17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA SÖZ OKURUN Fikret Dağlıoğlu [email protected] Faks.0 212 513 90 98 'Zafer' ve Türkiye iT'T Ike ve ulusun alınyazılannı değiştiren, bu- LJ nunla da yetinmeyerek dünya siyaset sahne- sinı bütünüvle etkıleyen olaylar vardır. 26 Ağus- tos 1922 tanMndeA^fyonkarahisar Kocatepe'den başlayan "zafer taamızu" 20. yüzyılın böylesi- ne önemli olgulanndandır. "MazHim" dünyanın, "zaKmlerin" egemenli- ğindekı tutsakhk zincirini kırmasının ılk ulusla- rarası ömeği o gûn verilmiştir. 26 Ağustos 1922 'de başlayan antiemperyalist başkaldınş sadece as- keri bir başanyı değil. ideolojik bir tavnn bakı- şını da berabennde geörmiştır. "Mudanya* ve "Lo- zan" antlaşmalannı zafer taçlanyla aşan bir kad- ro, cnmhuriyet ve de-vrime giden yolu da inşa et- miştir. Anrikapitalist, halkçı-devletçi ve ulusal- cı bir yöntem, evrensel bir yansıma oluşturacak düzeye ulaşmıştır. Hiç değerini yitirmeyen ve sürekli bircoşkuyla bilinçlerde yerettiren "0nun- cu Yü" Marşı "Çıkük açık ahnla on ydda her sa- vaştan" dizesinde "azün" dolu bir gururu vur- gular. Bu vurgulamada, bilim ve tekniğe, tam bağımsızlığa, sosyal ve kültürel aşamalara, eko- nomik utkulara ilişkin toplumsal bir hedefe eriş- mişlik vardır. Yine bu vurgulamada; çağdışılığa, hurafe ve safsatalara, ülkesel uyduruculuğa ve ulus düşmanlığına karşıt bir devinimi de yakalayabi- lırsiniz. Şimdilerde ise siyaseten "stratejik" uydu sa- yılan, ulusal kimliği parçalanmaya yüz tutmuş, ekonomide dış borçlar üzerine kurulu bir ülke- deyız. Kültürel niteliklerini yirirmeye başlayan, *tam bağunsEdık" ve uluslararası ilişkilerde "eşjt- fik" ilkelerimizi koruyamamış durumdayız. Cum- huriyet ve devrimin kazanılmış değerlerine sal- dırgan hükümetler "resmigeçiti'' işbaşmdadır. Binbır aldatma ve kandırmacayla halk adına ik- tidara gelen ama halk düşmaıu siyasal erklerin biri gidip diğeri gelmektedir. "AB" masallan uğ- runa milyonlarca kişiyi yurttaşlık bilinç ve sev- gisinden uzaklaştıran, "ABD" saldırganhğını, "demokrasi ve özgürlük" olarak tanımlayanlann iç ve dış yönetim baskılan alündayız. Kıbns'ı "göz- lerini kırpmadan" elden çıkaran emperyalizmin yandaşlan ile karşı karşıyayız. "tnönü,Sakarya, Dumhıpmar* meydanlannda, gazi ve şehit olmuş kahramanlara ihanetlerle dolu bir ortamdayız. Atatûrk ve tnönü'nün önderlik ettikleri demok- rasi rejimini bulandıran ve yozlaştıran sahtecile- rin yarım yüzyıllık cenderesi içindeyiz. 25-26 Ağustos 2005 günleri, şanlı Anadolu ih- tilâlinin 83. "zafer" yıldönümüdür. Afyonkara- hısar'da "Türkhelttifala" buluşuyor. KKTCku- rucu Cumhurbaşkanı RaufDenktaşın kanlımıy- la, siyasal parriler, ünrversite, sendika, meslek oda- lan ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ulusal bilinci yeniden pekiştirmek üzere Koca- tepe'ye tırmanıyorlar. Siyasal, sosyo-ekonomik ve kültürel açıdan haksız ve insafsız sarsılmalara hedef olan, iç ve dış "hıyanet" odakJannın ellerinde nefesi kesil- meye çalışılan bir ulusun bilinç ve kimlik dirili- şi yeniden başlamışrır. Afyonkarahisar'daki "it- tifak" buluşmasında, onurlu bir Türkiye olgusunun güçlü ve tutkulu sevdası vardır. Av. Ertuğrul KAZANCI îlköğretim okulunu otopark yaptılar Eğitim-Sen 3 No'lu Şube Başkanı ve Gazios- man Paşa tlköğretim Okulu öğretmenı Dur- sun Yıküz'ın ıddia ettiği gıbi kundaklanarak yakılan, Beşıktaş'takı tarihi Gaziosman Paşa îlköğretim Okulu, "otopark" olarak kullanılı- yor. Tarihi okulun otopark olarak kullanılma- sının kabul edilemez olduğunu belirten Yıl- dız, okulun öğrencılere hizmet vermesi ge- rektığını, II Mıllı Eğıtım Müdürlüğü'nün oku- la sahıp çıkmasını ıstedı. Yangından önce Ga- ziosman Paşa tlköğrerim Okulu'nun 48 öğret- menı, 2 bine yakın öğrencisi, 14 sınıfı ile Türk ve yabancı ldasik kitaplann bulunduğu kütüphaneye sahıp olduğunu anlatan Yıldız, şöyle devam ettı: "Okulun yanmasından son- ra öğretmenler hâlâ Gaziosman Paşa Îlköğre- tim Okulu'nun kadrosunda buhınuyor. Ancak eğitim Zafer tlköğretim Okulu"nda sürdürii- lüyor. Yangından önce 1500 öğrenci ve 50 öğ- retmenlenle eğitime devam ediyorduk, şimdi 350 öğrenci, 20 öğretmen kaldık. Tüm çabala- nnuza karşın okul eski hahne getirilmedL Eği- tim-Sen olarak okulun eğitime kazandınlması için yasal mücadelemize devam edeceğiz.'' Tra- fık Vakfı yetkılileri yaptıklan açıldamada "Okulun bahçesi, tstanbul VaMiği II Özel 1da- resi tarafindan otopark amaçh kuuamlması için Trafik Vakfi'na verildi. Buradan elde edi- len geiir, şimdüik vaknn hesabında toplanıyor, ancak daha sonra okulun hesabına aktarüa- cak" diye konuştular. Sahile kıyısı olan okul- lann satılıp otel yapılmak istendiğini ıfade eden Dursun Yıldız, Maçka'daki Akifluncel Endüstri Merkezi, Çağlayan'da Ahmet Bur- han Lisesi. Beşiktaş tlköğretimi ile Gaziosman Paşa tlköğretim okullannın da satılmasının gündemde olduğunu söyledi. Yıldız, Tarihi Gaziosman Paşa Okulu'nun, 2000 yılında da saülmak istendiğini anımsarh. Servet ALÇINKAYA Dr. Abdullah CevdetSokağı Bırtakım ığrenç dedıkodulann arkasına sığı- nan Ankara Büyükşehır Belediye Mechsı üyelennın oylanyla Dr. Abdullah Cevdet So- kağı'nın adının değiştirilmesi, bu ülke adına, uısanlık adınautanç venci bir olaydır. Bu oy- lamada parmak kaldıran ve oyuna gelen CHPlı üyelerı de şiddetle kuîıyor ve soruyo- rum. Sız hıçbir şey okumaz mısınız? Bu olay, ülkeyi karanlığa götürmek isteyenJerin yeni bir başansıdır.. Istanbul'da ^ İ e r c e sokağın adını sılerek yerlerine birtakım dervişlerin, şeyhlerin, müntlerin tabelalannı asanlaruı ye- ni bir oyunudur bu. Neymış? Dr. Abdullah Cevdet damızlık adam getırtelim demiş... So- kağın adını değiştirmek için bu çirkın iftira bir süre önce bir dergide yeniden güncelleşti- nldı. Derginin sayuı patronu, Abdullah Cev- det'in yaptığı bir çevuinın şeyhülislamlığın başvurusu üzerine toplatıhp denize atıldığını yazarak Amerika'yı yeniden keşfediyor.. Benzer oyun yaklaşık seksen yıl önce de tez- gâhlanmıştı. Hem de ne zanıan? Doktorun, kendısıyle görüşmek üzere Atarürk tarafın- dan Ankara'ya çağnldığı bir sırada... Kundir Dr. Abdullah Cevdet? Once Addûlhamit bas- kısına karşı savaşmak üzere Tıbbıye'de örgüt- lenen Osmanlı Ittıhat ve Terakkı Cemiye- tı"nın kuruculanndan bın. Sonra Trablus- garp'tan Cene\Te'ye, Kahıre'ye uzanan sür- gün yıllan. Bu ülkenin insanlannı aydınlat- mak için sırtında matbaası oradan oraya yıl- larca koştu durdu. Yüzlerce eser ve makale yazdı ve onlarca çevinye imza attı. Türki- ye'de laik bir düzenin kurulması için en bü- >"ük çaba>ı gösterenlerden biri oldu. Içtihat dergisini son nefesine kadar yayımladı. Dü- şünceleriyle Atatürk"ü etkileyen sayılan bir elin beş parmağuıı geçmeyen aydınianmız- dan biri oldu. Aradan bunca yıl geçmesine karşın bu iftira ne yazık ki taraftar bulabiliyor bu ülkede... Siz Dr. Abdullah Cevdet'in adını bir sokak tabelasından silmek istiyorsanız si- lın. Buna kım ses çıkaracak ki? Ama böyle utanç verici, mahalle dedikodularını ken- dinıze siper yapmayın. ZekiARIKAN Istanbul'da sahile kıyısı bulunan okulların satılarak turizme açılmak istenmesi, eğitimci ve velilerin tepkisine neden oluyor. ELEŞTİRİLER Sayın Kongar, 22/08/05 tarihli Cumhuriyet'tekiyazmız için size iç- tenlikle teşekkür ediyonınu Baü 'da kapitalizmin gelişmesiiledingerçeğiarasında sıkt biriUş- ki olmuştur, değil mi? Bunun için Protestanhk, Catvinizm, Angli- kan kilisesi ortaya çıküktan sonra, kapiîalist sistem öncelikle Kato- liklikten ayrüan toplumlarda hızlagelişmiştir. Hıristiyanhğın bu ye- niyorumu ekonomik sistemi kısıtltyicı inançlardan kurtarmış ama aynı zamandayeni düzenin çokgüçlü desteklerinden biri olmuştur. Türkiye'de kapitalist sistem benimsendikten sonra yaşamımızda din öğesi kaçınümaz biçimdeyer almışür. Eğer Türk halkı Hıristi- yan olsaydı koyu bir Hıristiyanhk dalgasınm gelmesi kaçınümaz olacaktu Türkiye'dedinİslamdır. Kapitalistdüzen benimsenincels- lam dalgası gelmişn'r. tmdi, Türkiye'nin geleceğikapitalistdüzenegöre hazırianacaksa o düzenin sorunlanna yanıt ararken, tslam dini konusundaki so- runlara da aynı ölçüler içinde çare aramak zorunludur. Bu arayış elbette Diyanet Işleri'nin tekeriemderiyle olmayacaktır. tlhan Sel- çuk 'un yürekli manifestoyazısı bu bakımdan bir ilk olabüir. Onun yanında İslam tarihinde İfutezUe'ninyeri, AlevUerin ve Bektaşile- rin yaşama balaş biçimleri, Kuran 'm yeni baştan cuuuyeûe okun- ması ve bu konularda neleryapılabileceğinin yüreklUikle irdelen- mesi ve araşürdması gibi birçok konular üzerinde durulmalıdır, di- ye düsünüyorum. BenceMediayazarian, üahiyat uzmanlan, tarih- çUer,felsefecilervegünümüzün düşünürleribu olaydayeterinceçö- zümlemeler ve önerilergetirmek konusundayürekli olmahdıriar. Yanidingerçeğikapitalistsistemûi ayrümazbirparçasıdır. Siz TÜ- SÎADBaşkanı'nın "din konusundahükümetin ısrarcı davranma- sı"ndan yakınmasına bakmayımz. Din konusundaki olumsuz diye düşünülen gelişmeleri ve uygulamaian durdurmak ya da geriye döndürmek için yapuacak radikal ve akücı önlemlere ilk önce işa- damlan karşı çıkacaklanhr. Sa}in Kongar, Bu anlataklanndan benim kapitalist ekonomi yanhsı olduğumu çıkarmamanızı rica edeğim. Kapitalistteorinin insanltktarihinin bir evresiniyönetmekte olduğunu görüyoruz. Ama geleceğin, bize, bi- zim anladığımızya da bizim bilmediğimizformüller içinde sosyalist bir düzen haztriadığı inancındayım, Elbette bu gelecek 'i insanhğın bugünün entelektüel, moral, demografik vb. açuardanşablonu için- de kalacağı anlammda bir sosyal düzen olarak düşünmemek doğ- ru olur. Bilişim veteknolojidevrimi kendisiylebiriikteyeni bir insan tipu yeni bir ahlak ve hukukyaratacakür elbette. Bu Mrütopyadıramatarihtegerçekleşen ütopyalarazdeğildir. Mus- tafa Kemal'in ütopyası nasügerçekleşu? CahitKAYRA )Atüâ tlhan CUMOK'un gözündeki enprestijli yazarlardan biridir. En azından uzunca bir zaman öyleycti. Ancak genç bir CUMOKolarak, gazetemizin son sayfasında Osmanhca-Türkçe sözlük kullanmadan okunamayan yazılar görmekbeniüzüyor. Yazannkimi zaman büyük bir nesnellikle incelenmesi gereken tarihsel gerçeMeri, birtarihçinin bileyazmaya cesaret edemeyeceği kendinden emin bir üslupla ölçüp biçmesini ve sözüm ona a tesbit"lerim bir kenara bırakıyorum. Bundan önce yazarın "SokaktakiAdam "ayukandan bakmayı bırahp, en azından Türkçe kelimeler ve Türkçe Yazım- Noktalama kullanarak yazması gerekiyor. Noktalama Işaretleri 'nin yazının okuyucu tarafindan daha kolay okunmasmı sağlamak amacıyla var olduğu gerçeğini unutan Sayın tlhan 'ın yazûarında Türkçede bulunmayan imlayı ayıklamak ve u gösteriş8" bir üslupla yazılan yazıdan içeriği anlamakgerçekten de çok büyük bir marifet. Sanırım bu yüzdendir ki 10 Ağustos 2005 'teyazdığt "Kahraman bir değüikifaşiydi"adlı yazısına hakettiği büyük tepkiyi toplayamadı. Ulusalcı kimliğe sahip bir gazete olarak "Cumhuriyet" her zaman kültürün en önemliyapıtaşlarından biri olan dilimizi, Türkçeyi, korumuş ve kollamıştır. Gazeteninyayın ilkeleriyle bu denli çelişen ve Cumhuriyet CUMOK'a ne kadar ya/ansa, CUMOK 'a o kadar uzakolan Sayın tlhan 'dan bir ricam olacak. Lütfen Türkçe yazı yazın! KertmYUNUSÇAMSARI P O Cumhuriyet, sayfalanm CUMOK'lara açtu "Söz Okurun " sayfamızda yayın ilkelerimize uygun tüm haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilereyer veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek sahibidirler; ülke yayın yaşamına yepyeni katkılarda bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler üstleneceklerine inamyoruz. ADD ve ÇYDD'nin varoluşlarım hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun " sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000 vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz. posta(<£cumhuriyet.com.tr Mektup Adresi: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL Faks: 0212 513 90 98 AVRUPA'DAN GURAY OZ İstemeyenler ve Karşı Çıkanlar Avrupa Biriiği'nde Türkiye'nin tam üyeliğini iste- meyenler türdeş değildir. Muhafazakârlar ve bazı ül- kelerin sosyal demokratlan Türkiye'nin tam üyeliği- ne karşı çıkmakta, ama "ayrıcalıklı ortaklık" gibi bir formülle denetim dışına çıkmasını da önlemeye ça- lışmaktadırlar. Bu formül, AB'nin emperyalist hedef- leri için en uygun ve elverışlı formüldür. Bazı ülkele- rin sosyal demokratlan ve Heider gibileri, Türkiye'nin uzun bir müzakere dönemi sonunda üye oiabilme perspektifine, hiç degilse görününde sahip olmasını ıstemektedirler. Bu formülle önceki formülün arasın- da esas bakımından hiçbir fark yoktur. Avrupa ülkelerinde sosyal demokrasi dışındaki sol partiler, örneğın Almanya'da Sol Parti, Yunanistan'da komünistler de Türkiye'nin AB üyeliğine karşıdıriar. Kar- şıtlıklarının nedeni, muhafazakâr ve sosyal demok- ratlann kıyıda tutma polftikasının gerekçesinin tam ter- si bir yoruma dayanmaktadır. Muhafazakârlar ve sos- yal demokratlar, "Türkiye ayrıcalıklı ortak olsun ya da müzakere dönemi uzun sürsûn, ucu açıkkalsın" der- ken, Türkiye'yi Avrupa'nın militer, emperyal amaçla- nnın aracı, bölgede geliştirilecek politıkalann ışe ya- rar öğesı olarak görmek istiyorlar. Solun karşı çıkış gerekçesi ise kendi antimiliter programıdır. Sol, Tür- kiye'nin şimdiki durumuyla, mılitarist niyetlerini ana- yasasına yazmış AB'nin aletı olacağı kanısındadır. • • • Peki, Türkiye'de AB üyeliğine karşı çıkanlar türdeş mi? Kuşkusuz hayır. Solun ağırlıklı kesimi; komünist- ler, sosyalistler, Kemalistler, AB'yi bir emperyalist ül- keler birliği olarak görüyor. AB, ulaştığı düzey bakı- mından tek tek emperyal politikalar güden ülkelerin genel gereksinimlerini uluslararası alana taşıyabili- yor. Hedef ülkeleri yönlendirmede ise, artan ölçüde etkili olmaya başlamıştır. Bu nedenle "AB emperya- lizmi" demekte hiçbir sakınca yok. Sol, AB'nin, Tür- kiye'nin politik yaşamına etkin ve içselleşmiş bir dış faktör olarak gırmiş olduğunun farkında. İnsan hak- lan vb. konulardaki etkisi, solun gerçekleri açıklaya- bilmesini zorlaştırsa da, AB'nin isteklerinin gizlenme- si kolay değil. Yine de bir kısım "sol" ve liberaller, AB'yi bir "modernleşme projesi" olarak görmeyi sürdürü- yor. Isteklenn artması ve özellikle bölge ile ilgili plan- lann netleşmesi, solun bu kesıminin ve liberallerin gerçeği görmesini sağlayacaktır. AB üyeliğine karşı çıkan dığer etkin kesim ise milliyetçı kesimdir. Arada gitgeller, gri bölgeler bulunmakla biriikte, bu kesim, AB'nin emperyalist isteklenyle ve bu istekleri besle- yen ideolojik arka planla ilgili değildir. Bu kesim, eko- nomide programsız, sosyal politikalarda şovendir. Düzenle hiçbir sorunu yoktur. Sınıfsal içerikli bir iç faktöröğesinin etkinleşmesını, özellikle refleksleri ba- kımından, ama aynı zamanda ABD planlanna içten içe bağlı olduğu, örneğin Ortadoğu'da militer bir "kah- ramanlığa" "istememyan cebime koy" misali heves- lendiğı için şiddetle karşı çıkmakta ve hevesini soka- ğa taşımaktadır. Şoven milliyetçi ile solu, AB karşısında birleşmiş gi- bi gösteren olgu, Batı'nın kabalığına, küstahlığına ve paylaşımda geri kalmış olmanın vefdigi hırçmlığına du- yulan tepkidir. Gerçekte solun şovenizmle birleşme- si olanaklı değildir. önemli olan içerdeki işbırlikçileıi ve gerçek muhaliflen birbirınden ayırabilmektir. Kimi zaman ayrı kutuplarda görünenler, birbirlerine pek iyi uyartar. Kimin gerçekten karşı, kimin usulen muhalif oldu- ğunu anlamanın yolu, heıtıalde sınıfsal konumlann ve çözümlemelerin ışığında tarihi iyı okumaktan geçe- cektir. e-posta: [email protected] TAYDINLANMÂ" ATESI Haydi Kocatepe'ye Haber Merkezi - ADD, CUMOK ve demokratik btle örgütleri yann Kocatepe'de buluşuyor. "Türkiye lttifakı n Kocatepe buluşmasına, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da katılacak. 25 Ağustos 2005 saat 18.00'de Kocatepe'de uygula- nacak programda "Kuvayı \IiDi>ç Destanı" ses- lendirilecek, katılacak siyasi parti temsilcileri ve Sayın Rauf Denktaş konuşma yapacaklar. Ortak bildirgeyi ADD Genel Başkanı Av. Ertuğrul Ka- zancı okuyacak ve toplu olarak Onuncu Yıl Marşı söylenecek. tkınci gün, 26 Ağustos sabah 9JO'da Kocatepe Ünhçrsitesi Sosyal Tesisleri toplantı sa- lonunda müzik dinletısiyle başlayacak etkinlikle- re dört oturumdan oluşan panelle de\am edilecek. "Büyük Zafer'in 83. yüuıda Türkhe'de Tophunsal Yaşam" başlıklı panelın başlangıcında; AKÜ Rektörü Prof. Dr. HaHm SözbıHr. ADD Genel Başkanı Av. Ertuğrul Kazancı, KKTC önceki Türkiye Büyükelçisı Dr. Zeki Buluç ve KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş birer ko- nuşma yapacaklar. ADD Genel Yönetim Kurulu Üyesı Prof. Dr. Anıl Çeçen'in başkanlık yapacağı birinci oturumda; Bircan Akjildız, tbrahim Yet- Idn, Derviş Günda>, Çetin Altun. Av. Ceyhan Mumcu konuşacaklar. Başkanlığını ADD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Salnk'ın ya- pacağı ikinci otunımda sıyası parti temsilcileri konuşacaklar. Halk müzıği dınletisinden sonra "Şu Çüguı Türkler" kitabının yazan Turgut Ozakman bir söyleşı gerçekleştirecek. j CUMOK Türkiye Genel Koordinatörü Av. Namık j Kemal Boya'nın başkanlığındaki üçüncü oturum- i da Mustafa Balbav (Cumhuriyet), tsmet Bayhan (ART), Hulki Cevîzoğlu (Kanal Türk), Ferit tbe- ver (Ulusal Kanal), Erol Mütercimler (Haber Türk), Necdet Sevinç (Yeniçağ Gazetesi) konuşa- caklar. Önceki YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün başkanlığında dördüncü oturumda ise; üniversitelerimizin rektörleri sunumlannı yapacaklar: Gazi Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, Uludağ Üniversitesı Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, Celal Bayar Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Özcan ve Istanbul Üniversitesi önceki rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu görüşlerini açıklayacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle