17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 AĞUSTOS 2005 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEIV Soruna Doğru Bakmak Açık, Net Kontışmak -1 - Ister Güneydoğu da, ister Kürt, bu sorunda 5 yıl öncesine döndük, diyordu bir dostum. - "Çık! Çık!.." dedim, 5 yıl değil, 85-90 yıl ön- cesine, Sevr'e döndük. Açıkça görmeliyiz ki, Başbakan'ın "Kürt soru- nu" dediğı sorun, artık bir dış politika konusu ha- line gelmiştir. Türkiye'ye geçmişte kabul ettiril- mek istenen Kürt devleti fiilen, şu anda sınırlan- mız dışında da olsa, yaşama geçirilmiştir. VVilson ile birfikte, görünüşte insancıl bir biçim- de bölgeye kanşan ABD'nin ve Ingiltere'nin başı- nı çektiğı girışim aradan geçen bunca süreden sonra sonuç vermeye başlamıştır. Tek fark, politikanın saptanmasında karar mer- ciinin artık ABD olmasıdır. Kürt sorunu, bölgenin yeniden oluşturulması- nın temel taşlanndan biri, belkı de birincisi haline gelmiştir. Eğer bu gelişmeye şaşıran varsa önce kendi algılama yeteneğini sorgulamalıdır, tıpkı Diyarba- kır Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Or- han Doğan'ın açıklamalanna şaşıranlar gibi... • • • Bütün bu açıklamalann ışığında, Başbakan'ın konuşmasının içeriğinin zayıflığı daha_da sırrtıyor. Baydemir, Doğan ve referanslan Öcalan için, bu sorun daha fazla demokrasiyle de çözülemez. Insanlar çocuklarına istedikleri adı koysunlar, insanlar dillerini diledikleri gibi konuşsunlar, in- sanlar anadillerini öğrenmekte, bunun için ku- rumlar kurmakta serbest olsunlar, insanlar türkü- lerini diledikleri dilde yaksınlar, bunları diledikleri gibi satsınlar diye yıllarca yazdık çizdik. Bütün bunlar oldu. Kürtçe TV yayınlarının da önü açıldı. Ne oldu? Baydemir, Doğan ve öcalan gibilerı- nin talepleri durdu mu? Sorun da, durum da, sonuç da ortada. Böylesine geniş uluslararası boyut kazanmış bir sorunu, oyalayıcı sözcükler, kapalı ve anlam- sız deyimlerle geçiştiremezsiniz. lyi niyetli bile olsanız, yanlış teşhisler sızi yanlış tedavılere ve felaketlere götürür. Kulağınıza her fısıldanana, size her söylenene tartmadan inanırsanız başınıza gelmedik kalmaz. Artık soruna doğru bakmak zamanıdır. • • • Baydemir'in de, Doğan'ın da, öcalan'ın da de- mokratik çözümden muratları, Türkıye'nin üniter anayasal yapısını değiştirmek, önce bir federas- yon, sonra da bağımsızlıktır. Kürt kökenli, Kürt kimliğini öne çıkaran kimse- lerin TBMM çatısı altında temsil edilmeleri, de- mokratik çözümün bir parçası olarak sunuldu, bu satıriarın yazannın da aralarında bulunduğu bir- çok kişi büyük bir iyi niyet ve ahmaklıkla bu öne- riyi desteklediler, sosyal demokratlar onlan Mec- lis'etaşıdı... Sonuç ne oldu? Bugün öcalan'ın peşinde koşanların bir kısmı iyi niyetle oraya taşınmış kişiler değil mi? GAP, bölgenin ekonomik yapısını değiştirecek, Cumhunyetın en büyük bölgesel kalkınma projesi değil mıydi? GAP'ın tamamlanıp yaşama geçirilmesinin önündekı en büyük engel, terörün yarattığı gü- vensiz ortam ile terör yüzünden ekonomiye binen yükün doğurduğu finansal sorunlar değıl midir? Bu gerçekleri görmeden, terörün belini kırma- dan, hangi çözüme ulaşacağınızı sanıyorsunuz ki? "Terörün nedenini ortadan kaldınn, o da ken- diliğinden söner" lafının tarihin hiçbir dönemin- de, hiçbir yerde kanıtlanmamış bir palavra oldu- ğunu görmek için daha ne kadar beklemek ge- rek? Eğer bir ülkede bir etnik kökenden gelen in- saniarın büyük çoğunluğu bağımsızlık istiyorsa, hiçbir güç onlan engelleyemez. Bu gerçeği görmek gerek. Ama aynı zamanda şu soruyu da sormalı ve in- celemeli, aynı zamanda da tartışma gündemine getirmeliyiz: Türkiye'deki Kürt kökenlilerin ço- ğunluğu böyle bir çözümü istiyor mu ve böyle bir çözüm ne demektir, hangi gelişmelere yol açar? Her konuyu bütün açıklığıyla, kaypaklığa, yan- lış anlamaya meydan vermeyen bir açıklık ve netlikle tartışmalıyız. Bunu yaparken de sorunu doğru görmek zo- rundayız. (Bu konu daha çok sürecek.) asirmen(a cumhuriyet.com.tr YARGIKARARIIŞE YARAMADI Öğretmen Koçak'a 'sakıncah ABtPİNYAĞMUR MERSİN-Ölümoruç- lanyla ılgili bir eyleme kanİdığı gerekçesiyle öğ- retmenlıkten atılan an- cak mahkeme karanyla görevine dönen sınıf öğ- retmenı Hacer Koçak, şimdı de sürüldü. "Görev yerinde kalmasının sa- kmcalı olduğuna" kana- at getınlen Koçak, Ha- tay"m Kumlu ılçesinde bir köye öğretmen ola- rak atandı. Mersın Alsancak Li- ons İlköğretım Oku- lu'nda görev yapan 15 yıllık sınıf öğretmem Ha- cer Koçak geçen yıl tem- muz ayında Temel Hak- lar ve Özgürlükler Der- neğı'nın bir eylemıne ka- üJdı. Eylemekaüldığı ge- rekçesiyle Millı Eğıtım Bakanlığı Yüksek Disıp- 'sürgünü lin Kurulu'nca devlet memurluğundan çıkarıl- masına kararverilen Ko- çak, Idare Mahke- mesi'nde açtığı davayı kazanarak görevine dön- dü. MEB Personel Genel Müdürlüğü, Hacer Ko- çak'ın atamasıru Mer- sin'e yaptı. Mersin Mil- li Eğitim Müdürlüğü de Koçak'a gönderdiği ya- zıda eska görev yeri Al- sancak Lions tlköğretim Okulu'nda göreve baş- layabıleceğini bildirdı. Yaklaşık 1 ay kadar bu- rada görevine devam eden Koçak bu kez de MEB Atama Yönetme- liği'nin 16 amaddesinde belirtılen "Bulunduğu yerde kalması sakmcah- dır" hükmünden hare- ketle, Aktaş köyüne sür- gun edildı. Terörle mücadeleye ilişkin yeni düzenlemeler, 2 Eylül'deki Bakanlar Kurulu'nda görüşülecek YasaMGK'yi bekliyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Adalet Bakanhğı'nda çalış- maları sürdürülen Terörle Müca- dele Yasa Taslağı, 23 Ağustos'ta toplanacak MGK'yı bekliyor. MGK'dekı görüş alışverişinin ar- dından taslak, 2 Eylül'de Bakan- lar Kurulu'na sunulacak. Hükümetin, 1 Temmuz'da Ge- nelkurmay'da gerçekleştirilen zır- venin ardmdan çalışmalanna hız verdiğı Terörle Mücadele Yasa- sı'nda gözler 23 Ağus- __^__ tosta toplanacak MGK'ye çevnldi. Ana gündem maddesi terör olması beklenen toplan- tıda, Adalet Bakanlığı bünyesinde oluştumlan komisyonun hazırladığı son taslak masaya yatı- nlacak. Toplantıdaasker kanadının görüşlerinin _ _ _ ^ _ de alınmasının ardından taslak, 2 Eylülle Bakanlar Ku- rulu'na sunulacak. Bakanlar Ku- rulu'nun taslak üzerındekı son değerlendümelennin ardından ha- zırlanacak tasan TBMM'ye sevk edılecek. Adalet Bakanhğı'nda Prof. Dr. Feridun Yenisey başkanlığında 25 Temmuz'da oluşturulan komis- yon, ılgılı kurumların görüşlen- nı aldı. Mıllı Savunma Bakanlığı geçen günlerde yaptığı açıklama- da, komisyonun üyesi sıfatıyla dı- ğer tüm bakanlık ve kuruluşlar gibi bakanlık görüşlerinin de ko- misyona ıletıldiğıni bıldırmiştı. Anayasaya uygunluk tartışması Bu arada Prof. Dr. Yenisey baş- kanlığındaki komisyonun hazır- ladığı ilk taslak, "anayasaya uy- gunluk tarüşmalaruu" da bera- bennde getirdı. Taslağa göre, is- • Prof. Dr. Feridun Yenisey başkanlığında oluşturulan komisyon, bakanlık ve kurumlardan gelen önerileri değerlendiriyor. Taslakta, hareket ve iletişim özgürlüğünü sınırlandn-an düzenlemelerin yer alması, "anayasaya uygunluk" tartışmasını da beraberinde getiriyor. tihbarat bilgılenne dayanılarak kışilerin bellı bir bölgeye girme- sı ya da bölgede yaşaması yasak- lanabilecek. Aynı şekilde, terör kuşkusuyla bölgesel olarak ileti- şim ve haberleşme olanaklan da sınırlandınlabilecek. Ancak bu düzenlemelerin, ana- yasaya aykınlık oluşturabileceği belirtiliyor. Anayasanın 22. mad- desi, herkesin haberleşme hürri- yetine sahip olduğuna ve haber- leşmenin gizlilığıne işaret ediyor. Maddede şöyle denılıyor: "Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinjn önlcnnıesL genel sağhk ve genel ahlakın korunma- sıveya başkalannuı hak ve özgür- lüklerinin konınması sebeplerin- den biri veya birkaçına bağh ola- rak usulüne göre verilmiş hâkim karan olmadıkça, yine bu sebep- lerebağb olarakgecikmesindesa- kınca bulunan halfcrdede kanun- la yetidK kılınnıış merciin yazüıenıri bulunmadıkça, haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunula- maz." Anayasada aynca yer- leşme ve seyahat özgürlü- ğüne de değinıliyor. Her- kesin yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip oldu- _^__ ğu belirtılen 23. madde- de, bu özgürlüklerin "suç işlenmesini önlemek,sosyalve eko- nomik gebşmeyi sağJamak, sağ- hklı ve düzenli kentleşmeyi ger- çekleştirmek ve kamu maDannı korumak" amaçlanyla yasayla sınırlandınlabileceğine dıkkat çe- kiliyor. Bu hükümJere karşın anayasa- da bir kişi hakkında "şüphe üze- rine" özgürlükJerin sınırlanabi- leceğine ilişkin bir düzenleme bu- lunmuyor. OrgeneralFırtına'dan Vali Önal'a veda ziyareti Emeklhe aynlacak oian Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halil tbrahim Fırüna, Ankara VaUsi Kemal Onal'a veda zharetinde bulundu. Vali Önal ile Orgeneral Fırtına yaklaşık vanm saat görüştii. Ankara \ alisi Önal, Orgeneral Flrûna'nın znaretinden murJuluk duyduğunu ifade ederek "Herkese böyle şe- refle başlanan görevierde şerefle a\Tilmak nasip olsun" dedi. (FotoğrafAA) IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] PKK/KONGRA-GEL'in sürdürdü- ğü şiddet eylemlerine son verip vermeyeceğı bugün netleşmış ola- cak. Gazetelere yansıdığı ve bunca yıllık deneylerimden bildiğim kada- rıyla silahlı eylemlere, sabotajlara, cinayetlere şarth olarak son verme yönünde bir açıklama olacak bu. PKK'nin öne süreceği koşullar ne olursa olsun bunun silahlı bir eylem tehdidıyle öne sürülmesı, kabul edilmesı mümkün olmayan bir tar- tışmaya yol açacaktır. Abdullah Öcalan'ın yakalanma- sının ardından uzunca bir süre şid- det eylemlerinin gündemden kalk- ması, Güneydoğu'da bir yeniden yapılanma şansı doğurmuştu. Si- lahların susması köye dönüş ola- naklarını yeniden gündeme getir- miş, bölgede yeniden yatınm ola- nakları ortaya çıkmıştı. En önemlisi, HADEP'Iİ belediyeler meşruiyetleri- ni kabul ettirmişlerdi. Silahların sustuğu dönemin önemli gelişmelerinden birisi ise Kürt siyasi alanında yavaş yavaş olgunlaşan farklılaşmaydı. Kürtler, artık yalnızca PKK'nin yönlendirdiği Kürt Siyaset Alanımn Seçenekleri bir merkezi siyasi akımın etkisınden bağımsızlaşma yönünde ılerliyor- lardı. Irak'ta Kürtlerin elde ettikleri inisiyatif, Türkiye'deki Kürtleri de farklılaşma yönünde etkıleyen un- surlardan birisi haline geldi. • • • Bu beş yıllık yumuşama dönemi- ni Türkiye'yi yöneten anlayış ne ya- zık ki yeterince değerlendiremedi. Aşın Türk milliyetçiliğinin körükledi- ği 'bölücülük' korkusu, bölgede egemenliğinı sürdürdü. Eğitim- Sen'in anadilin öğrenilmesini sa- vunması, bu büyük kitle örgütünün kapatılmasıyla sonuçlandı. Anadil- de radyo ve televizyon yayını Türk milliyetçiliğinin bağnazlık duvarına çarparak 7 aydır sürüncemede bı- rakıldı. Sınır ticareti, "PKK'ye yan- yor" gerekçesiyle neredeyse yok edildi. Daha buna benzer çok sayı- da uygulama ne yazık ki Kürtler içindeki milliyetçiliğin diri tutulması- na yaradı. Demokratikleşme yönündeki adımlar da sürekli despotik Türk milliyetçıliği duvarına tosladı ve Kürtler içindeki şiddet dışı siyasi eğılimler kendilerine yaşama alan- ları yaratamadılar. Leyla Zana ve Orhan Doğan'ın da içinde yer al- dığı Demokratık Toplum Hareke- ti'yle bırlıkte son 15 yılda bu kaçın- cı Kürt siyasi hareketi sorusunun cevabım bulmak bile mümkün de- ğil... Kürtler, sürekli kapanan partileri- nin yerine yenisini kurdular. İlk giri- şimleri hatırlıyorum. Bundan tam 15 yıl önceydi. İlk girişimin kurucu- ları arasında Fehmi Işıklar, Cü- neyt Canver ve hatta ilk başlarda Abdullah Baştürk bile vardı. Sos- yalistler, sosyal demokratlar ve Kürtler ortaklaşa bir muhalefet ala- nı yaratmak istiyorlardı. Solcu mu- halıf bir örgütlenmeyle başlamıştı süreç. Ancak faıli meçhul cinayet- ler, yargısız infazlar ve sürekli parti kapatmalar, önce Türklerin kopma- sını getirdı. Baskı arttıkça Kürtlerin içinde de ayrışmalar yaşandı. 0 dönemde öyle ağır baskı koşulları vardı ki, ölümü göze almadan yasal siyaset yapmak mümkün değildi. Işte dev- letin bu baskılan, bölgede siyaset yapan Kürtlerin kaderıni PKK'ye bağımlı hale getirdı. Bunun dışın- dakı bütün seçenekler ve eğilimler yok olup gittiler. • • • 12 Eylül askerı darbesi öncesin- de PKK, Apocular diye anılan kü- çük bir gruptu._ Kemal Burkay'ın önderlik ettiği Özgürlük Yolu çok etkiliydi, Diyarbakır Belediye Baş- kanlığı'nı da onlar kazanmışlardı. Şimdi burada saymakla bıtmeye- cek kadar çok bir Kürt çeşitliliğı söz konusuydu. önce 12 Eylül as- keri darbesi dönemınde, ardından PKK'nin silahlı eylemleri dönemın- de en büyük darbeyi silahsız Kürt siyasi örgütleri yediler. Şimdi yeni bir dönem içindeyiz. Aşın Türk milliyetçiliği, Kürtler için- deki farklılaşmayı göz ardı eden bir siyasetin egemen olmasına çalışı- yor. Silahların patlaması, insanlann ölmesi bu tür şoven eğilımleri güç- lendiriyor. Şiddet şiddetı doğura- cak ve bu sarmal ülkemizi bir aç- mazın içıne sürükleyecektir. Böyle bir şiddet ortamından en büyük zararı da Kürtler'in göreceği bir gerçek. Kürtler için yasal ve banşçı mücadele olanakları her zamankinden daha fazla vardır. Bu, onların haklarını savunmaları için bir zemin yaratıyor. Yasal mü- cadele zor bir mücadele biçimidir. Türkıye gibi demokrasi gelenekleri zayıf olan bir ülkede Kürtlerin de- mokratik haklan için mücadele et- mek kolay değildir. Ama koşulları vardır. • • • Yeni dönemde Kürtler içinde şid- det mı, barışçı seçenek mi tartış- ması hız kazanacaktır. Bunun nasıl gelışeceğini ise büyük ölçüde Tür- kiye'ye yön veren anlayışın siyaset yapma başarısı belirleyecektir. Uzun, ınce ve nazik bir yoldayız... The Povver of Drean 2006 model Honda Civic kaçırılmaz fırsatlarla! Honda Civic'ler "size özel" fırsatlarla Honda Plaza'larda sizi bekliyor. • Akıllı Eğım Sıstemı • 110PS, 1.6 Lt. GüçlüMotor • 0-100 km 9,2 sn. Yuksek Performans • Duz Arka Zemin • 5.5 Lt Duşuk Yakıt Tuketımı" 'CJVJC 1 6 LS düz vtres moöehr onenlen peştr nd rtmfı peranende sanş *ıyattdır Honda otomobıltennın model lekrnk özellık ve rerktennde değıştkfık yapma hakkrı saklı tutar 0i 01 2000 tanr'trtden ıtıbaren satıtan turr Honda modederı 3 yıl 100 900 km gafanîısıne sa^ıptır Tesüm ~~ ~ ~ lanhmdekı tavsye edılen perakende satış 'ıyaiı geçerlıdr Araç uzenndekı tjn xer gıi-er ve vergı meı /zuaunda O'uşa" türr degışıkiıkler araç teslifiat'nds muştecı '^t'afı^oan karşıianacaKtır "T999ı'100' F EC yen olçjn meloduna göre şe^ır diş ve ıdeâl sarttarda e^ce edıier tesl de$efierdir Hon j a TEGV t* . Î a Oe çacuktar* (*«** <«cafc» n z HONDA TÜRKİYE A.Ş. www.honda.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle