Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA
SÖZ OKURUN
Fikret Dağlıoğlu
pogta@oumhuriyet.com.tr
Faks.0 212 513 90 98
'Zafer' ve Türkiye iT'T Ike ve ulusun alınyazılannı değiştiren, bu-
LJ nunla da yetinmeyerek dünya siyaset sahne-
sinı bütünüvle etkıleyen olaylar vardır. 26 Ağus-
tos 1922 tanMndeA^fyonkarahisar Kocatepe'den
başlayan "zafer taamızu" 20. yüzyılın böylesi-
ne önemli olgulanndandır.
"MazHim" dünyanın, "zaKmlerin" egemenli-
ğindekı tutsakhk zincirini kırmasının ılk ulusla-
rarası ömeği o gûn verilmiştir. 26 Ağustos 1922 'de
başlayan antiemperyalist başkaldınş sadece as-
keri bir başanyı değil. ideolojik bir tavnn bakı-
şını da berabennde geörmiştır. "Mudanya* ve "Lo-
zan" antlaşmalannı zafer taçlanyla aşan bir kad-
ro, cnmhuriyet ve de-vrime giden yolu da inşa et-
miştir. Anrikapitalist, halkçı-devletçi ve ulusal-
cı bir yöntem, evrensel bir yansıma oluşturacak
düzeye ulaşmıştır. Hiç değerini yitirmeyen ve
sürekli bircoşkuyla bilinçlerde yerettiren "0nun-
cu Yü" Marşı "Çıkük açık ahnla on ydda her sa-
vaştan" dizesinde "azün" dolu bir gururu vur-
gular. Bu vurgulamada, bilim ve tekniğe, tam
bağımsızlığa, sosyal ve kültürel aşamalara, eko-
nomik utkulara ilişkin toplumsal bir hedefe eriş-
mişlik vardır. Yine bu vurgulamada; çağdışılığa,
hurafe ve safsatalara, ülkesel uyduruculuğa ve ulus
düşmanlığına karşıt bir devinimi de yakalayabi-
lırsiniz.
Şimdilerde ise siyaseten "stratejik" uydu sa-
yılan, ulusal kimliği parçalanmaya yüz tutmuş,
ekonomide dış borçlar üzerine kurulu bir ülke-
deyız. Kültürel niteliklerini yirirmeye başlayan,
*tam bağunsEdık" ve uluslararası ilişkilerde "eşjt-
fik" ilkelerimizi koruyamamış durumdayız. Cum-
huriyet ve devrimin kazanılmış değerlerine sal-
dırgan hükümetler "resmigeçiti'' işbaşmdadır.
Binbır aldatma ve kandırmacayla halk adına ik-
tidara gelen ama halk düşmaıu siyasal erklerin
biri gidip diğeri gelmektedir. "AB" masallan uğ-
runa milyonlarca kişiyi yurttaşlık bilinç ve sev-
gisinden uzaklaştıran, "ABD" saldırganhğını,
"demokrasi ve özgürlük" olarak tanımlayanlann
iç ve dış yönetim baskılan alündayız. Kıbns'ı "göz-
lerini kırpmadan" elden çıkaran emperyalizmin
yandaşlan ile karşı karşıyayız. "tnönü,Sakarya,
Dumhıpmar* meydanlannda, gazi ve şehit olmuş
kahramanlara ihanetlerle dolu bir ortamdayız.
Atatûrk ve tnönü'nün önderlik ettikleri demok-
rasi rejimini bulandıran ve yozlaştıran sahtecile-
rin yarım yüzyıllık cenderesi içindeyiz.
25-26 Ağustos 2005 günleri, şanlı Anadolu ih-
tilâlinin 83. "zafer" yıldönümüdür. Afyonkara-
hısar'da "Türkhelttifala" buluşuyor. KKTCku-
rucu Cumhurbaşkanı RaufDenktaşın kanlımıy-
la, siyasal parriler, ünrversite, sendika, meslek oda-
lan ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri
ulusal bilinci yeniden pekiştirmek üzere Koca-
tepe'ye tırmanıyorlar.
Siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan
haksız ve insafsız sarsılmalara hedef olan, iç ve
dış "hıyanet" odakJannın ellerinde nefesi kesil-
meye çalışılan bir ulusun bilinç ve kimlik dirili-
şi yeniden başlamışrır. Afyonkarahisar'daki "it-
tifak" buluşmasında, onurlu bir Türkiye olgusunun
güçlü ve tutkulu sevdası vardır.
Av. Ertuğrul KAZANCI
îlköğretim okulunu otopark yaptılar
Eğitim-Sen 3 No'lu Şube Başkanı ve Gazios-
man Paşa tlköğretim Okulu öğretmenı Dur-
sun Yıküz'ın ıddia ettiği gıbi kundaklanarak
yakılan, Beşıktaş'takı tarihi Gaziosman Paşa
îlköğretim Okulu, "otopark" olarak kullanılı-
yor. Tarihi okulun otopark olarak kullanılma-
sının kabul edilemez olduğunu belirten Yıl-
dız, okulun öğrencılere hizmet vermesi ge-
rektığını, II Mıllı Eğıtım Müdürlüğü'nün oku-
la sahıp çıkmasını ıstedı. Yangından önce Ga-
ziosman Paşa tlköğrerim Okulu'nun 48 öğret-
menı, 2 bine yakın öğrencisi, 14 sınıfı ile
Türk ve yabancı ldasik kitaplann bulunduğu
kütüphaneye sahıp olduğunu anlatan Yıldız,
şöyle devam ettı: "Okulun yanmasından son-
ra öğretmenler hâlâ Gaziosman Paşa Îlköğre-
tim Okulu'nun kadrosunda buhınuyor. Ancak
eğitim Zafer tlköğretim Okulu"nda sürdürii-
lüyor. Yangından önce 1500 öğrenci ve 50 öğ-
retmenlenle eğitime devam ediyorduk, şimdi
350 öğrenci, 20 öğretmen kaldık. Tüm çabala-
nnuza karşın okul eski hahne getirilmedL Eği-
tim-Sen olarak okulun eğitime kazandınlması
için yasal mücadelemize devam edeceğiz.'' Tra-
fık Vakfı yetkılileri yaptıklan açıldamada
"Okulun bahçesi, tstanbul VaMiği II Özel 1da-
resi tarafindan otopark amaçh kuuamlması
için Trafik Vakfi'na verildi. Buradan elde edi-
len geiir, şimdüik vaknn hesabında toplanıyor,
ancak daha sonra okulun hesabına aktarüa-
cak" diye konuştular. Sahile kıyısı olan okul-
lann satılıp otel yapılmak istendiğini ıfade
eden Dursun Yıldız, Maçka'daki Akifluncel
Endüstri Merkezi, Çağlayan'da Ahmet Bur-
han Lisesi. Beşiktaş tlköğretimi ile Gaziosman
Paşa tlköğretim okullannın da satılmasının
gündemde olduğunu söyledi. Yıldız, Tarihi
Gaziosman Paşa Okulu'nun, 2000 yılında da
saülmak istendiğini anımsarh.
Servet ALÇINKAYA
Dr. Abdullah
CevdetSokağı
Bırtakım ığrenç dedıkodulann arkasına sığı-
nan Ankara Büyükşehır Belediye Mechsı
üyelennın oylanyla Dr. Abdullah Cevdet So-
kağı'nın adının değiştirilmesi, bu ülke adına,
uısanlık adınautanç venci bir olaydır. Bu oy-
lamada parmak kaldıran ve oyuna gelen
CHPlı üyelerı de şiddetle kuîıyor ve soruyo-
rum. Sız hıçbir şey okumaz mısınız? Bu olay,
ülkeyi karanlığa götürmek isteyenJerin yeni
bir başansıdır.. Istanbul'da ^ İ e r c e sokağın
adını sılerek yerlerine birtakım dervişlerin,
şeyhlerin, müntlerin tabelalannı asanlaruı ye-
ni bir oyunudur bu. Neymış? Dr. Abdullah
Cevdet damızlık adam getırtelim demiş... So-
kağın adını değiştirmek için bu çirkın iftira
bir süre önce bir dergide yeniden güncelleşti-
nldı. Derginin sayuı patronu, Abdullah Cev-
det'in yaptığı bir çevuinın şeyhülislamlığın
başvurusu üzerine toplatıhp denize atıldığını
yazarak Amerika'yı yeniden keşfediyor..
Benzer oyun yaklaşık seksen yıl önce de tez-
gâhlanmıştı. Hem de ne zanıan? Doktorun,
kendısıyle görüşmek üzere Atarürk tarafın-
dan Ankara'ya çağnldığı bir sırada... Kundir
Dr. Abdullah Cevdet? Once Addûlhamit bas-
kısına karşı savaşmak üzere Tıbbıye'de örgüt-
lenen Osmanlı Ittıhat ve Terakkı Cemiye-
tı"nın kuruculanndan bın. Sonra Trablus-
garp'tan Cene\Te'ye, Kahıre'ye uzanan sür-
gün yıllan. Bu ülkenin insanlannı aydınlat-
mak için sırtında matbaası oradan oraya yıl-
larca koştu durdu. Yüzlerce eser ve makale
yazdı ve onlarca çevinye imza attı. Türki-
ye'de laik bir düzenin kurulması için en bü-
>"ük çaba>ı gösterenlerden biri oldu. Içtihat
dergisini son nefesine kadar yayımladı. Dü-
şünceleriyle Atatürk"ü etkileyen sayılan bir
elin beş parmağuıı geçmeyen aydınianmız-
dan biri oldu. Aradan bunca yıl geçmesine
karşın bu iftira ne yazık ki taraftar bulabiliyor
bu ülkede... Siz Dr. Abdullah Cevdet'in adını
bir sokak tabelasından silmek istiyorsanız si-
lın. Buna kım ses çıkaracak ki? Ama böyle
utanç verici, mahalle dedikodularını ken-
dinıze siper yapmayın.
ZekiARIKAN
Istanbul'da
sahile kıyısı
bulunan
okulların
satılarak
turizme
açılmak
istenmesi,
eğitimci ve
velilerin
tepkisine
neden oluyor.
ELEŞTİRİLER
Sayın Kongar, 22/08/05 tarihli Cumhuriyet'tekiyazmız için size iç-
tenlikle teşekkür ediyonınu
Baü 'da kapitalizmin gelişmesiiledingerçeğiarasında sıkt biriUş-
ki olmuştur, değil mi? Bunun için Protestanhk, Catvinizm, Angli-
kan kilisesi ortaya çıküktan sonra, kapiîalist sistem öncelikle Kato-
liklikten ayrüan toplumlarda hızlagelişmiştir. Hıristiyanhğın bu ye-
niyorumu ekonomik sistemi kısıtltyicı inançlardan kurtarmış ama
aynı zamandayeni düzenin çokgüçlü desteklerinden biri olmuştur.
Türkiye'de kapitalist sistem benimsendikten sonra yaşamımızda
din öğesi kaçınümaz biçimdeyer almışür. Eğer Türk halkı Hıristi-
yan olsaydı koyu bir Hıristiyanhk dalgasınm gelmesi kaçınümaz
olacaktu Türkiye'dedinİslamdır. Kapitalistdüzen benimsenincels-
lam dalgası gelmişn'r.
tmdi, Türkiye'nin geleceğikapitalistdüzenegöre hazırianacaksa
o düzenin sorunlanna yanıt ararken, tslam dini konusundaki so-
runlara da aynı ölçüler içinde çare aramak zorunludur. Bu arayış
elbette Diyanet Işleri'nin tekeriemderiyle olmayacaktır. tlhan Sel-
çuk 'un yürekli manifestoyazısı bu bakımdan bir ilk olabüir. Onun
yanında İslam tarihinde İfutezUe'ninyeri, AlevUerin ve Bektaşile-
rin yaşama balaş biçimleri, Kuran 'm yeni baştan cuuuyeûe okun-
ması ve bu konularda neleryapılabileceğinin yüreklUikle irdelen-
mesi ve araşürdması gibi birçok konular üzerinde durulmalıdır, di-
ye düsünüyorum. BenceMediayazarian, üahiyat uzmanlan, tarih-
çUer,felsefecilervegünümüzün düşünürleribu olaydayeterinceçö-
zümlemeler ve önerilergetirmek konusundayürekli olmahdıriar.
Yanidingerçeğikapitalistsistemûi ayrümazbirparçasıdır. Siz TÜ-
SÎADBaşkanı'nın "din konusundahükümetin ısrarcı davranma-
sı"ndan yakınmasına bakmayımz. Din konusundaki olumsuz diye
düşünülen gelişmeleri ve uygulamaian durdurmak ya da geriye
döndürmek için yapuacak radikal ve akücı önlemlere ilk önce işa-
damlan karşı çıkacaklanhr.
Sa}in Kongar,
Bu anlataklanndan benim kapitalist ekonomi yanhsı olduğumu
çıkarmamanızı rica edeğim. Kapitalistteorinin insanltktarihinin bir
evresiniyönetmekte olduğunu görüyoruz. Ama geleceğin, bize, bi-
zim anladığımızya da bizim bilmediğimizformüller içinde sosyalist
bir düzen haztriadığı inancındayım, Elbette bu gelecek 'i insanhğın
bugünün entelektüel, moral, demografik vb. açuardanşablonu için-
de kalacağı anlammda bir sosyal düzen olarak düşünmemek doğ-
ru olur. Bilişim veteknolojidevrimi kendisiylebiriikteyeni bir insan
tipu yeni bir ahlak ve hukukyaratacakür elbette.
Bu Mrütopyadıramatarihtegerçekleşen ütopyalarazdeğildir. Mus-
tafa Kemal'in ütopyası nasügerçekleşu?
CahitKAYRA
)Atüâ tlhan CUMOK'un gözündeki enprestijli
yazarlardan biridir. En azından uzunca bir
zaman öyleycti. Ancak genç bir CUMOKolarak,
gazetemizin son sayfasında Osmanhca-Türkçe
sözlük kullanmadan okunamayan yazılar
görmekbeniüzüyor. Yazannkimi zaman büyük
bir nesnellikle incelenmesi gereken tarihsel
gerçeMeri, birtarihçinin bileyazmaya cesaret
edemeyeceği kendinden emin bir üslupla ölçüp
biçmesini ve sözüm ona
a
tesbit"lerim bir
kenara bırakıyorum. Bundan önce yazarın
"SokaktakiAdam "ayukandan bakmayı bırahp,
en azından Türkçe kelimeler ve Türkçe Yazım-
Noktalama kullanarak yazması gerekiyor.
Noktalama Işaretleri 'nin yazının okuyucu
tarafindan daha kolay okunmasmı sağlamak
amacıyla var olduğu gerçeğini unutan Sayın
tlhan 'ın yazûarında Türkçede bulunmayan
imlayı ayıklamak ve
u
gösteriş8" bir üslupla
yazılan yazıdan içeriği anlamakgerçekten de
çok büyük bir marifet. Sanırım bu yüzdendir
ki 10 Ağustos 2005 'teyazdığt "Kahraman bir
değüikifaşiydi"adlı yazısına hakettiği büyük
tepkiyi toplayamadı. Ulusalcı kimliğe sahip
bir gazete olarak "Cumhuriyet" her zaman
kültürün en önemliyapıtaşlarından biri olan
dilimizi, Türkçeyi, korumuş ve kollamıştır.
Gazeteninyayın ilkeleriyle bu denli çelişen ve
Cumhuriyet CUMOK'a ne kadar ya/ansa,
CUMOK 'a o kadar uzakolan Sayın tlhan 'dan
bir ricam olacak. Lütfen Türkçe yazı yazın!
KertmYUNUSÇAMSARI
P
O
Cumhuriyet, sayfalanm CUMOK'lara açtu "Söz
Okurun " sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm
haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilereyer
veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek
sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni
katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin
yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli
işlevler üstleneceklerine inamyoruz. ADD ve
ÇYDD'nin varoluşlarım hızlandıracak iletişim
ağının "Söz Okurun " sayfasında gerçekleşmesi de
olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak
görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz.
posta(<£cumhuriyet.com.tr
Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41
Cağaloğlu/İSTANBUL
Faks: 0212 513 90 98
AVRUPA'DAN
GURAY OZ
İstemeyenler ve Karşı
Çıkanlar
Avrupa Biriiği'nde Türkiye'nin tam üyeliğini iste-
meyenler türdeş değildir. Muhafazakârlar ve bazı ül-
kelerin sosyal demokratlan Türkiye'nin tam üyeliği-
ne karşı çıkmakta, ama "ayrıcalıklı ortaklık" gibi bir
formülle denetim dışına çıkmasını da önlemeye ça-
lışmaktadırlar. Bu formül, AB'nin emperyalist hedef-
leri için en uygun ve elverışlı formüldür. Bazı ülkele-
rin sosyal demokratlan ve Heider gibileri, Türkiye'nin
uzun bir müzakere dönemi sonunda üye oiabilme
perspektifine, hiç degilse görününde sahip olmasını
ıstemektedirler. Bu formülle önceki formülün arasın-
da esas bakımından hiçbir fark yoktur.
Avrupa ülkelerinde sosyal demokrasi dışındaki sol
partiler, örneğın Almanya'da Sol Parti, Yunanistan'da
komünistler de Türkiye'nin AB üyeliğine karşıdıriar. Kar-
şıtlıklarının nedeni, muhafazakâr ve sosyal demok-
ratlann kıyıda tutma polftikasının gerekçesinin tam ter-
si bir yoruma dayanmaktadır. Muhafazakârlar ve sos-
yal demokratlar, "Türkiye ayrıcalıklı ortak olsun ya da
müzakere dönemi uzun sürsûn, ucu açıkkalsın" der-
ken, Türkiye'yi Avrupa'nın militer, emperyal amaçla-
nnın aracı, bölgede geliştirilecek politıkalann ışe ya-
rar öğesı olarak görmek istiyorlar. Solun karşı çıkış
gerekçesi ise kendi antimiliter programıdır. Sol, Tür-
kiye'nin şimdiki durumuyla, mılitarist niyetlerini ana-
yasasına yazmış AB'nin aletı olacağı kanısındadır.
• • •
Peki, Türkiye'de AB üyeliğine karşı çıkanlar türdeş
mi? Kuşkusuz hayır. Solun ağırlıklı kesimi; komünist-
ler, sosyalistler, Kemalistler, AB'yi bir emperyalist ül-
keler birliği olarak görüyor. AB, ulaştığı düzey bakı-
mından tek tek emperyal politikalar güden ülkelerin
genel gereksinimlerini uluslararası alana taşıyabili-
yor. Hedef ülkeleri yönlendirmede ise, artan ölçüde
etkili olmaya başlamıştır. Bu nedenle "AB emperya-
lizmi" demekte hiçbir sakınca yok. Sol, AB'nin, Tür-
kiye'nin politik yaşamına etkin ve içselleşmiş bir dış
faktör olarak gırmiş olduğunun farkında. İnsan hak-
lan vb. konulardaki etkisi, solun gerçekleri açıklaya-
bilmesini zorlaştırsa da, AB'nin isteklerinin gizlenme-
si kolay değil. Yine de bir kısım "sol" ve liberaller, AB'yi
bir "modernleşme projesi" olarak görmeyi sürdürü-
yor. Isteklenn artması ve özellikle bölge ile ilgili plan-
lann netleşmesi, solun bu kesıminin ve liberallerin
gerçeği görmesini sağlayacaktır. AB üyeliğine karşı
çıkan dığer etkin kesim ise milliyetçı kesimdir. Arada
gitgeller, gri bölgeler bulunmakla biriikte, bu kesim,
AB'nin emperyalist isteklenyle ve bu istekleri besle-
yen ideolojik arka planla ilgili değildir. Bu kesim, eko-
nomide programsız, sosyal politikalarda şovendir.
Düzenle hiçbir sorunu yoktur. Sınıfsal içerikli bir iç
faktöröğesinin etkinleşmesını, özellikle refleksleri ba-
kımından, ama aynı zamanda ABD planlanna içten
içe bağlı olduğu, örneğin Ortadoğu'da militer bir "kah-
ramanlığa" "istememyan cebime koy" misali heves-
lendiğı için şiddetle karşı çıkmakta ve hevesini soka-
ğa taşımaktadır.
Şoven milliyetçi ile solu, AB karşısında birleşmiş gi-
bi gösteren olgu, Batı'nın kabalığına, küstahlığına ve
paylaşımda geri kalmış olmanın vefdigi hırçmlığına du-
yulan tepkidir. Gerçekte solun şovenizmle birleşme-
si olanaklı değildir. önemli olan içerdeki işbırlikçileıi
ve gerçek muhaliflen birbirınden ayırabilmektir. Kimi
zaman ayrı kutuplarda görünenler, birbirlerine pek iyi
uyartar.
Kimin gerçekten karşı, kimin usulen muhalif oldu-
ğunu anlamanın yolu, heıtıalde sınıfsal konumlann ve
çözümlemelerin ışığında tarihi iyı okumaktan geçe-
cektir.
e-posta: guray.oz@cumhuriyetcom.tr
TAYDINLANMÂ"
ATESI
Haydi
Kocatepe'ye
Haber Merkezi - ADD, CUMOK ve demokratik
btle örgütleri yann Kocatepe'de buluşuyor.
"Türkiye lttifakı
n
Kocatepe buluşmasına, KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da katılacak.
25 Ağustos 2005 saat 18.00'de Kocatepe'de uygula-
nacak programda "Kuvayı \IiDi>ç Destanı" ses-
lendirilecek, katılacak siyasi parti temsilcileri ve
Sayın Rauf Denktaş konuşma yapacaklar. Ortak
bildirgeyi ADD Genel Başkanı Av. Ertuğrul Ka-
zancı okuyacak ve toplu olarak Onuncu Yıl Marşı
söylenecek. tkınci gün, 26 Ağustos sabah 9JO'da
Kocatepe Ünhçrsitesi Sosyal Tesisleri toplantı sa-
lonunda müzik dinletısiyle başlayacak etkinlikle-
re dört oturumdan oluşan panelle de\am edilecek.
"Büyük Zafer'in 83. yüuıda Türkhe'de Tophunsal
Yaşam" başlıklı panelın başlangıcında; AKÜ
Rektörü Prof. Dr. HaHm SözbıHr. ADD Genel
Başkanı Av. Ertuğrul Kazancı, KKTC önceki
Türkiye Büyükelçisı Dr. Zeki Buluç ve KKTC
Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş birer ko-
nuşma yapacaklar. ADD Genel Yönetim Kurulu
Üyesı Prof. Dr. Anıl Çeçen'in başkanlık yapacağı
birinci oturumda; Bircan Akjildız, tbrahim Yet-
Idn, Derviş Günda>, Çetin Altun. Av. Ceyhan
Mumcu konuşacaklar. Başkanlığını ADD Genel
Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Salnk'ın ya-
pacağı ikinci otunımda sıyası parti temsilcileri
konuşacaklar. Halk müzıği dınletisinden sonra
"Şu Çüguı Türkler" kitabının yazan Turgut
Ozakman bir söyleşı gerçekleştirecek. j
CUMOK Türkiye Genel Koordinatörü Av. Namık j
Kemal Boya'nın başkanlığındaki üçüncü oturum- i
da Mustafa Balbav (Cumhuriyet), tsmet Bayhan
(ART), Hulki Cevîzoğlu (Kanal Türk), Ferit tbe-
ver (Ulusal Kanal), Erol Mütercimler (Haber
Türk), Necdet Sevinç (Yeniçağ Gazetesi) konuşa-
caklar. Önceki YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal
Gürüz'ün başkanlığında dördüncü oturumda ise;
üniversitelerimizin rektörleri sunumlannı
yapacaklar: Gazi Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr.
Kadri Yamaç, Uludağ Üniversitesı Rektörü Prof.
Dr. Mustafa Yurtkuran, Celal Bayar Ünıversitesi
Rektörü Prof. Dr. Cemil Özcan ve Istanbul
Üniversitesi önceki rektörü Prof. Dr. Kemal
Alemdaroğlu görüşlerini açıklayacaklar.