Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 AĞUSTOS 2005 PA2ARTESİ CUMHURİYET
JliJvUIlI.J1VA1 ekonomi@cumhuriyet.com.tr
2.5 milyon memuru temsil eden 11 işkolundaki yetkili memur sendikalan bugün masaya oturuyor
Hükümetle çetin görüşmeFIRATKOZOK
ANKARA - Hükümetle memur
konfederasyonlan arasında yaklaşık
2.5 milyon memuru ilgilendiren top-
lugörüşmeler bugün başhyor. Konfe-
derasyonlar görüşmelerde, memur
maaşlannda alt sınınn 900-950 YTL
olmasını isterken, hükümet yüzde 7.4
zam öngörüyor. Konfederasyonlar ay-
nca, toplugörüşme masasından grev-
li toplusözleşme hakkı alarak kalkmak
istiyor. KESK Genel Başkaru lsmail
Hakkı TombuL "Görüşmelerde mu-
hatabımız L\1F mi yoksa hükümet mi,
bunu göreceğjz" dedı.
Toplam 11 işkolunda yetkili memur
sendikalan ile yetkili konfederasyon,
bugün hükümetle toplugörüşme ma-
sasına oturacak. Görüşmelerin ilk tu-
rn.jMj.ER JLIJJLİkUÜÜL
Memur sendikalan, toplugörüşmclerie birttkte bugünden
itibaren eylemlerini de başlatacaklar. KESK, 8 EylüTe
kadar sürecek eylemlerini bugün saat 1030'da KoJej
Kavşağı'ndan başlatacak. Sendika üyeleri daha sonra
büdiri dağıtarak \ üksel Caddesi'ne yürüyecek. Heyet,
Başbakanhk'a gklecek. Gdrüşme bitene kadar caddede
bildirikr dağrtılacakAğustos ayı boyıınca hemen her gün
farklı bir noktada toplanacak olan Konfederasyon 8 Eylül
Persembe günü de Çankaya Belediyesi önünden Ziya
Gökalp Caddesindeki Eğitim-Sen 1 No'hı Şube önüne
yiirüyerek eylemlerini noktalayacak. Kamu-Sen ise
görüşmelerin başlamasryla birükte Sıhhrve'deki Abdi
Ipekçi ParkTnda "Toplugörüşme Takip ÇadırT kuracak.
-Her Şeyi Göze Aldık" başnkta eylemler düzenleyecek.
ru bugün saat 14.00"te Başbakanlık
Merkez Bina'da yapılacak.
En fazla yetkili sendıkaya sahip ol-
ması nedeniyle Türkıye Kamu-Sen
başkanlığında yürütülecek toplugö-
rüşmelerde, KESK ve Memur-Sen
konfederasyonlanmn temsilcileri de
hazır bulunacak. Toplugörüşmelen
hükümet adına Kamu tşveren Kurulu
yürütecek. Görüşmeler, kamu görev-
lileri için uygulanacak katsayı ve gös-
tergeler, aylık ve ücretler, her türlü zam
ve tazmınatlar, fazla çalışma ücretle-
ri, harcırah, ikramiye, lojman tazmına-
tı, doğum, ölüm ve aile yardımı öde-
nekleri gibi yardımlan kapsayacak.
Görüşmeler öncesinde, konfederas-
yonlann taleplerini ortaklaştırmak için
bir süredir yaptıklan görüşmeler bü-
yük oranda tamamlandı. Türkiye Ka-
mu-Sen \ e Memur-Sen, memur maaş-
larının yoksulluk sının olarak ifade et-
tiklen 880 YTUye çekılmesini istiyor.
KESK ise "temel ücret" dediği en dü-
şük memur maaşının 950 YTL'ye çı-
kanlması görüşündeki ısrannı sürdü-
rüyor. Sendikalann bu konudaki ortak
istemlerini 900 ya da 950 YTL olarak
netleştirmelen bekleniyor. Hükümet
ise memurlara yüzde 7.4 orarunda zam
öneriyor.
Konfederasyonlar, kamu çalışanla-
nna grevli toplusözleşme hakkının bir
an önce tanınması, farklı kurumlarda
aynı statüde çalışanlann maaşlarında-
ki farklılıklann giderilmesi, çalışma
koşullannın iyileştirilmesi, sendikal
faaliyetlerin önündeki engellerin kal-
dınlması, Kamu Personel Rejimi Ya-
sa Tasansı'nın bir an önce açıklanma-
sı konulannda ortak beklenti içerisin-
de bulunuyor.
Yasaya göre, görüşmelerin 15 gün
içinde sonuçlanması gerekiyor.
FİYAT AÇIKLANIYOR
Fındıkta 7 YTL
beklentisi
AHMETŞEFtK
TRABZON (Cumhuriyet) - Fındık
Tanm Satış Kooperatıflerı Bırlığı
(FKB) bugün fındık alım fiyatını açık-
layacak. Bu yılki ihracat sezonunda 1.5
milyar doların üzerinde dış satış ger-
çekleştirilen fındıkta zıraat odalan 7
milyon liranın üzerinde bir fiyat bekli-
yor. Üreticinin elindeki fındığı "iyi bir
rakama" alacaklarını belirten FKB
Yönetim Kurulu Başkanı SaKh Erdem,
"Bazı lobiler fiyab aşağı çekmek için
çaba harcıyor. Milyonlarca insanımızı
yakmdan ilgilendiren bu ürünün üze-
rindekimseninoynamasuıaizinvenne-
yeceğiz. Üreticinin memnun olacagı bir
fiyat açıklayacağız" dedı. Erdem, re-
koltenin 450-500 bın ton arasında ola-
cağını söyledi. Türkiye Ziraat Odalan
Başkanı Şemsi Bayraktar da fındık fi-
yatının 7 milyon liranın üzerinde ol-
ması gerektiğini ifade etti.
AFLATOKSÎN TARTIŞMASI
Ziraatçılar
tepkili
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı
îbrahim Yetkin. fındıkta gündeme ge-
tirilmeye çalışılan aflatoksin tartışma-
lannın fiyatlan düşük tutmak isteyen
çevrelerin maksatlı kampanyası oldu-
ğunu söyledi. Yeni sezon taban fiyat-
lannın açıklanacağı hafta Çek Currihu-
riyetı'nde aflatoksin gerekçesiyle 20
ton ftndığın geri çevrildiğini hatırlatan
Yetkin, "Geçen sezon Türkiye'den Av-
rupa Birüği pazanna tam 20 TLR dolu-
su fındık girdi \ e hiçbir sorun çıkmadL
Ciddibir findık aücısı bile olına> an Çek
Cumhuriyeti'nde bu olayın padak ver-
mesi ve bunun kamuoyuna yansıühş. bi-
çimi hayli düşündürücüdür" dedi.
FlSKOBİRLİK'ınyeni sezon fındık
fiyatını yann açıklayacağmı anımsa-
tan TZD Başkanı Yetkin, bu fiyatın ki-
lo başına 6 YTL olacağını düşündüğü-
nü belirtti.
Yüksek maliyetler, sanayiciden sonra tanm üreticisini de dışarda yatınma yöneltti
Yurtchsına sebze lıııli kurdular
Gürbüz Çapan, yenı proje
_ çerçevesinde. ayçiçeği
Kars'ta başlatılan projeyle çiftçi mısır ve ayçiçeğine yöneldi
Tanmda rota: Alternatif ürünEkonomi Senisi - Kars'ta, "Ükel
taruncıhğı sanayi tantncıhğuıa dö-
nüştürme" projesi kapsamında
çiftçiler, ayçiçeği ve mısır üretimi-
ne yöneldi. Arpa ve buğday ekimi-
ne göre verimlilığı yüksek olan ay-
çıçegı ve mısır ekimine yönelen
çiftçiler, ilk ürünlerini almaya baş-
ladı. Konu ile ılgili olarak Kars Ak-
yaka'da ekim yapılan ayçiçeği tar-
lalarında basın toplantısı düzenle-
yen projenin sahibi eski Esenyurt
Beledıye Başkam Gürbüz Çapan,
"Ben yalnızca daha ekonomik <A-
duğunu düşündüğüm için köylü-
lerden, ayçiçeği \e mısır ekmeterini
istedim. Tohumunu da. ileride tah-
sil edilmek üzere ben verdim. Faiz
falan almıyorum" dedi. Çapan,
projenin deneme amaçlı olmak
üzere bu yıl itibanyla Kars, Iğdır ve
Muş'ta başlatıldığını söyledi.
Çapan şöyle konuştu: "Ziraat
mühendisi arkadaşlanmızm da
'Bu bölgede ayçiçeği ve mısır ye-
tişir' şekUndeki önerilerini de dik-
kate alarak gerekli araştırmalan-
nuzı tamamladık. Köylüye tohum
ve gübre dağıtûk, ekimini yapür-
dık. sigortasını yapardık."
• Yurtdışında üretim
maliyetlerinin daha düşük
olduğuna dikkat çeken üreticiler.
Romanya ve Bulgaristan gibi
ülkelere yöneliyor.
YT'SUFÖZKAıN
tZMÎR-Türk tanmındayaşanan hız-
lı çöküşle birlikte, üretici çareyi yurtdı-
şına kaçışta buldu. Özellikle 2001 kri-
zinin ardından Romanya, Bulgaristan,
Özbekıstan gibi tanmı destekJeyen ül-
kelere yatınm yapan üreticiler, ışı bura-
larda sebze hali kurmaya dek götürdü-
ler. Özellikle pamuk, tütün. şekerpanca-
n gibi ürünlerde yaşanan çöküş sıkıntı
yaratırken, üretici yüksek üretim ve gir-
di maliyetlen nedeniyle yurtdışına yö-
neliyor. Konya Çumra'da geniş arazile-
ri bulunan Ramazan TUran. Türkiye'de
tanmdan para kazanma devrinin çok-
tan bittiğini belirterek, bu nedenle yak-
laşık 2 yıldır Romanya'da havuç, soğan,
fasulye. karpuz ve cipslik patates üret-
tiğini söylüyor. Hatay Ziraat Odası Baş-
kanı Celal Civekk, üreticinin yanlış ta-
nm politikalan sonucu özellikle Ro-
manya'ya yöneldiğini kaydederek "Bi-
zünküer orada karpuz bile ekti. Kendi
sebze hallerini kurdular" diye konuştu.
Trakya Çeltık Üreticileri Derneği
Başkam Dr. Gürsei Şimşekde yerli üre-
ticinin Bulgaristan'da yaklaşdc 10 bin
dönüm alanda üretim yaptığını vurgu-
layarak şöyle konuştu: "Çeltikçiler,
Türkiye'de maJiyetierin çok arttığı dö-
nemde Bulgaristan'a kaçtüar. Bizde bir
dönüm arazi kirası yıllık 200 mihon.
Bulgaristan'da ise 20 mihon lira. Ma-
zot burada 2 mihon lira, yanı başımız-
da 700 bin lira."'
Üreticilerden uyarı ÖMERŞAN
Kaçak
çaya
dikkat
RİZE - Çay Sanayicisi îşadamlan
Derneği (ÇAYSÎAD) tüketicilen kaçak
çay konusunda uyardı. ÇAYSİAD Yö-
netim Kurulu Başkanı Rahmi Cstün, ge-
milere \iiklenmis 40 bin ton çayın çeşit-
li limarilardan Türkiye'ye sokuknaya ça-
lışıldığı duyumlannı aldıklannı söyledi.
Çay tüketiminde dünyada ilk 5 ülke ara-
sında yer alan Türkiye'ye, daha ucuz ol-
duğu ıçın yurtdışından kaçak çay getir-
me ginşımlerinin yülardır de\am ettiği-
m belirten Üstün, "Gemilere vüklenmiş
vaklaşık 100 mihon dolar değerinde 40
bin ton çayın limanlardan \eya açıktan
motorlara boşaltma yapılarak Türki-
ye'ye sokulacagını öğrendik" dedi.
Üstün şöyle konuştu: "Bu kadar bü-
yük miktarda çayın ülkeye ginnesi sek-
tordekrizyaratacaktır.Kaçakyollarlaül-
keye gümrüksüz girecek bu çaylar nede-
niyteyaklaşık 145 milyon dolarvergi kay-
bı meydanagelecektir. Bu nedenle herke-
a duyartave dikkatliolmayaçağımonız."
Öte yandan Saadet Partısı (SP) Rize II
Başkanı Hasan Uzun da kaçak çaya göz
yumularak terör örgütlerinin beslendiği-
ni iddia ederek kaçak çay konusunda
yetkilileri ve hükümeti uyardı.
TEIVM 0216 340 74 44-45
PD3OT-16
Dizel Komatsu
KOMAfol
AINKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Sermaye Demokrasisi
Geçen günlerde, tarihe geçecek bir açıkla-
ma yapan Başbakan, "özelleştirmeye karşı
çıkmak demokrasiye karşı çıkmaktır" diyor.
Bu sözler, hükümetin, özelleştirme ve demok-
rasiyi kavramada ne kadar sığ ve sınıriı kaldı-
ğının yeni bir kanıtıdır.
Başbakan, bu sözleriyle, temelden yanlış
yapıyor; demokrasinin ve özelleştirmenin ne
tür birikimlerin, nicel ve nitel evrimlerin bir so-
nucu olduğunu, yani, tarihsel gelişimini göz
ardı ediyor. Eski çağların deneyimleri biryana,
çağdaş demokrasinin en azından iki yüzyıllık
bir gelişme dönemi van özelleştirme ise son
15-20 yılın uygulamasıdır. Biri, kapitalizmin
"doğum"yıllannın oluşumudur, ikincisiyse, iki
yüz yıllık ömrünün.
Daha da önemlisi, özelleştirme, üretim araç-
ları anlamındaki sermayenin bir bölümünün
mülkiyetinin kamusal olmaktan çıkanlması ve
özel ellere geçmesidir. öyle bir sürecin, de-
mokrasinin gelişmesinde doğrudan ya da do-
laylı bir etkisinden söz edilemez. Tam tersine,
üretim araçlannın sınıriı bir bölümünün toplu-
ma ait olmasının, demokrasinin gelişip güçlen-
mesine büyük katkıları olacağı kolayca öne
sürülebilir.
Nasıl mı?
Demokrasi, ınsan hak ve özgürlüklerinin, si-
yasal ve ekonomik düzlemde gelişmesi ve ile-
ri noktalarataşınması ve kurumlaşmasıdır. De-
mokrasinin işlerliğı, bireyin yalnız hak sahibi ol-
duğunun kâğıt üzerine yazılmasıyla değil, bu
hakların, ekonomik olanaklarla ıçınin doldu-
rulmasıyla sağlabilir. Böyle olunca da, çalışma
hakkı, geçimini sağlayacak belli bir en az ge-
lir hakkı, barınma, işyerinde çıkannı korumak
için örgütlenme hakkı, kadın ve erkeğin her
alanda eşıtliğı, eğitim, sağlık ve giderek sağ-
lıklı bir çevre haklarından herkesin yararlana-
bilmesi, sağlıklı bir demokrasinin, olmazsaol-
maz önkoşullarıdır; kısaca temelleridir. Eğer
bu temellerin oluşması için mal ve hizmet üre-
timinde kullanılan kimi araçların mülkiyetinin
kamusal olması gerekiyorsa, toplum, seçimi-
ni o yönde yapmalıdır.
Başbakan'ın demokrasi anlayışında, hak ve
özgürlüklerin bu ekonomik içeriğinin kırıntısı
bile bulunmuyor.
Sermayenin özgüriük istemi, ünlü "Bırakınız
geçsinler, bırakınız yapsınlar" sözlerinde so-
mutlaşır. Türkiye'de, sermayenin bu özlemini
sınırlayan "engellervarsa" Başbakan'ın göre-
vi o engelleri ortadan kaldırmaktır. PETKİM,
TÜPRAŞ, ERDEMİR, Seydışehir Alüminyum,
THY, Ziraat Bankası'nın mülkiyetinin bir bölü-
münün kamunun elinde olması, bu ülkede,
sermayenin özgürlüğüne engel değildir. Tersi-
ne, bu tür kuruluşlar, özel sermaye birikimine
çok büyük katkılar yapmışlardır ve yapmakta-
dırlar.
Sorun, Başbakan'ın demokrasi anlayışında;
o anlayışta, çalışanlann hangi ekonomik hak-
larının yer ettiğindedir. Başbakan, özgüriük de-
nilince, yalnızca "gırişim" özgürlüğünün sınır-
sızlığını anlıyor. Bu anlayışta, sermayesi olma-
yanların, olanağı bulunmayanların, aç ve yok-
sulların, ışsizlerin haklanna; kısaca çalışma
hakkına da çalışanlann haklanna da yer yok-
tur. Bunlar olmayınca, gerıye sermayenin de-
mokrasisi kalıyor.
Belki daha genel bir demokratik kırılganlık,
Başbakan'ın, ülkemizde olduğu kadarıyla bi-
le, yargı bağımsızlığı, yasamanın denetim gö-
revi ve yürütme gücünün sınıriı olması gerek-
tiği; üniversite özerkliği; özgür basın-yayın gi-
bi, demokrasinin "giriş" ilkelerine de aşırı öl-
çüde duyarsız kalıyor; giderek kimi zaman
bunlan gereksiz bulduğu izlenimini veriyor ol-
masıdır. Ve Türkiye demokrasisi, bu anlayışın
kısırdöngüsünün tıkanıklığına doğru gidiyor.
yakupkepenek06@hotmail.com
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
ergin.yildizogluagmail.com
Geçen hafta ekonomik, jeopolitik ve ekolojik ge-
lişmelerte ilgili habeıier çok büyük bir hızla "ısınma-
ya" başladığımızı gösteriyor. Ne yazık ki uygarlığı-
mız bu ısınmaları durdurmakta tümüyle yetersiz.
Kısacası durum çok kötü, özellikle ekolojik açıdan
67 dolar ve çıkmaya devam...
Petrolün varil fıyatı iki yıl önce 30 dolar civann-
daydı. Yıl başından bu yana yüzde 50 artarak ge-
çen hafta 67 doları geçti. Paris'teki Societe Gene-
ral'de üst düzey petrol analisti Deborah White, va-
ril fıyatının bu yılın sonuna kadar 70 doları mutla-
ka zorlayacagını savunurken Londra Deustch
Bank'tan Micheal Lewis. varil fiyatının 75 doların
üzerine çıkma olasılığının ocakta yüzde 5'ten şu
günlerde yüzde 30'a tırmandığına dikkat çekti (Fi-
nancial Times 13/08).
Petrolün varil fiyatının bir haftada beş kez rekor
kırmasının arkasında, daha önce de değindiğimiz
gibi bir uzun dönemli yapısal etkenler, bir de bu
günkü konjonktüre ilişkin kısa dönemli geçici et-
kenler yatıyor. Yapısal etkenler, petrolün sınıriı bir
kaynak olmasıyla, son yıllarda en büyük üreticile-
rin kuyulanndaüretimlerinin hızla "tepe noktasına"
yaklaşmakta olmasına karşın Hindistan ve Çin gi-
bi büyük ekonomilerin enerji talebinin beklenenden
daha büyük bir hızla artmaya başlamasıyla ilgili.
Uluslararası Enerji Ajansı'nın verilerine göre, ha-
len petrolün arzı gunde 84.13 milyon varil iken ta-
lep 84.28 milyon varıle ulaştı (Reuters. 11 /08). Dün-
ya petrol sanayiınde OPEC dışında, bu açığı ka-
patacak kapasite fazlası yok. OPEC'de ise yalnız-
ca Suudi Arabistan'da 1-1.5 milyon varillik bir faz-
la kapasite var. Ancak burada da iki sorun söz ko-
nusu: Birincisi bu kapasite ağır, rafine edilmesi da-
ha masraflı petrolden oluşuyor, ikincisi de Suudi
Arabistan dahil tüm OPEC üyeleri zaten resmi ko-
taların üzerinde üretim yapıyorlar. Hareket alanla-
n sanılandan çok daha dar. Fazla kapasitenin ger-
çek boyutlan belirsiz.
Birçok analist, ömeğin Cambridge Energy Re-
search Associates'dan Deniel Yergin, 2010 yılına
kadar 16 milyon varillik ek kapasitenin piyasaya çı-
kacağına inanıyor (The Economist 13/08). Ancak
Metthevv Simmons dahil birçok başka analist bu
beklentiyi çok iyimser buluyoıiar (VVashington Post
04/08). Nitekim son yıllarda büyük çaplı olarak pet-
rol piyasalarına giren Heç edilmiş fonlar gelecek-
te arz talep dengesinin daha da bozulacağı bek-
lentisiyle spekülasyon yapmaya, fıyatları da yuka-
n itmeye devam ediyor (Reuters 13/08).
Kısa dönemli etkenlere gelince, geçen hafta, iki
orta dönemli etkenın kısadöneme damgalannı vur-
duklan görüldü: Global rafıneri kapasitesi yetersiz-
liği sorunu Amerika'daki BP'nin Texas, ConocoP-
hillips Wood River rafinerilerindeki anzalardan do-
layı üretim aksamasıyla devreye girdi ve fiyatlan
yukarı itti; Ortadoğu'daki jeopolitik gerginlikler
Iran'ın nükleer yakıt programına yeniden başlama-
sıyla yeniden tırmanmaya başladı. Irak'ın, 15 Ağus-
tos'ta tamamlanması gereken anayasa sürecine
bağlı olarak hızla parçalanmaya doğru ileriemeye
devam ediyor olması da piyasalarda endişe yara-
tan bir diğer etken.
iran tutumunu sertleştirdi
Geçen pazartesi ABD'de Bush yönetiminin İran
konusunda giderek sertleşmeye başladığına de-
Hızla Isınıyoruz
ğinmiştim. 8 Ağustos'ta iran AB'nin sunduğu uz-
laşma önerisini ret ederek Isfahan yakınlanndaki
nükleer santralda Uluslararası Atomik Enerji
Ajansı'nın (IAEA) taktığı kilitleri sökerek çalışma-
ları yeniden başlattı. Iran'ın, Ajans'ın koyduğu de-
netleme kameralannın gözetimi altında üretime de-
vam edeceğini, niyetinin silah yapmak olmadığını
söylemesine karsın Ajans acil bir toplantı yaparak
gelişmeyi "endişeyle karşıladığını" açıkladı. Ulus-
lararası anlaşmalar kapsamında, yakıt üretmeye
hakkı olduğunu savunan Iran'ın, Avrupa'yla süren
pazarlıklardaki başgörüşmecisi Hasan Rohani'yi
de, uzlaşma yanlısı olmayan yeni devlet başkanı
Ahmedinecat'a yakınlığıyla bilinen Ali Laricani
ile degiştirmesi de bir sertleşme eğilimi olarak al-
gılandı. Böylece ABD'nin Ortadoğu'daki üçüncü
büyük petrol ve gaz üreticisi Iran'a yönelik bir sal-
dın olasılığı arttı. Diğer taraftan, İran Focus'ün bil-
dirdiğine göre, Iran'ın Kürt bölgelerinde hazirandan
bu yana giderek artan gerginlikler geçen hafta
Kamyaran, Mahabat, Sakkez, Bukan, Dehgolan
ve Gorveh kentlerini de etkileyerek yoğunlaştı
(10/08). Benzer bir hareketlenmenin Suriye'de de
gözlenmesi, bu gelişmelerin Kuzey Irak'taki gergin-
liğin komşu ülkelerdeki Kürt bölgelerini, (birçok
gözlemciye göre ABD'nin bölge stratejisinin uzan-
tısı olarak) etkilemeye başladığını düşündürüyor.
Süreç devam ettiği takdirde, İran ve Suriye'yi ve gi-
derek Türkiye'yi de içine çekerek bölgesel istikrar-
sızlığı bir patlama noktasına getirebilir
Ve en büyük tehlike
Batı Sibirya'daki Tomsk Devlet ÜniversıtesT nden
Sergei Kirpotin ile Oxford Üniversitesi'nden Ju-
dith Marquand'ın New Scientist dergisinde aktar-
dıklanna göre, Sibirya'da, Almanya ve Fransa'nın
toplamından daha büyük bir alanı kaplayan donuk
bataklık erimeye başlamış. Bu erimeyi durduımak
olanaksız, dolayısıyla bu bataklıktaki metan gaz-
larının yakın bir gelecekte havaya karışmaya baş-
lamasını da... Bu bulgu, küresel ısınma sürecinde
bir dönüm noktası olarak en çok korkulan fasit da-
irelerden birinin oluşmaya başladığını gösteriyor:
tsınma bataklıklardaki, karbon dioksitten 20 kez
daha etkili metan gazının serbest kalacağı bir nok-
taya kadar yükselirse, serbest kalan metan gazla-
n ısınmayı daha da hızlandıracak, böyle birbirini
besleyen, durdurulması olanaksız bir süreç başla-
yacaktı.
Ancak bu nokta teorik bir olasılıktı, şimdilik uzak
bir geleceğe ait olduğu düşünülüyordu. Sibirya'da-
ki bataklığın enmeye başlaması bu noktaya sanı-
landan çok daha önce gelindiğini gösteriyor.
Kirpotin ve Marquand'ın bulguları, iklim değişik-
likleriyle ilgili uzmanlar arasında büyük kaygı yarat-
tı. Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası Panel
(BMHAP) araştırmalan, önümüzdeki 100 yıl içinde
dünyanın ısısınm 1.4 ila 5.8 derece artabileceğini
öngörüyordu. Geçmişte 6 derecelik bir artış, dün-
yadaki canlılann büyük kısmını yok etmiş, dinozor-
lann sonunu getirmişti. Şimdi, uzmanlara göre,
BMHAP'nin yalnızca karbon dioksit kirienmesini
temel alarak yaptığı bu öngörülerin yukarı doğru
yeniden hesaplanması gerekiyor. East Anglia Üni-
versitesi'nden ıklim değişikliği çalışmaları uzmanı
Dr. Vıner'e göre bu çok önemli bir gelişme. Birin-
cisi permafrost idonuk bataklıklar vb..) bir kez eri-
meye başladığında bunlan yeniden dondurmak
olanaksız. ikincısi, metan gazının yapacağı tahri-
batı henüz tam olarak bilemiyoruz (The Guardian
13/08).
Ekonomik, jeopolitik "ısınmalar" insan iradesi-
ne bağlı, gereken çaba gösterildiği taktirde, geri-
ye çevrilebilecek olgular. Ancak Sibirya'dan gelen
bu ekolojik bulgu, küresel ısınma sürecinde dönül-
mez noktaya gelindiğini ve insan iradesini aşan bir
durumla karşı Karşıya olduğumuzu gösteriyor.