı Recep
Sefer, bir küçük yülcsettinin üzerinde
kalabalığa. sesleniyor. "TÛPRAŞ'ı ba-
balargibisatamayacajksmız, babalargi-
bi çekip gideceksiniz" deyince, topluluk
hareketleniyor, başhyor "Gün gelecek,
devran d&necek; AKP halka hesap ve-
recek" diye bağırmaya.
Recep Sefer, daha da coşuyor, "Bu-
gün TÜPRAŞ elden gfderse" diyor, "Ya-
nn bunlarHarran ovastnı da, Karacabey'i
de, Çukurova'yı da satarlar".
Bu kez slogan değişiyor
"TÜPRjAŞ'a uzanan eller kınlsın..."
Recep Sefer, konuşmasına son nok-
tayı koyuyor
"Recep Tayyip Erdoğan attan nasıl
düşmüşs&, AKP'yi de dktidardan öyle dü-
şüreceğizd"
Islık, alküş, kıyamet...
Geçen hafta; tıpkı Aliağa'da, Bat-
man'da, Izmit'te, Yanrnca'da olduğu gi-
bi Kınkkale'de de memleket çadın ku-
ruldu. Buçjün yine Aliağa'da Batman'da,
Izmit'te v e Kınkkale'de TÜPRAŞ rafine-
rilerinde, Vanmca Petro-Kimya Tesisle-
ri'nde Petrol-lş üyesi işçiler tam gün iş
bırakacaklar.
Ankara'da da sendikacılar, TÜPRAŞ'ın
ihalesinin yapılacağı özelleştirme Idare-
si Başkanlığı önünde kitlesel bir eylem
düzenleyecekler.
Kulaklarda birtek ses çınlayacak bu-
gün:
TÛPFSAŞ vatandır, vatan satılmaz...
TÛPRAŞ vatandır, vatan satılmaz..."
ISIK KANSU
Yayıncı llhan Erdost'un eşi Gül
Erdost, Mukaddes Erdoğdu
Çelik'in "Demir Parmaklıklar Ortak
Düşler" kitabında anlatıyor.
"...Alaz, çok küçüktü, bu konuda bir
sorun olmadı. Türküler, bir süre
sonra kreşe gitti. Çok öfkeli geldi bir
gün. Arkadaşının biri, senin babanı
döverek öldürmüşler, demiş...
Çocuğun annesi bir kitapta okumuş
llhan'ın ölümünü. Bana, sen
yalancısın, seni sevmiyorum, diye
bağırdı, bağırdı... Sonra konuştum.
Bir çocuğa babasının dövülerek
öldürüldüğünün söylenemeyeceğini
anlatmaya uğraştım. Insanlığa
öfkelenmesini istemiyordum. Çünkü
llhan, çocuklan sevgi dolu olsun
isterdi. Gazeteciler de çok sormuştu;
katilleri elinize verseler ne yaparsınız
diye. Hiç... öç almak istemem,
dedim onlara. Çocuklanmın da kin
gütmesini istemedim..."
Bugün12Eylül...
HAKPAR'ın kurucusu, Şeyh
Sarfin torunu Abdülmelik Fr-
rat'ın "Türkiye 'de 20-25 mil-
yon Kürt var. Bu Kürtler an-
cak federal bir sistem, yani
Osmanlı deyimiyle eyalet sis-
temiyle tüm haklanna kavu-
şur" yönündeki açıklaması-
nı Hürriyet'te Özdemir Ince,
bir-iki yazı ile derinlemesine in-
celedi ve "üç anakarada ege-
men olan bir imparatorluğa
özgü ilişkinin Misak-ı Milli sı-
nırlan içinde mümkûn olama-
yacağını" çok haklı olarak vur-
guladı.
özdemir Ince, aynı konu
çerçevesinde, Recep Tayyip
Erdoğan'ın "federal sistemı
tartışmayı kabul etmek" an-
lamına geleceği için Abdül-
melik Fırat'ın kendisinden ıs-
Osmanlı millet modeli
tediği randevu talebine olum-
lu yanıt vermeyeceği kanısın-
da olduğunu da yazdı.
özdemir Ince'ye işte bu
noktada katılamıyoruz. Çün-
kü AKP iktidan, Cumhuriyet-
çi kadrolartarafından başan-
sız kılınan "kamu yönetimi re-
formu" ile "federalsistemi'za-
ten öngörmüştü.
0 sözde kamu yönetimi re-
formu, "Cumhuhyetin ken-
disi için bir mana ifade et-
mediğini" söyleyen Başba-
kanlık Müsteşarı Prof. Dr.
Ömer Dinçer ve "Ulus dev-
letın zayıflaması ve küresel-
leşmenin getirdiği çok koz-
mopolit toplum yapısı, Os-
manlı millet sisteminin bir
yaklaşım olarak ortaya koy-
duğu, farklı kültür ve inanç-
ların asimile edilmeden bir
arada yaşama siyasetinin
önemini yeniden tartışmaya
açmıştır" (Bakınız: Birlikte Ya-
şama Tecrübesi: Osmanlı Mil-
let Sistemi, Yeni Türkiye Der-
gisi, Mayıs-Haziran 2002, Sa-
yı: 45) dıyen Başbakanlık Baş-
müşaviri Prof. Dr. Bilal Eryıl-
maz'ın da aralarında bulun-
duğu bir ekip tarafından ha-
zırtanmıştı. Osmanlı hayranı
AKP kadrolarının ümmet an-
layışı, Türkiye'yi eyaletlere
bölmeye ve federalizme dün-
den hazırdır.
Hesap
Milli Eğitim Bakanlığı, Ortaöğretim Kurumlan
Sınavı'nın 2. yerieştirme kontenjanlarını yanlış
hesaplamış...
Paniğe gerek yok.
Kontenjanlan ebced hesabına göre beliıiemişlerdir.
Kanşıklık ondandır.
ÇAIJŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
TILMAZ ŞİPAL
SSK'nin 40 Yılı (4): (Mart
1981-Temmuz 1987)
2422 sayılı yasa SSK.de yeni bir dönem oluşturacak boyut-
tadır. 8 Maıt 1981 günlü Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Ba-
zı maddeleri 1 Nisan 1981 'de, bazı maddeleri 1 Ocak 1982'de,
bazı maddeleri de 1 Mart 1981'de yürürlüğe girmiştir.
2422 sayıh yasa ile Sosyal Sigortalar Yasası'nda yapılan de-
ğişiklikler, sosyal gjrvenlik sisteminde yeni bir dönem başlat-
mıştır.
2422 sayılı yasa ile yapılan değişıklikler:
A) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın "MaluDük Ayh-
ğmdan YararianmaŞartian"' başlıklı 54. maddesi değiştırilmiş,
"En az 5 yıldan beri sigortah bulunmak, her yıl için ortalama
olarak en az 120 gün veya toplam olarak 1.800 gün malullük,
yaşhhk ve ölüm sigortalan primi ödemiş olmak" koşulu. yerini
"Toplam olarak 1.804) gün veya en az 5 yıldan beri sigortah bu-
lunup, sigortahhk süresinin heryıh için ortalama olarak 180gün
malullük. yaşhbk ve ölüm sigortalan primi ödemiş obnası" ko-
şulunu bırakmıştır.
B) Sosyal Sigortalar Yasası'nın en çok değiştirilen madde-
lerinden biri olan, "'Yaşhhk Ayhğından Yaraıianma Şartian"
başlıklı 6O. maddesuıde yer alan. "Sigortahhk süresi en az 15
yıl olan ve her yü ortalama en az 120 gün malullük, yaşhhk ve
ölüm sigortalan primi ödemiş bulunan sigortah}a da yaşhhk ay-
hğT bağlanması kuralı kısıtlanarak 5 yıl (1.800 gün) pnm öde-
yerek emekli olma lıakkı kaldınlmıştır. Onun yerine sigortalı-
nın "Kadm ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olması, 15 yıl-
dan beri sigortah bulunması" ve aynca en az 3.600 gün (10 tam
yıl) prim ödemiş bulunması koşulu getirilmiştir.
C) 2422 sayılı yasa, sakat sigortalılara erken emekli olabil-
me olanağı getirmiştir. Sakatlığı nedeniyle vergi indiriminden
yararlanrnaya hak kazanmış durumda olan sigortalılann, "yaş-
lan ne olursa olsun, en az 15 yıldan beri sigortah bulunmak ve
en az3.60© gün Malullük. YaşhhkveÖlüm Sigortalan primiöde-
miş obnak şarüyla" yaşlılık ayhğından yararlanmalan sağlan-
mıştır.
D) 506 sayılı yasanın "YaşhhkAyhğının Hesaplanması" baş-
lıklı 61. maddesi de yeniden düzenlenmıştir. Bu düzenlemede,
5.000 gün prim ödeyen sigortalılara bağlanacak aylığuı oranı
yüzde yetmışten yikzde altmışa indirilmiştir. Bunun yanı sıra
"Sigortalmın, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldur-
duğu her tam yaş içinve 5.000günden fazlaödediği her240 gün-
lük maluEiik, yaşhhk veölüm sigortalan primiiçinyüzde 60 ora-
nı l'er artünlarak, sigortahnm kadın ise 50, erkek ise 55 yaşın-
dan eksik her tam yaşı için \t 5.000 günden eksik her 240 gün-
lük malullük, yaşhhk veölümsigortalan primiiçinyüzde 60ora-
nı l'er eksiltilerek" bağlanması kuralı getirilmiştir. Aynca, "ay-
tak bağlama oranı, her halde yüzde 85'i geçemez" denilerek ay-
lık bağlama üst suıın v^de 85'te dondurulmuştur.
E) 2422 sayılı yasa prim oranlannı da yükseltmiştir. Tümü
işverenler tarafından ödenen iş kazaları ile meslek hastalıkla-
n sigortası prim oranı en az yüzde 1.5 ve en çok yüzde 7 ola-
rak saptanmıştır. "MaluDük, yaşhhk ve ölüm sigortalan primi,
sigortahmn kazancının yüzde 20'si" olarak belirlenmiş, bu pri-
min yüzde 9'unun sigortah payı. yüzde 11 'inin de işveren pa-
yı olması öngörühnüştür.
F) "Ayhldann Aİ1 Smın" uygulaması değiştirilmiş ve "Ma-
lullük ve Yaşhhk sigortalanndan bağlanacak a\tklar ile ölüm
sigortasından hak sahibi kimselere bağlanacak ayhklann hesa-
bına esas rutulan a>1ığın alt sının, gösterge tablosundaki en dü-
şük göstergenin katsayıileçarpımımn>üzde70'inden azolama-
;, yacağı'' koşulu getirilmiştir.
G) 2422 sayılı yasa Gösterge Tablosu yeniden düzenlenmiş-
tir. Aynca bu yasa i le eski yeni emekhlere uygulanacak her tak-
vim yılı için ayn bir "Gösterge Tespit Tablosu" sistemi getiril-
miştir.
Af Dağının
Ardındaki
AKP
"Fikri takip"
gazeteciliğin olmazsa
olmazıdır. O ilkeye
bağlılık, geçen yıl
ortaya çıkardığı bir
akaryakıt
kaçakçılığının izini
süren arkadaşımız
llhan Taşcı'yı yüksek
bürokratlar ile
tepedeki
siyasetçilerin de
içinde bulunduğu
karmaşık bir ağa
ulaştırmıştı. Bu
konudaki bir dizi özel
haberi geçen ay
okumuştuk.
llhan Taşcı'nın yeni
çıkan kitabı "Af
Dağının Ardındaki
AKP"ri\n sayfalan da
bir başka agı
açıklıyor...
Dağın ardında kimler
mi var? Kimler yok
ki... Hani AKP iktidan,
Vergi Usul Yasası'nın
"vergi
mahremiyetini"
düzenleyen hükmüne
sığınarak çıkardıklan
o ünlü "vergi
banşı "ndan kimlerin
yarariandığını
açıklamaktan
kaçınmıştı ya, llhan
Taşcı kitabında işte o
"banşsever" değerii
büyüklerimizi
açıklamış...
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakCa yahoo.com.tr
OTOBÜSTEKİLER KEMAL VRGENC k urgencuiyahoo.com
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA hayatepikiamynet.com
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN UEytiil umBU.nuuntaz-itrikcm.cotn
ni •Mii fonçtrtUığt uçak Grtm Satso Oitii
Tam25yıloldu!..
Cuntanın kanlı darbesinin 25. yılı
Karanlığın, utancın ve zulmün 25. yılı
12 Eylül 1980-12 Eylül 2005-09-07
çeyrek asırdır açık duran bir hesap
Darbe düzeninin son bulması,
12 Eylül Anayasası'nın lağvedilmesi, darbecilerin yargılanması,
demokratik, özgür ve
' bağımsız bir ülke için
FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!..
Prof. Dr. Sebati ÖZDEMİR *
6RANSASS0 OPBRASYONU!
134İ'TE BÜGÛN,
BSK/İ7Z? MjSSOeJfJİ'MİM,
. 1343>E
tAAOAM SONRA/ İ7?VyAN FAÇİST #UjeUUJ,MUS-
SOLİNİ 'ye CEPUE ALMIÇ, <£4L DA, eöeev/ıv- n
OEN ÇEKJÜP TU7VKİANK4AS1HA KAHAR YEGIJİŞTİ. /h
MUSSOLİNİ, ROMA'WA/ OJZ£YİHX>£K~t A&iUSZİ V
PAĞLASİ'NDA BULUNAN SHAMSASSO ADLI OTBL- I
DE GÖZSrİM ALTtNC* TUTVLUKK£N, HfTLBR \ I
OUUN KuemMtUW£(Hl İSTBMÎfrf. KuRTnaiPtlcM
TAN ZOUBA, KUZET İTALm'OA "CMMHU&YETÇİ |
FA^ıcr'eiR DEnsrtajtiAN Mussouui, MA- '
A AtiA
KUKIASI
CAKTlR...
Mutsotinij kvrhncı/artyla
tSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESt BAŞKAMJĞI'NDAN
DosyaNo: 2004/23
Davacı Adem Çelik (ASÇ Petrol ve Gıda Tic. Ltd. Şti. temlik alacaklısı ve sigorta mal sahibi) vekili Av Ahmet Rifat Malkoçoğlu ta-
rafından davalı Ray Sigorta AŞ aleyhıne mahkememizde açılmış bulunan itıraztn kaldınlması suretıyle iflas davasında,
Bu ılandan itibaren on beş gün içerisinde diğer alacaklılar davaya müdahale ve itiraz ederek ıflası gerektiren bir hal bulunmadığını
ileri sürebüeceği için bu hususun tebliğ ve ilanına karar verilmiştir. (ttK'nin 158 ve 166. mad.)
Aynca açılan davanın HUMK'nin 507 ila 510. maddelerine göre yapılacağı duruşmanın atılı bulunduğu 10.11.2005 günü saat
15.00'te icra edıleceği taraf ve ilgililerin duruşmada hazır bulunmadıklan takdirde yokluklarında karar verileceği ve tüm delillerini du-
ruşma sonuna kadar vermeleri gerektiği hususu duvurulur. 16.08.2005
' ^ Bas n- 41022
SAGNAK
NtLGÜN CERRAHOĞLU
Döıt Yıl Sonra 11 Eylül
"Bin Laden mi Kazanıyor?" Usame bin Laden'i dün
hafta sonu ilavesine kapak yapan "New York Times"
gazetesi, fotoğrafın yanına bu başlığı yerleştirmişti.
11 Eylül'ün yıldönümünde, ülkenin en etkili yayın or-
ganının geldiği nokta; dört yıl öncesinin "vatan, millet,
Sakarya" havasından çok farklı. New Orleans'la birlik-
te VVashington'ı da etkisine alan "Katrina"; kasırganın
"artçı şoklannın" açtığı gedikle, 11 Eylül politikalannın
ve Bush lideriiğinin sorgulanmasına yol açıyor.
Gerçekte Bush'un tepesindeki kara bulutlar, yaz ta-
tilinde birikmeye başlamıştı. Irak'ta kan gövdeyi gö-
türürken dahi Texas tatilinden vazgeçmeyen Başkan
Bush'u, "Kafrina"dan önce "Cindy kasırgası" yaka-
ladı.
Cindy Sheehan'i hatırlayacaksınız. Cindy Sheehan,
politikayla hiç ilgilenmemiş, kendi halinde bir ev kadı-
nıydı... Oğlu Casey "lrak"\an ceset torbasında dönün-
ce, Cindy'nin hayatının tek amacı bir soruya kilitlenmiş-
ti: "Casey neden öldü?" Bayan Sheehan, Bush'un
karşısına çıkıp kendisıne doğrudan bu soruyu yönelt-
mek istiyordu...
Başkan'ın Texas'taki çiftliğinin kapısında randevu al-
mak için ağustos boyu kamp kuran Sheehan'i, Bush
görmezden gelmekyolunu seçti. Görmezden gelmek-
ten öte, istifini bozmaya yanaşmayan ABD Başkanı; ka-
muoyunun ilgi odağı haline gelen Sheehan'den yaz
boyu kaçtı.
Başkan'ın bu "kaçakgüreşi"; Amerikan kamuoyu ile
Bush arasında açılan "güven krizinin" ilk işaretiydi.
'Katrina", New Orteans sahilterine ulaştğında, ABD rried-
yası çoktan "Cindy Sheehan kasırgası'm diline dola-
mış; Bush'un popülaritesi serbest inişe geçmişti.
Başkan gene 'kaçak'!
George W. Bush, Cindy'ye yaptığını "Katrina"ya da
yaptı. Sular New Orleans'ı yutarken Texas'tan kıpırda-
madı. Felaketin dördüncü gününde "AirForce One'm
penceresinden kasırga yöresini teftiş eden Başkan'ın
böylelfkle her kâbusta "araz; olduğu" tespit edildi.
Amerikalılar, Başkan'ın 11 Eytül'de de aynı tepkiyi ver-
diğini hatıriadılar. George W. Bush, Ikiz Kuleler yerle bir
olduğunda da "Katrina" badiresinde olduğu gibi saat-
lerce ABD semaları üzerinde tur atmıştı.
Başkan'dan "liderlik" bekleyen ortalama Amerikalı,
iki kere iki dört, bunlan nihayet denkledi. Kanaat ön-
derleri, aydınlar ve "etkili elit" arasında ise; "Katrina"
gerçek bir "tumusol" işlevi gördü. Ortadoğu'ya "de-
mokrasi" götürmek ve çekidüzen vermek iddiasında-
ki Bush Amerika'sı; sonuçta "bir kasırgaya yenik düş-
müş ve felaket bölgesi için ilk kez dünyadan yardım
istemek" durumunda kalmıştı.
11 Eylül'de "Ya bizimle ya b'ıze karşı!" diye mütte-
fiklere meydan okuyan Amerika, bu olabilir miydi?
Kasırga 'blöfü' açık etti
"IşteHalep, iştearşın. 'Gönüller koalisyonunda
1
yer
almak isteyene ne âlâ. Hiçbiriniz 'vazgeçılmez' değil-
siniz. Yanımızda yer almak istemeyenin yolu açık!"
"Neo-conlann" kırk yıllık dostlara 11 Eyiül'ün ardın-
dan verdikleri mesaj buydu. Kasırga bu üttimatomun
bir blöf olduğunu gösterdi. Castro bile, New Orteans'ın
düştüğü çaresizlik karşısında, karşı kryıdan "süpergû-
ce" yardım eli önermemiş miydi?
ABD; 11 Eylül'de olduğu gibi, bir kez daha küçük düş-
tü. Niye? 11 Eylül'den bu yana tüm önceliklerini "as-
keri üstünlük ve güçle" tanımladığı için... New Orleans'a
gönderilen "yardım ekipleri" dahi, sivillerden değil si-
lahlı askerlerden oluşuyordu. Uluslararası medyaya
yansıyan bu alışılmadık görüntüler, demokratik dünya-
daşoketkisiyarattı...
Katrina kasırgası", Bush Amerika'sının röntgenini çek-
ti. Fakirle zengin arasındaki uçurumu büsbütün açan
ve yalnız "güçlülerin dilini" konuşan "askeri bir Ame-
rika" bu.
ABD "Katrina" ile bağnnda yaşattığı "üçüncü dün-
yayı" keşfetti. "Neo-con"lann bu dünyayı tümüyle ka-
derine terk ettiğini fark etti. Yönetim, ekonomi politi-
kasını yalnızca zenginlerin vergilerini kesmek üzerine
kurmuş; mevcut kaynaklan da tümüyle "yalanlar" üze-
rine dayandınlan bir savaşa, Irak'a kaydırmıştı. Bunun
karşılığında ABD bugün, 11 Eylül öncesine göre daha
güvenli değil daha güvensiz bir yer.
Başkan'dan öncelikle "güvenlik" ve "liderlik" talep
eden Amerikan halkı için tüm bunlar hayal kınklığı.
"Cindy Sheehan kasırgası" bu yüzden Katrina'dan
daha tehlikeli olacak.
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/-Büvükpaüa-
ma" da denilen
ve evTenın sıfir
ölçekhbirfaktö-
re denk düşen
başlangıç evre- 4
sı. 2/Sukoyma-
ya yarayan
kulplu ve em-
ziklikap... Gü-
nümüzdeHatay
ve Gaziantep
yöresinde görü-
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7 8 9len, eski Türk güreşle-
rinden bin. 3/ Doğu
Anadolu'da bir ırmak...
Okyanuslannçok derin
kesimlerine verilen ad.
4/Insan vücudunun dış
yüzü..."Yağız atlar kiş-
nedi, meşin kırbaç şak-
ladı/Birdakika ye-
rinde durakladı"(F. N.
Çamlıbel). 5/ Saydam 9
ve üstü tanecikli bir ka-
yaç. 6/Japonlara özgü kâğıt katlama sanatı. 7/Olumsuz-
luk belirten bir önek... Tıpta en gelişmiş görüntüleme
tekniğinin kısa yazılışı. 8/Kumar oyunlannda kâr ve za-
rar olmadığını belirtmekte kullanılan sözcük.., " — Far-
row'": ABDli aktns. 9/ "GefinduvagT da denilen vegü-
zel renkli çıçekler açan sanlgan bir bitki.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
îyMukavemet yanşını ve tüfekle aüşı içeren kayak spo-
ru. 2/ Çam, ardıç, sedir gibi ağaçlann yaprağı... Yete-
neksiz sanatçı. 3/Gemininbaştanikinci direği... Gümüş
elementiıün simgesi. 4/ Bu- müzik parçasuun, dinleyi-
cilerin ısteği üzerine bir kez daha çalınması... Amazon
bölgesinde batakkk sık orman. 5/Bir renk... Avuç içi...
Küçük mağara. 6/Bitkisel kökenli biryiyecek ya da içe-
ceğin damakta algilanan hoş kokusu. 7/ Taşıtlarda yü-
kün yükseklik ölçüsü... Bir nota. 8/Babanın kız karde-
şi... Balçık. 9/Kırklareli'nin Vize ilçes;
jıde, "tabiatı ko-
ruma alanı" kapsarruna aluıan orman ve körfez.