18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
I EYLÖL 2=005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Erdoğan: "yurtiçinde tarafsızım." J. Demefk ki, Türfcfye'cfe £ kims-eyi tutinuyof OektrunBt posta: dariZMmGcwnhuriyeicom.tr vww.ctenteom.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0,212.512 44 9? - Memura sadaka gibi zam yapılmış... 'Maaşlar cami önünde dağrtılsın!" Leman Cadûabostan _ Plajı'nda 'DonunaSahip Çık" eylerri yapan Lemai dergisine yönelik Cihar Demirci'nin eleşttn sine _eman'dan yanrt geldi. Demirci'nin 'Hazıne'den 500 bin dolar kredi alarak oalazıanmaya jalışanlann hazinesi artık nnizah olamaz" görüşüne karşılık "Bu üir kuru iftiradır. Leman dergisi devletien, devlet oankasından, Hazine'den tüm hayatı boyunca beş kuruş kredi almamıştır" denildive200bin dolaıiı k matbaa yatınmı karşılığı, yatınnn tutan kadar vergiindiriminden yararlandığı bıldirildi. Darbe Ayşe Meral: "Amerikancı darbelerde sıra Azerbaycan'a gelmiş... Kılavuzu Soros olanın burnu Bush'tan kurtulmazT TÜRKİYELİ düşünürier şu sıra, aralarına "yabancı" almadan düzenleyecekleri "Ermeni Konferansı"na hazırlanıyorlar. Epey yoğun bir tempoda düşünüp taşınıyor olmalılar. Çünkü düşünürierin yazar çizer takımına bakıyorum da yıldönümünde bile "Büyük Zafer"den söz edecek zamanlan yok; örneğin ada sahillerinde geziniyorlar. Düşünür olmak zor iş; bunca "sorun" arasından hangi birini düşüneceksin! Istanbul'dan Erman Teoman da Boğaziçi Üniversitesi'nin organizatöriüğündeki "Ermeni Konferansı" münasebetiyle düşünmeye çalışmış... Düşünmeye 1.5 milyon Ermeni'nin öldüğünü ve öldürüldüğünü kabul ederek başlamış. Ölenler için toplu mezarlar düşünmüş... Toplu mezarlar 10O'er kişilik olsa Anadolu'da 15 bin toplu mezar olması gerek. 15 bin toplu mezar az sayı değil... DüşününceNerede bu toplu mezarlar? Türkiyeli düşünürier, bu "sorun"u düşünmeli. Bir "toplu mezar kınmı" da yapılmış olabilir! Erman Teoman, düşünmeye çalışırken "zorunlu göç" güzergâhı olarak Kars-Beyrut arasını varsaymış. Bu mesafe 1500 kilometre. Düşünde "konvoy'Ma yürümeye başlamış. Günde 10 kilometre yürüyebilmiş. Kars'tan Beyrut'a ancak 150 günde varabilmiş. Ortaya şöyle bir hesap çıkmış: 1.5 milyon kişi 150 günde öldüğüne ve öldürüldüğüne göre günlük cenaze sayısı 10 bini buluyor. Günde 10 bin kişiyı 10O'er kişilik toplu mezarlara gömme durumu da söz konusu olduğuna göre bin 500 kilometrelik güzergâhta bir yandan her gün yürüyerek 10 kilometre yol alınırken bir yandan da 10O'er metre arayla 100 toplu mezar açılıyor. 1.5 milyon kişinin öldürülmesi ve toplu mezaıiara gömülmesi konusunda mutlaka Türkiyeli düşünürierin başka bir hesap yöntemi vardır ama Erman Teoman'ın hesabı da yabana atılacak gibi değil. Yaban deyince, aralanna "yabancı" almayan Türkiyeli düşünürier bu hesabı yapana "ya sayı saymasını bilmiyor ya da hiç sopa yememiş" diyebilir ama 1.5 milyon Ermeni'nin öldürüldüğünü söyleyen kendileri. Erman Teoman'ın başka bir önermesi daha var: "öyle anlaşılıyor ki Anadolu'da zorunlu göçe tabi tutulan 1.5 milyon Ermeni ölmemiş; yollanna devam etmiş ve bir kısmı Avrupa'ya bir kısmı da Amerika'ya giderek bugünkü Ermeni diasporasını oluşturmuş." Düşününce neler çıkıyor ortaya... Düşünürier biraz daha fazla düşünmeli. Yoksa düşkünleri oynayacaklar! SESSİZSEDASIZ(I) BUNLAI2- _ BA&IMSTZ.LIGI Ellerinde demokrasi ile geldiler! SON 50 yıl içinde ulusça nereden nereye geldiğimizin ya da nerelere götürüldüğümüzün kısa bir özetini yapıyor Ankara'dan Nurcan Tüfekçi: "Amerika Birieşik Devletleri'nin ve Avrupa Birtiği'nin danışman ordulan, sermayesi ve onlann yerii işbiriikçileri, kültürieri ve misyonerieriyle ülkemize geldiklerinde, onlann ellerinde 'demokrasi', 'insan haklan' ve 'etnik değerler' vardı. Bizim elimizde ise tam bağımsızlığımız, üniter devletimiz, onurlu aydınlanmız, yer altı ve yer üstü kaynaklanyla t tamamı bize ait olan topraklanmız, açık alnımız ve dimdik başımız vardı. Biz bir an gözümüzü kapattık ve gözümüzü açtığımızda, onlann elinde ekonomik ve doğal kaynaklanmız, yedide ikisi satılmış topraklanmız vardı. Bizim elimizde ise parçalanmakta olan bir vatan, kime hizmet ettikleri belli bir kısım 'aydın'lar, yoksullaşıp dağtlmış aile yapımız kalmıştı ve üstelik başımıza da türban geçirilmişti." Eksiği var, fazlast yok... Inanmayan, küresel köyün kavalcılanna sorabilir! Yüksek Yerilim Hattı erdincutku g yahoo.com Mizahçı yeri ge/ince Donkîşot olmalı... Donsuz kalacağını bi/se bile; otoriteye avuç açmamalı! Bir Avuç Can Güvenliği TÜRKSEN BAŞER KAFAOĞLU Nerede can güvenliğimiz var diyesıralamaya çalışıyo- ruz ama ne yerde, ne gökte diye bir sonuçla karşılaşıyo- ruz. Bu kez de havadaki bir avjç can güvenliğimizden söz edeceğiz. Bunu yapar- ken de "Isîikbal gök'erde- J/r" dıyen Mustafa Kemal Âtatürk'ün toplu ulaşım kapsamında yer verdıği ha- vacılık anlayışının önemine değinmeden geçemeyece- ğiz. O güç ve kısa süreçte, yani 1930'larda ilk kez Anka- ra'da Etimesgut ve Eskışehir yakınındalnönü'deTürkHa- va Kurumu kurarak sıvil ha- vacılığı, pilot yetiştirmeyi son derece önemseyen Ulu ön- der, 15 Türk gencini Rus- ya'yagöndererek ilgilı konu- larda eğitimlerini sağlamış, geleceğin değişim temelleri o tarihte oluşturulmuştu. Göklerimize, havacılığımıza sahıp çıkma, kendi uçak ve kadrolarımızla dış dünyaya ulaşabilme savı üzerinde son derece titiz davranmış- tı. Havacılıkta teknik işlerle yakından ilgilenmiş bir bü- Vüğümüzün, kaliteli eteman- "îrın o süreçte ne kadar önemsendiğini ve bununla ilgili gurur verici anılannı din- lemiştim. Ya şimdi? THY'ye ait uçaklann ne durumda olduğunu göste- ren bir tabloyu şimdilerde, yani 25 Ağustos 2005 tarih- li Milliyet gazetesinde gör- düğümde çok şaşırdım. Bu- rada, bakım şubesi tarafın- dan yapılan bir arıza sırala- masında, 1. sırada yer alan söz konusu uçaklaria22 kez uçuş yapılmış olduğu belir- tilmekteydi. Yine aynı tablo- nun attındaki ikinci tabloda, operasyon şubesi tarafın- can ceza sıralamasında da en önde yer alan ve 13.486 YTL ceza kesilen uçaklann, THY uçakları olduğu yer al- mıştı. Hem yolcu akışını ak- satmama hem de bilgili tek- nik kadroların özel sektöre kayması ve araç gereç sıkın- tısı vb. nedeniyle bu uçakla- nn uçuşlan, anzalan onanla- madan böylece sürüp gidi- yormuş. Periyodik bakımla- rı bile yapılmayan uçaklann kaza riskinin ne denli yüksek olduğunu söylemeye dahi gerek yok. Anzalı uçaklann bakımı ve bu işleri yapan ya da yaptı- ran teknik kişiler, toplu taşı- macılıktaki can güvenliği açısından büyük önem taşı- yor, ama gereken önem ve- rilmiyor. 2005 yılı Ağustos ayında tam da bu konuyla ilgili ola- rak TBMM'de kabul edilen tasan, Sayın Cumhurbaşka- nımız tarafından veto edil- mişti. Nedeni de söz konu- su tasanda genel müdürlüğe atanacak kişilerden oluşa- cak kadronun niteliklerinin belirtilmemiş olmasıydı. Teknik kadrolann iktidar- lara göre değişikliklere uğ- raması ile yaşanan yandaş ve yanlış kadrolar oluştur- manın ceremesini biz yurt- taşlar ödüyoruz. Değişen teknik kadrolar nedeniyle deniz ulaşımında yaşanan- lar, umarız hava ulaşımında da olmaz. örneğin bu yıl Kadıköy nh- tımına 4-5 kez yanaşmayı deneyip sonra toslayarak yanaştınlan vapuriann duru- munu bilmezden gelemeyiz. Uçak toslamalan da vapu- runkilerden çok daha kor- kunç sonuçlar verebilir. Bu iş, ne yandaş kadrolarla ne de şansa bağlı olarak değil, teknik işlerde çalışacak olanların bilgi ve niteliklerine göre belirlenmelidir. ÇİZGtLtK KÂMtL MASARACl kamilmasaracio mynet.com tlAtt , i B l SEMIH POROY n$ (künü... ... Kutlu OUun/ semıhporoy(d yahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGİS [email protected] TARÎHTE BüGÜN MUMTAZARIKAS 1 Eylül ıctncmumtas-arilum.com YBMBAŞKBNT SJVASM/F t92O'P€ tSuBÜM, HÜKÜMETMEezeZJNİN AN- ÖNEKİUOI. Ü YUNANUIASİN TBAIOA v£ AHAPoUl'PA ft(Z~ LA İLEeL£MeL£Rİ ÜZE1Z.İUE,AMKAISA'C>A OLUMSU2 PÜŞÜNCELeZ BAÇLAMIŞrt. BU SlRAPA MUZTAF* <€AML f*ŞA VEJSMET BBy(inauüy soz KOUUSU 6İzu öKieei- yi TEL£JSAFLA GARP cePHesi KOMum- M ALİ FUAT PAŞA'YA YAPAMÇTI. AMAÇ Güveuüıcri. AÜFUOT fvtç*, ÇIM&ÜK. eu- AJA GE/SEK OLMAD&Ht gİLPieEC£K,DA-. HA SOUEA O4 ANTALYA1. SULH HUKUKMAHKEMESİSATIŞ MEMURLUĞU'NDAN GAYRtMENKULÜIV AÇIK AKTTIRMAİLAM VE İLANEN TEBIİĞ EsasNo: 2005 5 SaUş Antalya Merkez Koyımlar köyü 12556 ada 9 parselde kacyrth taşınmaz Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/445 E., 2004 1359 K. sayılı karan gereğince satılacaktrr. Satışa konu taşınmaz tapu kaydında: Kcr.xmlar köyü 12556 ada. 9 parsel 3846.00 m2 arsa olarak geçmektedir. ,\rsa üzerinde tnuktesatlar bulunmaktadır. Bulunduğu yere kadar yol, su, elektrik, telefon hizmetleri getirilmiştir. Ulaşımı kolaydır. Antalya-Serik karayoluna 50.00 mt. mesafede güneyde iç kısımdadır. Bu civar- daki yerlere son yıllarda talep had safhaya ulaşmıştır. Muratpaşa Belediyesince gönderılen ımar çapma göre parsel konut dışı kentsel çalışma alanı içensınde kalmaktadır. E= 0.40'dır. Yol ve komşu mesafesi 10.00 mt.'diğer çekmeler imar yönetmeliğine göre belirlenecektir. TBİBAJB"ı 1538.40 m2'dir. Inşaat tarzı aynk nizamdır. Kat adedi serbest olup TİA'yı geçröemek kaydıyla kat adedine göre belirlenecektir. Parselle ilgili uygulamada Antalya Büyükşehir Belediyesi tmar Yönetmeliği geçerlidir. Parsel 1 1000 ölçeklı uygulama imar planı içerisinde olup, 15.00 mt'lik imar yoluna cephelidir. Arsa payı kat karşüıŞı asgari yüzde 40 civannda anlaşmak mümkündür. Bu özellikleri ile nıahalli alım satını bedelleri dikkate alındığında m2 degerinin 180.000.0001UM1 olduğu (180.00 YTL.) sonuç ve kana- atıne vanlrnıştır. Bu durumda parselin arsa değeri: 180.000.000 TLM2x3846.00 m2= 692.280.000.000 TL. (692.280.00 YTEdir). Parsel üzerinde bilirkişileTce belirlenen muktesatlann bulunduğu anlaşılmıştır. Muktesatlardan 1119 m2'lik cam seranın 805 m2'lik kısmmın, 58 m2'lik tek katlı evin 38 m2'lik kısmının, >ine parsel içinde bulunan 13782 m2'ük cam seranm tamamınm, 112 m2'lik 2 katb evin 107 m2'lik kısmının yine 1360 ml'lik cam seranın 206 m2Tik kısmının, yine 119 m2'lik 2 katlı evin 26 m2'lik kısmımn, davacı Ant Cam AŞ'ye ait olduğu anlaştlan atölye binasuım (134+81 m2)= 215 m2'lik kısmırun satışa komıolan 9 parsel t<;erisinde kalmakta olduklan belirlenmiştir. Muktesatlann toplam deöerinin 155.650 YTL. olarak belirlendiği, .\Kabedelinin de 692.280.000.000 TL. (692.280 YTL) olarak belirlendiği, Buna göre parselin toplam değeri 847.930.000.000 TL. (847.930 YTL)'dır. 1. satış günü: 18 Ekim Salı günü saat 14.00-14.10 arasında Antalya Adliye Sarayı Kat: 1, No: 062'de 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Dunışma Salonu'nda açık arttırma ile yapılacaktır. Bu sattşta degerinin yüzde 60'uıı bulmadığı takdirde: 2. Satış: 28 Ekim 2005 Cuma günü saat 14.00-14.10 arasrnda Antalya Adliye Sarayı Kat: 1, No: 062'de 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu'nda açık arttırma ile yapüacakto. 2. satjşta degerinin yüzde 40'ını ve mahkeme raasraflannı geçtiği takdirde en çok arttırana ihale edilecektir. Satış peşin para iledir. ancak isteyen alıcıya 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Satışa iştirak eden degerinin yüzde 20'si nisbetinde teminat yatırması şarttır. Damga restni, KDV alıcı tarafından, birikmiş vergıkr satış bedelinden ödenir. Satış tapu kaydıiKİakı tüm yükümlülüklerle birlikte satılacaktır. thaleye iştirak edcn şaıtnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin memurluğumuzun 2OO5'5 Esas sayüı satış dosyasına başvurmalan ilanı ilanen tebliğ olunur. 19.82005 Basın: 40703 DÜZ ÇİZGİ ÜMtT ZÎLELİ Bu Memleket Bizim... Ve kılıclann, Nallann, Ellerin ve gözlerin pınrtısı Ardarda çakan bir bütündü. Ali onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü Ve şu türküyü duydu: "Dörtnala gelip uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim. Bilekler kan içinde, Dişler kenetli, Ayaklar çıplak Ve ipek bir halrya benzeyen toprak, Bu cehennem, Bu cennet bizim. Kapansın el kapılan, bir daha açılmasın, Yok edin insanın insana kulluğunu, Bu davet bizim... Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine, Bu hasret bizim..." (Kuvayi Milliye Destanı - Nâzım Hikmet) Bir ulusun bağımsızlığını ve özgürlüğünü tüm dünyaya ilan eden, haysiyetli ve şerefli yaşamın önünü açan, dimdik ve onuria "bu Cılke bizim" hay- kınşının en temel dayanaklanndan birini oluşturan 30 Ağustos Zafer Bayramı bu ülkenin tüm yurttaş- lannakutlu olsun... Vekilin elinde, magandanın belinde! Ben, bu yazıyi içim kanayarak yazmaya karar verdiğimde, 8 yaşındaki Ibrahim Dalkılıç henüz yaşıyordu... - 23 yaşındaki Begüm Kartal da... 3 aylık hamile Nursel Dokumact henüz felç ol- mamtştı... 74 yaşındaki Melahat Nane henüz ölümle pençeleşmiyordu... - Çok uzun uğraşlann sonunda, doktorlann, tıp biliminin yardımıyla sahip olabilmişti Ibrahim'e ai- lesi... Denizli'de, kına gecesinde annesinin kuca- ğında oturuyordu. Havaya mermi sıkmayı erkeklik sanan bir yaratığın silahından çıkan kurşun başı- na isabet edip yaşamdan kopardığında Ibrahim yalnızca 8 yaşındaydı... - Nursel Dokumacı, Gaziantep'te, evinin balko- nunda oturuyordu... Üç aylık hamileydi... Bir oto- mobilin içinden, muhtemelen bir şey kutladığını sanan bir insan müsveddesinin sıktığı mermi so- nucu belden aşağısı felç oldu... Doktoriar, bebe- ğin de sakat kalma ihtimalinin yüksek olduğunu söylediler... - Melahat Nane 74 yaşındaydı... Türkiye'nin en çağdaş şehirierinden biri olarak bilinen Izmir'de parkta dolaşmaya gidiyordu. Yasayı bellerindeki si- lah sanan iki uğursuz çetenin silahlı kavgasından seken kurşunlaağıryaralandı. Şimdi yoğun bakım- da yaşam savaşımı veriyor... - Ve Begüm Kartal... Eczacı bir anneyle işadamı bir babanın biricik kızlan... Begüm, Galatasaray Üniversitesi Iktisat Fakültesi 4. sınıf öğrencisiydi... Son yılında Paris Sorbonne Üniversitesi'nde mi- safir öğrenci olarak okuyacaktı... Ama olmadı... Olamadı... Malaıya'nın Adakören köyündeki kına gecesinde aşka gelen bir ilkel yaratığın silahından çıkan kurşun, Begüm'ü yaşamdan çekip alıverdi... örnek o kadar çok ki... Ama her örnek, insanın içini dağlayan, yüreğini kanatan bir korkunç traje- di.. Istatistikler yılda 700'e yakın kişiyi, adına "tö- re ya da gelenek" denilen barbariık nedeniyle pi- si pisine kaybettiğimizi haykınyor... Türkiye'de 2 milyonu ruhsatlı, 5 milyonu ruhsatsıztam 7 milyon kişi silah taşıyor... - Ve bizler ölüyorvz! Daha bir ay önce Ordu'da bir düğünde tabanca- lannı çekip kurşun yağdıran AKP milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmaz'ın dokunulmazlıklan var- dı... Ama o tarihten bu yana ölen, yaralanan, ömür boyu felce mahkûm olan Ibrahim'lerin, Begüm'le- rin, Nursel'lerin dokunulmazlığı yoktu! Yoğun ba- kımdaki Melahat Nane'nin çocuklarının hastane önünde açtıkları pankartta şöyle yazıyordu: - Milletvekilinin elinde, magandanın belinde, devlet nerede? Sahi, nerede?! e posta: umrtzileli a gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Türkçeye önem veren şiirleriyle özellikle "Ga- ripname'" adh mestıevisiyle tanınımş ta- 5 savvuf şairi. II 6 Kent...Vücut- taki AIDSvi- rüsûnü sapta- makta kulla- nılan test. 3/ Sahip... Judoda, raki- bi kesin olarak yenil- giye uğratan hareke- 2 teverilenad. 4/Mısır 3 unuylayapüanbirtür pide... Her yani suy- 5 la çevrilı kara parça- 6 sı. 5/ Kimi bitkiler- densızanvekatılaşa- 8 rak sanmtırak bir ci- 9 sim durumıına gelen şekerli özsu. 6/ "Dost, met- res" anlamında argo sözcük. 7/Bir kadın giysisi... Rey. 8/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Kısa saplı o- dun baltası. 9/Bir kimsenin, bankadaki parasının bir kimseye odenmesi için bankaya gönderdiği ya- zıh belge... Asya'da bir ülke. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Özellikle koşma ve destanlanyla tanınmış XVII. yüzyü halk şairi. 2 / Otomobilin, üzerine karoser oturtulan iskelet bölümü... Yavru yapma- ya alışkın kümes hayvanlan için kullanılan söz- cük. 3/ Şarkı, türkü... Bir mal ya da paranın, emek verilmeden sağladığı gelir. 4/Ilkel benlik... Zırh- lı bir savaş aracı. 5/Doğu Karadeniz yöresine öz- gü, üzüm suyu ve mısui unuyla yapılan pelte.. 61 Telefon sözü... Müzikte, inceden kalına giden s- es. 7/Tanzimat Dönemi'nin ünlü yazan ve gaze- tecisi... Hicap. 8/Ender, seyrek... El sıkışma. 9/ Halk dilinde mart ayına verilen ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle