17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE ROPORTAJ Ekonomisi petrol ve doğalgaz üzerine kurulu Azerbaycan'da işsizlik önemli bir soran Bakû'da bir pazar yeri. Yerei kıyafetieriyie Azeri ktzlan. Bakû'nun binalan bakunh, sokaklan daıu. 'Karaaltın'ınkalbi:Bakû Rusya AZERBAYCAN Iran \ • Azerbaycan'da Sovyet döneminin etkilerini her alanda görmek mümkün. Bunun yanında Azeri kültürü de kendini gösteriyor. Bakû, yoğun göç alan bir kent. Özellikle Karabağ'dan gelen Azeriler hayli fazla. Hal böyle olunca işsizlik de doğal olarak önemli bir sorun. Erkek nüfusun bir kısmı Moskova'ya ve diğer Rus kentlerine çalışmaya gidiyor. ÖZLEM YÜZAK BAKÛ - "Kara altuı"ın tam kalbindeyiz... Bakû'ya doğru ılerhyoruz. AlabıJdiğuıe ge- nış bir bozkır düşünün. Her tarafi inlı ufaklı petrol kuyulan ve rafüıenlerle bezeh. Ara sı- ra gördüğümüz bir avuç yeşıllığın arasına ser- pıştinlmiş koyu renkii gölervan bınkıntüer... Kent merkezıne doğru yaklaştıkça Azerılerin deyışıyle "neftquyu]an",yenniyüksekbina- lara, geniş ve bakunlı caddelere bırakıyor. Ve neredeyse her adım başı karşımıza dıkilen Azerbaycan'ın eskı cumhurbaşkanı merhum "Haydar Afiyev" posterlenne... Topu topu ıkı günlük küçücük birgea Azer- baycan'ın başkenti Bakû'ya yaptığımız. Do- layısıyla dört dörtlük bir ızienım yazma ola- nağımız yok. Olsa olsa "havayı şöyle bir kok- tama" denir yaptığımıza... AşİNA OLDUCUMUZ BİR ULKE * Yabancı bir ülke ama vabancıhk çekflme- yen bir yer" diye tanımlamak mumkün Ba- kû 'yu. Her şeyden önce aşına olduğumuz bir lısan Azeri Türkçesı. Her ne kadar kımı za- man anlamakta zorlansak ya da tanıdık söz- cüklerin kullanıldığı yerler fârklı olduğu için yanlış anladığımız durumJar olsa da... Örne- ğın bizim bildiğimiz kra\ r at, onlann dilinde ya- tak (qıravat). Sümük ise kemik anlamında. Bızım argo olarak nitelendirdiğimiz "Haydi götür". onlarda "Buyrun yeyin" demek. Bakû'ya halk arasında "külekler şeheri" yanı "rüzgârlar şehri" dıyorlar. Kimi semt- len dev ınşaat şantıyesını andınyor. Savaş- tan kalma, bakımsız bınalar arasında modern mımanler, gökdelenler yükselryor, Zaten bi- nalar da "Sovyet işi" ve "Türkişi" diye ıkiye aynlıyor. Anlayacağınız, bizım müteahhitle- rin ışi orada iyi. Sovyet döneminin etkilerini her alanda görmek mümkün. Ancak bunun ya- nında Azeri kültürü de kendını göstenyor. ' YüZYILIN ANLAŞMASI' Göç alan bir kent Bakû. Özellikle Kara- bağ'dan gelen Azeriler hayli fazla. Hal böyle olunca işsizlik de doğal olarak önemli bir so- run. Erkek nüfusun bir kısmı Moskova'ya ve diğer Rus kentlerine çalışmaya gidiyor. Azer- baycan'da toplum nüfus 8.5 ırnlyon. Bunun 3.5 milyonu Bakû'da. Ancak Azenlenn önemli bir kısmı komşu ülkelerde. Iran'da yaşayan Aze- nlenn sayısı 35 milyon, Irak'ta ise 8 milyon. Bır döneme damgasmı vuran tpek Yolu üze- rinde bulunan Azerbaycan'da ekonomi sizJe- rin de tahmin edeceği gibi petrol ve doğalgaz üzerine kurulu. Azerbaycan bağımsızlığını kazandığı 1991 'den itibaren yeni bir döneme girdi. 1994 sonunda petrol alanlannın işletil- mesiyle ügili olarak uluslararası petrol şir- ketleriyle "yüzyıhn anlaşması" diye tanımla- nan brr anlaşma imzaladı. Buna göre önü- müzdeki 20 yıl içinde petrolden 60 milyar dolar gehr bekJenıyor. 15 ülkeden 30 büyük petrol şirketi ışın içinde. Aslan payı ise îngil- tere ve ABD'nin. Zaten Azerbaycan'a gelen yabancı dağılunına da bakıldığında gelenle- rin çoğu Ingiliz ve ABD'lı şirketlerüı yetki- lileri. Anlayacağınız, potansiyel olmasına kar- şın turizmde henüz ciddi adımlar yok. Ülkede belki de en dikkati çeken unsur eği- tımlı bir toplum olması. Zaten zorunlu eğitim 11 yıl. Özelhkle kız çocuklannın iyı eğitim almasına önem venyorlar. 2 hatta 3 üniversi- te bıtirmek olağan karşılanıyor. KadınJann hemen hepsinin başı açık. Azerbaycan'a yer- leşen konuşfuğumuz Türk bir hanım, "Esld- den türbanlı birinin sokakta yürümesi bile ah- şılnuşın dışında bir görünrüydü. Ne yaok Id Türkrye'den kimi tarikatlar buraya da el at- maya başjadı" diye anlatıyor. Hazar Denizi Bakü a Bakû'ya doğru geürken her taraf petrol kuyulan ve rafınerilerk dolu.- Farklı kültürlerin buluşma noktası...1 zerbaytan gezisinin en Ugiçekki mekân- n lanndan biriBakû 'ya 30kilometre uzak- IA lıktaki "Ateşgâh ", yani bir Zerdüşt ta- £ \ pmağu 1713 'te yapûdığı ve 1883 'e ka- dar ibadete açık olduğu biliniyor. Ken- dini ateşe dahayakm hissetmek isteyen ki- şi, ellerinikelepçele- yip alanda ateş olan taşlann üzerindeya- tıyor. Bedeni ağır ağır yanıyor, ancak acı çekse deelleri ke- lepçeli olduğu için vazgeçemiyor. Taa ilkçağlardan başla- yan bu ilginç ateşe tapınmayöntemi da- ha ziyade Hintliler tarafından uygula- nıyor. Ateşgâh 'ın içindeki odalardaABD'li uzmanlar tarafın- dan mumyalan yapılan Hintli Zerdiiştlerin yaşam tarzlan ilginçgörüntüler oluşturuyor. Büinenin aksine, Zerdüştlerateşe tapmaz- lar; sadece sevgi, incelik ve sıcaklık sembo- lü olarakgördükleri ateşıkutsal kabuleder- ler. Ateş olmasa bile Zerdüştler ışığın geldi- ğiyöne doğru dönerekdua ederier. Zerdüşt- ler için 3 kural var kısaca: Yaptıklann, söy- lediklerin ve düşündüklerin iyi olsun. ŞirvanşahlarSarayışehirmerkezinde. Gö- rünümü Osmanlı saraylanm andınyor. Ha- mam, türbe ve dhanhaneden oluşan birkül- liyeye sahip. Külliye içinde bulunan Seyit YahyaBaku\>itürbesiziyaretçilerinyvğun uğ- rakyerlerinden biri Şu sıralarDünya Ban- kası 'ndan alınan kredi ile kimiyeHerin res- torasyonu yapılıyor. Bakû 'ya geldiniz mi "Şehidler Xiya- banı "nı,yanişehitli- ği ziyaret etmezseniz asla olmaz. Biz dege- ziye önce eski Cum- hurbaşkanı Haydar Aliyev'in, eşiZarife Hanım 'ın, Ali- yev 'den önceki devlet adamı Elçibey'in me- zarlannın bulundu- ğu alanı ziyaret ile başlıyoruz. Aynı mekânda Azerbaycan 'a damgasmı vurmuş sanatçılar, yazarlar ve devlet adamlannın da mezarlan bulunuyor. Şimdi sıra Şehidler Xiyabanı 'nda. Bağım- sızlığını kazanmak için Rus tankerterinin önüne atılarakşehit olan, aralannda shil- lerin de olduğu kadın-erkek 1200 mezann önünden geçiyoruz. Ellerimizdekt karanfll- leri bırakarak. Alt kısımda ise 1918yılında Ermeniler ile savaşta Azerilerin yardımına koşan Türk askerlerinin mezan bulunuyor. Nobel Kardeşler'den Bakû-Ceyhan boru hattına Marco Phto, "Seyahafler" ad- hkıtabında, 1271- 1273 ta- rihJerinde ziyaret ettığı Kuzey Iran 'ı anlatırken "netPin, Bakû'da, o za- manın koşullanna göre tıcan bir öl- çekte işletılmekte olduğundan bah- seder ve Bakû'dakı bu tıcaretın bü- yüklüğünden ne kadar etkilenmış ol- duğunu kayda geçer. Günümüzden çok uzun yıllar önce, Bakû'nun ku- ru topraklanndan sızan, tutuşabılme özelliğine sahip bu ganpmadde, de- riden keselerle develere yüklenip tüm Kafkasya boyunca uzaklara ta- şınmaktaydı. PETROLÜN CÜCÜ Rus ordusuna tüfek yapımı için ceviz ağaçlan aramak üzere 1873 yı- lında Bakû'ya gelen Nobel Kardeş- ler, "neft"in, Hazar Denızı kıyısın- da ilkel yöntemlerle çıkanldığına şa- hit olur. Asıl geliş amaçlannı bir ke- nara bırakıp petrol işine gırerler. Ay- nı yıl, Rus Çan'ndan aldıklan üntı- yazla ilk rafinerilerini kurarak Ba- kû"daki petrol endüstrisine adım atan Isveçli Nobel Kardeşler, 1878'de Ha- zar Denizi'nde dünyanın ılk petrol tankerini (Zoroaster) hizmete alırlar, daha sonra kavnak sıkıntısından, ya- rım kalan Bakû-Batum demıryolu için finansman sağlayan Musevi asıl- lı FransızRotschild'lerde yıldızı par- layan bu sektöre girer. 1883 'te Bakû-Batum demiryolu- nun inşası tamamlandığında, Batum, dünyanın en önemli petrol limanla- nndan bırısı halıne gelır. Kafkas pet- rollerinin ele geçirilmesi sürecinde dönüm noktası sayılabilecek bu olay, Rusya petrol ihracatında büyük bir arrış döneminin de başlangıcı olur. Bölge, petrol rezervleri sebebiyle II. Dünya Savaşı "nın da odak nokta- lanndan biri haline geldi. AdolfHit- ler'in hedefleri arasında, Kafkas- ya'daki üç petrol merkezı, Maykop, Grozny ve Bakû yer almakta idı. Ha- zar'da büyük ölçeklı hıdrokarbon üretimi ve dünya pazarlanna taş.ın- ması konusu, So\yet güdümünden kurtulan yenı bağımsız devletlerin kendı ayaklan üzerınde durmaya ça- lıştıkları günümüze rastlamıştır. Ba- kû-Tiflıs-Ceyhan boru hattı, bu sü- rece hız kazandıran en önemli proje olarak tanımlanabilir. PERŞEMBE ORHAIV BURSALI AKP ve Radikal Uberaller Recep Tayyip Erdoğan, ordunun terfilerinin ka- rarlaştırıldığı Yüksek Askeri Şûra toplantılannda, üç gün de baştan sona hazır bulunan ilk başba- kan olarak tarihe geçti. Bazı askerlerin şeriatçı fa- aliyetlennden dolayı ordu ile ilişkisinin kesilmesi ka- rarını, beklendiği gibı onaylamadılar. Hemen arkasından, yardımcısı Mehmet Ali Şa- hin, hazırladıklan anayasa değişikliği paketinde ırticai faaliyetler nedeniyle ilişkisi kesilen askerte- re mahkeme yolunu açacaklarını ve gerekirse bu konuyu referanduma kadar götüreceklerini açık- ladı.. Bunu yaparlar mı? Üç yıldır YAŞ toplantılarına duydukları ilgi ve atı- lanlara çıktıkları desteğın sonucu olarak, artık bu adımı atma zamanının geldiğine inanıyor olabilir- ler. Acaba referandum konusunda gerçekten cid- diler mi? • • • Biraçıdan evet: Çünkü ordu, dinci siyasetin ezel- den beri hedefi. Ideolojileri gereği, bundan hiçbir zaman vazgeçemezler. Henüz dinci kadrolannı tek yerleştıremediklerı yer orası. Orduyu kendi politi- ka ve dınsel ınançlan doğrultusunda yönetmeye başladıklan zaman, "tam iktidar" olabileceklerini biliyorlar.. Orası, kendilerine karşı çok önemli bir baraj.. Aynca arkalannda tam bir liberal destek de var. uberaller ve özellikle birzamanlann solcusu ra- dikal lıberaller, gözü kapalı Avrupacılar ve hatta bir kısım Amerikancılar, AKP hükümeti ile orduya kar- şı sıkı bir ırtifak içindeler. Bu "Radikal Liberal" çevrelerin, bugünün Tür- kiye'sinde tek ve ana politıkalan, orduyu tama- men etkisiz hale getirmek ve saf dışı bırakmak. AKP'nin bu yolda attığı her adım, büyük bir alkış- la ve destekle karşılanıyor. AKP, hatta daha ileri adımlar atmaya teşvik edi- liyor. Bu çevrelerın diğer bir ayırt edici özelliği de "ulu- sal" sözcüğüne, "u/usa/"olana, ulusallıklailgili he- men her şeye büyük alerji duymaları. Radikal uberaller, "tekyoldevrim"c\ düşüncegi- bi, ulusallığa ve orduya karşı olmayı, tam bir ifrat noktasına tırmandırmış durumdalar. Onları hayat- tan ve ülkeden kopartan, tam da bu bilinçli uç ko- numları. Radikal uberaller bu tutumlanyla, aslında AKP iktıdarının siyasi ve ekonomık felsefesi ile de bü- yük bir uyum içindeler. AKP'nin bütün liberal eko- nomi politikalanna da destek çıkıyorlar. Böylesine "Büyük Uyum "un tarihte bir daha ger- çekleşmesi mümkün olabılır mı, bilmiyorum. AKP bu büyük uyumun rüzgârıyla istediği yere konabıleceğini düşünüyor da olabilir. Bunun bü- yük bir yanılgı içerebileceğini ise hiç düşünmeden. • • • Soruyu tekrarlayalım: Acaba AKP orduya karşı referanduma gitme ısteğinde ciddi mi? Bu soruya bir başka yanıt da verilebilir İktidar böyle birşeydir. Birazo koltuktaoturunca, her şe- ye muktedir olduğunuzu, her şeyi yapabileceğini- zi sanırsınız. "Bunca zaman iktidardayız, her adı- mı attık, şimdi de bu adımı atma zamanı, iktidar- da istediğimizı yapabileceğimizi gösterme zama- nı geldi" diye düşünürsünüz. Veya Mehmet Ali Şahın, belki de gerçekleştire- meyecekleri bir şeyin güç gösterisini yapıyori Bun- dan fayda umuyor olabilir. Çevreye, ülkeye, dev- lete, orduya karşı bu gözdağı politikasının getiri- leıi olabilir.. • • • AKP dinsel ticaretin partisi olarak sivriliyor.. Bu, Türkiye için büyük nsklerie dolu. AKP özel sektörde de dinciliğini ön plana çıkar- makta. Erdoğan'ın, türban ve imam hatip lıseleri konu- sundaki politikalannı eleştiren TÜSİAD'a, "Böyle demeyin, dikkat edin, yoksa size din düşmanı derler" sözünü tersınden okuduğunuzda, dinci sermayeye verdıği desteği ve onlara tanıdığı ayrı- calığı görürsünüz.. TUSİAD bu sözü nasıl algıladı acaba? Işsizliğin, sosyal ve toplumsal eşitsizliğin görül- memiş derecelerde tırmandınlması, gelir denge- sinin bozulması, yeraltı ekonomisinin giderek bü- yümesinin sonucu olarak (tabii ki iş dünyamızın bü- yük ihracat ginşkenlığini ve başarısını göz ardı et- meden!) elde edilen, ekonomideki balayı dönemi- nin sonuna ilişkin işaretlen mi gördü AKP yoksa? Ekonomide, klasik tıkanma süreçlerinin işaret- lerı, AKP'yi, dinsel ticarette daha cesur adımlar at- maya mı sürükler? obursalj@ cumhuriyet.com.tr Türk kacbn girişinıci \ T aileAksularbundan 4 yıl 1 > önce Bakû'ya yerleşme karan alan genç bir Türk ka- dın gınşımci. Kentin "tçeri Şeher" adı verilen eski bo- , lümünde açtığı Silk and Spi- • ce adındaki şirin restoran- da sohbet ediyoruz. Daha önce Türk Hava Yolla- n 'nda uzun yıllar çalıştığı- nı anlatıyor. Turizm ülke- de hâlâ çok bakir bir sek- tör olduğu için şanslı ol- duğunu ve zorlukla karşüaş- madığını anlatıyor. Naıle Hanım'ın eşi de Bakû'daki Hyatt Regency Otel' in yöne- tıcılennden bın. Silk and Spi- ce'ta Türkiye'den gerırttiği aş- çı, kentte ciddi bir ün kazanmış. Restoran daha çok kentteki yaban- cılara ve varlıklı Azerilere hizmet veriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle