17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURtYET 26 AĞUSTOS 2005 CUM/ 14 J V U J L J J . LJ l \ [email protected] Kültürve Turizm Bakanı'nın Rus turistler için söyledikleri, ününüuluslararası boyutlara taşıdı Koç 'gaf bakanı' olduANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Kültür ve Turizm Bakanı Arilla Koç, göreve geldiği şubat ayından bu yana uygulamalanyla ve konuşmalanyla şaş- kınlık yarattı. Son olarak Devlet Tiyat- roları'nın gelişiminde önemli bir rol oynayan LemiBflgin'in görevine son ve- ren Koç, yaptığı çok sayıda gaf nede- niyle muhalefet ve sivil toplum örgüt- lerinin yanı sıra Rusya ve Yunanis- tan'dan bile tepki gördü. Bakanın açıklamalan ve gaflanndan bazılan şöyle: - Koç, şubat ayında yaptığı bir ko- nuşmada "memur" olmayı "turist" ol- makla özdeşleştirmişti. Bir gazetecinin "Nasıl bir ruristsi- nfe" sorusuna Koç, 33 yıllık kaymakam- lık ve valilik döneminde hiç izin kulla- namadığını. milletvekilliği döneminde fırsat bulabildiğini, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis'i ça- lıştırması nedeniyle fazla izin yapma- dığını söylemişti. Koç izin yaptığı dö- nemlerde Izmir ve Manisa'ya gittiğini belirtirken, "Memur olmak turist ol- makbr" demişti. - Katıldığı gezilerde sık sık uyumasıy- la gündeme gelen Koç, bir süre kendıne yöneltılen eleştinleri esprilerle karşılar- İcen, temmuz ayında Sıvas'ta yaptığı ın- celemeler sırasında fotoğrafını çekmek iste- yen bir gazeteciyle tartıştı. Fotografını çe- kengazetecıye bağıran Bakan Koç, "Niyeçe- khorsun, ne cekryorsun, uyudum mu ben şim- di? Ne deraekistiyorsun? Kasten gözümü ka- pattim. Neyin peşindesin, ne oluyor? Bir yü- züme bak canun. Ne düşünüyorsun, ne yap- maya çahşıyorsun? Ben mahsus eKmk yüzü- K I ültür ve Turizm Bakanı Koç, görevi süresince çalışmalanndan çok yaptığı hatalar ve şaşkınlık yaratan uygulamalanyla dikkat çekti. Koç, açıklama ve davranışlanyla zaman zaman diplomatik krizlere neden olurken 'balecileri' de 'balicilerle' kanştırdı. mü kapattim, çekmek mi lazun?" dedi. - Bir müzede bekçi olmasına karşın yi- ne de hırsızlık olayı yaşanmasını değerlen- dıren Koç, "Bakanı uyursa memuru da uyur" açıklamasını yapmıştı. - Koç, haziran ayında da "Biraz da Hak- kâri Vaüsi gezsin" dıyerek, Antalya Vali- sı'ni Almanya'dakı Turizm Fuan'na gön- dermedı. 'Kaçak eserler Türklye'yl tanıtıyor' - Koç kaçak eserlerle ilgılı bir konuşma- sında, "Yurtdışınakaçırümışeserlerigerige- tirmek pahab ve zor bir iş. Aynca bu eserler Türkiye'nin tanıümına daha çok katlo sağh- yor..." dıye konuşmuştu. - Mayıs ayında, Müzeler Haftası nedenıy- le Anadolu Medeniyetleri Müzesı'nı gezen Koç, Zeugma mozaiğindekı ünlü Çinge- ne kızının (Gaia) önünde durarak, "Zeug- ma Çingene demektir" dedi. Oysa Zeug- ma, "koprübaşı,geçityeri,geçit'' anlamı- na geliyor. - Koç, uygulamalanyla sadece yurtiçin- de değil, yurtdışında da tepkilere neden ol- du. Koç nisan ayında, Muğla'ya yaptığı ge- zi sırasında, turist sayısıyla ilgili açıklama yaparken, "Ruslarsonradanzenginolma- nın görgüsüzlüğüyie çok harcarlar" de- mişti. Koç, açıklamasına tepkı gösteren Rus Büyükelçiliği yetkililennden özür di- lediyse de Rus diplomatlar Koç'un sözü- nün "Moskova kayıtiarmageçtiğini'' bildir- mişti. - Koç, Yunanistan Kültür ve Turizm Ba- kanı 'nın davetinde de eşiyle kafa kafaya verip uyumuş, durumdan rahatsız olan Yunanistanlı bakan etkinliği erken bitir- mişti. - Koç Rize'de ödeneksizlik nedeniyle yapunı durdurulan Kültür Sarayı'nı ge- zerken, yetkililer binanın "baücikrin'' uğ- rak yeri haline geldiğini dile getiımişti. Bakan Koç ise yetkililerin rahatsızlüdan- nı belirttikleri durum karşısuıda "Bafimi? Ben baleci sandım, ne işi var burada bale- cilerin" demişti. - Eski Bayındırlık Bakanı Koray Ay- dın'ın ihalelerde usulsüzlük yaptığı ve haksız mal edindiğı iddiasıyla Yüce Dıvan'da yargılandığı davada, Koç tanık olarak din- İenmışti. Koç, bir ıhalenın bakan talimatıyla iptal edilip yüzde 50 daha fazla fiyata başka şırkete venldiğinı belırterek bakanın ihaleden düşen payla boşandığı eşine ve yeni eşine ev aldığını anlatmıştı. Ancak Koç'un, anlattık- lartnın Aydın ıle ilgisinın olmadığuıı söyle- mesi şaşkınlığa neden olmuştu. Köklü bir sanat kurumunun bu durumu kaygı vericidir 'Oyunlarımı geri çekiyorum' \! Yeni müdür Yaşar Ürük îzmir Devlet Tiyatroları'na atama Kültür Servisi - Tiyatro yazan Cuma Boynu- kara dün bir basın açıklaması yayınlayarak Dev- letTiyatrolan'ndakioyunlannıgeriçeknğinıbil- dirdi. Boynukara'ıun açıklaması şöyle: "Ülkemizin köklü birsanat kurumunun içine düşürüldüğü du- rum, son derece kaygı vericidir. Tüm bu olup bı- tenlerin, endişesi ve şaşkınlığıyla derin üzüntü içindeyim. Bu ülkenin tiyatrosuna, tiyatro yazı- mına emek vermiş ve hâlâ emek veren bıri ola- rak, sanat emekçilennın birgün sonrasını veya bir gün sonraki oyununun, programının bınlen tara- findan durdurulmasının, değıştirilmesinın, erte- lenmesinin 'yaşanası' dünya insanının tasarru- funda olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kül- tür ve Turizm Bakanı Sayın Ali Koç Devlet Tiyat- rolan ile ilgili karannı gözden geçirip geri alana veya ısufa edene kadar, Devlet Tıyatrolan genel repertuvannda bulunan Cuma Boynukara oyun- lan değil sahnelenmek, akıldan bile geçirilmesin. IZMtR (AA) - Hülya Savaş' ın istifasıyla boşalan Izmır Devlet Tiyatrosu (IZDT) Müdürlüğü görevine, sanatçı Yaşar Ürük atandı. tZDT'den yapılan yazılı açıklamada, Yaşar Ürük'ün atamasuun Hühya Savaş'ın istifasının onaylanmasının ardından gerçekleştırildiğı bıldirildi. Açıklamada, Fzmır hakkında bırçok araştırması ve kıtabı bulunan Yaşar Ürük'ün 1978'de Ankara Devlet Konservaruvan Tiyatro Bölümü Yüksek Bölümün'den mezun olduğu, tiyatro yaşamı boyunca bırçok oyunda 'oyuncu' ve 'yönetmen' olarak görev yaptığı yer aldı. Sayısız tiyatro oyunu ve film müziğine imza atan ve birçok bestesi bulunan sanatçının, 13yıldırdakurucusu olduğu tzmir Büyükşehir Belediyesı Çocuk Korosu'nun yöneticiliğini yaptığı, sanatın birçok dalında kazandığı ödül sayısının 40'ın üzerinde olduğu belirtildi. FESTİVAL! -BARISAROCK , * • , , ÖDP GENEL BAŞKAN YARDIMCISIHAYDAR İLKER 'Genelmüdür değişildiği siyasal kaygılarlayapılmıştır' www.barisarock.org ANKARA (AA)-ÖDP Genel Başkan Yardımcı- sı Haydar llker, Devlet Tiyatrolan (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin'ın "sanatsaldeğfl sivasal kay- gılaria" görevden aluıdı- ğını ıleri sürdü. llker, yap- tığı yazılı açıklamada ge- lişmelerin ardından tepkı gösteren Devlet Tiyatrolan sanatçılan- nı desteklediklenni belirtri. llker, açık- lamasında şunlan söyledi: "Bu görev- den alma süreci içerisinde basuıda ge- niş bir şeküde yer alan ve ügUilerce ya- Ianlanmayan gerekçeler arasmda, Kül- tür ve Turizm Bakanhğı'nın idari ata- madan bürokratik işleyişe, repertuvar oluşturmadan oyun içeriklerine kadar çeşit- h' isteklerinin Devlet Tıjatro- lan yönetimi tarafindan geri çevTümesi de yer aldı. Bu da genel müdür değişikliğinin sanatsal değil, srvasaJ ka> gı- larla yapüdığnu ortsm çıkar- maktadır. Bu değişikligin ardından DT bölge müdürierinin tümü istifalannıverdiler, rejisörier provalara başlamavacaklan- nı açüdadılar. ÖDP olarak hükümeti uv^moruz: De\1etTrvatrolan'ndan eK- nizi çekin. Bu penasızhğa, hukuksuz- luğa derhal son verin.'' DEVLET TİYATROLARI'NDA BELlRSlZLlK SÜRÜYOR Oyunlar ertelenebilir ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Le- miBflgin'in Devlet Tıyatrolan (DT) Ge- nel Müdürlüğü görevinden aluımasırun ardından Mine Acar'ın vekâleten görev- lendirilmesini protesto eden yönetmen- ler ile rejısörler oyun provalanna başla- mayınca, yeni dönem açdış tarihinin er- telenmesi gündeme geldi. Rejisörier arasından henüz birıstifa gel- memesıne karşın, provalara başlamama- lan nedeniyle DT'nin 1 Ekim'de yapıl- ması gereken açılışının kasım ayına er- telenebileceği dile getirildi. Genel mü- dürlüğün ise ertelenme tehlikesini önle- mek için yeni sezon açılışını geçen se- zon oyunlanyla yapmayı düşündüğü öğ- renildi. DT'de rejisörlük ve yönetmen- lik de yapan sanatçı Ahmet Levendoğ- lu, DT Genel Müdürlüğü'ne yazdığı di- lekçeyle önceki genel müdürlük yöneti- mi tarafindan yönetmenliğini yapmak üzere görevlendirildiği oyunda yer al- mayacağını büdirdi. Lemi Bılgın, basuı- da kendisi hakkındaki rapora ilışkuı ha- berler çıktığına işaret ederek "Kişüik naklanma ağn*saldınteşkileden mesnet- siz iddialar gerçek djŞKur" dedi. Bu arada, DT Genel Müdür Yardım- cılan TamerLevent ve SabriÖzmener'ın istifalanmn kabul edümesinin ardından, DT Genel Müdür Yardımcılıklarına Ke- rim Göksu ve Tajiun Orhon getuıldi. Levendoğlu affını istedi KültürServisi - Ahmet Levendoğ- lu, yeni sezonda Ankara Devlet Ti- yatrosu'nda yöneteceği Arthur Mfl- ler'ın 'ÇiftYönlüAyna' adlı o>-unun- daki görevinden affını ıstedı. Le\en- doğlu, yazdığı dılekçede, "Geçnıiş- te kendi hizmeüerimide vermişoldu- ğum DevletTiyatrolan gibi köklü bir Cumhurrvet kurumunda vapılan ve kurumuher açıdanzedek^ecekbu yö- netim değişikîiğine karşı durduğum- dan. söz konusu görevi üsdenmevece- ğani bettrtmekdunımundayım"dedi. YAZIODASI SELİM İLERİ Mahmut Yesari fstanbul'un alçakgönüllü yazarlarından biri de Mahmut Yesari'dir. Romanlannda, öykülerin- de Istanbul hâlâ can çekişiyor... Bugünün okurları, Mahmut Yesari'yi tanıyor- lar mı? Tanıyanlar, ne ölçüde, ne birikimde tanı- yorlar? Mahmut Yesari de, söylemeye gerek yok, edebiyatımızın unutulmuş emekçilerinden. 5 Mayıs 1895'telstanbul'dadoğmuş. 16Ağus- tos 1945'te aynı kentte ölmüş. Çanakkale Sa- vaşı'na katılmış. Dönüşte yazı hayatına atılıyor; ölünceye kadar kalemiyle geçinebilme tasası çekecek. Bir ara Cahit Uçuk'la evlenmiş. Necatigil, sözlüğünde şu cümleye yer verir: "Otuz yılı aşkın sürekli çalışması sonunda, Ya- kacık Sanatoryumu'nda veremden öldü." Çamlıca'da gömülüymüş. Mezan duruyor mu? Mezarını arayıp soran var mı? Mahmut Yesari başlangıçta mizah yazıları yaz- mış, karikatürlerçizmiş. Bunları neokudum, ne gördüm. Günün birinde karikatürleri belki der- lenir. Romanlarından Su Sinekleri'ni okumuştum, ilk. Su Sinekleri'nin kahramanı genç kızlar, içle- rinden birinin orta yaşlı annesi, sinemaya öyle- sine kapılıyorlar, öylesine inanıyorlardı ki, Holly- wood yapımı filmlerdeki serüvenleri Istanbul'da yaşamaya kalkışıyorlar, yıkımdan yıkıma, uçu- rumdan uçuruma sürükleniyoıiardı. 1930'larda sinema hem çok etkilemiş Türk toplumunu, hem de ahlak bozacak diye sine- ma sanatından epey korkulmuş... Çok geçmeden Pervin Abla'yı bulmuştum. Bu roman ilk kez 1927'de basılmış. Istanbul'un yarı kentsoylu, yarı bohem çevreleri anlatılıyor- du. Pervin Abla içli bir kızdı. Mahmut Yesari, yer yer, incelikli ruh çözümlemeleri kaleme getir- mişti. Sevda Ihtikân çalışma hayatına atılmış genç kızlarla delikanlıların -yıl 1934- yeni düzen top- lumda birbirlerini tanıma fırsatlarına egilir. Do- kuz yıl sonra yazılmış Sağanak Altında, kadın- erkek ilişkisinin problemli yönlerini tahlil ede- rek, roman okuruna kışisel sorunlan için çözüm- ler, yanıtlar arar. Nihat Sami Banarlı, Mahmut Yesari roman- larındaki özelliği şöyle yorumluyor: "Umumiyet- le aşkmaceralan, kadın-erkekyakınlaşmalan et- rafında yazılan bu romanlarda hissî ve roman- tiksahnelerden ziyade, renk değiştirmekte olan bircemiyetin hayatını karikatürize eden, merak- lı ve realist özellikler vardır." Edebiyat tarihlerimız Mahmut Yesari'yi yalnız- ca Çulluk romanıyla anıyor. Çulluk fabrika çev- relerini, ikinci bölümünde de köy çevrelerıni us- taca betimler. Fabrika, o günkü romanda, bir ro- man mekânı olarak neredeyse hiç işlenmemiş- tir. Çulluk'u hayli geç okuyabildim, Sabri Koz'un emeği sayesinde. Çünkü Çulluk Latin harfleri- ne çevrilmemişti. "Tütün fabrikasının lokanta- s/"sahnesı gerçekten etkileyiciydi: "Burası kir- liçıplakduvarlı, büyükbiroda idi. Döşeme tah- talan yağ lekeleriyle yeryerpaıiıyordu. Ikiyan- lara, üzerieri çinko kaplı, uzun müstatil masa- lar..." Sürüp gider. Yürek yakıcıdır. Ama benim en sevdığim Mahmut Yesari kita- bı YakacıkMekîup/an'dır. Verem edebiyatımızın belki en acı, en realist eseri. öyküler, gözlemler, izlenimlerçerçevesinde o zamanki pastoral Yakacık ve hüzünlü, içe işle- y'ıc'ı Yakacık Sanatoryumu... Yakacık Mektuplan'nı okuduğumda, artık ken- dimi yazardan sayıyor, sık sık Memet Fuat'ın Yeni Dergi'sine, Cemal Süreya'nın Papirüs'üne gidiyordum. Yakacık Mektupları'ndaki "Akşam Garipliği" öyküsünden çok etkilendiğimi Cemal Süreya'ya söylemiştim. Okumamıştı. Ama bir sonraki buluş- mamızda, "Edebiyatımızın antolojilere, güldes- telere ihtiyacı var. Bir gün, bir hikâye antolojisi yapın, 'Akşam Garipliği'ni unutmayın " demişti. Geçen cumartesi, "Akşam Garipliği"ni yeniden okudum, boğucu ağustos akşamında. Bil- miyorum neden, yaşlılık mı, epey ağladım... Önerilen Kitap / Çulluk, Mahmut Yesari, Oğlak Yayınlan, 1996. TONY TAKITANI Beyoglu AUCAZAfl 2932466 1200-1330-1530-1730-1930-2130 Kadlkoy HOUYWOOD PARADISO 34«20 99 12 00-1330-1530-1730-1930-2100
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle