Katalog

Aydınlık korkutuyor UNICEF'in kız çocuklan için hazırladığı rapordan: Kızlar okula giderse ailenin istediği kişiyle evlenmez ve namus cinayetine kurban edüir ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Mılh Eği- tim Bakanlığı ve UMCEF'in yaptığı araştırma- ya göre, "Kız çocuklarının okula gjtmesi halin- de kendi çevresinden biriyle evlenmek isteme- mesi durumunda namus cinayetine kurban git- meolasıhğı" özellıkle annelen korkutuyor. Araş- tırma raporunda, okullaşmanın önündekı engel kımi bölgelerde "töre korkusu" iken künı böl- gelerde, "aitenin çocuğun emeğine ihtiyaç duy- maa" olarak belırtilıyor. Millı Egitım Bakanlığı üe UNICEF, "Kız Ço- cuklannın Okullulaşma Oranının Düşük Olma- suun Nedenleri ve Okullulaşma Oranuun Artti- nhnasma YöneBkÇözüm Önerfleri" konulu araş- tırma yaptı. DÜ aşamalı olarak planlanan araş- tırmanın ilk aşaması Edirne, tstanbul, Şanlıurfa ve Van'da gerçekleştınldi. Araşnrma so- nucunda, özellıkle akraba ev- liliklerininyaygın olduğu yer- lerde kız çocuklarının okula göndenlmesı karannda anne- babanın yanı sıra "amca''nın da etkisinin büyük olduğu be- lirlendı Araştırma raporun- da "Kız çocuklarının okula gkmesi haHnde kendi çevre- sinden biriyleevlenmek isteme- mesi durumunda namus ci- nayetine kurban gitme olası- hğTnın özellıkle annelen kor- kuttuğu belırtıldı. Raporda, konuya ilışkın şöyle denildr "Kız çoculdannın okula gön- derilmesi için anneve babanm karannı beiuiemede dede, ni- ne, çahşan abiaveya ağabey fle özeDikle amca oğhı-amca kızı evliliğinin desteklendiği top- luhıklarda amcanm da etkisi büyüktür." Kız çocuklarının okula gıtmesı konusunda an- ne-babanın eğıtim seviyesınin, kız ve erkek kar- deşlenn sayısının ve annenın Türkçe konuşup ko- nuşmadığının temel faktörler olduğu belırhlen raporda şunlar kaydedıldı "Okuma-yazma bilen kızlar annelen için ka- musal alanlarda ve televizyon karşısmda tercü- manhk görevi üsüenmektedir." Bazı aılelenn, genellikle eğıtım-ogretım ıçın ilk 3 yılın kız ço- cuklanna yeterlı olacağı görüşünü taşıdıklan ifa- de edılen raporda, "Onlara göre bir kız çocu- ğunun 3 yıl okula ghmesi, okuma yazma öğren- mesi ve Türkçe konuşup anlaması veterli bir sosyalsermave oluşturması bakunından önem- Bdir" denildi. • MilliEğitim Bakanlığı ve UNICEF'nin hazırladığı rapora göre okullulaşmanın önündeki engeller töre korkusu ve ailenin çocuğun emeğine ihtiyaç duyması. Rapora göre kızlann okula gönderilme karannda anne babanın yanı sıra amca da etkili. Bebekler birbirinebenzer.» Haber Merkezi - Uzun yıllardır insan ve hayvan bebeklerin benzeriiğiyle ilgilenen ve fotoğraflarıyla bunu belgeleyen Vıcky Ceeclen'in "Sıkı Dostlar" ve "En lyi Arkadaşım" adlı kitaplan Dharma Yayınlan'nca okuriara sunuldu. Moda fotoğrafçılığıyla ilgilenen Ceeclen'in kitabında köpek, kedi, kurbağa gibi hayvanlann yavrulartyla bebeklerin benzeriiği fotoğraflaria belgeleniyor. Bugüne kadar 10 dile çevrilen kitaplar 20'yi aşkın ülkede çok satanlar listesine girdi. Yayımlandığı ülkelerde büyük ilgiyle karşılanan kitaplann devamı ise yakında... Valilik caretta carettalann korunmasına yönelik önlem istedi Kaplumbağalar için seferberlik Türk Kalp Vakfı yararına sergi Haber Merkezi- Istanbullu sanatseverler, Gürhan Mızrakçı'nın Türk Kalp Vakfi yaranna hazırladığı karma resim sergisinde Türk resmınin değerli ressamlanyla hasret gıderdı. Pera Palas Oteli'nde eserleri sergılenen ressamlar arasında Hoca w Ali Rıza, Sali, Utku Varük, Habib Gerez, Faruk Cimok, Suna Tüfekçibaşu Florans Ahmet, Altan Çelen, Hafız Osman Efendi. Hattat Mustafa Reşit, Ahmet Fazlı, Mine, Sakis Civanv an, Safî ve Bedri Rahmi Eyüboğlu yer aldı. Serginın açıhşında konuşan Türk Kalp Vakfi Başkanı Çetin Vıldmmakın şöyle konuştu: "Karma serginin derleyicisi Gürhan Mızrak'ın bu değerli etkinügi Türk Kalp Vakfi yaranna hazırtamasını minnet ve şükranla karşjhyoruz." Yıldınmakın, Mızrak'a bir teşekkür plaketi sundu. ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Nesli tehlike altında olan caretta carettalar için bugüne kadar yürütülen bilimsel çalışmalar ve sivil toplum örgütlerinin koruma çabalanna bu" yenisi eklendi. Bu kez devreye valilik girdi. Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Serik, Manavgat, Gazipaşa, Alanya, Fuıike, Kale, Kumluca, Kemer kaymakamlıklanna gönderdiği yazı ile caretta carettalann zarar görmemesi için gereklı önlemlerin alınmasuıı istedi. Carettalann korunmasına yönelik Vali Yüksel'in önceliklı isteklen ise "Kumsalda ateş yakdmaması, kumsala ve denize çöp aülmaması, kumsalda gece ışıkla dolaşümaması, evcil hayvanlann başıboş bırakılmaması, kumsalda görünen ışıklann perdelenmesi, kıyıdan rabaren 1 mfl içinde sürat tekneleriyle saatte 5 mttın üzerinde hız yapümaması, kumsala motoriu taşıtla girUmemesi' şeklinde sıralandı. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN '...Hasmın Giicünü, Hasma Yöneltmek!.. (Tespit/10. "...sıra geldi, aynı anda, iki ayn duyarlığı, yüksettme kampanyası- na; bu harekâtın en hassas noktası; il- ki, seçmenlere, seçmenlik haklannı öğ- retmek; ikinctsi, seçime katlın kampan- yası; 'kokuşmuş' ve diktacı rejime kar- şı çtkmak! Her iki kampanyanın da, ken- dine mahsus logosu, sloganlan, afîşle- ri vs. olacak! Gerçekte her iki operas- yon da, aynı 'devrimci' ekip tarafından oJuştuniacak ama, bu, kesinikte gizü kal- malı, bilinmemeli; aksi halde, tarafsız gibi görünen ilk kampanya, bütün inan- dıncılığını kaybeder..." Bunlan kim söylüyor? 'Turuncu Dev- rim'in kahramanlanndan bırisi; gözlüklen yuvariak, gömleği kırmızı; otuz yaşlannda bir Ukrayna'lı; Dimitri Potyekhin! Yu- şçenko'nun zafenncien sonra, Motdavya'lı- lan eğıtmeye, orayagıtmiş; yapacağı 'pa- zarlama' faslının öncesı, dıyor ki: "...aynı anda, birbhinden gizü iki operasyonu ba- şarmak, güç iş! Pora olayında o kadar az adamımız vardı ki, milrtanlar, aynı gün içinde, birkaç kere kıiık değiştirmek zorunda kaldılar; iki kampanyadan bi- rinin, ya da ötekinin bildirilerini dağrta- bilmek için!.." Sıra geldı bu defa, etkileyıci fakat şıd- det ıçermeyen eylemlen gerçekleştırme- ye! Amacı belli, yurttaşlan uyandırmak, polisi canından bezdırmek! En çok uygu- lanan metod, 'yıldınm toplanışı', Dimit- ri Potyekhin bunu şöyle tanf edıyor: "... Bunlar o kadar kısacık bir sürede top- lanıp dağılarak yapılan eylemlerdir ki, polis kimseyi ele geçiremez!" Verdığı bir de ömek var: "...On beş eylemci, giy- dikleri 'sürgün kılıkian' üzerine, herke- sin giydiği pardösülerden giymişti; baş- kentin en büyük caddesinde, en kala- balık olduğu anı seçtiler; saati gelince, o dakika pardösüler çıkanldı; ve 'sür- günler 1 üst üste aynı sloganı tekrarla- dı: 'Ben oyumu filan ıçın vereceğım.' El- bette buradakifilan,mevcut iktidann ba- şını temsil edryordu; eylemi kısa süre- de brtirildi, 'sürgünler 1 kaşla göz arastn- da pardösülerini giyip, ilk önlerine çı- kan metro girişine dalarak, toz oldular; geride elbet ne bir iz kaldı, ne de bir ka- nıt! Sonuç, arzu edilen sonuçtu: Polis öfkesinden kuduza döndü ve şiddete başvurdu..." Korkuyu nasıl kullanmslı'i.. tyı güzel ama, o grubu hımâye etmek şart, bu nasıl olacak? Sırp Milos Milankoviç, Beyaz Rusya'lı ya da Azeri 'oğrencılen 'ne bunu anlatacaktır; bir bakıma 'gızlı faalı- yetın alfabesını'! Bu, otuzuna yakın, ınya- n delıkanlı dıyor kı: "...bunlar direnişin bilinen hileleri! Devrimci grubunun bir tek şefi olmayacak; olursa, o tek şef po- lisin eline geçerse, eylem felce uğran bunun çtkar yolu, ortaklaşa yönetimi örgütlemektir; yâni, tek şefin yapması gereken eylemler, aslında kimin ne yap- tığını, ne yapacağını bilmeyen öteki so- rumlulara dağralryor..." Bir başka ömek de şu: "...Örgütler ne kadar gizli, üstü kapalı olursa, gençleri o kadar kendi- ne çeker, çünkü etkilen işte bu büyü- dür ki korkusunu yenip onun, iktidar- lann 'terörist' diye vasıflandırdığı bir gruba katılmasını sağlar!.." Peki, korku nasıl kullanılacak? Milos Milankoviç onun çaresını de söylemış: "...gösteri mi yapılıyor, katılan genç kendini asla yalnız, diğerlerinden kop- muş hissetmemeli; diğerleriyie dirsek temasını muhafaza etmelidir. Polisin ya da askeri birliklerin, ürküntü veren gü- rültüsünü bastrmak için, onlara marş söyietmek de ise yanyor. Aynca yakın- daki silahlı biriiklerden korkmalannı ön- lemek için, bir çare de; eylemcilerin en önündekilere, büyük ve geniş yazılmış, 'devrimci' bezler taşrtılmasıdır, bu sâ- yede diğer eylemciler, kendilerini bek- leyen silâhlı biriikleri göremezler..." vehblnln kerrâkesl...' ...dahası var. Tutuklanma korkusu nasıl önlenecek? Ihtilala çocuklan eğıtenler(co- ach), sık sık, polis baskınlannın provasını yapariar, grup ıkiye aynlır, yansı polis olur, yansı nümayişçi! Bu sonunculara, gülüm- seyerek kaçamak cevaplar vermek, asla saldırgan olmamak öğretilir; cezaevinde- ki yandaşlan yüreklendirmek amacıyla, destek stratejileri de geliştinlmiştir: "...tu- tuklanmayanlar, böyle bir durumda, kimlere başvuracaklannı bilirlen han- gi avukata, hangi yerli ya da yabana ga- zeteciye, hangi sivil toplum örgütüne vs. Aynca ellerine, temas edecekleri mili- tanlann listesi verilmişt'n temas ettik- leri kişi, bir protesto mitingi örgutJe- mek üzere, başka milrtanlar bulun bu suretle, polis karakollan önünde gös- teri yapılır. Bunun amacı, Media'lann olaydan geniş ve aynrrblı söz etmesini sağlamaktır." Bunlan söyleyen kim mi? Kazaklara, ge- çen yıl bu hileleri ögreten Gürcü, Guerg- hui Kandelaki'nin ta kendisı, Amerikan ünıversıtelennden sıyasal bilgıler eğitimi almış, bu 'ihtilal imâlatçısı', sözlennı şöy- le bir sona bağlıyor: "...bu sâyede, has- mın gücünü, hasmın kendisine yönelt- mek imkânı sağlanır..." Şimdi anlaşılıyor mu, 'Vehbi'nin kerrâ- kesi'? e-mailrtilahan 'i isnetnet.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212 / 26019 88 Biz Bu İşte İddialıyız. TÜRKİYE BU RAKIYI NEDEN ÇOK SEVDİ? DENEYİP VAZGEÇEMEYENLERE SORUN! Restaurant-Bar Sipariş Hattı Faks: 0212 655 59 03