Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 AĞUSTOS 2005 SALI
HABERLER
DUNY4DABUGUN
ALİ StRMEN
Diyap-ı Hamakatın
Yürekli İnsanları
Eğer bir ülkenin belirli bir bölgesinde, her
yaz gecesi yüzlerce kişi damdan düşüp ölüyor
ve bu da umuru adiyeden sayılıyorsa, orada
gerçekten çok vahim bir durum var demektir.
Eğer bir ülkenin insanlan, "Bişiiiy olmaz abiii"
diyerek bina yaparken, araba kullanırken, insan
ilişkilerini geliştirirken ya da plaj adı verilen ka-
zurat kıyılanndan denize girerken bütün kuralları
bir yana itiyor, bu yüzden doğal afetlerin tahri-
bat katsayısını ahmaklığıyla çarparak büyütü-
yor, trafıği bir beşeri afete dönüştürüyor, deniz
sefası sandığı kazurat içinde kulaç atma çaba-
sını müstekreh bir hale sokuyorsa, orada ger-
çekten çok vahim çarpıklıklar var demektir.
Eğer bir ülkede, insanlar 21. yüzyılda bile or-
taçağdan kalma töre cinayetlerini aşamamış,
kadını hâlâ ikinci sınıf görüp okutmamış, aşka
gelince tabancaya sarılıp hödükçe, keyfini
başkalannın canıyla ödetme yolunu tutmuşsa,
oradaki çarpıklıklar, hoş görülemez, dayanıla-
maz boyutlara varmış demektir.
Ve eğer bu durumdaki insanlar topluluğu, bu
davranışlannın neden hor görüldüğünü, neden
eleştirildiğini anlamıyorlarsa durumları bütün
tehlikeli kirlenme sınırlannı aşmış demektir.
• • •
Kural tanımazlar, sebep-sonuç ilişkisini anla-
mazlar, hödük kalmada inatla direnenler ço-
ğunlukta olduklannda, kuralı, sebep-sonuç iliş-
kisini savunanlann durumu bir kat daha zorlaşır.
Bu gibi toplumlarda, çarpıkhkları eleştirmek
manda gibi yürek ister.
Bir kez ahmaklığın adı akıl, kurnazlığın sıfatı
zekâ, deliliğin eşanlamlısı bilgelik olarak algı-
lanmaya başlandığında, artık orada doğrunun
nerede, yanlışın nerede olduğunu anlamak da
anlatmak da güçleşir, pusulanın ibresi sürekli
hamakatı gösterince selamet olanaksızdır.
Ve toplumlarda çarpık olmayan, çarpıklıktan
yana çıkmayanlar haksızdır.
Toplumbilim, gözlem, araştırma, bu çarpık-
lıkların sosyo-ekonomik nedenlerini araştırma-
ya yarayabilecekken ancak buralarda hama-
katı mazur göstenmek için kullanılır.
Bir ülkenin solu bile geri kalmışlığını, geri bı-
raktırılmışlığa çevirerek sorumluluğu kendi üs-
tünden başkasına atmaya çalışıyorsa eğer, sa-
ğını solunu şaşırmış demektir o toplum ve gü-
nü dün ile başlayan iktidarlara mahkûm olur.
Hödük kalmada direnme katsayısının olduk-
ça yüksek olduğu ortamlarda topluma en bü-
yük ihanet, bu durumu eleştirmek yerine alkış
tutmaktır.
•••
Böyle ortamlarda, molla icazetli aydın olmak
değil de gerçek aydın olmak, çarpıklığa hep ba-
hane aramak yerine onu eleştirmek yürek ister.
Ve böyle toplumlarda, bu yürekliliği göste-
renleri, halk sevgisi, halka saygı adına çarmıha
gererler.
0 tür toplumları şair Neyzen Tevfik şöyle
açıklar:
"Tuhaftır şu insanoğlu her lafı kaldıımaz.
Canım dersin kızar da, öpersin aldırmaz."
Hödüklükte direnme inadını yüksek sesle ve
de öfkeyle eleştiren yürekli bir yazar olan Mi-
ne Kırıkkanat da bu davranışları yüzünden
çarmıha gerildi, çalıştığı gazetedeki köşesin-
den ayrılmak zorunda kaldı.
Demokrasi için yola çıkan, bir süre sonra,
uyuşukluktan mediokrasiye rota çeviren, ar-
dından da hızla idiokrasinin batağına koşmaya
başlayan toplumlarda halk dalkavuğu olma-
yanların işi zordur.
Çünkü idiokrasi için elverişli ortam ancak
halk dalkavukluğu ile beslenir.
Damdan düşerek ölenlere, keyiften tabanca
çekip öldürenlere, yolları beşeri afete çevirip
kan gölüne döndürenlere, ailesinin evlendir-
mek istediği kişiyle değil de kendi istediğiyle
evlenen yakınının canını alarak töreyi ve na-
musunu kurtardığını söyleyenlere, beyaz don-
la denize dalanlara övgü düzmek esastır, hö-
dük kalma direnci yüksek toplumlarda.
Mine Kırıkkanat bu kuralı bilmiyordu, işinden
olarak öğrendi diyemeyeceğim, çünkü yürekli
aydın böyle bir şeyi kabul edemez. Olsa olsa,
cesaretinin bedelini ödemeye katlanır.
Sanırım Mine de bu gerçeği bile bile, daha
nice bedeller ödemeyi sürdürecek.
asirmencg cumhuriyet.com.tr
KARS'TA DEVtR TESLtM TÖRENt
KorgenerolKıvnkoğlu:
Sobnmm sınamayın
KARS (AA) - 9. Ko-
lordu Komutanı Korge-
neral Hayri Krvnkoğlu,
"PaneDerdüzenleyip de-
mokratikçözümden bah-
sedenler, bu banşı, ülke-
nin namusunu korumak
uğruna hudutta nöbet tu-
tan askereateşederek mi
sağlayacaklar?" dedi.
Kars'ta, Hafız Hakkı
Paşa Kışlasf nda düzen-
lenen devir teslim töre-
ninde, 14. Mekanize Pi-
yade Tugay Komutanı
Tuğgeneral SezaiBostan-
cı, sancağı, Tuğgeneral
Ercan Okan'a devretti.
Törende konuşan Kor-
general Kıvnkoğlu, hu-
dut nöbetçilerinin, canla-
nnı Türkiye'nin namu-
su, şerefi ve bölünmez
bütünlüğü için sıper ettik-
lerini ifade etti. Kıvn-
koğlu, şöyle konuştu:
-Ancak yakınbir geçmiş-
te bu mukaddes görevi
ifa eden, Digor'daki hu-
dut birliğimize, bölücü
teröristierce saldın dü-
zenlenmiştir. Büiiğin
anında karşıhk vennesi
üzerine örgüt mensupla-
n kaçıp gitınişlerdir. Şim-
di soruyorum sizlere, ba-
nş mitingleri, paneller
düzenleyip. demokratik
çözümden bahsedenler.
bu barışv ülkenin namu-
sunu korumak uğruna
hudutta nöbettutan aske-
re ateş ederekmisağlaya-
caklar? Buradan bizim
sabnmcı smayanlara ses-
leniyorum. Mehmetçik,
dün olduğu gibi bugün
de hem dış hem de iç düş-
mana karşı güvenİik ve
huzurun teminabdır.*'
Baykal, Erdoğan'm muhalefete yönelik "Kan üzerinden siyaset yapıyorlar" sözlerine tepki gösterdi
'Başbakan kan komışmasm'
LEVENTGENCELIİ
BURSA-CHP Genel Başkanı De-
niz BaykaL Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın Diyarbakır gezisinde
yaptığı açıklamalanna tepki göste-
rerek Terör farkh kaynaklardan
besleniyor. Başbakan terörörgütünün
taleplerini önemseyerek, onlan mu-
hatap alarak, müzakere ederek yan-
uş vapıyor" dedi.
Partisinin Bursa il merkezini ziya-
retinde gazetecilerin sorulannı yanıt-
layan Baykal, terörle etnik sorunun
birbirine kanştınlmaması gerektiği-
ni vurguladı. CHP lideri, CHP'nin
1998 yılında hazırladığı bir raporda,
"Kürtsorunu"na değindiğini anım-
satarak şunlan söyledi:
"Biz birey sel hak ve özgüriükler, et-
nik Idmlik bağlamında sorumı orta-
ya koyduk. Herkes etnik Idmtiğini
• Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'm terör örgütünün taleplerini önemseyerek, onlan
muhatap alarak, müzakere ederek yanlış yaptığını belirten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
terörle etnik sorunun birbirine kanştınlmaması gerektiğini vurguladı.
açıklasm demiştik. 7 yıl önce hukuk
sisteminde bu sıkıntı varth. Bunun
devtete tehdit oluşturmadığuu ifade
etmiştik. Türidve'de arbk ldmsenin
etnik kimligini ifade etmesi yadırga-
nacak bir olay değildir, anadilini öğ-
renme garipsenecek bir olay değildir.
Müzik yapma, kitap-kaset çıkarma,
televizyonda istediği dilde konuşma
yadırganacak bir olay değildir. Bu iş
aşdmışor. Bu rapor onu söylüyordu."
Bugün etnik sorunla terörün bir-
birine kanştınldığını ifade eden Bay-
kal, "DemokratikilerJemesağlandı-
ğı halde terör sorunu ortadan kalk-
madL Terör farkh kaynaklardan bes-
leniyor. Onu büelim. Ona karşı özel
tedbir alahm. Ama bir insan hakkı
olarak da özgürlükleri vereKm" di-
ye konuştu. Baykal, Başbakan Erdo-
ğan'm etnik sorunu, terörün çözümü
açısından bir çare olarak gördüğünü
belirterek "Büyükyanhşyapryor. Hiç
alakası yoktur. Terör örgütünün bu
konudaki taleplerini önemseyerek,
onlan muhatap alarak, müzakere
ederek terör sorununu kontrol ede-
cegini sanryor. Onlarla bu temasa yö-
neldiği anda ne terör ne de etnik so-
runla flgili doğru bir çizgide durma-
yı başanyor" diy e konuştu.
Terörün arkasında bir siyasi pro-
je olduğuna yönelik görüşünü yine-
leyen CHP lideri Baykal, şöyle de-
vam etti: "Demokratiklesme bazen
bahane bazen talep. Gereğini yapa-
hm. İnsan haklan, bireysel hak ve
özgüriükler çerçevesinde yapahm.
Ama bir etnik kesimi de\ letin rnuha-
tabı halnegeormeyeiinL Etnikkesim-
leridevletle karşıhkh pazarhk yapar
Doktaya getinneyefirn. Dikkat edflme-
si gereken nokta budur."
'Mayınlan önleyüT
Baykal, Başbakan Erdoğan'ın mu-
halefeti "Kan üzerinden siyaset ya-
pıyorlar* diye suçladığına dair bir so-
ruya da, "Bir başbakanın ağzmdan
da kan sözleri yakışmryor. Başbakan
kan konuşmasın, kan akışını önle-
sin. Kan akışmı önlemek için yap-
ması gereken şey leri. CHP ona uzun
süreden beri sövlüvor. Bu konudaki
eksiklerini, zaaflarmı söyKiyor. Baş-
bakan patlayan maymlar komısun-
da önemH adımlar atmah. En büyük
sorun yoDarm asfalüanmasL YoDarm
asfaltianmasu mayın döşeme konu-
sunu engeUrvor" yanıtını verdi.
1 Mart tezkeresinin CHP sayesin-
de engellendiğini anımsatan Bay-
kal, şunlan söyledi: "CHP,birtekin-
sannnızm, bir tek vatandaşmuzın da-
hi burnu kanamasm diye büyük bir
sorumluluk geüştirdL Türkiye'yi ba-
takhktan kurtardL Eğer biz, kan üze-
rinden siyaset yapsaydık, Başbakan
o koltukta oruramazdL Başbakan, o
kadar büyükhatalaryapıyorki Tür-
kiye'yi Irak'a sokacak, yabancı kuv-
vetleri Türkiye'ye yerteştirecekti. Biz
sadece Türldye'yi değil, Türkiye'de
iktidan da bir büyükfelakete sürük-
lenmekten bilerek ankoyduk. Bizim
anlayişumzın gereğini yapük."
CHP'LI TOPUZ:
'Erdoğan
aydınları
kullandı
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Grup Başkanvekili Ali Topuz. Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'm Diyarbakır gezisı
öncesinde görüştüğü aydınlan
"kuUandığuu" öne sürdü. Topuz, "Aydınlar
şirndi bana kızacaklar ama kuDanıldıklaruu
bir süre sonra anlayacaklardır" dedi.
Topuz, aynca "AB ülkeieri korkarun bü-
süre sonra Başbakan'dan Güneydoğu'ya
özerklik' ve 'Kürtlerle masaya oturun'
taleplerini önümüze süreceklerdir'
1
görüşünü dile getirdı.
CHP Grup Başkanvekili Topuz, dün
parlamentoda gazetecilerle sohbet etti.
Erdoğan'm Diyarbakır gezisi öncesi ve
sonrasındaki bazı gelişmeler anımsatılarak
"CHP politikasuıda bir değişiklik mi var"
sorusunun yöneltilmesi üzerine Topuz, "Bu
konuda kesinlikle bir değişüdik söz konusu
değfl" dedi. Başbakan Erdoğan'ın gezi
öncesinde aydınlarla görüşerek yeni bir
gündem oluşturduğunu vurgulayan Topuz,
daha önce 4 kez iptal edilen gezinin
PKK'nin terörü yeniden canlandırmaya
başladığı bir dönemde gerçekleştirildiğine
dikkat çekti. Topuz, şu görüşleri dile
getirdı: "Başbakan'ın gezi öncesinde yapoğı
görüşme ve gezi sırasında söykdüderinin
tam tersini daha önceki
değerlendirmelerinde buunak mümkün.
Biz, Başbakan'ın bu zikzaklanna auşığız.
Konu çıpiak olarak şudur: Başbakan 4 kez
ertelediği bir gezi önesinde ürperiyur ve
korkuyor. Başbakan, bu korkulan nasıl
yenerim diye çare ararken ündadına
aydınlar yetişti. Başbakan ay dınlann
randevusunu kabul etti ve görüştü.
Başbakan bu 12 aydını kuttanmışür, bu 12
aydın kullanıldıklanru bir süre sonra
anlayacaklardır. Terörün yeniden
urmanmaya başladığı bir dönemde,
Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı resmi
poütikanın dışında sözde insan hakkı ve
demokrasi görünrüsü ve o geziyi kurtarmak
için bu görüşmeyi yapmışör.''
CHP Grup Başkanvekil Topuz,
Diyarbakır gezısine AB çevrelerinden
olumlu tepkiler geldiğini ve 3 Ekim
öncesinde yapay bir rahatlama sağlandığını
vurgularken de, "Bu npkı, AB ile Kıbns
konusunun bir ilgisi yoktur, söyiemine
benziyor. Bu sözlerden sonra neler yapıldığı
ortada. AB ülkeieri korkarun bir süre sonra
'Güneydoğu'ya özerklik' ve 'Kürtlerle
masaya oturun' taleplerini önümüze
süreceklerdir'' görüşünü dile getirdi.
Büyükanıt:
Geleceği
biz çizmeliyiz
Ege Ordu Komutanı Orgeneral Koşaner, görevini Orgeneral Tuncel'e de\rettL Torene,
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt da törenine kanldL (Fotoğraf: AA)
HAKANDİRİK
İZMİR - Kara Kuv\etleri
Komutanı Orgeneral Yaşar
Büyükanıt, ABD'nın Büyük
Ortadoğu Projesi'nm (BOP).
dünyadaki dönüşüm sürecı-
nin bir parçası olduğunu be-
lirterek "ÖnemB olan bu sü-
rece Türkiye'nin nasıl katkı-
da buhınacagu nasıl y önete-
ceğidir. GeleceğL yahiız baş-
kalan değil, bizim de çizme-
miz, görmemiz lazun" dedi.
Ege Ordusu Komutanlı-
ğı'ndaki de\ir teslim töreni-
ne katılan Orgeneral Büyüka-
nıt, ABD- Iran ilişkileri ve
BOP'la ilgili sorulan, Peter
Druckerın "Gdeceği tahmin
etmenin en güzel yolu, onu
yaratmaknr" sözüne atıfta
bulunarakyanıtladı. BOP'un
sempozyum konusu olabile-
cek genişlikte ve "hassas"
bir konu olduğunu dile geti-
ren Orgeneral Büyükanıt, söz-
lerini şöyle sürdürdü: "Bu
kadar hassas bir konuda bir
iki cümleyle açıklama yap-
mak mümkün değiL Ama şu-
nu söyleyebüîrim. Tüm dün-
yada bir dönüşüm var. Buna
çeşnüisimlertakryorlar. BOP
diyorlar. Değişik isimler söy-
iüyorlar. Dunyada, başta Or-
tadoğu olmak üzere bir dönü-
şüm süreci yaşamyor. Onem-
ti olan bu sürece Türkiye'nin
nasıl katkıda bulunacağı, na-
sılyönetecegidir. Geleceği, yal-
nız başkalan değiL bizim de
çizmemiz, görmemiz lazım.
Drucker'uı bir sözü \ar:' Ge-
leceği tahmın etmenin en gü-
zel yolu, onu yaratmaktır.'
Geleceği nasıl tahmin ediyor-
sanız. eğer onu şinıdiden ya-
ratabüiyorsanız, başanh ohır-
sunuz."
Kalabalık bir davetlı toplu-
luğunun kaüldığı törende, Ge-
nelkurmay 2. Başkanlığı'na
atanan Ege Ordu Komutanı
Orgeneral Işık Koşaner, gö-
revini Orgeneral Fethi Tün-
cel'e devTetti. Tuncel, yaptığı
konuşmada, Atatürk ilke ve
devrimleri doğrultusunda, ça-
ğm gerektirdigi vizyona sahip,
de\letin bölünmez bütünlüğü
uğruna her türlü fedakârlığı
yapmaya hazır birlikler yetiş-
tireceklerini söyledi.
CHP'nin Güneydoğulu vekilleri genel afifın çözüme katkı sağlayacağı görüşünde
6
Once sorunun adı konulmah'
A.NKARA (ANKA) - CHP'nm
Güneydoğulu milletvekilleri, Baş-
bakan RecepTayyip Erdoğan'ın ay-
dınlarla yaptığı görüşme ve Diyar-
bakır'da dile getirdıği "Kürt soru-
nu"na ilişkin görüşlerini açıklar-
ken, sorunu inkâr etmenin çözüm-
süzlük getireceğini ifade ettıler.
"CHP dahil herkesin bu ülkenin
birliği, tekliği \e üniter de\1et yapı-
sını boznıadan demokratikleşme-
sine, modernleşmesine gelişimine
katkı sağlamak istediğine" vurgu
yapan CHP Ağn MilleUekih Naci
Aslan, Kürt sorununun çözümünün
genel af olduğunu iddia ederek
"Başbakan yann basına desin Id,
'Evetbubanşın, bu kardeşliğm ve
Kürt halkının, Türk halkırun anne-
lerinin ağlamaması için genel af
kaç ınılmazdır' desin, ben heykeüni
dikerim, eti ve ayağı öpülürn
dedi.
CHP Hakkâri Mılletvekılı Esat
Canan da, "Biz geçmişten beri ya-
şanan sorunun Kürt sorunu oldu-
ğunu isimlendirdik. Teşhis öyle kon-
du" diyerek, bunun için sorunun
demokratik yönden çözülmesi için
söz konusu raporu hazırladıklannı
söyledi. Canan, 1989 yılında yazı-
lan raporda da sorunun "Kürt so-
runu" olduğunu ve sorunun de-
mokratik yollarla çözülmesi için
görüş belirtildiğini vurguladı. Ca-
nan. " Var olan bir sorunu inkâr et-
mek de çözümsüzlüğe götürür. Her
Jdm çözüm yönünde gayret sarf
ederse destek vermeye hazınz. En
çok sıkmüyı bölge halkı çekmekte-
dir. Bu konu siyasetler üstü ele aun-
malıdır" dedi.
CHP Van Milletvekili Mehmet
Kartal ise, Türkiye'de birkaç aske-
ri darbe olduğunu, Güneydoğu'nun
30 yıla yakın Olağanüstü Hal'le yö-
netildiğini anımsatarak o dönemde
uygulanan yanlış ve şiddet uygula-
malan sonucu birçok aranan insa-
nın yurtdışına çıknğını belirtti. Ken-
disinin de Kürt asıllı bir Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu
vurgulayan Kartal, görüşlenru şöy-
le açıkladı: "Kürt sorununun tarîfi
de yoktur. Tarifınin içini boş
bırakıyotiar. tnkârcıhk bizi etki-tep-
ki durumuna getirdL Kaset yasak-
ü sonra serbest bıralaldı şimdi alan
dinleyen yok. Televizyon yajın
y apacakü o da göz boyamaea oldu.
Oysa habeıieri de Kürtçe versinler.
Necip Usta'mn yemek tarifleri de
Kürtçeverüsin. Ulkedeki bu sorun,
iy i niyetli yaklaşımla çözülebilir.
Sorun ne\se adı konulsun."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Ertuğrul Günay, deneyimli bir po-
litikacı. Askeri darbeterin hedefi olmuş
birsosyal demokrat. Görüşlerine ka-
tılsanız da katılmasanız da ülkemizin
sosyal demokrat hareketi içinde bir
yeri vardır. Son gelişmeler üzerine
dayanamamış ve düşüncelerini ifa-
de eden bir mektup kaleme almış.
Ahmet Güryüz Ketenci, SHP mil-
letvekili ve partinin genel sekreteri. 0
da deneyimli bir siyasetçi. O da ba-
şı derde girmiş bir sosyal demokrat.
O da son gelişmeler üzerine duygu-
lannı ifade etmiş. Her ikisi de değer
verdiğim dostlanm arasındadır. On-
lann mektup ve açıklamalarını sizler-
le paylaşmak istiyorum.
• • •
Ertuğrul Günay'ın mektubunun baş-
lığı, "Toplumsal Barışı llgilendiren
Konular Küçük Çekişmelere Malze-
me Yapılamaz!": "Ülkemiz, uzunca bir
süreden bu yana ulusal bütünlüğü-
müze ve toplumsal banşa kasteden
terör eylemlerinin acılannı yaşamak-
tadır. Terör, içerideki olumsuzluklar-
dan olduğu kadar, ülkemizin -dünya
Ertuğrul Günay ve Ahmet G. Ketenci Mektupları
ölçeğinde bir paylaşım alanına dö-
nüşen- coğrafyasının yarattığı ko-
şullardan da beslenmekte ve destek-
lenmektedir.
Insani kayıplann yanı sıra kalkınma-
mız ve gelişmemiz için gerekli önem-
li maddi kaynaklann da heba olma-
sına yol açan terör sorununun geri-
letilmesi ve yok edilmesi, günlükpo-
litika çekişmelerinin üzehnde tutul-
ması gereken büyük ve ulusal birhe-
deftir.
Bu hedefe vanlabilmesi için ödün-
süz ve özveriligüvenlik önlemlerinin
yanı sıra, her türlü sivil, demokratik,
ekonomik ve toplumsal gihşimin de
ihmal edilmemesinin önemi açıktır.
Çünkü terörü mahkûm ve giderek
yok etmenin kalıcı yolu, ülkemizin
bütününde ve özellikle sorunlu böl-
gelerimizde insanımızın güvenini,
dostluğunu ve desteğini kazanmak-
tan geçiyor.
Bu açıdan, Sayın Başbakan 'ın son
Diyarbakır gezisi öncesi ve esnasın-
da yaptığı girişim ve konuşmalann
günlük politika polemiklerine malze-
me edilmeye çalışılması, konunun
önemi ve ciddiyetiyle bağdaşmayan
birtutumdur.
Olkemiz.de, geçmişte sosyal de-
mokrat iddialartaşımış olan bir siya-
si partinin önde gelen sözcülerinin
söylenmemiş sözleri çarpıtarak, 'Ha-
ta yaptık, terörle mücadele etmeye-
cektik, dedi' gibi tahrifatlara kalkış-
ması, en basit deyimle uygunsuz ve
yakışıksızdır.
Türkiye'de 12 Eylül gerçeğini bi-
lenler, 80'liyıllarda yapılan yanlışla-
rın bugün karşılaştığımız bölücü ve
gerici tehditlerin oluşmasındaki pa-
yını ve ağır sorumluluğunu kabul
ederter. Bu nedenle 'yapılan hata-
lar' deyiminden neyin kastedildiği
açıktır.
Ûzüntü verici olan, ülkemizin ya-
şadığı sorunlardan ve sıkıntılardan
olduğu kadar, kendi partilerinin ya-
zılı belgelerinden de habersiz birta-
kım görevlilerin Türkiye'de sosyal
demokratpartilerin sözcülüğünü iş-
gal ediyor olmalarıdır.
Terör, demokratik hukuk devleti,
ulusal bütünlük ve toplumsal barışı
ilgilendiren konular, halktan umudu-
nu kesmiş birtakım yorgun politika-
cıların günlük hesaplar ve karanlık
beklentilerie istismanna terk edilme-
yecek kadar önemlidir."
•••
Ahmet Güryüz Ketenci'nin açıkla-
ması şöyle: "Kürt sorununun demok-
ratik bir biçimde çözülmesi, ülkemiz
için büyük bir kazanım olacaktır. Ne
varki, öncelikli olarak PKK önkoşul-
suz biçimde silah bırakmalı ve terör
eylemlerine son vermelidir. Türki-
ye'de Kürt sorununun demokratik
bir biçimde çözülmesi konusunda
oluşan duyarlılıkları önemsiyonız.
Sadece muhalefet yapmak adına,
solu ve politik dili kirleten anlamsız,
çözümsüz sığ anlayışı asla kabul et-
miyoruz.
Terörle mücadele konusunda de-
mokrasiden geri adım atılmamalıdır.
Ancak, teröre de hiçbir biçimde ta-
viz verilmemelidir. Terorizmin hiç kim-
seyeyaran olmamıştır. Gelecekte de
olmayacağı bilinmelidir. Bütün Tür-
kiye'yi terör konusunda açık ve net
tavır almaya, demokratik duyarlığı
ve mücadeleyiyükseltmeye çalışıyo-
ruz."
• • •
Solun, "Kürt sorunu" konusunda
geçmişte bugünle kıyaslandığında
dahaduyarlı olduğunu biliyoruz. Son
dönemde bu konuda aşırı milliyetçi-
liğin etkisi solu sessizleştirmişti. Gü-
nay ve Ketenci'nin tutumu, geçmiş-
teki çizginin yeniden gündeme gel-
mesi olarak da görülebilir. Bu konu,
hakaret ve önyargıların ötesinde, tah-
lilci bir bakış açısıyla yeniden masa-
ya yatırılmalıdır. Ucuz milliyetçi pole-
mikler pek bir işe yaramadı. Bundan
sonra da yaramayacak.