19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 AĞUSTOS 2005 CUMA 8 HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manısa Ayöm Oenizli PB Y PB PB PB PB PB PB 34 33 33 32 36 35 35 34 Zonguldak PB 27 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskışehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB A B 28 29 30 28 35 34 35 32 B 37 Kars Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkân Van B B B B B B B B 3/ 31 40 39 38 38 34 29 B 25 Parçalı bulutlu Yurdun kuzey ke- sımlerı parçalı ve yer yerçok bulutlu. Edıme ve Kırklared çevrelerı sağanak ve gok gurul- tulu sağanak yağışlı, dığer yerter az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı kuzey, ıç ve dogu kesimlerde arta- cak, dığer yerlerde onemlı bır degışıklık ol- mayacak DIS MERKEZIER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y PB Y Y Y Y 1/ 21 22 23 19 12 23 20 Münih Y 25 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y B Y Y Y Y Y 21 23 33 22 22 24 26 33 Y 21 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bışkek Tıflıs Kahıre Sam Y A Y Y Y Y Y A A 22 34 17 31 26 30 24 36 39 ^ Çok buL ı Yağmuriu GOK günjttülu GUNCELcCNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada kimi konularda -örneğin devletin PKK ile masaya oturması gibi birolayda- Apo ile uzlaşılabileceği iz- lenimini veriyor. Kürt sorununa, alt-üst kimlik açıklamalarına ve tabıi demokratik Cumhuriyet'ten neyi amaçladığı sorularını MGK'de "sözlerinin siyasi rekabet içinde birilerince istismaredildiğini" söyleyerek yanıtlıyor. Oysa, RTE Diyarbakır'da neleri murat ettiğinı doğru dürüst açıkladı mı? Hayır. Hazret, alaturka kurnaz. Devletin temel ilkelerini yadsıyan anlamı örtmek için -her zaman olduğu gibi- kolay yolu yeğliyor. MGK'de, MGK'den önce ve sonra "toplumsal sorunun halli, vatandaşın kazanılması için sosyo- ekonomik, kültürel birtakım çözümler üretilmesini gerekli gören" RTE; neler yapılacağını veya yapıl- ması gerektığini ya da yapmakta olduklarını söyle- yemiyor. Güneydoğu sızlanıyor. Ekonomik kalkınmaya ön- celik verilmesini istiyor. Bu hükümet güya bir yıldır bölgenin kalkınması için hazırlıklaryapıyormuş; oysa bölge için ne plan program ve ne de yapılmasına hız verilecek yaptı- nmlann bir listesi var ortada. Yakında göstermelik birkaç adım atar ve sonra Güneydoğu kalkınması tekrar kış uykusuna çeki- lir! • • • RTE, her sorunda konuda sorumluluğu üstlen- diğini söyleyerek övünür ve lakin, gerçekte sorum- luluğu üstlenmemekte ve ülkenin belli başlı kurum- larını kendine benzetmekte usta mı usta. Genelkurmay Başkanı, bir törende yaptığı ko- nuşmada "Terör sorununun çözümûnde toplumun herkesimi sorumluluğunu idrak etmeli" diyor ve "bu mücadelenin 'devletin tam kadro sorumluluğun- da' ve karşılıklı güven ve eşgüdüm içerisinde ulu- sal birgörev olarak yapılmasıyla mümkün olacağı- nı" söylerken acaba kımlere seslenıyor? Elbette Genelkurmay 2. Başkanı aracılığıyla Başbakan- lık'ta hemen her kuruluşun, tabii TSK'nin de içın- de olacağı bir koordinasyon kurulu kurulması öne- risinı reddeden hükümete, ama terörden kaynak- lanan sorumluluğu üstlenmek istemeyen RTE'ye... • • • Orgeneral özkök, üstün hizmet madalyası tev- cih törenındekı konuşmasında TSK'deki değişim- lere, global dünyaya, ulus-TSK birlikteliğıne, AB'nin TSK'yi yanlış değerlendirmesine, "çevremizdeki gelecekte güvenliğimizi tehdit edebilecek çok sa- yıda potansiyel kriz bölgelerine verisklerinvarlığı- na" uzun uzadıya değiniyor ve fakat: "Içimizdeki" gelecekte iç güvenliğimizi ve laik Cumhuriyeti tehdit eden çok sayıda girişımlere, ta- kıyye üslubu içinde geriye dönüş çabalarına... kı- sacası bu iktidar döneminde TSK'nin yıllardır hak- lı olarak her fırsatta bir numaralı sorun diye dile ge- tirdiği (bugün başkaldıran) irtica tehlikesine... ge- rektiği ölçüde değınmek gereksınimı duymuyor. Genelkurmay Başkanı sık satır dört sayfalık ko- nuşmasında, bu iktidar döneminde ivme kazanan irticai gelışmelerı TSK'nin tek bir cümleyle, "Kişi- Ier gelir geçer, ancak TSK'nin temel değerleri, ku- rallan ve geleneklerinde hiçbir değişiklik olmaz" cümlesiyle karşıladığını sanıyorsa... Vay halimize! 'Güvenlik savaşla sagjanmaz' I Baştarafı 1. Sayfada tışa sunuldu. SSCB'nin son Dev- let Başkanı ve Green Cross Inter- national Başkanı Mikhail S. Gorbaçov'un önsözünü yazdığı "Dünyanın Durumu 2005" ki- tabının ana konusu "küresel gü- venliği yeniden tanımlamak". 'Zehirli bir karışımın imdat çıglığı' Kitapta, Soğuk Savaş döne- minden sonra 11 Eylül saldınsı ile güvenlik kaygılannın yine dünyanın ilk sıralanna yerleştiği vurgulandı. Terorizm, "zehirli bir karışımın imdat çığlığına" benzetilerek "Bu çığhklar ara- sında bölgesel yoksulluk gide- rek artan adaletsizliğe ve yük- sek işsizlik düzeylerine yol açan sarsıcı ekonomik geçişİer, uluslararası suçlar. öldürücü silahların yaygınlaşması, bü- yük ölçekli niifus hareketleri, tekrarlanan doğal afetler, eko- sistemlerin çöküşü, yeni ya da yeniden canlanan salgın hasta- lıklar, toprak ve başta petrol ol- mak üzere diğer doğal kaynak- lar üzerindeki rekabetin art- ması yer alır. 'Pasaportu olma- yan bu sorunlar' biiyük olasılık- la gelecek yülarda daha da ağırlaşacak" denildi. Bu sorun- lann askeri harcamalan arttır- makla ya da asker göndermeyle çözülemeyeceğinin altı çizilerek, sınırlann kapatılması veya son derece adaletsiz bir dünyada sta- tükonun korunması yoluyla da önlenemeyeceği belirtildi. Ulus- lararası işbirliğinin geliştirilme- sine engel olan Doğu-Batı ihtila- finın yerine geçim, zenginlik ve güç açısından korkunç dengesiz- liklerden zarar gören daha sorun- lu bir Kuzey-Güney ilişkisinin geldiği ifade edildi. Bu yeni yüzyılda yeni uçurum- lar ve bölünmelerin ortaya çık- masının uluslararası işbirliğine duyulan gereksinimi daha da art- tırdığının altı çizildi. 11 Eylül'den önce fakir ülkelerdeki yoksulluk, ıstikrarsızlık ve savaşın genellik- le zenginlerin çıkarlannın ve re- fahının uzağmda olarak düşünül- düğü belirtilen kitapta, "Jeopo- litik güç mücadeleleri yüzün- den paramparça olan ve Soğuk Savaş'ın ardından neredeyse tamamen unurulan Afganistan, Taliban rejimi tarafından ko- runan El Kaide için ideal bir sığınma yeri haline geldi. 1980'li yıliarda Afganistan'da ABD, Pakistan ve Suudi Ara- bistan, Sovyet işgalcilerinin Af- gan topraklarından çıkarılma- sı için Afgan mücahitleri görev- lendirdi. Taliban, uzun süreli dokunulmazlığın ve toplumsal çöküşün bir ürünüydü ve Usa- me bin Ladin'in El Kaide şebe- kesi de ABD'nin Sovyet karşıtı güçleri desteklemesi ile doğdu. 11 Eylül saldırıları, Afganis- tan'daki yetki savaşının kaçı- nümaz bumerang etkisinin bir sonucu oldu" denildi. Soğuk Sa- vaş sonrasındaki "balayı" sıra- sında daha keskin adımlar atıl- mamasının bedelinin "11 Evlül sonrası dönem" olarak ödendı- ğinin altı çizildi. Terorizme kar- şı sürdürülen savaşın yoksulluğa, hastalıklara ve çevTesel bozulma- ya karşı verilen savaşı saf dışı bı- raktığına dikkat çekildi. Irak iş- galinin, Pandora'nın kutusunu açarak içinden şiddet ve kaos çı- kardığı, giderek artan şiddet kar- şısında görünürde yeniden yapı- lanma için aynlan paranın büyük bölümünün güvenlik önlemleri- ne harcandığı belirtildi. Adil dünya için toplumsal ve ekonomik politikalar Özellikle ABD'nin harcama- lanndaki artışın etkisiyle dünya genelindeki askeri harcamalann tutannın yıllık 1 trilyon dolara yaklaştığı vurgulandı. Daha adil ve sürdürülebilir bir dünya ya- ratmaya yardımcı olabilecek top- lumsal, ekonomik ve çevresel politikalann silahlı kuvvetlerin asla yaratamayacağı gerçek gü- venliği sağlama konusunda daha faydalı olacağına dikkat çekildi. 'Radyoevimizi vermeyeceğiz' KESK'e bağü Haber-Sen üyeleri ve sanatçılar, tstanbul'un simge yapılarından TRT İstanbul Rad- yoevi'nin yıkılıp yerine otel ya- pılmak istenmesini protesto erri- ler. Harbiye'deki bina önünde bir araya gelen grup adına basın açıklaması yapan Haber-Sen Ge- nel Başkanı Esin Yelekçi, "Rad- yoevini gözleri para ile kamaşan kimselerin eline teslim etmeyece- ğiz" dedi. Açıklamaya katılan ya- zar-şair Sunay Akın, tiyatrocu Berül Arın, müzisyen Nejat Yava- şoğulları'nın aralarında olduğu sanatçüar, radyoevinin kapatıl- masına tepki göstererek cumar- tesi günü saat 13.00"te Haydar- paşa Garı önünde eylem ya- pacaklarını belirttiler. TRT ise tarihi binanın yerine otel yapılacağı haberlerini yalanladı. 11 Gâzi: Filistin'e El SürülemezL" (...Evetefendim, haklısınız; Lausanne Antlaşma- sı, genç Türkiye için, büyük bir başarı olmuştur; 'Dünya Türk'ün kuvvetini, bir kere daha görmüş- tür'; bu zaten, o sırada Gâzi ile Ismet Paşa arasın- da teâti edilen, tebrik ve teşekkür telgraflarında, açıklıkla görülmektedir: Ama... Mustafa Kemal Paşa, Lausanne ın sonuçların- dan gerçekten o kadar memnun ve mutlu olsaydı; acaba, sonradan inat ve ısrarla savunduğu bazı önemli davalan uluslararası gündeme getirir miydi? Ne gibi mi? Meselâ Süleymanrye, Musul, Kerkük davası gibi; meselâ, Türk Boğazlan'nın 'tahkimi' gi- bi; meselâ, Hatay Meseiesi gibi, ve ilh. Bu durum, Gâzi'nin vefatını müteakip, Türk kamu- oyunda tartışılmamış, hatta ele bile alınmamıştır; halbuki, onun vefatından biryıl öncesine kadar, Ha- tay Meseiesi gibi, bir Filistin Meselesi'nde de ta- raf olmaya mütemayil olduğu, kanıtlanabilir bir ger- çek. Nasıl mı? Daha önce size sözünü ertiğim 27 Temmuz 1937 tarihli, Bombay Chronicle gazete- sinde çıkmış olan haber yok mu, işte onu okuya- rak!..) 'Kemal Paşa, Avrupaya ihtarediyoı" fTesbit/22. "..önce isterseniz, Hindistan'daya- yımlanan bu gazetenin, başlıklannı hatırlayalım: "Fi- listin'e El Sürülemez!" / 'Kemal Paşa Avrupa'ya İhtar Ediyor', Türkler Mukaddes Topraklarda, Yabancı Hâkimiyetine Tahammül Etmeyecekler- dir!' Nasıl iyi mi? Gâzi'nin -ki din iman konusunda ne iftiralara uğramıştır- 'Mukaddes Topraklar' bah- sindegösterdiği bu hassasiyeti; günümüzün 'Müs- lüman yönetimleri' gösterebiliyorlar mı? Hele bir düşünün. "...Türkçe 'Hâkimiyet-i Milliye' gazetesi, Kemal Atatürk'ün Millet Meclisi'nde irâd etmiş olduğu nutuktan bahsediyor; aşağıdaki satırlar, bu nırt- kun Filistin'e taâlluk eden kısmından alınmış- tır..." "... 'Araplann, Avrupa siyâsetine nüfuz edemeyip, bu sözde 'istiklâl' kelimesine inandıklan ve bu uğur- da Arap memleketlenni Avrupa Emperyalizmine e- sir kıldıklan, çok şayân-ı teessüftür. 'Atatürk, Filis- tin'in, Arabistan'da vuku bulacak harekâtın merke- zini teşkil ettiği takdirde, bura Araplanna yapılacak hemangi bir fenalığa, Türklerin de tahammül ede- meyeceğini söylemektedir: "...'Araplann arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu, kimse bizim kadar bilemez; biz, vâkıa birkaç sene Araplar'dan uzak kaldık, fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için, Islâmiyet'in 'Mukad- des Yerleri'nin, Museviler'in ve Hıristiyanlar'ın nüfuzu artına girmesine mâni olacağız. Binaena- leyh şunu söylemek istiyoruz ki buralann Avru- pa Emperyalizmi'nin oyun sahası olmasına mü- saade etmeyeceğiz'..." "...'biz şimdiye kadar dinsiz ve Islâmiyete lâ- kayt olmakla irtiham edildik; fakat bu ittihamla- ra rağmen, Peygamber'in son arzusu, yâni 'Mu- kaddes Topraklar'ın, daima Islâmiyet hâkimiye- tinde kalmasını temin için, hemen bugün kanla- nmızı dökmeye hazırız. Cedlerimizin Selâhad- din-i Eyyûbi idaresi attında, uğrunda Hıristiyan- larla mücâdele ettikleri topraklann, yabancı hâ- kimiyeti ve nüfuzu attında bulunmasına müsa- ade etmeyeceğimizi beyân edecek kadar, bu- gün, -Allah'ın inâyetiyle- kuvvetliyiz'..." "...'Avrupa'nın, bu mukaddes yerlere temellük etmek için, atacağı ilk adımda; bütün Islâm âle- minin ayaklanıp, icraata geçeceğinden şüphe yoktur'..." Gâzi Mustafa Kemal Paşa hakkında, türlü 'ter- tibât, tezvirât ve tahrifât' ile, onun Batı'dan başka bir şey düşünmediğini, Batılı olmak ya da görün- mek için, bin yıllık Türk Medeniyeti'ni inkâr ettiği- ni ileri sürenlerin, bu satırları okudukları takdirde, bı- raz yüzleri kızarır mı? Pek sanmıyorum...) Bu kadar açık, bu kadar net bir tavır... (...bu evrak, o zamanki Dahiliye Vekili Şükrü Ka- ya Bey'in imzasıyla: TC Dahiliye Vekâleti, Matbu- at Umum Müdürlüğü' antetli bir evrak ile Başve- kâlet Yüksek Makamı'na sevk edilmişti; kayıt nu- marası, 5476/7/1/K7dir; sevk metni ise şöyle: "Başvekâlet Yüksek Makamına! Bombay Chronicle gazetesinin 27/VII/937 tarihli nüsha- sında, 'Filistin'e El Sürülemez.. Kemal Paşa Av- rupa'ya İhtar Ediyor' başlığı attında biryazı inti- şâr etmiştir. Bu yazının bir örneği ilişik olarak su- nulmuştur. Bu vesile ile saygılarımı tekrarlanm. / Dahiliye Vekili, Şükrü Kaya!" Müslüman olsun, lâik olsun, Musevi ya da Hıris- tiyan olsun; her Türk, Gâzi'nin, Lausanne'dan yıl- lar sonra, Hatay Meseiesi ortahğı kızıştırmışken; bunları beyan edip, Avrupa Emperyalizmi'ne kar- şı, böyle açık, bu kadar net bir tavır takınmasının üzerinde düşünmelidir. Tabii, onun vefatını müteakip, bu tavırdan ne kal- dığını; hele yıllar sonra, Ankara'nın Filistin konu- sunda, kimlerle 'ittifak' içinde olduğunu da!..) e-mailrtilahan / isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 260 19 88 Tecovüzkurbanına darbe Avukatlar arasmdaki iletişimsizlik nedeniyle Remziye Dinç'in davası AİHM'ye götürülemedi Haber Merkezi - Bır dönemin sımge davalanndan Remziye Dinç'in 3 koru- cunun tecavüzüne uğramasına ilişkın dosya, avukatlar arasmdaki "iletişim- sizlik" nedeniyle AtHM'ye götürüleme- di. Dinç'in azlettiği Eren Keskin, soru- nu iletişimsizlikle açıklarken Dinç'in ilk avukatı Sedat Özevin, Keskin'in dosya- yı AÎHM'ye götüreceğini söylediğini be- lirtti. Konuya ilişkin sorulanmızı yanıt- layan Eren Keskin, "Biz bu davaya da- yanışma için girmiştik. Ancak Bat- man'daki avukat arkadaşlarla ara- mızdaki iletişimsizlik nedeniyle dava AİHM'ye götürülemedi" dedi. Karann kendilerine tebliğ edilmediği- ni belirten Keskin, "Verilen kararla AÎHM'ye gidilebilirdi. Dava kazanıl- mış bir davadır ancak karar eksiktir" diye konuştu. Dinç'in ilk avukatı Sedat Özevin ise davanın ilk aşamasında yer al- dığını söyledı. Dosyanın Keskin tarafın- dan AlHM'ye götürüleceğini bildiğini belirten Özevin, "Ben Remziye Dinç'le sadece bir kez hastanede görüştüm. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davasına girdim. Karar çıktıktan sonra dosyay- la ilgilenmedim." dedi. Rızayla kızlık bozma' Kamuoyunda yankı bulan ve psikiyat- ri raporunun delil kabul edilmesi nede- niyle "örnek" sayılan dava, tecavüz ye- nne. nzayla kızlık bozma suçundan ve- rilen kararla sonuçlandı. Batman Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, hamile kalan Dinç'in çocuğunun baba- sının sanıklardan Nevzat Altuner oldu- ğu tespit edildi. Bunun üzenne mahke- me heyeti Dınç' in yaşının küçüklüğü ne- deniyle "nzayla kızlık bozma" suçun- dan NevzatAltuner'in 1 yıl 6 ay hapis ce- zasına çarptınlmasına. Ekrem ve Cey- han Altuner" in ise beraatına karar \ erdı. HERŞEYİM AYDIN KENT t KAYBETTİM. EŞl ESTER KENT GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada Birinci perde, kadrolaşma... AKP iktidannın hükümet etmeyi, devlete hük- metmek olarak algıladığı pek çok alanda görülü- yor. Rumuz şu: Yöneticisi bizden olmayan devlet kurumu, ku- rum değildir! 3.5 yıldır TÜBlTAK'tan özel kurullara, TRT'den TMSF'ye kadar her alanda bunu görüyoruz. Ge- çen hükümetler döneminde de benzer kadrolaş- malara tanık oluyorduk. örneğin bir kurumun te- pesindeki kişi değiştirileceği zaman yerine aynı kurumda kızağa alınmış ya da bölge müdürlüğü- ne gönderilmiş bir başka kişi atanıyordu. Bir baş- ka deyimle, o kurumu bilen yönetici göreve geli- yordu. Bu kez öyle değil. AKP'nin mutlak ege- menliğini kabul eden kişi yönetime geliyor. Devlet Tiyatrolan'nda da Lemi Bilgin, kurumun hem özerkliğinin korunması hem de işlevini elde- ki olanaklar ölçüsünde en iyi biçimde yerine ge- tirmesi için çaba harcadı. Ama geçen hükümet- ler döneminde olduğu gibi bu dönemde de siya- sileri işine karıştırmadı. Başlıca suçu bu. • • • Ikinci perde, yolsuzluk... Bilgin'i görevden almanın bir yolunu bulmalıy- dı. AKP yönteminde bir yöneticiyi görevden al- mak için ilk şu öneriyi getiriyorlar: - Maaşın, özlük hakların aynen devam etsin, kendi isteğinle aynl. Buraya kendi adamımızı ge- tireceğiz. Kimileri bunu kabul etti. Etmeyenlere şunu söy- lediler: - Hakkında soruşturma açanz. Yolsuzlukla suç- larız. Daha kötü olur! Kimileri bu aşamada ayrıldı. Başıma iş açma- yayım, dedi. Bunu da reddedenler için soruşturma açıldı ve "hakkında yolsuzluk suçlaması var" iddiası gün- deme getirildi. Görevden alındı. Lemi Bilgin son şıkka giriyor. Şu çelişkiye bakın: AKP kendi atadığı bürokrat hakkında ne tür suçlama olursa olsun, aldırmıyor. Asaleten, vekâ- leten istediği biçimde atıyor. Görevden almak is- tediği kişi için rapordüzenleyip, tutsun-tutmasın, her türlü suçlamayı yapıyor! Günah... Demek ki Allah'tan da korkmuyorlar! • • • Üçüncü perde, tiyatronun işlevi... Şu kesin: AKP, sanattan korkuyor! Kamu yönetimi reformundan Kültür Bakanlığı bütçesine kadar her fırsatta sanatı tırpanlamak için elinden geleni yapıyor. AKP iktidannın atadı- ğı Anadolu'da görev yapan pek çok bürokrat, Devlet Tiyatroları'nın Anadolu turnelerini engelle- mek için elinden geleni yapıyor. önceki iktidarların 'sanatı kontrolaltında tutma' tutkusuna AKP döneminde 'sanatı söndürme' ki- ni eklendi. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü koltuğundan Muhsin Ertuğrul'lar, Cüneyt Gökçer'ler, Turgut Özakman'lar geçti... Onlar unutulmadı ama, o dönemin sorumlu bakanlannı anımsayan yok. Koç daöyleolacak... Ama sanatın söy-Lemi devam edecek! ankcuma cumhuriyet.com.tr Sözlüsünün acısına dayanamadı • ERZURUM (Cumhuriyet) - Antalya da 30 Temmuz'da düşen Sahıl Güvenlik'e ait helikopterde şehit olan 23 yaşındaki Astsubay Kıdemli Çavuş Aydın Canpolat'ın sözlüsü 22 yaşındaki hemşire Nihal Özen intihar etti. Sözlüsünün ölmesinin ardından girdiği bunalımdan çıkamayan Özen, önceki gün sabah saatlennde koluna şırıngayla aşın dozda ilaç enjekte ederek yaşamına son verdi. Özen'in koluna enjekte ettiği ilacın anestezide kullanıldığı ve damardan yapılması halinde kalbe gıden bütün damarlan felç ederek 15 dakıka içerisinde ölüme yol açtığı belirtildi. Hocalar hocası yaşamını yitirdi • tstanbul Haber Servisi - Mimarlar Odası kuruculanndan Prof. Dr. Nezih Eldem yaşamını yıtırdı. Cumhuriyet dönemi boyunca birçok mimara hocalık yapan Prof. Eldem, Mimarlar Odası'nda 1 ve 4 Dönem Yönetim Kurulu, Mimarlar Odası tstanbul Şubesi ÇED Danışma Kurulu. Mimarlık Vakfı enstitü meclis üyelikleri yapan Prof. Eldem ıçın bugün 10.30'da tTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla Yerleşkesi'nde düzenlenecek törenin ardından Eyüp Sultan Camisi'nde öğle namazını takiben cenaze namazı kılınacak. Eldem, cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Batman'da çatışma • BATMAN (AA) - Batman'ın Beşiri ilçesi kırsal kesimindekı çatışmada, 1 terörist öldürüldü. Vali Haluk Imga, Beşiri kırsal kesiminde bir grup teröristle sıcak temas sağlandığını belirttı. "Teslim ol" çağnlanna ateşle karşılık verilmesi üzerine çatışma çıktığını belirten Vali tmga 1 teröristin ölü ele geçirildiğini kaydetti. Tarihi sauna gün ışığında • VAN - Van'ın Yoncatepe Kalesi'nde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalannda günümüzün saunalannın ilk örneğıni oluşturan ve sarayın harem dairesinde kalanlann kullandığı 2 bin 700 yıllık hamam ye küvet bulundu. istanbul Üniversitesi (tÜ) AvrasyaArkeoloji Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Oktay Belli "Banyo oldukça özenli bir şekilde yapılmış. Özellikle sarayın harem dairesindeki yöneticiler ve kadınlar kullanmış. Sanınm halk burada yıkanamıyordu. Çünkü kralın harem dairesinin alt katında bulunuyor ve içerden merdivenle inilerek giriliyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle