Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^9_5TOS2005CUMA CUMHURİYET SAYFA
DIŞHABERLER dishabıa cumhuriyet.com.tr 11
lijbakan, Fransa Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklamanın kendisini 'üzdüğünü' söyledi
H
rdoğan'dan Chirac'a sitemrıirac'ın kendisine daha
öre. "Bu bir siyasi tanıma
de.l' dediğini kaydeden
Ero|an, 3 Ekim müzakere
süıciyle ilgili olarak
Tücye'nin herhangi bir
yeı toşul düşünmesi ve
kotı>masının "söz konusu
olraiığını" söyledi.
AIKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başaian Recep Tayyip Erdoğan,
FranaCumhurbaşkanı Jacgues Chi-
rac' ı, •'Biröğin üyelerinden birini ta-
nımvaı bir ülke ik müzakerelerin
ayıl"s»<
j düşüniUemez" sözlerinınken-
disüı "üzdüğünü" söyledi. Erdoğan,
"17/rahktatebrikiçnıaradığındaba-
na teefonda söylediği şudur; onu da
FRANSIZ LİDERLER SIRAYA GİRDİ SCHRÖDER: TÜRKİYE ÜYE OLMALI
PARtS (AA) - Fransa Dışişleri Bakanı PhiBppe Do-
uste-Bbzy, Türkiye'nin Kıbns Rum Kesimi'ni tanıma-
masının AB içinde tartışılmasını istediklerini söyle-
di. Le Monde gazetesine açıklama yapan Douste-
Blazy, Fransa Başbakanı Dominique de VTDepin'in,
"taniınaohnazsamüzakere de olmaz"yÖnündeki söz-
lerini destekleyerek, "Kaülmaya çahşûğı AB'nin üye-
lerindenbirinitanımakfetememekkabuledüemez''dedı.
BERLtN (AA) - Almanya Başbakanı Gerhard
Schröder, Türkiye'nin AB üyeliğinin Almanya'nın
güvenlik çıkan için şart olduğunu söyledi. Türki-
ye'nin hassas ve sorunlu bir bölgede yer aldığını
ve Türkiye'nin üyeliği gerçekleşmeden Avrupa'nın
gelişmesinin sağlanamayacağını kaydeden Schrö-
der, Batı değerlerini benimseyen laik bir Türki-
ye'nin AB için kazanç olacağını ifade etti.
burada açıkhyorum,'Bu bir siyasi ta-
nıma değildir' denüştT diye konuştu.
Erdoğan, Esenboğa Havaalanı'nda
îstanbul'a hareketinden önce gazete-
cilerin sorulan üzerine Chirac'ın, Fran-
sa Başbakanı DominiguedeViDepinın
sözlerine destek niteliği taşıyan söz-
lerini değerlendirdi. 3 Ekim müzake-
re süreci ile ilgili olarak Türkiye'nin
yeni koşul düşünmesi ve konuşması-
nın söz konusu olmadığını belirten
Erdoğan, şunlan söyledi: "Müzakere
süreci ile ilgili karar 17.Aralık'taveril-
miştir ve bunun dışında herhangi bir
başka şartsözkonusu değildir.Niteldm
bizim için olması gereken diğer 10 ül-
keile alakahgümriik birliğine yönelik
bir teşmil olabilir. Bunu da zaten Tür-
kiye olarak ek protokoDe yerine getir-
nıişvazi}etteyiz. Fransa Başbakanı'nm
yapnıış olduğu açüdama, Sayın Chi-
rac'uı yapüğı açıklama ki, ona üzgü-
nüm onu da söyleyeyim. 17 Aralık'ta
tebrik için aradığuıda bana telefonda
söylediği de şudur, onu da burada açık-
hyorum. 'Bu bir siyasi tanıma değil-
dir, ben de dönem başkanına katüıyo-
rum, Sayın Schröder'e katılıyorum, Sa-
yın Barosso'ya katılıyorum' demişti.
Ama şimdi ise maalesef bu tür bazı
açıklamalar yapıhyor, gerçekten bun-
lar üzücü. Böyte olsun istemeyiz."
'3 Ekim'i düşünüyoruz'
Türkiye'nin bundan sonra 3 Ekim
için hazırhklannı yaptığını, uzmanla-
rın karşılıklı çahşmalaruım sürdüğu-
nü belirten Erdoğan, 1 -2 Eylül tarih-
lerinde yapılması beklenen dışişleri ba-
kanlan toplantısınm süreci daha da
hızlandıracağını düşündügünü bildir-
di. Başbakan Erdoğan, Devlet Baka-
nı ve Başmüzakereci AB Babacan'ın
da çalışmalannı Avrupa'da sürdürdü-
ğünübelirterek"Böylecede3Ekim'de
müzakerelere başlanuş olacağız. Biz
müzakereden başka bir şey düşün-
müvoruz" dedi.
B ÎLE YOĞUN TEMAS
Ankara lobiye
başlayacak
, Paris'e Başbakan De Villepin'in
açıklamalannm ne anlama geldiğini sordu.
MAHMÜTGURER
AINKARA-Türkıye, Fran-
sa ve Kıbns Rum Kesimi"nin
Müzakere Çerçeve Belge-
si'ni değiştirme girişimleri
üzerine AB'de temaslannı
arttıracak.
Türkiye, AB üyesi ülke-
lerden çerçeve belgede deği-
şiklik yapılmaması için yar-
dım talebinde bulunacak. Bu
kapsamda başta Dönem Baş-
kam Ingiltere olmak üzere
AB ülkelerinden Kıbns pa-
ragrannın tamamıyla metin-
'Villepin
firsatçı
y
Financial Times gazete-
si, "KakDirekleriııin
\erierini Dej^tirmek"
başlıklı başyazısında da,
Dominique de MDepin'ın
Fransa'daki iç politıkaya
yönelik sözlerinde yü-
zeysel bir mantığın oldu-
ğunu kaydederek "Tür-
kiye ve AB konusunda
bir tarüşma yapümah,
ancak De VTÜepin'in çüa-
şı bunun bir parçası de-
ğildir'' diye yazdı. Türki-
ye'nin Kıbns deklaras-
yonuna değinen gazete,
bildiride Rum yönetimi-
nin Kıbns'ta bir çözüme
kadar tanınmayacağı
ifadelerini yorumlarken
"Bu makul bir pozisyon.
Bu arahk zirvesinde
tüm AB'nin kabul ettiği
poasyondur" dedi.
Gazete, "Sayın De
Villepin'in Fransa'daki
firsatçdığı Avrupa'da
yersizdir ve buna karşı
direnilmesi gerekir''
görüşünü dile getirdi.
den çıkanlması ve 18 Ağus-
tos'ta gerçekleştirüecek CO-
REPERile 1-2 Eylül tarih-
lerinde Ingiltere'de gerçekleş-
tirilecek AB Dışişleri Ba-
kanlan Konseyi'nde Kıbns
ve Fransa'nın istemlerine
"ret" yanıtı verilmesi iste-
necek. Dışişleri Bakanlığı
kaynaklan Fransa ve Kıbns
Rum Kesimi'nin istekleri
için, "Bu,ABtarafindan tek
tarafh hazuianan bir beige-
dir. Dolayısryla bizbuna Tür-
kiye için otumsuz olacak bir
ifadenin eklenmesini iste-
meyiz. Bunlann gerçekleş-
memeaipndeeiınizdenge-
leni yapacağız, ama doğ-
rudan bizim tekfif vermek
yadadeğtşfldikyapmakgi-
bi bir olayınuz söz konusu
otamaz" değerlendırmesi-
ni yaptılar. Kaynaklar, AB
üyeleri nezdinde temasla-
nn hemen başlatıldığını
söylediler. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Dışişleri
Bakanı AbduHah Gül ile
Başmüzakereci ve Devlet
Bakanı ABBabacan'uı AB
ülkelerine ziyarette buluna-
caklan belirtiliyor.
Ziyaretler başlryor
Türkiye dün Fransa'ya,
Başbakan De Villepin'in
açıklamalannın ne anla-
ma geldiğini sordu.
Soru eşzamanlı olarak
Türkiye'nin Paris Büyü-
kelçiliği aracılığıyla Dı-
şişleri Bakanlığı'na ve An-
kara tarafindan Fransa'nın
Ankara Büyükelçiliği'ne
yöneltildi. Dışişleri Ba-
kanlığı yetkilileri Türki-
ye'nin bu soruya yanıt ara-
masının en doğal hakkı ol-
duğunu belirtirken De Vil-
lepin'in açıklamalanm iç
politikaya yönelik olarak
değerlendiriyorlar.
Türkiye,Afganistan'daki Uluslara-
rası Güvenlik ve Destek Gücü'nün
(ISAF) komutasını dün İtalya'ya
devretti. ISAF'ın 7. dönem komuta-
smı yürüten 3. Koktrdu Komutanı Korgeneral Ethem ErdağTıun, ko-
mutayı ttalyan Korgeneral Mauro Del Vecchio'ya devretnıesi nedenh-
le Kâbü'de düzenknen törene NATO'nun Afganistan'daki Srvil Tem-
ISAF'ta devir teslim
sikisi Hikmet Çetin, tçişleri Bakanı
Abdülkadfir Aksu üe Afganistan Dev-
let Başkanı Hamid Karzai de kaûl-
ÜL Korgeneral Erdağı, ISAF bayra-
ğını NATO BRUNSSUN Müşterek Kuvvet Komutanı Orgeneral Ğer-
hard Back'e tesKm etti. Türkiye, ISAF komutasını 13 Şubat'ta EURO-
CORPS'tan devrakh ve bu gorevi 6 ay yürüttü. (Fotograf: AP)
'Türkiye'ye gelen tepkiler Güney Kıbns yönetimini cesaretlendirdi'
Rımılar veto kozunu kuDanıyor
Dış Haberier Servisi - Güney
Kıbns Rum Yönetimi Sözcüsü
Kipros Hrisostomidis. u
Türki-
ye'nin. 'Kıbns Cumhuriyeti'ni
daha fazla gecikmeden tanıma-
sı gerektiğini'' söyleyerek veto
tehdiduıı yineledi.
Türkiye'nin gümrükbirliğiek
protokolünü imzalaması ile Kıb-
ns Rum Kesimi'ni tanımadığı-
nı ilan eden deklarasyonu ve
sonrasında yapılan açıklamala-
n değerlendıren Hrisostomidis,
"AB üyeüğine aday Türkiye hü-
kümetinin, AB üyesi 'Kıbns
Cumhuriyeti' ni tanımayacağm-
daısraretmesininakılalmazbir
• Rum basınına göre, Güney Kıbns yönetimi
uluslararası toplumdan gelen tepkiler üzerine veto
kullanma hakkını yeniden gündeme getirdi.
tavir olduğu" görüşünü savun- hiç gecikmeden anlamah, kabul
du. Hrisostomidis, açıklamasm-
da şu görüşlere yer verdi: "Kıb-
nsCumhuriyeti'nin Kıbns'taki
tek devlet' olduğu,uluslarara-
sıtopluluktarafindan tanmdığı,
Türkiye'nin müzakere başlat-
majı düşündüğü 25 AB üyesiül-
keden biri durumunda bulun-
duğu hukuki ve siyasi gerçektir.
Türkhe hükümeti,kendisine AB
müzakere sürecinin yolunu aça-
cak bu hukuki ve shasi gerçeği
etmelivetanunahduf Hrisosto-
midis, Rum hükümetinin, AB'ye
üye ülkelerle istişarelenn, sürdür-
düğünü, birliğin yetkili organla-
nnın yapacağı toplantıda alaca-
ğı nihai kararagöre tutumunu be-
lirleyeceğini kaydetti. Hrisosto-
midis. Rum lider TasosPapado-
pulos'un, "protokolünimzalan-
maması ve yürüriüğe konma-
ması durumunda veto haklanın
yönündeki 17 Ara-
lık tarihli açıklamasının geçer-
liliğini koruduğunu belirterek
"Kıbns Cumhuriyeti'nin görüş-
lerinde, ozamandanbugüne bir
degişiklik otaıamışur" dedi.
Rum basını da hükümetin,
Türkiye'nin Güney Kıbns'ı ta-
nımayacağına ilişkın deklaras-
yonuna uluslararası toplumdan
gelen tepkiler üzerine "cesa-
retlendiğini'' ve "veto kullan-
ma hakkını" yeniden gündeme
getırdiğini yazdı.
"Veto geri dönüyor" yoru-
munu yapan basm, "Protokol
uygulanmazsa vetoyu kullana-
cağız" ifadesine yer \erdi.
YAZDIĞI SON MAKALEDE AB'YE ÜYELİĞÎ SAVUNDU
Duisenberg'ten Türldye vasiyeti
UĞURHÜKÜM
PARİS - Avrupa Merkez Banka-
sı'nın (AMB) eski Başkanı Wim
Duisenberg, geçen çarşamba günü
Hollanda'da yayımlanan Financi-
eele Dagblad gazetesinde yayımla-
nan son makalesinde, "Türkiye'nin
AB'ye ahnması gerektiğini'' savun-
du. 1998-2003 arasmda AMB'nin
başkanlığını üstlenen Duisenberg, geçen pa-
zar Fransa'daki evinde geçirdiği kalp krizi
sonucu 70 yaşında yaşamını yitirmiştı.
Duisenberg, Fransız hükümetinin Türki-
ye'ye sui çevirmesi ve kısa vadeli siyasi çı-
karlann tuzağına düşmesini şiddetle eleştiri-
yordu. AB 'nin ortak para birimi Avro'ya ge-
çişin miman olarak da tanınan ünlü iktisatçı
Duisenberg son makalesinde şöyle yazıyor:
"Türkiye Üe AB arasmda askeri bir çaöşma
çıkması gibi bu- getişmeden hiçbir biçünde en-
dişelennıiyonım. Ancak Avrupa'da özeDikle
Fransa, Almanya, tspanya ve HoDanda'da, si-
lahh çatışmadan da sert, tslam ve
Musevi-Hıristiyan geleneklerinden
kay naklanan bir kültürler çaüşma-
sı yükselmektedir."
Duisenberg, (AB'nin Fransız fikir
babalan ve kuruculan) RobertSchu-
man ve Jean Monnet'yi kast ede-
rek, "Eğer yaşasalardı banş adına
Müslüman bir Türkiye'nin Avrupa
üe siyasi bir birükte bütünleşmesine
çaüşuiardı" görüşünü savunuyordu.
Sonmakalesi
"BugünAvrupa nasılnuHetlerinbanşiçindebir
aradayaşamasına ihtiyaç duynyorsa, kültürlerinin
de (en azmdan) o denli banş içinde yaşamasına
gerek\'ardır. Bu nedenle Türkiye'nin biıiiğe kaül-
ması bir zorunluluktur."
AB'nin ekonomik ve mali yapılanmasın-
da olağanüstü hizmetleri geçen Duisenberg'in
bu makalesi, Türkiye'yi destekleyen çevre-
lerce "Duisenberg'in Vasiyeti" olarak
nitelendiriliyor.
'TÜRKİYE TÜM KRÎTERLERİ KARŞILAMAKTAN UZAK'
AB 'den diniözgürlükşikâyeti
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Ko-
misyonu, vakıflar yasa tasansı
konusunda Türkiye'ye bir mek-
tup göndererek şikâyetlerini di-
le getirdi.
Avrupa Komisyonu sözcüsü
Amadeu Attafaj Tardio, "Türkije
bugün A\rupa Biriiği'ne üye olmak için gere-
ken tüm kriterleri karşüamaktan uzakür. Di-
ni özgürluk bizim için en büyük önceüğe haiz-
dir ve müzakerelerde de önemli bir noktayı
oluşturacakör" görüşünü kaydetti.
'Türk yetküiler önemini iyi biüyor'
Sözcü,
a
Türkyetküüerinin,ekimdemec-
Bs açüdığmda ele ahnacak olan bu mesele-
nin önemini çokryi bildüvlerini" ileri sürdü.
Tardio, AB'nin konuyla ilgili şikâyetleri
hakkında aynntı vermedi. Mektubu ele ge-
çiren Reuters ise mektubun bir bölümünde,
"Dini cemaatlere ait vakıflann yönetimi,
bunlann mülkiyet haklan ve yasal şahsiyet-
leri konusunda ciddi sorunlar ol-
duğunun" yazıldığmı duyurdu.
Şahin: Çifte standart
Öte yandan NTV'ye açıklama-
larda bulunan Başbakan Yardım-
cısı Mehmet M Şahin, AB'nin 3 'ün-
cü şahıslann eline geçen 230 cemaat gayri-
menkulünün iadesini istediğini söyleyerek bu-
na olanak olmadığını belirtti. Şahin, "Hükü-
met, iade yerine tazminat ödenmesiyle ilgili se-
çeneği değerlendirmeye akü" dedi. Şahin, AB
ülkelerinin çoğunda başka dinden olan vakıf-
lara Türkıye'deki kadar özgürlük tanınmadığı-
nı kaydederek "Saydan 41 bmi aşan bu tür va-
kıilannyüzde99'unuMüslümanvakıflar oluş-
turuyor. Çok azıcemaatvakh.ABçifte standart
uyguluyor. İnanç özgürlüğü açısından bir sa-
kınca görüyorsanız, bu sorun hangi dine men-
sup oiursa olsun herkes için vardır. Sizin her-
kes için bir talepte bulunmaıuz lazım. Burada
çifte standart var" diye konuştu.
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Avrupa Güdümünde Türkiye...
Avrupa Yolunda Türkiye...
AB ile ilişkilerde Türkiye'yi Batı himayesi altına
sokmaya çalışan çevreler ilk ödünü Kıbns'ta ver-
diler. Bu çevreler 2003 ve 2004'te "Kıbns 'ta çözüm-
süzlük bizi AB'den uzaklaştmr" diyorlardı. Çok
haklıydılar. AB'den uzaklaşmamak ve onun dene-
timi altına girmek için Batı'nın talep ve dayatma-
lannın yerine getirilmesi gerekiyordu.
İlk ödünler (ve sözler) daha 3 Kasım 2002 seçim-
lerinden önce veriliyordu.
- Yeni siyasete soyunanlar,
- Gayri milli sermaye çevreleri
hep biriikte Kıbns'ı dillerine dolamışlardı. Batı
emperyalizmine ilk dilimin verilmesi gerekiyordu.
Kıbns işi daha o zaman bitirilmişti. Ve son imza 29
Temmuz 2005'te atılarak Kıbns sorunu "çözüldü ".
Tam da Batı'nın istediği gibi...
Kıbns, AB (ve Batı) ile aramızdaki engeldi; o da
kalktı diyorlar. Engeller bu kadar değil ki; yann Er-
meni tasansını kabul edelim. Batı ile aramızdaki en-
geller kalksın diyecekler. Ege'de Yunan taleplerini
karşılayarak "Ege'yiçözelim", hiç engel kalmasın
diyecekler. Patrikhane'nin bağımsızlığına evet di-
yelim ki, Batı coşsun, engeller temizlensin diyecek-
ler; Güneydoğu'yu unutun gidin, Batı ile sorunlar
bitsin diyecekler...
Diyecekler de diyecekler. Kimler bunu diyenler?
Batı adına Türkiye'yi yönetmek isteyen bazı ser-
maye çevreleri, bölücüier ve Batı ile işbiriiği yapa-
rak 80 yıllık hesaplannı görmek isteyenler.
AB mandasına giriş...
- Türkiye AB'nin dışında; 6 Mart 1995 ve 17 Ara-
lık 2004 belgeleri Türkiye'yi bekleme odasına kit-
lemiş.
-Türkiye AB'nin dışındatutulurken piyasası, eko-
nomisi, eğitimi, sivil toplum örgütleri ve bürokra-
sisi Brüksel'in kurumlanna (ve siyasilerine) bağla-
nıyor. Türkiye AB'nin içine sokulmadan, AB'nin
güdümüne alınıyor.
- Brüksel sadece TSK'den rahatsız. TSK'nin de
ekonomide, eğitimde, bürokraside olduğu gibi, AB
güdümü altına henüz sokulmamış olmasından do-
layı tepkilerini dile getiriyorlar.
- Bazı işbirlikçi çevrelerin "Avrupa Yolunda Tür-
kiye" sloganıaltındayaptıklan pazarlamayı "Avru-
pa Güdümünde Türkiye" olarak anlamak gerekir.
Daha da açmak gerekirse "emperyalizmin gü-
dümüne sokulmuş topraklar" demek en doğrusu
olur. Türkiye AB'nin içine alınmıyor; ekonomisi,
eğitimi, kültürü, belediyeleri, bürokrasisi AB ku-
rumlarının denetimi altına sokuluyor.
Aynen Osmanlı'nın son döneminde olduğu gibi.
Bu sefer "adam özellikle hasta ediliyor; sonra da
hasta adamı iyileştirme bahanesi ile AB güdümü-
ne (sömürüsüne) sokuluyor. Hastane hapishane-
ye, sömürgeye dönüştürülmek isteniyor.
İnsanımızın, birileri "Avrupa yolunda Türkiye"
dediği zaman, bundan "Avrupa'nın sömürgesi
Türkiye" sonucunu çıkarmalan gerekir.
Ekonomisi, eğitimi, kültürü, bürokrasisi, ordusu
AB güdümüne sokulmuş bir Türkiye, sömürgeden
başka bir anlam taşıyabilir mi?
Avrupa ve Batı bunlaria da yetinmiyor; ERDE-
MlR'leri, Seydişehir'leri, Petkim'leri, TUPRAŞ'lan,
Telekom'lan, ulaştırmayı, bankalan yani Türkiye'nin
jandarmalannı da bütünüyle ele geçirmek istiyor.
Sinir sistemini, damarlannı ve kaslannı denetimi al-
tına alarak Türkiye'yi yönetmek istiyor.
Şimdilik tek denetimi altına alamadığı TSK kal-
mış, bundan da rahatsız oluyormuş, pes doğrusu?
Türkiye'deki işgal Irak'takinden farklı olarak ses-
siz sivil darbelerle yürütülüyor.
- AB'ye sokuyoruz diye bekleme odasında ülke
iğfal ediliyor, kandırılıyor.
- Eğitim sistemi, kültürü, ekonomisi ele geçirili-
yor.
- özelleştirme adı altında en önemli kuruluşlan
yabancılara peşkeş çekiliyor.
Türkiye sömürgeleşirken bu eylemler "Avrupa
yolunda Türkiye" diye pazarianıyor. Pazarlamacı-
lar onların Türkiye'deki işbirlikçileri, uzantılan, te-
tikçilen... Yani emperyalizmin içimizdeki kollan... ön-
ce bunlan tasfiye etmemiz gerekiyor... Bunun için
deyumruğumuzu sıkmamız, ısırmamız gerekiyor...
www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali
WOLFGANG GERHARDT
Geleceğin bakanı
4
ucu açık' diyor
OSMANÇUTSAY
FRANKFUKT - Al-
manya'nın seçim sonra-
sında Joschka Fisc-
her'den görevi devral-
ması beklenen liberal
eğüimli dışişleri baka-
m adayı VVolfgang Ger-
hardt, Türkiye ile AB
arasındaki ilişkilerde
"sözleşmeiere sadakaf
iUcesinin geçerliliğini
koruyacağını, ancak
"ucu açık müzakereler-
de'' de ısrarlı olduğunu
bildirdi.
AJmanya'da 18 Ey-
lül'de yapılacak erken
seçimlerden sonra eğer
Hıristiyan demokrat
partiler(CDUveCSU)
ile liberal eğilimli Hür
Demokrat Parti (FDP)
arasmda bir koalisyon
yapılırsa dışişleri ba-
kanlığma getirilmesi-
ne kesin gözüyle ba-
kılan Dr. Wolfgang
Gerhardt, aynı zaman-
da FDP'nin eski baş-
kanlanndan ve halen
partisinin meclis gru-
bu başkanı. Gerhardt,
müzakerelerin başla-
masından yana oldu-
ğunu, ancak koşulla-
ıın da değiştiğinin göz
önüne almması gerek-
tiğini savundu.
Almanya'nın önde
gelen ayhk dış politika
dergisi "International
Politik" için kaleme
aldığı yazıda Gerhardt
şöyle yazdı:
"Türkiye öe tam üye-
lik müzakerelerine baş-
lamakiçinde pactasunt
servanda' (sözleşmelere
sadakat) temel Ukesiyü-
rürlüktedir. Ancak mü-
zakereler de gerçekten
sonucu açık bir biçimde
yürütülmelidir. Kendi-
mizi aklatmanın bir an-
lamı yok. Daha şimdi-
den kimse 10 yıl sonra-
ki AB'nin üyeİiğe kabul
yeteneğiyie ilgili bir şey
söyleyemezveyagetecek-
teki Türkiye'nin siyaset
ve toplum değeriendir-
melerini öne alamaz, Se-
çenekkr üzerindezama-
nında düşünümıesi ge-
rekir ve bu, sorumhıluk
bilincinin bir gereğidir.''