Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 EYLÜL 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIŞ HABERLER dishab S cumhuriyet.com.tr 11
AB, adaylık sürecinde sürekli acil çözümü vurgulasa da Güney Kıbns bu yönde hiç adım atmadı
RumlarAB'yi duymuyor• Bölünrnüşlüğünden ötürü
AB'nin temel anlaşmalanyla
bire bir zıtİLk oluşturan Rum
kesiminin iryeliği, 1999
Helsinki Doruğu'nda, adadaki
çözümün Güney'in üyeliğine
bir önkoşul oluşturmayacağı
ifadesiyle giivence altına
alınmış oldu.
ELÇİN POVRAZLAR
BRÜKSEL - Türkiye, Avrupa Bir-
liği'nin (AB) 17 Aralık doruğunun
sonuç bildirgesindeki Kıbns'a ilişkin
koşullan gecücmeksızin yenne getirir-
ken Rum kesimi adaylık sürecinde,
birliğin pek çok doruk sonuç bildirge-
sinde yer verdiği adanm bölünmüşlü-
ğüne yönelik nıyanlanna ve üye ol-
madan önce çözûm çağnlanna kulak
asmaksızın AB üyesi oldu.
Bölünmüşlü-ğünden ötürü AB'nin
temel anlaşmalanyla bire bir zıtlık
oluşturan Güney Kıbns'ın üyeliği,
1999'daki Helsinki Doruğu'nda çö-
zümün üyeliğine bir önkoşul oluştur-
mayacağı ifadesiyle güvence altuıa
alınmış oldu. K.um yönetiminin aday-
lık sürecinde, ABnın doruk sonuç
bildirgelerinin genişleme paragrafın-
da her nrsatta adanın bölünmüşlüğü-
RUM KESİMİ, BM ŞEMSlYESl ALTINDA ÇÖZÜMDEN RAHATSIZ
Karşı deJdarasyon tartışması sürüyor
Dış Haberier Servisi - Avrupa Birliği'nın (AB).
Türkiye'nin Kıbns deklarasyonuna yönelik olarak
yapacağı karşı deklarasyona ilişkin tartışmalar
sürüyor. Internette yayın yapan AB Haber sitesine
göre, karşı deklarasyon taslağında "Birleşnüş
Milkder şemsryesi alünda Kıbns sorununun
çözümüne" vurgu yapılmasının, Güney Kıbns Rum
yönetimini rahatsız ettiği belirtilıyor. Taslağın, Rum
yönetimini rahatsız eden 6'ncı maddesi şöyle:
"Avrupa Birüği ve üye ülkeleri, Türkiye'nin
açıklamasında yer alan. BM Güvenlik Konse\i
doğnıltusunda Kıbns sorununa kapsamlı bir çözüm
bulmak için genel sekreterin çabalanna desteklerinin
devam edeceği taahhüdünü not eder. A\rupa Biriiği ve
üye ülkeler adil \e kalıcı bir çözümün bölgede banşa,
istikrara ve güzel Uişkilere katkı koyacağı konusunda
aynı görüştedirier." Yunanistan Başbakanı Kostas
Karamanîis, "Atina'nın, Türkiye'nin AB üyeliğini
desteklediğinL, ancak bu desteğin kayıtsız şartsız ve
yeniden değerlendirmeye kapalı olmadıguu'" söyledı.
ne ve acil çözüme işaret etmesine rağ-
men Rum yönetüni bu yönde adım at-
madı. Aday ülkeler için yalnızca siya-
si bağlayıcılığı bulunan AB doruk so-
nuç bildirgelerinin hukuki anlamda
herhangi bir bağlayıcılığı bulunmu-
yor. AB'nin Güney Kıbns'ın adaylık
sürecine yönelik doruk kararlan şöy-
le:
Aralık 1997 Lüksemburg Doruğu -
28. Paragraf: Kıbns'ın katılımı tüm
topluluklara sivil banş ve uzlaşı için
destek sağlamalı. Katılım müzakere-
leri Kıbns sorununun iki topluluklu.
iki bölgeli bir federasyon görüşünü
BAŞBAKAN BM DORUĞU'NA KATILACAK
Erdoğan beşînci
kez ABD yolcusu
• Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün, Ankara ile
ilişkilerini 3 aydır maslahatgüzar seviyesinde yürüten,
görüşmelerde "2. adamlan" görevlendiren ve PKK konusunda
beklenen desteği vermeyen ABD'ye gidiyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
13-16 Eylül arasmda yapılacak Bir-
leşmiş Milletler (BM) Doruğu'na
katılmak üzere bugün ABD'ye gidi-
yor. Bu aynı ramanda Erdoğan'm
başbakanlıgı süresince ABD'ye yap-
tığı 5. gezı olacak. Erdoğanın. ABD
ile Türkiye arasındaki sonınlann çö-
zülemediği bir dönemde gerçekleş-
tireceği ziyarette Türkiye 'nin arabu-
lucuk yaptığı Pakistan- îsrail ılişki-
leri de gündeme gelecek. Başbakan
Erdoğan, Türkiye ile ABD arasın-
daki a>Tilıklanıı giderek dennleştiği
bir dönemde bu ülkeye 5. gezisini
yapıyor.
iki ülke arasındaki ilişkiler
ABD nin Irak konusunda yeterli des-
teği alamaması nedeniyle son dö-
nemde geriledi. Ankara Büyükelçi-
liği'nin ilişkileTİni 3 aydır maslahat-
güzar seviyesinde yürüten ABD, PKK
konusunda da Türkiye "nin bekledi-
GÜLNEWYORK'TA
PKK
masada
olacak
Dış Haberier Servisi -
Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı AbduDah Gül,
Birleşmış Milletler (BM)
Dünya Zirvesi'ne katılmak
ve çeşitli temaslarda
bulunmak üzere dün saat
12.30'da, tarifeli uçakla New
York'a gitti. Gül, Atatürk
Havalimanı'nda düzenledigi
basın toplantısında, ABD
Dışişleri Bakanı Condoleezza
Rke ile yapacağı görüşmede
PKK sorvınunun da gündeme
geleceğini söyledi. BM
Dünya Zirvesi ile BM 60.
Genel Kurulu görüşmelerine
katılacak olan Gül, 24
Eylül'de yurda dönecek. Rice
ile yapacağı görüşmede,
PKK'nin de ele alınacağını
belirten Gül, "Etidn bir
mücadeleyi yapana kadar
şüphesiz ki bu konu,
Amerikalüar ile
görüşmekrimizde daima
masada olacak" dedi. Gül,
geçen hafta Ankara'ya gelen
üst düzey ABDli yetkililerle
de önemli görüşmeler
yapıldığını anımsattı.
ği desteği vermiyor. ABD, Türkiye
ile görüşmelerde birinci isimler ye-
rine onlann yardnncılannı adres gös-
teriyor.
Erdoğan, bu sorunlann gölgesi al-
tında gerçekleşecek ziyaretinde, da-
ha önce randevu istemini 5 hafta bo-
yunca yanıtsız bırakan Başkan Ge-
orge Bush'la diğer doruk katıhmcı-
lanyla birlikte "resepsiyonda'' bir
araya gelecek. Başbakan Erdoğan,
ziyaretinin ük gününde, merkezi Nevv
York'ta bulunan etkin düşünce kuru-
luşu Dış İlişkiler Konseyi'nin, onu-
runa vereceğı öğle yemeğine katıla-
cak. Aynı gün PBS televizyonunda
yayvmlanan Charlie Rose Show'a bir
röportaj verecek olan Erdoğan, Ame-
rikan Musevi örgütleri temsikileri-
ni Türkevi'nde kabul edecek.
ABD'deki Türk ışadamlanm da
aynı gün kabul edecek olan Erdo-
ğan, BM Binası'nda Arnavutluk
Cumhurbaşkanı Alfred Moisiu ile
görüşecek. Erdoğan. daha sonra Bush
ve eşinin, zirveye katılan lıderler onu-
mna vereceği resepsiyona katılacak.
BM binasında 14 Eylül'de, lider-
ler onuruna verilecek kahvalhya ka-
tılacak olan Erdoğan, daha sonra BM
Doruğu'nun açılışında yer alacak.
Erdoğan, öğleden önce Îsrail Başba-
kanı Ariel Şaron ile BM binasında gö-
rüşecek. Başbakan, BM Genel Sek-
reteri Korî Annan'ın liderler onuru-
na vereceği öğlen yemeğine de katı-
lacak.
Erdoğan'ın ziyareti srrasmda Ari-
el Şaron ve Pakistan Devlet Başka-
nı Pervez Müşerrefle bir araya ge-
lecek olması, iki ülke ilişkilerinin
normalleştirihnesinde arabuluculuk
yapan Türkiye'nin bu konudaki gö-
rüşlerini bir kez daha taraflara ilet-
mesi açısından önem taşıyor. Görüş-
mede, bir süre önce basına yansıyan
ancak, Dışişleri Bakanlığı tarafin-
dan "yalanlanamayan'' Îsrail'in, Tür-
kiye'nin Islam ülkelerindeki elçilik-
lerinde "ofis" açması konusunun da
gündeme gelebileceği belirtiliyor.
BM Genel Kurulu'na hitap etme-
si beklenen Erdoğan, öğleden sonra
BM Kalkınma Programı (UNDP)
Başkanı Kemal Derviş'i de kabul
edecek. Erdoğan, Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkam
Ivo Miro Joviç ve Krrgızıstan Cum-
hurbaşkam Kurmanbek Bakiev ile
birer görüşme yapacak.
Erdoğan, akşam saatlerinde ise
Türkevi'nde verilecek bir resepsi-
yonda, New York ve çevresindeki
Türkler ile Türk dernek ve kuruluş
temsilcileriyle bir araya gelecek. Baş-
bakan Erdoğan, 16 Eylül'de, ABD es-
ki Başkam Bfll CHntonın bir küre-
sel girişimi olan "Uygarhklar Birbi-
riyleNasılKonuşmaİıdır" konulu pa-
nele katılacak.
sürdürerek BM çatısı alrındaki görüş-
meler çerçevesinde bulunacak bir çö-
züme olumlu katkı sağlayacaktır. Bu
noktada Avrupa Konseyi Kıbns hükü-
metinin müzakere heyetinde Kıbnslı
Türk temsilcilere yer vermesini ister.
Bu isteğin gerçekleşmesi için Dönem
Başkanlığı ve Komisyon gerekli gö-
rüşmeleri yapacaktır.
Arahk 1999Helsinki Doruğu-4. Pa-
ragraf: Aday ülkeler müzakere süre-
cine eşit temelde katılıyorlar. AB'nin
değer ve hedeflennı paylaşmalan ge-
rekir. Bu konuda AB Konseyi BM ko-
şullan çerçevesinde anlaşmazlıklann
banşçıl yollarla çözülme ilkesırun öne-
mine dikkat çekerek aday ülkelerin sı-
nır anlaşmazlıklannı çözme konusun-
da her türlü çabayı göstermesı gerek-
tiğini \nrgular. Konunun başansızlık-
la sonuçlanması durumunda anlaş-
mazlıklar uygun bir zaman çerçevesin-
de Uluslararası Adalet Dı\anı'na ge-
tirilmehdir
Paragraf 9.(a): AB Konseyi Kıbns
sorununun çözümüne yönelik olarak
Nev, York'ta 3 Arahk'ta başlatılan gö-
rüşmelen memnunıyetle karşılar.
(b): Konsey siyası bir çözümün Kıb-
ns'ın katılımını kolaylaştıracağınrn
altını çızer. Katılım müzakerelerinin
sonunda bir çözüme ulaşılmaması du-
rumunda, Konsey bunu bir önkoşul
saymaksızm karannı verecektir. Bu
konuda Konsey tüm ilgili unsurlan
göz önüne alacaktır.
Arahk 2002 Kopenhag Doruğu-10.
Paragraf: Kıbns'la katıhm müzakere-
leri tamamlanarak Kıbns AB'ye yeni
üye ülke olarak kabul edilmiştir. Bu-
nunla birlikte AB Konseyi Birleşik
Kıbns'ın AB'ye üye olmasını kuvvet-
le tercih eder.
Paragraf 11: Birlik çözüm koşulla-
nnın Katılım Antlaşması çerçevesin-
de mekân buhnası ve AB'nin kuruluş
ilkeleri çizgisinde olması gerektığini
hatırlatır. Çözüm durumunda Konsey,
Komisyon'un önerileri çerçevesinde
Kıbns Türk topluluğuna ilişkin olarak
Kıbns'ın katümuna yönelik uyarla-
malan konusunda oybirliğiyle karar ve-
recektir.
Paragraf 12: AB Konseyi çözüm ol-
maması durumunda, Konsey'in Komis-
yon'un önerileri sonucu tersi yönde ka-
rar vereceği ana kadar AB müktese-
batı adanın kuzeyinde askıya alınmış-
tır. Bu arada Konsey, Kıbns hüküme-
tıyle birlikte Kuzey Kıbns'ın ekono-
mık gelişimini sağlamak ve birliğe
yaklaştırmak konusunda Komisyona
çağnda bulunur.
J^ y ı . ı J / , M **, s*+ts*m Kuzev tr1andason\ıllardakiengergingünlerindenbirini
lU lîlCyUUH SuVUŞl >aşadı. Başkent Belfasfın batısında. Protestanların
• ' • * Örange Yürüyüşü'nün ardından çıkan çaüşmalarda
onlarca polis yaralandı. Protestanlar, güvenlik güçlerine molotof kokteyUeri ve el yapımı bombalarla saldınrken poBs
zaman zaman basınçh su ve plastik mermi kullandı. Olaylar diğer bölgelere sıçrarken Belfast sokaklannda Protes-
tanlarla Katolikler arasmda da çanşmalar yaşandı. Çabşmalar sırasında silah sesleri duyuldu. Bu \ ıL bölge sakütlerinin
talebi üzerine. \iiru\iis güzergâhımn değiştirilmesi Protestanlan kızdırmıştı. Protestanlar, renkli kıyafetleri ve müzik
eşUğinde her yıl düzenledikleriyürüyüşle 17. \iiz\ilda. Katolik Kral 2. James'in yenilgiye uğratürnasmı kuthıyor. (AP)
Almanya Başbakanı Schröder ile CDU lideri radyoda tartıştı
'Merkel yine hata yapıyor'Dış Haberier Servisi - Almanya
Başbakanı Gerhard Schröder, Hı-
ristiyan Demokrat Birlik (CDU)
Genel Başkanı Angela Merkel'in,
Türkiye'nin Avrupa Biriiği (AB)
üyeliği konusunda, Irak'ta yaptığı
hatayı tekrarladığını söyledi. Baş-
bakan Schröder, dün ara-
lannda Türkçe yayın ya-
pan Metropol FM'nin de
bulunduğu 40 radyoda
canlı olarak yayımlanan
bir seçim programında
Merkel ile birlikte çeşitli
sorulan yamtladı.
Schröder ve Merkel, 18
Eylül'de yapılacak seçım
öncesinde, programda
kendilerine aynlan 30'ar
dakikada sorulan yanıtla-
dılar. Başbakan Schröder,
Türkiye'nin AB üyeliğine
ilişkin bir soru üzerine.
"Merkel Türkiye konu-
sunda, Irak konusunda
yaptığı aynı hatayı yapı-
yor. Irak'ta savaşa inandı,
bu savaşı destekledi Şim-
di bundan vazgecmesine seviniyo-
rum. Şimdi Türkiye konusunda da
aynı hatayı yapıjor. Hata da şudur:
Bir güverüik konusunu. dış politi-
ka konusunu iç politika malzeme-
si yapamazsıruz. Buna izin vereme-
>iz. Bu Almanya'nin çıkarlanna
aykındır" dedı. Türkiye ile AB
üyelik müzakerelerine başlanma-
sı konusunda sadece kendısinin de-
ğil, tüm birlik ülkelerınin oybirli-
ğiyle karar verdığini anımsatan
Schröder şunlan söyledi: "Bunla-
ALMANYADA DURUM KÖTÜ
Türkler yoksullaştı
BERLlN (AA) - Merkezi Almanya'nın Essen
kentinde bulunan Türkiye Araştırmalar
Merkezi'nin (TAM) Direktörü FarukŞen,
Almanya'daki Türklerın vüzde 30"unun yoksulluk
ıçinde yaşadığım söyledi. Şen, yaptıklan
araştmnamn sonuçlanru açıklarken bu oranın
Ahnanlar arasında ise yüzde 14 olduğunu belirtti.
Şen, Almanya'ya gelen birinci kuşak Türklerin
çok düşük bir emekli maaşıvla geçinmek zorunda
kaldıklannı, yeni kuşaklann yüzde 30'unun işsiz
olduğunu kaydertı. Gittikçe körüleşen ekonomik
durumlanndan dolayı Türkiye"ye dönmek isteyen
Türklenn sayısının her geçen gün arttığını ıfade
eden Şen, "Günümüzde her 3 Türk'ten biri
ülkesine dönmek isthor" dedi.
ruı arasmda muhafazakâr hükü-
metier de var. Türkiye ile müzake-
reler 10 ila 15yıl sürecek, bunu Tür-
kiye de biliyor. Herkes Türkiye'nin
çevresinde neler olduğunu büiyor.
Irak, İran. Kafkaslar, aynca Hin-
distan ile Pakistan arasındaki ihti-
laf. Türkiye'de köktendinci olma-
yan bir İslamiyet ile Batüı a> dmlan-
manın birieştirilmesinin başarıl-
ması Avrupa ve böylece Almanya
için de ne kadar büyük bir güven-
lik kazancı olacaktır. Beninı için
önemli olan bu."
Herkesin, tehlikeli bir
dünyada yaşadığının bi-
lincinde ohnası gerektiği-
ni kaydeden Schröder,
u
Dünyada ne kadar banş
yaraürsak ve ihtilaflann
çözümü için çaba harcar-
sak, bu, kendi insanlan-
mızm çıkanna olacaktır''
dedi. Merkel ise teröre kar-
şı mücadeleyle ilgili bir
soru üzerine, kamuoyuna
açık alanlann video ka-
meralarla izlenmesinden
ve pasaportlara parmak
izi uygulaması getirilme-
sinden yana olduğunu be-
lirtti.
î Merkel, Almanya'da ya-
saklanan Islami Cemiyet
ve Cemaatlen Biriiği (İCCB) yö-
neticisi Metin Kaplan'ın Türki-
ye'ye gönderilmesinin çok zor bir
şekilde yapıldığını ifade ederek
"Biz bu konuda daha farku dav-
ranırdık" dedi.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Katrina Kasırgası ve
Vahşi Kapitalizmin
Teslim Oluşu
ABD'nin Nevv Orleans kentini vuran kasırga
karşısında "dünya devi ve lideri" ülkenin yöne-
timi çaresiz kaldı. ABD yüze yakın ülkede aske-
ri üs bulunduruyor. Birçok ülke ABD'nin açık ve
örtülü işgali altında. Yedi tane dev nükleerfilosu
dünya denizlerini sarmış. Ay'a insan göndermiş,
ama kendini vuran doğa olayının üstesinden ge-
lemiyor.
Parası var, araçları var, teknolojisi var ve yine
de çaresiz kalıyor. Çünkü Amerikan kapitalizmi-
nin işleyişi ve felsefesi "toplumsal değil, birey-
sel düzen" üzerine yerleştirilmiş. Insanlar baş-
larının çaresine bakmak zorunda. Devlet yerine
sigorta şirketinegideceksin. Sigortan yoksa van-
dın. Sigorta şirketi batmışsa yine yandın. ölen
ölür kalan sağlar bızimdir!..
Ortada sosyal devlet olmadığı için "toplumsal
olaylara karşı" çözüm üretilemiyor. Kapitalist sis-
tem buna izin vermiyor. Üretilen bütün çözüm-
lemeler küresel sömürü için. Vahşi kapitalizmin
dış sömürü düzeni, geniş kesimleri etkileyen bu
tür iç olaylar karşısında çaresiz kalıyor.
- Aynen 1930'lardaki "Borsa krizinde" olduğu
gibi. Doğal bir afet gibi gelen "Borsa felaketi" in-
sanları silip süpürmüştü. Kendini öldürenler, so-
kaklarda açlıktan ölenler, çıldıranlar vahşi kapi-
talizmin vahşi borsasının doğal bir sonucuydu.
- Aynen Katrina kasırgası ve hortumu gibiydi.
Borsa krizi, hortumlayanlan daalıp götürmüştü.
Amerikan sistemi uzaya silah yerleştirebiliyor.
Irak'ı işgal edebiliyor; dev şirketleri Türkiye ben-
zeri ülkelere buldozerler gibi girip çiftçiyi, işçiyi,
esnafı sömürüyor. Ama aynı vahşi kapitalizm
kendisinı vuran bir kasırga karşısında insanlara
ulaşamıyor, insanları taşıyamıyor, kente gıda yar-
dımı yapamıyor.
- Sıstem bireyi terk etmiş. Sistem zengin, güç-
lü, silahlı; her şeyı var. Ama kendini bile kurtara-
mıyor, çünkü Amerika'nın vahşi kapitalizmi top-
lumu, toplumsallığı göz ardı etmiş. Bireysel öz-
gürlük var ama toplumsal özgürlük yok. Yöne-
timlerin toplumsal misyonu bulunmuyor.
Bireysel özgürlükleri ile toplumsal özgürlükler
arasında denge ve tamamlaşma olmadığı için
koskoca Amerika, bir kentine bile yardım ede-
mez hale düşüyor.
Katrina kasırgası yalnız Nevv Orleans'ı değil
Amerikan kapitalizmini de vurdu ve silkeledi.
Amerikan kapitalizmi "toplumsal faydayı" kapi-
talist felsefe ve dış sömürü üzerine yoğunlaştır-
mış. Içerde "halkınyaran, halkçılık"diyebiryak-
laşım yok. Sisteme göre, "bireyler kendi çıkar-
lannı korurken toplum da gelişmiş olur". Bu an-
layış toplumsal yarar kavramı yerine kapitalist an-
layışın beyinlere kazınması sonucunu doğurmuş.
lşte Katrina kasırgası gibi bir olayla karşılaşıl-
dığında, sistem buna yanıt veremiyor, çünkü
halkçılık ve toplumsallık beyinlerin reddettiği bir
kavram. "Federaller" bile buna çözüm getiremi-
yor.
Federal güçler, siyah-beyaz çatışmalannda ve-
ya kapitalist mafya hesaplaşmalarında iç sava-
şı önleme amacına göre düzenlenmiş. Engelle-
me amacı var ama "toplumsal yardım sağlama
misyonu yok". Bu misyon biraz da dinci gerek-
çelerle kiliselerin üstlendıği bir durum.
Kiliseler 1929-1930 Borsa krizinde sokakta
çorba dağıtarak ancak marjinal bir işlev üstlene-
biliyordu. Katrina gibi bir afet karşısında çözüm
getirmeleri olanağı kesinlikle bulunmuyor.
Bunlar sosyal devlet politikaları sonucu çözü-
lebilecek sorunlardır. ABD'de devletin böyle bir
misyonu bulunmuyor. Devletin misyonu 100 ül-
kede ABD üsleri kurmak, diğer ülkeleri Batı ka-
pitalizmi adına işgal etmek; uzaya, dünyayı vur-
mak için ABD füzeleri ve lazer silahları yerleş-
tirmek olarak görülüyor. Sistemin öncelikleri
bunlardır. Vahşi kapitalizm toplumsal ve top-
lumcu politikalara hiçbir zaman izin vermez.
Katrina kasırgası ve ABD'nin güneydeki fakir
bölgelerinegetirdiği felaket Amerikan sisteminin
ve onun yeni dünya düzeninin ne anlam taşıdı-
ğının gözler önüne serilmesine yardım etti.
Dünya insanına ve halklarına "halkçı politika-
larla yarar sağlayamayan düzenlehn" nasıl aciz
kaldıkları açık bir biçimde görüldü.
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
AVRUPA REFORM MERKEZÎ
lurkıye ıun uyelıgı
AB'yi gîiçlendirir'
Haber Merkezi -
AB'nin düşünce kuru-
luşu Avrupa Reform
Merkezi, Balkanlar,
Kafkaslar, Ortadoğu ve
Orta Asya'da iyi ilişki-
leri olan Türkiye'nin
üyeliğinin, AB'nin or-
tak dış politika ve sa-
vTinma politikasını da-
ha çok güçlendireceği-
ni belirtti.
Avrupa Reform Mer-
kezi, Türkiye'nin AB
üyeliğine dair bir ana-
liz raporu hazırladı.
Analizde. Türkiye'nin,
AB'nin ortak dış poli-
tika ve güvenlik politi-
kasını zayıflatarak bir-
liği bozacağma ilişkin
iddıalann yanlış oldu-
ğu vurgulanıyor. Ana-
lizde, Türkiye'nin üye-
liğinin. AB'nin ortak
sa\
r
unma bloku için so-
run yararmasmın tersi-
ne stratejik bir güç sağ-
layacağı ve AB'nin sa-
vunma eUni güçlendire-
ceği belirtildi.
Balkanlar, Ortadoğu,
Kafkaslar, İran, Irakve
Orta Asya'daki sorun-
lu bölgelerde AB'nin
çok etkin olamadığının
vurgulandığı analizde,
Türkiye, özellikle son
yıllarda komşulanyla
olan ihşkilerini güçlen-
dirdiği. aynca Ortado-
ğu, Kafkaslar, Balkan-
lar ve Orta Doğu'da
güçlü ilişkilerinin ol-
duğu, AB'nin de bu iliş-
kilerden faydalanabile-
ceği ifade edildi.
Türkiye'nin, Iran'ı
nükleer silah üretmek-
ten vazgeçirme konu-
sunda, AB ve ABD
amaçlanyla ortak bir
hareket içinde olduğu-
nun belirtildiği anahz-
de, bu ülkeye karşı güç
kullanılmaması konu-
sunda AB ile paralel,
ancak ABD ile ayn dü-
şüncede olduğu ifade
edildi.
Analizde, Türki-
ye'nin, savunma poli-
tikalarında, ABD'den
çok AB merkezli bir po-
litikaya doğru hareket
ettiği belirtildi.