Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2005 CUMA
8 HABERLERtN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Ayöm
Oenizli
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
PB
34
33
33
32
36
35
35
34
Zonguldak PB 27 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
A
B
28
29
30
28
35
34
35
32
B 37 Kars
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
B
B
B
B
B
B
B
B
3/
31
40
39
38
38
34
29
B 25
Parçalı bulutlu
Yurdun kuzey ke-
sımlerı parçalı ve yer
yerçok bulutlu. Edıme
ve Kırklared çevrelerı
sağanak ve gok gurul-
tulu sağanak yağışlı,
dığer yerter az bulutlu
ve açık geçecek. Hava
sıcaklığı kuzey, ıç ve
dogu kesimlerde arta-
cak, dığer yerlerde
onemlı bır degışıklık ol-
mayacak
DIS MERKEZIER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
PB
Y
Y
Y
Y
1/
21
22
23
19
12
23
20
Münih Y 25 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
Y
Y
B
Y
Y
Y
Y
Y
21
23
33
22
22
24
26
33
Y 21
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflıs
Kahıre
Sam
Y
A
Y
Y
Y
Y
Y
A
A
22
34
17
31
26
30
24
36
39
^ Çok buL ı Yağmuriu GOK günjttülu
GUNCELcCNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
kimi konularda -örneğin devletin PKK ile masaya
oturması gibi birolayda- Apo ile uzlaşılabileceği iz-
lenimini veriyor.
Kürt sorununa, alt-üst kimlik açıklamalarına ve
tabıi demokratik Cumhuriyet'ten neyi amaçladığı
sorularını MGK'de "sözlerinin siyasi rekabet içinde
birilerince istismaredildiğini" söyleyerek yanıtlıyor.
Oysa, RTE Diyarbakır'da neleri murat ettiğinı
doğru dürüst açıkladı mı? Hayır. Hazret, alaturka
kurnaz. Devletin temel ilkelerini yadsıyan anlamı
örtmek için -her zaman olduğu gibi- kolay yolu
yeğliyor.
MGK'de, MGK'den önce ve sonra "toplumsal
sorunun halli, vatandaşın kazanılması için sosyo-
ekonomik, kültürel birtakım çözümler üretilmesini
gerekli gören" RTE; neler yapılacağını veya yapıl-
ması gerektığini ya da yapmakta olduklarını söyle-
yemiyor.
Güneydoğu sızlanıyor. Ekonomik kalkınmaya ön-
celik verilmesini istiyor.
Bu hükümet güya bir yıldır bölgenin kalkınması
için hazırlıklaryapıyormuş; oysa bölge için ne plan
program ve ne de yapılmasına hız verilecek yaptı-
nmlann bir listesi var ortada.
Yakında göstermelik birkaç adım atar ve sonra
Güneydoğu kalkınması tekrar kış uykusuna çeki-
lir!
• • •
RTE, her sorunda konuda sorumluluğu üstlen-
diğini söyleyerek övünür ve lakin, gerçekte sorum-
luluğu üstlenmemekte ve ülkenin belli başlı kurum-
larını kendine benzetmekte usta mı usta.
Genelkurmay Başkanı, bir törende yaptığı ko-
nuşmada "Terör sorununun çözümûnde toplumun
herkesimi sorumluluğunu idrak etmeli" diyor ve "bu
mücadelenin 'devletin tam kadro sorumluluğun-
da' ve karşılıklı güven ve eşgüdüm içerisinde ulu-
sal birgörev olarak yapılmasıyla mümkün olacağı-
nı" söylerken acaba kımlere seslenıyor? Elbette
Genelkurmay 2. Başkanı aracılığıyla Başbakan-
lık'ta hemen her kuruluşun, tabii TSK'nin de içın-
de olacağı bir koordinasyon kurulu kurulması öne-
risinı reddeden hükümete, ama terörden kaynak-
lanan sorumluluğu üstlenmek istemeyen RTE'ye...
• • •
Orgeneral özkök, üstün hizmet madalyası tev-
cih törenındekı konuşmasında TSK'deki değişim-
lere, global dünyaya, ulus-TSK birlikteliğıne, AB'nin
TSK'yi yanlış değerlendirmesine, "çevremizdeki
gelecekte güvenliğimizi tehdit edebilecek çok sa-
yıda potansiyel kriz bölgelerine verisklerinvarlığı-
na" uzun uzadıya değiniyor ve fakat:
"Içimizdeki" gelecekte iç güvenliğimizi ve laik
Cumhuriyeti tehdit eden çok sayıda girişımlere, ta-
kıyye üslubu içinde geriye dönüş çabalarına... kı-
sacası bu iktidar döneminde TSK'nin yıllardır hak-
lı olarak her fırsatta bir numaralı sorun diye dile ge-
tirdiği (bugün başkaldıran) irtica tehlikesine... ge-
rektiği ölçüde değınmek gereksınimı duymuyor.
Genelkurmay Başkanı sık satır dört sayfalık ko-
nuşmasında, bu iktidar döneminde ivme kazanan
irticai gelışmelerı TSK'nin tek bir cümleyle, "Kişi-
Ier gelir geçer, ancak TSK'nin temel değerleri, ku-
rallan ve geleneklerinde hiçbir değişiklik olmaz"
cümlesiyle karşıladığını sanıyorsa...
Vay halimize!
'Güvenlik savaşla sagjanmaz'
I Baştarafı 1. Sayfada
tışa sunuldu. SSCB'nin son Dev-
let Başkanı ve Green Cross Inter-
national Başkanı Mikhail S.
Gorbaçov'un önsözünü yazdığı
"Dünyanın Durumu 2005" ki-
tabının ana konusu "küresel gü-
venliği yeniden tanımlamak".
'Zehirli bir karışımın
imdat çıglığı'
Kitapta, Soğuk Savaş döne-
minden sonra 11 Eylül saldınsı
ile güvenlik kaygılannın yine
dünyanın ilk sıralanna yerleştiği
vurgulandı. Terorizm, "zehirli
bir karışımın imdat çığlığına"
benzetilerek "Bu çığhklar ara-
sında bölgesel yoksulluk gide-
rek artan adaletsizliğe ve yük-
sek işsizlik düzeylerine yol
açan sarsıcı ekonomik geçişİer,
uluslararası suçlar. öldürücü
silahların yaygınlaşması, bü-
yük ölçekli niifus hareketleri,
tekrarlanan doğal afetler, eko-
sistemlerin çöküşü, yeni ya da
yeniden canlanan salgın hasta-
lıklar, toprak ve başta petrol ol-
mak üzere diğer doğal kaynak-
lar üzerindeki rekabetin art-
ması yer alır. 'Pasaportu olma-
yan bu sorunlar' biiyük olasılık-
la gelecek yülarda daha da
ağırlaşacak" denildi. Bu sorun-
lann askeri harcamalan arttır-
makla ya da asker göndermeyle
çözülemeyeceğinin altı çizilerek,
sınırlann kapatılması veya son
derece adaletsiz bir dünyada sta-
tükonun korunması yoluyla da
önlenemeyeceği belirtildi. Ulus-
lararası işbirliğinin geliştirilme-
sine engel olan Doğu-Batı ihtila-
finın yerine geçim, zenginlik ve
güç açısından korkunç dengesiz-
liklerden zarar gören daha sorun-
lu bir Kuzey-Güney ilişkisinin
geldiği ifade edildi.
Bu yeni yüzyılda yeni uçurum-
lar ve bölünmelerin ortaya çık-
masının uluslararası işbirliğine
duyulan gereksinimi daha da art-
tırdığının altı çizildi. 11 Eylül'den
önce fakir ülkelerdeki yoksulluk,
ıstikrarsızlık ve savaşın genellik-
le zenginlerin çıkarlannın ve re-
fahının uzağmda olarak düşünül-
düğü belirtilen kitapta, "Jeopo-
litik güç mücadeleleri yüzün-
den paramparça olan ve Soğuk
Savaş'ın ardından neredeyse
tamamen unurulan Afganistan,
Taliban rejimi tarafından ko-
runan El Kaide için ideal bir
sığınma yeri haline geldi.
1980'li yıliarda Afganistan'da
ABD, Pakistan ve Suudi Ara-
bistan, Sovyet işgalcilerinin Af-
gan topraklarından çıkarılma-
sı için Afgan mücahitleri görev-
lendirdi. Taliban, uzun süreli
dokunulmazlığın ve toplumsal
çöküşün bir ürünüydü ve Usa-
me bin Ladin'in El Kaide şebe-
kesi de ABD'nin Sovyet karşıtı
güçleri desteklemesi ile doğdu.
11 Eylül saldırıları, Afganis-
tan'daki yetki savaşının kaçı-
nümaz bumerang etkisinin bir
sonucu oldu" denildi. Soğuk Sa-
vaş sonrasındaki "balayı" sıra-
sında daha keskin adımlar atıl-
mamasının bedelinin "11 Evlül
sonrası dönem" olarak ödendı-
ğinin altı çizildi. Terorizme kar-
şı sürdürülen savaşın yoksulluğa,
hastalıklara ve çevTesel bozulma-
ya karşı verilen savaşı saf dışı bı-
raktığına dikkat çekildi. Irak iş-
galinin, Pandora'nın kutusunu
açarak içinden şiddet ve kaos çı-
kardığı, giderek artan şiddet kar-
şısında görünürde yeniden yapı-
lanma için aynlan paranın büyük
bölümünün güvenlik önlemleri-
ne harcandığı belirtildi.
Adil dünya için toplumsal
ve ekonomik politikalar
Özellikle ABD'nin harcama-
lanndaki artışın etkisiyle dünya
genelindeki askeri harcamalann
tutannın yıllık 1 trilyon dolara
yaklaştığı vurgulandı. Daha adil
ve sürdürülebilir bir dünya ya-
ratmaya yardımcı olabilecek top-
lumsal, ekonomik ve çevresel
politikalann silahlı kuvvetlerin
asla yaratamayacağı gerçek gü-
venliği sağlama konusunda daha
faydalı olacağına dikkat çekildi.
'Radyoevimizi
vermeyeceğiz'
KESK'e bağü Haber-Sen üyeleri
ve sanatçılar, tstanbul'un simge
yapılarından TRT İstanbul Rad-
yoevi'nin yıkılıp yerine otel ya-
pılmak istenmesini protesto erri-
ler. Harbiye'deki bina önünde
bir araya gelen grup adına basın
açıklaması yapan Haber-Sen Ge-
nel Başkanı Esin Yelekçi, "Rad-
yoevini gözleri para ile kamaşan
kimselerin eline teslim etmeyece-
ğiz" dedi. Açıklamaya katılan ya-
zar-şair Sunay Akın, tiyatrocu
Berül Arın, müzisyen Nejat Yava-
şoğulları'nın aralarında olduğu
sanatçüar, radyoevinin kapatıl-
masına tepki göstererek cumar-
tesi günü saat 13.00"te Haydar-
paşa Garı önünde eylem ya-
pacaklarını belirttiler. TRT ise
tarihi binanın yerine otel
yapılacağı haberlerini yalanladı.
11
Gâzi: Filistin'e El SürülemezL"
(...Evetefendim, haklısınız; Lausanne Antlaşma-
sı, genç Türkiye için, büyük bir başarı olmuştur;
'Dünya Türk'ün kuvvetini, bir kere daha görmüş-
tür'; bu zaten, o sırada Gâzi ile Ismet Paşa arasın-
da teâti edilen, tebrik ve teşekkür telgraflarında,
açıklıkla görülmektedir: Ama...
Mustafa Kemal Paşa, Lausanne ın sonuçların-
dan gerçekten o kadar memnun ve mutlu olsaydı;
acaba, sonradan inat ve ısrarla savunduğu bazı
önemli davalan uluslararası gündeme getirir miydi?
Ne gibi mi? Meselâ Süleymanrye, Musul, Kerkük
davası gibi; meselâ, Türk Boğazlan'nın 'tahkimi' gi-
bi; meselâ, Hatay Meseiesi gibi, ve ilh.
Bu durum, Gâzi'nin vefatını müteakip, Türk kamu-
oyunda tartışılmamış, hatta ele bile alınmamıştır;
halbuki, onun vefatından biryıl öncesine kadar, Ha-
tay Meseiesi gibi, bir Filistin Meselesi'nde de ta-
raf olmaya mütemayil olduğu, kanıtlanabilir bir ger-
çek. Nasıl mı? Daha önce size sözünü ertiğim 27
Temmuz 1937 tarihli, Bombay Chronicle gazete-
sinde çıkmış olan haber yok mu, işte onu okuya-
rak!..)
'Kemal Paşa, Avrupaya ihtarediyoı"
fTesbit/22. "..önce isterseniz, Hindistan'daya-
yımlanan bu gazetenin, başlıklannı hatırlayalım: "Fi-
listin'e El Sürülemez!" / 'Kemal Paşa Avrupa'ya
İhtar Ediyor', Türkler Mukaddes Topraklarda,
Yabancı Hâkimiyetine Tahammül Etmeyecekler-
dir!' Nasıl iyi mi? Gâzi'nin -ki din iman konusunda
ne iftiralara uğramıştır- 'Mukaddes Topraklar' bah-
sindegösterdiği bu hassasiyeti; günümüzün 'Müs-
lüman yönetimleri' gösterebiliyorlar mı? Hele bir
düşünün.
"...Türkçe 'Hâkimiyet-i Milliye' gazetesi, Kemal
Atatürk'ün Millet Meclisi'nde irâd etmiş olduğu
nutuktan bahsediyor; aşağıdaki satırlar, bu nırt-
kun Filistin'e taâlluk eden kısmından alınmış-
tır..."
"... 'Araplann, Avrupa siyâsetine nüfuz edemeyip,
bu sözde 'istiklâl' kelimesine inandıklan ve bu uğur-
da Arap memleketlenni Avrupa Emperyalizmine e-
sir kıldıklan, çok şayân-ı teessüftür. 'Atatürk, Filis-
tin'in, Arabistan'da vuku bulacak harekâtın merke-
zini teşkil ettiği takdirde, bura Araplanna yapılacak
hemangi bir fenalığa, Türklerin de tahammül ede-
meyeceğini söylemektedir:
"...'Araplann arasında mevcut olan karışıklığı
ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez;
biz, vâkıa birkaç sene Araplar'dan uzak kaldık,
fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve
kudretimizi bildiğimiz için, Islâmiyet'in 'Mukad-
des Yerleri'nin, Museviler'in ve Hıristiyanlar'ın
nüfuzu artına girmesine mâni olacağız. Binaena-
leyh şunu söylemek istiyoruz ki buralann Avru-
pa Emperyalizmi'nin oyun sahası olmasına mü-
saade etmeyeceğiz'..."
"...'biz şimdiye kadar dinsiz ve Islâmiyete lâ-
kayt olmakla irtiham edildik; fakat bu ittihamla-
ra rağmen, Peygamber'in son arzusu, yâni 'Mu-
kaddes Topraklar'ın, daima Islâmiyet hâkimiye-
tinde kalmasını temin için, hemen bugün kanla-
nmızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selâhad-
din-i Eyyûbi idaresi attında, uğrunda Hıristiyan-
larla mücâdele ettikleri topraklann, yabancı hâ-
kimiyeti ve nüfuzu attında bulunmasına müsa-
ade etmeyeceğimizi beyân edecek kadar, bu-
gün, -Allah'ın inâyetiyle- kuvvetliyiz'..."
"...'Avrupa'nın, bu mukaddes yerlere temellük
etmek için, atacağı ilk adımda; bütün Islâm âle-
minin ayaklanıp, icraata geçeceğinden şüphe
yoktur'..."
Gâzi Mustafa Kemal Paşa hakkında, türlü 'ter-
tibât, tezvirât ve tahrifât' ile, onun Batı'dan başka
bir şey düşünmediğini, Batılı olmak ya da görün-
mek için, bin yıllık Türk Medeniyeti'ni inkâr ettiği-
ni ileri sürenlerin, bu satırları okudukları takdirde, bı-
raz yüzleri kızarır mı?
Pek sanmıyorum...)
Bu kadar açık, bu kadar net bir tavır...
(...bu evrak, o zamanki Dahiliye Vekili Şükrü Ka-
ya Bey'in imzasıyla: TC Dahiliye Vekâleti, Matbu-
at Umum Müdürlüğü' antetli bir evrak ile Başve-
kâlet Yüksek Makamı'na sevk edilmişti; kayıt nu-
marası, 5476/7/1/K7dir; sevk metni ise şöyle:
"Başvekâlet Yüksek Makamına! Bombay
Chronicle gazetesinin 27/VII/937 tarihli nüsha-
sında, 'Filistin'e El Sürülemez.. Kemal Paşa Av-
rupa'ya İhtar Ediyor' başlığı attında biryazı inti-
şâr etmiştir. Bu yazının bir örneği ilişik olarak su-
nulmuştur. Bu vesile ile saygılarımı tekrarlanm.
/ Dahiliye Vekili, Şükrü Kaya!"
Müslüman olsun, lâik olsun, Musevi ya da Hıris-
tiyan olsun; her Türk, Gâzi'nin, Lausanne'dan yıl-
lar sonra, Hatay Meseiesi ortahğı kızıştırmışken;
bunları beyan edip, Avrupa Emperyalizmi'ne kar-
şı, böyle açık, bu kadar net bir tavır takınmasının
üzerinde düşünmelidir.
Tabii, onun vefatını müteakip, bu tavırdan ne kal-
dığını; hele yıllar sonra, Ankara'nın Filistin konu-
sunda, kimlerle 'ittifak' içinde olduğunu da!..)
e-mailrtilahan / isnet.net.tr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 260 19 88
Tecovüzkurbanına darbe
Avukatlar arasmdaki iletişimsizlik nedeniyle
Remziye Dinç'in davası AİHM'ye götürülemedi
Haber Merkezi - Bır dönemin sımge
davalanndan Remziye Dinç'in 3 koru-
cunun tecavüzüne uğramasına ilişkın
dosya, avukatlar arasmdaki "iletişim-
sizlik" nedeniyle AtHM'ye götürüleme-
di. Dinç'in azlettiği Eren Keskin, soru-
nu iletişimsizlikle açıklarken Dinç'in ilk
avukatı Sedat Özevin, Keskin'in dosya-
yı AÎHM'ye götüreceğini söylediğini be-
lirtti. Konuya ilişkin sorulanmızı yanıt-
layan Eren Keskin, "Biz bu davaya da-
yanışma için girmiştik. Ancak Bat-
man'daki avukat arkadaşlarla ara-
mızdaki iletişimsizlik nedeniyle dava
AİHM'ye götürülemedi" dedi.
Karann kendilerine tebliğ edilmediği-
ni belirten Keskin, "Verilen kararla
AÎHM'ye gidilebilirdi. Dava kazanıl-
mış bir davadır ancak karar eksiktir"
diye konuştu. Dinç'in ilk avukatı Sedat
Özevin ise davanın ilk aşamasında yer al-
dığını söyledı. Dosyanın Keskin tarafın-
dan AlHM'ye götürüleceğini bildiğini
belirten Özevin, "Ben Remziye Dinç'le
sadece bir kez hastanede görüştüm.
Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davasına
girdim. Karar çıktıktan sonra dosyay-
la ilgilenmedim." dedi.
Rızayla kızlık bozma'
Kamuoyunda yankı bulan ve psikiyat-
ri raporunun delil kabul edilmesi nede-
niyle "örnek" sayılan dava, tecavüz ye-
nne. nzayla kızlık bozma suçundan ve-
rilen kararla sonuçlandı. Batman Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen davada,
hamile kalan Dinç'in çocuğunun baba-
sının sanıklardan Nevzat Altuner oldu-
ğu tespit edildi. Bunun üzenne mahke-
me heyeti Dınç' in yaşının küçüklüğü ne-
deniyle "nzayla kızlık bozma" suçun-
dan NevzatAltuner'in 1 yıl 6 ay hapis ce-
zasına çarptınlmasına. Ekrem ve Cey-
han Altuner" in ise beraatına karar \ erdı.
HERŞEYİM
AYDIN KENT t
KAYBETTİM.
EŞl
ESTER KENT
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
Birinci perde, kadrolaşma...
AKP iktidannın hükümet etmeyi, devlete hük-
metmek olarak algıladığı pek çok alanda görülü-
yor. Rumuz şu:
Yöneticisi bizden olmayan devlet kurumu, ku-
rum değildir!
3.5 yıldır TÜBlTAK'tan özel kurullara, TRT'den
TMSF'ye kadar her alanda bunu görüyoruz. Ge-
çen hükümetler döneminde de benzer kadrolaş-
malara tanık oluyorduk. örneğin bir kurumun te-
pesindeki kişi değiştirileceği zaman yerine aynı
kurumda kızağa alınmış ya da bölge müdürlüğü-
ne gönderilmiş bir başka kişi atanıyordu. Bir baş-
ka deyimle, o kurumu bilen yönetici göreve geli-
yordu. Bu kez öyle değil. AKP'nin mutlak ege-
menliğini kabul eden kişi yönetime geliyor.
Devlet Tiyatrolan'nda da Lemi Bilgin, kurumun
hem özerkliğinin korunması hem de işlevini elde-
ki olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine ge-
tirmesi için çaba harcadı. Ama geçen hükümet-
ler döneminde olduğu gibi bu dönemde de siya-
sileri işine karıştırmadı.
Başlıca suçu bu.
• • •
Ikinci perde, yolsuzluk...
Bilgin'i görevden almanın bir yolunu bulmalıy-
dı. AKP yönteminde bir yöneticiyi görevden al-
mak için ilk şu öneriyi getiriyorlar:
- Maaşın, özlük hakların aynen devam etsin,
kendi isteğinle aynl. Buraya kendi adamımızı ge-
tireceğiz.
Kimileri bunu kabul etti. Etmeyenlere şunu söy-
lediler:
- Hakkında soruşturma açanz. Yolsuzlukla suç-
larız. Daha kötü olur!
Kimileri bu aşamada ayrıldı. Başıma iş açma-
yayım, dedi.
Bunu da reddedenler için soruşturma açıldı ve
"hakkında yolsuzluk suçlaması var" iddiası gün-
deme getirildi. Görevden alındı.
Lemi Bilgin son şıkka giriyor.
Şu çelişkiye bakın:
AKP kendi atadığı bürokrat hakkında ne tür
suçlama olursa olsun, aldırmıyor. Asaleten, vekâ-
leten istediği biçimde atıyor. Görevden almak is-
tediği kişi için rapordüzenleyip, tutsun-tutmasın,
her türlü suçlamayı yapıyor! Günah...
Demek ki Allah'tan da korkmuyorlar!
• • •
Üçüncü perde, tiyatronun işlevi...
Şu kesin:
AKP, sanattan korkuyor!
Kamu yönetimi reformundan Kültür Bakanlığı
bütçesine kadar her fırsatta sanatı tırpanlamak
için elinden geleni yapıyor. AKP iktidannın atadı-
ğı Anadolu'da görev yapan pek çok bürokrat,
Devlet Tiyatroları'nın Anadolu turnelerini engelle-
mek için elinden geleni yapıyor.
önceki iktidarların 'sanatı kontrolaltında tutma'
tutkusuna AKP döneminde 'sanatı söndürme' ki-
ni eklendi.
Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü koltuğundan
Muhsin Ertuğrul'lar, Cüneyt Gökçer'ler, Turgut
Özakman'lar geçti... Onlar unutulmadı ama, o
dönemin sorumlu bakanlannı anımsayan yok.
Koç daöyleolacak...
Ama sanatın söy-Lemi devam edecek!
ankcuma cumhuriyet.com.tr
Sözlüsünün acısına dayanamadı
• ERZURUM (Cumhuriyet) - Antalya da 30
Temmuz'da düşen Sahıl Güvenlik'e ait
helikopterde şehit olan 23 yaşındaki Astsubay
Kıdemli Çavuş Aydın Canpolat'ın sözlüsü 22
yaşındaki hemşire Nihal Özen intihar etti.
Sözlüsünün ölmesinin ardından girdiği
bunalımdan çıkamayan Özen, önceki gün sabah
saatlennde koluna şırıngayla aşın dozda ilaç
enjekte ederek yaşamına son verdi. Özen'in
koluna enjekte ettiği ilacın anestezide
kullanıldığı ve damardan yapılması halinde kalbe
gıden bütün damarlan felç ederek 15 dakıka
içerisinde ölüme yol açtığı belirtildi.
Hocalar hocası yaşamını yitirdi
• tstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası
kuruculanndan Prof. Dr. Nezih Eldem yaşamını
yıtırdı. Cumhuriyet dönemi boyunca birçok
mimara hocalık yapan Prof. Eldem, Mimarlar
Odası'nda 1 ve 4 Dönem Yönetim Kurulu,
Mimarlar Odası tstanbul Şubesi ÇED Danışma
Kurulu. Mimarlık Vakfı enstitü meclis üyelikleri
yapan Prof. Eldem ıçın bugün 10.30'da tTÜ
Mimarlık Fakültesi Taşkışla Yerleşkesi'nde
düzenlenecek törenin ardından Eyüp Sultan
Camisi'nde öğle namazını takiben cenaze namazı
kılınacak. Eldem, cenaze namazının ardından
Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Batman'da çatışma
• BATMAN (AA) - Batman'ın Beşiri ilçesi
kırsal kesimindekı çatışmada, 1 terörist
öldürüldü. Vali Haluk Imga, Beşiri kırsal
kesiminde bir grup teröristle sıcak temas
sağlandığını belirttı. "Teslim ol" çağnlanna
ateşle karşılık verilmesi üzerine çatışma
çıktığını belirten Vali tmga 1 teröristin ölü ele
geçirildiğini kaydetti.
Tarihi sauna gün ışığında
• VAN - Van'ın Yoncatepe Kalesi'nde yürütülen
arkeolojik kazı çalışmalannda günümüzün
saunalannın ilk örneğıni oluşturan ve sarayın
harem dairesinde kalanlann kullandığı 2 bin 700
yıllık hamam ye küvet bulundu. istanbul
Üniversitesi (tÜ) AvrasyaArkeoloji
Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Oktay Belli
"Banyo oldukça özenli bir şekilde yapılmış.
Özellikle sarayın harem dairesindeki yöneticiler
ve kadınlar kullanmış. Sanınm halk burada
yıkanamıyordu. Çünkü kralın harem
dairesinin alt katında bulunuyor ve içerden
merdivenle inilerek giriliyor" dedi.