Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
* . TEMMUZ 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA
MokrasiHaşım Can Sözer
"Doktoriann sağlık,
hukukçulann yargı,
öğretim üyelerinin
universite, bilim
adamlannın
bilimsel ve sosyal
konular, askerierin
güvenlık stratejileri ve
dış polıtika,
muhalefetin politika
ve iktidar hakkında
görüş bildirmedikleri
siyasi sisteme
demokrasi mi deniyor
bu ülkede?
Tei: 0.212.512 06 05 Faks: 0.212.512 44
17
- Yüm yargı ayaktaymış.
"İktidar ise atama
oturumunda!"
Erdoğan: "Imam
hatipler arka
bahçemiz değil!"
ön bahçeniz mi?
BİZİM Brüksel lahanası toramanlar, yabancılann
ağzının içine bakar ve onların görüşlerini
küreselleşme kılıfına sokarak allayıp pullayıp bize
yuttuımaya çalışır.
Geçenlerde The Observer gazetesinde çıkan bir
yazı ise mızrağın artık çuvala girmediğini gösteriyor.
Londra'dan Genç Köylü, The Observer'dakı yazıyı
yorumlayıp aktanyor:
"Ulus devlet öldü, tarih b'ıtti diyenler meğer bütün
ulus devletlerden, herkesin tarihinden söz
etmiyoriarmış!
ölen ve biten sadece bizim gibilerin devletiyle yine
bizim gibilerin tarıhi imiş...
Yakın zamanlarda, 'Küreselleşmeden siz de
payınızı kapın" diye iyi kalpli Amerikalılar, Putin'in
Rus petrol havzalarını uluslararası sermayeye
açması için türlü akıllar üretip yol göstermekteymiş.
Putin de, herhalde giydiği Gucci potinler dar geldiği
Unocaliçin ayak sürmekte ve Amerikalılann sabnnı
aşındırmakta imiş. Ruslar kadar hantal, anlayışsız ve
şüpheci olmayan Çinliler, uzaktan kulak misafiri
olduklan bu 'ikna edici konuşmalar'a kendilerini
kaptırmışlar ve orta karar bir Amerikan petrol şirketi
olan Unocal'ı serbest piyasa koşulları içinde satın
almaya kalkmışlar.
Aslında Unocal zaten satılıkmış ve peşinde
dolananlardan biri de başka bir Amerikalı olan
Chevron imiş. Yalnız Chevron'un ancak kadı kızında
bulunan cinsten küçük bir kusuru varmış: Chevron,
Unocal hisselerine daha az fiyat veriyormuş.Haydi
ikinci kusuru da olsun; şirketi alınca işten adam
atacakmış.
Çinliler ise hem daha yüksek fiyat vermişler hem
de işten adam atmayacağız demişler. Ve gurbet
acısının ne olduğunu iyi bilen Çinliler, 'Biz bu şirketi
alınca bir damla Amerikan petrolünü bile yurtdışına
göndermeye kıymayacağız" demişler.
Olan biteni izleyen Amerikalı senatörler, hemen
Putin'in bu konudaki konuşmalarını bulup,
Amerikancaya çevirtmişler ve aynen Çinlilere kıraat
etmeye başlamışlar; 'Bu iş olamaz dostum, sizin bu
yaptığınız Rus, pardon yani Amerikan petrollerine,
işgücüne ve de ulusal güvenliğimize halel getirir"
demişler. Şimdi bu alışveriş Amerikan ulusal güvenlik
mülahazaları ile durdurulacakmış.
Ulusal güvenlik dediklerine göre, ulusal devletleri
var zahir. Zavallı Amerikalılar; daha çekeceklen var!
Ulusal devletleri de ölmemiş, tarihleri de bitmemiş.
Biz kurtulduk, dansı onların başına. Dış yardım
isterlerse üç-beş 'ak'il üstat gönderebilıriz herhalde!
Amerika canımız, feda olsun üstadımız."
Manş
SESSİZSEDASIZ(I)
Akif Kökçe:
"Bursa'da bir lisede
Milli Eğitim
Bakanlığı'nın
gönderdiği Avrupa
Birliği bayrağı, Istiklal
Marşı eşliğinde
göndere çekildiği
gerekçesiyle
, ,, soruşturma
- başlatılmış. Okul
yöneticilerinin
kabahati yok.
Bayrakla beraber
Avrupa Birliği Marşı
da gönderilseydi,
Istiklal Marşı'nı
kullanmak zorunda
kalmazlardı!"
(stanbul'un mistik ve pislik yapısı
İSTANBUL'DA düzenlenen
Dünya Mimarlar Kongresi'nde,
yabancı katılımcılar için Istanbul
Belediyesi'nin Ingilizce hazıriadığı
"Istanbul Kent RehberTnde
Cumhuriyetin ilanı ile Istanbul'un
tarihi statüsü ve prestijinin
zayıflatıldığı, kentin zengin mistik
tarihin yok olduğu anlatılıyor.
Birileri böyle yapınca Erdal Alan
da şöyle diyor.
"Istanbul kentinin tarihi dokusu
olan bir çok tarihi yerin
bakımsızlıktan çöplük haline
gelmesinde büyük sorumluluğu olan
belediye yönetiminin, belediyeye ait
lokallerde alkollü içki yasağıyla
başlattığı ideolojik yaklaşımın
izdüşümü olan bu çarpık
değerlendirmenin, Dünya Mimarlar
Kongresi gibi uluslararası bir
düzenlemede tekrar ortaya çıkması,
Cumhuriyet düşmanı çevrelerin ne
kadar pervasız ve saldırgan bir
yöntemi hayata geçirdiğini gözler
önüne açıkça sermektedir.
Cumhuriyetin ilanının, Istanbul'un
tarihi statüsü ve prestijini zayıflattığı
gerekçesi ile Cumhuriyete yapılan
saldınlan anlamak için, bugün ülkeyi
yönetenlerin zihniyetine de bakmak
gerekiyor. Vah ülkem vah!"
Yüksek YerilimHattı
erdincutku a yahoo.com
AB ile yıldızlanmız banşmryon
Onlann 12 bizim 1 yıldızımız vari
Atatürk'e Saldırmanın
Dayanılmazlığı...
MERİÇ VELtDEDEOĞLU
Geçtiğimiz hafta başında
"Atatürk'e saldırmanın daya-
nılmaz hafifliği"ri\n bir örneği
daha sergilendi.
Bilgi Üniversitesi öğretim
üyelerinden Doç. Dr. Aykut
Kansu'nun bir bilim adamına
uygun düşmeyecek denli yü-
zeysellik ve savrukluk içeren,
Atatürk ve 1923 Devrimi ile il-
gili söylemi Radikal gazetesin-
de yer aldı.
öğretim üyesine göre Ata-
türk, 1923 Devrimi'ni Ittihatve
Terakki Partisi'nden, kısacalt-
tihatçılardan korktuğu, onlann
eleştirilerinden çekindiği için
yapmıştı.
Çünkü Doç. Dr. Kansu'ya
göre: "Latin alfabesi, Medeni
Kanun, aile hukuku, laiklik, ka-
dın hakları, kadınlann öğret-
men olması, iş hayatına gir-
mesi hep Ittihatçılann başlat-
tığı ve başlatmak üzere olduk-
lan projeler"d\.
Atatürk, bütün bunlan yani
1923 Anadolu Aydınlanma-
sı'nı yaratan devrimleri ger-
çekleştirmeseydi, Ittihatçılar
pek kızacaklar, kendisinden
hesap sorup köşeye sıkıştıra-
caklardı; işte Atatürk bundan
dolayı onlardan çekinerek
devrimleri bir bir gerçekleştir-
mişti...
Insan durup şöyle bir düşü-
nüyor. Yaklaşık 1908'den
1918'e dek on yıl boyunca
erk, güç Ittihatçılann elindey-
di; ilk yıllar iktidar avuçlannın
içinde, sonraki yıllarda da biz-
zat iktidardaydılar; yukanda
sayılanlardan hepsini değil
yalnızca "kadın haklanm" kök-
ten çözümleyecek bir atılımda
bulunamazlar mıydı?
Bir bakıma dedikleri dedik-
ti; kadın haklannı, kadın-erkek
eşitliğini sağlayacak yaptınmı
bir çırpıda oluşturacak ko-
numdaydılar; nitekim kamu
yönetimiyle ilgili olarak yüzler-
ce, yüzlerce yasa çıkardıkları
yazılır, söylenir(1).
Dahası böyle bir fırsatı da
yaratmışlardı; şeriatın "müna-
kehat" denilen evlenme ile il-
gili bötümüne el atarak, "Hu-
kuku Aile Karamamesi" adı al-
tında bir yasa çıkarmışlardı.
Ne var ki bu yasanın yalnız-
ca iki maddesiyle kadınayeni-
lik getiriliyordu; ilki "nikâh ak-
d/"nin devletin gözetiminde
yapılması, ikincisi ise, çok ka-
dınla evliliğin uygulanabilme-
sinin ilk eşinin iznine bağlı ol-
masıydı.
Bu iki yeniliğin ilki, kadına
"boşanma" hakkı verilmesini
sağlıyordu ki bu büyük biraşa-
maydı kuşkusuz; ikincisi ise
çokeşliliği ortadan kaldırmıyor,
yalnızca biraz kısıtlıyordu.
Kadın haklarıyla ilgili yasal
yenilik kısacası bu kadardı;
dolayısıyla şeriatın temelini
oluşturan cinsel eşitsizlik ol-
duğu gibi duruyordu, yürürtük-
teydi, yapılan çok sınıriı bir dü-
zeltimdi.
öte yanda Ittihatçılardan
daha fazlasınm istenemeye-
ceğinin somut bir işareti de
vardı: Ittihatçılann önde gelen
üçlüsünün bir üyesi olan Ce-
mal Paşa'nın, Istanbul Muha-
fızı iken güvenliği sağlamak
için attığı ilk adım "kadınlann
ortalarda, çarşı ve pazaharda
dolaşmalan"na sınır getiren
buyruğu yayımlaması olmuş-
tu. (2)
Ittihatçılann bu konuda ge-
lebildikleri aşamanın biryönü-
nü, Cumhuriyetin ilk hüküme-
tinin Adalet Bakanı Seyyit Bey
tarafından hazırianan yenı "Ai-
le Kanun Tasansı "nda da gör-
mek olasıdır; ama temel -Itti-
hatçılarınki gibi- yine şeriattır.
Bu yasa tasansı Atatürk ve
Ismet Paşa tarafından tü-
müyle yadsınmış, buna Mec-
lis de katılmıştı.
Yapılması gerekeni Atatürk
ve ekibi biliyordu; çözüm: "Is-
lam hukuk sistemi" ile "laik
hukuk sistemi" arasında se-
çim yapmaktı ki, bu sağlandı;
laik sisteme geçilerek "hukuk
devrimi" gerçekleştirildi.
Aslında bu sonucu Mustafa
Kemal, Ittihatve Terakki'nin ilk
kongresinin seçilmiş başkanı
olarak yaptığı konuşmada:
"Devlet ve din işleri birbirin-
den aynlmalıdır" diyerek işaret
etmişti. (3)
Ittihatçılann -ne yazık ki- bu-
nu bütünüyle algılayamadıkla-
n ortadadır.
Dolayısıyla Doç. Dr. A. Kan-
su'nun ileri sürdükleri yalnızca,
Atatürk'e saldırmanın dayanıl-
maz hafıfliğinin bilinen ürünle-
rinden ibarettir.
(1) Niyazi Berkes, Türki-
ye'de Çağdaşlaşma, Bilgi Ya-
yın.
(2) Tarih ve Toplum, 7 Tem-
muz1984.
(3) Mufassal Osmanlı Tarihi,
Iskit Yayın, Citt: 6.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behfcak@turk.net
8e*ce. arhk.
HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGIN hayatepiku mynet.com
VEKİL MAASLARI
BÎR MÎKTAR
ARTABÎL1R Mî
EFENDÎM?.?
MUMKUN DEStL.
BU MAAŞA CALISACAK
MÎLYONLARCA
NAMUSLU İSSÎZ
VAR!..
1 I I I 1 1 i ı ı t t t t ı T r ı ı i ı Î
BULUT BEBEK NURAYÇIFTÇI bulutbebek <ı hotmail.com
izi Çürıeşi Jı
ban e&kÂten, ) ( »avva'nm nasil
? Vahvah!..
OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc(âyahoo.com
ÎLAN
TC
ŞtŞLİ 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
2005'50
Da\r
acı Gökhan Usta vekili Av. Aydın Erdem tarafından mahke-
memizde açılan gaiplik da%'ası nedeniyle:
Kastamonu ili, Azdavay ilçesi, Sıra köyü, cilt: 57, hane: 39'da nü-
fusa kayıtlı Yaşar ve Hikmet'ten 20.2. 1975 yıhnda doğma Hakan
Usta'nın tüm aramalara rağmen bulunamadığı, kendisini tanıyan ya
da bilenlerin bu ilan tarihinden itibaren 6 ay içinde mahkememiz
dosyasına müracaat etmeleri, aksi halde MK.nun 32. maddesine gö-
re gaiplik karan venleceği hususu ılan olunur. 5.7.2005
Basın: 32456
TARtHTE BUGÜN MİMTAZ ARIKAN 8 Tenunuz tcıcu.munUaz-arikan. com
BEYAZPGROMNSCARLETT'L
t36?'P£ SU6ÛN, ÜMUİ İN6İÜZ TİM7RO
OYUNCUSU V(Vl£N CS/SK 54 Y*Ç(NOA ÖLDÜ, ÇOK OA
HA 2DK eoutüİN ÜSTE£)HO£N SELMESİNE KAZÇIN,
SEYi'ed •meAPlNPAN */?ÜZ£ÂK 6İBİ6EÇTİ"FilMİy-
LE ANtM£/WACA*mR. Su F/LMOEKİ SCfilSi£Tr û'fM-
RA HOLÜ ÎÇİN SİNLEgCEAPArAEAStNDAN SEÇİL-
MŞTİCyOLM). f94O İLE 1961 AKAStHOA, LAüKEN-
C£ OUVIER'NİN EÇİ VE OYUN ARKfiDAÇt OLAOİK
BİRÇJDK TTYAmo yAP(VNPA 8AÇAHI KAZ4NMÇT1.
HEM &EYAZ PEÜOEOE HEM TirATBOPA, ÇOK AZ
avUNOJ AYNt GÜCÜ &ÖSTERE8ÎLMİÇTİR. VIVIEM
LElGH'İN UHLÛ F/LMLERİ AHA£lNOA,"l(tr)IİAS
TKAMVAYl"(STKEETr/K NAMED DESIHE) VE 'RO-
/IslA'PA 8AHAfZ*(TVE HOMAN SPK/AJ6 OF MRS
STONE') ÖZEL BifZ YE/Z ALIR.
BAKIŞ AÇISI
Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN
Cezayir...
Magrib ülkelerinden Cezayir. Arap'ın Fransızca
konuşanı... Arapça düşünüp yaşıyor ama, Fransız-
ca konuşuyor.
Büyük Iskender kopyası; Napolyon Bonapart
Mısır'ı da içine alan, 1820'lerde büyük bir işgal ve
sömürgeleştirme başlatmıştı. Mısır'da tutunama-
mış, ama Magrib diyarında kalıcı işgali becermiş-
ti. 1820'den 1962'ye kadar Fransız sömürgesi ol-
muş Cezayir.
Yüzde 30'u Berberi, yüzde 70'i Arap olan Ceza-
yir bugün Cumhurbaşkanı Arap, Başbakanı Ber-
beri olan demokratik cumhuriyet.
Mazlum uluslann; bağımsızlık ve ulusal kurtuluş
çağı olan 20. yüzyılın son yarısında II. Dünya Sa-
vaşı'nın da sonucu olarak sömürgecilik tasfıye
sürecine ginmiştir.
1954 yılının mayısında başlayan anti sömürge-
ci hareket 1962 yılında M. Boudiaf önderiiğinde
Cezayir'i bağımsızlığına kavuşturdu. özgüriüğün
ve demokrasinin 'anası' olan Fransızlar; yüz bin-
leri aşan özgüriükçüyü kurşuna dizdiler. Sağ ele
geçirilen 150 kadar önderi de Barbaros Hayret-
tin Paşa'nın ihtişamlı cezaevinde, sorgusuz sual-
siz giyotine gönderdiler.
Burada tarihi öç alma yaşanmış adeta. Barba-
ros'un denizden toplayıp hapsettiği Batı Avrupalı
korsanlar, bu sefer Cezayir'in yerleşik halkını sö-
mürgecilik prangasında tutmak için onlan aynı ha-
pishaneye koymuşlar.
Erken uluslaşanlar, geç kalanlara yapmadı-
ğını bırakmazlar. Her öldürücü, öldürürken bi-
raz da ölür. Öldüre öldüre ölür. Ölmeyi de öl-
dürmeyi de öğretir.
1954'te 70 kadar gencin başlattığı isyan 6 yılda
sonuç alır.
1963'te askeri bir konsey sosyalizm ilan eder. A.
Bin Bella, 1965te Bumedyen, 1978de Şadli
Bincedid, 1992'ye kadar sosyalizm denemeleri
yapılır. 1990'larda sosyalizmin yıkımıyla biriikte
1992'de M. Budiaf sürgünden döner, devlet baş-
kanı olur. 5 ay sonra daîslami terörün kurbanı olur.
1990'lı yıllar dünyada siyasal Islamın yükseldiği
yıllardır. Cezayir bundan yeterince nasiplenir. 250
bin insanın katledildiği, bazı günler bir mahallede
500 insanın baltayla arkadan vurulduğu günler ya-
şanır. Kara Afrika'yi, kara terör kana bular.
1995'te çok partili sistem gelir. Ama terör gün-
lük yaşam haline gelmiştir.
1999'da Abdulaziz Buteflika gelir. Terörü biti-
rir. Yeniden banş ortamını kurar. Sanayi, ticaret ye-
niden canlanmaya başlar.
Bugün hazinesinde 138 milyar dolar olan doğal-
gaz ve petrol zengini, dünyada tek borçsuz ülke.
Yeniden başlar hayat. Bizdekine benzer toplu ko-
nutlaryapılmayabaşlanmış. Otantik Cezayir evle-
ri villa gibi duruyor.
Fransızlardan kalan yapılar ve kent dokusu ger-
danlık gibi. Osmanlı'dan kalan arasta, bazar ve
sokaklar 1 -2 metre genişliğinde turistik gezi me-
kânlarına dönmüş.
Osmanlı sokakları, aynı bizdeki MısırÇarşısı gi-
bi. Kokusu biraz ağır ama, her türlü gıda ve kuru-
tulmuş sebze ve meyve, baharat çeşitleri, otantik
giysiler, ucuz giyim, ucuz ev eşyalan. Cami dibin-
de, mobilyacı vemik atıyor kapıya, tozu dumana
katıyor.
Kısacası; yaşamı, ticareti, davranışlan itibanyla;
Osmanlı dönemi, Fransız dönemi, hatta Sovyetik
(büyük çiftlikler) tarzı bir arada görebilirsiniz.
- Barbaros Hayrettin Paşa heykeli, (7 m'lik) ve
dev hapishane kapısından; bağımsızlık savaşçıla-
nnın adlan, doğum ve öldürülme tarihleri işlenmiş
koca bir anıt.
Şehıtlik Anıtı, bütün kentin panoramasınahâkim.
Etrafında bir sürü lokanta, kafeterya, ormanlık
alanlar, Cezayir'in acılı tarihini canlandırırken Ce-
zayir kentini de toptan izleyebilirsiniz.
Dönüyoruz. 9 sefer pasaport kontrolünden ge-
çiyoruz. Tam uçağa binerken polis tekrar elden
geçiriyor. Trajikomik bir güvenlik.
Uçakta; Ülker'den çeşitli pasta ve çikolataya
benzeyen şeyleryiyip Cola-Turkamı içiyorum. Ga-
zetelere bakıyorum. Yurdumun kokusu güzel...
gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDA5İSAĞA:
1/ Kimyasal
süreçler so-
nucu kayaç-
larda ve me-
tallerde görü-
len yüzeysel
yıpranma. 2/
Halk dilinde
sebze bahçe-
sine verilen
ad...Kâğıtlan
8
bir arada tut- 9
makta kulla-
nılan metal çengel.
3/Galibiyet...Gözle-
ri görmeyen. 4/ Şar-
2
kı, türkü... Kazak 3
başkanlarına verilen 4
ad. 5/ Kars'ın doğu- 5
sundaki ünlü eski- 6
çağkenti... "Benyâ- 7
rime gül demem / 8
Gülûn ömrü — 9
8 9
olur" (Türkü). 6/Ancak ikinci derecede bir öne-
mi olan... Akılla ilgili, akla dayanan. 7/"Karadü-
zen"de denilen ve Güney Anadolu'da yaşayan
Türkmenler arasmda yaygın olan telli çalgı... Tar-
lasının. 8/Bir çeşit susamsız ve yağlı simit... Ma-
denleri yontmada kullanılan çelik araç. 9/ Ses...
Cvey anne.
YUKARIDAN AŞAĞIVA:
1/ "Yiyecek" anlamında argo sözcük. 2/Yumur-
talık... Tütün dizmek, kurutmak ve işlemek için
kullanılan üstü kapalı sergi. 3/Nâzım Hikmet'in
soyadı... Mayhoş bir meyve. 4/ Canlı bir varlığı
oluşturan organlann tümü. 5/Itici neden, güdü...
Bir ilimiz. 6/ Şaşma belirten bir ünlem... Bir ha-
ber ajansuıın kısa yazılışı. 7/Bitkilerden elde edi-
len ilaçlarla bir hastalığı iyileştirmek... Yabancı.
8/Üstünde namaz kılınan kilim, post gibi şeyler-
den yapılmış seccade. 9/ Insan sesiyle ezgili ses-
ler çıkarma, müzik yapıtlannı seslendirme sana-
tı... Damızhk dişi sığır.