22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
AĞUSTOS 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA I V İ J L j l . L J I \ kultur@cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE Tarihi kenti 'otomobile' karşı koruyan metro, New YprkTi OKTAY EKİNCİ in karayolculuğu yüzünden hep ertelendi rfp**^1 Önceki hafta New York Times'ta yayımlanan 'tstanbul metrosun- da arkeolojiktahribat'konuluha- berin ulusal basında da genış yer alması üzenne MımarlarOdasrnda yaptığımız ve kamuoyuna da açık- ladığımız değerlendırmeler "fark- lı yorumlar"la karşılandı... Tarihin bızım için de çok 'değer- li' olduğunu; ancak, Istanbul'un yıllardır 'metrosuz' bırakılmasın- daki "ABD kaynaklı demiryolu düşmanlığY'nı da sorgulamak ge- rektiğıni "New York Times'e anımsatma"yı yennde bulan ve kutlayanlara teşekkürler... Ne var kı bazılan ıse kültürel mı- rasımızı korumak ıçın yıllardır 'ke- sintisiz' sürdürdüğümüz çabalan kolayca unutarak, "metronun ar- keolojiye zararlarını önemseme- diğimizi"(!) sandılar.. Örneğin, ARKİTERA adlı mi- marlık sitesindekı açıklamamızla ilgili haber şöyle verilmişti: "Mi- marlar Odası tarafından yayım- lanan 'Marmaray Duyarlılığı Cze- rine' başlıklı kamuoyu duyuru- sunda tepki duyulan noktalar; haberdeki (New York Times) bil- gilerin doğruluğu-yanlışlığı ya da Istanbul gibi tarihi bir kentte metro yapılıp yapılmaması ile il- gili değil. Dünvaca ünlii bir gaze- tenin 'arkeolojınin korunması'na yönelik duyarlılığımıza katılma- sı, fakat 'ABD desteklı karayolu politikalan'nı da anımsamama- sı..." (Emine Merdim - 04 Ağustos 2005) Tarihi Istanbul'un öteden ben 'otomobilli ulaşım' uğruna açılan yollarla yok edilmesını belli kı 'önemsemeyen' ARKİTERA ya- zannın bu yorumu ile açıklamamız arasında hiçbir uyumun olmadığı- nı ise her ikisini de okuyan sayısız mımar 'neden?' sorusuyla birlikte belirttiler... Tarihin dostu: New York Times'a 'tarihsel ger- çekleri' de anımsatmanın ve bu gerçekler arasında 'ABD günahla- nnı' sorgulamanın, MARMARAY projesınde arkeoloji açısından ya- şanan 'risk'leri gözardı etmek an- lamına gelmediğini, ARKİTERA ve benzerlerinin 'neden anlama- dıkları' ayn bir yazı konusu... Ancak, gözden kaçırdıklan 'ev- rensel' gerçek ise dünyada tarihi dokulannı koruyabilen hemen tüm kentlerin, bunu 'metroları sayesin- de' gerçekleştirebildikleridir. O kadar ki Avrupa Kentsel Şar- tı'nda şu ifadeye yer verilmektedir: "Ya kent ya otomobil... 21. yüzyıl- da artık her ikisi bir arada ola- mayacağından, birine karar veri- lecek, diğerinden vazgeçilecek- tir..." Genelde metro ve özelde MAR- MARAY, işte bu uygarlık karann- da kentten değil 'otomobilden vaz- geçebilme'nin yegane yolu ve yön- temı değil midır? O halde, yıllardır dayatılan 'ka- rayolcu'luk yüzünden gerçekleşti- rilmeyen metronun, şimdi de 'arke- oloji'yi adeta 'bahane' ederek 'da- ha da ertelemenin' ne anlama gel- diğini, öncelikle 'kent kültürü'nü savunan kesımlerin görmesi gereki- yor... Bu nedenle, "Istanbul gibi tari- hi bir kentte metro yapılıp yapıl- maması"nı tartışmaya açmakla da 'metro düşmanları'na yenı bir 'dayanak' armağan edilmiş olu- yor... Oysa metro, "asıl ve öncelikle tarihi kentte" yapılmalıdır. Bu, hem yeraltı, hem de yerüsründeki tarihin korunması için kaçınılmaz tek çözümdür... Her ıki tarihsel kat- manın da zarar göremeyeceği pro- je ve uygulama ıse dünyada 100 yıl önceki metro inşaatlannda kuşku- suz olanaksızdı; ama "bugünkü bilim ve teknolojiyle müm- kün"dür... Serzentşimlzln özetl New York Times 7 ın, Istanbul'da- ki arkeolojiye ılgi gösterirken 'met- rosuzluğun' nedenlerini de ırdele- mesı gerektığıne yönelik 'serzeniş- lerimiz'e gelınce... Bu konudaki açıklamanın tam metni Mimarlar Odası sitesinden de edinilebilir. Buraya, 200 yaşın- dakı ABD'nin binyıllann ülkesine "tarih düşmanı ulaşım sistemle- ri"ni dayatmasını sorgularken, ar- keolojinın gözden çıkartılmadığını 'gösteren' bazı bölümlerinı özet- leyerek alabiliyorum: "Türkiye'nin -bugünkü 'met- rosuzluğu' da yaratan- karayolu bağımlılığı, '1948 tanhli Amerı- kan Yol Heyeti Raporu'na dayan- maktadır. Cumhuriyet Devri- mi'nin en önemli kazanımların- dan biri olan demiryolu sistemin- den vazgeçilerek, bunun yerine tüm ülkenin 'sadece karayolları ile kalkınması'nı öngören bu ABD 'tavsiyesi', 1949'dan itibaren bu- güne, resmi ulaşım politikasına dönüşmüştür. Örneğin, 1950'lerin sonların- daki 'Menderes yıkımlan'yla, ta- rihi dokunun yok edilmesinin ve ardından tstanbul'un simgesi 'tramvaylar'ın bile kaldırılması- nın temel nedeni, 'inkıyım ve lüks ABD otomobillerine yol aç- mak'tı... Şimdi, hiç değilse geri kalan kentsel ve tarihsel değerlerini ye- ni yollara kurban etmemek' ve ken- te rayü sistem uygarlığını kazan- dırabilmek için, MARMARAY her yönüyle 'ulusal proje' olarak yaşamsal önem taşımaktadır... Ancak bu gerçek, projenin 'ar- Üstte, 1950'lerin sonlarında tstanbul... Dönemin Başbakanı Menderes, iilkeyi "Küçük Amerika" yapmak isteycn politikanın "şehircilik" uygulamasını. tarihi kent dokusunda dev Amerika otomobillerine yol açmak üzere gerçekleştirdiği "yıkımlarla" sürdürürken... (Cumhuriyet arşivi) Yanda, Izmit Körfezi'nde Ford fabrikasının kurulduğu kıyı arazisinin sadece 8 yıl önceki "eski" görünrüsü... keolojiye rağmen' gerçekleş- mesi anlamına da asla geimemek- tedir. Hem raylı sistemin getirece- ği kazanımların, hem de tarihsel zenginliğin birlikte' gözetileceği bir uygulamayı yaşama geçirmek gerekmektedir. Bu nedenlerle, NEW YORK TIMES'dan beklentimiz: - Türkiye'deki tarih tahribatın- da 'ABD destekli karayolculuğun' büyük payı bulunduğunu; tstan- bul için MARMARAY'm aslında bir 'kurtarıcı' değer taşıdığını da okurlarına ammsatması; - Tarihsel miras konusunda bi- zim de dünyaya iletmek istediği- miz mesajlanmıza yer vermesi... Örneğin, ABD'nin başta Bağdat olmak üzere tarihi Mezopotamya kentlerini bombalayarak yarattı- ğı tahribat ve Irak müzelenndekı yağma' karşısında duyduğumuz kay gıları, Amerikan halkıyla da paylaşmamıza, sayfalarında ola- nak sağlamasıdır..." Sergi, Atatürk'ün kaldığı otelde açıldı • Turhan Selçuk Karikatür Sergisi'nin Alman kentleri turnesi sürüyor. Bad Kreuznach kentindeki açılışa ilgi büyüktü. FRANKFURT (Cumhuriyet Bürosu) - Ünlü ka- rikatüristimiz Turhan Selçuk'un da katıldığı açılı- şa Almanlar büyük ilgi gösterdi. Bad Kreuznach Be- lediyesi ile Atatürk'ün Almanya gezisi sırasında kaldığı Kurhaus Parkotel işbirhğı ile düzenlenen ser- gi 200'e yakın sanatseverin katılımıyla açıldı. Sergi kentin internet sitesinde de geniş bir haber- le duyuruldu. Konuyla ilgili haberde serginin Türki- ye'nin kurucusu Atatürk'ün kaldığı otelde açılması- nın önemine de değınildi. Turhan Selçuk'un karikatürleri ile ilgili olarak sa- natçının insan haklan ve banş için mücadeleyi çiz- gileriyle gerçekleştirdiği belirtildi. Serginin açılış konuşmasını yapan Bad Kreuznach Anakent Belediye Başkanı Andreas Ludwig sergi- nin kentınde açılmasından duyduğu sevinci dile ge- tirdi. TC Mainz Başkonsolosu Ahmet Nazif Alp- man ve gazeteci Mehmet Canbolat da açıhşta bi- rer konuşma yaptılar. Sergi açılışında Turhan Selçuk 'Türkiye'de Karikatür Sanatının Dünü Bugünü, Karikatür Yapmanın Ağır Bedelleri' konusunda görüşlennı açıkladı. 10 Eylül'e kadar sürecek sergi, daha sonra aralannda Stuttgart, Köln, Rüsselshe- im'ın da bulunduğu bir dızı kentte sürecek. Turhan Selçuk Karikatür Sergisi dizisinin aralık ayında Frankfurt kentınde tamamlanması öngörüldü. % ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Afşar Tımuçin ve İçimizdeki Depremler... Prof.Dr. Afşar Timuçin, yıllar önce düşüncenin sesi, yaşama ustası ve aydınlanmanın temsilcisi niteliğiyle kendime 'Doğal Hoca' seçtiğim bırkaç isimden biriydi. Sabahattin Eyuboğlu, Azra Erhat, Vedat Günyol, Nermi Uygur, Hıfzı Veldet Velide- deoğlu, llhan Selçuk ve Oktay Akbal gibi isimle- rin yanı sıra Afşar Timuçin de bu listemdeki yerini bugüne kadar korudu. Afşar Timuçın'ın benim için önem taşıyan bir baş- ka özelliği ise Nermi Uygur'un yanı sıra bana fel- sefeyı sevdiren, hattatanıtan ınsan olmasıdır. Şim- di dönüp geçmişe, onu tanıdığım ilk yıllara baktı- ğımda, aslında Afşar Timuçın'i insan olarak tanıyıp da felsefeye yakınlık duymamanın neredeyse ola- naksız olduğunu düşünüyorum. Çünkü o, felsefe- yi uğraş edinmenın yanı sıra her şeyıyle hep filo- zofça bir yaşamın temsilcisi olarak kalmıştır. Ede- bıyatçılığı, günlük yaşamda ınsanlara davranış bi- çımlerı, hocalığında oğrencileriyle ılişkilerı -kısaca- sı yaşamının hangi alanına eğilirsek eğilelim, kar- şımıza mutlaka 'Filozof Afşar Timuçin' de mutlaka çıkar- yani herzaman yaşamı sorgulayarak, bu ara- da o yaşam içerısinde bırey olarak kendi sorumlu- luğunu da asla göz ardı etmeye kalkışmaksızın yo- luna devam eden, kimi zaman, hatta belki de ço- ğu zaman eleştirdıklerınin ve yerdiklerinin arasına 'biz' ya da 'ben' diyerek kendini de katmaktan as- la çekinmeyen bir bilge. Sanırım sözcük anlamı zaten 'bilgelik sevgisi' olan felsefe, bir uğraş alanı olarak en çok böyle bil- gelere yakışıyor. Afşar Timuçin gibıleri -ah, keşke şu 'gibileri' sözcüğünün kendiliğinden uyandırı- verdiği umutlar gibi, şu toplumda biraz daha çok olsalar!-, felsefeyi uğraş edindiklerinde ona, öğ- rencilerle aralarında kilometreler bulunan kürsüle- ri, kendınden menkul dokunulmazlıklan, büyüklen- meleri değil, fakat tüm zenginliğiyle günlük yaşa- mın ta kendisini layık göruyorlar. Boyle yapıldığın- da felsefe, ancak 'seçkinlere' açık bir düşunme bi- çımi değil, ama neredeyse doğru düşünmenın ta kendisı ve tek yolu olup çıkıyor. Yıllar önce, tanıştığımızdan bu yana yaşamıma nıce zenginlikler katmış olan bir başka bilge dost- la, Prof.Dr. Srtkı Erinç'le Eskışehir'de baş başaye- diğımiz akşam yemeklerinden birinde, kendisine öğrencileri anlatımıyla fazla zorlamayacak, ama bu- na karşın ıçerikten yana zengin bir düşünce tarihi kitabı sorduğumda, bana Afşar Timuçin'in o üç cılt- lik 'Düşünce Tarihi - Gerçekçi Düşüncenin Kaynak- lan' adlı dev eserinı tavsiye etmışti. Bu kitabı öğ- rencılerımden kaçı okudu, bilemiyorum; ama ben, düşünce tarihini o kitaplardan bir kez daha öğren- dim - ya da, asıl önemlisi, 'düşünce tahhi'n'm nasıl ele alınması gerektiğini! Bugünlerde elimde Afşar Timuçin'in 'İçimizdeki Deprem' adlı kitabı var. Yazarın öteki eserleri gibi Bulut Yayınları arasında bu yıl basılan kitap, Timu- çin'ın, Türkiye Gazeteciler Cemiyetı'nin yayın orga- nı olan 'Bizim Gazefe'de, 'Gönül Gözüyle' adlı kö- şesinde yazdığı kısa yazılardan oluşmuş. Timuçin, kitabının başına 'Birkaç Not' başlığıyla koyduğu yazısını o eşsız alçak gönüllülüğüyle şöyle nokta- lamış: "Bazı kitaplar öğrenmek için, bazı kitaplar dinlenmek için okunur. Elinizdeki bu kitap da yor- gun birgünün sonunda dinlenmek için okuyacağı- nız bir kitap olacak..." Bu kitabın yorgun bir günün sonunda da rahatça okunabildiği doğru. Ama sa- dece dinlenmek için değil! Çünkü bu 'kısa' yazılar, felsefeciliğini her zaman bir aydınlatma görevi say- mış bir düşünürün elinden çıkma. Bu yüzden de hangi yazıyı okursanız okuyun, çoğu kez farkına bi- le varmadan kendinizi yaşamın o yazıda değinilen parçasına felsefe soruları yöneltirken buluyorsu- nuz. 'İçimizdekiDeprem', kitabın ilkyazısının başlığı. Fakat bu başlık kanımca kitabın tamamı okunduk- tan sonra edineceğimiz izlenimin de adı olabilir - dünyaya böyle de bakmak varken, soruları olma- dan yaşamanın ne korkunç bir kısırdöngü olduğu- na ilişkin izlenimin adı! e-posta: ahmetcemal 'i superonline.com acem20(g hotmail.com BUGÜN • ENKA AÇIKHAVA TİYATROSU nda 21.15'te 'Ray' adlı filmın göstenmı. (0 212 276 22 14) Filistinli, Lübnanlı, Suriyeli, Iraklı yönetmenler, basın toplanüsında tiyatrolannı anlattılar gal altında tiyatro yapıyorlar ÖNDERCA.N MLTİ tstanbul Büyükşehir Bele- diyesi Şehir Tiyatroları tara- findan düzenlenen '2. Ulusla- rarası tstanbul Mekân Tiyat- ro Festivali' kapsamında Istan- bul" a gelen Filistinli, Lübnan- lı, Suriyeli ve Iraklı tıyatrocu ve yönetmenler, düzenlenen ba- sın toplantısında kendi tiyatro- lannı anlattılar. Prof. Dr. Nurhan Karadağ, Doç. Dr. Hasan Erkek, Yrd. Doç. Dr. Ayla Ezici, Yrd. Doç. Dr. Nurhan Tekerek ve Nur- gök Özkale'nin de gözlemci olarak katıldığı toplantıda Fi- listinli ve Iraklı tıyatrocular ti- yatro yapmak ve var olmak adı- na verdiklen sa\aşımdan bah- settiler. "Can güvenliğimiz yok, tiyatroya gitmek üzere evimizden her çıktığımızda ölümle burun burunayız. Vu- rulabiliriz. arabamız bomba- lanabilir... Sadece bir tek ti- yatro yerimiz var" diyerek hangi koşullar altında tiyatro yaphklarını anlattı Iraklı yönet- men Hatem Oda. Yine de ti- yatro insanlan olarak direndik- lerinı ve 5 ayn yerde tiyatro fes- tivali düzenlediklerini de sözle- rine ekledı. Yönetmen, sokak- ta yaşananlan oyunlanna taşı- dıklannı ve ülkelerinde yaşa- nan kültürel yağmaya karşı ti- yatroyla ayakta durmaya çalış- tıklannı ifade etti. Her şeye rağmen tiyatro Filistin Al Kasaba Tiyatro- su'ndan tıyatrocu İmad Fara- jin, yaşadıklan şehir Ramal- lah'ta tiyatroya giden yollann kapalı olduğunu, izin alınabilse dahi provalara giderken her an ölümle burun buruna olduklan- nı, ancak her şeye rağmen tiyat- ro yapmaya devam ettüderini belirttı. "Sanatı seviyoruz ve sanatın içinden doğduğumu- zu düşünüyoruz" diyen Fara- jin, bir sanatçı olarak işgal ve savaş dışında kalan konulara tı- yatroda yer verilememesınden yakındı. Filistin Ashtar Tiyat- rosu Müdürü tman Aun ıse "Geçmişten gelen kimliğimi- zive kültürümüzü küreselleş- meden ve işgalden kurtarma- ya çahşıyoruz. Oyunlarımız- da öncelikle insanı özgürleşti- riyoruz ve silinmeye çalışan kimliğimizi canlı rutmaya ça- hşıyoruz" dedı ve tiyatro saye- sinde var olabildiklerini vurgu- ladı. Suriyeli yönetmen Eymen Zidan da "Teknolojik ve eko- nomik olarak gelişmemiş ola- bilirsiniz, ama asıl silah in- sandır ve insanın yapabilece- ği şeylerdir. Tiyatro ve sanat- la, var olan sorunları ve problemleri anlatmak ve çöz- mek istiyoruz. Kendi kültü- rümüzü de tiyatroyla canlı tutmak istiyoruz ve yok ol- masını engellemeye çabşıyo- ruz" şeklinde konuştu. Dört kıtadan 25 tiyatro topluluğunu bir araya getiren '2. Uluslara- rası Mekân tstanbul Tiyatro Festivali' Harbiye Açıkhava Tiyatrosu, Galata Köprüsü, Ih- lamur Kasrı, Rumelı Hısan, Sultanahmet Meydanı ve Yere- batan Sarnıcı'nda sahnelene- cek oyunlarla 16 Ağustos'a ka- dar devam edecek. Festivale Iraktan katılan oyunu Hatem Oda yönetiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle