Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2005 CUMA
HABERLER
Sokakta gördüğümüz
takkeli, cüppeb,
şalvarh çocuklar, Idm
büir hangi gizü ve
karanlık tarikatın
odalannda ezilip
bükülmekte, tesettüre
bulanmış genç
kızlanmız Kuran
kurslarında, imam
hatip okullannda
nasıl bir dünya için
ha/ırianmaktalar?
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
fkun gerisindeki karanlıkKaçak Kuran kurslan, türban ve imam hatip okullan hakkında yapılan açıklamalar, çıkanlan
yönetmelikler, üniversite baskınlan AKP iktidannm düşüncesini çok net olarak ortaya koyuyor
GÜLSEVTN GÜVEN YAŞER
Çağdaş Eğınm I akfı Yönenm Kurulu Başkanı
Büyük kurtancımız Atatürk dıyor kı,
"Bir amaca yürüyen insanlar yalnız
ulku görmekle yetinmemeli, muhak-
kak ufkun ötesini görmeli ve bilmelL."
Son gelışmeler. kaçak Kuran kurs-
lan, türban ve imam hatip okullan açık-
lamalan, yenı yönetmelikler. üniversi-
te baskınlan, sıyasal erkın ufkun gen-
sindekı düşüncelerini ve hayallerinde-
ki Türkıye'yı çok net olarak ortaya
koymuş bulunuyor tktıdann ilk gün-
lerindekı değışım ve gelışım söylem-
lennın ne denlı boş ve gerçek dışı ol-
duğu, ufkun ötesınde bızlen nelenn
bekledığını artık herkesın görmesı ge-
rekıyor. Kuşkusuz kaderlerini bu ikti-
darla bırleştırecek özellıklere sahıp
olanlar ya da kısa vadeli büyük men-
faatlar. büyük beklentıler düşleyenler,
susmayı, görmezlıkten gelmeyı, yad-
sunayı sürdüraıekte devam edecekler-
dır. "Aydın din adanu yetiştirmek üze-
re kurulan" ve sürekli olarak sayılan
artan imam hatip okulu mezunlannm,
bırer aydın dın adamı olarak toplum-
da din alanında ne gibi gelişmeler sağ-
ladıklan konusunda bilgilendınlme-
mız gerekiyor Bugüne kadar kamuoyu-
na yansıyan ıki temel kaygılan var.
- Kız çocuklanmm, kadınlanmızı
nasıl kapatabiliriz?.. tnsan haklan, de-
mokrası söylemleri, onlan din kisve-
sı altında bırtakım örtülerin, çarşafla-
nn, türbanlann altına nasıl saklayabi-
lınz"
1
- îmam hatip kökenli olarak üniver-
siteye nasıl gırebilir, Mülkiye, hukuk
fakültelen ve giderek Sılahlı Kuvvet-
ler'de nasıl bır yöntemle yer alabilir,
amaçlanmızı buralarda nasıl gerçekleş-
tırebılınz'
1
Çağdaşlaşmış Türkiye'nin idarive hu-
kuki düzenini kendidünyamızveinanç-
lanmız doğrultusunda nasıl yeniden
oluşturabüiriz?
Uy gar dünyanın uzaya gittığı bir dö-
nemde, teknolojik gelişmelerin inanıl-
maz boyutlarda yeni atılımlar yaptığı
günümüzde, direkt olarak bir kadına
bakmadan. bir kadınla göz göze gel-
meden, el sıkmadan sakınarak, Kuran
kurslarında, tarikat okullannda. imam
hatip okullannda bizlere belletılen bu
yanlış ve batıl düşüncelerı nasıl haya-
ta geçu-ebilinz?
Aydın din adamı
1950'K yülardan bu yana sürekli ola-
rak siyasetçiler tarafından desteklenen
bu okullardan tnezun olan binlerce, on
binlerce mezun gencimiz. aydın din
adamı olarak acaba, dinimizde nasıl
bir düşünce reformu geliştirdiler?
Aydın olmanın olmazsa olmaz ko-
şullanndan binsı. toplumu sosyal. kül-
türel ve ekonomik gelişmelerin. tekno-
lojik değışimlenn ımkânlanna kavuş-
turaıak üzere yonlendirmek, çağdaş
ve evTensel değerler ıçm örnek oluş-
turmaktan geçiyor.
tnsan ister özgür ve bflimsei eğitim-
le yetişsin. isterse din alanında eğitim
görsün. sonuçta aldığı eğitim onu
topluma yaruriı, ülkesinin kalkın-
ması için çahşan, ülkesinin değerle-
rine sahip çıkan ve onlan yücehen bir
varlık haline getirmelL Dın alanın-
da eğitim ıse. ınsanı değerlenn da-
ha da kutsallaştığı bır alan olmalı ve
aydın din adamı çok yiiksek özellık-
lertaşımalı.
Çünkü, insandaki Tann inancı ve
dın duygusu insanın kendini aşma,
doğruyu, güzelı ve adaletı arama, iç-
sel huzur ve güven duygusuna ulaşma,
dünyaya ve ınsan yaşamına bir anlam
verme dıleğınden doğmakta. Peki na-
sıl oluyor da bizim çocuklanmız Kuran
kurslannda. tarikat-cemaat okullann-
da, imam hatip okullannda, toplumun
değer ölçüleriyle bağdaşmayan, bugü-
nün uygar Türk toplumunu yaratan
Cumhuriyet kazanımlanna nt bir dü-
şünceyapısına sahip oluyorlar? Sürek-
li olarak eskiyedönmeyi eskinin kabuk
tutmuş gelenek ve göreneklerini, İslam
dininin doğmuş olduğu ülkenin geri
kalnuş görüntü ve âdetlerini. bugünün
çağdaş Türkiyesi'nin önüne getirme
arzusu taşıyorlar?
Yıllar önce bir Milli Eğitim Baka-
nı ıle söyleşimızde. "Oğretimde Bir-
Kk Yasası'na rağmen neden bu kadar
çok imam hatip okullaruu destekli-
yorsunuz?'" sorumu Sayın Bakan "Siz
çocuklanmızın dindar olmasına kar-
şı mısınız?
r>
dıye cevaplamıştı. Sanki
diğer okullarda okuyan çocuklanmız
dmsızlermış gıbi.
Bugün o bakan mevcut iktidarda da
milletvekıllığını koruyor. Bu manta-
lite, bu iktıdarda kalma uğruna çağ-
daş değerlerden ödün üstüne ödün
verme zıhnıyetı, Türkıye'yi ne yazık
ki yaşadığımız günlere taşıdı. Hangi
eğitim ve öğretim, bir ulusun çocukla-
nnı böyiesüıe farklı kutuplarda yetiş-
tirebihr ve hangi ülke böylesi bir iha-
nete müsaade edebitir?
Sıyasal ıktidarlann cumhuriyet ay-
dınlanmasını, çağdaş eğitim felsefe-
sini ve ılkelenni benımsememiş olma-
lan ya da çeşitli beklenti ve çıkar uğ-
runa böylesıne yaşamsal bir konuda
ödün vermelen, yaşadığımız günle-
rin gündemini oluşturmaktadır.
Ziya Gökalp'in 1910'lu yıllarda belirttiği eğitim parçalanması Osmanlı'nın yıkılışında büyük etken oldu
'Medrese eğittiği ldşiyi bozuyor'
ZiyaGökalp 15 Eylül 1916 tarihinde yayımla-
nan "Maarif Sorunu" başlıklı bildınsinde diyorki
"LTkemiziçinen zararbinsanlar, medreseyada mek-
tepteöğrenim görmüş insanlar arasından çıkmak-
tadır. Medrese ve mektep, eğittiği kişüerin erdemi-
ni ve kaütesini bozuyor. Bizi diğer uluslardan ay>
ran bu özelliğin bir tek nedeni v-ardır. Bu da. diğer
uluslann maarifi ulusal bir niteKkte olduğu halde,
bizim maarifunizin. kültürümüzün kozmopolit bir
halde bulunmasıdır... Bunu anlamak için Istan-
bul'daki kitapçı dükkânlanna ve mekteplere dik-
katii bir gözle bakmak >eteriidir...
Istanbul'da 3 çeşit lditapçı vardır. Sahaflar, Be-
yoğhı kitapçılan ve Babıâti Caddesi'ndeki kitapçı-
lar- Sahaflardaki kültür, Arap ve Fars kültürüne,
Beyoğhı Idtapçılanndaki kültür Avrupa kültürü-
ne ilişkindir. Babıâü Caddesi'ndeki Tanzimat kül-
türiiyse Arap, Fars ve Avrupa küMrkrinin yeter-
siz çevirflerinden ahnan kopya ve takütlerden ohış-
muştur. Mekteplerimiz de kitapçılara benzer ola-
rak üç türdür. Medreseler, yabancı okuüar, Tanzi-
mat okullarL. Sahafların kitaplan medreselerde,
Beyoğhı Caddesi'nin kitaplan yabancı okullarda,
Babıâli Caddesi'nin kitaplan Tanzimat okullann-
da okutuhır. Buralarda yetişen softa, levanten ve
Tanzimatüçlüsünün hiçbirinde de yeterti nitetikbu-
lamazsuuz_"
Öğretim birliği
Ziya Gökalp'in daha 1910'lu yıllarda belirttiği
eğitim parçalanması Osmanlı tmparatorluğu'nun
yıkılışında çok büyük etken olmuştur Yeni Tür-
kiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra. Atatürk ilk
ış olarak eğitim öğretim bölünmüşlüğüne son ver-
mek üzere Tevhıd-i Tedrisat yanı Öğretim Birliği
Yasasf nı çıkarmıştır. Ancak sonrasını hepımiz bı-
liyoruz Siyasetçılenn ve bırtakım genci ve bölü-
cü güç odaklannın ellerınde eğıtun bırlığı tama-
men bozuünuş, Cumhuriyet aydınlanmasının ka-
zanımlan birer birer yitirilme yoluna girilmiştir.
Eğitim kadrolan özgür ve bılimsel eğinmden uzak,
tutucu görüşlerin odak noktası haline getirilmiş,
dıni, tıcari amaçlan için kullanan ve saf, inançlı
Müslüman halkı istismar eden tarikat ve cemaat
okullan serbestçe eğitim yapar hale gelmıştır.
2003 Mart aymda tarihçi H İnalcık tstanbul'da
kanldığı bir toplanüda Türkiy e'nin ağır bir kültür
kimliği sorunuyaşadığmı befirterek "Değer hukum-
leri. \asama tarzı, konuşma ve yazı dili. yayınla-
n ve okurlan taban tabana zıt ikı ayn grup var"
diyx)r. Ulusal eğitimin parçalanması ve din eksen-
lı eğıtımın yaygınlaşması, yaşadığımız günlerın en
temel sorunu olarak karşımızda durmaktadır.
O\ sa anayBsanuzm 42. maddesi; "Eğhinı ve öğ-
retim Atatürk ilkeleri ve inküaplan doğrultusun-
da çağdaş biüm ve eğitim esaslanna göre devletin
gözetim ve denetimi amnda yapıhr. Bu esaslara ay-
kın eğitim ve öğretim yerleri açılamaz" diyx>r.
Ulusal eğitinıde. anayasada yer alan kurallann
geçerti olnıadığı bir eğitim süreci, çocuklanmıza uy-
gulanabüir mi? Daha da önemüsi. bir ulusun ço-
İktidar, yasalara ay lon olarak açılan Kuran kurslannda cgitilen ve küçük yaşlarda başlan
örtülen genç kızlann türban sorununu, Türkiye'nin temel bir sorunu gibi ortaya koyabiliyor.
cuklannabudenüfarkh değerler niçin. hangiamaç-
lar için aşılanabinr?
20001ı yıllann Türkiyesı'nde. istatıstikler ana-
yasa ve yasalann kesin hükümlerine karşın, dini
eğitim veren ve etkin bır şekılde denetlenmeyen.
okul, yurt. Kuran kursu artışının; mesleki okul ve
ortaöğretim kurumlannuı çok üstünde olduğunu
göstenyor tktıdar bütün bunlara ek olarak, kaçak
Kuran kurslannı denetimsız bırakma, gözetim ve
denetım görevinde MEB'yi yetkisiz bırakma gi-
bi yasal düzenlemelere gınşiyor. yasalara aykın ola-
rak açılan bu yerlerde eğitilen ve küçük yaşlarda
başlan örtülen genç kızlann türban sorununu. Tür-
kıye'nin temel bır sorunu gibi ortaya koyabiliyor.
imam hatip okullan kıyafet yönetmeliğinde sade-
ce
fc
Kuran derslerinde baş örtiilebüir" ifadesini gör-
mezlikten gelerek kız öğreneılenn başlannı kapat-
nrmalan, imam ve hatip olamayacaklan halde kız
çocuklannın bu okullara devama zorlanması yıl-
lardır çözülmeyen. adeta çözülmesi ıstenmeyen bir
olgu.
Düsünmeyl reddedenler
Tarikat-cemaat okullannda, Kuran kurslann-
da, imam hatip okullannda dini eğitim gören bu
gençler, akülannı beDi bir görüş ya da inanç ile sı-
nırlamıs, btınun dışında düşünmeyi reddeden. sa-
dece biıilerine itaat eden bu çocuklar, hangi tür ge-
leceğin habercisi olabifir? Sokakta gorduğümüz
takkeh. cüppelı. şaharh çocuklar. kim bilir hangi
gizli ve karanlık tankatın odalannda ezılıp bükül-
mekte, tesettüre bulanmış genç kızlanmız Kuran
kurslannda, imam hatip okullannda nasıl bir dün-
ya için hazırlanmaktalar'1
Heplmlzln ırtancı
Büyük kentlerin yoğun ve karmaşık dünyalann-
da saiupsızce bıraktığımız gençlerın yaşamlannı
öğrendikçe. onlan eğiten ve öğüten sıstemın far-
kına vardıkça, önce dını polıtikaya alet eden sıya-
setçılerin, Milli Eğitim Bakanlığı yetkilılerinin,
sonra da belki hepimizın utanması gerekir diye dü-
şünüyorum Yıllann gen kalmışlığını ve eskiliği-
ni taşıyan geleneklerin. dın motiflenyle ağırlaştı-
nlmış \iiklen altında çaresiz. sessız ve uysal ol-
malan istenen kadınlanmızı. kızlanmızı anlaya-
bılmek. Hızlı sosyal değışimlenn neden olduğu par-
çalanmalann ortasında kalan çocuklanmıza sa-
hip olabılmek.
Yaşanan goçter, ulusuna.ülkesine \« Ata'sma bağ-
h. inançh .Anadolu insanım. büyük kentlerin acı-
masız, yoz ve insani duygulardan yoksun bölgele-
rine nrlaüp aüyor. tşsiznğin, ekonomikzorhıklann
yaşatnğı korkular insanlann umudunu tüketirken,
yaşamlan ucuzlauyor. en kutsal değerleri yıprab-
yor. Aydınlanmanın erdemine %e huzuruna ulaş-
mamış, din-ticaret-sıyaset üçgenınde yaşayan men-
faat gruplan, bölücüler ve din sömürücüleri zaten
altyapıyı hazırlamış durumdadırlar. Çaresiz.
savunmasız üısanlan. genç kuşaklan çevreler, or-
taçağ karanlığının bır benzen eğitımlenyle onla-
nn saf. temiz duygularuıı gerçek dışı bilgılerle
doldururlar
Bu örgütler için en büyük düşman, Cumhunyet
değerleri ve onun getırdiği aydınlanmadu". Özgür
ve bağımsız düşünceyi bilemezler. Kendi kendi-
ne karar verebilen, yaşam tarzını kendi şekillen-
dıren uygar bir bireyi kabullenemezler. Onlar uhıs
olma büıncini ve onurunu hiçbir zaman yaşama-
mışlanhr. Kabuk tutmuş oğretikri ile içlerindeki
kbı ve nefreti birieştirip. kafalarmda \erleşik Arap
kültürü özlemi içinde Türk cocuklanna zehirieri-
ni akıtmayi biürler. Bu çocuklann böylesi bir çem-
berden,çağdaş değerleri tersyüz eden bu öğretiler-
den kurtulması, aydınlanmaya ulaşması mümkün
olabüir mi?
Mücadele dert almak demek'
Onlan görmezden gelmek, geleceğimizin güven-
cesi olan genç kuşaklan. bu tür örgütlerin ve acı-
masız bu sistemin ellenne bırakmak demek. Ger-
çekler rahatsız edici olabilir. Ancak hastalıklar ve
sorunlar nedenleri bilinirse tedavi edilebilirler
Anıa; bütün bugerçekleri görüp,mucadekj
\ekal-
laşmanm olası tehhkelerini de göze almanız gere-
kir. Toplumun geleceğjni ilgüendiren ulusal eğitim
sorununa eğilip. bu çocuklar için mücadele edebi-
Kyorsanız eğer, başınıza çok büyük dertler ahyor-
sunuz demektir. Amacınız, Cumhuriyet kazanım-
lannı yeniden hayata geçirmek ıse. ınanılmaz
komplo teorilen, karalama kampanyalan ile kar-
şılaşır, bir gönüllü kuruluş olarak, bırtakım geri-
cı ve bölücü güç odaklan, sıyasal iktıdarlar ve on-
lann hazır kuvvetleri eliyle büyük bir kaosa sü-
rüklenmek istenirsınız. Saygın bır srvil toplum ku-
ruluşu olarak toplumda jarattığınız güven duygu-
sunun zedelenmemesı için gerçeği kamuoyuna
aktarmak. destek almak ıstersinız ama medyamn
malum tutum ve da\Tanışlaruu kıramaz. kımsele-
re ulaşamazsuıız.
'İnandığınız yolda devam'
Bütün bu koşuflar içinde, inandığınız ilkeler ve
değerlerden hiç ödün venneden, aynı ilkeleri pay-
laşan çağdaş ve aydınhk kinıselerk ve kuruluşlar-
la birtîkte inandığımız yolda devam eder, binİerce
gence ve çocuğa çağdaş ebe>eyn olursunuz. Bu ko-
şullan yaratan dinci ve bölücü odaklara, dini pofi-
tikaya alet eden siyasilere, ulusal değerlerie \<e ger-
çekleıieugflenmey%n,göstermefikimzalartopiayan
sözde aydınlara \e olan bitene duyarsızca bakan iş
dünyasınm büyük kodamanlanna acıyarak-.
Kürt Sopunu' Derken...
Son günlerde, bir grup aydınımızın, Doğu'da ve
Güneydoğu'da kaygılandıncı gelişmelere bakıp
hareketlenmeleri, hükümeti uyarmalan yerinde idi;
nitekim Başbakan da, buna olumlu bir yanıt ola-
rak, Diyarbakır'a kadar gidip bir konuşma yaptı ve
döndü. Bununlayetinilmedi, genış bir aydın çev-
re de tartışmalara katıldı ve degişik düşünceler
sergilendi.
Ozetle, iyioldu...
Mangal, ateş küllenmesin diye ara sıra kanlır; hiç
olmazsa belleklerimizi tazelendirdik. Bu arada,
"Kürt sorunu" deyimine takılıp yeni bir karşılık da
arar olduk.
•
Bildiğimiz kadanyla, "Kürt sorunu"nu ciddi ola-
rak ele alan, partilerimiz arasında ilk kez Türkiye
Işçi Partisi (TİP) oldu. Kürt Demokrat Hareketi'nin
aydınlan da -6O'lı yıllarda- partiye katıhnca, parti-
nin gündemine böyle girdi konu.
Ancak hatırlatmalı: Parti, konuya, Türkiye'nin
bütününün bir parçası olarak bakıyor ve çözmek
istiyordu; böylece, bir "etnik" diye değil, bütünü
ilgüendiren iktisadi, sosyal ve kültürel sorunlann çö-
zümünde etkisi olduğu ve olacağı düşünülüyordu.
TlP'in böyle bakması doğaldı; çünkü sosyalist
idi ve katılan Kürtler de sosyalist düşünceli, yani
ciddi insanlardı. Ne var ki, 1971 faşizmi, "komü-
nist" ve "Kürtçülük"ten partiyi kapattı; ve karan da
arkadan böyle çıkageldi.
Acı bir şey oldu böylece.
TİP yaşasaydı, sonra olanlar olmazdı, ya da en
azından böyle olmazdı; "Kürt sorunu" da, çözül-
meden, bugün ham haliyle elimizde kalmazdı.
Itiraf edelim: Apo ve PKK, biraz da bizim eseri-
mizdir. Sonucu, yüreklerimizi tekrar sızlatmak pa-
hasına da hatırlatalım: Kürt - Türk 30 bin ölü!
Bu pahanın bir sonucu da var, artık kabul ede-
lim: Apo'nun defteri kapanmıştır; ve kimse, yeni-
den PKK'yi göreve çağırmasın!
Türkiye gibi dünya koşulları da değişmiştir.
Nasıl söylersek söyleyelim, diyelim "Kürt soru-
nu", çözülmemişse de çözümlenecektir: Ama Tür-
kiye'nin bütünlüğü içinde ve ülkenin temel sorun-
lanndan biri olarak. Yorulmalarımız yine olacaktır,
ama demokratik tartışmalann pahası olarak kat-
Janacağız.
Silahlarla değil fıkirlerle karşılaşacağız.
Bir hatıriatmamız da şu: 90'larda kurulan HADEP,
DEP, DEHAP, hepsi bir "etnik" partiler olarak doğ-
du, ya da öyle oldular. Şimdi, Demokratik Toplum
Hareketi'nin, DTH'nin kurulacağının haberlerini alı-
yoruz: Dileğimiz, "etnik" bir parti olarak ortaya çık-
masın ve gerçekten Türkiye'nin bütünlüğüne ses-
lensin!
Sözün burasında son bir hatıriatma: Demokra-
simizde, bunalımlann bir kaynağı da seçim yasa-
lanmız olmuştur: 1950'de, aldığı oy kadar sandal-
ye kazandıran bir seçim yasamız yürüriükte bulun-
saydı, Demokrat Parti'nin başı bulutlara değmez,
ölçülü adımlar atardı; son seçimde, yüzde 10'luk
değil 5'lik baraj olsaydı, AKP bunca afur-savurma
içinde davranmazdı.
•
Iki anımdan da bahsedebilir miyim?
90'lı yıllann birinde, ünlü Kürt şairi Hanili Ahmet'in
-yıne ünlü- Mem u Zin adlı eserinin yazılışının 300.
yılı kutlanıyordu dünyada. Bundan yola çıkıp, doğ-
duğu yer Ağn'da da olduğu için, Ağn Üniversite-
si'neşairin adını vermekle güzel birjestyapmışola-
cağımızı yazdım.
Birsesçıkmadı...
Birkaç yıl önce de, bir Nevruz Bayramı'nda, ha-
yalimde Diyarbakır'a gitmiş ve büyük halaya ka-
tılmıştım; gitmişken, Dicle Üniversitesi'ne de ge-
çip Kürdoloji Enstitüsü'nün -ki hiçbir üniversrtemiz-
de yoktur!- açılışına katılmıştım. Ve yazım da böy-
le çıktı gazetemizde.
Ankara ile Dicle Üniversitesi birbirine girmişti; kim
beni davet etmişti diye. Bol bol gülüştük o günler-
de...
Biz Türkler gibi Kürtler de, Doğululara özgü ola-
rak gururumuzun okşanmasını sever ve yapana da
pek yakın oluruz. Şimdi, şu yukarıda söyledikleri-
mizi -devlet olarak- bir yapınız, atmosferi birden
değiştirip Kürtlerin gönüllerini fethedeceksiniz.
Denemek istemez misiniz?
ön kayıt tarlhleri bellrlendl
Şimdideyetenek
suum heyecanı
Eğitim Senisi - Bazı
ünrversiteler ile özel eği-
tim kurumlannın yetenek
sınavıyla ahnan bölüm-
lerine girmek isteyen
adaylan. heyecanlı günler
bekliyor. Yetenek sınavı
ile öğrenci alan bazı ünı-
versiteler ile özel kurum-
lann ön kayıt ve sınav ta-
rihlen şöylc
Marmara Üniversitesi:
Önkayıtlar 16-27 Ağus-
tos, sınavlar ise 13 Eylül-
24 Eylül tarihleri arasın-
da yapılacak Ön kayıt
yaptırabilmek için.
ÖSS'den 185puanalmış
olmak gerekiyor.
Yıkhz Teknik ÜMVCT-
sitesi: Ön kayıtlaı devam
ediyor. Adaylann suıava
girmek için ÖSS'de 160
puan almış olmalan gere-
kiyor.
Müjdat Gezen Sanat
Merkezi: Ön kayıtlar 1-30
Eylül tarihleri arasında
yapılacak. Adaylara 1
Ekim'de gjriş sınavı uygu-
lanacak.
Pera Sanat OkuhıÖn
kayıtlar sürüyor. Yetenek
sınavlan, adaylann gire-
ceği bölüme göre 5 Eylül-
3 Ekim tarihleri arasuıda
değişiyor.
ıstanbul Üniversitesi
Devlet Konservaruvan:
Ön kayıtlar bugün sona
eriyor. Sınav tarihleri 25-
29 Ağustos tarihlen ara-
sında yapılacak.
Mimar SinanGüzriSa-
natlar Üniversitesi: Mi-
mar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Devlet Kon-
servatuvan Bölümü'nde
okumak isteyen adaylar,
yeterli olduklanm kanıt-
layamayanlar, hazırlık 1
ve hazırlık 2. smıflanna
öğrenci olarak ahnacak-
lar.
Istanbul Bflgi Üniver-
sitesi: 2005-2006 akade-
mik yılında iletişım ve
fen-edebiyat fakültelerine
bağh dört bölüme, özel
yetenek sınavı ile öğren-
ci alacak. Görsel tletişim
Tasanmı. FotoğrafveM-
deo. SahneveGösteriSa-
natian Yönetimi ve Mü-
zik Bölümleri'ne sınav
içinbaşvurular devam edi-
yor. Sınav tarihleri ise bö-
lümlere göre farkhlık gös-
teriyor.
HacettepeÜniversitesi:
Ön kayıtlar 24 Ağustos
tarihine kadar sürecek. Iki
aşamah olarak yapılacak
yetenek sınavlan, 12-20
Eylül tarihleri arasında
gerçekleşecek.